Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
evrenin eskimeyen geleneğidir, tasavvuf

Tasavvuf Neden &Quot;Evrenin 'Eskimeyen' Geleneği&Quot;Dir?

Eski 08-06-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tasavvuf Neden &Quot;Evrenin 'Eskimeyen' Geleneği&Quot;Dir?




Tasavvuf Neden "Evrenin 'Eskimeyen' Geleneği"dir?



“Allah katında din İslâm'dır” (Âl-i imrân, 19)

“Kim İslâm'dan başka bir din ararsa, onunki aslâ kabul edilmeyecektir Ahirette de ziyan edenlerden olacaktır” (Âl-i İmrân, 85)

“Bugün sizin dininizi kemâle erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâm'ı beğendim” buyuruyor (Mâide,3)

“Bu, dimdik ayakta duran bir dindir Fakat insanların çoğu bilmezler” (Rûm, 30)
Bu soruyu yanıtlama gereği Tasavvuf&Sufiler websitesi internette yayınlanmaya başladığında konulan logo grafiğine "evrenin 'eskimeyen' geleneği" alt başlığının konulması nedeniyle, bu terim ile 'ne anlatılmak istendiği' konusunda iletilen sorular ile ortaya çıkmıştır Bu sorunun yanıtının anlaşılabilmesi için Allah'ın insanlara gönderdiği dinlerin tarihi süreç içerisindeki seyrini mutlaka dikkate almak gereklidir

İSLAM İnsanlığın Dinidir

İslâm Allah'ın emridir, hükmüdür Allah indinde din olarak yalnızca İslâm vardır
İlk insan ve ilk nebi Âdem ile başlamış, zamanın akışı içerisinde ve her nebi/rasul gelişinde en mükemmele doğru daima bir gelişme kaydetmiştir Hazret-i Musâ'ya indirilen İslâm, Hazret-i Nuh'a indirilen İslâm'dan daha mükemmeldi Hazret-i İsa 'ya gönderilen İslâm, Hazret-i Musa'ya indirilen İslâm'dan daha mütekamildir Nihayet Hazret-i Rasulullah'a (sav) gelince son derecede kemâlini bularak ideal şeklini aldı

Bu şekilde son ve en kamil din olan İslâm kıyamete kadar bâkidir Her yönü ile ilâhidir, günün şartlarına uymaz, o şartları değiştirip kendini yeniler İnsanların yeni bir dine ihtiyaçları yoktur

Allah din olarak İslâm dinini seçip beğenmiş ve katında makbul olan İslam'ı Rasulullah olan Muhammed Mustafa (sav) vasıtasıyla kıyamete kadar geçerli olarak insanlığa iletmiştir

İslâm Allah'ın râzı olduğu ve ondan başkasını kabul etmediği biricik dindir
Hüküm budur

Yahudilerin imanı Hz İsa'ya gelinceye kadar Tevrat'a ve Hz Musa'nın sünnetine tabi olmak idi Hzİsa gelince O'na tâbi olmaları gerekirken, reddettikleri için hak yoldan çıktılar

Hıristiyanların imanı da İncil'e ve İsa'nın şeriatını izlemekti Rasulullah Muhammed Mustafa (sav) geldikten sonra Hz İsa 'ya bağlı olduklarını iddiâ eden hıristiyanlar, gerçekten bağlı olmuş olsalardı, nebi ve rasullerin sonuncusu olan Rasulullah Muhammed Mustafa (sav)'e inanmalıydılar

Gerçek risalet sahibi olan, insanlara ve cinlere olarak gönderilen Rasülu's-sekaleyn Muhammed Mustafa'ya (sav) inanmayanlar imandan yoksundur

“Dinini bütün dinlere üstün kılmak için Elçisi’ni hidayet ve hak din ile gönderen Allah’tır; müşrikler hoşlanmasalar da” (Tevbe, 33)

İslâm'ın diğer bütün dinlerden üstün olması sadece Rasulul-ah'ın yaşadığı Asr-ı saâdet'e özel olmayıp, kıyamete kadar geçerlidir

İslam nasıl ki bütün dinlere üstün kılınmışsa insanlık tarihi boyunca yaşanmış olan dinlerin manevi boyutu olan tasavvufi uygulamalar da İslam tasavvufu ile neshedilmişlerdir Bugün bazı tasavvuf karşıtlarının İslam tasavvufu doktrin ve uygulamaları ile kadim dini geleneklerin bazı yönleri arasında paralellikler görerek tasavvufu başka dinlerden İslam'a tercüme edilmiş olarak anlamaları ve anlatmaları bu inceliği kavrayamamaları sonucudur

Kendine 'nefsine levmeden' bir Hz Adem ile bugün nefs-i levvame makamındaki bir sufi arasında işte bu açıdan bakılırsa hiçbir fark yoktur Balığın karnından kurtulmak için yaptığı duada " Ya Rabbi ben zalimlerden oldum " diye yakaran Hz Yunus'un durumu da aynı çerçevede değerlendirilebilir Rabb-i Müteal'in " Kıssaların en güzeli " olarak tanımladığı Hz Yusuf'un serüvenine bu açıdan bakılsa birçok tasavvufi gerçeklik görülecektir Hele Hz Musa ile "ilm-i ledün verilmiş bir kul" arasında yaşananlar tamamıyle tasavvuftan ibarettir Yine Rasulullah (sav) ile birlikte hayatını hiçe sayarak hicret yolculuğuna çıkan Sıddık-i Ekber'e yönelik olarak indirilen ayetteki "La tahzen" armağanı, "Muhakkak ki Allah bizimledir" müjdesi tasavvufun ta kendisidir

Konuya bu şekilde yaklaşıldığında şu gerçek ayan-beyan görülecektir:
İnsanlık tarihinin başlangıcından bugüne kadar insanalar hidayet rehberi olarak Hakk Teala'dan gönderilen tek din vardır: İSLAM Bu dinin manevi boyutunun yaşanma alanı olarak insanlık tarihi boyunca tek bir hakikat yaşanmıştır: TASAVVUF (İsimlerin başka başka olması özde farklılık anlamına gelmez)

Sorun nerededir o zaman ?

Sorun nasıl Hz Rasulullah öncesi şeriatler neshedilmişse İslam'ın insanların ruh dünyasında yaşanması ile ortaya çıkan tasavvufi uygulamaların da İslam sufilerinin nezih uygulamaları ile yenilenmiş olduğunun farkına varıp varmama sorunudur
İşte bu nedenledir ki Tasavvuf&Sufiler sitesi internette ilk kez yayınlanmaya başladığında "evrenin 'eskimeyen' geleneği" şiarı seçilmiştir Tıpkı "evrenin 'eskimeyen' dini" İSLAM gibi

Eskimeyen ve de eskimeyecek olan
Kıyamete kadar bakî kalacak olan Allah'ın dini İslam'dır sözkonusu olan Her dem yenilenen; her an yeniden doğan sufilerin yaşadığı tasavvuf geleneğidir bu
Selam İslam'ın manevi boyutu olan tasavvufu Hz Adem'den bu yana yaşamış ve kıyamete kadar yaşayacak olan sufilere
Selam hidayete tabi olanlara


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.