Prof. Dr. Sinsi
|
Allah İçin Allah De!
İçin De!
Çingene Ali, umutsuz bir şekilde padişahın kızı Selma'ya âşık olmuştu Umutsuzdu çünkü âşık olduğu kişi padişahın kızı, kendisi ise bir Çingeneydi Ama âşık olmuştu bir kere, aklı fikri padişahın kızı Selma'daydı Selma’nın aşkından Mecnun’a dönmüş bir şekilde kafasını bir o yana vuruyor, bir bu yana vuruyordu
Onu sevenlerden biri:
- Sen bir de Abdulkâdir Geylânî’nin halifesi olan Ali Heytî Hazretlerine git, akıl danış, dedi
Ali, umutsuz ve çaresiz bir şekilde derdini anlattı Ali Heytî Hazretlerine
- Ali, padişahın kızına kavuşabilmek için ben ne dersem yapmaya razı mısın, dedi Ali Heyti Çingene Ali gözlerini dört açmış bir şekilde:
- Sen bana padişahın kızı Selma'yı getir; ne dilersen yaparım, uğruna her şeye hazırım, cevabını verdi Ali Heyti’nin “Ben ne dersem yapacaksan bu iş olur; ama ne dersem yapacaksın, itirazsız” şartını derhal kabul etti Çingene Ali
Ne olursa olsun diyeceksin
Ali Heyti Hazretleri Çingene Ali'yi bir dağın tepesindeki mağaraya götürdü
- Şimdi burada şu kayanın üstüne otur ve kim gelirse gelsin, ne olursa olsun umursamadan diyeceksin, diye tembihte bulundu Çingene Ali, şaşkın bir şekilde:
- demekle padişahın kızının ne alâkası var, dedi
Ali Heyti Hazretleri kızgın bir şekilde
- Ali soru yok! Sen dediğimi yap kız sana gelecek inşaallah, diye konuştu
Çingene Ali söylenene uyarak “ , , ” demeye başladı
Ali Heyti Hazretleri haftada bir yemek getiriyordu Çingene Ali, “Hani padişahın kızı, ne oldu, niye gelmedi?” sorularına her defasında " de" cevabını alıyordu
Ali aşkının tılsımından bir denileni iki etmiyor, kıza kavuşma ümidiyle her şeye, herkese " " diyordu
Hiç durmadan diyen bir veli
Vakit geçtikçe Çingene Ali'nin nâmı şehre yayıldı Civardan geçen kervanların haber vermesiyle Çingene Ali, memleketin uzağından gelmiş, ıssız bir mağaraya sığınmış bir büyük dostu, hiç durmadan diyen bir veli olarak şehirde anılmaya başlandı Öyle ki, onun hakkında, nice kerametler söylendi, nice kişiler onun tılsımlı nefesinin kudretinden bahsetmeye başladı
Ali Heyti Hazretleri Ali'nin yanına haftada bir uğruyor yemek getiriyor, Çingene Ali, O'nu her gördüğünde "Hani kız nerede, niye gelmedi hâlâ?" diyordu Ali Heyti hazretleri ise "Az kaldı, bekle, de" karşılığını veriyordu
Bir gün geldi, padişahın kızı hastalandı Hastalık karşısında memleketin bütün tabipleri çaresiz kaldı Padişaha:
- Efendim memleketimizin büyüklerinden dostu bir Ali Heyti Hazretleri var, bir de ona soralım bu hastalığa biz çare bulamadık, dediler
Padişah, Ali Heyti Hazretlerini huzuruna davet etti Meramını anlattı
Ali Heyti Hazretleri:
- Padişahım, dedi, memleketimizde ün salan, bir dağın tepesindeki mağarada sürekli diyen birisi var, belki o bir şeyler yapabilir
Padişah zaten o kişinin nâmını çoktan duymuştu Derhal dağa doğru gidilmesi, o Hazretin görüşünün alınması için emir verdi
Ali Heyti Hazretleri, Çingene Ali'nin yanına geldi Ona:
- Evlâdım, padişah maiyetiyle senin yanına geliyor Sana ne teklif ederse etsin, kabul etme, toprak, altın, makam  Hiç birisine iltifat etme ancak kızını teklif ederse zevceliğe kabul et, dedi
Çingene Ali, daha bir şevkle “ ” demeye başladı Tam kırk gün dolmuştu o mağarada demeye devam edeli, aklında padişahın kızından başka hiç bir şey yoktu
için dedi, kalbi dayanmadı
Padişah maiyetiyle mağaraya geldi Baktıki bir derviş hararetle “ , ” diyor, imrendi “Ne hoş bir insan, dünya hiç umurunda değil, dedikleri kadar varmış” diye düşündü Ali Heyti Hazretleri, Çingene Ali'ye, padişahın meramını aktardı Ali " , " dedi Ali Heyti Hazretleri padişaha dönerek:
- Padişahım gördüğünüz gibi, sadece diyor İltifatını celbetmek için, bize yüzünü dönmesi için ona hediye verseniz dedi
Padişah, Ali'ye mülk hediye etmek istedi Ali " " dedi  Padişah makam teklif etti  Ali " " dedi Padişah altın dedi  Ali " " dedi  
Ali Heyti Hazretleri, padişaha yaklaşarak:
- Padişahım, dedi, bir de kerimenizin izdivacını teklif etseniz
Padişah düşündü: Bu adamdan daha lâyık kim olabilirdi ki kızı için… Sürekli diyen, dünyaya bel bağlamayan bir dostu, halk da onu çok seviyor…
- Kızımın nikahını alır mısın? dedi
Ali, yanlış mı duymuştu, padişah ona kızının, Selma'nın nikahını teklif ediyordu  Hem de kime, Çingene Ali'ye… Neden, neden, neden? Ali düşündü, düşündü…
- Ben ki bir kız için, aşkım için kırk gün sadece dedim; emelime kavuştum, kıza kavuştum  Ya Rabbi! Ya Senin için, şanın için deseydim, bana ne büyük lütuflar verirdin  Sen ne yüce bir hükümdarsın! Ey şanı Yüce, Çingene Ali'nin de padişahın da Rabbi , dedi ve oracıkta can verdi
|