|  | Hazır Cevaplar-İnsanoğlu Her Zaman Zekiydi |  | 
|  08-17-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Hazır Cevaplar-İnsanoğlu Her Zaman ZekiydiKÖYLÜ VE PADİŞAH Yıldırım Bayezid Han köyleri dolaşıyordu  Köyün birinde çok yaşlı bir adama rastladı  Bu köylü, bahçesine incecik incecik meyve fidanları dikiyordu  Yıldırım Bayezid yaşlı köylüye takılmak istedi: "Baba!" dedi, "Bu fidanlar ne zaman büyüyüp de meyva verecek? Bu meyvalardan yemek sana nasip olacak mı dersin?" Köylü "Hiç sanmıyorum'," dedi  "Öyleyse niye kendini yorup duruyorsun?" "Biz atalarımızın diktiği ağaçların yemişini yemiyor muyuz? Torunlarımız da bizim diktiklerimizden yesinler  " "Aferin!" dedi padişah ve köylüye bir kese altın verdi  Köylünün "Bak sultanım! Gördün mü? Bizim fidanlarımız şimdiden yemiş verdi!" cevabı Yıldırım Bayezid'in çok hoşuna gittti  Köylünün sırtını sıvazlayarak bir kese altın daha verdi  Köylü "Fidanlar bir senede iki kere de veriyormuş sultanım!" demekten kendini alamadı  ACI SÖZ Lokman Hekim'e "Hastalarımıza ne yedirtelim?" diye sorduklarında şu cevabı vermiş: "Acı söz yedirmeyin de ne yedirirseniz yedirin!" YAŞAMAK Komedyen Cortar'a "Hastalanınca ne yapmak gerekir?" diye sorduklarında demiş ki: "Mutlaka doktora gidiniz, zira doktorun yaşaması gerekir  Verdiği ilacı da alın, çünkü eczacının yaşaması gerekir  Fakat ilaçları sakın İçmeyin, zira sizin de yaşamanız gerekir  " TERS ORANTI Ünlü bir konuşmacıya sormuşlar: "İyi bir konuşmaya hazırlanmanın öneminden söz etmiştiniz  Acaba beş dakikalık konuşma için ne kadar önceden hazırlanmaya başlarsınız?" Konuşmacı hiç düşünmeden "İki ay!" demiş  "Ya on dakikalık konuşma için?" Cevap "Bir ay!" olmuş  Konuşma süresi arttıkça hazırlanma süresi azalmış  En son soru şu olmuş: "İki saatlik bir konuşma için?" Konuşmacı gülümseyerek cevap vermiş: "Şimdi başlayabilirim  " BEYAZLAŞMAK Beyaz-zenci ayırımının yapıldığı yıllarda zenciler ezildiklerini, horlandıklarını şöyle bir hikâyeyle anlatıyorlardı: Smith ve John 1900'lü yılların başında Amerika'da yaşamaya çalışan iki zenci arkadaştırlar  Beyaz adam-zenci ayırımının had safhaya ulaştığı, zencilerin ikinci sınıf insan muamelesi gördüğü bu yıllarda birgün New York sokaklannda beraber gezerken gözlerine bir tablo takılır, tabloda şöyle yazmaktadır: "Zenciler beyazlatılır,fiyatı 100 dolar!" Smith'in 101 doları,'John'un 99 doları vardır  John, Smith'e "Bir dolarını bana ver, ikimiz de beraber girip beyazlanalım!" der  Smith bu teklifi kabul etmez  Hayır, önce ben gireyim, eğer beyazlanıp çıkarsam sen de girersin!" deyip içeri girer  Biraz sonra beyaz şekilde çıkan Smith'i görünce John "Oooo Smith, sen ne kadar da beyazlamışsın; kalan bir doları bana ver, ben de girip beyazlaşayım!" der  Duyduğu cevap şöyledir: Kaybol, pis zenci!" MUTLULUK Tolstoy'a "Nasıl mutlu oluyorsunuz?" diye sorduklarında şu cevabı vermiş: "Sahip olduğum şeylere sevinerek, sahip olmadıklarımı hiç düşünmeyerek  " FAKİRİN TAVUKLARI Eski İstanbul efendilerinden Osman Bey, hilekâr esnafa karşı pek amansız davranırdı  Çarşıya çıktığı zaman, dükkân dükkân dolaşır, tavukların kursaklarına kadar herşeyi inceden inceye muayene eder ve eğer tavukların kursaklarında yem bulamazsa, tavukçuya falaka cezası verirdi  Bir Ramazan günü yolda rastladığı seyyar satıcının tavuklarında yem bulamayınca tam sopa faslına başlayacağı sırada fakir tavukçu, Osman Bey'in ellerine sarılıp "A benîm sultanım!" der, "Tavuğun midesinde yem var mı, yok mu diye bakacağına bir de onun sahibinin midesini yoklasan olmaz mı?" DÜNYA HALİ Mehmed Şevket Bey'in babası Hacı Besim Efendi hâli vakti yerinde olmasına rağmen hiç para harcamazmış  Birgün hasta olup yatağa düştüğünde Mehmed Akif onu ziyarete gitmiş  Besim Efendi çok zayıf ve mecalsiz halde yatıyormuş  Akif geçmiş olsun dileklerini ilettikten sonra "Hacı Efendi!" demiş, "Sizi çok zayıf görüyorum  Bir tavuk kestirseniz, çorba falan yapılsa?" Hacı Efendi "Siz ne diyorsunuz Akif Bey!" diye cevap vermiş, "Dünyanın bin türlü hâli var, para pul harcamaya gelmez!" Akif tebessüm ederek taşı gediğine koymuş: "Hacı Efendi! Dünyanın o bin türlü hâlinden dokuz yüz doksan dokuzu başınıza gelmiş  Daha ne bekliyorsunuz?" ONLAR VE BİZ Sahabelerden biri Hz  Ali'ye sormuş: "Senin zamanında meydana gelen üzücü hâdiselerin hiçbiri, niye daha önceki halifelerin devrinde görülmedi?" Hz  Ali'nin cevabı son derece manâlı olmuş: "Onların zamanında biz vardık, bizim zamanımızdaysa maalesef onlar yok  " | 
|   | 
|  | 
|  |