Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
halk, inançları, irımları, türkmen

Türkmen Halk İnançları (İrımları)

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkmen Halk İnançları (İrımları)



Türkmen Halk İnançları (Irımları)


Halk inançlarına din sosyolojisi açısından bakabilmek için önce "ırım" (inanç) kelimesini bir

kavram olarak ele alıp tanımlamak gerekmektedir İnanç; "dış dünyayı idrak etme sonucu zihinde oluşan bir

anlayış biçimidir"

2

Konuya bu açıdan bakılırsa, inanç, özellikle halk inançlarını toplumsal kabullenme,

benimseme demek olduğu anlaşılır Bu bütün değerlere ait olan üst bilgi alanını aşan bir bağlanış ve

kabulleniştir Toplum hayatında üst bünyeyi gösteren inançlar sosyal normlar halinde kendini gösterirler

Toplumsal hayatın bünyesinde meydana gelen sosyal bir hadise, geçen tarihi süreç içinde keyfiyet olarak

tamamen unutulmuş, gayba ait bir durum olarak kalmış ancak, onun zihinlerde ve vicdanlarda bıraktığı izler

daima yad edilmiş ve öylece kabul edilmiş ve zaman içinde halk inançlarını oluşturan bir motif olarak yerini almıştır Bu nedenle inanç kelimesini onun toplum hayatına yansıyan uygulamalarından kesin çizgilerle

ayırmak oldukça zordur

Sosyolojinin elde ettiği bulgular çerçevesinde baktığımız zaman en ilkelinden en medenisine kadar

inançsız bir topluma rastlamak mümkün olmamıştır Her toplum mutlaka bir düşünceye ve bir inanca sahip

olarak karşımıza çıkmaktadır İnanç insanların özünde olan bir şeydir Bu inançlar hak olur, batıl olur,

semavi olur veya olmaz, her toplumun kendine göre bir inanç sistemi vardır Dinler sosyal bir olay olarak

toplumlarda var olduğu için her din mutlaka toplum kültüründen ve yapısından etkilenmiştir Bu nedenle

ilahi dinlerin hiçbiri eski yerel inançların kalıntılarından kurtulamamıştır İlahi dinler ile halk inançları

sürekli bir etkileşim içinde olmuştur

Din bir milletin kültürünün temel unsurlarından biridir Aynı zamanda din bir milleti millet yapan

değerlerin çoğuna damgasını vurmuştur Türkmenistan'da ırımlar geçmişe dayalıdır Türkmenler, ırımlara,

örf ve adetlere, dinden daha fazla bağlılık göstermektedirler Türkmenistan bağımsız olmasıyla birlikte, milli

örf ve adetlerine önem vermeye başlamıştır Türkmen halkı, kendine ait töreleri miras yoluyla bugüne kadar

getirmiş ve unutmamıştır


B-Irım (İnanç)

Telkin yoluyla ortaya çıkan halk inanışları felsefi düşüncelerin, ideolojilerin belirlediği, halkın öyle

kabullenmesini istediği inançlardır Bunlar ahlak, doğruluk, hürriyet ve hayat felsefesi gibi görüşlerdir

Tebliğ yoluyla ortaya çıkan halk inanışları ise; ilahi dinlerin peygamberleri tarafından halka tebliğ edilen ve

onların buna inanmaları istenen inançlardır İlahi dinlerin iman esasları, bu tür inançlardır Ancak bunların

halk inançları içinde ele alınması, halkın inandıkları dinin esaslarını özümseyip, hayatın ayrılmaz parçaları

halinde görülmesi gerekmektedir

Anonim olarak ortaya çıkan inançlarda belli bir telkin ve propaganda vasıtası yoktur Çoğu zaman

bu tür inançlar meçhuliyet üzerine bina edilmiştir Yani bilinmeyen bir zaman içinde, keyfiyeti kesin olarak

bilinmeyen bir hadisenin ortaya çıkmasından sonra doğan bir inanç öğesi, belli bir zaman geçtikten sonra,

toplumun genelinde kabul görerek ortak inanç haline gelir Artık o, toplumun bünyesinde sosyal hayatı

şekillendiren normlar haline gelmiştir Halk inançlarının büyük bir kısmı bu tür inançlardır Mesela,

uğursuzluk inancı gibi

3

Anonim olarak doğan inançların benimsenip yayılmasında, toplumun üzerinde

yaşadığı coğrafi şartların, geçmişten getirdikleri sosyal mirasın, grup tecrübesinin büyük etkisi olduğu

görülür Bu gruba giren inançlar tarafından tenkit edilebildiği gibi, toplumların birbirleriyle olan

münasebetleri sonucu mevcut inançların muhtevasına yenileri katılabilir Hatta zaman içinde alıştırma ve

telkin vasıtaları kullanılarak yabancı kültür unsurları hissettirilmeden toplumun ortak değerleri haline

getirilebilir

Bütün bu açıklamalardan da anlaşılacağı gibi halk inançları gündelik yaşayışla, iktisadi ve ticari

davranış şekilleri ile güzel sanatlar ve edebiyatla benzeri yüzlerce konuyu ihtiva eden zenginliğiyle, bunların yer yer manevi ve dini inançlarla ilgi göstermesiyle elbette çok geniş bir alanı kapsamaktadır

4

Halk inançları

iyisi ve kötüsüyle, halkın öyle olduğuna inandığı, kültürünü o yönde geliştirdiği inançlardır

Halk inançlarının belirleyici özelliklerinin başında millilik vasfı gelmektedir Halk inançları bir

yönüyle ahlak kuralları, diğer yönüyle de muaşeret kuralları ile benzerlik göstermektedir Halk inançları,

tarihin derinliklerinden süzülerek gelmiş, belli bir takım tecrübelerle şekillenmiş,bir birikim sonucu olarak

ortaya çıktığı için değişmezlik özelliği taşımaktadır Halk inançları genelde meçhuliyet üzerine bina

edilmiştir İnanç öğesini oluşturan asıl etken unutulmuş, ama onun bıraktığı izler kendisini inanç olarak

toplumun bünyesinde korumuştur Herhangi bir inanca sahip olan fert, bu inancın nedenini ve niçin ini

bilmez, buna gerek de duymaz Onun için önemli olan içinde yaşadığı toplumun fertlerinin, öyle olmasına

inanmış olmasını istemeleridir İnanç daha çok düşünce planında olup uygulama olarak hayata pek

yansımayan, ama hayatın öyle işlemesini düzenleyen muharrik bir güç olarak geri planda duran bir özellik

gösterir Yani inanç bir duygu ve düşünce hareketi halinde insanın iç dünyasına hakim olmaktadır


C- Din ve Halk İnançları İlişkisi

İnsan ilişkileri, gelenek ve görenekleri, adetleri ve inançlarıyla din birbirlerine bağlıdır Her

toplumun kendine özgü medeniyeti, sanatı, edebiyatı, gelenek ve görenekleri, davranış kuralları ve dini

inançları vardır Bütün inançlar asıl kökünü dinden alıp, her toplumda kendi milli karakteri içinde

görülmektedir Örneğin, HzMuhammed vasiyetlerinin 105 faslında "hiçbir surette dövme yaptırmak, gece

aynaya bakmak, ağız ve burnundan çıkan sıvıyı suya atmak doğru değildir" buyurmuşlardır

5

Bu görüş,

Kazaklarda, gece aynaya bakıldığı zaman, şeytan insanın canıyla adeta dalga geçer Özbek halkında ise, gece

aynaya bakıldığı zaman, insanın güzelliği gider Taciklerde ise, insanlar çabuk yaşlanır Kırgızlarda, insanın

ruhu kararır Türkmen halkında ise, gece aynaya bakıldığı zaman, insanın yüzünde nur kalmayacağına

inanılmaktadır Türkmenlerde suya tükürüldüğünde, servetin ve mutluluğun gideceği inancı bu şekilde

yorumlanmış ve öyle inanılmaktadır

Türkmen halkı arasında, kapının eşiğine başını koyup yatmak, kapı ağzına oturmak ve elini yüzüne

tutmak, uygun bir davranış olarak görülmemektedir Halk inanışına göre, ayın ve güneşin insan üzerinde

büyük tesiri vardır Türkmenlere göre, güneşe baktığın yerde oturduğun zaman, boynun ağrır, aya baktığın

zaman ise, sara hastalığına yakalanır, kriz geldiği zaman insanlara saldırır Güneşin ve ayın karşısında

olduğun zaman mahrem yerlerini açmak, pantolonunu ayakta durarak giymek uygun görülmez

Türkmen atasözlerinde de “Tanrıdan korkarsan ayak tırnaklarını, Tanrının yarattıklarından utanırsan

ellerindeki tırnakları kesersin” denilmektedir Ayak tırnaklarının kesilmemesinin günaha, el tırnaklarının

kesilmemesinin hastalığa neden olacağına inanılmaktadır Halk inançlarına göre, her işe başlarken sağ ile

başlamak gerektiği düşüncesi yaygındır Yeni gelen geline, eve girdiğinde sağ ayağı ile adım attırılması,

yemek yerken sağ elle yenilmesi, pantolon ve ayakkabının önce sağ tarafının giyilmesi gibi

Türkmenlerde ekmeği tek elinle bölersen günah olur, ayakta yersen şeytan rızkına ortak olur, ayın

ilk ve son gecesi hanımla ilişkide bulunmak doğru değil, çünkü bu gecelerde çocuk olursa deli olur, çarşamba akşamı hanımınızla ilişkide bulunmayın, eğer bu akşamdan çocuk kalırsa katil ve serseri olur,

aybaşı dönemlerinde cinsel ilişkide bulunmayın, çocuk olursa bencil olur, pazartesi gecesi hanımla ilişkide

bulunun, çocuk olursa cesur olur, cumartesi gecesi hanım hamile kalırsa, çocuk gayretli ve çalışkan olur gibi

inançlar vardır

Türkmenler, ırımların (inançların) çoğunu dinden aldıklarını belirtmişlerdir Bu nedenle hayatlarına

ve davranışlarına tamamen ırımlar hakimdir Örneğin, dine göre telpeksiz (takkesiz) namaz kılınır, fakat

ırımlara göre kılınmadığı için, onlar da telpeksiz namaz kılmamaktadırlar Bu nedenle Türkmenler

yapacakları her işi ırımlara göre ayarlamaktadırlar


D- Irımların Görüldüğü Alanlar

1- Toy (Düğün) Irımları


Türkmenler düğün günlerini ırımlara göre belirler Irımların Türkmenlerin toplumsal yaşantısında,

aile hayatında, evlenme ve düğün törenlerinin çok büyük bir yeri vardır Düğünün başlamasından sonuna

kadar ilginç ırımlar yer almaktadır Bu ırımlarda Türkmen boyları (tire-tayfaları) arasında değişiklikler

vardır

Türkmenler kız ve erkek çocuklarını evlendirirken, kız istemeye giden kişiler "sahetli" (uğurlu)

günlerde giderler Kız istemeye gidenler başlarına beyaz yağlık (örtü) takarlar Bu dünürcülere Türkmenler

“savcı” demektedirler Savcılar göz kapaklarına beyaz pamuk yapıştırırlar, bunlara “gözleri pamuklu”

denilmektedir Savcılar kız evine tuz götürür ve onların çöreğine (ekmeğine) tuz batırarak yerler Savcılar kız

istemeye giderken şeker ve ekmek götürürler, ekmek rızkın bolluğuna, şeker ise tatlı ilişkiler kurmayı arzu

ettiklerine işarettir Teke boyunda kızın ailesi kızı vermek istemiyorsa, savcıların ayak izleri süpürgeyle

temizlenmektedir Salır boyunda kız istemeye giden savcılar, sofrayı açarak yarım çöreği değil de

kırılmamış olandan alır, tuzunu tadar Bunun anlamı, misafir olarak gelen sizinle akraba olmak istiyor

demektir Misafirin getirdiği şekeri, evin hanımı sofraya koyarsa kızı vermeye razı, koymazsa razı olmadığı

anlaşılmaktadır Ersari boyunda, erkeğin annesi kızın başına kırmızı eşarp takarsa bu kızın nişanlı olduğu

anlaşılır İlk defa kız istemeye gidildiğinde ev sahibinin dantelli yastıklarını misafir çevirirse, işin biteceği

anlaşılmaktadır Ersariler kız istemeye gittiklerinde kapı önünü baba başındaki telpeği ile anne de eşarbıyla

süpürür Kız tarafı razı ise misafirleri ve hediyeleri içeri alır Eve ikinci sefer giderken pişmiş et götürülür, bu

işin bittiğinin işaretidir

Türkmenler kızın "dokuzunu" (çeyizini) götürürken onun eşarbının ucu ve gömleklik kumaşın

parçasını odada yakarlar, bu ırım gelinimiz ateş gibi olsun diye yapılmaktadır Kızın dokuzundaki kumaşlar

biçilirken, etrafında oturan insanlara birer parça kumaş kesilerek verilir Kızın çeyizine konulan her kumaş

ve takı dokuz tane olmak zorundadır Bu nedenle çeyize, kızın dokuzu denilmektedir Teke Türkmenlerinde

kız istemeye giderken yolun üzerine beyaz ipli iğne atılmaktadır Bunun anlamı, yolumuz ak olsun, işlerimiz

kolay olsun demektir Gelin almaya gidildiği vakit gelenlere tatlı su ikram edilir Erkeğin yengesi

çaydanlığın ucuna para takmaktadır Gelin kızın yüzüne ayna tutulur ki şansı açık olsun, kaynatılmış

yumurta yedirilir ki çok çocukları olsun Bir yerde iki düğün olsa birbirlerine ekmek verilmelidir, yoksa düğünün çileli olacağına inanılmaktadır Gelin taksiye bindirilirken hemen çabuk binmez, biner geri iner,

çabuk binerse kocayı çok istiyor diye alay edilmektedir

6

Gelin almaya gelenler geri dönmeden, kızın şansı açık olsun diye yengesine gaz lambası

vermektedirler Kızın yengesi de gelin arabası evden ayrıldığı zaman testi kırmaktadır Gelin arabası ve

konvoy, yolun iki tarafına yakılan ateşin arasından geçirilmektedir Türkmen halk ırımlarına göre ateş bütün

kötülükleri yok etmekte ve habis ruhları öldürmektedir Damadın akrabaları, kız tarafından bir şey alırsa,

kendi evlerinde de düğün veya başka bir toplantı olacak diye inanılmaktadır Geline nazar değmesin diye

arabasına, deve tüyünden yapılmış siyah, beyaz renkte ip bağlanmaktadır Damadın akrabaları, kız evinden,

ağaçtan yapılmış kazık getirirler ve erkeğin evinin kapısının önüne çakarlar Bunu gelin kız geldiği eve bağlı

kalsın diye yapmaktadırlar

Gelin arabası eve geldiği zaman, damatla kız dışarı çıkarken, arkadaşları üzerlerine küçük taş

atarlar Bunun anlamı, hayatın iyi günleri olduğu gibi, kötü günleri de var unutma, demektir Gelin eve

girerken ateş üzerinden geçirilmektedir ve ocağın çevresinde dolaştırılmaktadır Kayın valide, gelinin

başından şeker saçmaktadır Bunu yeni evlenenlerin hayatlarının tatlı ve mutlu olması için yapmaktadırlar

Gelin eve girerken bir elini tere yağına, diğer elini tuza değdirirler Bunu yeni evli çiftler bolluk içinde

yaşasın diye yapmaktadırlar Gelin odaya girdiği zaman, kayın valide karşılar ve selam verir, elini gelinin

başına kor ve iyi dileklerde bulunur, gelinin ayağına yavaşça basar Bunun anlamı, gelin bu evde

bulunanların emri altına girmiştir demektir Gelinin yatak odasına çocuk beşiği koyarlar ve yatağın üzerine

erkek çocuk bırakırlar Bu gelinin çok çocuğu olması ve ilk çocuk erkek olsun diye yapılmaktadır


Türkmenlerde gelin kayın pederinin evine getirildiğinde dış kapıdan oturacağı yere kadar, yolu

üzerine beyaz halı serilmektedir Gelin beyaz halı üzerinden yürütülerek götürülmektedir Bu yolun ak olsun,

saflık duruluk ve temiz olarak kapıdan girsin demektir Gelini görmeye gelenler yüzünü açar ve “tüveleme

tüveleme”, “Maşallah nazar değmesin”, “Hüda nazardan korusun”, diye dua ederler Ersari ve Teke

Türkmenlerinde nikah kıyılırken erkeğin yakını olan kadınlar sürekli makas açıp kapatarak ses

çıkarmaktadırlar Böyle yapmalarının sebebi, evde şeytan ve kötü ruhlar varsa, iki gencin arasına girmemesi

içindir Nikah kıyıldıktan sonra, gelin kocasının botlarını çıkartır, kuşağını çözer ve gömleğinin düğmelerini

açar Bunun anlamı, geline ömür boyu kocasının hizmetini yapması gerektiğini hatırlatır Türkmenlerde oğul

vermek kız çıkarmak (evlendirme) adeti ile ilgili birçok ırım vardır


1- Türkmenlerde düğün yapılacağı tarih, yıldızlara bakarak molla tarafından belirlenir

2- Nikahtan sonra, gelin ve damada cesur olsun diye yürek ve böbrek yedirirler

3- Gelinin eline un sürülerek onun hayatta mutlu olması dilenir

4- Gelin evin avlusuna girdiğinde "yüzerlik" otu yakılarak tütsü yapılır

5- Hamile kadının ağrıları başladığı zaman kolay doğum yapsın diye silahla ateş açarlar

6- Doğumdan sonra uyuduğu zaman kadını al basmasın diye yanında erkek bulundurulur

7- Kadını al basmaması için yanına demir, süpürge ve ateş konulmaktadır

8- Doğum yapan kadının başında al örtü varsa erkek, sarı örtü varsa kızı olmuştur

9- Çocuğu ziyarete gelenler “oğul devletin başı, kız da olursa gönül hoşu” derler

10-Doğumdan kırk gün sonra çocuk ve annesi kırk bir tane kaşığın suyu ile yıkanmaktadır

11-Çocuk yıkandıktan sonra erkeği tazı, kızı at derisine sararlar ki cesaretli ve uysal olsun

12-Yeni doğan bebeğin yıkanmış eşyalarının gündüz dışarı bırakılması uygun görülmez

13-Bir kadın hamileyken tavşan eti yerse çocuğun sakat olacağı inancı vardır

14-Doğuma yakın anne adayı eşeğe binerse çocuğu aptal ve tembel olur

15-Hamile kadın ata binerse çocuğun yiğit olacağı inancı vardır

16-Hamileyken aya baksa çocuk güzel, yüzüne elma sürse yanakları kırmızı olur

17-Hamile kadın çirkin adam, deve ve tavşan görse çocuk çirkin olur

18-Hamileyken yılan görse çevik, kurt görse kahraman, koyun görse uslu olur

19-Kadın rüyada buğday ve at görse çocuğun rızkı bol ve kahraman olur

20-Anne adayı rüyada süs eşyası görse kız, para görürse erkek çocuğu olur

21-Yeni doğan çocuğun ağzında diş olursa, babasına kötü davranacağına inanılmaktadır

22-Hamile bir kadın devenin altından geçerse çocuğu kuvvetli olur

23-Yeni doğan çocuk zar içinde olursa, öksüz kalacağına inanılmaktadır

24-Çocuğu ziyarete gelenler iyi işitsin diye kulağının üzerine para koyarlar

25-Doğum anında çocuğu kötü ruhlardan korumak için ateşte tütsü yapılmaktadır

26-Çocuğun ilk çıkan tırnakları kesilerek eli una batırılır ki çocuk hırsız olmasın

27-İlk saçı kesildiği zaman, altınla tartılarak karşılığı fakirlere verilir

28-Çocuk doğduğu zaman erkeğe iki, kıza bir kurban kesilerek yemek ziyafeti verilir

29-Çocuğun ismi molla kulağına ezan okuduktan sonra dedesi tarafından konulmaktadır

30-Çocuk doğduğu zaman kırk gün beşikte değil, yerde yatırırlar

31-Çocuğu doğduğu zaman tuzlu suyla yıkamaktadırlar

32-Erkek çocuk doğduğu zaman “oğul doğdu ak evin üstüne gün doğdu” derler

33-Çocuğu olmayan kadınlar, çok çocuğu olan kadının gömleğini giyerler

Alıntı Yaparak Cevapla

Türkmen Halk İnançları (İrımları)

Eski 08-20-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkmen Halk İnançları (İrımları)



Dine Bağlı Irımlar


Türkmenlerin İslam dinine girmezden önceki dini Gök Tanrı inancı idi Türkmence’de gök; Asman

direk ve mavi anlamına gelir Gök Tanrı bütün canlı ve cansızların yaratıcısıdır Gök Tanrı inancında yerin

(toprağın) itibarı vardır Ölünün defni anlamında “yere cayladık” şunu yer aldı, artık o kişinin hayatı yerde

devam ediyor diye inanılmaktadır Türkmence’de “cay” ev demektir Merhumu caylamak ölüyü gömmektir

Ölen adamı asıl ve devamlı olan evine koyduk orada ebediyen yaşasın denilmektedir


Türkmenlerde Tanrı Huda demektir Huda korusun ve saklasın diye dua edilmektedir Türkmen

halkında iki büyük kutsiyet vardır Biri Huda, diğeri Hakan Lider Prezident’tir Orta Asya’da ve

Türkmenler arasında çok görülen eski dinlerden biri de “Zaroastrizm” inancıdır Bu dinin Orta Asya’da

doğduğu ve memleketinin de Harezm olduğu bilinmektedir

7

Din; insanları yaratılıştaki sebep ve amaçlardan

haberdar eden, insanlara aydınlık ve mutluluk yollarını gösteren onları kendi tercihleri ve seçme

hürriyetleriyle özünde doğru ve güzel olan işlerin hal ve hareketlerine sevk eden ve Allah (cc) tarafından

konulan prensipler bütünüdür Bu prensipleri Peygamberler, Allah tarafından kendilerine vahiy yoluyla

gelenleri, insanlara duyurmuş, hak ve hakikati anlatmışlardır Dinle ilgili ırımlar şunlardır:

1- Elini yıkadıktan sonra sallama, şeytan eline yapışır

2- Mukaddes yerlere sağ ayakla girilmelidir

3- Parmaklarını kaç defa çıtırdatırsan, şeytan o kadar ömrünü kısaltır

4- Dişleri süpürge çöpüyle temizlemek günahtır

5- Ayakta yemek yersen, şeytan rızkını yer

6- Yalan söyleyenin evinden bereket gider

7- Sözünde durmayan adamın evinde huzur olmaz

8- Yeminini bozan kimsenin, sağlığı bozulur ve ömrü kısa olur

9- Tandırda çörek pişerken erkek adamın orada durması doğru değildir

10-İğde ağcının altında uyumak doğru değildir

11-Ayak basılan yere kirli su ve ak zatları (un, süt, ayran gibi) dökmek günahtır

12-Ev süpürüldükten sonra süpürge duvara dik olarak bırakılmaz

13-Akşam ev temizlendikten sonra çöpler dışarı atılmaz, evin bereketi gider

14-Evden biri yolculuğa çıktığı zaman gideceği yere varıncaya kadar ev süpürülmez

15-Evden birisi vefat etmişse kırk gün radyo, televizyon ve teyp çaldırılmaz

16-Cenaze olan evdeki kadınlar siyah örtü takar, erkekler başına siyah telpek (takke) giyer

17-Nazar değmesin diye ellerine, boynuna siyah-beyaz ip bağlamaktadırlar

18-Hava karardıktan sonra hayvan kesmek günahtır

19-Ayakta def-i hacet yapan kimse fakirleşir, kazancının bereketi olmaz

20-Kurban bayram günleri salıncakta sallanırsan günahlar dökülür diye inanılmaktadır

21-Kurban bayramından bir gün önce ve bayramdan bir gün sonra kurban kesme inancı vardır

22-Bayram günü yola gidecekler, kurbanın kulağını keserek kan akıtmaktadır

23-Türkmenlerde kadınlar kurban kesme veya kestirme hakkına sahip değildir

24-Genç kızlar kısmetlerinin açılması için gelinin başından atılan şekerden alırlar


25-Kısmetlerinin açılması için değirmene gidip kiremitleri ters çevirmektedirler

26-Nevruz günü gençler tekke ve türbeleri ziyaret ederek dilek ve temennide bulunurlar

27- Türkmenlerde nevruz günü dini bayram olarak kabul edilmekte ve kutlanmaktadır


3-İnsan Bedeni İle İlgili Irımlar

Türkmenlerin eski inançlarından olan Şamanlıkta ruhun bekası, ahiret hayatı, cennet ve cehennem

akideleri, Tanrıya ve ecdada kurban inançları da İslamiyet’te daha gelişmiş olduğundan, kültürel bakımdan

bir uyumsuzluk söz konusu olmamış ve bu inançlar eski inançların bir tekamülü olarak görülmüştür

Türkmenlerin keramet sahibi her derde deva bulan, gaipten haber veren kamların yerine İslam şeyhleri ve

evliyası geçerken burada da sessiz bir kaynaşma olmuştur

Müslüman olan Türkmenlerin ata ve babaları hem Şamanlara, hem de evliyaya benziyordu

Türkmenlerin kendi kahramanları Alp- erenler şekli ile kutsiyet kazanıyor ve İslam Türkmen gazileri ile

birleşiyordu Nitekim bugün de ermek, ermiş ve eren kelimeleri hala bu dini manaları muhafaza etmektedir

Türkmenler İslam dinine ait bir çok mefhum ve ıstılahları kendi din ve dillerinde bularak İslam devrinde de

kullanmışlardır Şamanlıkta mübarek ruhlar varsa da melek olmadığından, İslam’ın bu mefhumunu ferişte ile

karşılamışlardır

8



İnsan bedeni ile ilgili ırımlar şunlardır:

1- İnsanın bedeninden bölünüp ayrılan saça, dişe, tırnağa birisi basarsa sahibi hasta olur

2- Burnunun içi kaşınırsa düğün haberi alacağına işarettir

3-Yatan kimsenin üzerinden geçmemeli, hastalanma ihtimali olabilir

4- Karanlıkta aynaya bakarak saçını tararsan günah kazanırsın

5- Gece tırnağını kesersen günah kazanırsın

6- Kızın eli ağrırsa o zaman kızı bekar biri hatırlıyor demektir

7- Kulağın kaşınıyorsa, gıybetin yapılıyor demektir

8- Pazar günü öksürürsen, misafirliğe gideceksin

9- Perşembe günü öksürürsen,uzak yola gideceksin

10-Sağ elinin içinin kaşınması, paranın geleceğine dair bir alamettir

11-Tükürdüğünde tükürüğünün bir damlası üzerine düşerse yeni giysi giyeceksin

12-Çocuğun kırılmış dişini atın ayak izlerinin altına gömersen,atın dişi gibi ak diş çıkar

13-Eğer sağ kulağın kızarırsa, senin hakkında gerçeği konuşuyorlar demektir

14-Eğer bekar yiğit çok uyuyorsa, gözü yamuk bir kızla evlenir

15-Eğer yiğidin veya kızın ön dişlerinin arası açıksa uzak yerlerden evlenir

16-Elma insana güç verir

17-Boynun kaşınırsa ağlayacaksın

18-Saçını taradığında şakırdayarak şimşek çakıyorsa,o insan şanslı ve neşeli birisi olur

19-Salı günü öksürürsen, misafir gelir

20-Dudakların kaşınırsa öpüşeceksin

21-Burnunun dışı kaşınırsa, uzak yerlerden haber gelecek

22-Cuma günü hapşırırsan, buluşma olur

23-Bir günde hem elin hem de ayağın tırnakları kesilmez

24-Boynun kaşınırsa düğün oluyor demektir

25-Kaşın kaşınıyorsa misafir gelecek demektir

26-Kaşları bitişik olan insanlar çok zorluklar görür

27-Kulağın kaşınırsa, yağmur yağacak

28-Sağ kaşın seğirirse mutlu olacaksın

29-Sağ kulağın çınlarsa iyi haber gelecek

30-Ayağının altı kaşınırsa yolculuğa çıkacaksın

31-Yüzün kızarırsa ağlayacaksın

32-Kulağın çınlarsa kimdir biri senin adını tutacak (seni anacak)

33-Dilini ısırırsan,bir kimse sana kızıyor veya gıybetin yapılıyor

34-Eğer bir kimse gittikten sonra,onun arkasından süpürgeyle süpürürsen o geri dönmeyecektir

35-Annesine benzeyen çocuk şanslı ve mutlu olur

36-Bir kimse elinden bıçak düşürürse erkek misafir, kaşık düşürürse kadın misafir gelir

37-Eğer karı koca yemeklerini karanlıkta yerse, çocukları hırsız olur

38-Kapının eşiğinde durup görüşürsen,kavga yaparsın

39-Yeni gelen gelin eve sol ayağıyla atarsa şansız olur

40-Sol kaşın seğirirse üzülürsün

41-Yanağın kaşınırsa ağlayacaksın

42-Sol kulağın çınlarsa kötü haber gelir

43-Annesine benzeyen çocuğun şansı açık olur

44-Kız eline iğne batırsa aşık olur

45-Elinden bıçak kaçsa erkek, çömçe kaçsa kadın misafir gelir


4- Hayat Irımları

Türkmenler ölülerin hatırasına nahar (yemek) ziyafetleri ve Huda yolu (Allah rızası için) davet

yapmaktadırlar Zenginler birçok kurban keserek halka yemek yedirmektedirler Hazırlanan yemeklerin bir kısmını eski bir gelenek olarak ölünün mezarı üzerine dökerler

9

Türkmenler Müslüman oldukları halde

geçmiş kültürlerinden olan depdessurları (adetleri) hala devam ettirmektedirler En eski maddi kültürün

kalıntıları toprak altında muhafaza edilerek çağımıza kadar ulaştığı gibi, gelenekçi toplumlarda da en eski

devirlerin manevi kültür kalıntıları ruhların derinliklerinde sürüklenip günümüze kadar getirilmiştir Çağdaş

kültürün yüksek seviyesine ulaşan Türkmen halk topluluklarında da bu eski çağlardaki inançların

tezahürlerine şahit oluyoruz Örneğin, at nalını uğur saymak, mavi boncuk ve maşallah nazarlıkları takmak

gibi inançların kökeni eski tarihlere kadar inmektedir

Türkmenler İslamiyet’i din olarak kabul ettikten sonra, eski din ve inançlardan kalma bir çok

görenek ve gelenekleri İslam dininin emirleri gibi muhafaza etmişlerdir Örneğin, türbelere, kutlu sayılan

ağaç ve çalılara çaput bağlama gibi Bu adetler bütün Türkmenlerde görülmektedir Çünkü bu adetler Orta

Asya uluslarının eski dinleri olan Şamanizm’e mahsus önemli unsurlardan biridir Türkmenlere göre bu

adetler çok önemli bir dini ayindir Türkmen halk inançlarına göre her dağın, her kutlu pınarın, göl ve

ırmakların, kutlu ağaç ve kayaların manevi sahipleri vardır Türkmenler orman,ağaç, su ve kayalara

günümüzde de kurban sunmaya devam etmektedirler Tanrının dostları sayılan ölülerin türbe

parmaklıklarına, kutlu sayılan ağaç ve çalılara nezir niyetiyle çaput bağlama adeti Müslüman din adamları

tarafından yasak edilmesine rağmen, zamanımızda bile onlarcasına rastlamak mümkündür

Türkmenlerde, türbelere mum yakma adeti de eski adetlerden biridir Eski çağlarda yalnız evliya

sayılanların değil, başka ölülerin de mezarlarında yahut öldükleri yerde mum yakmak veya ateş yakmak bir

nevi kurban sayılmıştır Bunun Kur’an hatim yaptırmaktan daha sevap olduğuna inanılmaktadır


Türkmenler

arasında en çok kullanılan davranışlardan biri de muska ve tılsımlara inanma adetidir Türkmenlerin

inançlarına göre bazı nesnelerde uğur veya uğursuzluk bulunur, uğurlu saydığı nesneyi boynuna asar ya da

yanında taşır Bu nesne taş veya ağaç parçası, bir bitki, garip görünen bir böcek ve kartal tırnağı vs

olabilmektedir Bu muska ve tılsımların hastalıklardan, nazardan, göze görünmez bela ve kazalardan

koruduklarına inanmaktadırlar Türkmenler muskaları, sağlık, ev işleri, sevgi ilişkileri ve cesaretli olmak için

de taktıklarını söylemişlerdir Muskayı takan kişinin kötü davranışları ortadan kalkıyor, zekası açılıyor, ev ve

aile ilişkileri düzgün oluyor, sevgi bağları kuruyor gibi inançlar da taşımaktadırlar

Türkmenlerde muskaların içine Arapça dua yazılmaktadır Muskalar kağıt, gümüş veya kumaştan

olduğu gibi ağaçtan da olmaktadır Muskaların içine kömür ve tuz koyma geleneği de halen devam

etmektedir Kömür ateşe, tuz berraklığa işarettir Kömür ateşinin, kötü ruhlardan insanı koruyacağına, tuzla

da geleceğin aydınlık, yolun ak olacağına inanılmaktadır Türkmenistan’da çobanlar ve avcılar “dağdan”

ağacından muska yapmaktadırlar Deve tüyünden ala ip veya yılan şeklinde ip yapılarak evin kapısına

asılmaktadır Bunun evi ve orada yaşayanları koruyacağına inanılmaktadır Zehirden korunmak için

esrarengiz işaretlerle yazılmış muskalar taşımaktadırlar Hayat ırımları olarak şunlar da görülmektedir:

1- Gün batarken beyaz şey (süt, un, şeker, pirinç) alış-verişi yapmamalı, rızk gelmez

2- Elbise üzerindeyken, yırtılan yer dikilirse, kendi aklını da dikmiş olur

3- Cenaze cemaatının önü kesilmemeli, yoksa ecel peşine düşer

4- Akşam para sayılmamalı ve borç verilmemelidir, kazancın bereketi gider

5- Acı nesneler birine verilirken tekli, tatlılar çift sayılı olmalıdır

6- Düğün evine giderken çift, cenaze evine giderken tek ekmek götürülür

7- Evde yılan öldürülürse, kötülük, bela ve musibet gelir

8- Tavuk, horoz gibi öterse, sahibinin ölüm haberi gelir

9- Ekmeği iki tarafından bölersen rızkın, tek elle bölersen saygın azalır

10-Bebeğin altından iki elle kaldırılmamalı, ölü bebek öyle kaldırılır

11-Boş salıncağı sallarsan çocuğunun başı ve kulağı ağrır

12-Çörek yaparken hamur sıçrarsa, misafir gelir

13-Çocuk yerde emeklerse, çay bardağının üzerine çöp çıkarsa misafir gelir

14-Evin üzerinde karga öterse düğün olur

15-Bıçağın keskin tarafı yukarı durursa, evde uyuşmazlık olur

10

16-Ayağının altı öpülen çocuk küt olur

17-Çocuğun üzerinden atlanmaz, boyu kısalır

18-Çocuğun ensesinden öpülmez, öpülen çocuk inatçı olur

19-Hamile kadın çirkinleşirse kız, güzelleşirse erkek çocuk doğurur

20-Kız annenin, anne de kızın elbisesini giyerse ömrü kısalır

21-Kendi hanımının izinden yürümek doğru değildir

22-Kündük (ıbrık) kıbleye bakacak şekilde konmalıdır

23-Çocuk ilk konuşmaya başladığı zaman baba derse oğlu, anne derse kızı olur


5- Nazar Irmları

Göz değmesi, yani nazar inancı Türkmenlerde çok eskilere dayanan bir ırımdır Günümüzde nazara

inanan ve inanmayan da vardır Türkmenler kendi aralarında konuşurlarken “ falan adamın gözü değer, bir

maddeye baksa onu parçalar” Çocuk hastalansa “ göz değdi” demektedirler Göz değmemesi için

“tüveleme-tüveleme” (maşallah-maşallah) derler Gözünüzün değmemesi istiyorsanız tü tü diye tükürmeniz

gerekmektedir, ayrıca “yaman gözden, dilden Huda (Allah) saklasın” diye dua etmeniz istenmektedir

Göz değmesi bütün toplumlarda vardır

11

Gözü değecek insanın alnı düz, gözleri yeşil, aç gözlü,

haset ve başkalarını istemeyen kişilerdir Göz değmesinden korunmak için halk arasında çok çeşitli yollar ve

yöntemler vardır Türkmenlerde, yılanın ağzına tükürsen o yılan ölür ve bir daha göz değmez diye

inanılmaktadır Göz değmesinden korunmak için dua, muska, deve tüyü, alaca tüyden edilen ip bağ, yılan

başı, domuz dişi, gümüş veya altın kaplı muska şeklinde “ dağdan” takmaktadırlar Bu maddelerin insan organizmasına tesir ettiğine inanılmaktadır Halk inanışlarına göre, yılan veya at kafası gibi kötü nesnelere,

gözü değen adamın bakışı ilk önce oraya olduğu için kendinde bulunan göz enerjisi oraya aktarılıyor ve

diğer insan ve canlılar korunmuş oluyor

12

Göz değmesi ile ilgili ırımlar şunlardır:

1- Yeni ev yaparken göz değmesin diye evin temeline iğne, tuz ve kömür konulmaktadır

2- Eve nazar değmemesi için balkona at, öküz veya koç kafası ve boynuzu takılmaktadır

3- Hayvanlara göz değmemesi için ahıra yüzerlik otu asılmaktadır

4- İnsanlar da göz değmemesi için, göz boncuğu ve dağdan takmaktadırlar

5- Nazar değmiş olan bir insana, nazarı değenin giysisinden kesip tütsü yapılmalıdır

6- Nazar değen kişinin başından kurşun dökülmektedir

7- Kurşun tavanın tabanına çökerse kadın, üstüne çıkarsa erkeğin gözü değmiştir

8- Hayvanlara yılan gömleği yedirirsen nazar isabet etmez

13

9- Çocukların beşiğine deniz hayvanlarının kabuklarını takarsan göz değmez

10-Yeni doğan çocuğu ziyarete gelenlerin başından pişme (kavrulmuş mısır) saçarlar

11- Çocuk görmeye gelenler “Bize de Huda yetirsin, yaşı uzun olsun, kem gözden korunsun” derler

12- Nazar konusunda içinde göz bulunan el resminin etkili olduğuna inanılmaktadır

13- Ayet yazılı kağıt, mazi ağacından yapılan nazarlık ve betük muskaları nazardan korur

14- Yatır mezarları üzerindeki örtüden kesilen parçalar da insanı nazardan korur diye inanılır


6- Yağmur Irımları

Yağmur Duası, çok eski zamanlarda ortaya çıkmış ve yapılmış, şu anda da uygulanan bir gelenektir

Yağmur duasının ortaya çıkmasının en büyük nedeni, Türkmenlerin yerleşmiş bulundukları yerlerde suyun

az olmasıdır Türkmenistan, diğer Türk Cumhuriyetleri içinde belli bir jeopolitik öneme sahip bir konumda

bulunmaktadır Türkmenistan uygarlığın başlangıcından beri göç ve fetih dalgalarına sahne olmuştur Orta

Asya Türk kültürünü ve İslam kültürünü muhafaza ederek güncel hayatın uygulama ve değer yargılarına yeni

bir içerik ve nitelik kazandırmışlardır Tarihin ilk topluluklarından bu yana ilahi gücü tam çözemeyen

insanlar onun her türlü iyiliği ve kötülüğü yapabileceğini düşünmüşler ve onunla iyi geçinmenin yollarını

aramışlardır Dilekleri için veya dilekleri yerine gelince şükür etmek amacıyla adaklar adamışlar, çeşitli

büyüsel törensel işlemler uygulayarak kurban kesmişlerdir

14

Türkmenistan coğrafi şartlar itibarıyla sıcak ve kurak olduğu için yağmura çok büyük gereksinim

duyulmaktadır Türkmenler arasında gökten inen bereket olarak nitelendirilen yağmur kutsal bir nitelik

kazanmıştır Türkmenlerde su haftası ve bayramı kutlanılmaktadır “Yağmur yağdır sultanım!” diye

çocuklara bugün bile bolca dua yaptırılmaktadır Türkmenler yağmura bereket adını vermişlerdir İslam alimlerinden el- Biruni Türkmenlerin bir pınar (çeşme) yanındaki yerde bulunan taş ve kaya üzerindeki izlere

secde ettikleri söylemektedir Bereketli olan bu pınarı şöyle tarif ediyor; “ Tus ile Abra şehirleri arasında

bulunur, bu küçük göle benzeyen tatlı sulu bir pınardır Türkmen ülkesinde Köpet Dağı’nda bulunur Bu

pınar kalkana benzer, suyu kenarı ile aynı seviyededir Bu pınardan ordu bile içse suyu bir parmak kadar

dahi eksilmez Bu pınarın yanındaki kayada secde eden bir insanın ayak parmaklarıyla elinin ve dizlerinin

izleri vardır Yine bir çocuğun ayak ve eşeğinin tırnak izleri bulunmaktadır Oğuz Türkleri (Türkmenler)

bunları gördüklerinde yere kapanırlar ve secde ederler”

15

demiştir

Türkmenistan’ın Kerki şehrindeki Köyten Dağı Türkmenlerce kutsal sayılmaktadır Türkmenler

nerede bir dağ ve pınar görse oraya bir kayın ağacı diker ve orayı kutsal ve kerametli olarak görürler Köyten

dağındaki Kırk Kızlar mağarasının suyu da, kendisi de kutsal yerler arasında sayılmaktadır Kırk kızlar

mağarasındaki suyun zemzem kuyusundan geldiğine inanılmaktadır Burada kurbanlar kesilir, ibadetler

yapılır, dualar edilir, istek ve temennilerde bulunulur Türkmenlerde su, pınar, dağ kültleri olduğu gibi orman

ve ağaç kültü de çok yaygındır Türkmenler şaman kültürü olan ağaç ve dağ kültlerini, eski devirlerdeki

bütün ayinleri teferruatıyla muhafaza etmişlerdir Kutlu ağaç ve pınar kültü bilhassa çocuğu olmayan

kadınların ziyaret ettiği, adak dilediği ve çaput bağladığı yerler olmuştur

16

Sahrada çölde tek başına biten

bir ağaç, ya bir pınar ya da büyük bir taş bulunsa, orası kutsal kabul edilerek ziyaret edilmektedir Problemi

olanlar bu tür yerlere gitmekte, kurban keserek dua etmekte, hatta orada gece yatarak sabahlamaktadırlar


İnanç insana özgü bir fenomendir Tanrıyla barışık olma isteği bir takım ibadetler ve ritüellerle

tamamlanır Bir istek duası olan yağmur dualarının kökeni arkaik ve geleneksel toplumlara, mitosların ritüel

davranışlarıyla insana ve insan topluluklarının hayatlarını yöneten kurallar ve kurumların ilişkisine dayanır

Türkmenler yağmur yağması için Allah’a yakın olan dağ, mezar, yatır gibi yerleri ziyaret eder, kurban keser

ve çok çeşitli dinsel ritüeller yapmaktadırlar Yağmur ırımları şunlardır:

1- Kukla bebek yapılarak Tanrıdan yağmur yağdırması istenilmektedir

2- Hayvanları birbirinden ve yavrularından ayırarak yağmur yağacağına inanılmaktadır

3- Kaplumbağalar ağaca ters çevrilerek asılırsa yağmur yağar

4- Yılan ve akrep yakılırsa yağmur yağar

5- Kurban kesilerek dini vecibeler yerine getirilirse yağmur yağar

6- Yatırın başında abdest alıp iki rekat namaz kılınırsa yağmur yağar

7- Yağmur duası yapılırken ellerin ters çevrilmesi ve elbiselerin ters giyilmesi gerekir

8- Yağmur duasını yaşlı veya ağzı dualı birisinin yapması uygun görülmektedir

9- Yağmur duası tepelere ve yüksek yerlere çıkılarak yapılır

10-Duaların söylenişi sırasında herkesin iştirak etmesi gerekir

11-Yerleşim yerindeki herkes mutlaka yağmur duasına katılmalıdır

12-Yağmur duasının yüksek sesle yapılması gerekmektedir

13-Türkmenlerde yağmur duası şiir şeklinde de olmaktadır

Senin dek kadirden dileg diliyorum

Rahim eyleyip yağmur yağdır sultanım

Garibim kimsesizim sana yalvarıyorum

Rahim eyleyip yağmur yağdır sultanım

14- “Yağmur damlası altın tanesi” sözü Türkmenistan’ın çok yerinde yazılıdır


Sonuç

Türkmen halkının kendi başından geçen, tarihi tecrübelerine dayanan ve dilden dile, nesilden nesile

günümüze kadar gelen birçok ırımları olmuştur Türkmen din adamları ırımlara batıl inanç demektedirler

Batıl inanç; dinin aslında bulunmayan bir takım yollarla sonradan dine sokulan ve toplumda dini inanç gibi

telakki olunan söz, fiil ve davranışların tümüne bidat, hurafe ve batıl inanç denilmektedir İnsan yaratılışı

itibariyle inanmaya ve telkine müsaittir Başına bir bela, musibet, dert ve sıkıntı geldiği zaman, deva ve şifa

umuduyla her çareye baş vurmakta ve her duyduğunu yapmaya kalkışmaktadır İnsanların bu zaafları

ırımlara, yani halk inanışlarına bağlanmaya itmiştir

Irımlar dinin gelenekselleşmesi olarak günümüzde de halk tarafından kullanılmaktadır Herhangi bir

toplumun bireylerinin çeşitli yolardan açığa vurdukları davranış örnekleri büyük ölçüde sosyo-ekonomik

yapıların oluşturduğu kültür unsurlarından ileri gelmektedir Türkmen ırımları da toplumun geleneklerinden,

inançlarından ve bireylerin arzu ve ortak çıkarlarından oluşmaktadır Bunlar, toy (düğün) ırımları, din

ırımları, insan bedeni ile ilgili ırımlar hayat ve yağmur ırımları gibi birçok inançlardan oluşmaktadır

Türkmenistan’da ırımlar (halk inançları) insanların hayatlarına damgasını vurmuştur Halkı,

toplumsal kabullenme diyebileceğimiz inançlar ve gelenekler idare etmektedir Eski inançlar, din kisvesine

bürünerek kültürel miras olarak günümüze kadar varlığını sürdürmüşlerdir Çünkü, halk inançları tarihi

derinliklerden süzülerek gelmiş belli tecrübelerle şekillenmiş bir birikim sonucu ortaya çıkmıştır Toplumun

bütün fertleri, o inanç öğesi hakkında müşterek duygu ve düşünceleri paylaşmaktadır Türkmen halk

inançları da tarihin derinliklerinden aldığı değerleri günümüze kadar taşımıştır


KAYNAKÇA

*

Bu çalışma yazarın 1995-98 yılları arasında Türkmenistan’da sahası ile ilgili yaptığı araştırmalara dayalıdır

**

CÜ İlahiyat Fakültesi Din Sosyolojisi Öğretim Üyesi

1- ORAYEV Orazbay, Irımlar, Ruh yayını, Aşkabat, Türkmenistan, 1993, s 3

2- HANÇERLİOĞLU Orhan, İnanç Sözlüğü, Remzi Kitapevi, İstanbul, 1975, s 270

3- ÇELİK Ali İslam’ın Kabul Veya Reddettiği Halk İnançları, Beyan yayını, İstanbul 1995 s21

4- TANYU Hikmet, “Dini Folklör Veya Manevi Halk İnançları “, AÜİFD C XX111 Ankara, 1980, s123

5- ÇARIYEVA Oğulcemal, “Din ve Irımlar” Vatan Gazetesi, Aşkabat, 17-11-1974, s5

6- A SULTANOVA, “Türkmenlerin Evlenme Merasimlerine Bağılı Irımlar” Diller Dünyası Dergisi, Matbuat yayını, mart-

nisan, sayı, 2, Aşkabat, 1995, s53

7- ŞÜKÜROV Nazar, Dinlerin Döreyişi, Ruh yayınları, Aşkabat, 1981, s 40

8- ÇARIYEVA Oğulcemal, “Dogayı Sözler” Nesil Gazetesi, Aşkabat, 4/1/1994,s4

9- ORAYEV D Orazbay, Adat, Ruh tayınları, Aşkabat 1995, s173

10- GOÇMURADOV Bayram, Türkmen Halk Irımları, Maarif yayını, Aşkabat, 1995, s 46

11- GÖKBEL Ahmet, “Türk halk İnançlarında Din ve Din Anlayışı (Kurban Kültü Örneği)”, Cumhuriyetin 75 Yılı Dinler

Tarihi Açısından Din ve Din Anlayışı Sempozyumu, 20-21, Kasım, Konya, 1998, s 2

12- Abdulkadir İNAN, Eski Türk Dini Tarihi, Kültür Bakanlığı Yayını, İstanbul, 1976, s185

13- Adulkadir İNAN, Tatihte ve Gününmüzde Şamanizm, Türk Tarih Kururm yayını, Anakara, 1986, s

14- Abdulkadir İNAN, “Türk Boylarında Dağ, Ağaç (Orman) ve Pınar Kültü”, Makaleler ve incelemeler II, Ankara, 1991 s

255-258

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.