|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
döneminde, imparatorluğu, kontrolü, osmanlı, suç, suçluluğun |
![]() |
Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Suç Ve Suçluluğun Kontrolü ... |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Suç Ve Suçluluğun Kontrolü ...Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Suç Ve Suçluluğun Kontrolü İle Hükümlü Ve Sanıkların Yakalanması GİRİŞ Çoğalarak yeryüzünde hâkimiyeti eline alan insanoğlunun, yeme-içme ve barınma ihtiyacından sonra en büyük ihtiyacı asayiş ve güvenliğinin sağlanması hususunda hissetmiştir ![]() ![]() ![]() Toplumun kabul ettiği ahlak kuralları konumunda değerlendirilen bu ortak değerler, insanlık tarihiyle birlikte var olan büyük Türk Milletinin karakter yapısına göre şekillenerek, Türk’e has “Töre” uygulamasının ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir ![]() ![]() Töre, yazılı olmayan kurallar bütünü olarak yüksek oranda kabul gördüğünden ve şahıs olarak şiar edinildiğinden, yaptırım gücü kuvvetli olan değerler yumağı ve herhangi bir dış baskı olmadan kabul edilebilir olmasındandır ki, hem aile ve hem de ülke genelinde her zaman geçerliliğini koruyan bir güç olmuştur ![]() Törelerde; ırza saldırı, namussuzluk, hırsızlık ve benzeri suçlar toplum tarafından kabul edilemez suçlar olarak her dönemde kesin tepki görmüştür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [color="gray"]Türkler tarafından kurulan ve tarihin gördüğü en büyük devlet konumundaki Osmanlı İmparatorluğunda asayiş ve güvenliğin sağlanması, suç ve suçluluğun toplum içinde ıslah edilmesi ve suçluların cezalandırılmasının esası olan ‘Kanunnameler’, gelenek ve göreneklerle İslâm dininin esaslarının birleşerek 1529 yılında kanun halini almış şeklidir ![]() ![]() ![]() İmparatorluğun Kuruluşuyla Tanzimat’ın İlanı Arası Süreçteki Kontrol Ve Yakalama İmparatorluğun Kuruluş Döneminde kontrol ve Yakalama Osmanlı İmparatorluğuna giden yolun başında, Osmanlı Beyliği olarak hayat bulan Türk’e has bir yapılanma olan çekirdek yapılanmadaki insanlar ile fetihler sonucu kazanılan yeni coğrafyada yaşayan insanlar, gelecekte de İmparatorluğun yönetiminin özünü oluşturacak biçimde şekillendirilen ve törelerle İslam dininin esaslarıyla oluşan “Kanunnameler”in hükümleri doğrultusunda yönetilmeye başlandı ![]() Hızla gelişen ve Ön Asya’dan Avrupa’ya doğru genişlemekte olan Osmanlı Devleti, yönetimde meydana gelen aksama ve tıkanıklıkların giderilmesi için uygulamaya muhatap olacak toplulukların gelenek ve göreneklerine müracaat etmek suretiyle tıkanıklıkları aşma başarısını gösterdi ![]() ![]() Fatih Sultan Mehmet Han ile gelişme dönemini ikmal ederek İmparatorluk olgusunu yakalayan Osmanlı Beyliği, idari yapılanmasını yanında yönetimi altındaki çeşitli ırk ve dinlere mensup insanların ihtiyaç duyduğu huzur ve güveni sağlamada etkili olabilmek için kanunların toplumu memnun edecek biçimde yapılandırmayı ve gelişmelere cevap verecek şekilde mükemmelleştirmeyi başardı ![]() Yükseliş Döneminde Sosyal Kontrol ve Yakalama Osmanlı Beyliğinin gelişmesini tamamlayarak, olgunlaşma döneminde Osmanlı İmparatorluğu adını almasından sonra nizam ve intizamını sağlayan Kanunnameler de ikmal edilmeyi sürdürmüştür ![]() ![]() [color="gray"]Osmanlı Kanunnamelerine göre; suç ve suçluluğun kontrol altında tutulması buna rağmen meydana gelen suçların failleriyle birlikte hükümlülerin yakalanması yükümlülüğü zabıta güçlerinin yanında köylülerle mahalle sakinlerine de yüklenmişti ![]() ![]() Bu yükümlülük paylaşımına bir örnek vermek gerekirse; “Eğer mahalle veya köy içinde adam ölse veya gariban (yabancı) basılıp hasarat olsa ve bir köy arasında uğruluk veya haramilik olsa, elbet de teftiş edip edeni bulduralar ve eğer bulunmazsa müttehim (suç altında olan) var mıdır göreler, onlara tazmin ettireler ve eğer müttehim bulunmaz ise, ehl-i mahalleye veya köy halkına tazmin ettireler”[3] hükmünü taşıyan kanunname maddesini göstermek mümkündür ![]() Bu durumda suçu işleyenin ortaya çıkarılması ve adli makamlara tevdi edilmesi hususunda köy ve mahalle halkına belirli oranlarda yükümlülük verilmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aynı şekilde; [color="gray"]“Bir köy karibinde (yanında) konan kişinin gece ile malı oğurlansa {sirkat edilse (çalınsa)} hırsızı köylüye elbette bulduralar, bulunmazsa köylüye tazmin ettireler” hükmü de getirilmişti ![]() Genel olarak, köylerin yakınındaki konak yerlerinde geceyi geçirmeye mecbur olan yolcuların etrafında fırsat gözetleyen kötülük sahipleri ya o köy ahalisinden olurlar veyahut da başka yerlerden gelmiş yabancı kimselerden olurlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir başka kanunname maddesinde; [color="gray"]“Eğer kervansaray içinde nesnesi gitse (Bir şeyi çalınsa) kervansaray içinde olanlara bulduralar ve gariban saraycılar emin ve hizmetkâr kimseler olup, her sabah yoklayıp, kimsenin (kimesnenin) esvabı (esvap: elbise ve eşya) sirkat olunmadı mı görüp (görüp) tamamıyla giden sonra kervansaray kapısını açıp, halka destur vere ve eğer bu veçhile attıktan sonra bir kimesne benim esvabım gitmiş derse amel olunmaya ve eğer kervan saraycılar yoklamadan halka destur verirse esvabı tazmin ettireler ve eğer kervan saray taşradan delinip alındıysa taşradan maznuna (sanık) ve mütehemmim (suç işleme şüphesi altında olan) olanı tutup teftiş edeler ve eğer içeriden olan halkın taşradan olan hırsız ile ittifakı ve tehmiti olursa içeride olanın mazanne-i evlaini tutup, hırsızı buluvereler, bulunmazsa mahalle içinde olan uğrulukta (hırsızlıkta) hüküm nice ise bunu da ona göre kıyas ve icra edeler ![]() ![]() Han, otel ve kervansaray gibi umuma mahsus yerler hakkında inzibati kontrollere dayanan yükümlülük, bu gibi yerlerin asayiş ve güvenliği ile yönetiminden sorumlu olanların meydana gelen zararda sorumlu olmaları, hırsızlık veya bir başka suçun faillerini bulmalarını veya oluşan zararın giderilmesine kolektif olarak katılmalarını zorunlu kılıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kanunun bir başka maddesinde; [color="gray"]“Ve dahi bir kimesne hırsızdır veya kahpedir diye mahallesi veya karyesi cemaati şikâyet edip, bize gerekmez diye dayatsalar, vakıa evvel kimsenin beynennâs (insanlar arasında) maruf olsa (bilinse), mahallesinden veya karyesinden nef’i edip süreler ve eğer vardığı dahi kabul etmeseler, şehirden süreler amma, birkaç gün tevkif edeler, ta ki, ol yaramazlığa tövbe edip, salah üzerine olursa hoş, evvela olmazsa, andan dahi süreler, böylelikle şehirden çıka gide” hükmü getirilmiştir ![]() Yerleşim yerlerindeki bu ve bu gibi şikâyetler tetkik ettirildikten sonra, suçlanan şahıs/şahısların o doğrultuda sabıkalarının olması durumunda, bahse konu yerden sürgün edilmesi kanunnamelerin ilgili maddesinin hükmü doğrultusunda icra edilirdi ![]() ![]() ![]() ![]() [color="gray"]Şehirden şehre dolaşarak herhangi bir yerde uzun zaman kalmayan siyasi suç sahiplerinin sürgüne mahkûm edilmeleri Osmanlı yönetiminin hemen her devrinde görülmüştür ![]() ![]() ![]() [color="gray"]Kötü şöhretli ve suç işlemeye meyilli şahısların ve ahlaksız kadınların temiz ve namuslu mahallelerde yer bulmasını zorlaştırmakla yükümlü olan böyle bir hükme, o zamanın toplumsal yapılanmasında ihtiyaç olduğu muhakkaktı ![]() ![]() ![]() ![]() Fatih Sultan Mehmet Han’ın İstanbul’u fethederek ebedi Türk yurdu yapmasından sonra, gelişme dönemini tamamlayan ve beylikten imparatorluğa uzan Osmanlı toplumunun payitahtı olan Dersaadet başta olmak üzere, büyük şehirlerinde bu günkü manada iş gören gizli polisler görevlendirildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tavizsiz uygulanan suç ve suçluluğun takibinin ortaya koyduğu etki, dini inançlarının gereği her an gözetlendikleri fikrinin zihinlerinde daha çok yer bulmasına sebebiyet verdi ![]() ![]() İmparatorluğunun minyatür görünümünü yansıtan İstanbul, Osmanlı yönetiminin üzerinde titrediği tek şehir konumundaydı ![]() ![]() ![]() ![]() [color="gray"]Seyahatnamesinde, konuyla ilgili bilgiler aktaran Evliye Çelebi, İstanbul’da 12 ![]() ![]() ![]() ![]() [color="gray"]Osmanlı İmparatorluğunun başkentini, İstanbul’u betimleyen Fransa’nın İstanbul büyükelçisi; “Geceleri sokakları elinde bir sopa ve bir fenerle tek başına gezen bir bekçi kontrol etmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı İmparatorluğunu bir başka açıdan anlatan Sör James Porter; “Benim anlayabildiğim İmparatorluk dar bölgelere bölünmüş ve o bölgedeki bütün asayiş sorumluluğu tek kişinin üzerine verilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Seyyahın anlattığı dönem, gelenek ve görenekler doğrultusunda şekillenen töre ile İslam inancının birlikte yorumlanması sonucunda ortaya çıkan kanunname hükümleri doğrultusunda oluşturulan vicdani kontrol, asayiş ve güvenliğin istenilen ölçüde sağlanmasını, suç ve suçluluğun toplumu rahatsız etmeyecek biçimde izole edilmesini sağlayan dönemdi ![]() 17’nci yüzyıl Osmanlı toplumunda devlet güvenliğinin zaafa uğratılmasından sonra gelen en ağır suç, adam öldürmekti ![]() ![]() ![]() Adam soymak ve hırsızlık kastıyla adam öldürmenin cezası mutlaka idam idi ![]() ![]() ![]() Öldürenin idam hükmü, genel olarak bir gün içinde muhakeme edilip karara bağlanır ve aynı gün içinde yerine getirilirdi ![]() ![]() [color="gray"]Mükemmellik bakımından cihanda tek olma özelliğini taşıyan muhteşem yapıdaki İmparatorluğu dünya medeniyetine armağan eden Türkler, başta payitahtları olan İstanbul olmak üzere diğer şehir, kasaba ve köylerle bu yerleşim yerleri dışındaki geçit yerlerine (derbent), ticaret yollarıyla bu yolların kavşak noktalarındaki yönetim ve güvenlik konularına olağanüstü bir önem veriyorlardı ![]() [color="gray"]Bunun bir göstergesi konumunda olan yüksek devlet ricalinin ve bizzat padişahların şahsen gözlemek ve düzeni bozanları veya bozma girişiminde bulunanları cezalandırmak amacıyla İstanbul sokaklarında tebdili kıyafet dolaşmaları göz önünde bulundurulduğunda, Osmanlı İmparatorluğunun yöneticilerinin sokaktaki insanın ne yaptığı ve ne düşündüğü ile ilgilenmesinde pek şaşılacak bir yan olmadığı iddia edilebilir ![]() Aynı zaman dilimi içinde ve aynı gayelere yönelik olarak kola çıkan Sadrazam, yanına aldığı Yeniçeri Ağası, Sipahiler Kethüdası, Cebeci Başı, Topçu Başı, Arabacı Çavuşları Bostancı Odabaşı, bir Tüfekçi, bir Mataracı ile gerekli olması durumunda cezalandırma eylemini yerine getirmek üzere falaka ve değneği olduğu halde falakacı başı yeterli miktardaki falakacılarla birlikte çarşı ve pazarları teftişe çıkardı ![]() [color="gray"]Osmanlı askerinin başkumandanı olma mevkiindeki Yeniçeri Ağası Osmanlı İmparatorluğunun başkenti olan İstanbul’un emniyet ve asayişinin sağlanmasından birinci derecede sorumlu idi ![]() ![]() ![]() [color="gray"]Sadrazam ve Yeniçeri Ağası tarafından alışıldık olunduğu üzere yapılan özel denetlemeye ek olarak, dört Yaya Başı ve dört Bölük Başı cuma gecelerinin dışındaki diğer gecelerde çarşı ve mahallelerde kol gezerek asayişin teminine çalışır ve esnada yakaladıkları suçluların yanında suç şüphesi altında bulunanları cezalarının kararlaştırılıp, infaz edilmesi için Ağa Kapısına gönderirlerdi ![]() [color="gray"]Aynı zaman dilimi içinde suç ve suçluluğun kontrolünün yanında, sanık konumunda olup da arananlarla birlikte hükümlülerin yakalanmasına yönelik olarak Asesbaşı ve onun komutasındaki asesler nöbetleşe çarşı ve pazarları, mahalleleri ve bilhassa şüphelilerin bulunduğu veya bulunabileceği yerleri dolaşırlardı ![]() ![]() ![]() [color="gray"]Osmanlı İmparatorluğunun dolaylı idare yapılanmasında en çok uygulanan polisiye sistem, aranan sanık veya hükümlünün yakalanarak devlet güçlerine teslim edilmemesi veya herhangi bir sebebe dayalı olarak teslim edilememesi halinde, arananın bulunacağı öngörülen yerel birime kolektif para cezasının uygulanması yöntemiydi ![]() ![]() ![]() İmparatorluk yönetimi, bünyesine zararlı olabilecek iç ve dış göçleri her zaman gözetim altında bulunduruyordu ![]() ![]() ![]() İstenmeyen unsurların İmparatorluğun başkentine girişin kontrol edilmesinin ötesinde, sosyal kontrol açısından değişik önlemler de alınıyordu ![]() ![]() [color="gray"]İhtisap Nezaretince toparlanan aylık ihtisap jurnalleri belli bir düzende tasnif edildikten sonra hükümdara sunuluyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Suç ve suçluluğun kontrol edilmesinin yanında sanık ve hükümlülerin yakalanması hususunda, İmparatorluk yönetimince geliştirilen sistem oluşturulmuştu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [color="gray"]Bu uygulamalar da göstermektedir ki, şehir, kasaba, köy ve diğer yerleşim birimlerin huzur ve güvenliğin sağlanması görevi sadece yasakçıların, zabıta kuvvetlerinin, bekçilerin ve askerlerin sorumluluğuna bırakılmamıştır ![]() ![]() ![]() Alıntı |
![]() |
![]() |
![]() |
Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Suç Ve Suçluluğun Kontrolü ... |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Suç Ve Suçluluğun Kontrolü ...Duraklama Döneminde Sosyal Kontrol ve Yakalama İmparatorluğun kuruluş ve gelişme dönemlerinde oluşturulan sosyal yapısı duraklama döneminde de sürdürüldü ![]() ![]() ![]() Bu dönemde de İstanbul halkının birbirine kefil olmaları ve en az beş yıl öncesinden İstanbul’a Anadolu ve Rumeli’den gelip yerleşmiş olanların geri gönderilmelerine devam edildi ![]() Özetlemek gerekirse, İstanbul’da kefilsiz adam kalmaması, imamların, müezzinlerin, mahalle kethüdalarının, vakıf odalarındaki obabaşıların, kervansaray sahiplerinin, mahallelerine, odalarına ve kervansaraylarına adam geldikçe sağlam kefil almaları, kefilsiz olanları derhal ele vermeleri emrediliyordu ![]() ![]() Bu uygulama biçimiyle ortaya çıkan inzibati yapılanma sonucu oluşan günlük hayatın bütün alanını, özellikle de İmparatorluğun şehir, kasaba ve mahallelerini dayanışma alanı olarak görmekten çok, birer çatışma alanı olarak görmek daha uygundur ![]() Bunu örneklendirmek gerekirse; 16’ncı yüzyıl Ankara’sının mahallelerinde yaşayan insanların birbirleri için kefil olma zorunluluğu, istenmeyen kişileri mahalleden çıkarabilme hakkı ve mahallede işlenen faili bilinmeyen suçlardan bütün mahalle halkının kollektif olarak sorumlu tutulması uygulaması 17’nci, 18’inci ve 19’uncu yüzyıllarda İmparatorluğun geniş coğrafyasında birbirine benzer biçimlerde uygulandığın göstermektedir ![]() Aynı zaman dilimi içinde, Rumeli’den yük hayvanlarıyla İstanbul’a gelen ‘mekâreciler’[33], Karagümrük’te bulunan ve kalmaları için tefrik edilen hanlarda kalmaları zorunluydu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gerileme Döneminde Kontrol ve Yakalama Gerileme dönemine giren İmparatorluğun Anadolu ve Rumeli bölgelerinde başlayan iktisadi bunalımdan etkilenen insanlar, başta İmparatorluğun başkenti İstanbul olmak üzere diğer büyük şehirlerine göçmeye başladılar ![]() ![]() ![]() ![]() Bu çağda da şehirlerde bulunan ve o şehir itibariyle yabancı konumunda bulunanların kefalete bağlanması usulü devam etmiştir ![]() ![]() ![]() Devam eden zaman içinde de kefile bağlatılma uygulaması gevşetilmeden sürdürüldü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aynı dönemde, suç ve suçluluğun artış sebebi olarak gösterilen ve serseri olarak tanımlanan şahısların özellikleri ile haklarında yapılacak işlemleri beyan eden ‘Serseri Nizamnamesinin’ 9’uncu maddesinin; “Zabıtaca şüpheli addolunan mahallerde dolaşmayı ihtiyat eden veyahut dai-i şüphe âlival ve harekâtta bulunan serseriler on üçüncü maddede muharrer usule tevfikan bit-tevfik mahkemeleri icra olunarak bir haftadan altı maha (ay) kadar hapis veyahut üç mahtan iki seneye kadar nefyolunurlar”[40] hükmüyle, bu gibilerin bilhassa İmparatorluğun başkentinde barınmalarına imkân tanınmıyordu ![]() İmparatorluğun başkenti İstanbul’da günlük olarak yayınlanan Sabah Gazetesi’nin 13 Temmuz 1890 tarihli nüshasındaki haber, serseri nizamnamesinin hükümlerine örnek teşkil etmektedir ![]() ![]() ![]() İmparatorluk sürecinde, on dokuzuncu yüzyılın ilk çeyreği öncesinde sosyal kontrolün yanında suç ve suçlulukla mücadelenin sürekliliğinden bahsetmek pek mümkün değildir ![]() ![]() Bu olasılık hesapları, 19’uncu yüzyılın ilk çeyreğinden sonra düzenli bir yapıya kavuşturulan jurnallerde görüldüğü gibi kontrolde tesadüfîlik unsuru ortadan kaldırılmış, uygulamaya süreklilik ve kuşatıcılık unsuru egemen olmuştur ![]() Geçen zamana ve ortaya çıkan sorunlara bağlı olarak değişim gösteren suç ve suçluluğun kontrolünde özellikle 19’uncu yüzyılın ilk yarısından önceki yıllarda suç ve suçluluğun kontrolünün en önemli sürecini dolaylı ve informel kanallarda aramak daha akılcı yol olur ![]() ![]() Bu dönemde, esnafın komşusu olan esnafa, işverenin yanında çalıştırdığı çalışanına, han sahibinin müşterilerine, mahalle halkının birbirlerine kefil olmasını zorunlu kılan bir sistemin doğrudan doğruya sonuca olan etkisi her ne kadar bir dayanışma görüntüsü olarak algılansa da gerçekte herkesin birbirinin gözü kulağı olması gereken bir sistemin varlığına işaret etmesi, bu işlem ve eylemin suç ve suçluluğun kontrolünü sağlayan sosyal kontrolün işleyişi açısından son derece önemli sonuçları olduğu da muhakkaktır ![]() Bu dönemde, fesat ve şeytan ruhluların icat edip yaydığı yalan ve uydurma haberlerin hayır ve şerrini bilmeyen veya yarar ve zararını fark edemeyen ahmak ruhlu diğer insanların toplandıkları yerler olarak kabul edilen kahvehaneler ve berber dükkânlarında birbirlerine rivayet edilmek suretiyle kendilerini aşan söz söyleyerek ‘Devleti Aliye’ye’ laf söylemeye kadar ileriye gittikleri ihbar olunan şahısların toplandıkları bu gibi yerler kapatılıp yıktırılıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ne ilginçtir ki, hükümeti ve uygulamalarını ileri düzeyde eleştiri bombardımanına tutan bu kişilerin herhangi bir şekilde cezalandırılmaları düşünülmedi ![]() ![]() İmparatorluğun yöneticileri, başkent İstanbul’un dışındaki taşra şehir, kasaba ve köylerindeki suç ve suçlulukla mücadelenin yanında sosyal kontrolün de etkili bir biçimde sürdürülmesine yönelik olarak 19’uncu yüzyıldan itibaren İmparatorluk dâhilindeki her şehir ve kasabaya bir veya iki jurnal memuru atamaya başladılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aynı zaman dilimi içinde bekârlara her istedikleri yerde oturma izni verilmiyordu ![]() ![]() İstanbul’da günlük olarak yayınlanan “Tarik” gazetesinin 21 Nisan 1890 tarihli bir haberde; “Ebussuud Caddesinde bekârların ikamet etmekte oldukları hanelerde birtakım ahval-i nâ-marziyye (istenilmeyen durumlar) vukûbulmakta idüğünden bahis ile hânesine bekâr kabul eden kesânın esâmisini hâvi bir defter tanzim olunmakta idüğü havadisinin birkaç defa sahâif-i matbuâtı işgal eylediği hâtır-ı maâlî-i fâtir-i Sâmîlerinde olsa gerektir ![]() ![]() Dünkü gün cadde-i mezkûrede hanelerinde bekâr bulunan müstecirler köGoogle Page Rankingübaşı komiseri tarafından merkeze celb ile hanelerindeki bekârların bir haftaya kadara be-heme-hal çıkarılması ve çıkarılmadığı takdirde haklarında mücazat-ı te’dibiyye (bir haftadan fazla hapis, geçici sürgün, para cezası vBulletin ![]() ![]() Malûm-ı âlîleri buyrulduğu üzere kuvve-i zabıta her türlü uygunsuzluğu men’e kâfî ve kâfil (kefil olma hali, üstlenme) olduğu halde cadde-i mezkûrede her nasılsa türemiş ve galiba çıkarılmaları mümkün olamadığı için bütün sükkân-ı mahalleyi (mahalle oturanlarını) rahatsız etmeye lüzum göstermiş olan birkaç uygunsuz adamlar için muhafaza-i intizamı hakikaten birçok müşkülâtı itkihâm etmeye (zorlukları göğüslemeye) mü’tûf olan umûr-ı idarelerini bi’lkülliye telâfî-i mâ-fâtı (kaybettiklerinin yerine başka bir şey kazanmaları büsbütün) kabil olamayacak bir derecede teşviş etmeleri (karıştırmaları) için bîçâre bekârlar her suretle galî (pahalı) olan otel köşelerine kadar teb’îd edilmek (uzaklaştırılmak) cezasına dûçâr olmuşlardır ![]() Mahallenin inzibatını, âsâyişini ihlâl eden eşhas bulunup çıkarılmayıp da bir iki şerîrin (kötünün, fesatçının) yüzünden bütün mahalle ahalisinin mesken ve me’vâlarından (yerlerinden ve yurtlarından) çıkarılması mucib-i teesüftür ![]() Cadde-i mezkûrda uygunsuzluk vukûu-fakat iddia olunduğu gibi değil bir dereceye kadar münker (ikrâr edilmiş) değil ise de, bu halin birkaç şahsa müntasır olduğunu her suretle isbat kabildir ![]() ![]() Herhalde burada memuriyeti olan ve hüsn-i hâli cümlece musaddak (tasdik edilmiş, onaylanmış) bulunan tengdestânın (züğürtlerin) bu cezadan istisnâ edilmesi lâzım gelir ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Suç Ve Suçluluğun Kontrolü ... |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Suç Ve Suçluluğun Kontrolü ...Tanzimat’ın İlanından Sonraki Dönemlerde Sosyal Kontrol Ve Yakalama Tanzimat’ın İlanıyla Birlikte Getirilen Yeni Uygulamalar Bu dönemde de toplumun sosyal kontrolünün yanında, suç ve suçluluğun denetim altına alınması, asayişi bozan sanık ve hükümlülerin yakalanması hususunda geçmişte şekillendirilen uygulamalara devam edilmiştir ![]() ![]() ![]() Tanzimat yönetimiyle birlikte kurulan polis yapılanması için hazırlanan 17 maddelik ‘Polis Nizamı’nın üçüncü maddesinde ifade edilen “Dahil-i memlekette yolcuların mürûr-ı ubûrlarına nezâretle iktiza eden mürûr tezkerelerinin itasına himmet ![]() ![]() ![]() Kuruluş döneminde yapılandırılan ve gelişme döneminin itici gücü olan, İmparatorluğun düzenli ordusu konumundaki Yeniçeri Teşkilatının duraklama ve takip eden gerileme döneminde bozulması sebebine dayanılarak, 19’uncu yüzyılın birinci çeyreğinde ortadan kaldırılması sonucunda, ülkenin dirlik ve düzeninin sağlanması gayesiyle oluşturulan İhtisap Nezareti ve ihtisap yönetimi bu devirde de hüküm arz etmeye devam etti ![]() ![]() ![]() İhtisap sistemi uygulamasının özü; İslam dininin de özü konumunda olan ‘iyiliğin emredilmesi, kötülükten sakındırılması’ ilkesiydi ![]() ![]() ![]() ![]() Tanzimat yönetiminin hayata geçirilmesi sonucunda, zabıta güçlerinin halkı da yanlarına alarak önleyici zabıta yöntemlerine yönelmek suretiyle suç ve suçluluğun kontrol altına alınması için suç oluşmadan önce önlem alma dönemi başlatıldı ![]() Bu doğrultuda şekillenen önleyici zabıta hizmeti uygulaması; hastalığın cemiyete bulaşmasından çok önce aynı derecede kararlı ve toplumu kuşatıcı bir biçimde tatbik edildi ![]() ![]() Önleyici zabıta anlayışıyla yürütülen suç ve suçluluğun kontrolünde görev alan polis ve jandarma, kanunların emri doğrultusunda bilfiil sözünü geçirme, delille ispata muhtaç olmaksızın aklın tasdik eylediği hükümlerle insanlar arası huzur ve düzeni sağlarlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tanzimat yönetimince hazırlanan 1913 tarihli ‘Polis Nizamnamesi’nin yürürlüğe girmesinden sonra, polis halk birlikteliğiyle yeniden ve günün teknolojik şartlarına göre modern manada yaptırılan polis merkez ve mevkileri en çok çeşme yakınlarında inşa ediliyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() Mürur Tezkeresi Uygulaması Osmanlı İmparatorluğunun geniş coğrafyasında 18’in asrın son çeyreğine kadar yerli ve yabancı seyyahların seyahat etmelerine herhangi bir kısıtlama getirilmemişti ![]() ![]() ![]() ![]() Mürur tezkeresi uygulamasına geçildikten sonra bir şehirden bir başka şehre gitmek izne bağlandı ![]() ![]() ![]() ![]() Gidenin gidişi gibi dönüşü için de izin belgesi alması gerekiyordu ![]() ![]() İhtiyaçlara binaen oluşturulan bu uygulama biçiminin usul ve esaslarının belirlendiği ‘Mürur Nizamnamesi’ yürürlüğe konuldu ![]() ![]() Hazırlanan mürur tezkeresi; adına tanzim edilen şahsın ismine, sanat ve sıfatına, babasının ismine ve şöhretine ait bilgilerle yanında bulunan 20 yaşını geçmemiş çocuklarına, eşine, hizmetçisine veya akrabalarına ait bilgileri ihtiva etmekteydi ![]() İmparatorluk dâhilinde seyahat etmesine karşılık, mürur tezkeresi taşımadığı veyahut da vizesiz tezkereyle seyahat ettiği tespit edilenler bir beşlikten[60] beş beşliğe kadar para cezasıyla cezalandırılıyorlardı ![]() ![]() Bilhassa İstanbul’a gelecek olanlar mahallinden, ne için geldiklerini bildiren bir mürur tezkeresi almak zorundaydılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Haftada bir kez olmak üzere kontrol noktalarında tutulan defter kayıtlarıyla Ağa Konağında tutulan defter kayıtları kontrol edilirdi ![]() ![]() ![]() Ellerindeki mürur tezkereleriyle birlikte çalışmak üzere İstanbul’a gelenler İhtisap Nezaretinin kontrolü altındaki bekâr evlerinde barındırılırlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İstanbul’a gelerek herhangi bir işe girdikten sonra deftere kaydolanlarla bekar odalarında barınanlardan bazıları, herhangi bir sebeple memleketlerine gitmek istemeleri halinde, İstanbul Efendisinden mürûr tezkeresi aldıktan sonra İhtisaba gelerek defterdeki ismini sildirirlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() Bu uygulama biçimi, suç ve suçluluğun etkin bir biçimde kontrol edilmesinin yanında, hükümlü ve sanıkların yakalanması için de önemli bir uygulama yöntemi konumundaydı ![]() ![]() ![]() İstanbul’a gelerek herhangi bir işte çalışanlardan bekar olanların bekar odalarının dışında kendi başlarına ev tutmalarına izin verilmezdi ![]() ![]() ![]() ![]() Nezaret yetkililerince mutat olarak veya zaman zaman yapılan kontrollerle mürur tezkeresi olmayanların yanında iş bulamayanların İmparatorluk başkentiyle birlikte diğer büyük şehirlerinde başıboş dolaşmalarına kesinlikle izin verilmiyordu ![]() ![]() ![]() ![]() İç ve dış göç kontrolleri 18’inci yüzyılın sonlarına kadar çok sıkı bir biçimde uygulandı ![]() ![]() ![]() Bu kapsamlı kontrol ve gözleme faaliyeti, sadece başkent İstanbul ile sınırlı kalmamış, İmparatorluğun taşra vilayetlerini de içine alacak şekilde yaygınlaştırılmasına azami derecede dikkat gösterilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hayata geçirilen Tanzimat yönetimiyle birlikte Avrupa’daki yönetim uygulamalarının benimsenmesinden sonra, uygulamaya konulan “Pasaport Kanunu”nun ilgili maddeleri uyarınca getirilen uygulamalarla mürûr tezkeresi uygulamasına son verildi ![]() ![]() Talimatın beşinci maddesiyle; “Seyahat varakaları yolcuların mahall-i hareketlerindeki en büyük polis müdürü ve polis bulunmayan mahallerde ya mensup olduğu nahiyenin müdür veya mensup olduğu kazanın kaimmakamı tarafından verilir” hükmüyle, seyahat varakalarının hangi makamlar tararından verileceği de karara bağlanmıştır ![]() Aynı talimatın altıncı maddesiyle; “Seyahat varakaları yalnız gitmek için verildiği gibi, gelmek için de ita olunabilir ![]() ![]() ![]() ![]() Söz konusu talimatın sekizinci maddesinde; “Seyahat varakasına hamil olanlar, münteha-i seyahat olarak göstermiş oldukları mahalle muvasalatlarında işbu varakayı o mahallin en büyük polis müdürüne ve polis müdürü bulunmayan mahallerde o mahallin mensup olduğu kaza kaimmakamına veya mensup olduğu nahiye müdürüne ita ederler ![]() ![]() Aynı talimatın dokuzuncu maddesinde; “Memalik-i Osmaniye’ye UzunköGoogle Page Rankingü’den girenler İstanbul’a, Urla’dan girenler İzmir’e seyahat varakası almaksızın yalnız pasaportlarıyla girebilirler ![]() ![]() Aynı Talimatnamenin 10’uncu maddesinde; “Memurin-i müteallikası (ilgili) tarafından talep vukuunda seyahat varakalarının ibrazı (gösterme) mecburidir” denilmek suretiyle seyahat varakalarına verilen önem ortaya konulmuştur ![]() Sosyal kontrole dayalı olan bu uygulama biçimi daha sonraları Osmanlı nüfus tezkerelerine pasaportlarda olduğu gibi, ilgili nüfus dairelerince gerekli damgalar vurularak aynı minval üzerinde uygulanmaya devam edildi ![]() Suç ve Suçluluğun Kontrolü ile Sanık ve Hükümlülerin Yakalanması Hususunda Yazılı Basından Yararlanma Özellikle ikinci Meşrutiyetin ilanını takiben daha çok özgürlük vaadine dayalı olarak bilhassa mürur tezkeresi uygulamasından vazgeçildi ![]() ![]() Özel basının imkânlarından faydalanmakla beraber, öncelik, bu maksatla yayın hayatına başlatılan Emniyet Umum Müdürlüğü Polis Mecmuasından bire bir faydalanmaya verildi ![]() ![]() ![]() ![]() Geçen zamana bağlı olarak, sosyal kontrolün sağlanmasında en önemli unsur olan suç ve suçluluğun kontrol altına alınmasının başta gelen eylemli biçimi olan hükümlü ve sanıkların yakalanması gayesine yönelik olarak “Takibat Gazetesi” dizayn edilerek yayın hayatına başlatıldı ![]() On beş günde bir yayınlanan polis mecmuasında bahse konu gazete ile ilgili haberde; “Bilcümle hükümât-ı mütemeddine (medeni hükümetler) zabıtasında olduğu gibi hal-i firarda bulunan maznuniyenin (sanıkların) evsaf ve eşkalini teşhir ve zabıtanın takibat hususundaki mesaisini tevhit ve tanzime hidmet etmek maksadıyla bu kere Emniyeti Umumiye Müdüriyetince ‘Takibat Gazetesi’ namıyla şehri (aylık) bir risalenin (mecmua-dergi) neşrine karar-gir olunmuştur ![]() Bilumum vilayât (şehirler) ve elviye-i müstakilede (müstakil kazalar) ika-i cürüm ile firar eyleyen mücriminin evsaf ve eşkalini teşhir ve zabıtanın takibat hususundaki mesaisini tevhit ve tanzime hidmet etmek üzere ‘Takibat Gazetesi’ namıyla şehri bir risalenin neşri mukarrer bulunmuş olduğundan elyevm (bu gün) bu gibi mücriminden olup da diğer vilâyât ve elviyeye firar ve ihtifa eden (saklanan, gizlenen) mücriminin derdestlerini teshilen (kolaylaştırarak) salif_ül sözü geçen) risaleye derç olunmak üzere evsaf ve eşkalinin acilen ve mevcut olduğu takdirde fotoğrafyalarıyla parmak izlerinin dehi hemen gönderilmesi ve badema (bundan sonra) firar edenler hakkındaki matlubenin (taleplerin) telgrafla bildirilerek elde edilecek fotoğrafyalarının ve parmak izlerinin ilk posta ile irsali tavsiye olunur” [74] Resmi ve özel Osmanlı basınından yararlanmanın boyutunu göstermesi açısından Tarik Gazetesinin 12 Ağustos 1892 tarihli nüshasından alıntılanan bir haberde; Eskişehir kazasında şekavet eden, tehdit ve korkutmayla Eskişehir’deki Anadolu Demiryolu çalışanlarından birkaçının fidye almak gayesiyle kaçırılması olayından sonra, failin resim ve eşkâl bilgilerinin yayınlanmasına yönelik olarak Kastamonu Polis Gazetesine gönderilen bilgilerden sonra, aradan bir hayli zaman geçmesinden sonra sanığın gazetede yayınlanan resim ve eşkal bilgilerinin değerlendirilerek yakalandığı anlatılmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Suç Ve Suçluluğun Kontrolü ... |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Suç Ve Suçluluğun Kontrolü ...Yerel Yönetim Bazında Sosyal Kontrol ve Yakalama İmparatorluk döneminde suç ve suçluluğun önlenmesi bakımından önemi olan hükümlü ve sanıkların yakalanmasının yanında köy ve meralarda meydana gelebilecek her türlü suçun ve bilhassa insanları en çok rahatsız eden hırsızlığın önlenmesi bakımından sorunun olduğu yerde uygulanmak üzere hazırlanan yerel çözüm önerilerinin karara bağlanarak merkezi yönetimin kabulüne sunulması, yerel yönetimlerin başarısının yanında halkın yönetime katılmasını sağlaması bakımından da çok önemli olmuştur ![]() Bu gaye ile oluşturulan, yerel sorunları görüşmek ve çözümler üretmek üzere toplanan Aydın vilayeti[76] Genel Meclisince ‘hayvan sirkatlerinin meni’ konusunda alınan bir kararda oluşturulan cezai müeyyidelerin ceza kanununa eklenmesi hususundaki; “Hayvan sirkatinin men-i vukuu hakkında geçen sene Meclis-i Umumiye-i Vilayetçe ittihaz olunan mazarratın bazı mahallerde hüsn-i tatbik edilmesinden pek çok fevait ve muhsinat görülmüş ve yalnız hayvan sirkatleri muhakim-i adliyece mekân-ı muharrez ve mahfuzda ika edilen sirkat gibi cürüm-i cinai addedilmeyip adi sirkat itibar ve cinahe derecesinde ceza tertib ve icra olunmakta ve bu yolda verilen cezalardan eshab-ı ceraim-i mütebeddine ve mütenasih olmamakta bulunduğundan böylece tarlalarda ve bağ ve bahçelerde vuku bulan sirkatlerin dahi efali cinaiyeden ad ve itibariyle ve kanun-i cezaya bir madde-i mahsusa ilavesiyle sirkat fiilini terhib edecek (çok korkutacak) ağır bir ceza tertibi hakkında geçen sene tanzim ve Adliye Nezaretine takdim kılınan mazbata üzerine henüz bir cevap vürud etmemiş olmasına rnebni Meclis-i Ali Meb'usanın bu seneki ictimamda bir karara rabtı lüzumunun iş'arı ve te'kidi takarrür etti” kararıyla bir önceki özel idare görüşünün yeni yasama yılında da ‘Ceza Kanunu’na eklenmesi hususunun yinelenmesine karar verildiği görülmektedir ![]() İl Genel Meclisinin kararı doğrultusunda Meclis-i Mebusan’ ile tekrar bir yazışma yapılmadan, bir önceki yasama yılında yapılan önerinin kabul edildiğine dair yazıdan dolayı Dahilîye Nezaretine gönderilen 6 Mart 327 (1911) tarih ve 35864 sayılı yazıyla; “17 ve 20 Şubat 326 tarihli 1198 ve 1200 numaralı tahrirat-ı devletlerine cevaptır ![]() Hayvan sirkatinin men'i için kanun-u cezaya bir madde ilavesi husul-i maksada kâfi görülerek kanun-u mezbure zeyl olmak üzere bit-tanzim meclis-i mebusâna takdim kılınmış olan layiha-i kanuniyede bu cihetin nazar-ı dikkate alındığı mukaddema cevaben ba-tezkere-i samiye tebliğ buyurulmuş olmasına nazaran zikrolunan (ifade edilen, bildirilen) layiha-i kanuniyenin (kanun metni) intisab-ı kat'iyet etmesine intizar olunması lazım gelir, ol babda ![]() ![]() Bu istek ve istek sonrası yapılan düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesi sonucu; devleti birlikte yöneten merkez ve taşra yöneticilerinin halka hizmet hususunda akılcı bir birliktelik içinde hareket etmelerinin ne derece önemli olduğu uygulama sonuçları ortaya konularak ifade edilmektedir ![]() Aynı yıllarda Hüdavendigar[79] vilayeti Genel Meclisi de, Aydın vilayeti kararlarına benzer kararlar aldığı görülmektedir ![]() ![]() ![]() “Meclıs-i umumi teşrinievvelin on yedinci pazar günü vali beyefendi hazretlerinin mazeretine mebni defterdar-ı vilayetin taht-ı riyasetinde azadan Muhtar Beyle Osman Nuri, Nıkolaki, Bedros Papazyan, İsmail, Hacı Ahmet, Hacı Hırabet, Hafız Ali, Hacı Hafız Alı, Strak ve İnsitaş efendilerden mürekkep olduğu halde içtima etmiştir ![]() Cuma ertesi, pazar ve sah günlerinin ictima-i unıumiyeye hasnyla sair günlerde encümenlerde çalışılması ve henüz vurud etmeyen Karahisarısahip sancağı azaları dahi geldiklerinde me'mur edilmek üzere aza-i mevcudenin encümenlere tevzii ve umur-u idare, belediye, ziraat namıyla bir ve maarif, evkaf, nafıa namlarıyla bir iki encümen teşkili karar-gir olduktan sonra umur-u idare, belediye, ziraat encümenine muhtariben Haci Ali, Haci Ahmet, Nikolaki, Haci Hirabet, İnsitaş efendiler ve maarif, evkaf encümeninde Osmanjsmail, Hafız Ali, Strak, Bedros, Odis efendiler tayin kılındı ![]() ![]() Eskişehir kazasının tanzimat ve imarına sarf edilmek ve Eskişehir dare-i belediyesi varidatından hayvan, gazhane ve zebhiye rusümlerinin miktar-ı mecmuğ-u seneviyesi olan bin iki yüz lira karşılık gösterilerek her sene faizden başka re's-el mala mahsuben beş yüz lira verilmek üzere Bank-ı Osmanî’den veyahut muessesat-ı saire-i maliyeden otuz sene müddetle daire-i mezkure namına on beş bin liralık bir istikraz akdine me'zuniyet itası hakkında mahhalli belediye ve idare meclislerinden gelen mazbata üzerine tanzim ve Maliye Nezaretine takdim kılman mazbataya cevaben vurud eden 28 Şubat 325 tarih ve 397/2310 numaralı tahriratta devar-i belediyece akd edilecek istikrazlara talib-i tahrişi veya me'zuniyet itası hazineye taallûk eder bir keyfiyet olmayıp takarrür ettirilen bir istikraza aid şeraitin tetkiki talep olunduğu surettenezaretce bu babda icab eden mütalaatın der-meyan olunabileceği gösterilmiş ve ledet-tebliğ mahallince bu babda henüz bir cevap vurud etmediği anlaşılmış ohnağla tahrirat-ı mezkurenin hıfzına karar verilmiştir ![]() Hayvan sirkatinin meni için ittihazı muktezi tedabire dair 909 senesi Meclis-i Umumiyesince tanzim ve takdim kılınan talimatnamenin mevki-i tatbike vaz'ı istizanı havi yazılan tahrirata cevaben Dahiliye Nezaretinden vuvard eden 7 Nisan sene 910 tarihli tahriratta mukaddema Şurai Devletçe de birinci cilt düsturdaki talimatı tadilen kaleme alınan ilan name layihası Meclis-i Mebusana tevdi edilmiş ise de layiha-i mezkurenin meclis-i mezkurca kabul edildiği ve mahaza bu babda Kanun-u cezaya bir madde-i mahsusa ilavesi husul-i maksada kafi görülerek kanun-i mezbura zeyl olmak üzere bit-tanzim Meclis-i Mebusana derdest takdim bulunan layıha-i kanuniyede bu cihetin nazar-ı dikkate alındığı bit-tezkere-i samiye izbar buyurduğu bildirilmesine binaen cevapname-i mezburun hıfzı tezkir kılınmıştır ![]() ![]() Özel İdarelerin, yönetimleri altında bulunan insanların, imar, iskan, eğitim ve zirai ihtiyaçlarının yanında, asayiş ve güvenlik ihtiyaçlarının da karşılanmasını sağlayacak kararların alınması için ikame edilen dördüncü toplantı sonucunda düzenlenen raporda; “Meclis-i Umumiye-i Vilayet teşrinievvelin 24'üncü pazar günü saat yedi buçukta dördüncü defa olarak taht-ı riyaset-i vilayetpenahide vali başkanlığında) akt-i içtima etti (toplandı) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aynı dönemdeki toplantı sonucunda oluşturulan çalışma komisyonları vasıtasıyla alınan kararla; “Karye ahalisinin en mühim vasıta-i maişeti olan hayvanatın sirkatten muhafazası ve sarıkların meydana çıkarılabilmesi için bir köy dahilinde çalınan hayvanlar hemen daima o köyde sarıklara delalet suretiyle temin-i maişet ve menfaat eden eşhas marifetiyle sirkat edilmekte olduğu anlaşılmasına binaen karye ahalisinin sarıkları ihbar ve kendileriniz hükümete teslim etmekle mükellef tutularak aksi takdirde kassam usulüyle mesruk hayvanın bedel-i hakikisinin ahali-i merkumeye tazmin ettirilmesi ve mera ve yaylalarda vukua gelmekte olan hayvanat sirkatinin meni bir muamele-i istisnaiye olmak üzere bu misilli sirkat cürümleri hakkında karye heyet-i ihtiyariyesinin icbarı veya memurin-i zabıtanın tanzim ve ita edecekleri zabıt varakaları üzerine bil-muhakeme maznun-ı aliyelerin tazminat-ı şahsiye ile de mahkum edilerek hukuk-ı şahsiye cihetinin dahi mücazat-ı mahkum ile beraber icrası esbabının istimaline dair geçen sene Meclis-i Umumiye-i Vilayet kararıyla sebk eden işara cevaben Adliye Nezaretinden varid olan tahriratda hukuk-ı şahsiye davaları Hukuk-ı Umumiye davasıyla beraber bir mahkemede görülebilirse de bu suret ancak mutazarrır olanların alel-usul ikame-i dava etmesine mütevakkıf olup hukuk-ı şahsiyesinden feragat etmek yed-i ihtiyarında bulunan bir mutazarrırın davası sebk etmeksizin hukuk-ı şahsiyenin mahkemece resen taht-ı hükme alınması ve alel-husus emr-i tahsilinin dahi cihet-i cezaiye ile beraber icra olunması ahkam-ı kanuniyeye mugayir olduğundan bu babda fevk-el kanun bir muamele ittihazı mümkün olamayacağı bildirilmiş olup ancak bir mahalde mal-i mesruk olarak derdest edilen hayvanın uzak bir mesafede ikamet eden sahib-i sarıkına teslim edildiği mahal mahkemesine gelip dava-i şahsi ikamesine muktedir olamayacağına göre ekseriya hukuk-ı şahsiyesinden vazgeçmekle ve bu misilli hayvanatlıkta namıyla canip-i beyt-ül malden sevk-i sultanide bil-müzayede satılmakta bulunduğuna binaen ceraim-i mümasileden mütevellid hukuk-u umumiye davasının esna-i reiyetinde Hazine Vekaletince hazine namına hukuk-u şahsiye davası ikame ve takip edilmek mevafık-ı hal ve müselehat olacağından mevadd-i mesrudenın bit-tetkik icra icabına müsaade buyurulması Meclıs-i Umumıye-i Vilayet kararıyla mütemennadar ol babda[83] yönetimleri altındaki halkı en çok rahatsız eden hırsızlık olaylarının önlenmesine yönelik olarak alınan kararlar açıklanmaktadır ![]() Yapılan görüşmeler sonucunda alınan kararlar doğrultusunda yerel yönetimlerin en çok sıkıntı duyduğu hırsızlıkların önlenmesine yönelik olarak yapılan müzakerelerde sadece bu suçlardan şikayet edilerek merkezi yönetime müracaat edilmemekte, aynı zamanda yerelde uygulanacak çözüme yönelik çalışmalar da yapılmaktadır ![]() ![]() ![]() Komisyon çalışmaları sonucunda bilhassa köylerde oturan insanların en çok zarar gördüğü hayvan hırsızlıklarının önlenmesi ve köy halkınca zararın ortaklaşa giderilmesi, bunun yanında hırsızlıkların önlenmesi maksadıyla köylerde korucu, kaza merkezlerinde de mahalle kekçilerinin görevlendirilmesi kararını içeren 11 Kânunuevvel 326 (1910) tarihinde karar altına alınan; “Şehir ve kasabalardaki çarşı ve mahalle bekçileri ile bağ ve kahçe ve köy korucuları hakkında bu vilayete mahsus olarak Meclıs-i Umumiye-i Vilayetçe kaleme alınan talimatnameyi havi (taşıyan) meclis-i mezkûr mukarreratı mecmuasından bir nüshası derdest irsaldir ![]() ![]() Vilayet özel idaresini oluşturan ‘Genel Meclis, meşru olan seçimler sonucunda o yöre insanının oylarıyla oluşturulmuş, tamamıyla demokratik oluşumlardı ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Suç Ve Suçluluğun Kontrolü ... |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Suç Ve Suçluluğun Kontrolü ...Yapılan seçimler sonucunda oluşturulan Hüdavendigar vilayeti ‘Genel Meclisi’nin çalışmaları sonucunda vilayete özel uygulama yerel yönetimlerin oluşturulması bakımından bugüne göre de çok önemli bir uygulama biçimidir ![]() ![]() ![]() Hüdavendigar vilayeti ‘Özel İdaresi’nin 1910 yılında yerelde oluşan sorunları aşmak, aşamadıklarını merkezi yönetimle paylaşarak gidermek maksadıyla yaptığı çalışmalar sonucunda; yönetimleri altındaki halkı en çok rahatsız eden ve iktisaden güç kaybına uğramalarına sebebiyet veren hırsızlık olaylarının giderilmesine yönelik yapılan çalışmalar sonucunda bir karara vararak, hırsızlık olaylarını bir miktarda izole edecek neticelere ulaştıracağına inanılan ‘Talimatname’ yürürlüğe konulmuştur ![]() Bütün vilayet halkının ‘talimatname’ ile getirilen ilkelere uyması ve oluşturulması istenen birimlerin en kısa zaman içinde yapılandırılması da ayrıca emredilmektedir ![]() Suçtan zarar görenlerin, suç ve suçluluğun getirdiği sorunlarla yüzleşenlerin ve hatta yakalanmadan aralarında dolaşan sanık ve hükümlülerin sebep olduğu psikolojik baskılardan bunalan insanların sorunlara ortak olmalarının yanında çözüm önerilerine de ortak olmalarıyla ortaya çıkan bu ‘Talimatname’ makalede ortaya atılan ortaya atılan düşünceyi açıklayıcı olmasından dolayı aşağıya alınmıştır ![]() Hüdavendigar Vilayetine Mahsus Şehir ve Kasabalardaki Çarşı ve Mahalle Bekçileri İle Bağ ve Bahçe Köy Korucuları Hakkında Talimatname FASIL l Komisyonların Suret-i Teşkili ile Vezaifini Mebnidir ![]() Birinci Madde: Bekçi ve Korucuların suret-i tayin ve istihdamlarıyla temin ve tesviye-i ücretleri hakkında umumi bir kanun veya nizam tanzim olununcaya kadar vilayet dâhilinde meri-i icra olmak üzere kaleme alınan talimatname ahkâmımın mevki-ı tatbik ve icraya vaz için ati-z-zikri ikinci madde mucibince birer komisyon teşkil olunacaktır ![]() İkinci Madde: Vilayet merkezinde Jandarma Alay Kumandanı, Polis Müdürü, Merkez Müddeiumumî Muavini, Ziraat Müdürü ve Belediye Reisi, Liva Merkezinde; Jandarma Tabur Kumandanı, Müddeiumumî Muavini, Polis Komiseri, Belediye Reisi ve Ticaret ve Ziraat Odasından müntehi birer aza, Kaza Merkezinde; Jandarma Bölük Kumandanı, Müddeiumumî Muavini, Polis Komiser Muavini, Ticaret ve Ziraat Odasından müntehi bir aza, Belediye Reisi, Nahiye Merkezinde, Jandarma Kumandanı, Belediye Teşkilatı varsa Belediye Reisi, Polis Memuru, Belediye Teşkilatı bulunmayan nevahi merakizinde nahiye meclisi azasından iki zat ve keza Polis ve Jandarmasından mürekkep olacaktır ![]() Üçüncü Madde: İş bu komisyonlara vali ve mutasarrıf ve kaymakam ve müdür gibi en son mülkiye memuru riyaset veya komisyon azasından bulunanların tensip edeceği zat vekalet eder ![]() Dördüncü Madde: İşbu komisyonlar fusul-ı atide muharrer mevadd-ı mahsusaya tevfiken mahalle ve çarşı bekçileri ile şehir ve kasabalar civarındaki bağ ve bahçe ve tarla korucularım intihab ve tayin ve kara ahalisi tarafından intihab olunacak köy kurucularım tayin eylemek, bekçi ve korucular hakkında tahriren ve şifahen vuku bulacak müracaat ve şikayeti istima ve gerek müracaat ve şikayet-i vakıa, ve gerek jandarma ve polis zabıtan ve memurini tarafından verilecek raporlar üzerine tahkikat icrasıyla mucip mücazat ahvali tebyin eylediği takdirde 25'inci madde mucibince kendilerine tertib-i mücazat etmek ve işbu talimatnamenin mevadd-ı sairesi hükmünce komisyona ait umur ve muamelatı reiyet eylemek vezaifıyle mükelleftir ![]() Beşinci Madde: Komisyonun umur-u tahririye ve saire vezaifi merkez vilayette ziraat idaresi kain liva ve kazalarda belediye katipleri nevahide dahi nahiye katipleri tarafından ifa olunacaktır ![]() Altıncı Madde: Komisyonların ittihaz edecekleri mukarrerat ittifak veya kesıret-i era ile mevkı-i tatbik ve icraya ve tesaviye-ı era ve vukuunda reisin bulunduğu taraf tercih olunur ![]() FASIL 2 Mahalle ve Çarşı Bekçileri ile Bağ ve Bahçe ve Köy Korucularının Haiz Olmaları Lazım Gelen Şerait Beyanındadır: Yedinci Madde: Bekçilik ve koruculuğa kayıt ve kabul olmak için vücudu lazım olan şerait bir veçhe atidir ![]() Ula: Sinen otuzdan dûn ve elliden efzûn olmamak, çarşı bekçilerinden mücerrep olanlar tehdid-i sinden müstesnadırlar ![]() Saniyen: Dinç ve tevana olmakla beraber alil ve imraz-ı sariyeden beri olduğu tabib raporu ile katiyen sabit olmak ![]() Salisen: Hüsn-i hal ve siret eshabmdan olmak ![]() Komisyonlar bekçilerin hüsn-i zann-ı umumiye mazhar bulunup bulunmadığını bir itina-i fevkalade ile tetkike mecburdurlar ![]() ![]() ![]() FASIL 3 Bekçilerin Suret-i İntihabları ve Temin ve Tasviye-i Ücretleri ile Vezaif-i Umumiyelerine Dairdir ![]() Sekizinci Madde: Mahalle bekçilerinin intihab ve tayini heyet-i ihtiyariye veya heyet-i ihtiyariye tarafından intihab olunacak iki zat hazır olduğu halde komisyonlar marifetiyle icra edilecektir ![]() Dokuzuncu Madde: Komisyonlar her mahalde istihdam olunacak bekçilerin ile ücürat-i şehriyeleri miktarını takdir ve keyfiyeti belediye idarelerine beyan ve tebliğ edeceklerdir ![]() Onuncu Madde: Bekçilerin adet ve miktar-ı ücreti komisyon tarafından belediye dairelerine bildirildikten sonra deride mezkure meclisleri heyet-i ihtiyariye veya heyet-I ihtiyariye tarafından intihab edilecek dört zat-ı hazır olduğu halde her hane ve dükkânda ikamet edenlerden sürüt ve iktidarlarınagöre birden beş kuruşa kadar şehri alınması lazım gelen ücret miktarım tayin ve tanzifat ve tenvirat rüsumuna zam suretiyle Belediye Kanununa tevfıken istifa edeceklerdir ![]() ![]() Komisyonlarda istimali lazım gelen defatir bedeli ve masarif-i kırtasiye ve saire dahi devaır-i belediyece tesviye olunur ![]() On Birinci Madde: Bekçilerin ifa-ı hüsn-ı hidmet ettikleri komisyonca tahkik edildikten sonra tasdik edilecek senetleri mukabilinde ücret-i şehriyelerini her ay gayesinde muntazaman belediye sandığından alacaklardır ![]() On İkinci Madde: Komisyonlar bekçileri hükümetin tensip edeceği İslaha ile teslih edecek ve yeknesak da elbise ile telbis ettirecektir ![]() ![]() ![]() ![]() On Üçüncü Madde: Komisyonlarca erae olunacak mevakie deride belediye tarafından birer bekçi kulübesi inşa ve bunların masarifi bir defaya mahsus olmak üzere bekçi ücretine zam suretiyle ahali canibinden ita edilecektir ![]() On Dördüncü Madde: Mahallat ve çarşı bekçilerinin ücretleri deride belediye marifetiyle tahsil ve tesviye olunacağına binaen bunların ahaliye müracaatına katiyen meydan verilmeyecektir ![]() On Beşinci Madde: Bekçiler şehir ve kasaba dahilinde zabıta-i mania vazifesiyle mükellef tutulduklarından bir cürüm vukuunda veya harik ve sair ahval-i fevkelade zuhurunda memurin-i aidesine ihbar keyfiyeti ve lüzumunda muavenet eyleyeceklerdir ve memur bulundukları mahallerde geceleri keşet ü kezara ve mahallat ve mevaki dahilindeki bil-cümle emakini muhafazaya mecbur oldukları gibi her nevi ceraimin men-i vukuuna dikkat ve gayretedeceklerdir ![]() FASIL 4 Köy Korucularının Suret-i İntihabları ile Ücretleri ve Vazifelerinin Beyanındadır On Altıncı Madde: Kura korucuları kafi il-sabık ahali tarafından ve komisyonlar marifetiyle tayin olunacak ve ücretleri teamül-i kadim veçhile yani kıraca ve nakit olarak öteden beri nasıl takdir ve ita kılınmakta ise o veçhile tevzi ve tahsili heyet-i ihtiyariye tevdi edilecektir ![]() ![]() ![]() On Yedinci Madde: îşbu korucuların dokuzuncu maddede muharrer evsaf şerait-i lazımeyi haiz oldukları komisyonlarca bit-tetkik anlaşılarak isimleri künye defterlerine kayıt olunmadıkça yedlerine, memuriyetleni mübeyyin varaka-i resmiye ile alamet-i farika verilmeyecektir ![]() ![]() On Sekizinci Madde: Korucu intihab ve tedarik edemeyen kıra heyet-i intihabıyesi derhal komisyonlara malûmat ita edecekler ve komisyonların tayin ve izam edileceği korucular hakkında bir güna itiraz serd etmeye hak ve selahıyetlerı olamayacaktır ![]() ![]() On Dokuzuncu Madde: Usul-i muhakemat-ı cezaiye kanunun dokuz ve on altıncı maddeleri mucubunce köy korucuları zabıta-i adliye vazifesiyle mükellef olduklarından kanunen cürm-ü itlak olunabilecek her nevi efali teftiş ve taharri ve tecsis ve failini ehez ve kürfet ve cürümün subuti için muktezi olan delaili cemile merkez jandarma dairesine yahut en yakın olan karakolhaneye ve rast geldikleri jandarma efradına ihbara mecburdurlar ![]() Yirminci Madde: Köy korucuları cinahe ve cinayet ve tağyanmeyah ve harik vukuunda ve bila ruhsat tarla keşadı ve ebniye ehadisi ve kanunen memnu olan ziraat ve ormanlara ve sair hali mahallere bağ ve bahçe ve tarla yollarının tahribatından ve kayası, tezkeresiz olarak meni, tezkereli avcıların sahib-i emlakin arazisinde sid ve şikârlarına meydan verilmemesi gibi hususiyete son derece dikkat edilecektir ![]() ![]() ![]() Yirmi Birinci Madde: Korucuların muhafazasını deruhte edeceği mahal ve mevki tahdit ve tayin edilerek kendilerine irae edilecektir ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Suç Ve Suçluluğun Kontrolü ... |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Suç Ve Suçluluğun Kontrolü ...ÜCRET Şehir ve kasabat civarındaki bağ ve bahçe ve tarlaların muhafazası için istihdam olunacak korucuların ücreti piyade korucuları ile korucu basıların adetleriyle miktar-ı maaşatı mahalleri komisyonlarının takdirine va-bestedir ![]() ![]() Yirmi İkinci Madde: Korucuların maaşları gerçi aylık ise de tesviyeleri üç taksit ile yani şubat, haziran, eylül gayelerinde vuku bulacaktır ![]() Yirmi Üçüncü Madde: Korucuların alacakları maaş muhafaza ettikleri eshab-ı arazinin bir nispet-i muine tahtında her sene ita ile mükellef oldukları paralardan tesviye edilir ![]() Yirmi Dördüncü Madde: Eshab-ı araziden bir veçhe ati korucu ücreti namıyla ve bağ ve bahçe ve tarlasıyla emlakinin vesatına göre muhtelif derecelerde tahsilât icra olunur ![]() ![]() FASIL 5 Bekçi ve Korucuların Müddet-i Memuriyetleri ile İcra Mücazatları Beyanındadır Yirmi Beşinci Madde: Korucular vazifeleri cihetiyle ilk vukuatları tebyin ederse nısf maaşı kafi tekerrüründe tard ile mücazat olunurlar ![]() ![]() ZEYL Yirmi Altıncı Madde: Bekçi ve korucular kasımdan, kasıma birer sene müddetle tayin olunurlar fakat komisyonlarca devam-ı istihdamları tecvir olunamayanlar ile istifa edenlerin bir sene hitamına kadar istihdamı lazım gelmeyeceği gibi müddet-i mezkure zarfında hüsn-i hidmeti meşhud olanların tebdili icab etmeyip yalnız yedlerindeki varaka-ı resmiyeye devam memuriyetlerine dair komisyonlarca işaret olunacaktır ![]() ![]() ![]() Yirmi Yedinci Madde: Kaçakçılık ve sair gibi su-i hallerinden dolayı aleyhlerinde şikayat vuku bulan bekçiler ve korucular komisyonlar tarafından icra edilecek tahkikat-ı umumiye üzerine tebyin edecek hale göre ihraç olunurlar ve bir daha istihdam edilemezler ![]() Yirmi Sekizinci Madde: Mahalle ve çarşı bekçilerinin ahval-i umumisi jandarma ve polis daireleri vasıtasıyla teftiş-i daime altında bulundurularak devair-i mezkure memurları tarafından verilecek raporlar üzerine müstehak-ı ceza olanlar kat-ı maaş veya tardları hakkında komisyonlarca itihazı lazım gelen mukarrerat tasrih ve derhal tatbik edilecek ve devriye ve jandarma ve polis efradının bunlar hakkında verecekleri raporlar aksi sabit oluncaya kadar muteber tutulacaktır ![]() ![]() Memurin-i saire dahi hesab-ül vazife nevahi ve kurada bulundukları sırada tesadüf edecekleri ahval hakkında komisyonlara malûmat verebileceklerdir ![]() Yirmi Dokuzuncu Madde: Jandarma ve polis daireleri tarafından kanunu dairesinde vuku bulacak tenbihat ve tebligatı isga etmeyen ve heyet-i ihtiyariyelerce haklarında şikayat-i muhakka der-meyan edilen ve vezaif-ı mevdualarını hüsn-i suretle ifa etmeyen bekçi ve korucular birinci defada nısf-ı maaş, ikinci defa da tard edilmek suretiyle komisyonlarca tecziye edileceklerdir ![]() ![]() Otuzuncu Madde: Bekçi ve korucular kaaffesi zeyl-i talimattaki numunesi veçhile kefalete rabt edilecekleri gibi kendilerine bedel-i maktua mukabilinde matbu bir nüsha talimatname verilecektir ![]() FASIL 6 Mezruata Vukubulacak Haşarat Hakkındadır ![]() Otuz Birinci Madde: Gerek köy ve gerek şehir ve kasabalar civarındaki korucular her nevi mahsulât ve marusat-ı araziye vuku bulacak zarar ve ziyan müsebbipleri hakkında hud be-hud karar itasına selahiyetdar olmadıklarından kurada bu gibi zarar ve ziyan vukuunda mütecasirleri derhal heyet-i intihabiyeye ihbar olunacak ve heyet-i mezkurece yapılacak keşif varakası-şehir ve kasabalarda dahi ziraat odaları tarafından yapılacak- zabıta dairelerine tevdi olunacaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Otuz İkinci Madde: Mezruat bağ ve bahçe arasında çoban ve sair kesatı tarafından hayvan rai edilmesi ve ahali canibinde dahi başıboş hayvan bırakılması suret-i kafiyede memnudur ![]() ![]() Otuz Üçüncü Madde: Otuz birinci maddede bahis olunan rapor ziyanın vuku bulduğu gün ve saati ve miktar-I zararı ve mütecasirin ismi ve muamelat-ı saireyi muhtevi olacak ve köy korucularının tanzim edecekleri raporlar heyet-I ihtiyariye tarafından tasdik edilecektir ![]() [color="gray"]Otuz Dördüncü Madde: Dahil-i vilayette bulunan mülkiye ve jandarma ve polis memuru işbu talimatın muhafaza-i ahkamı ile mükelleftirler ![]() Sanık ve Hükümlülerin Yakalanmasının Usul ve Esasları Tanzimat yönetimiyle birlikte Avrupai uygulamalara yönelen zamanın yöneticileri, suç ve suçluluğun kontrolü ile hükümlü ve sanıkların yakalanmasını büyük oranda zabıta güçlerinin yükümlülüğüne bıraktılar ![]() ![]() ![]() Bu maksatla polis teşkilatınca hazırlanan “Rehnüma-i Zabıta” ‘Zabıta Kılavuzu’ adlı eserde, hükümlü ve sanıkların yakalanmasının usul ve esasları hakkında bilgi zabıtayı aydınlatıcı bilgiler verilirken; “Maznunen ve mahkumen hal-i firarda bulunan mücriminin derdesti Müdüriyet-i Umumiden merakize (polis merkezleri) tamim edilir ![]() ![]() Mücrimler alel umum tebdil-i kıyafet ettikleri gibi bıyığı var ise bıyığını tıraş eder, yoksa sahte bıyık takarlar ![]() ![]() ![]() ![]() Zabıta-i hafiye (sivil polisler) memurları ise, kahvehane, tiyatro, meyhane, tünel, tramvay, vapur, misafirhaneler ile memalik-i ecnebiyeye muhacir sevk eden ve kendilerine orada bir iş bulan acente idarehaneleriyle kumarhaneler, demir yolu mevkufları, fuhuş hanelerde ve daha bu gibi mahallerde bulunanları tetkik ve tecessüs edeceklerdir ![]() ![]() SONUÇ Türk Topluluklarının sosyal hayatının şekillenmesinde çok önemli bir yeri olan gelenek ve göreneklerin şekillendirdiği ve Türk insanının itirazsız olarak kabul ettiği gelenek ve görenek ortaklığı konumunda yer alan“Töre” ile kucaklanan toplum, kurallara uymakla huzur ve güven içinde yaşamanın beratını aldı ![]() ![]() ![]() Bu uygulama biçimi de törelerin yüzde yüze yakın oranda kabul görmesini, dolayısıyla da içinde yaşanılan toplumun huzur ve güvenliğinin tam olmasının yanında, her toplumu rahatsız edecek nitelikte olan suç ve suçluluğun kontrol altında bulundurulmasını da sağlıyordu ![]() Suç ve suçluluğun artmasının başlıca sebeplerinden olan aykırı davranış ve hareketlerin çoğalmasının ana unsurlarından olan hükümlü ve sanıkların yakalanamaması topluma büyük zararlar vermektedir ![]() ![]() ![]() Töre uygulamasının mimarları olan Türkler, günümüze gelinceye kadar içinden geçtikleri veya birlikte yaşamak zorunda kaldıkları kültürlerin etkisiyle, kendi kültürlerine uygun veya uyarlanabilen değerleri bünyelerine katarak mevcut kültürlerini zenginleştirmeyi büyük oranda başardılar ![]() Bu yolculuk döneminde içine girip bünyelerine aldıkları İslam dininin kurallarının katkısıyla geçmişten gelen yaşantılarının şekillendirdiği töreleriyle oluşturduğu benzerliğin etkisiyle kültür yapılanmalarını en üst seviyeye çıkardılar ![]() Gökten yağmur olarak yeryüzüne düşen su damlacıklarının bir yeraltı kanalında birleşerek çeşitli toprak katmanlarından geçişi esnasında bünyesine uyum sağlayacak çeşitli minerallerle birleşmesi misali önüne gelen ve dünya görüşüyle bütünleşebilecek yeni anlayışlarla bütünleşmekten asla imtina etmediler ![]() ![]() Bu gün, törenin hukuki hayatımıza yoğun müdahalesi söz konusu olmamasına karşılık, o dönemin günümüze uzantısı konumunda olan ‘ulu emre itaat’ duygusuyla kanunların emir ve yasaklarına itaat eden insanların hakkının korunmasını üstlenen zabıta kuvvetlerinin toplumun bu kabul edişinden yararlanması en doğru olanıdır ![]() ![]() Örnek vermek gerekirse; suç ve suçluluğun toplumdan izole edilmesinde azımsanamayacak derecede faydası olan tanıklık müessesinin, can güvenliğinin olmaması gibi kaçınmayı getiren olumsuzluklardan temizlenmesi gerekir ![]() Aynı zamanda, herhangi bir olayın tanığı olan bir kimsenin, tanıklığına ihtiyaç duyulduğu her zaman dilimi için iş kaybının ortadan kaldırılması, bu müessesenin daha çok kabul görmesini sağlayacaktır ![]() ![]() ![]() ![]() Hâlbuki oluşturulacak yepyeni bir sistemle, mağdur ve bilhassa tanıkların, tanıklık için mahkemelere geldikleri gün için en azından asgari ücret üzerinden bir gündelik almaları bu müessesenin güçlenmesinde ve toplum tarafından kabul edilmesinde itici güç olacağı kesindir ![]() ![]() Netice itibariyle bir toplumun huzuru; kendilerini rahatsız eden huzur ve güven ortamının yeniden tesis edilmesi, suç ve suçluluğun artarak üzerlerinde yarattığı psikolojik baskının azaltılması, bu psikolojik baskıya sebep olan hükümlü ve sanıkların yakalanmasından geçer ![]() Suç ve suçluluğun yoğun olduğu bir toplumda hizmet eden ve hizmet alanların yaşamaları hiç de kolay değildir ![]() ![]() Böylesine bir olumsuzluğu yaşayan toplumun veya böyle bir konuma düşmesi her zaman muhtemel olan toplumun, asayiş ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olan zabıta kuvvetlerinin halkın desteğini arkalarına aldıktan ve onlara toplumun polisliği rolünü verdikten sonra, başarısız olmaları mümkün değildir ![]() ![]() Eyüp Şahin |
![]() |
![]() |
![]() |
Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Suç Ve Suçluluğun Kontrolü ... |
![]() |
![]() |
#7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Suç Ve Suçluluğun Kontrolü ...YARARLANILAN KAYNAKLAR KİTAPLAR 1-ALYOT, Halim , “Türkiye’de Zabıta”, İçişleri Bakanlığı Yayınları III, Yayın No: 4, 1092 Sayfa, Ankara–1947 ![]() 2-ERGUT, Ferdan, “Modern Devlet ve Polis, Osmanlı’dan Cumhuriyete Toplumsal Denetim Diyalektiği”, İletişim Yayınları Numara:1002, Araştırma-İnceleme Dizisi Numarası: 163, ISBN 975–05–0237-X, İstanbul–2004 ![]() 3-Feridun, İbrahim, “Polis Efendilere Mahsus Terbiye ve Malumat-ı Meslekiye”, Dersaadet 1910 4-ÖZTUNA, Yılmaz, “Büyük Türkiye Tarihi”, 14 Cilt, Ötügen Yayınevi, İrfan Matbaası, İstanbul–1979 ![]() 5-Refik, Ahmet, Hazırlayan: Sami Önal, “Eski İstanbul”, İletişim Yayınları Numara: 452, İstanbul Dizisi Numarası: 25, ISBN 975–470–376–0, İstanbu1–1998 ![]() 6-TONGUR, Hikmet, “Türkiye’de Genel Kolluk Teşkil ve Görevlerinin Gelişimi”, EGM Yayın Nu ![]() ![]() 7-UZUNÇARŞILI İ ![]() ![]() MAKALELER 1-CEBECİ, Dilâver, “Osmanlı Devletinde İhtisap Ağalığı”, Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, s ![]() ![]() 2-ÇİFTÇİ, Aynur, Dönemleri, Üslupları ve Kentsel Dokudaki Konumuyla ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3-GÜLMEZ, Mesut, “Polis Örgütünün İlk Kuruluş Belgesi ve Kaynağı”, Amme İdaresi Dergisi s ![]() ![]() 4-HALAÇOĞLU, Yusuf, “Klâsik Dönemde Osmanlı Devlet Teşkilâtı”, “Türkler”, 13+1 Cilt, ISBN 975–6782–33–1, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara–2002, 5-Mansur, Mehmet, “Mazide Zabıtamız, Eski Kanunlarımızın Zabıtaya Müteallik Ahkâmına Bir Nazar”, Polis Mecmuası, 01 Mart 1338, Matbaa-i Amire, Adet:147, İstanbul–1922 ![]() 6-Mansur, Mehmet, “Mazide Zabıtamız”, Polis Mecmuası, 01 Mart 1338, Matbaa-i Amire, Adet:151, İstanbul–1922 ![]() 7-ORKUN, H ![]() ![]() ![]() ![]() 8-ÖGE, A ![]() ![]() 9-Sami, Ali Rıza, “Önleyici Zabıta Yahut Yürürlükte olan Kanunların ve Hükümetin Önleyici Kuvvet Uygulaması”, Polis Mecmuası, y ![]() ![]() ![]() 10-SERTOĞLU, Mithat, “16’ncı Asırda İstanbul Şehrinin İnzibat İşlerine Ait Vesikalar”, Polis Dergisi, y ![]() ![]() ![]() 11-SERTOĞLU, Mithat, “18’incı Asırda İstanbul Şehrinin İnzibat İşlerine Ait Vesikalar”, Polis Dergisi, y ![]() ![]() ![]() 12-“Asesbaşı”, TDV, İslâm Ansiklopedisi Ali Rıza Baskan Güzel Sanatlar Matbaası A ![]() ![]() ![]() 13-“Asesler”, Yeni Rehber Ansiklopedisi, 20 Cilt, İhlâs Gazetecilik A ![]() ![]() ![]() 14-“Hayvan Sirkatlerinin Meni”, Aydın Vilayeti, Meclis-i Umumisinin 1326, Senesinde ve Üçüncü Devre-i İçtimasında İttihaz ettiği Mukarrerat, Matbaa-i Askeriye, 5 Bölüm, 503 sayfa, sayfa: 62, Dersaadet–1329, (1913) ![]() 15-“Dâhiliye Nezaretine”, “Hüdavendigar Vilayeti Meclis-i Umumiyesinin 1326 Senesi Mukarreratı, Matbaa-i Askeriye, 5 Bölüm, 503 Sayfa, 1 ![]() ![]() 16-“Derbent Teşkilâtı”, Yeni Rehber Ansiklopedisi, 20 Cilt, İhlâs Gazetecilik A ![]() ![]() ![]() 17-“İfade-i Mahsusa”, Polis Mecmuası, Birinci Sene, Adet: 1, 10 Temmuz 1329, İstanbul–1913 ![]() 18-“İhtisap”, Yeni Rehber Ansiklopedisi, 20 Cilt, İhlâs Gazetecilik A ![]() ![]() ![]() 19-“Mazide Umur-ı Zabıta”, Polis Mecmuası, 01 Haziran 1336, Adet:126, İstanbul–1920 ![]() 20-“Osmanlı Basınında Yüz Yıl Önce Bu Ay”, Tarih ve Toplum Dergisi, c ![]() ![]() ![]() 21-“Osmanlı Basınında Yüz Yıl Önce Bu Ay”, Tarih ve Toplum Dergisi, c ![]() ![]() ![]() 22-“Osmanlı Basınında Yüz Yıl Önce Bu Ay”, Tarih ve Toplum Dergisi, c ![]() ![]() ![]() 23-“Rehnüma-i Zabıta, Bir Mücrimin Derdesti”, Polis Mecmuası, 7’nci Sene, Numara: İstanbul–1920 ![]() 24-“Takibat Gazetesi”, Polis Mecmuası 6’ncı Sene, Adet: 101, İstanbul–1918 ![]() GAZETE 1-BARDAKÇI, Murat, “Tayyib Beye İstanbul İçin Vize Örnekleri”, 09 Kasım 2003 Tarihli Hürriyet Gazetesi ![]() MEVZUAT 1-“Polis Nizamı”, Name-i Hümayun Defteri Sayfa No:361–362 ![]() 2-“Seyahat Varakası Hakkında Talimatname”, 20 Sefer 335, 03 Kânunuevvel 1332 ![]() İNTERNET YAYINI 1-KIRLI, Cengiz, aliseyyar@sosyalsiyaset ![]() *1 ![]() ![]() ![]() ![]() [1] ALYOT, Halim, “Türkiye’de Zabıta”, İçişleri Bakanlığı Seri III, Yayın No: 41092 Sayfa, sayfa: 22, Ankara–1947 ![]() [2] ALYOT, Halim, a ![]() ![]() ![]() ![]() [3] Mehmet Mansur, “Mazide Zabıtamız, Eski Kanunlarımızın Zabıtaya Müteallik Ahkâmına Bir Nazar”, Polis Mecmuası, 01 Mart 1338, Matbaa-i Amire, adet:147, sayfa: 755, Dersaadet–1922 ![]() [4] Mehmet Mansur, a ![]() ![]() ![]() ![]() [5] Mehmet Mansur, a ![]() ![]() ![]() ![]() [6] Mehmet Mansur, a ![]() ![]() ![]() ![]() [7] Mehmet Mansur, a ![]() ![]() ![]() ![]() [8] Mehmet Mansur, a ![]() ![]() ![]() ![]() [9] ALYOT, Halim, a ![]() ![]() ![]() ![]() [10] ÖZTUNA, Yılmaz, “Büyük Türkiye Tarihi”, Ötügen Yayınevi, İrfan Matbaası, 14 ![]() ![]() [11] ÖZTUNA, Yılmaz, a ![]() ![]() ![]() ![]() [12] ÖZTUNA, Yılmaz, a ![]() ![]() ![]() ![]() [13] ÖZTUNA, Yılmaz, a ![]() ![]() ![]() ![]() [14] Ahmet Refik, “Eski İstanbul”, Hazırlayan: Sami Önal, İletişim Yayınları–452, İstanbul Dizisi–25, sayfa: 51, ISBN 975–470–376–0, İstanbul–1998 ![]() [15] KIRLI, Cengiz, “Kahvehaneler ve Hafiyeler: 19’uncu Yüzyıl Ortalarında Osmanlı’da Sosyal Kontrol”, aliseyyar@sosyalsiyaset ![]() [16] İbrahim Feridun, “Polis Efendilere Mahsus Terbiye-ve Malumat-ı Meslekiye”, sayfa: 282, Dersaadet–1910 ![]() [17] “Mazide Umur-ı Zabıtamız”, Polis Mecmuası, 01 Haziran 1336, adet:126, sayfa: 449–450, İstanbul–1920 ![]() [18] UZUNÇARŞILI, İ ![]() ![]() [19] UZUNÇARŞILI, İ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [20] “Asesbaşı”, TDV İslam Ansiklopedisi, Diyanet Vakfı Yayınları, sayfa: 464, Ankara–1993 ![]() [21] “Asesler”, Yeni Rehber Ansiklopedisi, İhlas Gazetecilik A ![]() ![]() ![]() [22] ERGUT, Ferdan, “Modern Devlet ve Polis, Osmanlıdan, Cumhuriyet’e Toplumsal Denetim Diyalektiği”, İletişim Yayınları 1002, Araştırma İnceleme Dizisi 163, ISBN 975–05–0237-X, İstanbul–2004 ![]() [23] Ahmet Refik, a ![]() ![]() ![]() ![]() [24] ERGUT, Ferdan, a ![]() ![]() ![]() ![]() [25] Ahmet Refik, a ![]() ![]() ![]() ![]() [26] Mehmet Mansur, a ![]() ![]() ![]() ![]() [27] “Derbent Teşkilatı”, Yeni Rehber Ansiklopedisi, İhlas Gazetecilik Holding A ![]() ![]() ![]() [28] HALAÇOĞLU, Yusuf, “Klasik Dönemde Osmanlı Devlet Teşkilatı”, Türkler, Yeni Türkiye Yayınları, 13+1 cilt, ISBN 975–6782–33–1, 9’uncu cilt, sayfa: 831, Ankara–2002 ![]() [29] Mehmet Mansur, “Mazide Zabıtamız”, Polis Mecmuası, 01 Temmuz 1338, Adet:151, sayfa: 822, İstanbul–1922 ![]() [30] TONGUR, Hikmet, “Türkiye’de Genel Kolluk Teşkil ve Görevlerinin Gelişimi”, EGM Yayın No ![]() ![]() [31] SERTOĞLU, Mithat, “16’ncı Asırda İstanbul Şehrinin İnzibat İşlerine Ait Vesikalar”, Polis Dergisi, y ![]() ![]() [32] KIRLI, Cengiz, a ![]() ![]() ![]() [33] Aslı mükari ![]() ![]() [34] Ahmet Refik, a ![]() ![]() ![]() ![]() [35] Ahmet Refik, a ![]() ![]() ![]() ![]() [36] Ahmet Refik, a ![]() ![]() ![]() ![]() [37] Ahmet Refik, a ![]() ![]() ![]() ![]() [38] SERTOĞLU, Murat, “18’inci Asırda İstanbul’un İnzibat İşlerine Dair Vesikalar”, Polis Dergisi, y ![]() ![]() ![]() [39] ORKUN, H ![]() ![]() ![]() ![]() [40] “Serseri Nizamnamesi” Tarih ve Toplum Dergisi, Kasım-, c ![]() ![]() ![]() [41] “Osmanlı Basınında Yüz Yıl Önce Bu Ay”, Tarih ve Toplum Dergisi, c ![]() ![]() ![]() [42] KIRLI, Cengiz, a ![]() ![]() ![]() [43] KIRLI, Cengiz, a ![]() ![]() ![]() [44] KIRLI, Cengiz, a ![]() ![]() ![]() [45] KIRLI, Cengiz, a ![]() ![]() ![]() [46] KIRLI, Cengiz, a ![]() ![]() ![]() [47] “Bekâra Ev Yok”, “Osmanlı Basınında Yüz Yıl Önce Bu Ay”, Tarih ve Toplum Dergisi, Nisan–1990, c ![]() ![]() ![]() [48] KIRLI, Cengiz, a ![]() ![]() ![]() [49] “Polis Nizamı”, Name-i Hümayun Defteri, sayfa:361–362 ![]() [50] GÜLMEZ, Mesut, “Polis Örgütünün İlk Kuruluş Belgesi ve Kaynağı”, Amme İdaresi Dergisi, s ![]() ![]() [51] CEBECİ, Dilaver, “Osmanlı Devletinde İhtisap Ağalığı”, Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, s ![]() ![]() [52] “İhtisap”, Yeni Rehber Ansiklopedisi, İhlas Gazetecilik Holding A ![]() ![]() ![]() ![]() [53] Ali Rıza Sami, “Önleyici Zabıta Yahut Yürürlükte olan Kanunların ve Hükümetin Önleyici Kuvvet Uygulaması”, Polis Mecmuası, y ![]() ![]() ![]() [54] Ali Rıza Sami, a ![]() ![]() ![]() ![]() [55] Ali Rıza Sami, a ![]() ![]() ![]() ![]() [56] ÇİFTÇİ, Aynur, “Dönemleri, Üslupları ve Kentsel Dokudaki Konumuyla ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [57] BARDAKÇI, Murat, “Tayyip Beye İstanbul İçin Vize Örnekleri”, Hürriyet Gazetesi 09 Kasım 2003 ![]() [58] ALYOT, Halim, a ![]() ![]() ![]() ![]() [59] ALYOT, Halim, a ![]() ![]() ![]() ![]() [60] Beşlik: Beş kuruşluk sikke ![]() [61] ALYOT, Halim, a ![]() ![]() ![]() ![]() [62] CEBECİ, Dilaver, a ![]() ![]() ![]() ![]() [63] CEBECİ, Dilaver, a ![]() ![]() ![]() [64] CEBECİ, Dilaver, a ![]() ![]() ![]() [65] ALYOT, Halim, a ![]() ![]() ![]() ![]() [66] CEBECİ, Dilaver, a ![]() ![]() ![]() [67] CEBECİ, Dilaver, a ![]() ![]() ![]() ![]() [68] CEBECİ, Dilaver, a ![]() ![]() ![]() ![]() [69] ALYOT, Halim, a ![]() ![]() ![]() ![]() [70] BARDAKÇI, Murat, a ![]() ![]() ![]() [71] KIRLI, Cengiz, a ![]() ![]() ![]() [72] ÖGE, A ![]() ![]() [73] “İfade-i Mahsusa”, Polis Mecmuası, 1’inci Sene, Adet1, 10 Temmuz 1329, Ahmet İhsan ve Şürekâsı Matbaası, sayfa: 2–3, Dersaadet–1913 ![]() [74] “Takibat Gazetesi”, Polis Mecmuası, y ![]() ![]() ![]() [75] “Ünlü Haydudun Yakalanması”, “Osmanlı Basınında Yüz Yıl Önce Bu Ay, 12 Ağustos 1892 Tarihli Tarik Gazetesinden Seçmeler”, Tarih ve Toplum Dergisi, Ağustos–1992, c ![]() ![]() ![]() [76] O zamanki Aydın vilayeti bugünkü İzmir, Aydın, Manisa ve Muğla illerini kapsayan ve merkezi Güzelhisar olan Osmanlı vilayeti konumundaydı ![]() [77] “Hayvan Sirkatlerinin Meni”, Aydın Vilayeti, Meclis-i Umumisinin 1326, Senesinde ve Üçüncü Devre-i İçtimasında İttihaz ettiği Mukarrerat, Matbaa-i Askeriye, 5 Bölüm, 503 sayfa, sayfa: 62, Dersaadet- (1913) ![]() [78] “Dâhiliye Nezaretine”, Aydın Vilayeti, Meclis-i Umumisinin 1326, Senesinde ve Üçüncü Devre-i İçtimasında İttihaz ettiği Mukarrerat, Matbaa-i Askeriye, 5 Bölüm, 503 sayfa, sayfa: 63, Dersaadet–1329 (1913) ![]() [79] Bursa: Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerindeki merkezi Bursa olan Hüdavendigar vilayeti, bu günkü Bursa, Bilecik, Eskişehir ve Balıkesir vilayetlerini içine alıyordu ![]() [80]“Birinci İçtima Zabıtnamesi”, “Hüdavendigar Vilayeti Meclis-i Umumiyesinin 1910 Senesi Mukarreratı, 503 Sayfa, b ![]() ![]() [81] Varisler, mirasçılar arasında mirası taksim eden ve küçüklerin hakkını koruyan şeriat memuru ![]() [82] “Dâhiliye Nezaret-i Celilesine”, “Hüdavendigar Vilayeti Meclis-i Umuminin 1326 Senesi Mukarreratı, Matbaa-i Askeriye, 5 Bölüm, 503 Sayfa, 1 ![]() ![]() [83] “Dahiliye Nezaretine”, “Hüdavendigar Vilayeti Meclis-i Umumiyesinin 1326 Senesi Mukarreratı, Matbaa-i Askeriye, 5 Bölüm, 503 Sayfa, 1 ![]() ![]() [84] “Dâhiliye Nezaretine”, “Hüdavendigar Vilayeti Meclis-i Umumiyesinin 1326 Senesi Mukarreratı, Matbaa-i Askeriye, 503 Sayfa, 1 ![]() ![]() [85] “Umum”, “Hüdavendigar Vilayeti Meclis-i Umumiyesinin 1326 Senesi Mukarreratı, Matbaa-i Askeriye, 5 Bölüm, 503 Sayfa, sayfa: 2–4, Dersaadet–1329 (1913) ![]() [86] “Hüdavendigar Vilayetine Mahsus Şehir ve Kasabalardaki Çarşı ve Mahalle Bekçileri ile Bahçe ve Köy Korucuları Hakkında Talimatname”, “Hüdavendigar Vilayeti Meclis-i Umumiyesinin 1326 Senesi Mukarreratı”, Matbaa-i Askeriye, 5 Bölüm, 503 Sayfa, 1 ![]() ![]() [87] “Rehnüma-i Zabıta, Bir Mücrimin Derdesti”, Polis Mecmuası, 7’nci Sene, Numara 130, 01 Teşrinisani 1336, Dersaadet–1920 ![]() |
![]() |
![]() |
|