Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
saati, vücud

Vücud Saati

Eski 08-17-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Vücud Saati





Vücud Saati

Doç Dr Mustafa Seyda


Biz insanların, günün herhangi bir vaktinde doğması, bir kalp krizi ile ölmesi veya uykuya dalması, herzaman için muhtemeldir Bu böyle olmakla birlikte insandaki hormon seviyeleri, vücud ısısı, kan basıncı, kalp hızı, hücre bölünmesi ve hatta bir tokalaşma için sarfedilecek kuvvetin, önceden tayin edilebilen çıkış ve inişleri vardır


Vücut aktivitesini 24 saatlik, ısı /karanlık devridaimi ile kontrol altında tutan içimizdeki bir saat, bu ritimlerin sınırlarını çizmektedir Bilim adamları buna kısaca "takriben birgün" anlamına gelen circadian (circa: yaklaşık, dies: birgün) ritmi demişlerdir Bu iç kontrol, vücudun maruz kaldığı ışık devridaimi ile 24 saat sürekli olarak yeniden düzenlenmektedir İki devridaim ahenkli çalışmasından dolayı, bir iç kontrolün varlığından uzun süre haberdar olunamamıştır 1729'da Fransız astronomu J Mairon, güneş çiçeğinin sabah açtığını, akşam kapandığını farketmiş, daha sonra devamlı karanlıkta kaldığı halde bu bitkinin açılıp-kapanmasında bir değişikliğin olmadığını ortaya koymuştur Güneş çiçeğinin bu ağır dansı, bitkilerin iç ritmi ile uyumludur ve bir başlatıcı olarak güneşin hareketine ihtiyaç yoktur


Daha sonra circadian ritminin insan dahil, yeryüzündeki hemen her organizmada (ekmek küfü ve bakteriden, kuşlar, arılar ve ayılara kadar) hatta her hücrede mevcut olduğu tesbit edilmiştir

Bu hâdisenin umumi olması da canlıların hayatiyetinin devamı için zaruridir İç programla organizmalar, davranışları ve fizyolojileri bakımından çevre değişikliklerine önceden hazır olabilmektedirler Bu iç takvim hayat için öyle önemlidir ki, organizma çevreden tecrit edilse bile yalnız başına düzenini devam ettirebilmektedir


Mesela, meyve kelebeği, olgunlaşmamış kurt şeklindeki pupa safhasından, olgun kelebek safhasına öğle vaktinden iki saat önce geçmektedir Meyve kelebeğinin tam 15 nesli, güneş ışığından tecrit edilip, sürekli loş ışıkta tutulmuşlar, 16 nesilde hâlâ öğle saatinden iki saat önce pupa fazından kelebek fazına geçtikleri görülmüştür Çünkü bu bilgi dahilidir ve güneşin hareketine ihtiyaç yoktur

Benzer olarak, insan vücudunda da her fonksiyon circadian ritmi göstermektedir Mesela vücut ısısı akşamları sabaha göre 1-15 derece fazla olmaktadır Keza kalp atımı da gün boyu sabit olmayıp belli vakitlerde dakikada 30-40 vuruşa kadar farklılık göstermektedir Ruhî durum ve hafıza istirahat halindeyken bile gün boyu ritmik değişime maruz kalmaktadır


El ile kavrama akşam en güçlü, sabah en zayıf olmaktadır Deri ve sindirim sistemindeki hücrelerin metabolik aktivitelerin en yüksek olduğu zaman gece yarısıdır Meme kanserinde kanser hücrelerinin aktiviteleri her 20 saatte bir en yüksek seviyeye çıkar Ağzımızda tükrük salgılanması gece yarısı en az iken, buradaki bakteriler bu saatlerde en hızlı ürerler Vücut enzimlerinin yıkım ve yapımı, günün bir kısmında daha hızlıdır Zehirleri ve ilaçları parçalayan enzimler geceyarısı saat iki civarında en hızlı çalışırlarken, bundan 12 saat sonra çalışmaları minimuma düşer Alkolü parçalayan karaciğer enzimlerinin en hızlı oldukları dönem, kadın-erkek arasında bile fark göstermektedir


Uzun çalışmalar sonunda, bu ritmin, kaynağını göz sinirlerinin beyinde çaprazlaştığı yerin hemen üzerindeki bir sinir yumağından aldığı ortaya kondu Buraya, bulunduğu yer itibariyle suprakiazmatik nükleus (kısaca SCN) adı verildi Bu merkezin, beynin diğer herhangi bir yerinden emir almadığı; vücudun fonksiyon gören her bölgesiyle uyarılarını gönderecek bağlantılarının olduğu tesbit edildi Daha önemlisi SCN'nin göz ile, optik sinirden bağımsız kendi özel bağlantıları vardır Bu sayede SCN, görme fonksiyonundan bağımsız çalışabilmektedir


Bu konuda en son tesbit Milli Sağlık Enstitüsü'nden Schwartz ve Gamer tarafından yapıldı Circadian ritminin kaynağı olarak gösterilen bu merkezdeki (SCN) hücreler de circadian ritmine tâbi idiler ve gündüzleri aktif iken, geceleri istirahat durumuna geçiyorlardı


Fareler üzerinde yapılan araştırmada, uzun süre çevreden tecrit edilen annenin karnındaki fetüsün circadian ritminin bozulmadığı, doğumdan hemen sonra normal ritmini gösterdiği ortaya kondu İnsanlar hamileliğin yedinci ayında meydana gelen ve çalışmaya başlayan bir SCN'ye sahiptir

İnsanlarda SCN'nin, genellikle gece gelen doğum sancıları ve sabah meydana gelen doğumların zamanlamasından sorumlu olup olmadığı henüz bilinmiyor Fakat yeryüzündeki her canlıda bulunması, değişen çevre şartlarına rağmen nesiller boyu değişmemesi gibi hususiyetleriyle bu ritim, ancak herşeye aynı anda hükmeden bir Yaratıcı tarafından canlılara yerleştirilmiş bir "ilk program" ve sonra "genetik intikal" ile izah edilebilir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.