|  | Koca Yusuf Yaşamı |  | 
|  08-20-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Koca Yusuf YaşamıYaşamı Çocukluk ve gençlik yılları Koca Yusuf, bugün Bulgaristan sınırlarında yer alan Şumnu Kasabası'nın Karalar Köyü'nde dünyaya geldi  Doğum tarihi tam olarak bilinmese de İsveç güreş tarihçisi William Baster'a göre 1857 yılında doğmuştur  Babasının adı İsmail'dir  Babası ve dedesi Yusuf'un ilk güreş ustaları oldu  Çocukluğu, milliyetçilik hareketleri nedeniyle Bulgarların Türk köylerini bastığı bir ortamda geçti  Koca Yusuf dönemin ünlü pehlivanlarından Nasuhçulu Kel İsmail Pehlivan ve Pomak Osman tarafından yetiştirildi  Kırkpınar tarihinde 26 yıl boyunca üstüste başpehlivanlığı elinde bulunduran ve Sultan Abdülaziz'in başpehlivanı olan Kel Aliço ile 1885 yılında güreşti ve berabere kaldı  Bu karşılaşma sonucu ondan ülkenin başpehlivanlığı ünvanını aldı  Kel Aliço'nun çırağı olan ve 18 yıl Kırkpınar başpehlivanlığını elinde bulundurduğu söylenen Adalı Halil'i iki kez ardı ardına yendi  Sultan Abdülaziz, Sultan V  Murat ve Sultan II  Abdülhamit döneminde pek çok güreş yaptı  Koca Yusuf ile çarpışan Kara Ahmet, Katrancı Mehmet, Kazandereli Memiş, Filiz Nurullah, Kurtdereli Mehmet ve Hergeleci İbrahim gibi ünlü pehlivanlar, onun kendilerinden üstün bir pehlivan olduğunu kabul ettiler  Çolak Mümin'e Yenilmesi Koca Yusuf'u yenebilen tek pehlivanın Kavalalı Çolak Mümin Pehlivan olduğu iddia edilir  1894 yılında Rami'de yapılan ve Kel Aliço'nun hakem olduğu bir karşılaşmada Çolak Mümin, Koca Yusuf'u açık düşürmüştür  Hakem Aliço bu durumu yenik sayınca Yusuf tek yenilgisini almıştır  Çolak Mümin'in bu maçta sakatlanmasından ötürü güreş hayatına devam edemediği rivayet edilir  Fransa yılları Fransız güreşçi Joseph Doublier ile tanışması ve Fransa'da güreşme teklifi alması hayatını değiştirdi  Fransız yazar Edmond Desbonnet'in "Güreşin Kralları" (1910, Paris) adlı kitabında anlatıldığına göre Doublier, 1894'te rakibi Sabes'e yenildikten sonra onu yenecek bir güreşçi arayışına girmiş ve Türkiye'ye gelmiş; Filibeli Kara Osman, Filiz Nurullah ve Yusuf İsmail'i beraberinde Fransa'ya götürmüştü  Yusuf, başlangıçta yurtdışına çıkmayı kabul etmediyse de Müslümanların güçlü olduğunu ispat etmenin bir cihat olduğu şeklindeki ulema açıklamaları üzerine 1897'de Avrupa'ya gitti ve Paris'te minder güreşinin kurallarını öğrendi  İlk maçını Sabes ile yaptı ve onu yendi  Fransa'da 3 yıl kaldı (1894-1897)  Bu dönemde güreştiği ve döneminin önemli sporcuları olan Olsen, Pons, Fournier'i yendi  Gambier, Raul, Rum güreşçi Antonio Pierri ve İngiliz güreşçi Tom Cannon'u da yendikten sonra Avrupa'da rakip bulamaz hale geldi  Paris'te bir sirkte, Türk güreşçi Hergeleci Mahmut Pehlivan (İbrahim Mahmut) ile yaptığı ancak polis müdahalesi ile durdurulabilen karşılaşma, gelmiş geçmiş en acımasız güreş karşılaşması olarak hatırlanır  ABD Turnesi Avrupa'da büyük ün kazanınca Amerika Birleşik Devletleri'nden organizatörler onu New York'a davet ettiler  Antonio Pierri ve Doublier ile birlikte gittiği ABD'de menajeri William Brady oldu  Bu ülkede yaptığı 33 karşılaşmada yendiği sporcular arasında George Bothner, Ewan Lewis, Dan McLeod, Tom Jenkins vardır  Şikago'da bir karşılaşmada dünya şampiyonu Evan Lewis'i üst üste iki defa yendikten sonra yurda dönmeye karar verdi  Yaptığı güreşlerde yenilmemesi ve heybeti dolayısıyla ABD'de kendisine The Terrible Turk (Korkunç Türk) ünvanı verilmiştir  Ernest Roeber ile karşılaşmaları ABD'ye gelişinden önce hiç yenilgi almayan Yusuf İsmail, 26 Mart 1898'de Ernest Roeber ile yaptığı maçta diskalifiye oldu  Madison Square Garden'da yapılan bu maçta rakibini ringden dışarı atması, Roeber'in öldüğünü düşünen seyircilerin ayaklanmasına ve Yusuf'a karşı linç girişimine neden oldu  Söz konusu maç, spor yazarı Walter Camp tarafından kaleme alınan 1907 tarihli "The Substitue: A Football Story" adlı romanda anlatılmıştır  İki rakip, Metropolitan Opera Evi'nde 30 Nisan günü tekrar karşı karşıya geldi  Aralarındaki itişmelerden sonra menejerlerinin ringe çıkıp müdahale etmesi sonucu olay büyüyüp yine seyirciler arasında bir ayaklanma dalgası olunca karşılaşma iptal edildi ve bu olaydan sonra Opera Evi güreş karşılaşmalarına kapatıldı  Ölümü Türkiye'ye dönmek üzere 21 Mayıs 1898'de Fransız bandıralı La Bourgogne transatlantiği ile yola çıkan Koca Yusuf, bindiği geminin 4 Temmuz sabahı New York'un kuzeydoğusundaki Sable Adası'nın 60 mil açıklarında İngiltere bandıralı Cromartyshire şilebiyle çarpışıp batması sonucu tüm yolcular ve mürettebatla birlikte boğularak ölmüştür  Kaza sonrasında filikalara binen diğer yolcularla birlikte kurtulmaya çalışan Koca Yusuf'un ölümüne, tutunduğu filikadaki diğer yolcuların onun koca gövdesinin sandalı devireceği korkusuna kapılıp kürek ve baltalarla ellerine vurmalarının sebep olduğu, kazanın ardından Amerikan dergilerindeki makalelerde yayımlandı  Rivayete göre ise beline bağladığı altın dolu kemeri boğulmasına sebep olmuştu  Bir rivayete göre de filikaya binecekken bir çocuğun demirler altında kaldığını görür ve çocuğ kurtarmaya gider  çocuğu kurtarır fakat kendisi demiler altında kalarak vefat eder  Ama ölüm sebebi tam olarak bilinmemektedir Kaynak : Wikipedia | 
|   | 
|  | 
|  |