Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye > Kıssadan Hisse

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilirmisiniz, cumayi

Siz Cumayi Bilirmisiniz ?

Eski 08-05-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Siz Cumayi Bilirmisiniz ?




Fakih anlatiyor:

"Babam bana şöyle anlatti:

–Salih Meri, cuma gecesi, cuma namazını kılmak üzere mescide gitmek için yola çıktı Kabristana ugradı Kendi kendine şöyle dedi:

–Tan yeri agarıncaya kadar kalayım

Kabristanın içine girdi İki rekat namaz kıldı Bir kabre dayandı Gözlerine uyku geldi Şöyle bir rüya gördü: Kabirde yatanlar kabirlerinden çıkmışlar, halka halka olup oturmuş, konuşuyorlar

Bir de baktı ki,onlardan ayrı, kirli elbiseli bir genç, bir köşede, üzüntülü bir halde oturuyor


Onu yanlarına oturtmuyorlar Oradakilerin hepsine tepsi tepsi, üzeri mendillerle örtülü hediyeler gelip dagıldı Herkes kendi tabagını aldı; sonra kabrine girdi En sonuna bu genç kaldı O da üzüntülü bir halde, kalktı; kabre girmek istedi Hemen ona sordum:

–Hey ’ın kulu, sende gördügüm bu üzüntü neden? Sonra gördügüm bu hâl nedir?

Bana şöyle dedi:

–Ey Salih Meri, sen o tepsileri gördün mü?

–Evet, gördüm, deyince şöyle anlatti:

–O tabaklar, hayattakilerin ölülerine hediyeleridir Onların adına verdikleri sadaka, yaptıkları dua, cuma geceleri onlara gelir

Daha sonra şöyle dedi:

–Ben, Sindli biriyim Anam hacca gitmek istedi; beraber yola çıktık Basra'ya gelince öldüm Bundan sonra annem evlendi Kendisinin bir oglu oldugunu ve öldügünü kocasına anlatmadı Dünyaya daldı Ne bir işaretle ne de bir sözle beni andılar Ölümümden sonra beni hatırlayan kimse olmayınca üzülmek bana haktır

Sordum:

–Senin annenin evi nerede?

Onun yerini bana anlattı

Sabah oldu Namazımı kıldım Sonra gittim O kadının evini sordum, buldum Yanına gittim, izin istedim Kendimi ona tanıttım, kapıdan:

–Ben Sâlih Meri’yim, dedim İzin verdi, içeri girdim

Şöyle dedim:

–Benim söyleyecegim söz, senin söyleyecegin söz hiç kimse tarafından duyulmamalıdır Böyle istiyorum

Ona yaklaştım, aramızda bir perde kaldı

Şöyle sordum:

–Sana ’tan rahmet dilerim, çocugun var mı?

–Yoktur

Tekrar sordum:

–Daha önce bir çocugun olmuş muydu?

Derin bir nefes aldı, sonra şöyle dedi:

–Benim bir genç oglum vardı, öldü

Bunun üzerine durumu ona anlattım Aglamaya başladı

Sonra şöyle dedi:

–Ey Salih! O benim cigerparem, kalbim idi İçim onun yuvası olmuştu Gögüslerimden ona süt içirdim Kucagım onun sıgınagı idi

Daha sonra çıkardı bana bin dirhem verdi Ve şöyle dedi:

–O sevdigim göz nurum için bunları dagıt Kalan ömrümde onu duada unutmayacagım Onun için sadaka verecegim

Gittim, o bin dirhemi dagıttım

Ertesi cuma geldi Cumaya gitmeyi istedim Yine kabristana ugradım İki rekat namaz kıldım, sonra bir kabre dayandım Yine dalmışım Baktım ki, bir cemaat yine çıkmış Bu arada o genci gördüm Üzerinde beyaz bir elbise vardı Sevinçli ve mesrurdu

–Ey Salih! bizim için seni mükâfatlandırsın Gönderdiginiz hediye bize geldi

Ona dedim ki:

–Siz kabirdekiler cumayı bilir misiniz?

Şöyle anlattı:

–Evet biliriz Havadaki kuşlar bile onu bilir Cuma günü için birbirlerine şöyle derler:

–Bu faziletli gün için, selâm, selâmCumaMız Mubarek Olsun

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.