![]() |
Tadına Varmak |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Tadına VarmakTadına Varmak Bilindiği üzere “ölüm” olayı her “nefs”in, yani “insan bilinci ve ruhu”nun “TADACAĞI” bir oluşum olarak bildirilmiştir Kurân-ı Kerîm'de ![]() Burada önce, niye ve hangi yönü itibariyle “tatmak” kelimesi kullanılmıştır onun üzerinde duralım ![]() “Tatmak”, demek, bir şeyin tadını almak demektir ki, bu güzel, hoş, zevk veren şeyler için kullanılan bir kelimedir ![]() ![]() ![]() Her insan bir gün bir vesile ile bu olayı “tadarak” boyut değiştirecektir! ![]() ![]() Bu olay insana son derece zevk ve mutluluk verecek bir olaydır ![]() ![]() ![]() İçine geçtiği bu boyut kişiye son derece ışıklı, aydınlık, âdeta göz kamaştıran bir ortam olarak gelir ![]() Bu geçiş süreci içinde ilk defa olarak o güne kadar göremediği bazı varlıklarla karşı karşıya gelebilir ve bunlar ona bir yaratıcının olmadığını, her şeyin kendi başına müstakil olarak varolduğunu empoze etmeye çalışırlar; ilk defa karşı karşıya kaldığı yeni boyut şartları içinde ![]() Bu esnada kişinin dünya yaşamı içindeki “iman” değerleri çok önemlidir ![]() ![]() ![]() Buna karşın, o boyuta geçiş sırasında bu durumla karşılaşan birim eğer Allah Rasülü'ne inanmışsa, o süreçte, o şartlar altında da kendi inanç değerlerinin geçerli olduğunu; dünyada geçerli olan oluşum kanunlarının orada da aynen geçerli olması sebebiyle Allah’ın inayetiyle o sıkıntıları atlatacağını bilerek, bu saptırıcı etkilere kapılmaz ![]() Ancak bu bahsettiğimiz karşılaşma olayı, ölümün kesinleşmesinden sonra olur! ![]() ![]() ![]() Bu geçiş sürecinde kendisini yakınlarının ve inandığı din büyüklerinin karşıladığını görenler ise, gerçekte, kendi veri tabanlarının suretleşmesiyle karşı karşıyadırlar ![]() ![]() Bilinçli insan ruhu, bedenle irtibatını tam olarak kopardığı zaman, kim olursa olsun önce kendi bilinç ve arınmışlık mertebesine göre kendi öz hakikatine doğru bir yükselişe geçer ![]() Bu yükseliş –fiziksel mekânsal değil özüne hakikatına doğru bilinç boyutu itibariyle–, kendindeki verilerin doğruluğu, isabeti, arınmışlığı nispetinde olur ![]() Daha sonra, ruhtaki veri tabanının zorunlu getirisi olarak, –kendini tüm yaşamı boyunca beden olarak kabullenişi ve bedene dönük yaşaması nedeniyle– bedenine döner; kendini, varsa, duruyorsa eğer, bedeniyle bütünleşmiş olarak bulur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sonuçta, böylece, kişide otomatik olarak sorgulama mekânizması harekete geçer; inancına ve veri tabanına göre sorgulama melekesi, iki sorgulama meleği Münker ve Nekir adlarıyla işaret edilen şekilde görüntü alanına girer ![]() Şimdi şunu düşünelim ![]() ![]() ![]() Tüm yaşamınız bedeninizin içinde yaşadığı madde şartlarına göre geçmiş ![]() ![]() ![]() ![]() Böyle bir olayla karşılaşan kişinin yaşayacağı şoku düşünmeye ve hissetmeye çalışın! ![]() Kimi dünya yaşamındayken az çok bu olaya dair aldığı bazı bilgilerle giderken, kimi de hiç hazır olmadık bir biçimde bu olayla karşı karşıya gelmiştir! ![]() İşte bu ortam ve olaylar, insanda –bilinçli ruhta– zorunlu olarak sorgulamayı harekete geçirir ![]() ![]() ![]() Ben neredeyim, ne olacağım, bu varlıkta gerçek tasarruf kimdedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu konunun devamını ise “Sorgulamak” başlıklı yazıda anlatmaya çalıştık ![]() Bu arada sorulan bir başka soru da şu ![]() ![]() ![]() “Ölmeden önce ölmek” diye tanımlanan hâli yaşamış olanlar bu olayı nasıl yaşarlar? “Ölmeden önce ölmek” denen hâlin üç mertebesi vardır ![]() a- İlm-el yakîn; b- Ayn-el yakîn; c- Hakk-el yakîn ![]() Birincisi –İLM–, konuyu yakîn derecesinde müşahede ederek olaya ikân kazanmış olmaktır ![]() ![]() ![]() İkincisi –AYN–, olayı kendindeki kuvvelerle âdeta yaşamış gibi görür, algılar, hisseder ve hazırdır o şartlara ![]() ![]() ![]() ![]() Üçüncüsü –Hakk–, ise –ki bu zevâtın sayısı fevkâlâde azdır– “Mardiyye” mertebesindeki evliyâullahta; veya bazı ender sıra dışı inançsız insanlarda istidraç denen bir biçimde gerçekleşir ![]() ![]() ![]() Bunlar, dünyada, bildiğimiz biyolojik bedenle yaşarlarken; aynı anda, biyolojik bedenden tam bağımsızmışçasına da yaşama özelliğini elde etmişlerdir ![]() ![]() Nitekim, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu konuyu başka kitaplarımızda “fetih nedir” başlığı altında anlatmaya çalışmıştık ![]() ![]() Allah lûtfu ile dilimiz döndüğünce bu olaya bir açıklık getirebildiysek şükrederiz ![]() AHMED HULÛSİ |
![]() |
![]() |
|