![]() |
Emperyalizm |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() EmperyalizmEmperyalizm Emperyalizm özellikle 16-20 ![]() ![]() 20 ![]() ![]() ![]() 21 ![]() ![]() ![]() * global pazarlardan siyasi ilişkiler çerçevesinde en büyük payı kapma mücadelesi, * 21 ![]() ![]() Zira emperyalizmde sömürülmesi ve hakim olunması gereken olgu, 20 ![]() ![]() Dünyada son 20-30 yılda meydana gelen savaşların dağılımlarına baktığınızda bunların çoğunlukla dünyanın önde gelen petrol havzalarının civarında gelişmiş olması bir tesadüf değildir ![]() Orta Doğu'daki petrol yataklarının kapasiteleri ile ilgili geleceğe yönelik olumsuz göstergeler, emperyalist devletleri yeni petrol havzalarına doğru bir arayışa itmiş, ve bunun sonucunda, Rusya'nın da dağılmış olması nedeniyle son 10 yılda Hazar petrollerinin önemi ön plana çıkmıştır ![]() Son 10 yıldır, Türkiye ve çevresinde oynanan bir çok siyasi ve askeri oyun ve manevra, aslında temelinde Hazar petrollerinin denetiminin paylaşımına ilişkin olarak ABD ve Avrupa arasında siyasi emperyalist mücadelenin sonucunda oluşmuştur ![]() Hazar petrollerindeki en önemli sorun, kaynakların derinde olmasının getirdiği yüksek sondaj maliyeti, ve coğrafi açıdan petrolün nakliyesinden doğabilecek diğer maliyetlerdir ![]() ![]() ![]() Körfez krizi, ve körfez savaşından bu yana ABD'nin çeşitli vesileler öne sürerek Irak'ı bombaladığı tarihleri, dünyadaki petrol fiyatı hareketi tabloları ile karşılaştırdığınızda, gerek körfez krizinin gerekse daha sonradan Irak'a yapılan operasyonların temelinde, Irak'ın petrol varil fiyatını ABD'nin istediği seviyenin altına düşürdüğü zamanlara karşı ABD'nin ortaya koyduğu tepki ve yaptırım olduğunu göreceksiniz ![]() (Amerikan emperyalizminin, bu anlamda en başarılı olduğu nokta da, eylemini sadece iktisadi alanda değil, aynı zamanda global olarak kültürel emperyalizm alanında da yapmış olmasından kaynaklanmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Tüm bu koşullarda ve yeni dünya düzeninde Türkiye'nin yerine baktığınızda, Türkiye yeni yüzyılda tüm bu global odak noktalarının (Orta Doğu ve Hazar) ortasındaki bir konumda olup; Orta Doğu ile olan dini, Türki Cumhuriyetlerle olan etnik bağı, Türkiye'yi bir çok senaryonun ortasında kalmaya mahkum etmiştir ![]() 1980'li yıllarda; dünyanın enerji alanındaki odak noktasının Orta Doğu olduğu dönemlerde; Türkiye'nin Suriye/Irak sınırında gelişen PKK terörü, ve bu terörün arkasındaki o zamanlarda destek olan tüm emperyalist güçlerin (ABD ve AVRUPA) asıl amacı, böylesine yakın ve dini bağları olan Türkiye'yi buradaki kapışmadan ve paylaşmadan uzak tutmak; ve gerekirse (ileride Suriye ya da Irak'ta oluşabilecek bir dağılma ihtimaline karşı) bölge hakimiyetini Türkiye'ye kaptırmamak için bölgede bir tampon Kürdistan oluşumunun mayalarını hazır tutmak olarak değerlendirilebilir ![]() ![]() Ancak 1990 yılında, Irak'ın Kuveyt'i işgali vesilesi ile bölgede fiili hakimiyet kuran ABD (ve Avrupa'lı ittifakları) açısından; zaten Türkiye-Irak sınırında oluşturdukları tampon bölgenin kontrol altına alınması, ve Türkiye'nin bölgedeki kontrol gücünün indirgenmesi ile birlikte; PKK'ya verilen destek ve önem eski gücünü yitirmiştir ![]() ![]() ![]() Hazar petrollerindeki denetimin Azerbeycan'da olması, Azerbeycan ile Türkiye arasındaki yakınlaşma ve ikili ilişkiler; 1995-1998 arasında Türkiye'nin Hazar petrollerindeki rolünü belirlemiştir ![]() Bu dönemde ABD ve Avrupa arasındaki Hazar petrollerinin hakimiyetine yönelik mücadele doruk seviyeye ulaşmıştır ![]() ABD, Türkiye'nin Azerbeycan ile olan yakınlığından da yararlanarak petrolün boru hattıyla, Türkiye üzerinden Akdeniz'e inişini belirlemiş, ve be konuda müttefiki Türkiye'yi tamamen destekleyen ve ön planda tutan bir politika izlemiştir ![]() Petrolün, ABD denetiminde olmasını istemeyen Avrupa'nın tezi ise; Karadeniz'in kuzeyinden (Kafkaslar'dan) dolaşarak Balkanlar'a ve oradan da Avrupa'ya inen bir boru hattı idi ![]() Ancak bu arada önemli olan, yatırımı yapacak petrol şirketlerini ikna edecek politikaları belirlemek ve şartları sağlamaktı ![]() Avrupa'nın en önemli tezleri, Türkiye'nin hukuki altyapısının böylesine bir projenin yatırımcılarına güvence vermediği yönünde idi ![]() ![]() ![]() Karşı teze muhalif olan ABD'nin hedefi ise, Türkiye'yi güvenli göstermek, ve Avrupa tezinin öngördüğü geçiş güzergahının eksilerini belirtmekti ![]() ![]() ![]() ![]() İşte bu dönemde, Türkiye çok kısa sürede önemli değişimler yaşamaya başladı; * ekonomik göstergelerindeki olumsuzluklara rağmen Türkiye'ye yabancı sermaye girişi hızlandı ![]() * enflasyon ve borçlanma olumsuzluklarına rağmen, iç piyasa en canlı dönemlerini yaşadı ![]() * İMKB rekor adledilen seviyeleri gördü ![]() * adeta bir sihirli el Türk ekonomisinin, güçlü ve canlı görüneceği altyapı ve şartları da hazırlamıştı ![]() Senaryo ortaya çıkınca, aktörler de senaryoyu ezberlemişçesine rollerini oynamaya başladılar ![]() * önce 28 Şubat süreci yaşandı, ve ordunun müdahalesiyle Refah-Yol iktidarı sona erdirildi ![]() * sonra tüm teammül ve kanuni hükümlerin tamamen dışına çıkılarak (adeta dikte edilmiş bir senaryo uygulanırcasına) hükümet kurma görevi meclisin en az milletvekiline sahip parti liderine verildi ![]() * ve tüm politik alışkanlıklarımıza rağmen, yine mucizeler hasıl oldu, ve bu lider çok kısa bir süre içerisinde güvenoyu alan hükümeti kurdu ![]() * yeni hükümetin meclisteki ilk yasama icraatlerinden biri, tahkim yasasının kabulu oldu ![]() ![]() * ardından Türkiye'nin 20 yıldır peşinde olduğu PKK lideri, adeta bir mucize olmuşcasına bir anda Kenya'da yakalanarak Türkiye'ye getirildi ![]() (Bu olay medyada Bond filmlerini aratmayacak bir edada lanse edildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - ve böylece, senaryonun gerektirdiği doğrultuda, hem Türkiye'deki hukuki ortam sağlanmış oldu, hem PKK'ya vurulan darbe ile güvenlik sorunu büyük oranda çözümlendi, hem de senaryonun koşullanmış baş aktörlerinin, adeta birer Oscar kazanmış edasıyla, ulus gözünde kazandıkları kahramanlık payesiyle bir sonraki ilk genel seçimlerde 5 yıl daha siyasi iradeyi ellerinde bulundurmaları sağlanmış oldu ![]() Bu olaylar zinciri ile senaristin ve aktörlerin kimlikleri bir ölçüde deşifre edilmişti ![]() Ancak ABD'nin Hazar petrolleri senaryosu sadece imzaların atılması ve boru hattının döşenmesini kapsayan kısa vadeli bir süreç değildi ![]() ![]() ![]() ![]() Zira son iki dönem DSP tabanlı koalisyon hükümetlerinde, Bülent Ecevit ve Fethullah Gülen arasında hissedilen yakınlaşma, ve her türlü irticai uyarılara rağmen Bülent Ecevit'in cemaate yönelik temkinli açıklamaları ve hatta iltifata varan yaklaşımı, senaryonun oyuncularına aşılanmış ittifak planının önemli bir parçasıydı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Emperyalizm |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Emperyalizm![]() ![]() ![]() ![]() Aynı dönemlerde Rus ve Avrupa istihbarat birimlerinin Türkiye ve Azerbeycan'daki faaliyetleri de hızlanmıştı ![]() ![]() (Oysa Azerbeycan Havayolları'nın kendisine ait bir çok uçağı vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tüm bu geniş çaplı eylemlerin sonucunda, Petrol Boru hattı sözleşmeleri nihai safhaya ulaştı ve imza aşamasına geldi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunun sonucunda İMKB rekor tabanları gördü, gecelik faizler rekor seviyeye çıktı ve bir anda Merkez Bankası döviz rezervleri rekor seviyede erimeye başladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fakat tam o günlerde dünyada iki yeni gelişme daha yaşanıyordu; 1) ABD'de yapılan seçimlerde yönetim el ve parti değiştiriyordu ![]() ![]() 2) Diğer taraftan da Yeltsin arkasından gelen Putin dönemiyle Rusya yeniden bir toparlanma sürecine girmis, ve eski Sovyet Cumhuriyeti'nin parçası olan ülkelere yeniden birliktelik çağrısı yapmış, ve Azerbeycan da bu doğrultuda Rusya ile yeniden beklenmedik bir şekilde flörtlere başlamıştı ![]() ![]() ![]() ![]() Hazar petrolleri üzerindeki egemen gücün Azerbeycan olması, ve Azeri politikasının Türkiye işbirliği ile ABD yönünde olması nedeniyle; Avrupa'nın (Kafkas-Balkan hattı geçişi tezinde mağlup olduktan sonra) yeni politikası, Hazar petrollerindeki ikinci alternatif güç olan Ermenistan'ı desteklemek yönünde olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu şartlar altında şu anda ülkemizi bekleyen en büyük tehlike, yukarıda anlatılan ve son dönemde dünyada yaşanan iki önemli gelişmede yatmaktadır ![]() ABD'deki yeni yönetimin danışman kadrolarının öne sürdüğü ve Hazar havzası petrollerinin sanıldığı ölçüde stratejik önem taşımadığı yolundaki iddialar haklılık ve destek gördüğü takdirde, ABD'nin bölge hakkındaki siyaseti tamamen değişebilecek, ve Uncle Sam'in ekonomimiz ve siyasetimiz üzerinde sihirli el etkisi yapan desteği bir anda ortadan kalkabilecektir ![]() Diğer iddia edilen gelişme doğrultusunda Rusya'nın toparlanma sürecine girmesi ve eski birlik ülkelerini yeniden bünyesine katma sürecine başlaması (ve Azerbeycan'ın da buna yeşil ışık yakması) sonucunda da benzer bir sonuca gidilebilecek; ve hatta ABD bu durumda Azerbeycan ve Ermenistan'a eşit mesafede durma kararı verebilecektir ![]() ![]() Bu nedenlerde ötürü, ülkemizi önümüzdeki çok kritik bir süreç ve olaylar zinciri beklemektedir ![]() ![]() ![]() Ama en önemli kısa vadeli tehlike, karşılıklı çıkarların tükenmesi doğrultusunda, reelinde temelsiz olan ekonomimiz üzerindeki Uncle Sam'in sihirli el desteğinin kalkmasıyla ülkemizin büyük bir ekonomik bunalıma sürüklenmesidir ![]() ![]() Bu nedenlerden dolayı bu tezlerde iddia edilen durumların önümüzdeki aylardaki gelişiminin izlenmesi, ülkemizin yakın geleceğindeki ekonomik ve siyasi güçlülüğünün saptanmasında büyük önem taşımaktadır ![]() Tüm bunlardan anlaşılacak en önemli gerçek şudur ki, politikada ve iç siyasette, ve hatta uluslarası ilişkilerde yakınlık ve iyi ilişkiler diye kavramlar yoktur ![]() ![]() ![]() Böylesine karmaşık siyasi ve emperyalist yönelimli komplo teorileri içerisinde, ülkemizde bir çok insan ve gurup, bu teorilere karşı siyasilerimizin basiretsizliği ve beceriksizliğinden söz etmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fransa ile yaşanan sözde Ermeni soykırımı yasasının kabulü esnasında, farklı iyi niyetli gurup ve zihniyetli guruplarca ortaya atılan değişik boykot ve protesto fikirleri (anti-Renault, anti-Carrefour, anti-Cartier gibi) aslında temelinde yukarıda anlatılan olayların stratejik mahiyetleri ve çıkarsal zenginlikleri doğrultusunda maalesef hiçbir yaptırımı olamayan ve ancak kısıtlı ölçekte bir öz-tatmin yaratacak eylemlerden öteye gidemeyerek çözümler getiremeyecektir ![]() Bu bağlamda ülkemizin yapması gereken en önemli atılım, MGK'nın da ötesinde daha profesyonel, üretici ve yoğun çalışmalar sağlayacak Stratejik Planlama ve Politikalar kurumlarının oluşturulması ile bu uzman kurumların dış ilişkilerimizdeki tüm ülkelerle olan ve olabilecek çıkar ilişkilerini saptaması ve bu doğrultuda ülkemiz menfaatlerine uygun kısa, orta ve uzun vadeli tüm ilişkilerin ve kozların saptanması olacaktır ![]() Zira ülkemiz çevresinde, son dönemlerde Avrupa Birliğine üyelik, Ermeni Soykırım tasarıları ve benzeri konularda beliren gündemlere karşılık; hiçbir yurtdışı gezi ve ikili görüşme gerçekleştiremeyen dönemsel Başbakanlarımızın, belki de yabancı dil eksikliği nedeniyle bu sorunlara aynı mesafede uzak kalan Cumhurbaşkanızın, böylesine kritik günlerde Avrupa'da lobi ve kulis faaliyetleri yapmak yerine Ankara'da kendisine ait fotoğraf sergilerini açmayı tercih eden Dışişleri bakanlarımızın, ve ülkemizin böylesinde kritik gündemde önceliklerini Süleymaniye haziresine defnedilmek istenen cemaat liderlerinin isteği üzerine Bakanlar Kurulu kararları ve benzer kararnameler imzalamayı tercih eden diğer bakanlarımızın yerine; kalıcı ve sürekli politikalar üretecek; iç siyaset, oy baskısı ve diğer dahili çıkar gurupları ve ilişkilerinden uzak durabilecek kurumların teşekkül etmesi ülkemizin menfaatlerine hizmet edebilecek en önemli icraat olacaktır ![]() Unutulmamalıdır ki, emperyalizme karşı verilebilecek mücadelenin yolu meydanlarda ya da kampüslerde "Kahrolsun Emperyalizm" sloganları atmaktan, ABD donanmasını yuhalamaktan, ya da yabancı ateşelik ve konsoloslukları boykottan değil; çalışmak ve güçlü olmaktan geçmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Güçlülüğün yolu, kendisi, ailesi ve çevresini kurtaracak günübirlik çözümler üreten, gayrimenkullerine yenilerini ekleyip aile efradını Miami'lerde yaşatan, ürettiklerinden aldığı dönüşü ürettiği değerlere yöneltmek yerine kendilerine yönelten çalışanların ve girişimcilerin yerini; ülkesi ve milletinin geleceği ve güçlülüğü için çalışan, yarattığı değerlerin daha üstününü yaratabilmek gayesiyle kendi istek ve egolarından fedakarlık edebilerek daha çok üreten ve çalışan bir toplum olmaktan geçmektedir ![]() Güçlülüğün yolu, bilgi çağına girdiğimiz bu süreçte sanayi hamlesini inşaat çimentosu, demir, tütün, dondurulmuş gıda alanlarından gerçek bilgi çağı ve teknolojilerinin üretimlerine kaydırmaktan geçer ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Alıntıdır |
![]() |
![]() |
|