|  | Erkekler Onu Parçalayarak Öldürdü |  | 
|  08-17-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Erkekler Onu Parçalayarak ÖldürdüO, tarihin gördüğü en etkileyici ve ilgi çekici kadınlardan biriydi  21 Mayıs 2009 / 08:12 Hem belinden aşağıya kadar uzanan sarı saçlarıyla göz kamaştıracak, nefes kesecek kadar güzel, hem de adını matematikçi, filozof ve astronom olarak tarihe yazdıracak kadar zeki bir kadın  Ve ne trajiktir ki ölümüyle bile unutulmayacak bir kadın  Üzerine çullanan onlarca erkeğin darbeleriyle son nefesini veren, cesedi sokaklarda sürüklenip, eti kemiklerinden midye kabukları yardımıyla ayrılan ama ne olursa olsun tarihin unutulmazları arasına giren bir kadın  Yani 45 yaşındayken bu dünyadan göçüp giden İskenderiyeli Hypatia   Bu unutulmaz kadının yaşamı sinemanın başarılı genç kuşak yönetmenlerinden Alejandro Amenabar'ın bu yıl Cannes Film Festivali'nde de gösterilen Agora adlı filmine konu oldu   Hypatia'nın trajik öyküsü Filmde Hypatia'yı Oscar ödüllü oyuncu Rachel Weisz canlandırıyor  Rol arkadaşları ise bir süre önce yaşama veda eden yönetmen Anthony Minghella'nın oğlu Max Minghella ile Oscar Isaac  İşte bu filmle bir kez daha hatırlanan İskenderiyeli Hypatia'nın trajik öyküsü   Hiç cinsellik yaşamadı 375 yılında dünyaya gelen Hypatia, devrinin ünlü filozof, matematikçi ve gökbilimcilerinden Theon'un kızı  Zaten onun yetiştirilişinde de babasının yoğun etkisi olur  Hypatia dönemin üniversitesi olarak kabul edilen Museion'da felsefe, matematik ve astronomi dersleri veriyordu  Zekasının yanısıra çok güzel bir kadın olan Hypatia'nın çevresinde ona tutkun olan öğrencileri ve kölelerinin de bulunduğu kalabalık bir hayran kitlesi de vardı  Tüm bunlara rağmen Hypatia'nın hayatının sonuna kadar hiç evlenmediği, hiç cinsellik yaşamadığı ileri sürülür   Siyasette de iddialıydı Tam da Hıristiyanlık inancının güçlendiği, bilim ve matematiğin gerilediği bir dönemde yaşayan Hypatia, inançsız bir kadın olarak kabul ediliyordu  Tarihi kaynaklara göre Hypatia, Hıristiyan dogmaya savaş açtığı için Hıristiyanlar da ona şiddetle karşı çıkıyordu  Sadece bir bilim kadını olmayıp döneminin siyasi arenasında da güçlü bir portre çizen Hypatia'nın bu alanda kurduğu ilişkiler karşıtlarını da çok korkutuyordu   En çok da İskenderiye Başpiskoposu seçilen Rahip Cyril'i  İşte o noktadan sonra Hypatia için kötü günler de başladı  İktidar tutkunu ve acımasız bir kişiliği olan Cyril'in bu göreve seçilmesi İskenderiye'de de huzursuzluğa neden oldu  Hypatia'nın yandaşı olan Orestes ile Cyril arasındaki çatışma Cyril'in de Hypatia'ya karşı düşmanlık beslemesine neden oldu   Ve 415 yılında bir gün hakkında büyücü ve dinsiz olduğu söylentileri çıkan Hypatia için sonun başlangıcı geldi  Rahip Cyril'in keşişleri Hypatia'nın ders verdiği Museon'un önünde toplanıp pusuya yattılar  Çıkışta Hypatia'nın yolunu kesip etrafını sardılar  Üzerine çullanıp giysilerini parçaladılar ve onu bir kiliseye soktular  Koridarlarla sürükleyip sunağın önüne getirdiler  Bir darbeyle yere düşen Hypatia'nın üzerine tüm keşişler çullandı  Orada öldürdüler Hypatia'yı  Ama bu bile öfkelerini dindirmedi  Cesedini sokaklarda sürükleyip etini kemiklerinden midye kabukları yardımıyla ayırdılar  Bu sadece çağının aydını olan Hypatia'nın değil ayrı zamannda temsilcisi olduğu Yeni Platoncu felsefe akımının da sonu oldu   Öğrencisi ve kölesiyle yaşadığı aşk üçgeni İşte bu bilim kadının yaşamı Tesis (Tez), The Others (Diğerleri) Mar Adentro (İçimdeki Deniz) ile tanınan yönetmen Alejandro Amenabar'ın yönetiminde beyazperdeye taşındı  Filmin senaryosunda da Amenabar ile birlikte değişmez ortağı Mateo Gil'in imzası var  Film, filozof Hypatia ile öğrencisi ve kölesi arasındaki aşk üçgenini konu alıyor   Filmde canlandırdığı karakterin kendisini etkilediğini söylüyor başrol oyuncusu Rachel Weisz  En çok da bir kadına yönelik şiddetten etkilenmiş  "Dünyanın bazı ülkelerinde kadınlar hala tehdit altında yaşıyor" diyor güzel yıldız "Bazı Ortadoğu ülkelerinde kadınlara ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılıyor  Sözgelimi Afganistan'da kadınların doğru düzgün eğitim hakkı bile yok  " Bu filmi yapmanın cinsiyet eşitliği konusuna her zamankinden biraz daha fazla yoğunlaşmasına sbelep olduğun da sözlerine ekliyor Weisz   | 
|   | 
|  | 
|  |