Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
motivasyonel, mülakat, tedavisinde, şizofreni

Şizofreni Tedavisinde Motivasyonel Mülakat

Eski 08-17-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Şizofreni Tedavisinde Motivasyonel Mülakat





ABD'de tanınmış psikiyatrist Prof Dr Xavier Amador, hastalarına, şizofreni hastası ağabeyi ile deneyimlerinden yola çıkarak geliştirdiği yöntemi uyguluyor

Küba'da avukat babaları Castro karşıtı olduğu için öldürüldükten sonra ABD'ye sığınan bir aileye mensup, tanınmış psikiyatrist Prof Dr Xavier Amador, hastalarına, şizofreni hastası ağabeyi ile deneyimlerinden yola çıkarak geliştirdiği yöntemi uyguluyor
Hastaların yarısından fazlasının, hastalığının ve mantıksız davranışlarının farkında olmadığını belirten Amador, ''Hastayı ikna etmeye çalışmayalım, bunu bırakalım Onların istedikleriyle tedaviyi ilişkilendirelim Hastanın istediği şeyleri tedavi ile ilişkilendirmek konusunda ortaklık kurmamız lazım'' dedi
Amador, şizofreni hastalarında ''iç görü'' eksikliğinin sık karşılaşılan bir sorun olduğunu, hastaların tedaviye, ''Hiçbir sorun yok, hasta değilim, bir psikiyatriste ihtiyacım yok, aile üyelerimin de bana yardım etmesine gerek yok'' şeklinde yaklaştıklarını söyledi
Aile bireyleri ''sen hastasın'' dediğinde buna inanmayan, bir psikiyatriste ihtiyacı olmadığını düşünen hastalarla nasıl işbirliği yapılması gerektiğinin önemli olduğunu dile getiren Amador, aynı hastalıkla 22 yıl boyunca mücadele eden, kendisinden 8 yaş büyük ağabeyi Henry ile de benzer deneyimler yaşadığını anlattı
İlk psikolojik sorunları kendisi 21 yaşındayken ortaya çıkan ağabeyinin sesler duymaya başladığını, paranoyaklaştığını, sürekli korktuğunu belirten Amador, polis zoruyla hastaneye kaldırdıkları ağabeyinin burada yatarken hastalığını kabul ettiğini, ancak taburcu olduktan sonra ilaçlarını almayı reddettiğini söyledi
O dönemde 3 yıl boyunca bir psikiyatri koğuşunda ve acilde çalıştığını, polisle de psikiyatri kriz müdahaleleri konusunda işbirliği yaptığını ifade eden Amador, bu sayede ağabeyi ile nasıl iletişim kurabileceğini öğrendiğini söyledi
Amador, o yıllardaki deneyimlerini ''Onunla sürekli hastalık konusunda yüzleşmeye çalışmak saçmaydı 'Evet hastayım, ilacımı alacağım' dediği dönemlerde, aslında açıkçası sadece yalan söylüyordu, onu anlamıştım Bana yalan söylemesinin sebebi de benimle tartışmak istememesiydi'' sözleriyle aktardı
Bunun sonucunda hem ağabeyi hem de hastaları ile farklı bir şekilde konuşmayı öğrendiğini, onlara ''sen akıl hastasısın'' demeyi ve ilaç konusundaki ısrarı bıraktığını belirten Amador, kardeşi sayesinde araştırma yürüttükleri psikiyatrist Arwin Bank ile tedavide yeni bir yöntem geliştirdiklerini söyledi
''HASTA OLDUĞUNA İNANMAYAN TEDAVİYİ REDDEDER''
Hastalıkta ''inkar'' kavramının önemine işaret eden Amador, evli olduğunu düşündüğü ünlüleri rahatsız eden ya da düşman gördükleri kişilere bomba yollayan psikotik ve şizofrenik hastalarla karşılaştığını, bu hastaların, kendilerine seçenek sunulduğunda hastane yerine cezaevini tercih ettiklerini, hatta ölüm cezası söz konusu olduğunda bile hasta olduklarını kabul etmediklerini anlattı
Amador, şöyle konuştu:
''Hasta olduğuna inanmayan biri tabii ki tedaviyi reddeder Mantıklı olan budur, hatta tedaviyi kabullenmesi aptalca olur Şeker hastası olmayan biri insülin yapmayı kabul eder mi? Kendinize bunu enjekte ederseniz neredeyse zehirli bir şeyi enjekte etmiş olursunuz Hatta insülin şoku sizi öldürebilir bile 'Bu ilacı almak istemiyorum, ihtiyacım yok, çünkü bu benim için bir zehir ya da zombi gibi hissediyorum kendimi, kullanmak istemiyorum, kendim gibi olamıyorum ilacı aldığımda' diyen hastalarım var Eskiden biz buna 'hastalığın inkarı' derdik Yaptığımız çalışmalarda 'hasta değilim' diyen bir çok şizofrenle karşılaştım Araştırmalarımızda, hastaların yarısından fazlasının, hastalığının ve mantıksız davranışlarının farkında olmadığını tespit ettik Bence buna artık 'inkar' denilemez Bu çok ağır, ciddi bir sorun ve sadece savunma mekanizması ile de açıklanamaz''
Pek çok hastanın ilacını kullanmadığını, hastaların yüzde 50 ile 75'inin tedaviye ya hiç uymadığını ya da ancak kısmi uyum gösterdiğini bildiren Amador, ''Hastaneden taburcu edildikten sonraki 7-10 gün içinde hastaların yüzde 25'i ilacını bırakıyor Yüzde 50'si bir, yüzde 75'i de 2 yıl sonra tedaviyi bırakıyor Yani her 4 hastadan 1'i 2 yıl içinde ilaç almayı terk etmiş hale geliyor'' diye konuştu
Hastaların, tedavilerini üstlenen hekimlere bu konuda gerçekleri söylemediğini bildiren Amador, ''Aynen benim ağabeyimde olduğu gibi bize doğruyu söylemiyorlar Çünkü baskı uygulamamızı istemiyorlar Kötü oldukları için değil, bize doğruyu söylemiyorlar, çünkü bize doğruyu söyleseler, 'ilacımı bıraktım' deseler bir çatışmaya gireceğiz onlarla Bunu istemiyorlar'' ifadesini kullandı
Hastalarla iletişimde önyargısız görünmenin büyük önem taşıdığını vurgulayan Amador, ''Hasta bana, 'hasta değilim, senin bana verdiğin ilaç zehir, bana zararlı, o sesleri onun yüzünden duyuyorum' diyor Buna ön yargısız yaklaşmak ve hastanın görüşlerine saygı duymak lazım Bu nasıl yapılır? Bizim sözlerimizi dinlemeleri için hastalarımızı bir şekilde ikna edebiliriz Onlara tedaviden fayda sağlayacağını anlatmamız lazım 'Bu tedaviyi bence dene, haftada bir görüşelim İstersen bakımevine git, biraz orada kal' diyebiliriz Bunu yavaş yavaş alçakgönüllülük ile yapmamız lazım''
MOTİVASYONEL MÜLAKAT
Geliştirdikleri ''Motivasyonel mülakat'' yönteminde, kullanılan dilin değiştirilip mülakatın başka bir yere odaklandığını, hastanın konuşmasına izin verildiğini kaydeden Amador, ''Hastanın görüşlerine saygı duyulduğu gösterilmeli 'Doktor bu yan etkiler bende yok ama CIA beni çıldırtıyor, sürekli peşimdeler' diyecek hasta 'Aman şimdi CIA'yi boşver, sana o konuda yardımcı olamam' denilmemeli Bırakın hasta CIA konusunu konuşsun'' önerilerini dile getirdi
Görüşme sırasında, hastaya fikrini hemen değil, geciktirerek söylediğini ve dikkatini dağıtmaya çalıştığını, görüşlerini hastanın talep ettiği şeylerle ilişkilendirmeye çalıştığını anlatan Amador, ''(Bu ilacı alırsan daha iyi uyuyabilirsin, bu komplolar ile başa çıkabilirsin, hasta olduğun için değil) diyorum 'Doktor sizce ben hasta mıyım?' diye sorarsa, 'Mümkünse fikrimi sana sonra söyleyeyim, sen ne istiyorsun bana onu anlat' diye karşılık veriyorum'' diye konuştu
Böylece bu kişilerin hasta olduğuna inanmasalar bile ilaç kullandıklarını belirten Amador, ''Hastayı ikna etmeye çalışmayalım, bunu bırakalım Onlar ne istiyorlar, onların istedikleriyle tedaviyi ilişkilendirelim Biz de bunu yapmaya çalışıyoruz Hasta ile ortağız Hastanın istediği şeyleri tedavi ile ilişkilendirmek konusunda onunla ortaklık kurmamız lazım'' dedi
Hastaların taburcu olmak için doktorlara duymak istediklerini söylediklerini belirten Amador, ''Burada bir işbirliği söz konusu olmaz Kendilerini hasta değil, kurban olarak gördükleri için tedaviye uymazlar Tedaviyi tamamen reddederler ama taburcu edilmeyeceğini bildikleri için ilacı sanki alıyormuş gibi yapıp yastığın altında saklayabilirler ya da yanağının içinde bekletebilirler'' diye konuştu
Buna karşı uzun etkili, enjekte edilebilen ilaçlar kullanılabileceğini kaydeden Amador, ''Bunu ağabeyimde de gördüm Hastalığın ilk 7 yılında 30'dan fazla hastaneye yattı, son 15 yılında ise hep uzun etkili enjektabl ilaç yaptım ve sadece bir kere hastaneye yattı Bu bilim değil, benim hikayem Ama bilim de bize aynı şeyi söylüyor Yapılan araştırmalar bununla tedaviye uyum oranlarının yüzde 75'e kadar çıktığını gösteriyor Çünkü yılda 700 ya da bin 400 kere hap almak zorunda değilsiniz Randevuya gidip 24 ya da 25 kez iğnenizi oluyorsunuz'' ifadesini kullandı
''HASTA DEĞİLİM, YARDIMA İHTİYACIM YOK'' KİTABI
Listen-Empathise-Agree-Partner (LEAP) Enstitüsü'nün kurucusu ve yöneticisi olan Prof Dr Amador, ABD hükümetinin özel izniyle 11 Eylül terörist saldırıları üzerinde çalışan sayılı sivil psikologlardan birisi
Önemli adli vakaların çözülmesinde önemli roller üstlenen Amador, enstitüsüde, fikir ayrılıkları yaşanılan bireylerle güvene dayalı bir ilişki kurmanın önemini vurgulayan bir teknikle eğitimler veriyor
Ana prensibi, ''İddialarının gücüyle değil, ilişkinin gücüyle kazanırsın'' şeklinde açıklanan LEAP tekniği, her türlü ilişkiye uyarlanarak uygulanabiliyor
Şizofreni hastalarının tedaviye uyumunu sağlamak için geliştirdiği ''Motivasyonel Görüşme Tekniği'' ile ''Düşüncelerinin yanlış olduğunu söyleyip'' hastalarda savunma mekanizmaları yaratmadan tedavi/görüşme/iletişimi amaçlayan Prof Dr Amador, bu tekniğin hekim-hasta, hasta yakını-hasta, karı-koca, ebeveyn-çocuk ilişkilerinde de önemli katkılar sağladığını belirtiyor
Amador, ''Hasta Değilim, Yardıma İhtiyacım Yok'' kitabında da bir şizofreni hastasının hasta olduğunun bilincinde olmadığını, dolayısıyla tedavi olmaya yatkın olmayabileceğini anlatıyor
HENRY AMADOR NASIL ÖLDÜ?
Prof Dr Xavier Amador, çok nazik, kibar ve empati kurabilen bir kişi olan ağabeyi Henry'nin 2 yıl önce bir otobüse binmek üzereyken ağır alışveriş torbaları taşıyan bir kadına yardım etmek isterken, diyabet hastası bir sürücünün kriz geçirdiği sırada kaldırıma çıkan aracının altında kalarak hayatını kaybettiğini söyledi
Amador, ''Yani Henry hastalığı sebebiyle ya da intihar ederek değil, bir kazada öldü'' dedi
AA

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.