![]() |
Allah'ı İdrak Mümkündür.. |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Allah'ı İdrak Mümkündür..Allah'ı İdrak Mümkündür ![]() ![]() Allah’ı İdrak Mümkündür! Ara sıra da olsa düşünürüm ef’al, esmâ, sıfat ve zât… İlginçtir, gözümü zâta dikmiştim ilk zamanlar… “En yüksek zât mertebesiymiş, öyleyse o da benim olmalı” diyerek sâhip olduğumu zannettiklerimin yanına mâneviyatı da koymak istemiştim… Hem de ne mâneviyat, en iyisinden… Adı üstünde: Zât mertebesi… O zamanlar bu konuyla ilgili üç-beş soru çıkmıştı karşıma… Aklıma geldiği kadarıyla paylaşayım: Allah’ın zâtını tefekkür etmek neden yasaklanmış? Neden “Zâtı idrak edemezsin” denilmiş? “Zâtı idrak edemezsin” ne demek? Neden “İdrak edemezsin fakat sen yine de hep uğraş” denilmiş? İşte bu vb ![]() Bu vesileyle, ehli katında çok komikçe bir işe giriştiğimi anladım… Lafı fazla uzatmadan konuya geri dönelim… Hocamız Yılmaz Dündar: “Tefekkür demek hayallere dalmak değildir ![]() Tefekkür somutlaştırmaktır ![]() Sana soyut olanı senin için somutlaştırma eylemine tefekkür derler!” diyor… Tefekkür, somutlaştırma eylemidir… Allah’ın zâtını somutlaştıramayacağımıza göre O’nu idrak, muhal olmuş oluyor… ![]() Fakat Allah’ın esmâ ve sıfatlarından bahseden birçok yazı, sohbet vs ![]() “Allah’ın idrak edilemeyeceğini idrak eden” yâni “O’nu idrak eden” o sözü söyleyene kadar, o olayı anlayana kadar, “Allah’ın zâtının idrak edilemeyeceğini idrak eden”e kadar, yâni “Allah’ı idrak eden”e kadar ne kadar uğraşmış, nedense hiç düşünmemişiz… Çoğumuz geveleyip durmuş: “İdrak edilemeyeceğini idrak, O’nu idraktır”… Fakat “Ne demek idrak edilememek?” hiç düşünmemiş!… Anladığım kadarıyla, ef’al, esmâ ve sıfatı geçen zâta ulaşıyor! Hiç kimse zâtı idrak edemez! Allah’ı idrak demek: Ef’al, esmâ ve sıfatı idrak etmek demektir! Allah’ın zâtının idrak edilemeyeceğini idrak ederek O’nu idrak etmişler! “O’nun idrâkı, idrak edilememesinde gizlidir” sözünü daha sonra söylemişler… Demek ki mümkün olmayan “Zâtı idrak”tır! Anlayışı kıtlar “nasıl olsa idrak edilmiyormuş hiç yeltenmeyelim” diyerek ne kadar çok şeyden (ef’al, esmâ ve sıfattan) perdelendiklerinin hiç farkında değiller!… Neyse dostum, şimdi ise biraz da olsa üstlerden bahsettik… Tasavvufu bulmaca çözer gibi çözmek çok zor bir şey değil, fakat anlayarak, yaşayarak pazılın parçalarını birleştiren nasiplilerden olmak çok azımızın eriştiği bir nîmet… “Niyetin, istemen, O’nun istemesi” olduğuna göre hâla “Nasibimde ne var?” diye neden düşünüp duruyorsun ki? Yapman gerekenleri biliyorsun… Onları veya diğerlerini yap, sonuçlarını gör… Allah’ın râzı olduğu rollerle buluşmak üzere…alıntı H ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|