İngiltere'nin Başkenti | Londra | Kültür Başkenti

Şehrin Arması








Londra (İngilizce: London; Latince: Londinium), İngiltere'nin başkenti 0 derece meridyeninin geçtiği Greenwich Londra yakınlarındadır

Londra dünyanın en önemli iş ve finans merkezlerinden biridir Yaklaşık 8 milyonluk nüfusuyla AB'nin 2 kalabalık kentidir Bağlı yerleşim birimleri ile birlikte (Greater London) nüfusu 12-15 milyondur Km²'ye 4573 kişi düşmektedir Avrupa'da en fazla beyaz ırk harici insanın yaşadığı şehirdir 300'den fazla farklı dil konuşulmaktadır




Londra Şehir Haritası







Yeşili bol olan bir şehirdir Londra'da 143 adet kayıtlı park ve bahçe vardır Thames Nehri şehri ikiye böler


Thames Nehri








Uluslararası turizmin kesişme noktasıdır Dünyanın en kalabalık hava trafiği Londra hava trafiğidir 5 uluslararası havaalanı bulunmaktadır Bunların en büyüğü Heathrow'dur Heathrow dünyanın en fazla uluslararası yolcu taşıyan havaalanıdır




Heathrow Havaalanı






Heathrow Havaalanı







En önemli turistik mekanları, Parlamento Binası,Tower Bridge, Tower of London (Londra Kulesi), Buckingham Sarayı, Trafalgar Meydanı ve Londra gözü (İngilizce: London eye)'dür (Londra Dönmedolabı) Londra Büyük Şehri, Londra Şehri (City of London) , Westminister Şehri ve 31 metropoliten-Londra-bölgesinden oluşur



London Eye









Bir zamanlar üstünde güneş batmayan ülke diye tanımlanan Büyük Britanya'nın başkenti Londra Bugünde krallığın başkenti Kendine has mimarisiyle, canlı, düzenli, kesinlikle başdöndüren hızıyla büyük metropolLondra'da yaşayan herkes bu düzene uymak zorunda

Yoksa insanin birbirine geçmiş ve devinimi hiç bozulmayan çarklarin arasinda yitip gitmesi işten degil Bu yüzden bir Londrali,zamanini asla boş geçirmez Metroda yaklaşik on beş lines (hat) ile şehir içi trafiginin yükü oldukça hafifletilmiştir Günde üç- dört milyon yolcu taşiyan Underground'da Londralılar zaman harcamamak için yemeğini vagonda yiyebilir, kitabını orada okur, öğrenciyse çantasından dersini çıkarıp ödevlerini vagonda yapar




Londra Metrosu







İlk olarak İskoçların ve Keltlerin yerleştikleri bölge, tarih boyunca Romalılardan Jütlere kadar pek çok devletin akınına uğramış Bu durum toplum yapısını çağdan çağa farklı kültürlerin etkisinde bırakmış Bugünde turistlerin uğrak yerlerinden olan OXFORD STREET'te aynı kaosu görmek olasıSanki her ulustan, her kültürden insanın toplanma yeri burasıBabil Kulesi gibi

Her dilden konuşan büyük bir kalabalık Zaten Londra'nın bir başka özelliği de, alış-veriş merkezleriLondra'da satılan malın fiyat ve kalitesi hiç değişmez Konfeksiyonda Türk giysilerinin vitrinlerde ayrı bir yeri varHatta İngiliz mallarına kıyasla bizimkilerin daha iyi olduğu bile söylenebilir








Diğer Avrupa kentleri arasında, farklı zevklere, ama özellikle de sanatseverlere sınırsız alternatifler sunması açısından Londra'nın çok özel bir yeri vardır Aralarında British Museum, National Gallery, Tate Modern, Tate Britain gibi bazı müze ve galerilere giriş ücretsiztirBalmumundan yapılmış mumyalardan oluşan fantastik bir yeni çağ müzesi olan Madame Tussaud's her yıl dünyanın çeşitli yerlerinden iki milyondan fazla ziyaretçiye ev sahipliği yapar Müzede Bill Clinton'dan Nelson Mandela'ya; Elvis Presley'den Alfred Hitchcock'a kadar sayısız ünlünün mumyaları bulunur

Ayrıca bizim için ayrı bir önemi bulunan Atatürk mumyası da oradadır Müzenin en alt katında yer alan korku bölümü de oldukça ilginç21 yüzyılın bilim ve teknik harikası olan LONDON PLANETARIUM'u, efsanevi rock yıldızlarının heykellerinin bulunduğu ROCK CIRCUS'u ve dünyanın sayılı sanat eserlerini barındıran NATIONAL GALLERY de ziyaret edilmesi gereken yerlerdenÇocuklar ve hayvan dostları içinse LONDON ZOO ideal bir seçim Afrika Kartalından, Vahsi Asya Aslanlarına kadar çesitli hayvan türlerini bir arada görmeniz mümkün



National Gallery








Alışveriş için pahalı olduğu düşünülürse de mutlaka görülmesi gereken HARROD's Mağazası 1849'da Henry Charles Harrod tarafından kurulmuşGünümüzde Londra jet-setinin uğrak mekanı Eğlence meraklıları içinse SOHO'dan söz edebiliriz Sıra sıra dizilmiş barlar ve gece klüpleriyle günün her saati renkli ve canlıdır
Londra'da eğlence çeşidi boldur Aynı anda 200 film birden gösterime girer, canınız bara gitmek istediğinde 7000'den çok seçeneğiniz olur Günün erken saatlerinde film seyretmeyi sorun etmeyen sinema tutkunları çoğu sinemanın indirimli biletlerinden yararlanabilir Ne yazık ki opera ve müzikallere giriş oldukça pahalıdır Ama dünyanın en ünlü müzikalleri burada gösterimdedir



Harrod's Mağazası







Trafalgar Meydanı'nda, 13yy'dan bu yana dimdik ayakta duran St Martin-in-the-Fields kilisesinde, öğle tatili süresince canlı barok müzik dinlenebilirLondra'nın ortasında gölleriyle gezinti ve dinlence alanlarıyla Hyde Park ayrıca dünyada üzerinde ifadenin en çok özgürleştiği bir yerdir "Serbest Kürsü" de her pazar sabahı istediğiniz konuda konuşma yapabilirsiniz

Piccadilly Circus ise dünyanın dört bir tarafından gelen turistlerin buluşma adresdir Trafalgar Sqouare geleneksel yılbaşı kutlamalarının vazgeçilmez adresi Meydanın tam ortasında Amiral Lord Horatio Nelson için dikilmiş 56 m yüksekliğindeki NELSON'S COLUMN görülebilir St Paul's Cathedral ise tüm dünyanın Prens Charles ve Prenses Diana'nın düğün töreni ile tanıdığı mekan Avrupa'nın en geniş üçüncü katedralidir



Trafalgar Meydanı

Londra'da çok sayıda gezilmeye ve görülmeye değer dünyaca ünlü pek çok yer vardır
Görülmesi gereken yerlerin başında ise Buckingham Palace gelir


Buckingham Palace

Buckingham Palace (Buckingham Sarayi) Kraliyet aile tarafindan Londra içerisinde kullanılan saraydır 18Yüzyılda Buckingham dükleri için yapılan evden ismini alan bu saray III George tarafindan 1761 yılında karısı için aldığından beri sarayın adı " Kraliçe'nin Evi " olarakta bilinmektedir


602 oda bulunan bu sarayın arka kısmındaki bahçe olduğu gibi korunmuştur ve caddeye bakan kısmı ise 1913 yılında Sir Aston Webb tarafindan tasarlanmış ve Kraliçe Victoria Anıtını güzel bir biçimde ortaya çıkartacak şekilde dizayn edilmiştir Bu arada Victoria bu sarayda oturan ilk hükümdardır


Saray hakkında bir diğer önemli unutulmaması gereken olay ise 5 muhafız piyade alaylarına bağlı askerlerin hergün saat 11 ile 1130 arasında yapıyor oldukları ve binlerce kişi tarafından heyecanla izlenilen nöbet teslim törenidir

Saint Paul Katedrali | St Paul's Cathedral
Londra'da bulunan Anglikan katedrali ve Londra Piskoposluğunun merkezidir Günümüzde hizmet veren katedral binasının inşa edilişi 17 yüzyıla kadar dayanmaktadır Yıkılıp yeniden yapılanlar sayılmazsa, bu katedral Londra'da bulunan beşinci Saint Paul Katedrali'dir Bugün gerek yerli, gerek yabancı turistler tarafından kentin en çok ziyaret edilen yerlerinden biridir






Dördüncü St Paul Katedrali, veya 19 yüzyıl adlandırmalarıyla Eski St Paul ya da Büyük Yangın öncesi St Paul, 1087 yılında çıkmış olan bir yangından sonra Normanlar tarafından yapılmaya başlandı 2 yüzyıl boyunca ayakta kalan katedral 1136'da bir başka yangında kül oldu Üstü tahtadan yeni bir çatıyla kapatılarak tekrar hizmete girdi 1256'da kökten bir genişleme ve yenileme çalışması başladı Bu çalışma da 1314'de bitti

Bu hâliyle katedral Avrupa'nın en yüksek üçünü kilisesiydi Yapılan araştırmalarda katedralin kuleleriyle birlikte toplam uzunluğunun 149 metre olduğu hesaplandı Yüzyıllarca hizmet veren katedralin kulesinin baş kısmı bir yıldırım düşmesi sonucu tahrip oldu Bu Katolik ve Protestanlar tarafından Tanrı'nın bu mezhepten hoşnutsuzluğunu dile getirmesi olarak yorumlandı Katedral 1666 yılında çıkan Büyük Londra Yangını'nda bütünüyle yıkıldı








İngiltere Kraliyet Ailesi'nin önemli törenlerini, cenaze, vaftiz ve nikâh işlemlerini Westminster Abbey'de yürütmesine karşın bazı törenlerde St Paul Katedrali'nde düzenlenmiştir Örneğin Galler Prensi Charles Philip Arthur George ve Prenses Diana bu katedralde düzenlenen düğün töreni ile evlenmiştir 2001 yılında, 11 Eylül Dünya Ticaret Merkezi saldırısında yaşamlarını yitirenlerin anılması için yine bu katedralde Kraliyet Ailesi ve Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçisi'nin de katılımlarıyla bir anma töreni yapılmıştır

Katedral bugün halka açık bir yerdir İbadet amaçlı gelmeyen ziyaretçiler ücret ödeyerek katedrali ziyaret edebilirler 2000 yılında katedral için geniş kapsamlı bir restorasyon çalışması başlatılmıştır

Big Ben | Büyük Benjamin





Londra’nın en büyük tarihi ve turistik eserlerinden biri olan Big Ben her yıl milyonlarca kişiyi Londra’ya çekmektedir Big Ben saat kulesinde 3 tonluk bir çan bulunmaktadır

Dünyada bulunan bu en büyük 4 taraflı saat olan Big Ben 16 Ekim 1834 yılında Londra’da meydana gelen büyük yangında hasar gören Parlamento binasına ek olarak Charles Barry tarafından tasarlanmıştır Kulenin boyu 963 metredir ve Victoria gotik stilindedir Big Ben ismi aslında içinde bulunan 3 tonluk çanın adı olmasına rağmen tüm yapının ismi olarak kullanılmaktadır

2000 kişilik bir anket sonucu Big Ben Birleşik Krallık'ın en önemli simgesi seçilmiştir

Westminster Sarayı | Palace of Westminster





Westminster Sarayı ya da Parlamento Binası (İngilizce: Palace of Westminster, Houses of Parliament) (Vestminster okunur) Birleşik Krallık'ta, Avam Kamarası ve Lordlar Kamarası'ndan oluşan İngiliz Parlamentosu'na ev sahipliği yapan yapıdır Saray, Westminster semtinde Thames Nehri'nin kuzey yakasında, Whitehall'da bulunan diğer kamu binalarının yakınında yer alır



Westminster Sarayı Sol tarafta Victoria kulesi, sağ tarafta ise Saat kulesi yer almaktadır






The Palace of Westminster Thames nehrinin kıyısındadır ve Parlemento binasının olduğu yerdir 1834'te bir yangında hemen hemen tümüyle yok olan sarayın bugünki yapısı 1852'de tamamlanmıştır Saray Gothic tarzda inşa edilmiş olup meşhur Big Ben saat kuleside burada bulunmaktadır


Parlemento binası ve Big Ben Kulesi en iyi Westminster Köprüsünden ve Themes Nehrinin her iki kıyısındaki yürüyüş yolundan görülebilir




Westminster Sarayında House of Commons (Avam Kamarası) ve the House of Lords (Lordlar Kamarası) bulunmaktadır ve parlementonun tatil olduğu dönemlerde ziyarete açıktır En yakın metro istasyonu Westminster istasyonudur

Sarayın mimarî yapısı ve düzenlemesi oldukça karmaşıktır Yaklaşık 1100 odası, 100 merdiven çıkışı ve toplamda 48 kilometreyi bulan uzun koridorları vardır Yapının büyük bölümüm 19 yüzyılda yapılmış olmasına karşın, bugün katafalk törenleri gibi bazı etkinliklerin düzenlendiği Westminster Hall ve Jewel Kulesi'si gibi tarihi bölümlerde hala ayaktadır






Westminster Sarayı'nın ve çevresinin kontrolü yüzyıllar boyunca Kraliçe'nin temsilcileri tarafından sağlanmış ancak daha sonra Kraliyet ile hükûmet arasında yapılan bir anlaşmayla yönetim, 1965 yılında Kamaralara verilmiştir Buna karşın, bazı özel kraliyet odaları hala bu özel muhafızlarca korunmaktadır
1834 yılında yaşanan bir yangından sonra, parlamento binası 30 yıllık bir süreçte yeniden onarım görmüş ve eski halini almıştır Bu onarım büyük ölçüde mimar Charles Barry (1795–1860) ve yardımcısı Augustus Welby Pugin (1812–52) tarafından gerçekleştirilmiştir








Big Ben & Westminster Sarayı

Westminster Abbey



Westminster Abbey, Westminster ilçesinde kilise, Londra metropoliten alanına bağlı bir Benedikten manastırı olarak kurulmuş, 1560'ta Kraliçe I Elizabeth tarafından St Peter Kilisesi adıyla yeniden düzenletilmiştir

Efsaneye göre, Güney Saksonların ilk Hıristiyan kralı olan Sebert'in Thames Nehrindeki küçük bir adada kurmuş olduğu kilise, o zamanlar Thorney adıyla bilinirken, sonradan batı manastırı (west minster) kilisesi olarak anılmaya başlamış ve Aziz Petrus tarafından kutsanmıştır 785 dolaylarında, bu adada küçük bir keşiş topluluğu bulunduğu ve manastırın yaklaşık 960'ta Canterburry'li Aziz Dunstan tarafından büyütüldüğü ise kesindir

Westminster Abbey,ayrıca pek çok bilimadamının ve İngiliz hanedan üyelerinin gömüldüğü bir kilisedirIsaac Newton ve Charles Darwin'in de mezarları bu kilisede yer alır

London Eye | Londra'nın Gözü











London Eye İngiltere - Londra'da yer alan ve 135 metrelik yüksekliğiyle Avrupa'nın en yüksek dönmedolabı olan yapıdır

1998-2000 yılları arasında inşa edilmiştir Senelik 35 milyon ziyaretçisiyle Londra'nın en popüler turist destinasyonlarından biridir

Dönemin mimarları; David Marks, Malcolm Cook, Steven Chilton, Julia Barfield ve Nic Bailey tarafından yapımı gerçekleşmiştir Özellikle geceleri ışıklandırmasıyla Londra'ya harika bir parça olarak eşlik eden Londra Eye turistlerin yoğun ilgisiyle karşılaşmaktadır

Natural History Museum | Doğa Tarihi Müzesi










Dünyanın en geniş Doğal Tarih Koleksiyonuna ev sahipliği yapan bu muzede bitkilerden çeşitli hayvan iskeletlerine kadar 70 milyondan fazla parça bulunur İçinde sergilenenler ilginizi çekmese bile muhakkak binanın içi görülmeye değer

Müze, neredeyse bilinen tüm hayvan, bitki, mineral ve fosillerden oluşan 70 milyon'un üzerindeki örnek ile dünyanın en önemli doğal tarih koleksiyonlarına sahiptir Bunlar, gruplar içindeki ve gruplar arasındaki doğal varyasyonu temsil etmektedirler ve hem geçmişe hem de geleceğe açılan bir penceredir Bize, dünyanın milyonlarca yıl önce neye benzeyebileceğini anlatabilir ve değişen çevreyi ve bunun gezegen üzerindeki etkisini anlamamıza yardımcı olabilirler

Koleksiyonlar arasında yüksek sayıda tip örnekleri bulunmaktadır; türlerin adını kazanan ilk örnekler olan "altın standardı" Bir tür hakkında yeni sorular sorulduğunda, bilim adamları cevap için tipe başvuracaklardır Koleksiyonlar ilk olarak, 1753'te İngiliz Müzesinin (British Museum) temelini oluşturan Sir Hans Sloane'ın koleksiyonlarından oluşmuştu

British Museum















British Museum, İngiltere'nin Londra şehrinde Dünya'nın her yanından getirilen seçkin Eskiçağ yapıtları ve etnografya koleksiyonlarını kapsayan müze

British Museum, hekim ve doğabilimci Sir Hans Sloane'un (1660-1753) biriktirdiği ünlü bir kitap, elyazması ve doğa tarihi nesneleri koleksiyonunun hükümet tarafından satın alınmasıyla 1753'te kuruldu Oxford kontları Edward ve Robert Harley'nin daha önce miras bıraktıkları önemli elyazması kütüphanesi ve Sir Robert Bruce Cotton'ın (1571-1631) bağışlamış olduğu elyazmaları, sikkeler ve antikalar da Sloane koleksiyonuna katıldı II George'un, Krallık Kütüphanesi'ni 1757'de armağan etmesinden iki yıl sonra müze, Bloomsbury'deki Montagu House'da halka açıldı









19 yüzyılda arkeolojiye ilgi artınca, British Museum, armağan, satın alma ya da çalma-kaçırma (özellikle Anadolu'dan) yoluyla Eskiçağ'la ilgili paha biçilmez yapıtlar elde etti Atina Akropolis'indeki klasik Yunan heykellerinin (Elgin mermerleri) 1816'da elde edilmesi buna örnek verilebilir 1823'te III George'un kütüphanesinin alınmasıyla genişleyen koleksiyon için daha geniş bir yer gereksinmesi doğunca, tasarımını Sir Robert Smirke'ün yaptığı günümüzdeki yapı, 1847'de Montagu House'un yerini aldı

Müzenin başkütüphanecisi Sir Anthony Panizzi'nin çizdiği planlara göre yapılan dev kubbeli kütüphane on yıl sonra tamamlandı Müzenin doğal tarih koleksiyonu, 1883'te Güney Kensington'a taşınarak Doğa Tarihi Müzesi (Natural History Museum) adını aldı British Museum'daki ve öbür kütüphanelerdeki elyazması ve basılı kitap koleksiyonlarının bir araya getirilmesiyle de 1973'te British Library (Britanyalı Kütüphanesi) oluşturuldu








British Museum koleksiyonları dört ana bölümde toplanmıştır: Eskiçağ yapıtları bölümü; sikkeler ve madalyalar bölümü; baskılar ve çizimler bölümü; günümüzde ayrı bir yapıda bulunan "Museum of Mankind" ("İnsanlık Müzesi") adı verilen etnografi bölümü

Eskiçağ yapıtları bölümü, Mısır, Batı Asya, Eski Yunan ve Antik Roma, Tarihöncesi İngiltere, Ortaçağ ve Doğu yapıtlarından oluşan ayrı ayrı koleksiyonları kapsar Müzedeki ünlü yapıtlar arasında, Mısır hiyerogliflerinin Reşit Taşı, Asurbanipal'ın Ninova'daki sarayından gelme Asur kabartmaları, Bodrum'daki Mausoleion'dan frizler, Sutton Hoo Gemi Mezarlığı, tunç ve fil dişinden Afrika heykelcikleri sayılabilir