Prof. Dr. Sinsi
|
Çorumun Tarihi Geçmişi Ve Özellikleri Nelerdir
Çorum Tarihi Geçmişi
Çorumun Tarihi
Çorumun Geçmişi
Çorumun Tarihi Özellikleri
Çorum’un Tarihi Geçmişi, Özellikleri
Yapılan çalışmalar sonucunda, yontma taş çağı (Paleolitik) Cilalı Taş Devrinde (Neolitik) kalkolitik dönemin 4 aşamasında Çorum Bölgesinde insan yerleşimlerinin bulunduğunu ortaya çıkarmıştır Bu devir eserlerine Alaca höyük, Büyük Güllüce, Boğazköy, Eski yapar, Kuşsaray'da rastlanmıştır Yerleşimler bu dönemden itibaren devamlılık göstermiştir Çorum ve çevresi daha sonra Hitit, Frig, Kimmer, Med, Pers, Galat, Roma, Bizans, Selçuklu, Danişmend, Moğol, Ertena, Kadı Burhanettin ve Osmanlı hakimiyetine girmiştir
Çorum, binlerce yıldır çeşitli uygarlıkların yan yana ve üst üste oluşturduğu, yerli Anadolu kültür geleneğini devam ettiren illerin başında gelir Maddi kültür belgelerinin zenginliği açısından adeta bir açık hava müzesi görünümünde olan Çorum yöresi; 1830’lu yıllardan itibaren Avrupalı gezginlerin, birçok yerli ve yabancı bilim adamlarının ilgi odağı haline gelmiştir
Yazılı Tarih Öncesi Dönem
Yontma Taş-Cilalı Taş Dönemleri
Kalkoltik Dönem (MÖ 5500–3000): Anadolu kalkolitik devirde (MÖ 5500–3000) taş aletlerin yanında özellikle bakırdan yapılmış aletler görülmeğe başlar Çorum ve çevresinde bugüne değin yapılan arekeolojik kazılar sonucunda en eski yerleşimin kalkolitik dönemin geç safhası olan (MÖ 4000)’lerde başladığı tesbit edilmiştir Bu dönem iskanına ait mimari kalıntılar ve maddi kültür belgelerine Alacahöyük; Büyük Gülücek ve KUşsaray gibi merkezlerde tabakalar halinde rastlanmıştır
Eski Tunç Çağı ( MÖ3200-2000))<="" span="">
Alacahöyük bu merkezlerden en önemlisidir Alacahöyük eski tunç çağındaki zenginliği yanında şehircilik sistemleri, tarımda hayvan yetiştiriciliğinde ulaştığı yüksek seviyesi ile eski dünyada önemli bir yere sahiptir At ilk defa bu çağda ve bu merkezde ehlileştirilmiştir Bu yüksek kültürü ortaya koyanlar ise, Anadolu’nun yerli halkı olan Hatti’lerdir 
Alacahöyük’te bulunan Eski Tunç Çağı’na ait 13 Kral mezarı ve bu mezarlarda açığa çıkarılan altın, gümüş , elektron ve bronzdan yapılmış çeşitli kap-kacak , süüs eşyaları , silahlar , dinsel amaçlı güneş kursları ve boğa geyik heykelleri bu çağın zenginliğini , yüksek sanat ve kültür seviyesini ortaya koyduğu gibi dinsel inanışları hakkında da mesajlar vermektedir Bu çağa ait diğer önemli merkezler; Boğazköy, Eskiyapar, Kalınkaya, Kuşsaray, Çöplühöyük, Kültepe Höyüktür Bu çağın eriştiği yüksek kültür ve sanat zenginliği daha sonra kullanılacak olan organize devletlere zemin hazırlamıştır
Tarih Çağları
Asur Ticaret Kolonileri Çağı (MÖ 1950–1750): Kuzey Mezopotamya’da büyük bir devlet kurmuş olan Asurlular MÖ 2000 başlarında özellikle bakır ve madenler açısından zengin olan Anadolu ile yoğun bir ticari ilişkiye girerler ve Anadolu’da 9 ayrı yerde Karum adı verilen ticari merkezler kurarlar Bu merkezlerden biri de “ HATTUŞ KARUM “ adını taşıyan Boğazköy, yani Hattuşaş’tır
Bu çağda sanat; yerli gelenek ve görenekleri yaşatmakta ise de, yani yerli Hatti Sanatı Mezopotamya’dan gelen tüccarların yerli halka devlet kurma fikrini aşılamaları Hitit Sanatı ve Devletinin temellerini atmıştır
Hititler Dönemi (MÖ 1650–1200): MÖ 2000 başlarında Orta Asya’dan ve Kafkaslar üzerinden Anadolu’ya giren ve ilk önceleri yerli halk yanında paralı asker olarak görev alan Hititler Hint Avrupa dilini konuşmakta ve İndo-German ırklar grubuna girmektedir
Asurlu tüccarlar MÖ1850 yıllarında Anadolu’dan çıkmak zorunda kaldıktan sonra Hititler politik egemenliği ellerine almaya başlamışlar ve şehir devletlerini birleştirerek veya ortadan kaldırarak Anadolu’da ilk organize devletin temellerini atmışlardır
Koloni çağını takip eden bu ilk devre Eski Hitit çağı olarak bilinmektedir İsmi bilinen ilk Hitit Kralı ise Anitta’dır Hitit devletinin ilk kurucusu ise Labarna’dır (MÖ 1680) Bu kral zamanında Hititlerin Başkenti Neşa’dan Hattuşaş’a taşınmıştır Labarna MÖ 1600 yılında ölünce yerine 1 Hattuşili geçmiş ve devletin sınırları Halep’e kadar genişlemiştir Oğlu 1 Murşili ise Eski Babil Devletine Son vererek sınırları daha da genişletmiştir Bu kral öldükten sonra iç karışıklıklar baş göstermiş ve devlet zayıf düşmüştür Telipinu bu karışıklıklara ve taht kavgalarına son vermek istemiş, MÖ 1550 yılında ölünce bütün eski şark 1450 yılına kadar karanlığa gömülmüştür
Hitit imparatorluk dönemi, karanlık dönemden sonra iktidara gelen krallardan 1 Şappilililuma (MÖ 1375–1335) Anadolu’da ve Suriye’de bir çok seferle İmparatorluğun sınırlarını genişletmiştir MÖ 1335 yılında küçük yaşta kral olan II Murşili zaferden zafere koşarak önce Kaşkalıları sindirmiş sonra da batıya yönelerek Arzavalıları ağır bir yenilgiye uğratmıştır 1306 yılında vebadan ölünce yerine oğlu Muvattali tahta geçmiştir Muvattali Mısırlılarla Kadeş Savaşını yapmış kendisinden sonra tahta geçen III Hattuşili (MÖ 1275–1250) zamanında Mısırla eşit şartlar altında Kadeş Anlaşması yapılmıştır Hititlerin son büyük krallarından IV Tudhalia (MÖ1250-1220)daha çok kültürel faaliyetlere önem vermiş ; Başkent Hattusas’ı yeniden imar etmiş , Boğazköy’ün 2 Km doğusundaki Yazılıkaya Açık Hava Tapınağını inşa etmiş , son şeklini vermiştir
Bu çağın en önemli şehirleri Hitit’lerin Başkenti Boğazköy (Hattusas) , Alacahöyük, Eskiyapar, Pazarlı, Kuşsaray, Ortaköy gibi merkezlerdir
Frig Dönemi ve Sonrası: MÖ 1200 yıllarında Ege göçleri ( Deniz kavmi göçleri ) ile boğazlar üzerinden Anadolu’ya gelen kavimler zaten zayıflamış olan Hitit Devletini yıkarlar Bu tarihten itibaren Hititler Çorum Bölgesinden Kızılırmak Kavisi içerisinden geçerek, Güney Anadolu’ya geçerler Anadolu’da ise 200 yıllık bir karanlık devre girer MÖ 8 yy’da bu göçlerle geldikleri sanılan Frigler, yıkılan Hitit şehirleri üzerine kendi şehirlerini kurarlar Çorum bölgesinde Boğazköy, Alacahöyük, Eskiyapar, Pazarlı önemli Frig şehirlerindendir Frig Devleti ise, MÖ 6 yy’nın ilk yarısında Kimmerler tarafından yıkılmış, fakat kültürleri bir süre daha devam etmiştir
Kimmerler istilasından sonra Çorum ve çevresi İran’da devlet kuran Med’lerin daha sonra’da MÖ 546’dan MÖ 330’a kadar Büyük İskender’in Anadolu’yu istilasına kadar Pers’lerin hakimiyetinde kalmıştır MÖ 276’da Trakya üzerinden gelen Galat’lar Anadolu içerisine kadar yayılarak bu bölgeyi idareleri altına almışlardır Çorum ilindeki önemli Galat merkezleri İskilip, Osmancık, Alacahöyük, Boğazköy, Eskiyapar ve Avlat Köyü’dür Roma imparatoru Julius Ceasar zamanında bu havali Romalıların eline geçmiştir Çorum Anadolu’da ilk defa sistemli yol şebekesini kuran Romalıların kavşak noktasını teşkiletmiştir Ankara’dan-Amasya-Kavium’a, Sinop’tan Tuviuz-Zile’ye geçen yollar Çorum’dan ayrılmaktadır Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılması (MS395)ile doğu Roma’da daha sonra Bizans’ta kalan Çorum’un bu devirde adı Yankonia veya Nikonya’dır
Çorum'un Türk Yönetimine Geçişi: 1071 Malazgirt Zaferi ile Anadolu’nun kapıları Türklere açılmış ve Türk Beyleri bir çok koldan Anadolu içlerine akınlar düzenleyerek fetihleri sürdürmüştür Çorum ve çevresinin fethi konusunda iki ayrı görüş vardır İlk görüşe göre; Çorum ve çevresi Danişment Ahmet Gazi tarafından 1075 yılında fethedilmiştir İkinci görüş ise Selçuklu sultanı Melikşah’ın ümerasından Emir Tutak ve Emir Artuk’un Çorum’u fethettikten sonra bu bölgenin yönetimine getirildiği şeklindedir
Danişment Beyliği Döneminde Çorum: Danişmentliler Anadolu Selçuklularına bağlı olarak; Çorum’da içinde olmak üzere Sivas, Tokat, Ankara, Çankırı, Kastamonu ve Yozgat çevresinde hüküm sürmüştür Danişment beyliğinin en önemli olayları Haçlı seferlerine karşı mücadelelerdir Danişment Beyliği II Kılıç Arslan tarafından 1178 yılında Anadolu Selçuklu devletine bağlanmıştır
Anadolu Selçukluları Döneminde Çorum: II Giyasettin Keyhusrev zamanında Çorum’un idari bölümlerinden Serleşkerlik ( Bölge komutanlığı ve Sancak beyliği)olduğu ve başında Hatirüddün Zekeriya adlı bir komutanın bulunduğu bilinmektedir Anadolu Selçuklu Devleti 1243 Kösedağ Savaşında Moğollara yenildikten sonra Anadolu’da karışıklıklar çıkmış, 1276’da Kunduz Beyin oğlu Emir Celalettin, Çorum’daki Moğolları yenerek Çorum ve Amasya’yı kurtarmıştır Çorum’daki Kunduzhan Mahallesi adı da bu beye ilişkin olarak verilmiştir
Osmanlılara Kadar Çorum: Selçuklu Devleti 1308 tarihinde yıkıldıktan sonra Çorum Anadolu’da kurulan beyliklerden Eretna Beyliği’nin daha sonra Kadı Burhanettin Ahmet Devletinin yönetimi altına girmiştir Osmanlı Padişahı Yıldırım Beyazıt Anadolu’da birliği kurmaya çalışırken 1398’de Çorum, Osmancık ve İskilip’ten sonra Amasya’yı alarak oğlu Çelebi Mehmet’i Amasya’ya Vali olarak atamıştır
Osmanlılar Döneminde Çorum: Çorum, 1398 yılında Yıldırım Beyazıt’ın fethinden Cumhuriyete kadar Osmanlı yönetiminde kalmıştır Ankara Savaşından sonra Timur’un himayesinde Amasya egemenliğini yürüten Çelebi Sultan Mehmet Çorum’da bir subaşılık kurarak tüm bu çevreyi Osmanlı yönetiminde tutmuş, 1413 yılında Anadolu’da birliği sağladıktan sonra oğlu II Murat’ı Amasya’ya vali atamıştır Bu dönemde Tokat, Sivas, Canik ( Samsun) Şebinkarahisar yanında Çorum Sancağı da Amasya’ya bağlı idi
|