![]() |
İstanbul'un Manevi Sahibi Şerifi Ebu Eyyüb Halid Bin Zeyd El–Ensarî |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İstanbul'un Manevi Sahibi Şerifi Ebu Eyyüb Halid Bin Zeyd El–Ensarîİstanbul'un manevi sahibi şerifi EBU EYYÜB HALiD BiN ZEYD EL–ENSARÎ Halkımız, onu kısaca Eyüb Sultan diye bilir ve anar ![]() ![]() ![]() Rahmetli Hacı Cemal Öğüt Hocaefendi, bir vaazında der ki: "Tanıdığım bir Müslüman var ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Onu dinleyenlerden biri, bu fevkalâde saygılı kişiyi merak etmiş ve onun kim olduğunu sormuş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Hocam" demiş, "lütfen tanıtın bu nezaket ve vefa timsali adamı bize ![]() ![]() ![]() Hocaefendi, ne dediyse durduramamış adamı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu cevap üzerine Cemal Öğüt Hoca,"Peki, öp öyleyse" diyerek uzatıvermiş elini ![]() ![]() ![]() Bu hatırayı anlattığımda, toplantımızda bulunanlar, "Hocam, bir de sizden dinleyelim o büyük Sahabe yi" dediler ![]() Ben de, o güzel gönüllü insanları kırmadım tabii ki ![]() ![]() ![]() Onlara anlattığımı sizlerle de paylaşmak isterim: SAHABENİN BÜYÜKLERİNDENDİR Yani Efendimizden ders alma şerefine ermiş bahtiyarlardandır ![]() ![]() ![]() Güzeller Güzeli Medine'ye hicret edince, bütün Müslümanlar O'nu misafir etme şerefine ermek için yarıştı ![]() ![]() ![]() Herkes büyük bir heyecan içinde devenin peşine düştü ![]() ![]() ![]() Peygamberimizin mescidi ve evi yapılıncaya kadar, altı ay Ebu Eyyüb'ün evinde misafir oldu ![]() ![]() Kendisi ve eşi, evin üst katında, Efendimiz ise alt kattaydı ![]() ![]() Nitekim bir gece, testileri kırıldı ve su döküldü ![]() ![]() * * * Bir gece Ebu Eyyüb hazretlerinin uykusu kaçtı ve kendi kendine şöyle dedi: "Biz Resulullah'ın üzerinde geziniyoruz ha!" O gece üst katta uyuyamadılar ![]() ![]() Güzeller Güzeli, "Alt kat benim için daha uygun" buyurdu ![]() Ebu Eyyüb ısrar etti ve dedi ki: "Hayır! Sizin alt katta olduğunuz bir evde ben uyuyamam ![]() ![]() ![]() Bunun üzerine Peygamberimiz üst kata taşınmaya razı oldu ![]() * * * Ebu Eyyüb radıyâllahû anh, Efendimizin döneminde Bedir dahil bütün savaşlara katıldı ![]() ![]() Ancak asıl kahramanlığı, Efendimize gösterdiği misafirperlikte ve cömertlikte idi ![]() Bir gün, Hazreti Ebu Bekir, çok sıcak bir öğle vakti Efendimizin mescidine geldi ![]() ![]() "Ey Ebu Bekir, niçin bu saatte buradasın?" diye sordu ![]() "Açlıktan" dedi ![]() ![]() Hazreti Ömer, "Yemin ederim ki, ben de aynı sebepten buradayım" dedi ![]() Tam o sırada, bir de baktılar ki, Efendimiz sallâllahu aleyhi ve sellem de orada ![]() ![]() ![]() O vakitte niçin dışarıda olduklarını sorunca da, günlerdir hiç bir şey yemediklerini söylediler ![]() ![]() Ebu Eyyüb'ün kapısına kadar yürüdüler ![]() ![]() Misafirlerini görünce çok sevindi ![]() ![]() Efendimiz, o eve hep belli bir vakitte gelir ve Ebu Eyyüb'ün kendisi için hazırladığı yemeği yerdi ![]() ![]() Güzeller Güzeli, "Ebu Eyyüb nerede?" diye sordu ![]() Bu en güzel ses, sorulana kadar ulaştı ![]() ![]() ![]() "Evet, öyle oldu, doğrusun" buyurdu Efendimiz ![]() ![]() ![]() Bu cevap üzerine, Ebu Eyyüb koşarak gitti ve hem kuru, hem yaş, hem de olgun hurmalar bulunan bir salkımı koparıp getirdi ![]() Peygamberimiz bu salkımı fazla buldu ve "Ben bu kadarını istememiştim; bize biraz kuru hurma toplayıver, yeter" buyurdu ![]() Ebu Eyyüb ise, "Ey Allahın Elçisi! Hurmanın bütün çeşitlerinden yemenizi istemiştim ![]() ![]() Efendimiz onu uyardı ve "Sakın, süt veren hayvanını kesme" buyurdu ![]() Ebu Eyyüb keçiyi keserken, hanımına da şöyle seslendi: "Sen ekmek yapmakta ustasın ![]() Kendisi de, etin yarısını haşladı, yarısını da kızarttı ![]() "Ey Ebu Eyyüb! Bunu kızım Fatıma’ya gönder ![]() ![]() Yemekten sonra, Güzeller Güzeli, "Ekmek, et, kuru hurma, olgunlaşmamış hurma, olgun hurma ![]() ![]() ![]() "Canımı elinde tutan Allah’a andolsun ki, kıyamet günü bu nimetlerden hesaba çekileceksiniz ![]() Bu sözünün oradakilere ağır geldiğini gören Efendimiz, şu açıklamasıyla onları rahatlattı: "Böyle nimetlere ulaştığınızda BİSMİLLAH deyiniz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İSTANBUL SURLARININ ÖNÜNDE EYYÜB–EL ENSARİ Ebu Eyyüb radıyallahu anh Emeviler zamanında, İstanbul'u fethe çıkan ordu içinde de yer almıştı ![]() ![]() Yaşı sekseni çoktan geçmişti ama ruhu, fethi müjdeleyen hadis–i şerifle gepgençti ![]() Şehrin kuşatılması sırasında bir Mücahid, büyük bir cesaretle Bizans askerlerinin içine kadar girmişti ![]() ![]() Ebu Eyyüb onlara döndü ve dedi ki: "Ey insanlar! Kendinizi tehlikeye atmayınız ayetini, böyle yanlış yorumluyorsunuz ![]() ![]() İslamiyet güçlenip yardımcıları çoğalınca, bizler Resulûllah’tan gizli olarak, aramızda şöyle konuştuk: ‘Epeydir mallarımıza bakamayıp ziyan ettik ![]() ![]() ![]() ![]() Bu konuşmamız üzerine, Yüce Allah Bakara Suresinin şu ayetini indirdi: ‘Allah yolunda mallarınızı harcayın, (cimrilik yaparak) kendinizi tehlikeye atmayın!’ |
![]() |
![]() |
![]() |
İstanbul'un Manevi Sahibi Şerifi Ebu Eyyüb Halid Bin Zeyd El–Ensarî |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İstanbul'un Manevi Sahibi Şerifi Ebu Eyyüb Halid Bin Zeyd El–EnsarîAnladık ki tehlike, cihadı bırakıp mallarımızla meşgul olmakta idi ![]() İşte bu inancın sevdalısı olan Ebu Eyyüb'ün bütün ömrü, Allah yolunda cihad ile geçmiştir ![]() ![]() "Eğer ölürsem, beni de yanınızda götürünüz ![]() ![]() Ebu Eyyüb'un bu dileği yerine getirildi ve o Kostantiniye yi kuşatan surlara en yakın bir yere defnedildi ![]() ![]() * * * O tarihten sekiz asır sonra, 1453 yılında, Kostantiniyye son defa kuşatıldı ![]() ![]() Zira askerin, coşkun bir fetih hamlesi için böyle bir manevi güce ve moral kaynağına ihtiyacı vardı ![]() ![]() Bu haber, askeri heyecana getirdi ![]() ![]() Kostantiniyye İstanbul olunca, mezarı yeniden düzenlenmiş ve padişahlar orada kılıç kuşandıktan sonra tahta çıkmışlardır ![]() Günümüzde de, Eyyüb Sultan ziyaretçisi en çok olan mekândır ![]() İstanbul da Efendimizin temsilcisi, fethin manevi mimarı ve şehrin hamisi, sahibi ve duacısıdır ![]() Yetmez mi bu şehrin halkına bu nimet–i Bari Resul–ü Ekrem'in Yarı Eba Eyyübel Ensari ![]() Ebu Eyyüb’de CİHAD VE İLİM AŞKI Özellikle de, Efendimizden duyduğu bir hadisi doğru nakletmek uğruna nasıl bir zahmete katlandığını bilmek, insanı hayrete ve hayranlığa düşürüyor ![]() Bir defasında, Medine'den kalkıp Mısır'da oturan Ukbe bin Amir'in yanına gitmiş ve ona sormuştu: "Bir müminin ayıbını örtmekle ilgili Resulûllah’tan duyduğun hadis nasıldı?" Ukbe bin Amir de, hadisi söyledi: "Kim dünyada bir müminin gizli kalmış bir suçunu örterse, Allah da kıyamet günü onun suçunu örter ![]() Ebu Eyyub bu hadisi öğrenir öğrenmez, bineğine atladığı gibi Medine'nin yolunu tuttu ve öğrendiğini oradakilere de öğretti ![]() * * * Ebu Eyyüb radıyâllâhu anh peygamberimizin sağlığındaki Medineli beş hafızdan biriydi ![]() Efendimizden de birçok hadis nakletmiştir ![]() "Resûlûllah Mirac gecesi göğe yükselip dolaşırken, Hazreti İbrahim'in bulunduğu kata varmıştı ![]() Hazreti İbrahim dedi ki: "Ey Muhammed! Ümmetine emret de, çokça Cennet fidanı diksinler ![]() ![]() Resûlûllah "Cennet fidanı nedir?" diye sordu ![]() Hazreti İbrahim de, "Lâ hâvle velâ kuvvete illâ billâh sözüdür" dedi ![]() * * * Ebu Eyyüb hazretleri anlatıyor: Bir adam, "El hamdü lillâhi hamden kesiren tayyiben mübareken fihi" –İçinde bereket bulunan iyi bir hamd ile Allah"a çok çok hamd olsun– dedi ![]() Resûlûllah, bu sözü kimin söylediğini sordu ![]() ![]() Efendimiz "O kimdi; doğruyu söylemişti" buyurdu ![]() Bunun üzerine, sözün sahibi, "Bendim ey Allah’ın Elçisi! Hayırlı olacağını düşünerek söylemiştim" dedi ![]() Peygamberimiz de, şu cevabı ile o kişiyi sevindirdi: "Ruhumu kudret elinde tutan Allah"a and olsun ki, on üç melek gördüm ![]() ![]() ![]() * * * Ebu Eyyüb hazretleri der ki; "Ne zaman Efendimizin arkasında namaz kıldımsa, onun namazdan sonra şu duayı yaptığını işittim: "Allah’ım! Bütün hata ve günahlarımı affet ![]() Allah'ım, beni yükselt, eksiklerimi gider, beni güzel amellere ve güzel ahlâka eriştir ![]() Onların güzel olanlarına rehberlik edip, kötü olanlarından koruyacak olan ancak Sen'sin" NAMAZ Ebu Eyyüb hazretleri, evinde namaz kılarken, aile fertlerinin sessiz olmalarını istemezdi ![]() ![]() Hatta bir defasında, o namaz kılarken mescidin duvarı yıkılmıştı da, mübarek Zat'ın bundan haberi bile olmamıştı ![]() |
![]() |
![]() |
|