![]() |
Tarihin Gizemleri / Tarihin Gizemleri Hakkında Geniş Bilgi |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Tarihin Gizemleri / Tarihin Gizemleri Hakkında Geniş Bilgi5000 Yıllık Buzadam Zaman: İO 3300-3200 Mekân: İtalyan Alpleri Alplerde olay: Hauslabjoch'ta bulunan ceset ![]() ![]() ![]() ![]() 19 Eylül 1991'de iki Alman dağcısı modern çağlardaki mükemmel korunmuş ilk en eski insan cesedini buldular ![]() ![]() ![]() Ceset günümüzde bir Avusturyalı gazetecinin, vadinin adından yola çıkarak "Ötztal" ve Himalayalar'daki efsanevi dev kar adamını simgeleyen "yeti" sözcüklerinden türettiği "Ötzi" adıyla anılmaktadır ![]() ![]() Bu keşfin ıssızlığı Buzadam'ın sonunun nasıl geldiği konusunda pek çok varsayımın ortaya atılmasına neden olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() 1991 Eylül'ünde hâlâ kısmen buzlar içinde sıkışmış olan Buzadam ![]() ![]() ![]() BEDEN, GİYSİLER VE MALZEMELER Cesedin 25 ile 45 yaşlarında bir adama ait olduğu anlaşılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Üzerini örten ince kar tabakası, ceset sonbahar rüzgârlarıyla kururken böcek larvalarının saldırısını önlemiştir ![]() ![]() ![]() Daha güvenilir olması için dört ayrı laboratuvarda yapılan hücrelerin radyokarbon testlerinde, bu olayların İÖ 3300 ve 3200 yılları arasında yeraldığı tespit edilmiştir ![]() ![]() Buzadamın korunması böylece esrarengiz olmaktan çok şaşırtıcıdır ve yanında taşıdığı eşya gerçekten ortaya pek çok sorunun çıkmasına neden olmuştur ![]() ![]() ![]() Ötztal cesedi ve malzemelerinden bazıları ![]() ![]() Bunların yanı sıra, giysilerinin parçaları da günümüze kalmıştı: Hayvan postundan bacak sargıları, pançoyu andıran bir dış giysi, içlerine sıcak tutması için ot doldurulmuş deri ayakkabılar ve bir yer örtüsü ya da battaniye olabilecek otlardan bir pelerin ![]() Sıcak tutan ve günümüzün sugeçirmez malzemelerinin yokluğuna rağmen, bu giysiler de, en azından kış ayları dışında sert Alp iklimi için yeterli görünüyordu ![]() ![]() ![]() Ayrıca, adam çok sağlıklı da değildi ![]() ![]() ![]() Bunlar süs olabilirse de, Buzadam'da kireçlenme olduğu anlaşıldığına göre dövmelerin tedavi edici bir işlevleri de olmuş olabilir ![]() ![]() ![]() Kemikler kaynamaya başlamıştı bile ![]() ![]() ![]() ![]() (Solda) Buzadamın malzemeleri ve peleriniyle canlandırılmış hali ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ÇOBAN MI, ŞAMAN MI? Buzadam hakkında başka yorumlar da mümkündür ![]() ![]() ![]() Pollen, adamın sonbahar başlarında öldüğünü ileri sürmüştür: Bu takdirde sürüsünü yaylalarda otlatan sağlıksız bir çoban olduğu da düşünülebilir ![]() ![]() Ancak herkes böylesine yavan bir açıklamayla yetinecek değildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Uluslararası bir uzmanlar ekibi, Buzadam'ın yaşını, sağlık durumunu ve ölüm nedenlerini ayrıntılı bir incelemeyle araştırmışlardır ![]() Etnografik örnekler parlak ya da cilalı taşların özel bir önem ya da güç taşıdığına inanıldığını göstermektedir ![]() ![]() Cesedin böyle korunmuş bir biçimde bulunması, onu başka şeylerle kıyaslama olanağı vermemektedir ![]() ![]() ![]() ![]() Cilalı mermer bilya ve bağlı püsküller, Buzadam'ın bir şaman olduğu iddiasına yol açmıştır |
![]() |
![]() |
![]() |
Tarihin Gizemleri / Tarihin Gizemleri Hakkında Geniş Bilgi |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Tarihin Gizemleri / Tarihin Gizemleri Hakkında Geniş Bilgi55 Numaralı Mezarın Sırrı Zaman: İÖ yaklaşık 1335-1322 Mekân: Amama ve Thebes, Mısır Tabutun sahibinin kimliğinin, sonunda bir sürpriz olacağına inanıyorum ![]() Amerikalı Theodore M ![]() ![]() ![]() ![]() Resmi numarası KV55 (Krallar Vadisi 55) olan mezar bir merdiven, bir koridor ve bir tek odadan oluşmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Ahenaton, Mısır'ın geleneksel dinini kaldırıp yerine Aton olarak bilinen bir tek güneş tanrısına tapınmayı getirdiği için "sapkın firavun" olarak bilinir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (Solda) Yüz, Tutankhamon'un tabutlarından ikincisine çok benzemektedir ![]() ![]() ![]() ESRARENGİZ MUMYA Mezardaki en önemli şey Kiya için yapılmış ama bir kral için değiştirilmiş olan tabuttur ![]() ![]() ![]() ![]() Tabutu ilk inceleyen bilim adamları, çökmüş kasıkları nedeniyle bunun bir kadın cesedi olduğunu ilan ettiler, Davis de bunun üzerine mezarı "Kraliçe Tiy'in Mezarı" olarak adlandırdı ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak başka araştırmacılar ise, mumyanın Ahenaton'un son yıllarında kendisiyle birlikte hüküm süren ve ölümünden sonra "sapkın firavun" gibi hakarete uğrayan Smenhkare olabileceğini ileri sürmüşlerdir ![]() ![]() ![]() 1922'de Tutankhamon'un mezarının bulunmasıyla çok önemli ek kanıtlar elde edilmiştir ![]() ![]() Hepsinin üzeri Tutankhamon için kullanılmak üzere yeniden yazılmışsa da, hem kral adlarının bulunduğu yerde özgün sahibinin izleri vardı hem de tabutların üstündeki yüzler Tutankhamon'un yüzü değildi ![]() ![]() Diğer araştırmacılarsa, mumyanın Ahenaton'a ait olduğunu iddiaya devam etmişlerdir ![]() ![]() Mezarın tarihine ilişkin pek çok senaryo üretilmiştir ![]() ![]() ![]() KV55'in bu krokisinde malzemelerin mezar içinde dağınık bir halde atıldığı ve çoğunun aşağı inen koridoru tıkayan molozların üzerinde yattığı görülüyor ![]() İKİ ÇÖZÜM Tutankhamon'un hükümdarlığının yarısına doğru Amarna başkentlikten çıkarılmış ve onun ölümünden sonra da terk edilmişti ![]() ![]() Bir görüşe göre Smenhkare ve/veya Ahenaton ve onunla birlikte Amarna'da gömülmüş annesi Tiy, hükümet kenti terk eder etmez KV55'e taşınmışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu senaryoya göre Tiy'in cesedi çıkartılıp başka bir yere gömülmüş ve türbesinin bir kısmı tek açık giriş koridoruna takılıp sıkışınca orada bırakılmıştır ![]() ![]() ![]() Bir başka seçenek de, bu taşıma işinin Tutankhamon'un ölümünden sonra ama gömülmesinden önce yapılmış olmasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Bu senaryoya göre KV55'teki ceset daha ilk baştan adsız olarak bu yeni mezarına yerleştirilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (Solda) KV55 odasının, bulunduğu zamanki durumu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() BİR ÇÖZÜM MÜ? Mumyanın Ahenaton'a ya da Smenhkare'ye ait olması durumunda her iki temel senaryo da uygulanabilir ama geriye iki temel soru kalmaktadır: Bir kral neden bir kadının gayet süslü bir biçimde değiştirilmiş tabutuna konulmuştur ve kendi tabutu ne olmuştur? Yapılan değişiklikler tabutun yazılarının Atoncu metinlerini değiştirmemiştir, bu da tabutun bir firavunun gömülmesi için Ahenaton'un iktidarında hazırlandığını göstermektedir ![]() ![]() ![]() Smenhkare daha sonra Neferneferuaten adını almışsa da, koyu bir Atoncu değildi ![]() ![]() ![]() Ahenaton'un Aton dışında tanrılara karşı hoşgörüsüzlüğü -ki, çoktanrılı anıtları imha etmesinde görülmektedir- gözönüne alındığında Smenhkare'nin kendisi için hazırladığı geleneksel malzemeyle gömülmesine izin vermemiş olması mümkündür ![]() Eğer bu böyle olmuşsa, o zaman mumya ve iç organları için farklı kaplar gerekecekti ![]() ![]() ![]() ![]() Şu anda Kahire Müzesi'nde yalnızca KV55 tabutunun kapağı bulunmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mısır deyince ilk akla gelen kadın adlarından olan Nefertiti de Ahenaton'un karısıydı ![]() ![]() ![]() KV55 mezar odası ![]() ![]() (Solda) KV55'teki kafatasının nemes başlığıyla tamamlanmış biçimi ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Tarihin Gizemleri / Tarihin Gizemleri Hakkında Geniş Bilgi |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Tarihin Gizemleri / Tarihin Gizemleri Hakkında Geniş BilgiAlfabenin Doğuşu Zaman: İÖ 2 ![]() Mekân: Mısır ya da Filistin insan alfabetik yazının nasıl başladığı konusunda hep meraklı olmuştur ![]() ![]() Yazının kökeni muammalarla doluysa da, ilk alfabe bilmecesi hepsinden şaşırtıcıdır ![]() ![]() ![]() Bilimadamları bu sorulara yaşamlarını adamışlarsa da, elde edilen kanıtlar kesin sonuca varmayacak kadar azdır ![]() Bu, en yakın olasılık gibi gözüken, ticari bir zorunluluk muydu? Diğer bir deyişle, ticaret, Babil çivi yazıları ve Mısır hiyerogliflerinde daha kolay bir alışveriş kayıt yolu mu gerektirmişti? Ya da Akdeniz çevresinde birbirleriyle ticaret yapan çeşitli imparatorlukların ve grupların dillerini yazmanın kolay bir yolu olduğu için mi? Eğer öyle ise, Yunanistan'ın ilk alfabetik kitabelerinde ticaret ve alışveriş konusunda hiç iz olmaması şaşırtıcıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (Solda) Suriye'de Halep'te çağdaş bir çarşı ![]() ![]() EFSANEDEN VARSAYIMA Kanıt yokluğunda boşluğu anekdotlar ve efsaneler doldurmuştur ![]() ![]() Bir olasılık da, Kuzey Suriye'de çivi yazısı öğrenmekten bıkan parlak zekâlı bir Kenanlı çocuğun Mısır hiyerogliflerinde tek sessiz harfleri temsil eden az sayıda sembol fikrini alıp kendi Sami dilinin temel sessiz harfleri için yeni simgeler icat etmiş olmasıdır ![]() Belki de bunları ilk kez eski bir sokağın tozları arasına çizmiştir: Basit bir ev resmi, Sami "beth"i (alfabenin "be"si) "b" simgesi olmuştur ![]() ![]() ![]() Taffimai babasına bunun "ah" sesi çıkardığında açık ağzına benzediğini söyler ![]() ![]() ![]() Ortaya çıkan Kuzey Sami Alfabesi'nden, Fenikeliler'in, İsmailoğulları'nın ve Aramiler'in siyasal yönden güçlenmeleriyle ve ticaretin de gelişmesi sonucunda Kenan, Arami, Güney Sami alfabeleri ya da Seba ve Yunan alfabeleri ortaya çıktı ![]() Batı dünyasının alfabeleri ise Yunan alfabesi yoluyla, büyük bir olasılıkla Fenike alfabesinin gelişmesiyle oluşacaktı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sfenks 1905'te Mısırbilimci Sir Flinders Petrie tarafından uygarlıktan çok uzak bir köşede, Sina'da Serabit-el-Hadim'de bulunmuştu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Öteki yanında ve ön ayakları arasında yine yazılar ve "turkuvazın hanımefendisi, Hathor'un sevgilisi" olarak okunan Mısır hiyeroglifleri yer alır ![]() ![]() Petrie, bulunan yazının 30'dan az simgeden ibaret olduğu için bir alfabe olduğunu tahmin etti ![]() ![]() On yıl sonra başka bir Mısırbilimci olan Sir Alan Gardiner, "proto-Sinaitik" simgeleri dikkatle inceledi ve bazıları ile Mısır hiyeroglifleri arasında benzerlikler olduğunu gördü ![]() ![]() Bu Sami adların, İbrani alfabesindeki harflerin adlarıyla eş olması Gardiner'i şaşırtmadı ![]() ![]() ![]() ![]() Gardiner'in varsayımı ona Serabit el-Hadim sfenksindeki yazılardan birini çevirme olanağı vermiştir: İngilizce çeviriyazıda bu simgeler, sesli harfleri çıkarılmış "Baalat" olacaktır, İbrani ve diğer Sami dilleri yazılarında sesli harf bulunmaz, okuyanlar dili bildikleri için sesli harfleri tahmin ederler ![]() ![]() ![]() Ancak malzeme eksikliği ve proto-Sinaitik simgelerden çoğunun hiyerog-lifik karşılıkları olmadığı için daha fazla bir çözüm mümkün olmamıştır ![]() ![]() ![]() Gardiner'in 1916'da yaptığı tahminin doğru olup olmadığını hâlâ bilemiyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak Sina'da ıssız bir madende çalışan -ve herhalde cahil olan- işçiler bir alfabe yaratmış olabilirler mi? Lübnan ve İsrail'deki daha sonraki keşifler alfabenin Sinaitik kuramının romantik bir hikâye olduğunu göstermiştir ![]() İÖ 17 ![]() ![]() ![]() ![]() Varolan bir yazı sistemine bağlı değillerdi, öğrenmesi kolay, yazması hızlı ve fazla karışık olmayan bir yazıya ihtiyaçları vardı ![]() ![]() ![]() (Solda) İlk alfabe muamması ![]() ![]() ![]() ![]() MISIR'DAN YENİ KANITLAR Ancak son zamanlarda eski Mısır'daki yeni keşiflerle durum iyice karışmıştır ve şimdi Gardiner kuramının elden geçirilmiş bir şekli mümkün görünmektedir ![]() ![]() ![]() İki kısa metin, bir Sami yazısıyla yazılmıştır ve uzmanlara göre harfler Mısır yazısının yarı-bitişik yazı biçimine benzemektedir ![]() ![]() Eğer bu kuram doğruysa, o zaman alfabe fikrinin Mısır hiyerogliflerinden esinlendiği ve Filistin'de değil, Mısır'da icat edildiği anlaşılmaktadır ![]() ![]() ![]() Türkçe'nin alfabelerine göz atacak olursak, çok farklı alfabeler kullanıldığını görürüz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Pek çok dilin ülkesi: Alfabenin doğduğu İÖ 1500 yıllarında Ortadoğu ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Tarihin Gizemleri / Tarihin Gizemleri Hakkında Geniş Bilgi |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Tarihin Gizemleri / Tarihin Gizemleri Hakkında Geniş BilgiAna Tanrıça Kültü Var mıydı? Zaman: İÖ 7000-2000 Mekân: Anadolu, Avrupa ve Akdeniz Tanrıça, doğanın ve toprağın kendisidir, mevsimlerle birlikte nabız atar gibidir, ilkbaharda hayatı ve kışın ölümü getirir ![]() Cinsiyet farklılığının bilincinde olduğumuz ve Hıristiyan tanrısının erkek olarak temsil edilmesinin giderek daha çok sorgulandığı günümüzde, tarihöncesi bir ana tanrıça kültü hayli taraftar kazanmıştır ![]() ![]() ![]() Bu varsayımın savunucuları, eski Ortadoğu ve Ege efsanelerinden destek aldıklarım iddia etmektedirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Malta'da Tarxien'den İÖ 3 ![]() ![]() Bu genel geçmiş, İngiliz arkeologu Sir Arthur Evans'ın, Girit'in Minos dininin, Knossos'ta heykellerde ve fresklerde simgeleştirilmiş bir "büyük tanrıça" kültü merkezli olduğu kuramını kolaylıkla kabul etmesini sağlamıştır ![]() ![]() Ancak 1960'lı yıllara gelindiğinde arkeologlar bu yoruma giderek karşı çıkmaya başlamışlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Malta'daki Tantien tapınağındaki şişman "kadın", dişi olduğu kadar erkek de olabilirdi ![]() ![]() Ana tanrıça terimi de, üzerinde anlaşılmış bir kavram değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (Solda) Türkiye'deki Çatalhöyük'ten, İÖ 7 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() GİMBUTAS KURAMLARI Arkeolog Marija Gimbutas, 1974'te The Gods and Goddesses of Old Europe'la başlayan ve 1999'da ölümünden sonra yayımlanan The Living Goddesses'la ![]() ![]() Gimbutas, Güneydoğu Avrupa'nın Neolitik heykelciklerini kullanarak tanrıçalara inanan ve anaerkil olan barışçı ilk çiftçi toplumlarının bir modelini oluşturmuştur ![]() ![]() Ancak ana tanrıça kültünün izleri, Avrupa'da heykelciklerle değil de, megalitik sanatın sarmal motifleriyle, Neolitik koridor mezarların "rahim benzeri" karakterinde ve büyük ritüel anıtların dairesel planında kendini göstermekteydi ![]() ![]() ![]() ![]() Arkeologlar, tarih öncesi toplumların yakın geçmişimizdekilerden çok farklı olabilecekleri fikrini kolaylıkla kabul ettiler ![]() ![]() ![]() ![]() Kuzeybatı Fransa'da Coizard hypogeum'unun duvarında yakalı ve memeli figür ile Girit'te Knossos Sarayı'ndaki "Yılan Tanrıça" pek çok örnekten yalnızca ikisidir ![]() ![]() ![]() ![]() (Solda) Malta'da, İÖ 3 ![]() ![]() ![]() ![]() Ayrıca bütün bu tasvirlerin ilahi olduğunu kabul etmek için de bir neden yoktur ![]() ![]() ![]() Bu heykelcikler için farklı açıklamalar olabileceği, ister dini inanç olsun, ister toplumsal organizasyon olsun, her şeyi kapsayan bir tek açıklamayı kuşkulu bir duruma sokmaktadır ![]() ![]() ![]() Son olarak, erken tarih öncesi Avrupa'nın steplerden ataerkil atlı istilacılar gelene kadar barışçı anaerkil bir toplum olması varsayımının hemen hemen her noktasına itiraz edilebilir ![]() ![]() Steplerden gelen istilalar da arkeolojik kanıtlarla desteklenmemektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Marija Gimbutas ve diğerlerinin öngördükleri "ana tanrıça" varsayımı günümüz arkeolojik anlayışının ışığı altında reddedilmelidir ![]() ![]() ![]() ![]() Batı Avrupa'da koridor mezarların "rahim benzeri" karakteri (Fransa'daki Brötanya'da ile Longue'dan bu örnekte olduğu gibi) Marija Gimbutas tarafından erken Avrupa toplumunun anaerkil olduğu iddiasını desteklemek için kullanılmıştır ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Tarihin Gizemleri / Tarihin Gizemleri Hakkında Geniş Bilgi |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Tarihin Gizemleri / Tarihin Gizemleri Hakkında Geniş BilgiAnasazilere Ne Oldu? Zaman: 13 ![]() Mekân: Kuzey Amerika'nın güneybatısı Geçmişimizde insanlar oradan oraya göçmüşler, birbirlerinden ayrılmışlar ve yine kavuşmuşlardır ve bizler bunu şarkılarımıza, hikâyelerimize ve efsanelerimize kalmışızdır ![]() ![]() Anasaziler 800 ile 1600 yılları arasında Amerika'nın güneybatısının kuzey Rio Grande bölgesiyle Colorado Platosu'nda yaşamış olan tarihöncesi bir tarımcı halktır ![]() ![]() ![]() ![]() Bu ilk çiftçilerin soyundan gelen Pueblo halkları "irsi Pueblo Halkı" terimini tercih ederler ![]() ![]() Ancak bu mimari örnekler bu yerlerine çok kolaylıkla adapte olabilen ve çoğunlukla küçük ve dağınık yerleşim birimlerinde yaşayan ve mısır, fasulye, kabak yetiştirip vahşi hayvanlar avlayan bu insanların yalnızca en çok görülebilen taraflarını temsil ederler ![]() ![]() ![]() (Solda) Mesa Verde'deki Yamaç Saray'ın 220 odası ve 23 kivası vardır ![]() ![]() ![]() ![]() Coğrafyadaki, ekolojik kaynaklardaki, iklim ve kültür tercihlerindeki bölgesel farklılıklar her biri kendi çömlek süsleme gelenekleri, taşçılık stilleri ve mimari biçimlerine sahip ayrı Anasazi alt-geleneklerinin çıkmasına neden olmuştur ![]() Anasazilerin bu alt-gelenekleri arasında Virgin, Kayenta, Mesa Verde, Chaco ve Rio Grande kolları vardır ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak 13 ![]() ![]() ![]() 1600 yılında, hatta 1450'de, bu Anasazi soyundan gelenler, bizce çağdaş Arizona ve New Mexico' nün Hopice, Zunice, Keresçe, Tewaca, Tiwaca ve Towaca konuşan Pueblo Kızılderilileri olarak bilinmektedirler ![]() ![]() Pueblo atalarının yurtlarını terk etmeleri konusunda arkeologların ve Amerikan Yerlileri'nin farklı ama birbirlerini tamamlayan kuramları vardır ![]() ![]() Bunlar uygunsuz iklim koşullarının insanların yaşamaları için yeterli besin maddesi yetiştirilmesine izin vermediğini iddia etmektedirler ![]() ![]() ![]() Diğer bazı arkeologlar insanları Four Corners bölgesinden uzaklaştıran şeyin aralarında yeni bir din, daha fazla güvenlik, ürün yetiştirmek için daha iyi bir iklimin de olduğu değişik unsurlar olduğunda ısrar etmektedirler ![]() Kısacası, bazı arkeologlar Anasaziler'in güç koşullar nedeniyle yerlerinden "itildikleri"ne, diğerleri de cazip koşullarla başka yerlere "çekildikleri"ne inanmaktadırlar ![]() ![]() ![]() ![]() Haritada, 1600 yıllarında Anasaziler'in yaşadığı 13 tarihi pueblonun yeri görülüyor ![]() ÇEVRESEL VE TOPLUMSAL "İTMELER" Ürün kaybına neden olabilecek çevresel sorunlar ağaç-halkaları, eski bitki kalıntıları ve su baskınları ölçümleriyle belgelenmiştir ![]() ![]() ![]() 1200'lü yılların başlarıyla ortaları arasında sık sık tekrarlayan soğuk hava dönemleri de ürünlerin yetişme mevsimini ciddi biçimde kısaltmış olacaktır ![]() ![]() ![]() Bu faktörlerin birleşmesi gerek kuru gerek sulu tarımcılığı İmkânsız kılmasa bile son derecede güçleştirmiş olmalıdır ![]() Güç çevresel koşullar nedeniyle toplumsal sorunlar da çıkmış olabilir ![]() ![]() ![]() Anasaziler'in anayurdunun, l100 yılında Anasazi kültürünün dağılımını ve beş büyük alt-geleneği gösteren harita ![]() ÇEVRESEL VE TOPLUMSAL "ÇEKİMLER" 13 ve 14 ![]() ![]() ![]() 14 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mesa Yerde bölgesinde 1200-1300 arasında yağışlar ![]() ![]() PUEBLOLAR'IN GÖRÜŞÜ Pueblo halkları genelde arkeolojik açıklamalara karşı çıkmamaktadırlar ![]() ![]() ![]() ![]() Çevresel ve toplumsal faktörler birleşerek bir halkı daha az verimli ve iklimi belirsiz bir bölgeden daha güvenli ve umut vaat eden bir bölgeye göç zorunda bırakmıştır ![]() ![]() ![]() Pueblo Bonito, doruk noktasında 4-5 katlı olan büyük bir topluluktu ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Tarihin Gizemleri / Tarihin Gizemleri Hakkında Geniş Bilgi |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Tarihin Gizemleri / Tarihin Gizemleri Hakkında Geniş BilgiAtlantis Zaman: Bilinmiyor (İÖ yaklaşık 9600?/1520? / efsane) Yer: Akdeniz? / Atlas Okyanusu? Dün kentinden ve hemşehrilerinden söz ettiğinde aklıma tekrarlamakta olduğum bir hikâye gelmişti ve senin, nasıl bir esrarengiz rastlantıyla Solon'un anlattıklarıyla harfiyen uyuştuğunu görmekle şaşırdığımı söylemiştim ![]() ![]() ![]() İnsanlığın Çok Eski çağlarının derinliklerindeki ve eski dünyanın tümüne hâkim olan büyük ve güçlü bir milletin akıl almayan bir felaket sonucunda neredeyse bir gece içinde sona ermiş olması insanları iki bin yıldır meşgul etmektedir ![]() ![]() ATLANTİS: EFSANENİN İÇERİĞİ Atlantis'in doruk noktasına 11 bin yıl önce eriştiği söylenirse de, literatürde ortaya çıkışı ancak 2350 yıl önce, İÖ 359 ve 347 yılları arasıdır ![]() ![]() ![]() Platon burada uzun yıllar önce yazdığı en ünlü diyalogu olan Devlet'e atıfta bulunmaktadır ![]() ![]() Sokrates varsayımsal tartışmalardan bıkıp öğrencilerine uygulamalı felsefe denilebilecek bir ödev verir ![]() ![]() Hocasının önerisini yerine getiren Kritias şöyle der: "O halde, Sokrates, garip ama gerçekten doğru olan şu hikâyeyi dinle ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (Solda) Atlantis hikâyesinin özgün kaynağı olan Platon'un (İÖ 427-347) I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() MÜKEMMEL DEVLET, ATİNADIR, ATLANTİS DEĞİL Mısırlı rahipler Solon'a "bütün kentlerin en iyi yönetileni" olan eski Atina hakkında bir hikâye anlatmışlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atlantis, ta Mısır'a kadar kuzey Afrika'nın tümünde egemendi ![]() ![]() Kritias, Atlantis hikâyesini anlattıktan sonra Sokrates'e şöyle der: "Dün kentinden ve hemşehrilerinden söz ettiğinde aklıma tekrarlamakta olduğum bir hikâye gelmişti ve senin, nasıl bir esrarengiz rastlantıyla Solon'un anlattıklarıyla harfiyen uyuştuğunu görmekle şaşırdığımı söylemiştim ![]() ![]() (Solda) Girit'in doğusunda Zakros'taki Minos sarayından kristal bir vazo ![]() ![]() ![]() ![]() ATLANTİS İÇİN TARİHİ BİR KAYNAK MI? Platon, Atlantis ya da eski Atina tarifini gerçek tarihe mi dayandırmıştır, yoksa bütün olayı uydurmuş mudur? Platon'un zamanındaki Yunanlılar'ın perspektifinden bile eski sayılacak önemli bir Akdeniz uygarlığı vardı ve bu da, en azından kısmen büyük doğal felaketlerle imha olmuştu: Minoslular'ın Girit'i ![]() Bazı çağdaş bilimadamları Atlantis'in yeri ve boyutları Kritias'ta yanlış ifade edilmiş ya da abartılmış olsa da, (belki de yanlış çeviri nedeniyle) Platon'un hikâyesinin Yunanistan'ın doğusunda ve Ege Denizi'nde Girit'in kuzeyindeki Thera adasının yanardağ patlamasına dayandığı fikrindedirler ![]() İÖ 17 ![]() ![]() ![]() ![]() Bazıları için Minoslular'ın Girit'i Atlantis'tir ve Platon, Kritias'ta ülkenin Thera patlamasıyla yokolmasını çarpıtmıştır ![]() ![]() Arkeoloji, Minos kıyı topluluklarının Thera'daki patlamanın yarattığı tsunami dalgalarıyla ağır hasara uğradığı halde Minos uygarlığının daha iki yüzyıl yaşadığını ve hatta geliştiğini kanıtlamıştır ![]() Başka bilimadamları Thera'daki ünlü Minos kolonisinin Atlantis için model olduğunu iddia etmişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (Solda) Atina ile Isparta arasındaki Peloponnesos Savaşı'nda (İÖ 431-404) öldürülen iki savaşçı: Khairedemos ve Lykeas ![]() ![]() ![]() ATLANTİS: ÇAĞDAŞ FANTEZİ Atlantis konusunda herhangi bir tartışma bu kayıp kıta hakkında 19 ![]() ![]() ![]() ![]() Donnelly'ye göre Platon'un Atlantis'i Mısır, Mezopotamya, İndus Vadisi ve Avrupa'nın olduğu kadar Güney ve Kuzey Amerika uygarlıklarının kaynağı ve büyük kültürel başarıların kökenidir ![]() ![]() ![]() Ancak, diğer 19 ![]() ![]() ![]() ![]() Daha yakın zamanlarda, geç 20 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (Solda) Girit'te Knossos'ta Taht Odası ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Platon'un Görüşü Platon'un, diyaloglarını kurmak için iyi bildiği tarihi kayıtları kullandığı kuşkusuzdur ![]() ![]() Ancak, Kritias'ın kısmi bir mecazi yorumunu destekleyenler bile Platon'un tarih yazma niyetinde olmadığını, hikâyenin bazı unsurlarını vermeye çalıştığı derste mecaz olarak kullanmak istediğini kabul ederler ![]() ![]() ![]() Son olarak, Kritias'ta Atlantis'te belirli eski toplumların ayrıntılarının paralellerini aramak Platon'un vurgulamak istediği bir şey değildir ![]() ![]() Platon, görüşünü belirtmek için Atlantis'i neredeyse yenilmesi imkânsız bir düşman olarak göstermektedir ![]() ![]() Kritias daha küçük, maddi açıdan yoksul, teknolojik olarak o kadar gelişmemiş ve askeri açıdan zayıf Atinalılar'ın Atlantisliler'i yenebileceği ana mesajını iletir: Tarihte önemli olan yalnızca servet ya da güç değildir ![]() ![]() Platon için mükemmel bir devletin ve toplumun entelektüel başarısı, maddi refah ya da güçten önemlidir ![]() ![]() EDEBİYAT VE ATLANTİS Atlantis efsanesi, Ortaçağ'da Yunanlılar'dan Arap coğrafyacılara, onlardan da Avrupalı yazarlara geçmiştir ![]() ![]() Atlantis efsanesinin etkisiyle çok sayıda edebi yapıtlar da yazılmıştır ![]() ![]() ![]() Ayrıca jeoloji biliminde Atlantis adı resmi olarak, Atlas Okyanusu'nun yerinde bulunduğu varsayılan karalara verilen bir addır ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Tarihin Gizemleri / Tarihin Gizemleri Hakkında Geniş Bilgi |
![]() |
![]() |
#7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Tarihin Gizemleri / Tarihin Gizemleri Hakkında Geniş BilgiAztlân ve Aztek Göçü Efsanesi Zaman: İÖ 13-15 ![]() Mekân: Meksika Vadisi Ülkenin sakinleri olan diğerleri gibi bu insanlar da, Aztlân adlı ve yaşadıkları yerdeki Yedi Mağaralar'dan ayrıldılar ![]() ![]() ![]() ![]() Aztekler ve müttefikleri 15 ![]() ![]() ![]() ![]() Aztek başkenti Tenochtitlan'ın İspanyol sömürgesi Mexico City'ye dönüştürülmesi ve çağdaş milletin başkenti olmaya devam etmesi Aztekler'i İspanyol öncesi kolektif 3000 yıllık kültürel mirasın en önemli temsilcileri olarak diğer kızılderililerin üzerine çıkarmaktadır ![]() ![]() Codex Boturini'den bu sayfalarda, Aztekler'in bir gölün ortasında bir ada olan Aztlân'dan göçmeleri resmedilmiştir ![]() EFSANENİN KÖKENİ Aztekler nereden gelmişlerdir? Aztek kaynaklarına dayanılarak hazırlanan ilk sömürge tarihçeleri, resimli belgeler ve arkeolojik kazılar Aztekler'i tarihsel bir kesinlikle ancak 13 ![]() ![]() ![]() Aztekler'in, 13 ![]() ![]() ![]() ![]() Aztekler yaratılış zamanında orada topraktan ve mağaralardan çıkmışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Huitzilopochtli'nin mucizevi doğumu, göçten önce gerçekleşmişti ![]() ![]() Coatlicue'nin oğulları Centzonhuitznaua ("dört yüz" yani çok) ve büyük kızı Coyolxauhqui annelerinin hamileliğini öğrenince kızmışlar ve onu öldürmeye karar vermişlerdi ![]() Silahlı düşman dağa tırmanmaya başlamıştı ![]() ![]() ![]() ![]() Kabile göçe devam ederken bazı yerlerde yıllarca kaldığı oluyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Burada bir savaş daha yapıldı ve Huitzilopochtli düşman reisini öldürüp kalbini göl kıyısındaki bataklığa attırdı ![]() ![]() ![]() Anlatılanlara göre, bir derede beyaz yılanlar, kurbağalar ve balıklar yüzüyordu ![]() ![]() ![]() Aztekler sonunda bir kaya üzerindeki kaktüsün üstüne konmuş bir kartal gördüler ![]() ![]() ![]() GERÇEĞİ GERÇEK OLMAYANDAN AYIRMAK Bu efsanevi olaylardan ne anlam çıkarabiliriz? Aslında Aztekler'in Meksika Vadisindeki ilk yılları çok farklı bir tablo çizmektedir ![]() ![]() ![]() 1428 yılı geldiğinde kentli hayat biçimini benimsemişler ve Tetzcoco ile Tlacopanlar'la ittifak kurmuşlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (Solda) Yenilgiye uğramış Coyolxauhqui: Büyük Tenochtitlan Tapınağı'nda bulunan bir heykel ![]() ![]() Bu "resmi" metinleri inceleyen araştırmacılar Aztlân'daki başlangıcın Guatemala, Meksika'nın içleri kuzeybatıdaki Michoacan ve kuzeyde New Mexico'ya yayılmış göç hikayeleriyle uyumlu olduğuna dikkat etmişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Böylece resmi Aztek göç hikâyesi de varolan örnekleri yansıtmaktaydı ve Aztlân da belirli bir coğrafi mekândan çok Aztekler'in yarattığı bir efsane mekânıydı ![]() ![]() Huitzilopochtli'nin "babasız" doğumu ve düşmanlarını öldürmesi, Aztekler'in "yasal" bir aristokrat soyun eksikliğini kapamak için konulan bir efsane olarak görülmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (Solda) Aztekler'in Tenochtitlan başkentlerini kurmak için çıktıkları efsanevi göç yolu ![]() ![]() Ancak eski Meksika'da en azından İÖ l ![]() ![]() ![]() Bu nedenle Aztlân'ın araştırılması, bir zamanlar Birleşik Devletler'in güneybatı çölleri ile Meksika yaylaları arasında yaşayan pek çok toplum arasındaki kültür tipinin araştırması ve bu insanların eski ve çağdaş Meksika tarihine nasıl biçim verdikleri sorununun araştırılması olarak görülebilir ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Tarihin Gizemleri / Tarihin Gizemleri Hakkında Geniş Bilgi |
![]() |
![]() |
#8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Tarihin Gizemleri / Tarihin Gizemleri Hakkında Geniş BilgiBataklık Cesetleri Zaman: İÖ, 1 ![]() ![]() Mekân: Kuzey Avrupa 1640 baharında Schalkholzer Bataklığı'ndan bir insan cesedi çıkarıldı ![]() ![]() ![]() Kuzey Avrupa'nın şaşırtıcı derecede iyi korunmuş bataklık cesetleri hem popüler hayalgücünü hem de bilimsel varsayımları uzun bir süre etkilemiştir ![]() Bataklık cesetlerinin ilk esrarı olan bu kadar iyi korunmuş olmaları kolaylıkla açıklanabilir ![]() ![]() ![]() Yosunda doğal bir deri tabaklama kimyasalı vardır ve bu da bataklık cesetlerinin derilerini korurken, rengini de "Maillard reaksiyonu" adı verilen bir süreçle koyu kahverengiye dönüştürür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (Sol Üstte) Windeby Kızı'nın başının bir yanı tıraş edilmiş ve gözlerinin de bağlı olması, ölümün bir kaza olmadığını göstermektedir ![]() ![]() ![]() ![]() KEŞİF VE TARİHLEME Eski çağların bataklık cesetlerinin en eski keşif kayıtları 17 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ciddi bilimsel araştırmalar ancak 1870'lerden sonra başlamışsa da, en ünlü bataklık cesetleri keşifleri ancak 20 ![]() ![]() ![]() Bataklık cesetlerinin mükemmel bir biçimde korunmuş olmaları gerçek eskiliklerini maskelediği için, bunların gerçekten ne kadar eski olduklarım anlamak için büyük çabalar harcanmıştır ![]() ![]() 1983'te Cheshire'da Lindow Moss'da saçları, gözleri ve beyninin bir parçası olan bir kafatası bulununca polis bunun bilinen bir cinayet kurbanına ait olduğunu sanmış ve zanlı kişi de, delilleri görünce cinayeti işlediğini itiraf etmişti ![]() ![]() En yaşlı bataklık cesedinin -Danimarka'nın Fyn adasından Koeljberg Kadını- 10 ![]() ![]() ![]() ![]() Küçük bir kısmı Ortaçağ ya da Ortaçağ sonrası döneme aitse de, büyük bir çoğunluğu İÖ 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kuzey Avrupa'nın bataklıklara ve sulak yerlere ritüel gömme âdeti, yalnızca bulunan insan kanıtlarıyla değil, İÖ 1650 tarihinden kalma Trundholm güneş arabası gibi gelişmiş madeni eşya ile de belgelenmiştir ![]() CİNAYET Mİ, KURBAN MI? Bu insanların zamansız ve şiddet kullanılarak öldürüldükleri bellidir ![]() ![]() ![]() Tollund Adamı asılarak öldürülmüştü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Arkeologlar bu cesetlerin açıklamasını 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zina suçu işleyen kadınlar ayrı olarak ele alınmıştır: "Suçlu kadın kocası tarafından cezalandırılır ![]() ![]() ![]() ![]() Bataklık cesetlerinin suçlular mı yoksa kurbanlar mı oldukları henüz kesin değildir ![]() ![]() ![]() ![]() Bataklık cesetlerinde yapılan mide analizleri, kurbanın son yemeğini tespit etmemize yarayan ipuçları da vermiştir: Tollund ve Grauballe Adamı son yemek olarak yavan bir yulaf çorbası içmişlerdir ![]() ![]() Yediği yulaf zehirli olduğundan komadayken ölmüş olabilir ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Tarihin Gizemleri / Tarihin Gizemleri Hakkında Geniş Bilgi |
![]() |
![]() |
#9 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Tarihin Gizemleri / Tarihin Gizemleri Hakkında Geniş BilgiBeytlehem Yıldızı Zaman: İÖ 8-4 Mekân: İsrail İsa, Kral Hirodes'in günlerinde Yahudiye Beytlehem'inde doğduğu zaman, işte, Şark'tan Yeruşalim'e müneccimler gelip dediler: "Yahudiler'in kralı doğan zat nerededir, çünkü onun yıldızını Şark'ta gördük ve ona secde kılmaya geldik ![]() ![]() ![]() Eski çağların gizleri içinde Hıristiyan inancına göre İsa'nın Nasıra'da Mesih olarak doğduğunu bildiren Beytlehem Yıldızı kadar tartışmalını çok azdır ![]() ![]() ![]() ![]() Bazı araştırmacılar "yıldız" falan olmadığına ve hikâyenin İsa'nın ilahi doğumunun mesajını iletmek amacını taşıyan bir efsane olduğuna inanırlar ![]() ![]() ![]() İsa'nın doğum tarihi bilinmediği için Müneccimleri Yahudiye'ye çekenin ne olduğunu saptamak güçtür ![]() ![]() Dahası, Dionysius Exiguus (yaklaşık 533 yılı), takvim yıllarını numaraladığında İsa'nın doğum yılını yanlış hesaplamıştır ![]() ![]() Bu zaman çerçevesi içinde esrarengiz yıldızı arayan araştırmacılar pek çok göksel nesne önermişlerdir ![]() ![]() Bir kuyruklu yıldız yıldızlar arasında yavaş hareket ettiği için bu durum yıldızın hareketini açıklayabilir ![]() ![]() ![]() "Yeni bir yıldız" herkes tarafından görüleceği için aynı şey bir nova için de geçerlidir ![]() ![]() ![]() ![]() Müneccimlerin bebek İsa'ya armağanlar vermesi ![]() ![]() ![]() Beytlehem Yıldızı Doğulu üç bilge adama ya da müneccime yol gösteriyor: İtalya'da Ravenna'da S ![]() ![]() ![]() Şu andaki kuramların çoğu gezegenlerin hareketlerine ilişkindir, ancak İsa'nın doğduğu zaman gezegenler sayısız kere dünyanın yakınından geçmişlerdi ![]() ![]() Roma imparatorları gibi kişilerin doğumlarındaki astrolojik durumlar, çağdaş standartlara göre pek etkileyici sayılmazdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (Solda) Eski çağlarda kuyruklu yıldızlar bir kralın doğumunun değil, ölümünün habercisiydiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() BİR ROMA SİKKESİNDEKİ İPUCU Yıldızın astrolojik anlamı konusundaki yeni bir görüş de İsa'nın doğum yıllarında Antakya'da çıkarılan bir Roma sikkesinden kaynaklanmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Sikke, Yahudiye'nin, başkenti Antakya olan Roma Suriyesi'ne 6 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Floransalı ressam Giotto di Bondone "Müneccimlerin Tapınması"nı (Capulla degli Scrovegni, Padua) yaparken eski çağlardaki kuyruklu yıldızın mesajının farkında değildi ![]() ![]() ![]() Beytlehem'de Milad Kilisesi, İsa'nın doğum yeri olarak kabul edilir ![]() Astrolojik kaynaklar bize astrologların yalnızca Yahudiler'in yeni kralını gözlemekle kalmayıp hangi yıldızın kralın doğumunu ilan ettiğini de açıklamaktadırlar ![]() ![]() ![]() ![]() İsa'nın muhtemel doğum zaman çerçevesini incelemek, ortaya olağanüstü bir gün çıkarmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Romalı Hıristiyan astrolog Firmicus Maternus (Yaklaşık 334 yılı) Koç burcundaki bu koşulların "kutsal ve ölümsüz" bir kişinin doğumunu belirlediğini söylemiştir ki, bu da müneccimlerin Yahudiye'ye gitmelerine yol açmıştır ![]() Jüpiter, müneccimlerin dikkatini çeken bir şey daha yaptı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kitabı Mukaddes dışında müneccimlerin ya da bir başkasının İsa'nın doğum gününü doğrulaması konusunda bir kanıt yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (Solda) İÖ 17 Nisan 6 günü gezegenler Koç burcunda Yahudiye'de Mesih'in doğumu hakkında güçlü bir alamet gösterdiler (çizgili kutu) ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Tarihin Gizemleri / Tarihin Gizemleri Hakkında Geniş Bilgi |
![]() |
![]() |
#10 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Tarihin Gizemleri / Tarihin Gizemleri Hakkında Geniş BilgiBüyük Hayvanların Yokolması Zaman: Buzul Çağı'nın sonu Mekân: Amerika, Avrasya, Avustralya ![]() ![]() ![]() ![]() Günümüz insanları olarak bizler, son Buzul Çağı'nın sonundaki, daha yalnızca 13 ![]() ![]() ![]() ![]() Buzul Çağı avcıları Avrupa'da, Kuzey Asya'da ve Kuzey Amerika'da mamutları görmüşler ve belki de onları başarıyla avlamışlardı ![]() ![]() ![]() Örneğin Kuzey Amerika'da yalnızca iki tip mamut değil, bir dizi dev tembel hayvan vardı: Boyları altı metreye ve ağırlıkları üç tona ulaşan bu hayvanlar ağır hareket ederlerdi ve otoburdular ![]() ![]() ![]() Bu büyük hayvanların son Buzul Çağı'nın sonunda bütün kıtalardan ani yokolmaları, geçmişi araştıranların karşılaştıkları en büyük muammalardan biridir ![]() ![]() Belli başlı iki kuram vardır: Ya hayvanlar Buzul Çağı'nın sonundaki büyük iklim değişiklikleri nedeniyle yeryüzünden silinmişlerdir ya da her kıtada bulunan bir öldürücü ve yırtıcı yaratık, yani Homo sapiens, bütün bunların sonlarını getirmiştir ![]() ![]() ![]() (Solda) 15 ![]() ![]() ![]() ![]() MAMUTLARIN YERYÜZÜNDEN SİLİNİŞİ Tartışma daha çok bu soyu tükenen hayvanlardan biri olan mamutlar üzerinde yoğunlaşmıştır ![]() ![]() Diğer megafauna türleri gibi mamutlar da 13 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (Solda) Güney-Orta Fransa'da Pech-Merle mağarasındaki hayvan resimleri arasında en çok, Paleolitik Dönem'in tüylü mamutlarına rastlanır ![]() ![]() İKLİM VARSAYIMI Wrangel Adası'ndaki mamutlar, adanın bitki örtüsü, -çok çeşitli otlar ve bitkiler- Buzul Çağı'nda olduğu gibi kaldığından yaşamlarını sürdürmüş olabilirler ![]() ![]() ![]() Kuzey bölgelerinin çoğunda, bozkırın yerine çok ağır yetişen ve besin değeri çok az olan tundra geçmiştir ![]() ![]() ![]() Artan sıcaklık ve nem nedeniyle bitki örtüsündeki bu değişiklikler, mamutların hayat ortamlarında kayıplara neden olmuş, sonuçta besin kaynaklarının azalması nedeniyle sayıları azalmış ve daha sonra da tümüyle tükenmişlerdir ![]() Bu iklim/bitki örtüsü değişimi varsayımı, mamutların tükenmesi konusunda pek inandırıcı gibi gelse de bazı güçlüklerle karşılaşmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Son Buzul Çağı, son bir milyon yıl içinde meydana gelenlerden yalnızca biriydi ![]() ![]() ![]() ![]() İklimsel soy tükenmesi kuramının bir sorunu da, mamutların, soyu tükenen tek tür olmamasıdır ![]() ![]() Mamutlar, zooloji sınıflamasına göre, Elephantidae familyasından, soyu tükenmiş olan Mammuthus cinsini oluşturan, file benzer iri memeli hayvanlara verilen ortak addır ![]() ![]() ![]() Hayatta kalan büyük hayvan türlerinin yüzdesi ![]() ![]() Bugün Amerikan Doğa Tarihi müzesinde bulunan iyi korunmuş Jefferson mamutu iskeleti ![]() İNSANLARIN AŞIRI AVLANMASI Bu sorunlar bazı bilimadamlarının mamutların ve diğer büyük hayvanların, insanlar tarafından avlanarak soylarının tükendiği fikrini benimsemelerine yol açmıştır ![]() ![]() Martin, daha çok Kuzey Amerika'yla ilgileniyordu ve insanların bu kıtaya gelmeleri ile büyük hayvanların tükenmeleri arasındaki rastlantıyı vurguluyordu ![]() ![]() Bu insanlar, ilk tanımlandıkları yerin adıyla Clovis kültürü olarak anılırlar ve öldürücü av teknolojisinin bir parçası olan sivri taş mızrak uçlarına sahiptiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Afrika'da büyük memeliler yırtıcı hayvanlar olarak insanlarla birlikte evrim geçirmişlerdi ve insanların avlanmalarına korunma olarak belirli toplumsal modeller geliştirmiş olabilirlerdi ama Kuzey Amerika'da böyle bir şey söz konusu değildi ![]() ![]() Mamutların Clovis insanları tarafından avlandığını gösteren arkeolojik kanıtlar da vardır ![]() ![]() ![]() Örneğin, Arizona'da, San Pedro Vadisi'nde Lehner Ranch'de 13 mamutun kalıntıları yanında ateş izlerine ve mızrak uçlarına rastlanılmıştı ![]() ![]() Ancak aşırı öldürme kuramı da bazı ciddi sorunlarla karşılaşmaktadır ![]() ![]() Örneğin mağaralarda bulunan dışkılarından bir zamanlar sayılarının çok olduğu anlaşılan ve yavaş hareket etmeleriyle kolay av olabilecek olan yer ayıları ![]() ![]() Clovis insanlarının Kuzey ve Güney Amerika'da yaşayan ilk insanlar olmadıkları da artık ortaya çıkmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() iklim değişikliği mi, insanların avlaması mı? Büyük av hayvanlarının yok olmalarının nedeninin bunlardan hangisi olduğu konusunda bilimadamları bölünmüş durumdadırlar ![]() ![]() Ancak bir tek açıklama olmayabilir: Bazı türler yoğun avlanarak, diğerleri ise yaşama ortamlarını kaybedip yeni iklimle başa çıkamayarak tükenmiş olabilirler ![]() ![]() ![]() Gerçekten de mamutlar kilit türler olarak tanımlanmışlardır ![]() ![]() Buzul çağı sona erdiğinde mamutlar Amerika'nın güneybatısında, özellikle Clovis dönemindeki kuraklık sırasında ve ondan hemen sonraki, küresel ısınmadan önceki Genç Dryas (12600-11500 yıl önce) dönemindeki çok soğuk ve çok kuru dönemde ağır bir etki altında kalmış olmalılardır ![]() Bu dönemlerde nisbeten zayıf hayvanlar (günümüz Afrika fillerinin kuraklık zamanlarında yaptıkları gibi) su kaynakları başında toplanmışlar ve Clovis avcıları için kolay yem olmuşlardır ![]() ![]() ![]() Büyük av hayvanlarının neden yok olduğunu açıklamaya kalkan kuramlar, bunun Afrika dışında diğer bütün kıtalarda yer almış olmasını açıklamalıdır ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Tarihin Gizemleri / Tarihin Gizemleri Hakkında Geniş Bilgi |
![]() |
![]() |
#11 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Tarihin Gizemleri / Tarihin Gizemleri Hakkında Geniş BilgiCennet Zaman: Efsanevi Mekân: Bir olasılıkla Güney Irak Cennet, yeryüzünde eşi bulunmayan bir yerdir, ancak kesin yerini hiçbir insanın bilmesine izin verilemez ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ortasından büyük, hayat veren ırmağın aktığı Cennet'in nerede olduğunu kimse öğrenememiştir ![]() ![]() ![]() ![]() İbrani hikâyesinde yer alan günah ve cezalandırılma anlamından yoksun olmalarına rağmen benzer efsaneler Sümerler zamanında da bilinmekteydi ![]() ![]() ![]() ![]() Baba ve Kral olan Tanrı, Âdem ile Havva'yı gökyüzünden kutsarken, cennetin bir yeryüzü cenneti ya da Zevk Bahçesi olarak resmedilişi ![]() ![]() ![]() ![]() (Solda) Bir 16 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Asur kralı Asurbanipal saray bahçesinde yemek yiyor ![]() ![]() ![]() Mısır ve Yakındoğu'daki Cennet Bahçeleri Bir Cennet bahçesi fikrinin Sami ruhunda kök salmış olmasının nedeni, herhalde insanların yaşadıkları ekili alanları çevreleyen çöllere bir antitez oluşturmasındandır ![]() ![]() ![]() Fırat ve Dicle gibi Türkiye, Suriye ve Irak'tan geçen nehirlerin zengin vadileri ve Mısır'daki Nil vadisi çevredeki kuru ovalar ve çöllerle tam bir zıtlık oluşturur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Böylece bir Cennet bahçesi fikri, Yakındoğu'da binlerce yıldır çok değerli bir olgudur ![]() ![]() ![]() ![]() Kitabı Mukaddes'in Yunanca çevirilerinde kelime ilk olarak Cennet için kullanılmış ama sonra Kral Hirodes'in İÖ 1 ![]() ![]() Firavunlar'ın Mısır'ında kralların ve soyluların evlerini, sulanan ve meyve ve sebze yetişen bahçeler çevrelerdi ![]() ![]() ![]() ![]() Bazı krallar avlanmak için başka ülkelerden getirtilmiş ve özellikle yetiştirilmiş vahşi hayvanlar için çok büyük parklar da kurmuşlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (Solda) Nabukadnezar'ın Babil'deki taht odasının yeniden inşa edilmiş cephesi, palmiye ağaçları ve diğer bitkilerle, İÖ 6 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Babil'in Asma Bahçeleri Babil'in Asma Bahçeleri eski çağlarda bile çok ünlüydü ![]() ![]() ![]() Alman arkeologu Robert Koldewey, 20 ![]() ![]() ![]() İlginç olan, bu sulak alanın Babil'in kuzeybatı köşesindeki saray duvarlarıyla kuzeydeki kent surları arasında bulunmasıdır ![]() ![]() Cennet Fikri Eski Yakındoğu'daki kral bahçeleri efsanevi bir düşün uygulanması olduğunu akla getirmektedir ![]() ![]() ![]() Kitabı Mukaddes'te Cennet, bir masumiyet mekânıdır ve insanların Tanrı ile bir dostmuş gibi konuşabildikleri bir masumiyet çağına aittir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Günümüzde cennetin yerinin, simgesel bir mitin anlamının herhangi bir somut gerçekten güçlü olduğu ruhlarımızda bulunduğunu kabule hazırız ![]() ![]() Bir Mezopotamya mühür silindiri ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Tarihin Gizemleri / Tarihin Gizemleri Hakkında Geniş Bilgi |
![]() |
![]() |
#12 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Tarihin Gizemleri / Tarihin Gizemleri Hakkında Geniş BilgiZaman: 12 ![]() ![]() Mekân: Yakın Doğu, Meksika, Çin, Andiar, Doğu Birleşik Amerika, Sahra-altı Afrikası Bu bir Neolitik Devrimdi ![]() ![]() Geçmişinin büyük bir kısmında insanlar yiyeceklerini avlanarak ve toplayarak sağlamışlardır ![]() ![]() ![]() Çiftçilik ilk kez 12 ![]() ![]() Bu ayrı gelişmelerin hepsindeki ortak nokta, çiftçiliğin son Buzul Çağı'ndan sonra başlaması ve herhalde küresel ısınma ve insan nüfusundaki önemli artışla ilişkili çevresel değişikliklere yakından bağlı olmasıdır ![]() Ancak her bölgede keşfedilen çiftçilik türü farklıydı ve büyük ölçüde yerel bitkiler ve hayvanlar tarafından belirlenmişti: Ortadoğu'da arpa, buğday, koyun ve keçi, Meksika'da mısır, Çin'de pirinç, Sahra-altı Afrika'sında darı ve büyükbaş hayvan ![]() ![]() ![]() Eriha'da bir yerleşim höyüğünün tabanında insanların küçük yuvarlak barınaklarda yaşadıkları ilk çiftçi köylerinin kalıntıları, insanlar bu büyük kuleyi de yapmışlardı ![]() ORTADOĞU: BİR OLGU ARAŞTIRMASI Ortadoğu'da çiftçiliğin kökenlerinin araştırılmasının çok uzun bir tarihçesi vardır ![]() ![]() Bu ilk çalışmalar Ortadoğu'da henüz çömlekçiliğin olmadığı ilk Neolitik çiftçi toplulukları üzerinde yoğunlaşmıştır ![]() ![]() ![]() Suriye'de Ebu Hureyra'da avcı-toplayıcı yerleşim birimi, çizimi yapılan ker**** tuğla evli çiftçi kasabasının altında bulunmuştur ![]() ![]() Artık yalnızca 11 ![]() ![]() ![]() ![]() Bu bitkiler arasında ehlileştirilmiş buğday ve arpanın vahşi ataları vardı ve İsrail'de Ayn Mallaha ve Suriye'de Ebu Hureyra gibi kalıcı yerleşim yerleri kuran Natufian kültürüne ait avcı-toplayıcıları tarafından büyük miktarlarda toplanıyorlardı ![]() ![]() Bu topluluklar 2000 yıl kadar geliştiler, çiftçilerle ilişkilendirilen taş mimarisi, sanat ve bitki öğütme teknolojisi gibi kültürel unsurları geliştirdiler ![]() ![]() ![]() Avcı-toplayıcılar, sıcak hava ve bol yağmur yerine, bin yıl süreyle buzul çağı koşulları ve onun getirdiği kuraklık ve toplanacak bitkilerde ve avlanacak hayvanlarda bir kıtlık dönemi yaşadılar ![]() ![]() Sürekli yerleşik bir hayat biçimi daha fazla sürdürülemeyeceği için, yeniden göçebe hayat biçimleri benimsendi ve insanlar herhangi bir yerde birkaç aydan fazla kalmadılar ![]() ![]() ![]() ![]() Buralara, yiyecek ararken ölenlerin gömüldükleri geçici mezarlardan çıkarılan kemikler ya da yalnızca kafatasları getirilmekteydi ![]() ![]() ![]() ![]() Genç Drays döneminin kuraklık koşullarında, yeterli besin maddesi elde etmek için insanlar bitkileri ekerek ve sulayarak yetiştirmeye başlamış olmalıdırlar ![]() ![]() ![]() ![]() Ehlileştirilmiş tahılın başlıca unsuru, tanenin kendi kendini tohumlamak için otomatik olarak dağılmak yerine olgunlaşırken sapta kalmasıdır ![]() ![]() ![]() Yabani buğday ve arpa saplan arasında tohumlarını bu şekilde saklayan birkaç biçim değiştirmiş bitki de olacaktı ![]() ![]() ![]() ![]() (Solda) Eriha'dan Neolitik çağa ait kil baş ![]() ![]() ![]() Çiftçilik-öncesi bitki yetiştiricileri, çok geçmeden yabani bitkilerin Şeria Vadisinin alüvyonlu topraklarında, özellikle doğal pınarların çevresinde çok daha iyi yetiştiklerini keşfetmiş olmalıdırlar ![]() ![]() ![]() ![]() Burada herhalde savaştan çok su taşkınlarından korunmak için bir duvar ve büyük bir taş kule inşa etmişlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() Bunların kullandıkları aletlerin çoğunun aynı olması, avlanmanın ve bitki toplamanın devam etmekte olduğunu göstermektedir ![]() ![]() ![]() Bu köyler bir kere kurulduktan sonra çiftçiliğe giden yolda dönüş olamazdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Köyler, iki katlı taş evleri, sokakları ve depolarıyla kasabalara dönüştü ![]() ![]() ![]() ![]() Verimli hilal ![]() ![]() ![]() TARIM HAKKINDA BAŞKA ARAŞTIRMALAR Tarımın nasıl başladığı, filozofları Eski Çağlar'dan bu yana epeyce ilgilendiren bir konu olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 19 ![]() ![]() ![]() ![]() Çiftçilik Nasıl Başladı? |
![]() |
![]() |
![]() |
Tarihin Gizemleri / Tarihin Gizemleri Hakkında Geniş Bilgi |
![]() |
![]() |
#13 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Tarihin Gizemleri / Tarihin Gizemleri Hakkında Geniş BilgiDil Nasıl Gelişti? zaman: 0,5-1 milyon yıl önce Mekân: Afrika Dil kültürel bir yapı değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Birbirimizle konuşmak, bizim yapabileceğimiz en basit ve en karmaşık şeylerden biridir ![]() ![]() ![]() ![]() İletişim kurduğumuzda evrimin en şaşırtıcı ürünlerinden birini -dili-kullanmaktayız ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsanın ses kutusu ya da gırtlak, insanlarda şempanzelere oranla boyun anatomisinin daha alt kısmındadır ![]() ![]() ![]() Evrimle ilgilenen biri için konuşulan belirli bir dil, dili konuşma yeteneği kadar ilginç değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hayvansal iletişimin başka hiçbir sisteminin, insan dili ile uzaktan yakından bir benzerliği yoktur ![]() ![]() ![]() Bilimadamları yıllardır şempanzelerde insansı bir dil parıltısı görmek için uğraşmışlardır ve bunlardan çoğu da, böyle bir şeyin olmadığı sonucuna varmıştır ![]() ![]() Beş milyon yıl önce Doğu Afrika ormanlarında yaşayan insan atalarımızın da şempanzeler kadar "dil" yetenekleri olduğu tahmin edilmektedir ki, bu da konuşma dilleri olmaması demektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (Solda) İsrail'in Kebara Mağarası'ndaki bir mezarlıkta, 1963'teiyi korunmuş bir Neanderthal iskeleti bulunmuştu ![]() ![]() DİLİN ÖN KOŞULLARI Dilin evrimi, sesleri anlamak ve çıkarmak için gerekli sinir sürecini üstlenebilecek kadar büyük bir beyne sahip olmaya bağlıydı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İki ayak üzerinde yürümek ve koşmak, bu tür hareketleri idare etmek için yüksek derecede denetimli bir soluma sistemi gerektiriyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Homo ergaster'in büyük beyni, iki ayaklılığı ve küçük dişleri, dil ile ilgisiz nedenlerle evrim geçirmiş olmalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Günümüz antropologlarının bazıları, konuşmanın kökeninin dedikodu olduğuna inanır: Dil, giderek genişleyen grupların kopmalarını önleyen "tutkal" olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() (Solda) Daha önceki insan akrabalarına kıyasla küçülmüş azı dişleriyle Homo ergoster'in alt çenesi ![]() ![]() ![]() DİLİN EVRİMİ Dil için bu ayıklayıcı baskıların insan evriminin hangi aşamasında en önemli olduğu konusu da belirsizdir ![]() ![]() ![]() İnsan beyninin 600 ile 200 bin yıl arasında büyümesi ve 1200-1500 cc boyutlarına erişmesi, beyinde konuşma için yeni devreler yaratmış olabilir ![]() ![]() ![]() 90 bin yıl öncesinin kemik zıpkınları ve Güney Afrika mağaralarının 120 bin yıl önceki aşı boyaları kanıtlarının ışığında, ilk Homo sapiens'm konuşma dili olduğu kuşkusuzdur: İnsanların neyi neden yaptıkları hakkında konuşmadan, vücutlarını boyamaları ve karmaşık aletler yapmaları düşünülemez ![]() ![]() Neanderthaller'in anatomik kanıtları onların, gelişmiş dil kullanıcıları olduğunu akla getirmektedir ![]() ![]() ![]() Böylece dilin evrimi uzun ve yavaş bir süreç olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() EFSANELER ![]() ![]() ![]() Eskiden, dilin tanrısal bir kökeni olduğuna inanılır ve dilin "Allah"ın insana verdiği nimetlerden" biri olduğu varsaydırdı ![]() ![]() ![]() Tevrat'ta, başlangıçta bütün dünyanın "dilinin bir, sözünün bir" olduğu belirtilir ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Tarihin Gizemleri / Tarihin Gizemleri Hakkında Geniş Bilgi |
![]() |
![]() |
#14 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Tarihin Gizemleri / Tarihin Gizemleri Hakkında Geniş BilgiDüş-Zamanı Anıları Zaman: Ebedi Mekân: Avustralya Avustralya Aborijin sanatı bütün dünyaya sunulmuş dünyanın son büyük sanat geleneğidir ![]() Avrupalılar 1788'de Brîtanya Birinci Filosu'nun Botany Körfezine çıkmasıyla Avustralya'yı ele geçirdiklerinde, ülkeyi kendi Avrupalı değerlerine göre biçimlendirmişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Avustralya Aborijinleri'nin bazı konularda kendi görüşleri vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Düş görmenin ayrılmaz bir parçası, burada olmanın "her zamanlığı", nesnelerin oldukları ve olmaları gerektiği gibi olmalarıdır ![]() ![]() ![]() ![]() (Solda) Düş-Yeri, her zaman değilse de, genellikle resimde görülen bu doğal kireçtaşı kayası gibi manzaranın belirgin bir noktasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() DÜŞ-ZAMANI SANATI Eski Avustralya Aborijinleri, eski kaya resimleri ve kaya oymalarıyla resimli bir kayıt bırakmışlardır ![]() ![]() Sık rastlanan bir motif, kimi zaman bir çalı hindisi izi kadar küçük, kimi zaman bir emu ya da daha da büyük olan kuş izleridir ![]() ![]() ![]() Kuzey Avustralya'da Kakadu Milli Parkı ile çevresindeki bölgedeki kaya resimleri, en azından 4 bin yıllık, büyük bir olasılıkla çok daha eskidir ![]() ![]() ![]() Avustralya kıtasında bir zamanlar varolan kaplan, insanların Güneydoğu Asya'dan köpek getirmesinden bu yana kaybolmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (Solda) Avustralya'da kaya resmi, yaşayan bir gelenektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ESKİ GEÇMİŞİN KAYITLARI Dingoların Kuzey Avustralya'ya 4 bin yıl önce geldiklerini tahmin ediyoruz, bu yüzden Tasmanya kaplanlarının resimleri, soyu tükenmiş bir türün resimleridir ama yalnızca o süre içinde tükenmiş olan bir soyun ![]() Ancak Kakadu Milli Parkı'nın bile dışındaki ıssız "taş ülkesi"nin tepelerindeki bir resim, çok daha eski bir şeye işaret etmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Küçük ya da yavru olanda da buna benzer bir şey görünmektedir ![]() ![]() Ne yazık ki, bugüne kadar bu resimlerden yalnızca bir tanesini biliyoruz ![]() ![]() ![]() Düş-Zamanı hikâyelerinin başlıca figürlerinden biri, ülke içinde dolaşırken yeryüzüne biçim veren ve dramatik izini kayalar ve dereler ve göller oluşturarak bırakan Gökkuşağı Yılanı'dır ![]() Bu konuda, denizin yükselişinin zamanının tespit edildiği Kakadu Milli Parkı'nda, yükselmenin son aşamalarından kalma bir kaya resminde, ilginç bir ipucu verilmektedir: Denizin o yükselmesi anında, "kıyı insanları"nın daha önce içerilere yerleşmiş olan "taş insanları" ile yeni ilişkilere girdiklerini ve savaştıklarını gösteren resimlerin sayısında da kesinlikle bir artış vardır ![]() ![]() ![]() (Solda) Orta Avustralya'dan bir churinga ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Tarihin Gizemleri / Tarihin Gizemleri Hakkında Geniş Bilgi |
![]() |
![]() |
#15 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Tarihin Gizemleri / Tarihin Gizemleri Hakkında Geniş BilgiEski Çağ Kâhinleri Zaman: İÖ 6 ![]() ![]() Mekân: Yunanistan Kehanet Ocağı Delphi'de olan, tanrı ne konuşuyor ne de gizliyor, yalnızca bir işaret gönderiyor ![]() ![]() ![]() Eski Yunanlılar, Tanrıların ölümlülerle konuştuklarına ve gelecek konusunda rehberlik edebileceklerine inanırlardı ![]() ![]() ![]() ![]() Yunanlılar'ın en önemli buldukları ilahi mesajlar Kehanet Tapınaklarında iletilenlerdi ![]() ![]() ![]() Kehanet Tapınakları'nın popülerliği yüzyıllar boyunca yükselip azalmış, yenileri ortaya çıkarken bir kısmı kullanılmaz olmuştur ![]() ![]() Ancak Kehanet Tapınakları'na başvuranların nasıl bir yardım aldıkları bir muammadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (Solda) Dodona'daki tapınakta, insanların kâhine sordukları soruların bulunduğu binlerce kurşun levha ortaya çıkarılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() HEZEYAN İÇİNDE KADINLAR VE KOMPLOCU RAHİPLER Delphi'deki Apollon Kehanet Tapınağı, hem eski literatürde hem de çağdaş bilimadamları arasında en çok dikkati çekendir ![]() ![]() ![]() Söylentilere göre kadın Apollon'un üç ayaklı taburesi üzerinde otururken, oturduğu yerin altından gelen sarhoş edici buharları koklayarak ve defne yaprakları çiğneyerek ilahi bir vecd durumuna geçerdi ![]() ![]() Bilimadamları ilk başlarda bunu bir mantık çerçevesine oturtmaya çalışarak kabul ettiler ![]() ![]() ![]() ![]() (Solda) Erken Klasik Dönem'den kalan gerçek boydaki özgün heykellerin en eskisi olan Delphi Arabacısı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KÂHİN Mİ, KÂR PEŞİNDE Mİ? Ancak bu tür hilekârlığın başarılı olması kuşkuludur ![]() ![]() ![]() Delphi Kâhini'ne rüşvet verilme girişimini anlatan bazı hikâyeler varsa da, bunların sayısı gayet azdır ve kâhinin ahlaksızlığından çok, rüşveti vermeye çalışanın tiksindirici karakterinin çizildiği bellidir ![]() Yunanlılar, Kehanet Tapınakları'nın sahipliğinin hiçbir kişiye, gruba ya da devlete ait olamayacağını garanti altına aldıkları için buralardan ve hazinelerinden herhangi bir kimsenin bir kâr elde edebileceğini düşünmek güçtür ![]() ![]() ![]() Anlayabildiğimiz kadarıyla Delphi ve diğer Kehanet Tapınakları, gerçek kehanet aracıları olarak görülüyordu ![]() ![]() Ancak kâhinlerin Yunan toplumunda nasıl bir işlev gördüklerini hâlâ tam olarak bilemiyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() Hazinenin kuzey freskinde tanrılar ile Devler arasındaki savaş ![]() SORULAR VE CEVAPLAR Kâhinleri kullanan pek çok kültürün insanları gibi Yunanlıların da bunlara gelecek konusundaki merakları için başvurmadıkları anlaşılmaktadır ![]() ![]() ![]() Dodona'da Zeus Tapınağı'ndaki kâhin, bize kişilerin soruları hakkında en çok malzemeyi sağlamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Kâhinlerin dini konularda da aracılar olarak görev üstlendikleri görülmüştür ki bu, dini uzmanı olmayan bir toplumda gayet önemliydi ![]() ![]() Tarihi cevapların analizi, Kehanet Tapınağı'na baş-vuranların geleneksel hikâyelerin o karmaşık bilmeceleriyle pek karşılaşmadıklarını göstermektedir ![]() ![]() ![]() Başka kültürlerde benzer kurumlarla kıyaslamalar, bunun hır "direnç" biçiminde işlemiş olacağım göstermektedir ![]() ![]() ![]() ![]() Siphnian Hazine Dairesi'nin doğu freski ![]() ![]() SIRADAN DOĞRULAMA Bu analizler, Yunanlıların Kehanet Tapınakları'na neden başvurduklarını anlamamızı kolaylaştırırsa da, geleneksel hikâyelerin o karışık mesajları konusunda da düşünmeye zorlamaktadır ![]() Eski Yunanlılar buna inanıyor ve bunları sonradan ortadan kalkmış olan eski bir uygulamaya bağlıyorlardı ![]() ![]() ![]() Hangi açıklamayı kabul edersek edelim, bu hikâyeler Yunanlıların ölümlü ile ilahi bilgi arasındaki farkı nasıl gördüklerini açıklamaktadır ve bu da bize onların gelecek konusunda rehberlik olarak gördükleri şey için kâhinlere neden başvurduklarını anlamamıza yardımcı olur ![]() ![]() Delphi Tapınağı, Hazine Dairesi, Apollon Tapınağı ve tiyatro kalıntıları ![]() ![]() Siphnian Hazinesi (İÖ 525) herhalde tapınaktaki binaların en zengin dekore edilmişiydi ![]() |
![]() |
![]() |
|