![]() |
Ermeni Sorunu, İddialar, Gerçekler |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ermeni Sorunu, İddialar, GerçeklerGENEL BAKIŞ GİRİŞ Asya ve Avrupa kıtaları arasında köprü konumunda olan Türkiye, Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan boğazları, Ortaasya, Kafkasya ve Ortadoğu’daki doğal enerji kaynaklarının kesiştiği noktadaki jeopolitik konumuyla bütün dünyanın dikkatini çekmektedir ![]() Geçmişte Osmanlı devleti, bugün de Türkiye, bu jeopolitik ve jeostratejik konumundan dolayı çeşitli entrikaların çevrildiği bir alan olmuştur ![]() ![]() Tarihte olduğu gibi günümüzde de, Ermeni toplumu üzerinden siyasi ve ekonomik çıkar sağlamaya çalışan ülkeler bulunmaktadır ![]() ![]() ![]() Tarih boyunca Romalılar, Persler ve Bizanslılar tarafından Anadolu’nun bir yerinden diğerine sürülen, savaşlara itilen ve çoğu kez üçüncü sınıf vatandaş muamelesi gören Ermeniler, Türklerin Anadolu’ya girişlerinden sonra Türklüğün adil, insani, hoşgörülü, birleştirici anlayış ve inancından yararlanmışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak Osmanlı devletinin zayıflamaya başladığı dönemlerde, hemen her konuda Avrupa’nın müdahalesi baş gösterince, Türk-Ermeni ilişkilerinde de bir bozulma başlamıştır ![]() ![]() ![]() Birinci Dünya Savaşı sırasında ise; Osmanlı askeri olarak düşmanlara karşı savaşan veya geri hizmetlerde çalışan Ermenilere karşılık, Ermenilerin önemli bir kısmı düşman kuvvetlerinin yanında Türklere karşı savaşmıştır ![]() ![]() Devletin bunları yatıştırmak ve durdurmak için aldığı tedbirler istismar edilmiş ve dış devletlerin tahrik ve vaatleriyle Ermeniler, bin yıl refah içinde yaşadıkları ülkeyi parçalamaya çalışmışlardır ![]() Anadolu dışında kurulan Hınçak, Taşnak, Ramgavar, Hınçak İhtilal Komitesi, Silahlılar Cemiyeti, Ermenistan’a Doğru Cemiyeti, Genç Ermenistan Cemiyeti, İttihat ve Halas Cemiyeti ve Karahaç Cemiyeti gibi örgütler, halkı silahlı ayaklanmaya sevk etmişlerdir ![]() Osmanlı devleti, Birinci Dünya Savaşı içinde, Ermeni isyanının yoğun olduğu Doğu Anadolu’da, bir yandan cephede Rus ordularıyla ve Rusların yanında yer almış olan Ermeni kuvvetleriyle savaşmak zorunda kalmıştı ![]() ![]() Ayrıca hem cephede hem de cephe gerisinde savaşmak durumunda bırakılmasına rağmen, 9-10 ay, cephe gerisindeki önemli tehlikeyi “mahalli tedbirlerle” çözüme ulaştırmaya çalışmıştır ![]() ![]() Komitecilerin dışında özellikle Rus sınırına yakın bölgelerdeki Ermeni halkın da devlete isyan halinde olduğunu görünce, son çareye başvurmuş ve bölgedeki Ermenilerden sadece isyan hareketine karışanları savaş bölgesinden alıp, ülkenin emniyetli bölgelerine “sevk ve iskâna”, o dönemdeki ifadesiyle “tehcir”e tabi tutmuştur ![]() ![]() ![]() Ermenistan ile bir takım siyasi ve ekonomik çıkarlar için Ermenileri kullanan bazı devletler, yer değiştirme uygulamasını ve 24 Nisan’daki tutuklamaları bir “soykırım” gibi göstermek ve dünya kamuoyunu bu konuda ikna etmek için yoğun bir propaganda faaliyetine girişmişlerdir(1) ![]() Oysa Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra, Osmanlı devletini işgal eden devletlerden İngilizler, aralarında Osmanlı siyasi ve askeri liderleriyle önde gelen aydınların da bulunduğu 143 kişiyi “Ermeni olaylarında savaş suçu işledikleri” gerekçesiyle tutuklayarak Malta adasına sürmüş ve hapsetmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak Türkleri sözde soykırımla suçlama gayretleri durmamış; Malta’daki yargılama sürecinde İngiliz basınında Osmanlı Hükümeti’ni sözde soykırım ile suçlayan ve bu konuyu ispata yeltenen bazı uydurma belgeler yayınlanmıştır ![]() ![]() ![]() Bütün bu gerçeklere rağmen, sözde soykırım iddialarını gündemde tutmak için olağanüstü gayret sarf eden Ermeni komiteleri, terör eylemlerine yönelmişlerdir ![]() ![]() Gurgen (Karekin) Yanikan adlı bir yaşlı Ermeni’nin 27 Ocak 1973'de ABD'nin Santa Barbara kentinde, Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosu Mehmet Baydar ile Konsolos Bahadır Demir'i katletmesiyle başlayan "Bireysel Ermeni Terörü", 1975'den itibaren tıpkı 1915 öncesinde olduğu gibi "Örgütlü Ermeni Terörü"ne dönüşmüştür ![]() ![]() Ermeni teröründe, Türkiye’deki iç huzursuzluğun zirveye çıktığı 1979 yılından itibaren büyük bir artış gözlenmeye başlanmıştır ![]() ![]() ![]() Ermeni terör örgütleri, dış dünyanın tepkileri üzerine 1980’li yıllarda taktik değiştirerek, PKK terör örgütü ile işbirliğine girmişlerdir ![]() ![]() ![]() Türk güvenlik güçlerinin PKK terörü ile mücadelede başarı sağlamasının ardından Ermeni komiteleri, sözde iddialarını Ermenistan devletinin açık desteği ve Ermeni Diasporası aracılığıyla sürdürmeye devam etmektedirler ![]() ![]() Amaçları, sözde iddialarını tüm dünyaya “tanıtmak”, Türkiye’yi bu temelsiz iddiaları “tanımak” zorunda bırakmak, sözde soykırımdan dolayı Türkiye'den "tazminat" ve "toprak" almak ve "Büyük Ermenistan" rüyasını gerçekleştirmektir ![]() DİPNOTLAR 1) Osmanlıdan Günümüze Ermeni Sorunu, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2000 ![]() 2) Yıldırım, Dr ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3) Şimşir, Bilal, Şehit Diplomatlarımız, Bilgi Yayınevi, Ankara 2000, 2 Cilt DÖRT T PLANI NEDİR İşin ucunu insanların canına kastetmeye kadar götüren Ermeni terörünün amacı, sözde Ermeni soykırımı iddialarını ve Ermenilerin taleplerini dünya kamuoyuna duyurmaktır ![]() ![]() ![]() Bunun için uygulamaya konan ve "Dört T" şeklinde adlandırılabilecek olan plan şu dört kavrama dayanmaktadır: Tanıtım, Tanınma, Tazminat ve Toprak ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Dört T" plânına dayanak oluşturan Ermeni iddiaları ise şunlardır ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() 4 ![]() ![]() 5 ![]() ![]() Bugün, maksatlı olarak gündemde tutulmaya çalışılan sözde Ermeni sorununun ne derece mesnetsiz olduğunu ve ne tür çıkar kaygıları ile ortaya atıldığını daha iyi anlayabilmek için iddiaların ve Türk-Ermeni ilişkilerinin tarihsel gelişimini incelemek gerekmektedir ![]() ERMENİ TARİHİNE KISA BİR BAKIŞ Ermeniler, tarih boyunca başka devletlerin yönetimi altında kalmışlar ve bağlı oldukları devletlerin hizmetinde bulunmuşlardır ![]() Ansiklopedik kaynaklarda, Erivan, Gökçegöl, Nahcıvan, Rumiye gölü kuzeyi ve Mako bölgesine, yukarı memleket anlamına gelen Armenia, bu yörelerde yaşayan halka ise Ermeni denildiği yer almaktadır ![]() Ermeni tarihçilerin bir kısmı, M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tarihsel olarak bakıldığında, Ermenilerin sırasıyla, Pers, Makedon, Selefkit, Roma, Part, Sasani, Bizans, Arap ve Türklerin hakimiyeti altında yaşadıkları görülür ![]() ![]() Ermenileri Bizans'ın zulüm idaresinden kurtaran ve onlara insanca yaşama hakkını bahşeden, Selçuklu Türkleri olmuştur ![]() ![]() ![]() Aynı şekilde Anadolu’nun Türk idaresine girmesinden sonra burada yaşayan Ermeniler, kendi dillerini de tam bir serbestlikle konuşmaya devam ettiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı idaresinde Ermeniler, Türk insanının hoşgörüsünden de yararlanarak, adeta altın çağlarını yaşamışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() YAZILARIN TAMAMINI OKUMAYA SIKILANLAR BU VİDEOYA GÖZ ATABİLİR ![]() ![]() Videoyu Göremeyenler Tıklayınız |
![]() |
![]() |
![]() |
Ermeni Sorunu, İddialar, Gerçekler |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ermeni Sorunu, İddialar, GerçeklerERMENİ SORUNUN ORTAYA ÇIKIŞI Osmanlı devleti zayıflamaya başlayıp, misyoner okulları kurulup, hemen her konuda Avrupa'nın müdahalesine maruz kalınca, Türk-Ermeni ilişkilerinde de bir bozulma devri başlamıştır ![]() Özellikle Avrupa'nın bazı büyük devletleri "ıslahat" adı altında bir yandan Osmanlı devletinin iç işlerine karışırken, bir yandan da Ermenileri Osmanlı yönetimine karşı teşkilatlandırmışlardır ![]() ![]() Türklerin iyi tutumuna karşın, yabancı devletlerle işbirliğine girmek suretiyle Türklerle mücadeleye başlayan Ermeniler, Batının desteğini alabilmek için kendilerini "ezilen bir toplum" olarak göstermeye ve "Anadolu üzerindeki egemenlik haklarını Türklerin gasp ettiği" iddiasını dile getirmeye başlamışlardır ![]() Islahat Fermanı ile müslümanlar ve gayr-i müslimler hukuk önünde eşit statüye getirilince ayrıcalıklarını kaybeden Ermeniler, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonunda Rusya'dan, "işgal ettiği Doğu Anadolu topraklarından çekilmemesini, bölgeye özerklik verilmesini veya Ermeniler lehine ıslahat yapılmasını" istemişlerdir ![]() ![]() ![]() İngiltere ve Rusya tarafından tarih sahnesine sunulan Ermeni Sorunu, aslında emperyalizmin Osmanlı devletini yıkma ve paylaşma politikasının bir uzantısıdır ![]() ![]() ![]() ERMENİ İSYAN VE KATLİAMLARI Berlin Antlaşması'nın imzalanmasını izleyen dönemde Ermeni sorunu iki yönde gelişmiştir ![]() ![]() İlk kışkırtmalar Rusya'dan gelmeye başlamış, Rusların bu tutumu İngiliz ve Fransızları Ermenilerle daha çok ilgilenmeye sevk etmiştir ![]() ![]() Bu kışkırtmalar sonucunda Doğu Anadolu'da 1880'den itibaren çeşitli Ermeni komiteleri kurulmaya başlamıştır ![]() ![]() Osmanlı Ermenilerini, içeride kurulan komiteler yoluyla devlete karşı harekete geçirmek mümkün olmayınca, bu kez Rus Ermenilerine Osmanlı toprakları dışında komiteler kurdurulması yoluna gidilmiştir ![]() ![]() ![]() İstanbul'da örgütlenen ve Avrupa devletlerinin dikkatlerini Ermeni meselesine çekerek Osmanlı Ermenilerini kışkırtmayı hedefleyen Hınçakların başlattığı ayaklanma girişimlerini, aralarında siyasi mücadele başlayan Taşnaklarınki izlemiştir ![]() ![]() İlk isyan 1890'daki Erzurum’da gerçekleşti ![]() ![]() 1906-1922 yılları arasında Anadolu’da ve Kafkaslar’da, 517 ![]() ![]() ![]() Ermeniler, Türk halkına en büyük zararı, Birinci Dünya Savaşı sırasında giriştikleri katliamlarla vermişlerdir ![]() ![]() Daha seferberliğin başlangıcında, Türk birliklerine karşı saldırıya geçen Ermeni çeteleri, büyük katliamlara girişmiş, Türk köylerine baskınlar düzenlemek suretiyle sivil halka büyük zararlar vermişlerdir ![]() ![]() İsyanların Osmanlı kuvvetlerince bastırılması, dünya kamuoyuna propaganda maksatlı olarak "Müslümanlar Hıristiyanları katlediyor" mesajıyla yansıtılmış ve Ermeni sorunu giderek daha geniş çapta bir uluslar arası sorun niteliğine büründürülmüştür ![]() ![]() Öte yandan büyük devletlerin diplomatik ve konsolosluk temsilcilikleri Anadolu'nun her köşesine dağılmış Hıristiyan misyonerler ile birlikte, Ermeni propagandasının Batı kamuoyuna iletilmesinde ve benimsetilmesinde büyük rol oynamışlardır ![]() DİPNOTLAR 1) Arşiv Belgelerine Göre Kafkaslar’da ve Anadolu’da Ermeni Mezalimi, T ![]() ![]() ![]() 24 NİSAN 1915 Osmanlı hükümeti, Ermenilerin çıkardığı isyan ve yaptığı katliamlar karşısında, Ermeni Patriği, Ermeni milletvekilleri ve Ermeni halkının ileri gelenlerine “Ermenilerin Müslümanları arkadan vurmaya ve katletmeye devam etmeleri halinde gerekli önlemleri alacağını” bildirmiştir ![]() ![]() Bu nedenle, 24 Nisan 1915 tarihinde Ermeni Komiteleri kapatılarak, yöneticilerinden 2345 kişi devlet aleyhine faaliyette bulunmak suçundan tutuklanmıştır ![]() ![]() ![]() Osmanlı hükümetinin bu kararı üzerine harekete geçen Eçmiyazin Katogikosu Kevork, ABD Cumhurbaşkanı’na şu telgrafı göndermiştir: "Sayın Başkan, Türk Ermenistanı’ndan aldığımız son haberlere göre, orada katliam başlamış ve organize bir terör, Ermeni halkının mevcudiyetini tehlikeye sokmuştur ![]() ![]() Kevork, Başpiskopos ve bütün Ermenilerin Katogikosu(1) ![]() Başpiskopos Kevork'un telgrafını, Rusya'nın Washington Büyükelçisi'nin ABD'deki temasları izledi ![]() ![]() ![]() DİPNOTLAR 1) Gürün, Kamuran, Ermeni Dosyası, TTK Basımevi, Ankara 1983, s ![]() YER DEĞİŞTİRME KANUNU VE UYGULAMASI YER DEĞİŞTİRMENİN NEDENLERİ Ermeni isyanları ve katliamları karşısında Osmanlı Hükümeti, öncelikle bölgesel tedbirlere başvurmuş ve olayları yerinde bastırmayı ve savunma durumunda kalmayı tercih etmiştir ![]() ![]() ![]() Osmanlı hükümetinin bu gayretleri belgeleriyle sabittir ![]() ![]() ![]() ![]() Ermeni isyanları özellikle Doğu Anadolu'dan başlayarak diğer bölgelere yayılmıştır ![]() ![]() Ermeni çetelerinin bu tür zulüm ve eylemleri sürerken, güvenlik kuvvetleri tarafından Ermenilerin yaşadıkları bölgelerde yapılan aramalarda pek çok silâh ve cephane ele geçirilmiştir ![]() ![]() Osmanlı devletinin savaşa girmesinden ve özellikle Kafkas Cephesindeki bozgundan sonra, Ermenilerin Müslüman halka karşı baskıları, askerden firarları, asker ve jandarmaya saldırıları, silahlı ve mühimmatla yakalanmaları, Fransızca, Rusça ve Ermenice şifreli yazışmaların ele geçirilmesi gibi gelişmeler, ülke çapında bir karışıklık çıkaracaklarını gösteren en önemli kanıtlar olmuştur ![]() Osmanlı hükümeti, isyan ve katliamlara karşı güvenlik tedbirleri almakla beraber, “Yer Değiştirme Kanunu”ndan önce de, bu tedbirlerin yeterli olmadığı durumlarda Ermenileri başka yerlere yerleştirme yoluna gitmiştir ![]() ![]() ![]() Ermenilerin başlattıkları isyanlar, -katliamlar ve tahriplerin dışında- Rusların bir ay içinde Van, Malazgirt ve Bitlis'i işgali ile sonuçlanmıştır ![]() ![]() ![]() İtilaf Devletleri ve Rusya ile birlik olan Ermenilerin başlattıkları isyan ve katliamlar savaşın kaderini etkileyecek noktaya ulaşınca, Başkomutan Vekili Enver Paşa duruma bir çare bulmak amacıyla, 2 Mayıs 1915'te İçişleri Bakanı Talat Paşa'ya bir yazı göndererek, "Van bölgesindeki isyanlarını sürdürmek için daima toplu ve hazır bir halde bulunan Ermenilerin, isyan çıkaramayacak şekilde dağıtılmaları gerektiğini” bildirmiştir ![]() Bunun üzerine Talat Paşa, 23 Mayıs 1915’te, 4 ![]() ![]() ![]() Yer değiştirmeyi zorunlu kılan; Birinci Dünya Savaşı’nda ele geçirdikleri yerlerin kendilerine verileceği ve bağımsız bir Ermenistan kurulacağı gibi hayallere kanan Ermenilerin, vatandaşı bulundukları Osmanlı devletini arkadan vurmaları ve isyanlarıdır ![]() ![]() Yer değiştirme uygulaması nedense bu gözle görülmek istenmemekte, Ermenistan ve Ermeni diasporası Osmanlı aleyhine olumsuz, yalan ve iftiralarla dolu propagandalar yapmaktadır ![]() ![]() ![]() Yer Değiştirme (Tehcir) Kanunu Osmanlı hükümeti, yer değiştirme uygulamasını o günün şartlarında bir kanuna dayandırmıştır ![]() ![]() ![]() İçişleri Bakanlığı isyancı Ermenilere karşı tutuklama gibi bazı önlemleri alırken, 24 Mayıs 1915'te ortak bir bildiri yayınlayan Rusya, Fransa ve İngiltere hükümetleri, bir aydan beri, "Ermenistan" diye adlandırdıkları Doğu ve Güney-Doğu Anadolu'da Ermenilerin öldürüldüklerini ileri sürmüşler ve olaylardan Osmanlı hükümetini sorumlu tutacaklarını açıklamışlardır ![]() Konunun bu şekilde uluslar arası bir boyut kazanması üzerine Talat Paşa, yer değiştirme uygulaması hakkında hazırladığı bir yazıyı 26 Mayıs 1915 günü Başvekalet’e (Başbakanlığa) göndermiştir ![]() ![]() ![]() Başbakanlık, devletin güvenliği için başlatılan yer değiştirme uygulamasının yerinde olduğunu belirtilerek, bunun bir usul ve kurala bağlanmasının zorunluluğunu dile getirmiştir ![]() ![]() ![]() Kanunun; 1 ![]() 2 ![]() 3 ![]() 4 ![]() ![]() Görüldüğü üzere kanun; tamamen devleti ve kamu düzenini korumaya yönelik, şiddete karşı bir yetki kanunudur ![]() ![]() ![]() Başbakanlık tarafından 30 Mayıs 1915’te İçişleri, Harbiye ve Maliye Nezâretlerine (Bakanlıklarına) gönderilen bir yazıda, göçün nasıl uygulanacağı ayrıntılı şekilde anlatılmış ve şöyle denilmiştir(1): “Göç ettirilenler, kendilerine tahsis edilen bölgelere can ve mal emniyetleri sağlanarak rahat bir şekilde nakledileceklerdir; Yeni evlerine yerleşene kadar iaşeleri Göçmen Ödeneği’nden karşılanacaktır; Eski malî durumlarına uygun olarak kendilerine emlâk ve arazî verilecektir; Muhtaç olanlar için hükümet tarafından konut inşa edilecek; çiftçi ve ziraat erbabına tohumluk, alet ve edevat temin edilecektir; Geride bıraktıkları taşınır malları, kendilerine ulaştırılacak; taşınmaz malları tespit edilecek ve kıymetleri belirlendikten sonra, paraları kendilerine ödenecektir; Göçmenlerin ihtisasları dışında kalan zeytinlik, dutluk, bağ ve portakallıklarla, dükkân, han, fabrika ve depo gibi gelir getiren yerleri açık arttırma ile satılacak veya kiraya verilecek ve bedelleri sahiplerine ödenmek üzere mal sandıklarınca emanete kaydedilecektir; Bütün bu konular özel komisyonlarca yürütülecek ve bu hususta ayrıntılı bir tâlimatnâme hazırlanacaktır ![]() Talat Paşa’nın Ermenilerin soykırımını isteyen telgrafı var mıdır? Ermeniler hakkında alınan tedbirlerin onları imha maksadını taşımadığı, Talat Paşa tarafından her fırsatta dile getirilmiştir ![]() ![]() "Ermenilerin bulundukları yerlerden çıkarılarak tayin edilen bölgelere sevklerinden hükümetçe takip edilen gaye, bu unsurun hükümet aleyhine faaliyetlerde bulunmalarını ve bir Ermenistan Hükümeti teşkili hakkındaki millî emellerini takip edemeyecek bir hale getirilmelerini temin etmektir ![]() ![]() ![]() Talat Paşa’nın verdiği emir böyle olmasına rağmen, sözde Ermeni soykırımı iddiacıları, gerçeği çarpıtmışlar; Talat Paşa’nın Ermenilerin katledilmesine yönelik emir verdiğini ileri sürmüşlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() Yer Değiştirme Sırasındaki Uygulamalar Kanuna göre hazırlanan uygulama emri ile yer değiştirmenin nasıl yapılacağı tüm ayrıntıları ile belli kurallara bağlanmıştır ![]() ![]() ![]() Yukarıda verilen uygulama emrinden anlaşıldığı gibi, yerleri değiştirilenler taşınabilir mal ve eşyalarını beraberlerinde götürecekler veya bunlar sonra kendilerine ulaştırılacak, taşınmaz malları ise açık attırma ile satılacak ve bedelleri kendilerine ödenecektir ![]() Bu esaslar içinde göç ettirilen Ermeni kafileleri, yerleştirilecekleri yerlere gönderilmek üzere, yol kavşakları üzerinde bulunan Konya, Diyarbakır, Cizre, Birecik ve Halep gibi belirli merkezlerde toplanmışlardır ![]() Kafilelerin sevk edildikleri güzergâhlar, göçmenlerin zorluklarla karşılaşmamaları ve güvenlikleri için mümkün olduğu kadar kendilerine yakın yollardan seçilmiştir ![]() ![]() Bir yandan Birinci Dünya Savaşı'nın sürmesine rağmen, yer değiştirmenin düzenli bir şekilde yürümesi ve kafilelerin herhangi bir zarara uğramaması için azami dikkat gösterilmiştir ![]() ![]() Eğer Osmanlı hükümeti bir grup insanı yok etme maksadıyla bu uygulamaya girişmiş olsa idi, göç edenlere yolda sağlanacak imkanları, kafilelerin eşkıya baskınlarına karşı korunmasını, hastalara yardım yapılmasını, çocukların korunmasını, geride bıraktıkları menkul ve gayrimenkullerin kayıt altında tutulmasını, etli yemek verilmesine ilişkin kararları uygulamaya geçirmezdi ![]() ![]() Yer Değiştirme Sırasında Yapılan Harcamalar Yer Değiştirme Kanunu ile yerleri değiştirilen Müslüman, Rum ve Ermeniler ile Anadolu'ya yönelen göç hareketlerine ilişkin ihtiyaçları karşılamak amacıyla, Göçmen Genel Müdürlüğü kurulmuş, bu kurum tarafından göçmenlerin, yerleştirme, geçim ve diğer sorunları çözülmeye çalışılmıştır ![]() Uygulamaya ait belgelerde hangi il ve ilçelerde hastane kurulduğu, Ermeni çocuklarından yetim kalanlar için hangi binanın ayrıldığına kadar detaylı bilgiler verilmektedir ![]() ![]() Göç esnasında oluşturulan kafilelere, vasıta veya binek hayvanı sağlanmış, kadın, yaşlı ve çocuklarla, hastalara özel ilgi gösterilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Deniz yoluyla göç edenlerin o dönemde salgın bulunan sıtma hastalığına karşı korunabilmeleri için kinin dağıtılmış, hastalar için sivil hastaneler yanında askeri hastanelerden de yararlanma imkanı getirilmiştir ![]() ![]() Osmanlı hükümeti, yer değiştirme uygulaması için ciddi harcamalar yaparken, bir yandan da göçe tabi tutulan Ermenilerin devlete ve şahıslara olan borçlarını ya ertelemiş ya da tamamen silmiştir ![]() ![]() Yer Değiştirmeden Önce Ermeni Nüfusu Ermeni komitacılar ve bugünkü destekçileri tarafından günümüzde en çok istismar edilen ve çarpıtılan konu Ermeni nüfusunun göç öncesi ve sonrasındaki durumudur ![]() ![]() ![]() Birinci Dünya Savaşı yıllarında Osmanlı topraklarında yaşayan Ermenilerin nüfusu bazı yabancı kaynaklarda şöyle belirtilmiştir: Ermeni Patrikhanesi'ne göre 2 ![]() Lozan Konferansı Ermeni Heyeti’ne göre 2 ![]() Fransız Sarı Kitabı'na göre 1 ![]() Britannica'ya göre 1 ![]() İngiliz yıllığına göre 1 milyon Osmanlı devleti resmi belgelerine göre Ermeni nüfusu ise şöyledir: 1893 Nüfus sayımına göre 1 ![]() ![]() 1906 Nüfus sayımına göre 1 ![]() ![]() 1914 Nüfus istatistiğine göre 1 ![]() ![]() Gerek Osmanlı, gerekse Ermeniler ve yabancılara ait istatistikler değerlendirildiğinde, I ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı’daki Ermeni nüfusu hakkındaki en güvenilir rakamların resmi belgelerde olduğu kesindir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ermenilerin Yerleştirildikleri Bölgeler Yer değiştirme uygulaması çerçevesinde; Erzurum, Van ve Bitlis vilâyetlerinden çıkarılan Ermeniler, Musul’un güney kısmı ile Zor ve Urfa sancağına; Adana, Halep, Maraş civarından çıkarılan Ermeniler ise Suriye’nin doğu kısmı ile Halep’in doğu ve güneydoğusuna yerleştirilmişlerdir ![]() Yeni yerleşim bölgelerinin Bağdat demiryoluna en az 25 km ![]() ![]() Yer Değiştirmeye Tabi Tutulan Ermeni Nüfusu Yer değiştirme uygulaması sırasında çeşitli yollardan göç ettirilen Ermenilerin ayrıldıkları ve vardıkları yerlerdeki sayıları devamlı şekilde kontrol edilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Görüldüğü gibi, göç ettirilenlerle yeni yerleşim bölgelerine varanlar arasında 56 ![]() ![]() 500 kişi Erzurum-Erzincan arasında; 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu bilgiler ışığında toplam 9-10 bin kişinin yer değiştirme uygulaması sırasında katledildiği tespit edilmektedir ![]() ![]() ![]() Kalan 10-16 bin kişinin ise bir kısmı, yola çıkarılmış olmakla birlikte, henüz iskan mahalline varmadan tehcirin durdurulması sebebiyle, bulundukları vilayetlerde alıkonulmuştur ![]() ![]() ![]() Yer değiştirme uygulamasının yapıldığı dönemde, Osmanlı ordusunda silah altında bulunan Ermenilerden 50 ![]() ![]() ![]() ![]() Mektupta, bir kısım Ermeni’nin Rusya’ya ve Amerika’ya kaçırıldıkları ve Amerika’da eğitilen 50 ![]() ![]() ![]() ![]() Bu bilgiler, Anadolu ve Rumeli’nin çeşitli bölgelerinden yer değiştirmeye tabi tutulan Ermenilerin sayıları ile, yeni iskan merkezlerine ulaşanların sayılarının birbirini tuttuğunu göstermekte ve dolayısıyla sevk ve iskan sırasında herhangi bir katliam olayının olmadığını ortaya koymaktadır ![]() 1918 yılında, Ermeni Delegasyonu Başkanı olan Boghos Nubar Paşa’nın Fransa Dışişleri Bakanlığı Yüksek Yetkili Bakanı Monsieur Gout’a gönderdiği raporda: Kafkasya’da 250 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Boghos Nubar Paşa’nın verdiği rakamlardan 290 bin kişinin yer değiştirme uygulaması dışında Osmanlı topraklarını terk edenler olduğu anlaşılıyor ![]() ![]() Bu konuyla ilgili yabancı ve özellikle de Ermeni kaynaklarında şu bilgiler yer almaktadır: Noradungian Gabrial’in Lozan Konferansı Tali Komisyonu'na sunduğu rapora göre; Kafkasya'ya 345 bin, Suriye'ye 140 bin, Yunanistan ve Ege Adalarına 120 bin, Bulgaristan'a 40 bin, İran'a 50 bin olmak üzere toplam 695 bin Ermeni 1 ![]() ![]() Ermeni ileri gelenlerinden Hatisov, (daha sonra Ermenistan Cumhurbaşkanı olmuştur), Trabzon Konferansı'na (14 Mart-14 Nisan 1918) katılan Hüseyin Rauf Bey'e gönderdiği mesajda, Kafkasya'da Osmanlı memleketinden kaçan 400 bin Ermeni'nin bulunduğunu bildirmiştir(13) ![]() Ermeni Prof ![]() ![]() ![]() Ermeniler ve yabancıların verdiği bu rakamlardan hareketle; göç ettirme dışında çok sayıda Ermeni’nin Türkiye’den kendi iradesiyle ayrıldığını göstermektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O halde Ermenilerin iddia ettiği gibi bir Ermeni soykırımı veya 2-3 milyon Ermeni’nin yok edilmesi mümkün değildir ![]() Bunun da ötesinde eğer Osmanlı devleti Ermeni tebaasından kurtulmak isteseydi; bunu asimilasyon yoluyla veya savaşı gerekçe göstererek halledebilirdi ![]() ![]() ![]() ![]() Ermeni Kafilelerine Yapılan Saldırılar ve Devletin Önlemleri Ermenilerin yeni yerleşim bölgelerine nakilleri sırasında bazı kafilelere, özellikle Halep-Zor arasında bölge haklı tarafından saldırılar düzenlenmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı hükümeti, bir yandan cephelerde düşmanla savaşırken bir yandan da kafilelerin emniyetlerini sağlamak için olağanüstü gayret sarf etmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Yerleri Değiştirilmeyen Ermeniler Yer değiştirme kararı bütün Ermenilere uygulanmamıştır ![]() ![]() ![]() Öte yandan, hasta, özürlü, sakat ve yaşlılar ile yetim çocuklar ve dul kadınlar da göçe tabi tutulmamış, yetimhaneler ve köylerde koruma altına alınarak ihtiyaçları devlet tarafından karşılanmıştır ![]() ![]() Göç Ettirilen Ermenilerin Geri Getirilmesi Ermenilerin yeni yerleşim bölgelerine gönderilmeleri 8 Şubat 1916’da durdurulmuştur ![]() ![]() ![]() Yer Değiştirme Uygulamasının Yurtdışındaki Yansımaları Yer değiştirmenin yapıldığı bölgelerde bulunan yabancı gözlemciler, Birinci Dünya Savaşı’nın içinde birçok cephede savaşmasına rağmen Osmanlı Hükümeti'nin bu işi büyük bir titizlikle ve iyi bir şekilde yürüttüğünü yazdıkları halde, Batı basını olayları saptırarak vermeyi tercih etmiştir ![]() ![]() İran'da bulunan İngiliz konsoloslarının raporları çerçevesinde 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yabancıların İncelemeleri Bu konuda ilk inceleme, Birinci Dünya Savaşı’nın bitiminden hemen sonra İstanbul'un işgali sırasında İngilizler tarafından yapılmıştır ![]() ![]() Sonraki yıllarda soykırıma yönelik uydurmalar durmamış, sahte bilgi ve belgelerle kamuoyu oluşturulmaya çalışılmış, bazı ülkelerin siyasileri de bu oyuna alet edilmiştir ![]() ![]() “14 ![]() ![]() ![]() Türk, Osmanlı araştırmaları ve Ortadoğu üzerine uzmanlaşmış, aşağıda imzaları bulunan Amerikalı akademisyenler, ABD Temsilciler Meclisi'nin 192 sayılı kararında kullanılan dilin birçok açıdan yanıltıcı ve yanlış olduğu görüşündedirler ![]() Günümüz Türkiye Cumhuriyetinin 1923 yılında kurulmasıyla sonuçlanan Türk Devrimiyle 1922'de tarih sahnesinden silinmiş olan Osmanlı İmparatorluğu, şu anda Güneydoğu Avrupa, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da bulunan ve sadece bir tanesinin Türkiye Cumhuriyeti olduğu 25'ten fazla devletin topraklarını ve halklarını bünyesinde barındıran bir devletti ![]() ![]() ‘Soykırım’ suçlamasına gelince; bu açıklamayı imzalayanların hiçbiri Ermenilerin çektikleri acıların boyutlarını küçümseme amacını taşımamaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Temsilciler Meclisinin 192 sayılı kararındaki gibi ithamları kaçınılmaz olarak Türk halkı hakkında adaletsiz yargılara varılmasına ve belki de tarihçilerin bu trajik olayları anlamakta kaydetmeye başladıkları gelişmeye zarar verilmesine yol açacaktır ![]() Kongre bu kararı kabul ederse, tarihsel sorunun hangi yanının doğru olduğuna yasa yolu ile karar vermeye çalışmış olacaktır ![]() ![]() DİPNOTLAR 1) Halaçoğlu, Prof ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2) Halaçoğlu, Prof ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3) Orel, Şinasi; Yuca Süreyya; Ermenilerce Talat Paşa'ya Atfedilen Telgrafların Gerçek Yüzü, TTK Yayını, Ankara 1983 ![]() 4) Halaçoğlu, Prof ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 5) Dr ![]() ![]() 6) Karpat, Kemal H ![]() 7) Halaçoğlu, Prof ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 8) Halaçoğlu, Prof ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 9) Halaçoğlu, Prof ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 10) DH ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 11) Bkz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 12) Archives des Affaires Etrangéres de France, Série Levant, 1918-1928, Sous Série Arménie, Vol ![]() ![]() ![]() ![]() 13) Akdes, Nimet Kurat; Türkiye ve Rusya, Ankara, 1990, s ![]() 14) Hovannisian, Richard, The Ebb and Flow of the Armenian Minortiy in the Arab Middle East, Middle East Journal, Vol ![]() ![]() ![]() 15) Halaçoğlu, Prof ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 16) Halaçoğlu, Prof ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 17) FEIGL, Erich-, A Myth of Terror: Armenian Extremism: Its Causes and Its Historical Context, Edition Zeitgeschichte-Freilassing, Austria ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Ermeni Sorunu, İddialar, Gerçekler |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ermeni Sorunu, İddialar, GerçeklerSOYKIRIM NEDİR? Yer değiştirme uygulaması Ermeni çevreleri ve hasım devletlerce "Ermeni katliamı ve soykırımı" olarak adlandırılmış ve Osmanlılara karşı büyük bir propaganda kampanyası başlatılmıştır ![]() Oysa soykırım; “ırk, milliyet, etnik ve din farklılıkları nedeniyle insan gruplarının yok edilmesi”dir ![]() ![]() ![]() Soykırım dendiği zaman Nazilerin, Yahudilere ve diğer etnik gruplara karşı giriştikleri kitlesel kıyım akla gelir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunlara ilave olarak, Birleşmiş Milletler'in önleyici yönde sözleşmesi olmasına rağmen, modern çağda da sayısız soykırım olayı görülmüştür ![]() Örneğin, bizzat olayın kahramanı 2 emekli Fransız generalin Le Monde’da yayınlanan itiraflarına göre; Fransızlar 1954-1962 yılları arasında Cezayir’de en az 1 milyon Cezayirliyi katletmiş, 1965-1966 yıllarında Endonezya ordusu bir milyon komünisti ve ailelerini öldürmüş, 1975-1979 yılları arasında Kamboçya'da Kızıl Kmerler 1 ![]() ![]() ![]() Soykırım suçu, gerçek anlamda bu olaylarda işlenmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aslında Ermeniler, geçmişte hakimiyeti altında yaşadıkları devletlere ihanetlerinden dolayı bir çok kez buna benzer göç hareketlerine tabi tutulmuşlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tarih boyunca sayısız göç ve sürgün olayına maruz kalan Ermeniler, bunların hiç birini gündeme getirmeden, sadece 1915'te Osmanlı devleti tarafından son derece haklı gerekçelerle yer değiştirmeye tabi tutulmalarını sözde soykırım adı ile sorun haline getirmeye çalışmaktadırlar ![]() ![]() ![]() ERMENİ TERÖRÜ Türkiye açısından Ermeni sorununun önemli bir boyutu da, Ermenilerin Türklere karşı silahlı terör metodolojisini kullanmaya başlamalarıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından 1965 yılına kadar sakin bir dönem geçirildikten sonra, Ermeni lobisinin desteğiyle terör hareketleri birdenbire tekrar ortaya çıkarılmış, Türk diplomatları öldürülmeye başlanmıştır ![]() ![]() Bu yeni dönemde terörü özendiren, geliştiren, hazırlayan, daha geniş alanlara yayılmasını, ve hedeflerinin çeşitlenmesini sağlayan; terör tim ve grupları oluşturan, yeni örgütlenme çabalarına destek, temas ve ilişkiler ortamı hazırlayanlar, Taşnak ve Hınçak terör örgütleridir ![]() ![]() Geleneksel terör örgütleri içlerinden çıkardıkları terör tim ve gruplarıyla, ASALA ise terörün en acımasız ve insanlık dışı uygulamalarıyla yeni dönemin terör yaratıcıları olmuşlardır ![]() ![]() Ermeni terörü, yurt dışındaki Türk görevlilerine, temsilciliklerine ve kuruluşlarına yönelik silahlı saldırılar şeklinde kısa zamanda hızlı bir tırmanış göstererek yoğunluk kazanmıştır ![]() ![]() Ermeni terör örgütleri, dış dünyanın tepkileri üzerine 1980’li yıllarda taktik değiştirerek, PKK terör örgütü ile işbirliğine girmişlerdir ![]() ![]() · Bölücü terör örgütü PKK, 21-28 Nisan 1980 tarihini “Kızıl Hafta” olarak ilan etmiş ve 24 Nisan tarihini sözde Ermenilerin katledilme günü olarak anarak, toplantılar yapmaya başlamıştır ![]() · 8 Nisan 1980 tarihinde Lübnan'ın Sidon kentinde PKK ve ASALA terör örgütleri ortak basın toplantısı düzenlemişler ve toplantı sonucu bir deklarasyon yayınlamışlardır ![]() ![]() ![]() · Bölücü terörist Abdullah Öcalan, Ermeni Yazarlar Birliği tarafından “Büyük Ermenistan hayali fikrine olan katkılarından dolayı” onur üyeliğine seçilmiştir ![]() · Ermeni Halk Hareketi’nin bünyesinde, bir çok Avrupa ülkesinde olduğu gibi bir Kürdistan Komitesi oluşturulmuştur ![]() · 4 Haziran 1993 tarihinde; Ermeni Hınçak Partisi, ASALA ve PKK terör örgütü mensuplarının katılımıyla Batı Beyrut'ta bulunan PKK terör örgütü merkezinde bir toplantı yapılmıştır ![]() Ermeni-PKK ilişkisiyle ilgili bir başka çarpıcı örnek ise, 6- 9 Ocak 1993 tarihlerinde Beyrut'taki iki ayrı kilisede düzenlenen ve Lübnan Ermeni Ortodoks Başpiskoposu, Ermeni Parti yetkilileri ile 150 gencin katıldığı toplantılarda kullanılan şu ifadelerdir: · Şimdilik Türkiye'ye karşı sakin tutum gösterilmelidir ![]() · Ermeni toplumu gittikçe büyümekte ve ekonomik yönden güçlenmektedir ![]() · Geliştirilen propaganda faaliyetleri sayesinde, bütün dünyada (sözde) soykırım daha iyi bilinmeye başlanmıştır ![]() · Ermenistan devleti kurulmuştur, her geçen gün toprakları genişlemektedir ve atalarının intikamını mutlaka alacaklardır ![]() · Başta ABD olmak üzere, diğer batılı ülkeler de Karabağ'da sürdürülen savaşta Ermenileri haklı bulmaktadırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() · Türkiye'de -PKK terör örgütü ile yapılan mücadele kastedilerek- iç savaş devam edecek, Türk ekonomisi sıfır noktasına gelecek ve vatandaşlar baş kaldıracaklardır ![]() · Türkiye bölünecek ve bir Kürt devleti kurulacaktır ![]() · Ermeniler Kürtlerle olan ilişkilerini iyi bir şekilde yürütmeli ve Kürtlerin mücadelelerini desteklemelidirler ![]() · Bugün Türklerin elinde olan topraklar, yarın Ermenilerin olacaktır ![]() Özetle; Ermeni terör örgütlerinin müşterek amacı; her fırsattan yararlanarak Türkiye'yi istikrarsızlığa sürüklemek ve sözde işgal altındaki Ermeni topraklarını kurtararak "Bağımsız Büyük Ermenistan"ı kurmaktır ![]() ![]() BUGÜNKÜ DURUM Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin dağılmasından sonra, 23 Eylül 1991'de bağımsızlığını ilan eden Ermenistan Cumhuriyeti, Türkiye'ye yönelik "sözde soykırım" iddialarını bir devlet politikası haline getirmiştir ![]() ![]() Soykırım iddialarının kabulü ve tesciline bağlı olarak, Türkiye'den yüklü bir tazminat almak ve son aşamada ise Türkiye sınırları içerisinde bulunduğunu iddia ettikleri sözde Ermeni topraklarının, “Batı Ermenistan”ın iadesini sağlayarak Büyük Ermenistan'ı kurmak yönünde bir siyaset izlemektedirler ![]() Nitekim Ermenistan Parlamentosu’nca 23 Ağustos 1990'da kabul edilen bildiride; "Ermenistan Cumhuriyeti, Osmanlı Türkiyesi ve Batı Ermenistan'da gerçekleştirilen 1915 soykırımının uluslar arası kabul görmesi çabasını destekler" maddesine yer verilmiştir ![]() Sözde soykırımın tanınmasını hedefleyen girişimler, birçok ülkede yoğunlaşmış, bu ülkelerde ardı ardına soykırım anıtları dikilmiş, hatta bazı ülkelerin okullarında “sözde soykırım” ders olarak okutulmaya başlanmıştır ![]() Türk-Ermeni ilişkileri Ter-Petrosyan yönetiminde nispeten ılımlı bir havada geçmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Koçaryan gibilere en güzel cevabı şüphesiz, Türkiye'de yaşayan Ermeni cemaati vermektedir ![]() "Soykırım ve tehcir (bir yerden alıp başka bir yere götürmek) farklı anlamlara gelir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kevorkan'ın "asimilasyon" iddiaları hakkındaki görüşleri ise şöyledir: "Bugün dünya üzerindeki Ermenilerin en rahatlıkla, en güçlü şekilde kendi kimliklerini muhafaza ettikleri ülke Türkiye'dir ![]() ![]() ![]() ![]() Bunu söylediğin zaman kötü kişi oluyorsun ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türkiye Ermeni Patriği II ![]() "İstanbul Ermeni Patrikliği'nin kuruluşu tarihte eşine rastlayamayacağımız bir olaydır ![]() ![]() Tarihte bir dine mensup bir hükümdarın başka bir dinin üyeleri için ruhani riyaset makamı tesis etmesi, ne Fatih'ten önce, ne de sonra görüldü ![]() ![]() İmparatorluk sınırları içindeki Ermeni toplumunun hayatını onun örf ve adetlerine göre düzenleyen Fatih Sultan Mehmet'i, onun doğrultusunda ülkeye hizmet eden devlet adamlarını ve 1461'deki ilk İstanbul Ermeni Patriği Bursalı Hovagim'den başlayarak bu makama sadakatle hizmet eden 83 patriğimizi sevgiyle ve minnetle anıyoruz ![]() Biz Türkiye Ermenileri, ülkemizde yaşayan en kalabalık Hıristiyan cemaati olarak 75 ![]() ![]() Taşnaksutyun örgütünün gizli lideri Koçaryan, Ermeni Devleti’nin başkanı olduktan sonra “4 T Planı”nın uygulanmasına hız verilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Bunlar “Bağımsızlık Bildirgesi”, “Bağımsızlık Kararı” ve 1995 yılında kabul edilen “Ermeni Anayasası”dır ![]() ![]() ![]() Ermenistan Parlamentosu, 23 Eylül 1991 tarihinde aldığı bağımsızlık kararında aynı konuyla ilgili olarak “Ermenistan Bağımsızlık Bildirisi’ne sadık kalacağını” beyan ve taahhüt etmiş, 1995 yılında kabul edilen Ermeni Anayasası’nda ise “Ermenistan’ın bağımsızlık bildirisindeki ulusal hedeflere bağlı kalacağı” bir anayasa hükmü haline getirilmiştir ![]() Dolayısıyla olmayan bir soykırımın kabul ettirilmesi ve Batı Ermenistan olarak nitelendirilen Türkiye’nin doğusundan toprak talebi, gizli bir emel olmaktan çıkmış, belki de bir başka ülke anayasasında rastlanılmayacak şekilde, resmen dünyaya açıklanmıştır ![]() ![]() Ermenistan’ın bu yayılmacı politikası karşısında, NATO ve AGİT’in anlaşma metinlerine bakmak gerekecektir ![]() ![]() Bilindiği gibi NATO bir askeri pakttır ![]() “ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() hükmünü görürüz ![]() Bu madde de olduğu gibi, her iki organizasyonun mantığı açık iken, diğer tarafta “Türkiye’den toprak talep eden” ya da Türkiye toprağını “Batı Ermenistan” olarak yorumlayıp Anayasası’na koyan bir ülkeye yönelik NATO ve AGİT üyelerinin tavrı tartışılmalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() DİPNOTLAR 1) Kanal 6 Televizyon, Ceviz Kabuğu Programı, 7 Ekim 2000) 2) Kanal 6 Televizyon, aynı program ![]() 3) 23 Mayıs 1999, Gazeteler SONUÇ Tarihte olduğu gibi günümüzde de Ermeni toplumu üzerinden siyasi ve ekonomik çıkar sağlamaya çalışan ülkeler bulunmaktadır ![]() ![]() ![]() Ermeni sorununun ortaya çıkışından bugüne kadar, katliamı ve katletmeyi meslek edinen Ermeni terörünün amacı; tarihi gerçekleri tamamen görmezlikten gelerek, sözde Ermeni soykırımı iddialarını ve Ermenilerin taleplerini dünya kamuoyuna duyurmaktır ![]() ![]() Ermeniler ve destekçileri, Büyük Ermenistan rüyasını gerçekleştirmek amacıyla, Ermenilerin göç ettirilmesini soykırım şeklinde istismar eden “Dört T Planı”nı uygulamaya koymuşlardır ![]() ![]() Ermeni sorunu, Osmanlı devletini parçalayarak çıkarlarına ulaşmayı amaçlayan ülkelerce ortaya çıkarılmış, bugün ise isimleri değişmekle birlikte aynı çıkar çevrelerinin Türkiye üzerindeki emellerini gerçekleştirmek için sıcak tuttukları temelsiz, yapay ve maksatlı bir sorundur ![]() Bu temelsiz iddia ve iftiralarla çıkar elde edenler, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde kendi örf-adetlerini ve dinlerini özgürce yaşayan Ermeni asıllı Türk vatandaşları değil; açlıkla karşı karşıya bulunan Ermenistan topraklarından fiziken ve ruhen çok uzakta bulunan diaspora Ermenileri ve oy avcılığı yaparak halkını boş ve tehlikeli emeller uğruna peşinden sürükleyen fırsatçı politikacılardır ![]() ![]() Tarihi gerçekleri ve haklı davamızı dünya kamuoyuna anlatmak, her Türk vatandaşının, özellikle de devlet idarecilerimiz, bilim adamlarımız ve basın-yayın organlarımızın vazgeçilmez görevidir ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Ermeni Sorunu, İddialar, Gerçekler |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ermeni Sorunu, İddialar, GerçeklerTÜRK ERMENİ İLİŞKİLERİ Ermeniler; Pers, Makedon, Selefkit, Roma, Part, Sasani, Bizans, Arap ve Türklerin hakimiyeti altında yaşamışlardır ![]() ![]() ![]() Tarih boyunca Romalılar, Persler ve Bizanslılar tarafından Anadolu'nun bir yerinden diğerine sürülen, savaşlara itilen ve çoğu kez üçüncü sınıf vatandaş muamelesi gören Ermeniler, Türklerin Anadolu'ya girişlerinden sonra; Türklüğün adil, insani, hoşgörülü, birleştirici töre ve inancından yararlanmışlardır ![]() ![]() ![]() Osmanlı Devleti'nin çalışan, liyakatli, dürüst ve üretken her teb'asına sağladığı imkanlardan Gayr-i Müslimler içinde en çok faydalananlar; Ermeniler olmuştur ![]() ![]() İstanbul Ermeni Patrikliği'nin kuruluşu tarihte eşine zor rastlanır bir olaydır: Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinden sekiz yıl sonra, 1461'de Batı Anadolu'daki Ermeni episkoposluğunu, çıkardığı bir fermanla İstanbul Patrikliği'ne dönüştürmesi, Fatih'in ve Osmanlı Sultanlarının gelecek vizyonu ve diğer dinlere gösterdiği hoşgörünün çok açık bir örneğidir ![]() ![]() "Yeni bir bin yıla girerken dünyada yaşanan gerginlikleri, özellikle yakın çevremizdeki savaş ortamını göz önünde bulunduracak olursak, 538 yıl önce gerçekleşen bu olayın değerini, dinler ve kültürler arası hoşgörünün önemini, sanıyorum daha iyi kavrayabiliriz ![]() ![]() ![]() Nitekim, Türkçe konuşan, ayinlerini bile Türkçe yapan bu topluluktan devlet kademelerinde önemli görevlere yükselenler, Bayındırlık, Bahriye, Hariciye, Maliye, Hazine, Posta-Telgraf, Darphane Bakanlıkları, Müsteşarlıkları yapanlar ve hatta Osmanlı Devleti'nin meseleleri üzerinde Türkçe ve yabancı dillerde eserler yazanlar bile olmuştur ![]() Ancak Osmanlı Devleti'nin zayıflamaya başladığı dönemlerde, bazı devletlerin vaatlerine kanan Ermeniler, on binlerce Türk ve Ermeni'nin ölümüyle sonuçlanan isyan ve katliamlara başlamışlardır ve bin yıl refah içinde yaşadıkları ülkeyi parçalamaya çalışmışlardır ![]() SELÇUKLU DÖNEMİ TÜRK-ERMENİ İLİŞKİLERİ VII ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bizans İmparatoru Vasil II, hayatının son yıllarında Kafkaslar'da faaliyet göstermiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Bizans İmparatorluğu, Ermenilerin yaşadıkları yerleri kendine katmakla kalmamış, aynı zamanda Ermeni tarihçi Urfalı Mateos'un da belirttiği gibi "Ermeni milletinin kumandanlarını kendi ev ve eyaletlerinden çıkarıp götürmüşler"dir ![]() 1047-1048 yılında Selçuklu Veliahdı Hasan, Van Gölü bölgesine akınlara başlamıştır ![]() ![]() Ölen Bizans İmparatoru Konstantin Dukas'ın (Mayıs 1067) yerine geçen karısı ile evlenerek iktidarı ele geçiren Romanos VI ![]() ![]() Bizans İmparatoru Malazgirt'e doğru yola çıkmadan önce, harpten dönünce Ermeni mezhebini ortadan kaldıracağına yemin etmiştir ![]() ![]() ![]() Uzun yıllar Bizans hakimiyeti altında yaşayan Ermenilere Bizanslıların nasıl davrandıkları konusunu, o dönemleri yaşayanlardan dinlemiş ve yazmış olan Urfalı Mateos şu şekilde aktarmıştır: " ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "İki yıl sonra (993-994) büyük Roma dükü, büyük bir ordu ile beraber Ermenilere karşı yürüdü, Hıristiyanların üzerine atılıp onları kılıçtan geçirdi ve esaret altına aldı ![]() ![]() Türkler, Bizanslılarla birlikte kendilerine karşı savaşan Ermenilere nasıl davranmışlardır? Bizanslıların yaptıkları gibi onları hakir mi görmüşler, zulüm mü yapmışlar, yoksa kilise ve manastırlarını mı yakmışlardır? Ermeniler başta olmak üzere, Selçuklu yönetiminde yaşayan bütün gayrimüslim azınlığa gösterilen hoşgörüyü Urfalı Mateos şu şekilde kaydetmiştir: "539 (27 Şubat 1090-26 Şubat 1091) tarihinde Ermeni Katogikosu Barseg, cihangir sultan Melikşah'ın yanına gitti ![]() ![]() ![]() ![]() Bu ifadelerden de açıkça anlaşıldığı gibi Selçuklu Türkleri, Ermenilere ve diğer gayrimüslim halka Bizanslıların göstermediği hoşgörüyü göstermiş ve onların dinlerini ve sosyal yaşantılarını korumalarını sağlamıştır ![]() ![]() ![]() KAYNAK: Yıldırım, Dr ![]() ![]() OSMANLI ERMENİ İLŞKİLERİ Osmanlı devletinin ilk kuruluş yıllarında Ermeniler, genellikle Çukurova, Doğu Anadolu ile Kafkasya bölgelerinde küçük prenslikler ve beylikler halinde ve dağınık durumdaydılar ![]() ![]() Ermenilerin Osmanlılarla ilk ilişkileri, çok azınlıkta bulundukları Anadolu'nun batı bölgesinde başlamıştır ![]() ![]() Fatih Sultan Mehmet 1453'de İstanbul'u aldıktan sonra Ermenilerin Bursa'daki ruhani başkanı Hovakim'i İstanbul'a getirmiş ve 1461'de yayınladığı bir fermanla Ermeni Patrikliği'ni kurdurmuştur ![]() ![]() Tarihlerinde hiçbir devletten ve hükümdardan görmedikleri ilgiyi Osmanlı devletinden gören Ermeniler, Türk milletine samimi olarak bağlanmışlardır ![]() ![]() Fatih Sultan Mehmet'ten Sultan II ![]() ![]() ![]() ![]() Ermeni Patriği Nerses 1876 yılında Vatandaşlık Meclisi Şurası'na sunduğu mektubunda, "Şayet günümüze kadar Ermeni milleti, millet olarak korunduysa ve inancını, kilisesini, dilini, tarihi ve kültürel değerlerini koruyorsa, tüm bunlar Türk hükümetinin Ermeni milletine gösterdiği koruma, yardım ve hayırseverlik sayesindedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı devleti, Gülhane Hatt-ı Hümayunu ile yapmayı vaadettiği ıslahatları ilân etmiş, ancak gayrimüslimler verilen yeni haklardan memnun kalmamışlardır ![]() ![]() ![]() Osmanlı yönetimindeki diğer gayrimüslim azınlıklar gibi Ermeniler de her zaman birinci sınıf vatandaş muamelesi görmüşler; askere gitmedikleri gibi, özellikle ticari hayatta kilit noktaları ellerine geçirmek suretiyle, toplum içinde ön plana çıkmışlar, zengin olmuşlardır ![]() Devlete bağlılıkları, Türk adetlerini benimsemeleri, hatta iyi Türkçe konuşmaları, Ermenilerin devlete ait resmi veya özel işlere atanmalarına sebep olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ermeniler iddia edildiği gibi soykırıma uğrayan bir topluluk değil, devletin her kademesinde, her meslekte önemli yerler edinmiş bir grup olmuştur ![]() Osmanlı-Ermeni ilişkileri açısından en çarpıcı açıklamalar, bizzat Türkiye'deki Ermeni cemaatinin önderlerinden gelmiştir ![]() ![]() "3 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsan hayatına, kişisel hak ve özgürlüklere saygı, adil ve her türlü şiddetten uzak bir dünya hepimizin ortak özlemi ![]() Önümüzdeki bu dönüm noktası yalnızca eşsiz bir fırsat değil, aynı zamanda çetin bir sınav sunuyor bizlere ![]() ![]() ![]() Yine de geride bıraktıklarımız arasında hep saygıyla yad edeceğimiz, önümüzdeki binyıllarda da sevinçle kutlayacağımız nice olaylar yok değil ![]() Tıpkı bugün kutladığımız gibi ![]() ![]() ![]() İstanbul Ermeni Patrikliği'nin kuruluşu tarihte eşine rastlayamayacağımız bir olaydır ![]() Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinden sekiz yıl sonra, 1461'de Batı Anadolu'daki Ermeni episkoposluğunu çıkardığı bir fermanla İstanbul Patrikliği'ne dönüştürmesi Fatih'in ve Osmanlı Sultanlarının gelecek vizyonu ve diğer dinlere gösterdiği hoşgörünün çok açık bir örneğidir ![]() Tarihte bir dine mensup bir hükümdarın başka bir dinin üyeleri için ruhani riyaset makamı tesis etmesi, ne Fatih'ten önce, ne de sonra görüldü ![]() Yeni bir binyıla girerken dünyada yaşanan gerginlikleri, özellikle yakın çevremizdeki savaş ortamını göz önünde bulunduracak olursak, 538 yıl önce gerçekleşen bu olayın değerini, dinler ve kültürler arası hoşgörünün önemini, sanıyorum daha iyi kavrayabiliriz ![]() İmparatorluk sınırları içindeki Ermeni toplumunun hayatını onun örf ve adetlerine göre düzenleyen Fatih Sultan Mehmet'i, onun doğrultusunda ülkeye hizmet eden devlet adamlarını ve 1461'deki ilk İstanbul Ermeni Patriği Bursalı Hovagim'den başlayarak bu makama sadakatle hizmet eden 83 patriğimizi sevgiyle ve minnetle anıyoruz ![]() Biz Türkiye Ermenileri, ülkemizde yaşayan en kalabalık Hıristiyan cemaati olarak 75 ![]() ![]() Osmanlı Devletinde Görev Alan Bazı Ermeniler (Tıklayınız ![]() ![]() ![]() KAYNAK: (1) Çarıkçıyan,Komidos; Türk Devleti Hizmetinde Ermeniler (1453-1953), İstanbul 1953 ![]() (2) British Documents on Ottoman Armenians (4cilt), 1983, 1989, 1990,Türk Tarih Kurumu (3) Göyünç, Nejat; Osmanlı İdaresinde Ermeniler, 1983-4) (4) Tarih Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu ile İlişkileri Sempozyumu, Atatürk Üniversitesi, 1985 (5) Türk Tarihinde Ermeniler (Tebliğler ve Panel Konuşmaları) ![]() (6) Şimşir, Bilal; Osmanlı Ermenileri, 1986-7) (7) Ataöv, Türkkaya; Osmanlı Arşivleri ve Ermeni Sorunu, 1989 BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİ Osmanlıların 1 Kasım 1914'te İngiltere, Fransa ve Rusya'ya karşı savaşa girmesi, Ermeni komitelerince büyük bir fırsat olarak görülmüştür ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı Devleti savaşa girmeden kısa bir süre önce Haziran 1914'te Erzurum'da Taşnaksutyun komitesi toplanmış ve şu kararları almıştır: "İttihat ve Terakki Hükümeti'nin, Hıristiyan unsurlara ve özellikle Ermenilere karşı eskiden beri takip ettiği iktisadi, sosyal ve idari birbirine zıt politika, baskıyı ve ıslahatı uygulama konusunda gösterdiği aldatıcı hareketleri göz önünde tutan Taşnaksutyun Kongresi, İttihat ve Terakki'ye karşı muhalefet durumunda kalmaya, onun siyasi programını eleştirmeye, kendisine ve teşkilatına karşı şiddetle mücadeleye girişmeye karar vermiştir ![]() Osmanlı seferberlik ilan eder etmez, Marsilya'da yaşayan Türk Ermenileri 5 Ağustos 1914'de bir beyanname yayınlamışlardır ![]() "Rus Ermeniler, Moskova orduları saflarında, kardeşlerimizin cesetleri üzerine yapılan tahkirin intikamını almak için, vazifelerini yapacaklardır ![]() ![]() ( ![]() ![]() ![]() Ermeniler, kime karşı olduğunu söylemeden Türkiye sizi silah altına çağırıyor; demiryollarının rayları 300 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Savaş başlayınca Ermenilerin Ruslarla işbirliğine giriştiklerini hemen her kaynakta bulabiliyoruz ![]() Bu konuda Philips Price şu ifadeleri kullanmaktadır: " ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rafael de Nogales şunları yazmaktadır: "Savaş fiilen başlayınca, Meclis'teki Erzurum Mebusu Garo Pasdermichan (Pastırmaciyan) üçüncü ordudaki hemen bütün Ermeni Subay ve askerlerle öte tarafa Rusya'ya geçti ![]() ![]() ![]() Clair Price ise şöyle yazmaktadır: "1908 Anayasası gereğince Enver Hükümetinin askerlik çağına gelmiş Türkler gibi Ermenileri de silah altına çağırmak hakkı vardı, ama, silahlı bir karşı koyma, özellikle Zeytun'da derhal başladı ![]() ![]() ![]() Osmanlı Hükümeti 3 Ağustos'ta seferberlik ilan etmişti ![]() ![]() ![]() 1915 Mayıs ayına gelindiğinde, Ruslar Doğu Anadolu'da ilerler, İngiliz ve Fransızlar Çanakkale'yi zorlar ve Güney'de kanal harekatı yapılırken, ülkenin iç durumu budur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türkiye'deki Ermenilerle ilgili olarak savaş içinde alınan bir karar daha vardır ki, Patrikhane'yi ilgilendirir ![]() ![]() ![]() ![]() KAYNAK: (1) Gürün, Kamuran, Ermeni Dosyası, TTK Basımevi, Ankara 1983, sh ![]() (2) Gürün, a ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Ermeni Sorunu, İddialar, Gerçekler |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ermeni Sorunu, İddialar, GerçeklerSEVR VE LOZANDA ERMENİLER Osmanlı Devleti'nin savaştan yenik çıkmasıyla imzalanan Sevr Antlaşması, Ermenileri bir kez daha umutlandırmıştır ![]() ![]() ![]() 1920 yılı sonlarında Doğu Anadolu Cephesi'ndeki Türk ileri harekatının başarılı sonuçlara ulaşması üzerine, Milletler Cemiyeti, İngiliz Temsilcisi Lord Robert Cecil, Ermenilerin durumunu düzeltmek ve Ermenilerden geriye kalanları sözde karşılaşacakları tehlikeden kurtarmak amacıyla gereken önlemleri almak ve Türkiye'de zaman ve şahıslara göre değişmeyen bir durumu yaratmak için öneri vermiş; Genel Kurul da toplantıya çağrılmıştır ![]() ![]() 27 Şubat 1921'de Londra'da bir konferans toplandı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Londra Konferansı'nda, Sevr Antlaşması'ndaki hür ve bağımsız bir Ermeni devleti yerine, ortaya ne olduğu belirsiz bir "ocak" sözcüğü çıkmıştır ![]() ![]() ![]() Ermeni delegeleri, "ocak" kararına karşı çıkmışlar; bağımsız, birleşik ve bütün bir Ermenistan kurulması amacını savunmuşlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Lord Curzon, Nisan 1921'de Lordlar Kamarasında; "Kilikya'da çoğunluk İslamlarda ve Türklerde olduğundan, Kilikya'nın Türkler terk edilebileceğini" söylemiştir ![]() ![]() 26 Mart 1922'de İngiltere, Fransa ve İtalya Dışişleri Bakanları, Paris'te bir toplantı yaptılar ![]() ![]() ![]() "Ermenilerin durumumu, bunların karşı karşıya kaldıkları müthiş felaketler ve müttefik devletlere karşı savaşta yaptıkları yardımlar dolayısıyla göz önünde tutulmalıdır ![]() ![]() Böylece Paris'te toplanan Müttefik Devletler Dışişleri Bakanları, Sevr Barış Antlaşması ve Londra Konferansı isteklerinden ayrılarak işi en sonunda Milletler Cemiyeti'ne aktarmışlardır ![]() Türk ordusunun Garp Cephesi'nde 26 Ağustos 1922 tarihinde başlayan ve 30 Ağustos 1022'deki Başkomutanlık Meydan Muharebesi'yle sonuçlanan zaferinden sonra, 11 Ekim 1922 tarihinde, Mudanya Antlaşması imzalanmış ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti delegeleri, İtilaf Devletleri tarafından 28 Ekim 1922'd6e İsviçre'nin Lozan Şehrinde yapılacak barış konferansına davet edilmiştir ![]() Ermeni sorunu Lozan'da "Azınlıklar Sorunu" arasında görüşülmüştür ![]() [*]Türkiye'de azınlıklara dil, din ve benzeri konularda bazı haklar sağlanmalı ve bu haklar Milletler Cemiyeti tarafından denetlenmeli ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Şimdi Ermenilerden söz edeceğim ![]() ![]() Şimdi bir Sovyet Cumhuriyeti olan Erivan'da bir Ermeni hükümeti vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fransızlar Kilikya'yı boşaltırken buradaki Ermeni halk da korkudan Fransız ordusunu izlemiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şimdi bir Ermeni yurdu kurulması için gerek Ermeniler ve gerek Ermenileri sevenler tarafından yapılan isteklerden söz edeceğim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Lord Curzon, bundan sonra bu sorunun ayrıntılarıyla incelenmesi ve kesin önerilerin bildirilmesi için bir tali komisyon kurulmasını istemiştir ![]() ![]() ![]() Türk delegasyon başkanı İsmet İnönü, diğer konular hakkında ayrıntılı belgelere dayanan açıklamalar yaptıktan sonra, özellikle şu hususları belirtmiştir: "Türk milleti ve Türk hükümeti, çıkarılan isyanları daima sabrı tükendikten sonra bastırma önlemlerine başvurmuş ve isyancılara karşılık vermiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Türk Hükümeti ve milletinin insanlığa uymayan hiçbir hareketinden bugüne kadar bir şikayet nedeni bulamamış olan Musevi cemaatinin gösterdiği örnek, Rum ve Ermeniler hakkındaki üzücü olayların suçunun bizzat bunlara ait bulunduğunu ispat etmeye yeter ![]() ![]() Evvela bazı devletlerin azınlıkları korumak bahanesiyle memleketin içişlerine karışma arzusu konusundaki dış politik etki ve bu suretle arzulanan karışıklığın kışkırtmalar yapmak ve karşılıklar çıkarmak suretiyle meydana gelmesi; ikincisi böylece cesaret verilen azınlıkların bağımsız devlet kurmak için kurtulmaya karşı eğilim ve isteklerinin bilinmesi üzerine meydana gelen iç politik etkenler ![]() Ermenilere gelince: Türkiye'yle Ermeni cumhuriyeti arasında yapılan antlaşmalarla güçlendirilmiş olan ilişkiler, Ermeni cumhuriyeti hükümeti tarafından yapılacak herhangi bir kuşatma olanağını ortadan kaldırmıştır ![]() ![]() [*]Türkiye'deki azınlıkların durumunun düzeltilmesi her şeyden evvel her nevi yabancı karışmasıyla gelecek kışkırtmaların giderilmesine bağlıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Ermeni delegeleri, Lozan Konferansı komisyonlarının açıklamalarından ve basında yayınlanan barış antlaşması projesinden İtilaf Devletlerinin Ermeni sorunlarını yüzüstü bırakmış olduğunu anlamıştır ![]() ![]() Versay Antlaşması, Sevr Antlaşması, 1921'de yapılan Londra Konferansı ve 1922'deki Paris Toplantılarında Osmanlı İmparatorluğundan bazı azınlıkları kurtarmak ve Ermenilere bir yurt sağlamak için kararlar alınmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Ermeni Cumhuriyeti Heyeti Başkanı A ![]() ![]() ![]() [I] KAYNAK: Uras, Esat; Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, İstanbul 1987, sh ![]() LOZANDAN BU GÜNE İLİŞKİLER Ermeni sorununu tamamen ortadan kaldıran Lozan Anlaşması'nda itilaf devletleri tarafından yüzüstü bırakılan ve Türkiye'deki taleplerini gerçekleştirme şanslarını kaybettiklerini anlayan Ermeniler, yeniden Rusya'ya dönmüşlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cumhuriyetin kurulmasından sonra Sovyet Rusya ile Türkiye Cumhuriyeti arasında 17 Aralık 1925 tarihinde bir saldırmazlık paktı yapılmıştır ![]() ![]() ![]() Eşzamanlı olarak, ABD'deki Ermeni diasporasının bazı güçlü isimleri bu ülkenin başkanı Harry S ![]() ![]() ![]() Sovyet Rusya, 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sözü edilen süreçte yürütülen bazı çalışmalar şunlardır: — 1945 yılı Aralık ayında ABD'nin başkenti Washington'da, Ermeniler tarafından "Adalet" isimli bir Amerikan komitesi kurulmuştur ![]() ![]() — Eçmiyazin (bugünkü Vagrsabat: Erivan'ın batısında) Katogikosu VI ![]() ![]() ![]() — Rusya'nın Suriye ve Lübnan'daki çalışmaları ise şöyledir: Sovyet Rusya, Suriye ve Lübnan'ın zayıf yönetiminden yararlanarak bu ülkelerdeki Ermeni çalışmalarının yoğunlaşmasını sağlamış, Ermenilere yardım perdesi arkasında onları kışkırtmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() — 1946 yılı Ocak yılında Beyrut'a gelen bir Sovyet diplomatı, Lübnan ve Hatay Ermenileri temsilcileriyle ayrı ayrı konuşmuş ve onlara Sovyet Rusya'nın direktiflerini bildirmiştir ![]() — Lübnan Ermeni Komitesi, 16 Mayıs 1946'da BM Güvenlik Konseyi'ne bir telgraf çekerek "Bir buçuk milyon Ermeni'nin öldürülmesiyle sonuçlanan olaylar sırasında Türkler tarafından istila edilen topraklarımıza ve zorla alınan mallarımıza karşılık adı geçen topraklarımızın Sovyet Ermenistan'ına katılmasını istiyoruz" demiştir ![]() — Paris'te faaliyet gösteren Ermenistan savunma komitesi, 1946 yılı Haziran ayında Fransız Dışişleri Bakanlığı ile birlikte dört büyük devletin dışişleri bakanlarına birer muhtıra vererek, Kars ve Ardahan'ın Sovyet Ermenistan'ına katılmasını istemiştir ![]() — Sovyet Rusya, dışarıdaki Ermenileri kandırmaya çalıştığı gibi, içerideki Ermenileri de çeşitli yollardan etki altına almaya çalışmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() — Milli Ermeni Konseyi, 17 Haziran 1946'da "Ermeni Haklarını Savunma Derneği" isimli bir Amerikan derneğine New York'ta 800 kişilik bir ziyafet vermiş; burada Türkler tarafından zorla ele geçirildiği iddia edilen Doğu Anadolu illerinin Sovyet Ermenistan'ıyla birleştirilmesi amacıyla dünyaya dağılmış bulunan 1 ![]() ![]() — 29 Temmuz 1946'da Erivan'da bir basın toplantısı düzenleyen İngiliz-Sovyet derneği delegelerinden Bochon, Sovyet gazetecilerine şöyle demiştir: "Ermeni tarihini bilen her İngiliz, Ermenilerin çektiği ıstırabı bilir ve onlara sempati duyar ![]() ![]() — Amerika'daki Ermenilerin Konseyi, 1946 yılı Eylül ayında, "Ermeniler ne istiyor?" başlıklı bir broşür yayınlamıştır ![]() ![]() — Türk-Ermeni Sorunu Savunma Komitesi, 15 Ağustos 1946'da BM'deki 21 milletin delegelerine bir mesajla başvurarak, Ermeni iddialarını BM gündemine getirmeye çalışmıştır ![]() — 24 Nisan 1965'te Fransa'daki Ermeni Kilisesi'nde Mon Senyör Manukyan'ın yönetiminde bir dini tören yapılmıştır ![]() ![]() ![]() — "Ermeni Ölülerini Anma Günü" olarak ilan edilen 24 Nisan 1969'da, İngiltere'de yaşayan genç Ermenilerden oluşan bir grup, Türk elçiliğinin önünden geçerek Türkiye'yi protesto etmişlerdir ![]() — Türk düşmanlığı, Amerika üniversitelerinde de kendini göstermiştir ![]() ![]() — Latin Amerika'daki Ermeniler, 24 Nisan 1965'te Brezilya'nın Sau Paulu kentinde Yer Değiştirme Kanunu'nun çıkarılışının 50 ![]() ![]() ![]() — Türkiye Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'ın ABD'yi ziyaret ettiği 2 Nisan 1967'de The New-Times Gazetesi'ne Ermeni iddialarını savunan bir ilan yayınlanmıştır ![]() ![]() — Cumhurbaşkanı Sunay'ın Paris gezisi sırasında da bu kez Fransa'daki Ermeniler gazete yoluyla propaganda yapmışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() — Avrupa gezisine çıkan Patrik I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() — Ermeni komitecileri, kendi varlıklarını ve çıkarlarını koruyabilmek için, bulundukları ülkelerde yürüyüş, konferans ve protestolar yaparken, İstanbul Ermeni Patriği Başpiskopos Şinork Kalusyan, bu tür olaylara karşılık olmak üzere 6 Şubat 1967 ve 4 Nisan 1967'de dünya kamuoyuna birer açıklama yapmıştır ![]() ![]() — Lübnanlı Müslüman ve Hıristiyan Araplar, 1969 yılında sözde Ermeni katliamının 54 ![]() ![]() ![]() ![]() — Ermenilere yapıldığı iddia edilen katliamın 60 ![]() ![]() ![]() — 1965'ten sonra, çeşitli ülkelerdeki Ermenilerin Türkiye aleyhine başlattıkları karalama kampanyasıyla dünya ve Türkiye kamuoyunda varlığını hissettiren sözde Ermeni Sorunu, 1970'li yıllardan itibaren yurtdışındaki Türk temsilciliklerine yönelik terör eylemlerine dönüşmüştür ![]() Gurgen (Karekin) Yanikan adlı bir yaşlı Ermeni'nin 27 Ocak 1973'de Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosu Mehmet Baydar ile Konsolos Bahadır Demir'i katletmesiyle başlayan "Bireysel Ermeni Terörü", 1975'den itibaren "Örgütlü Ermeni Terörü"ne dönüşmüştür ![]() ![]() ![]() Bu saldırılarda 42 Türk diplomatı ile birlikte 4 yabancı hayatını kaybetmiş, 15 Türk ve 66 yabancı uyruklu şahıs da yaralanmıştır ![]() ![]() — 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() — 21-28 Nisan 1980 tarihini Kızıl hafta olarak ilan eden PKK ile Ermeniler, 24 Nisan tarihini sözde Ermenilerin katledilme günü olarak birlikte andılar ![]() ![]() ![]() — 1983 Lozan Kongresi, önemli gelişmeler sonucunda toplanmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() — 7-13 Temmuz 1985'de Sevr'de toplanan ve adına "III ![]() ![]() ![]() ![]() — 04 Haziran 1993'te Batı Beyrut'taki PKK merkezinde, Hınçak Partisi, ASALA ve PKK'nın katıldığı bir toplantı gerçekleştirilmiştir ![]() — 6-9 Ocak 1993 tarihlerinde Beyrut'taki iki ayrı kilisede düzenlenen toplantılarda Türkiye'yi yakından ilgilendiren önemli kararlar alınmıştır ![]()
![]() ![]() ![]() KAYNAK: (1) Sakarya, Em ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Ermeni Sorunu, İddialar, Gerçekler |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ermeni Sorunu, İddialar, GerçeklerERMENİ SORUNUN ORTAYA ÇIKIŞI Osmanlı Devleti zayıflamaya başlayıp, hemen her konuda Avrupa'nın müdahalesine maruz kalınca, Türk - Ermeni ilişkilerinde de bir bozulma devri başlamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Türklerin iyi tutumuna karşın, yabancı devletlerle ittifak etmek suretiyle Türklerle mücadeleye başlayan Ermeniler, Batının desteğini alabilmek için kendilerini "ezilen bir toplum" olarak göstermeye ve "Anadolu üzerindeki egemenlik haklarını Türklerin gasp ettiği" iddiasını dile getirmeye başlamışlardır ![]() Islahat Fermanı ile Müslümanlar ve Gayr-i Müslimler eşit statüye getirilince ayrıcalıklarını kaybeden Ermeniler, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonunda, Rusya'dan "işgal ettiği Doğu Anadolu topraklarından çekilmemesini, bölgeye özerklik verilmesini veya Ermeniler lehine ıslahat yapılmasını" talep etmişlerdir ![]() ![]() 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı'nın ardından imzalanan Ayastefanos Anlaşması'nın Osmanlı Devleti'nce kabullenilmek zorunda kalınan 16 ![]() "Ermenistan'dan Rusya askerinin istilası altında bulunup Osmanlı Devleti'ne verilmesi gereken yerlerin boşaltılması oralarda iki devletin dostane ilişkilerinde zararlı karışıklıklara yol açabileceğinden, Osmanlı Devleti Ermenilerin barındığı eyaletlerde mahalli menfaatlerin gerektirdiği ıslahat ve düzenlemeyi vakit kaybetmeksizin yapmayı ve Ermenilerin Kürtlere ve Çerkezlere karşı güvenliklerini sağlamayı garanti eder" ![]() Anlaşmanın bu hükmü, esas itibariyle bağımsızlık kazanmak isteyen Ermenileri tam anlamıyla tatmin etmemiş olsa dahi "Ermeni Sorunu"nun tarihte ilk kez bir uluslararası belgeye yansıması ve "Ermenistan" diye bir bölgenin varlığından söz edilmesi yönünden büyük önem taşımaktadır ![]() 1878 yılında toplanan Berlin Kongresi sonucunda imzalanan Berlin Antlaşması'nın 61 ![]() ![]() "Osmanlı Hükümeti, halkı Ermeni olan eyaletlerde mahalli ihtiyaçların gerektirdiği ıslahatı yapmayı ve Ermenilerin Çerkez ve Kürtlere karşı huzur ve güvenliklerini garanti etmeyi taahhüt eder ve bu konuda alınacak tedbirleri devletlere bildireceğinden, bu devletler söz konusu tedbirlerin uygulanmasını gözeteceklerdir" ![]() Berlin Antlaşması'nın bu hükmü ile Türk-Ermeni ilişkilerine yabancı güçlerin müdahale edebilmesi hakkı tanınmış olmaktadır ![]() Böylece Ermeniler, Ruslar ve İngilizler tarafından kullanılmaya başlanmış ve İngiltere'nin elinde Rus yayılmacılığına karşı bir ileri karakol vazifesi görmüşlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() AYESTEFONOS VE BERLİN ANLAŞMALARI Osmanlı'nın çöküntü dönemine girmesini takiben Rusya, İngiltere, Fransa ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun teşvikiyle, imparatorluğu oluşturan milletler birbiri ardına bağımsızlık mücadelesine girişmişler ve bunda başarı sağlamışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() Bu dönemde dünya güç dengesinde giderek daha önemli bir devlet olarak ortaya çıkan Çarlık Rusya'sı Osmanlı topraklarını bir doğal yayılma alanı olarak kabul etmekte ve Osmanlıların sırtından güneyde sıcak denizlere açılma hedefini gütmektedir ![]() ![]() Diğer taraftan dönemin diğer iki başlıca gücü olan İngiltere ve Fransa da Osmanlı Ermenilerini Protestanlık ve Katolikliğe kazandırmak amacındadır ve bu amaçlar bağlamında, İstanbul'da 1830'da Ermeni Katolik, 1847'de Ermeni Protestan kiliselerini kurdurmuşlardır ![]() ![]() Ermenilere bu güçlerce Doğu Anadolu'da bir Ermenistan devletinin kurulması vaat edilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ERMENİ KOMİTELERİ ARMENAKAN KOMİTESİ Ermenilerin Türkler aleyhine çalışmak üzere kurdukları ilk komite ve ilk siyasi kuruluştur ![]() ![]() “Kan dökmeden hürriyet elde edilemez” sloganı ile işe başlamıştır ![]() ![]() Tüm Ermenileri biraraya getirmeyi, İhtilalci fikirleri yaymayı, Üyelerine silah kullanmayı ve askeri eğitim yaptırmayı, Silah ve para temin etmeyi, Gerilla Kuvvetleri meydana getirmeyi, Halkı genel bir isyana hazırlamayı, öngörmüşlerdir ![]() Askeri eğitim konusunda, Van Rus Konsolosluğunda görevli bir binbaşıdan yardım almışlar ve eğitimi Van Ermeni okulunda yapmışlardır ![]() Komitenin bilinen faaliyetleri şunlardır: Türk jandarmalarına saldırılar, Çeşitli cinayetler, Aşiretlere saldırılar, Ekim 1892’de, Van’da bir polisin katli, Haziran 1895’de, Hıncak Komitesi ile beraber Van isyanına katılmaları, 200 kişilik bir grupla köy ve kasabalara baskınlar yapmaları ![]() Bu komitenin üyeleri sonradan Taşnak ve Hınçak Komitelerine HINCAK Hınçak (Çan Sesi) Komitesi, aslen Kafkasya Ermenilerinden Rus uyruklu Avedis Nazarbeg ile karısı Maro ve Kafkasyalı diğer öğrenciler tarafından 1886 yılında İsviçre'de kurulmuş ve komitenin düşüncelerini yaymak için de, yine Hınçak isminde bir gazete çıkarılmıştır ![]() ![]() ![]() Hınçak Komitesinin programı, Sosyalist, Marksist ve Merkeziyetçidir; Karl Marks'ın ilkeleri, temel olarak benimsenmiştir ![]() ![]() Komite, 1890 yılında merkezi İstanbul'da olmak üzere Osmanlı ülkesinin diğer vilayetlerinde de şubeler açmış ve bu suretle, örgütlenerek çalışmalarına başlamıştır ![]() ![]() PROGRAMI "İşçi ve üretici sınıf, insanlığın büyük bir çoğunluğunu kapsar ![]() ![]() ![]() Bu amaca ulaşabilmek ve onu fiilen uygulayabilmek için, bütün uygar memleketlerdeki üretici sınıf, kendine özgü bir şekilde örgütlenmeli ve emrindeki genel politik olanakları harekete geçirerek, bütün ülkelerle birlikte komünist ihtilalini yapmalıdır ![]() ![]() ![]() ( ![]() ![]() ![]() Bugünkü durumda Ermeniler, mutlakiyet idaresine bağlı sınıfların yönetiminde bulunuyorlar ![]() ![]() ![]() Bütün bu koşullar etkisiyle Ermeni sosyalist demokratları ve bütün Ermeniler için genel ve bütünü kapsayacak bir sosyalizm düzeninin sağlanması, uzak bir amaç olarak kabul edilmekte ve bu nedenle bütün eğilim ve uğraşılar, yakın bir hedef seçilmesini gerektirmektedir ![]() ![]() [*]İhtilal çıkarmak[*]Mutlakiyet yönetiminin egemen sınıflarını yok etmek[*]Ermenileri kölelikten kurtarmak[*]Politik işlere karışmak için Ermenilere güç vermek[*]Ekonomik ve kültürel ilerlemelerine etki yapan engelleri kaldırmak[*]İşçi sınıfının istek ve eğilimlerini açıkça söyleyecekleri ortamı hazırlamak[*]Ağır çalışma koşullarını düzeltmek[*]Kendilerine özel siyasi bir varlık halinde örgütlenmeleri için sınıf hakkında bilgi sağlamak[*]Halkın çalışmalarını kolaylaştırmak ve onların uzak hedeflere doğru ilerlemesine yardım etmek ![]() ![]() [*]Halkın temsili için, her kesim doğrudan doğruya oylarını kullanmak suretiyle yapılacak seçimle bir teşrii (kanun yapıcı) meclis kurulmalı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [*]Mevcut vergi sistemi kaldırılmalı, yerine belirli bir güç ve ödeme kabiliyetine göre ileri bir vergi sistemi konulmalı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı imparatorluğunun siyasi, ekonomik ve mali düzensizliği, düşüşü, iflas etmiş durumu, iç karışıklıkları ve zelzeleye uğramış hali, Osmanlı hükümetinin yok olmasını zaruri ve kesin kılmış, diğer Avrupalı devletlerin etkileri de buna yardım etmiştir ![]() [*]Ermeni komitecileri, bugün uğraşlarını Ermenilerin davasını savunmak ve sonuçlandırmak için yakın amaca göre harcayacaktır ![]() ![]() ![]() ![]() [*]Matbuat, kitap ve konuşmalarla halk arasında ve özellikle işçiler içinde propaganda yapak; Hınçak Partisi'nin ihtilal fikirlerini yaymak, halk arasında ihtilalci örgütler kurmak ve isyan çıkarmak ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Komitenin bu çalışmaları, Türkiye''eki yaşama koşullarına göre, bir sosyalizm propagandasından öteye geçememiştir ![]() ![]() Ermenilerin eyleme geçmeleri, memlekete çok ağır ve giderilmesi olanaksız kanlı olaylara etken olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Görülüyor ki, Türkiye'deki Ermenilerin alın yazısı, birçok Rus Ermenisinin eline bırakılmıştır ![]() ![]() ![]() FAALİYETLERİ Hınçak Derneği'nin ana tüzüğü ve programı, 1909 yılında İstanbul'da basılmıştır ![]() ![]() ![]() Ermeni Hınçak Komitesi'nin ele geçen faaliyetleriyle ilgili olarak 1910, 1911, 1912 ve 1913 yıllarına ait karar defterinde şu kararların alındığı yazılıdır: [*]Silah, cephane ve patlayıcı madde sağlanmasına çalışılması ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Amaç ve çalışmalarımızın gerektirdiği büyük sorumluluk ve ondan doğacak tehlikeler göz önünde tutularak, uygar insanlar olduğumuzu göstermek için maceralardan ve düşüncesizce yapılacak hareketlerden kaçınılmalı, iyice düşünülmüş dengeli tesirler ve vasıtaların amaçlarımızda ve hareketlerimizde başarı sağlamak için tek çare olduğu göz önünde tutulmalıdır ![]() Bunun üzerine Hınçak komitecileri, 1896 yılında Türkiye'den uzaklaşmaya başlamışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() Her iki komite de, bir prensip ve programa göre değil, yöneticilerin görüş ve davranışlarına göre hareket etmişler, şahsi çıkarlarını ön planda tutmuş ve bunu savunmuşlardır ![]() ![]() Hınçakların Marksist olduğunu anlayan Ermeni halkı ise komitacıların görüşlerini kabul etmemiştir ![]() ![]() Van İsyanı'ndan sonra bazı küçük çeteler, Hınçak ismini taşımışlarsa da artık yeterli bir güçten yoksun kalmışlardır ![]() ![]() KAYNAK: Sakarya, Em ![]() ![]() ![]() ![]() TAŞNAK Ermeni Devrimci Federasyonu" olarak da anılan Taşnak Komitesi, Ermeni sorununun ortaya çıkmasında önemli roller oynamıştır ![]() ![]() ![]() 1 ![]() a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() c ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() Taşnak, komünist olmayan bir Ermenistan kurulmasını ve Türkiye'nin Ermenilere karşı işlendiği iddia edilen suçlara karşı tazminat ödemesinin sağlanmasını amaçlamaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Taşnak'ın nihai amacı ise, "Dört T" şeklinde özetlenebilir: Terör yoluyla soykırım iddialarının tanıtımının yapılması, iddiaların Türkiye tarafından tanınması, Türkiye'nin tazminat ödemesi ve Türklerin işgali altında bulunduğu iddia edilen toprakların Ermenilere iade edilmesi ![]() 3 ![]() Stratejisini görüntüde, "barışçı yollarla amaçlarının gerçekleştirmesi" şeklinde ortaya koyan Taşnak, uzun yıllar öncesine dayanan faaliyetleriyle tam bir terör örgütü gibi hareket ettiğini ortaya koymuştur ![]() Netikim, "Ermeni Soy Kırımı Adalet Komandoları" adlı terör grubu Taşnak tarafından kurulmuş, örgütün adı daha sonraları "Ermeni Devrimci Ordusu"na şeklinde değiştirilmiştir ![]() ![]() ![]() 1982 yılında Los Angeles'teki Türk Başkonsolosunu öldürdükten sonra "Adalet Komandoları"nın yaptıkları "Tek amacımız Türk diplomatları ve Türk kurumlarıdır" açıklaması, bunun en açık kanıtıdır ![]() ![]() XIX yüzyıl sonları ve XX ![]() ![]() ![]() 1982 ve 1983 yıllarındaki elçilik saldırılarının ardından Taşnak Ermeni örgütünün stratejisi şu şekilde açıklanmıştır: "Bir kurtuluş hareketinin nihai amacına erişmesi için iki aşama vardır: Birincisi destek üsleri sağlamaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Taşnak'ın nitelikleri, Taşnak Partisi tarihçisi Varanciyan tarafından şöyle açıklanmaktadır: "Belki de hiçbir ihtilâlci parti, hatta Rusların Nazodovoletz ve İtalyanların Çarbonarileri bile -ki bunlar terörist eylemlerde zengin deneyimlere sahiptirler ve hiçbir şeyden çekinmezlerdi- Taşnak partisi kadar çılgın türde terörist yetiştirememiştir ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() 27 Aralık 1981 tarihinde Viyana'da yapılan 22 ![]()
"Ermeni halklarının meşru haklarını, Türkiye'nin soy kırımını tanımasıyla sağlanmalı, insani ekonomik ve kültürel kayıpların tazmini ve binlerce yıllık Ermeni vatanının yeniden kurulmasını savunmaya devam edeceğiz ![]() ![]() ![]() Her iki kongre kararları da, Taşnak'ın propaganda araçları olarak kullandığı temaları belirlemesi bakımından önemlidir ![]() 5 ![]() Taşnak, desteğini daha ziyade ABD'den ve Avrupa devletlerinden almaktadır, ilişkileri ise mümkün olduğu kadar diğer terör örgütleriyle temas etmemek şeklinde bir esasa bağlanmıştır ![]() ![]() ![]() 6 ![]() 1970 'lere kadar, Taşnak Ermeni terör örgütünde belirlenen ve uygulanan politikalarda esas "Sovyet Ermenistan'ının kurtuluşu ve bağımsızlığı" olmuştur ![]() ![]() ![]() 1970 'lerden sonra, Ermeni Cumhuriyeti lider ve kadrolarının ölüm ve diğer sebeplerle ortadan kalkması ve dağılması, Taşnak'ın politikalarında önemli değişikliklere sebep olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak, Türkiye'nin Lizbon Büyükelçiliği'ne yönelik baskın, Taşnak'a itibar kazandırmadı ![]() ![]() ![]() ![]() Terörist kolun zayıflaması, Taşnaklar arasında ve özellikle "Büro" ve "Merkez Komiteleri" üst yönetimleri arasındaki çatışmaları artırmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Taşnak'ın bu duruma gelmesinde dışardan iki büyük etken rol oynamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() 7 ![]() Ermeni komiteleri ve terör örgütleri içerisinde propaganda konusunda büyük deneyimleri ve o nispette destekleri bulunan Taşnak, çeşitli süreli, süresiz yayınlar, satın alınan radyo programları, özel radyolar TV ve video filmleri gibi haberleşme ve yayın araçlarıyla sürekli olarak amaçlarını, hareketlerini, politikalarını dünya kamuoyuna duyurmak imkânını elde etmişlerdir ![]() ![]() Taşnak yayın organları içerisinde en önemlileri ABD'de Ermenice yayınlanan "Hayrenik" ve "Asbarez" ile İngilizce yayınlanan "Armenian Weeky"dir ![]() Bu örgütün, katılanların kısıtlı sayılarına rağmen, Paris, Bükreş, Erivan, Münih gibi yerlerde 22 dünya konferansı düzenlemesi önemli bir propaganda, yayma ve yayılma olayıdır ![]() KAYNAK: Uras, Esat; Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, Belge Yayınları, İstanbul 1987, s ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Ermeni Sorunu, İddialar, Gerçekler |
![]() |
![]() |
#7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ermeni Sorunu, İddialar, GerçeklerERMENİ İSYANLARI 1914 ÖNCESİ MUSABEY OLAYI Hınçak Komitesi tarafından İstanbul'da yapılan Kumkapı gösterisinden önce, komiteciler tarafından bütün Avrupa'ya karşı türlü şekillerde propaganda aracı olarak kullanılmış olaylardan biri de Musa Bey Olayı'dır ![]() ![]() Mutki'li olan Musa Bey hakkında ileri sürülen şikayetler şöyle özetlenebilir: Musa Bey birçok yağmalar, zulümler yapmış; ancak hakkındaki şikayetlerin üzerinde durulmamış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunun üzerine Musa Bey, muhakeme edilmek üzere İstanbul'a getirilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bununla beraber Musa Bey Olayı kuvvetli bir propaganda malzemesi olmuştur ![]() ![]() ![]() KAYNAK: Uras, Esat-; Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, İstanbul 1987, s ![]() ERZURUM OLAYI Erzurum isyanı, 20 Haziran 1890'da çıkarılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Olayı bizzat gören bir Ermeni, Amerika'da çıkan ve Ermenice yayınlanan Hayrenik gazetesinde 1927 yılında Erzurum olayının yıldönümü dolayısıyla yazılan bir yazıda şunları anlatmaktadır: "Sanasaryan okulu kurucusu, 1890'da öldü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üç-dört gün, mezarlıkta, kilisede, okul avlusunda kaldılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu olaylar içinde bir yabancı rüzgarı, kuzeyin soğuk yelleri esiyordu ![]() ![]() KAYNAK: Uras, Esat-; Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, İstanbul 1987, s ![]() KUMKAPI GÖSTERİSİ (TEMMUZ 1890) Ermeni komitelerinin propaganda aracı olarak kullandıkları en önemli olaylardan biri şüphesiz ki, Kumkapı Gösterisi'dir ![]() ![]() "İstanbul'da Musa Bey Sorunu ve Erzurum olayı dolayısıyla bir karşı hareket yapılmazsa Ermeniler kendilerini unutulmuş sanacaklardı ![]() ![]() ![]() ![]() Ermeni heyecanı yalnız ve tamamen Ermenistan'a bağlı kalmış olsaydı, Rusya'nın dikkatini çekerdi ![]() ![]() ![]() ![]() Milletin, anavatanda dağınık ve başka ırklarla karışık bulunması, sadece anavatanda yapılacak hareketleri başarısızlığa uğratırdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kötülüğün başı İstanbul'daydı ![]() ![]() Beş-altı yüzyıldan beri esaret altında kalmış bir halk içinde, ihtilal ve isyan ruhu uyanınca, ihtilalcilerin bundan istifade etmeleri, bu ruhu, daha sağlam, daha esaslı, daha yaygın bir şekle getirmeleri gerekliydi ![]() ![]() Türk hükümeti ve Türk halkı, Ermeniler içinde hüküm süren birlik ruhunu, Ermenistan'a bunlar tarafından indirilecek bir darbenin mutlaka diğer bir tarafta ve özellikle İstanbul'da, uluslar arası menfaatlerin toplandığı bu merkezde, ters etkisini göreceklerine inanırlar ve bunu görürlerse, daha ihtiyatlı bir siyaset izleyecekler, memleket içinde yeni bir katliam düzenlemeye artık cesaret edemeyeceklerdi ![]() Kumkapı olayı öncesinde komitenin başlıca ileri gelenleri, Beyoğlu'nun arka sokaklarından birinde bir yabancının evinde oturan Rus tebaasından Megavoryan'ın yanında toplanmışlardır ![]() 15 Temmuzda Kumkapı'da yapılacak olan gösteriyi idare etmek üzere gizli oylama ile iki kişi seçilmiştir ![]() ![]() Olay günü Anadolu yakasındaki telgraf hatları kesilmiş ve Hınçaklılar kilisede toplanmışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sonunda Patrik Aşıkyan zorla kandırılarak kendileriyle birlikte Saray'a gitmek üzere bir arabaya sokulmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() "Bizimkiler vahşice bir şekilde askerlere üst üste ateş ediyorlar, askerler de, silah atanları tutuklamaya uğraşıyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() Hınçaklar'ın "silahsız gösteri" dedikleri Kumkapı Olayı, bu şekilde sona ermiştir ![]() KAYNAK: Uras, Esat-; Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, İstanbul 1987, sh ![]() BİRİNCİ SASUN İSYANI İsyanlarıyla ün salan Sasun, o zamanki sivil teşkilata göre, yüzden fazla köyü olan, idari ve adli işler yönünden Siirt'e bağlı, Muş'a 14 saat uzaklıkta bir ilçedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buralarda 1890 tarihlerinde Mihran Damadyan adlı bir Ermeni, üç yıl kadar dolaşmış Hınçak adına propaganda ve tahriklerde bulunarak Ermenileri ayaklandırmak için uğraşmıştır ![]() ![]() Sasun isyanı, sırf yabancı devletlerin müdahalesini davet etmek amacıyla Hınçak komitesince düzenlenmiş ve Murad (Kamparsun Boyacıyan) vasıtasıyla uygulanan bir planla yapılmıştır ![]() Murad Sasun'a gitmek üzere Kafkasya'dan geçerek orada Taşnaksutyun komitesinden destek ve yardım görmüştür ![]() ![]() Aslında sırf yabancı müdahalesinin çekilmesi amacıyla yapılmış olan bu isyan hareketi, Ermeni komiteleri ve patrikhanesi vasıtasıyla her tarafa pek kanlı ve heyecanlı bir şekilde duyurulmuştur ![]() ![]() ![]() İngiltere'nin Van Konsolosu Holward, inceleme için Sasun'a gitmek istemiş; ancak hükümet, Holward'ı isyanın tahrikçisi olarak gördüğü için gitmesine izin vermemiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sasun isyanına Ermeniler pek büyük umutlar bağlamışlardır ![]() ![]() İsyanı devam ettirmek için Hınçaklılar İstanbul'da ve illerde komite mührü ile onaylanmış yardım biletleri ile hayli para toplamışlardır ![]() Olayın nasıl gerçekleştiği konusunda, taraftarlıkla suçlanamayacak olan New York Herald Amerikan gazetesinde yayınlanan yazıyı aktarmak yeterli olacaktır: "Avrupa incelemesi, Ermenilerin, yabancı ülkelerden gelen tahrikçilerle birlikte isyan etmiş olduklarını göstermiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ermeniler 3 bin kişi olarak Anduk Dağında toplandılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Asiler, Anduk dağındakilerle birlikte çeteler teşkil ettiler ![]() ![]() ![]() ![]() Birçok müslümanlar, gözleri oyularak, kulakları kesilerek, en müthiş ve alçakçasına hakarete uğratılarak, Hıristiyanlığı kabule ve Haçı öpmeye zorlandılar ![]() Ağustos sonuna doğru Ermeniler, Muş yakınında Kürtlere hücum ederek Gülli-Güzat ile beraber iki-üç köyü yaktılar ![]() ![]() ![]() Asi Hamparsum, on bir suç ortağıyla yüksek bir dağa kaçtı ![]() ![]() ![]() ![]() Türkler tarafından kadınlara, çocuklara, ihtiyarlara, sakatlara, İslami ve insani hükümlere uygun davranışta bulunulmuştur ![]() ![]() KAYNAK: Uras, Esat-; Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, İstanbul 1987, s ![]() 1895 ZEYTUN İSYANI Zeytun'da Hınçaklıların çıkardığı en önemli isyan, 1895 temmuzunda gerçekleşmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() 16 Eylül 1895'de Zeytun isyancılarının, Partogomios Vartabet'in, köy temsilcilerinin de içinde bulundukları 100 kişilik bir Ermeni heyeti Karanlık Dere'de toplanarak isyanın çıkarılma şeklini kararlaştırmışlardır ![]() Bu karar üzerine her tarafta birden isyanlar başlamış, telgraf telleri kesilmiş, iki bini silahsız, dört bini silahlı Zeytunlu saldırılara başlamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Asiler, modern silahlar kuşanmışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Barış şartları, savaştıkları silahların teslimi, genel af, beş komitecinin yurt dışına çıkarılması, geçmiş vergilerin affı, miri verginin azaltılması şartları ile asiler teslim olmuşlar ve isyan sona ermiştir ![]() İhtilali çıkaran Hınçak komitacıları, İngiliz Konsolosluğu himayesinde 13 Şubat'ta Zeytun'dan ayrılıp, Mersin'den 12 Mart'ta Marsilya'ya hareket etmişlerdir ![]() Zeytun isyanı ile Hınçak Partisinin Türkiye'deki aktif çalışması fiilen sona ermiştir ![]() ![]() KAYNAK (1) Uras, Esat-; Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, İstanbul 1987, s ![]() (2) Gürün, Kamuran-; Ermeni Dosyası, TTK Basımevi, Ankara 1983, s ![]() BİRİNCİ VAN İSYANI Van isyanı 1895'te 14 Haziran'ı 15 Haziran'a bağlayan gece patlak vermişse de bunun hazırlıkları hayli öncesine inmektedir ![]() "1895'te, Van ihtilalcileri Avrupa'nın ilgisin Ermeni sorunu üzerine çekmek için yoğun bir çalışma başlatmışlar, zengin Ermenilere ölüm tehdidiyle para yardımı istenen mektuplar göndermişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İngiliz Konsolosu Williams da ileriyi görebilenlerdendir ve o da şunları yazmaktadır: "Taşnakların Van'da 400 kadar mensubu var, 50'yi geçtiklerini sanmadığım Hınçaklarla birlikte bunlar kendi dindaşlarını terörize ve yaptıkları taşkınlık ve çılgınlıklarla müslüman halkı tahrik ediyor, reformların gerçekleştirilmesine imkan vermiyorlar ![]() ![]() Van Askeri Komutanı Saadettin Paşa da aynı durumu görmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() Van isyanı 15-24 Haziran 1895 arasında devam etmiş; isyan sırasında 418 Müslüman ile 1715 Ermeni hayatlarını yitirmiş, 363 Müslüman ve 71 Ermeni de yaralanmıştır ![]() Van'da bu tarihten sonra, İran'dan geçerek gelen çetelerle münferit olaylar devam etmiş, fakat bunlar bir isyan şekline dönüşmemiştir ![]() İKİNCİ VAN İSYANI Ermenilerin Birinci Dünya Savaşı sırasında çeşitli bölgelerde çıkardıkları isyanlar içinde sonuçları bakımından en önemlisi İkinci Van isyanı olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bütün kışkırtmalara rağmen Van vali vekili Cevdet Bey, 1 Aralık 1914'te Ermeni ileri gelenlerini toplayıp kendileriyle bir görüşme yaparak müslümanlarla Ermenilerin arasında çıkacak olayların devlete vereceği zararları anlatmışsa da hiçbir sonuç elde edememiştir (5) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı devleti o günlerde Çanakkale'de ve Irak'ta ölüm-kalım savaşı vermekte, Van bölgesinde bulunan asker ise, Rusların Kafkaslardan yaptıkları saldırılara karşı savaşmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Van valisi Cevdet Bey Rus-Ermeni baskısı karşısında tutunamayarak 16/17 Mayıs gecesi çekilmiş; böylece Van, Rus ve Ermenilerin eline geçmiştir ![]() ![]() "Van vilayetindeki Ermeniler ayaklanmışlar, müslüman köylere ve kaleye saldırıya geçmişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rus Çarı, 18 Mayıs'ta Van'ın Rus ve Ermenilerin eline geçmesinden dolayı "Van halkına fedakarlıkları dolayısıyla teşekkür ettiğini" bildiren bir teblig yayınlamış, bunu, Rus Hariciye Nazırı Sazanof'un Ermenilerin yardımlarına teşekkür eden beyannamesi izlemiştir ![]() ![]() Paris'te çıkan Le Temps gazetesi 13 Ağustos 1915 tarihli nüshasında Ruslar tarafından Van valiliğine atanan Aram Manukyan hakkında ilginç bilgiler vermektedir ![]() ![]() ![]() "Aram bu savaşın başında bir kere daha silaha sarıldı ve Van'da ayaklanmış olanların başına geçti ![]() ![]() Ermenilerin bu ihanetleri yüzünden Osmanlı ordusunun ikmal yolları kesilmiş; askere yiyecek ve cephane taşıyan kollar ise Ermeniler tarafından vurulmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Katledilenler müslümanlar olmasına rağmen, Ermeni Patriği, Ermenilerin tecavüze uğradığı iddiasında bulunmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() KAYNAK 1: Halaçoğlu, Yusuf-; Ermeni Tehciri ve Gerçekler (1914-1918), Türk Tarih Kurumu Yayını, Ankara 2001 ![]() KAYNAK 2: Gürün, Kamuran-; Ermeni Dosyası, TTK Basımevi, Ankara 1983, s ![]() Dipnotlar (1) DH ![]() ![]() ![]() ![]() (2) Askeri Tarih Belgeleri Dergisi (ATBD ![]() ![]() (3) Rusya Dış Politika Arşivi, Siyasi Kısım, nr ![]() ![]() ![]() (4) Österreichischer Haus-Hof-und Staatsarchiv, Politisches Archiv, XII, 463'den naklen N ![]() ![]() ![]() (5) ATBD ![]() ![]() (6) ATBD ![]() ![]() (7) Aynı yer, belge 2052 ![]() (8) ATBD, Ekim 1985, sayı 85, belge 2003, 2005 ![]() (9) Wangehheim, Deutschisches und Armenien, 1914-1918, yay ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (10) N ![]() ![]() ![]() (11) Bayur, Aynı eser, III/3, 20-21 ![]() (12) ŞFR, nr ![]() ![]() (13) ATBD, Aynı yer, belge 2004 ![]() OSMANLI BANKASI BASKINI 1896 yılının son olayı 26 Ağustos günü vuku bulan Osmanlı Bankası baskınıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 26 Ağustos günü yapılan baskının nasıl cereyan ettiği Esat Uras, Varantyan'ın Ermenice "Taşnaksutyun Tarihi"nden şöyle nakletmektedir: "Ağustos 26, sabah saat 6 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Komitacıların istekleri şunlardır: - 6 devlet tarafından seçilecek Avrupalı bir Yüksek Komiser tayini - Vali, Mutasarrıf ve Kaymakamların yüksek komiser tarafından tayin ve padişahça tasdik olunması ![]() - Milis, Jandarma ve Polisin yerli halktan ve Avrupalı bir suya komutasında olması ![]() - Avrupa sistemine göre adli reform - Mutlak bir din, eğitim ve basın hürriyeti - Ülkenin gelirlerinin 3/4ünün mahalli ihtiyaçlara sarf - Birikmiş vergi borçlarının silinmesi - 5 yıl vergiden muafiyet, ondan sonraki 5 yıl ödenecek verginin son karışıklıklardan görülen zararlara tahsisi - Gasp olunmuş malların derhal iadesi - Göçmenlerin serbestçe geri dönmeleri - Politik suçlardan mahkum Ermenilerin affı - Avrupa devletleri temsilcilerinden geçici bir komisyon kurularak yukarıdaki hususların gerçekleştirilmesini kontrol etmeleri ![]() Neticede, Banka Genel Müdürü Sir Edgar Vincent, Rus Sefareti Baştercümanı Maximoff ile birlikte Saraya giderek konunun çözümlenmesi selahiyetini almışlardır ![]() ![]() ![]() Banka baskını böylece bitmiş, ancak Ermenilerin o gün asker, polis ve halk üzerine boşalttıkları bomba ve kurşunlar, İstanbul Müslüman ahalisini ayağa kaldırmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Bu olayda ölen Ermenilerin sayısı, Batılı kaynaklarda 4 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu olayla ilgili özel bir mahkeme kurulmuş ve tutuklanan Müslüman ve Ermeniler bu mahkemede yargılanmışlardır ![]() KAYNAK: Gürün, Kamuran-; Ermeni Dosyası, TTK Basımevi, Ankara 1983, s ![]() İKİNCİ SASUN İSYANI Sasun'da 8 Ağustos 1895'teki ilk darbe netice vermeyince Taşnaklar, ikinci darbeyi 1897 Temmuzunda vurmak istemişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Taşnaklar bu tarihten sonra hareketlerini Sasun ve Muş bölgesine kaydırmaya başlamışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı hükümeti 1901 yılında Sasun'un idaresini düzene koymak için Taluri ve Şenik tepelerinde kışla yapmaya karar vermiş, Ermeniler bu projeye karşı çıkmışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() K ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KAYNAK: Gürün, Kamuran-; Ermeni Dosyası, TTK Basımevi, Ankara 1983, s ![]() YILDIZ SUİKASTI Taşnaklar'ın Türkiye'deki son teşebbüsleri Abdülhamid'e yapılan suikasttir ![]() ![]() ![]() ![]() Krisdapor Mikaelyan ile birlikte Arnavutköylü Vram Şabuh Kendiryan, Belçikalı Joris ve karısı, Yarı Rum Silvio Rişçi, Alman doğumlu Lipa-Rips, Torkom (Ardaş Haçik Kaptanyan), Safo (Konstantin Kabulyan), Mari Zayn, Garo (Hamparsum Ağacanyan), Kris Fenerciyan, Aşod (Karlo Yovanoiç) ve bir kısmı Kafkasya'nın, Avrupa'nın çeşitli köşelerinden gelmiş maceracı şahıslar İstanbul merkezinde toplanarak suikast planları için çalışmaya başlamışlardır ![]() ![]() Krisdapor, Rus Yahudisi tüccar pasaportu sayesinde Rusya elçiliğinden aldığı tavsiyeyle birkaç defa Selamlık törenine giderek orada serbestçe incelemeler yapmış ve Padişah geçerken üstüne bomba atmayı kolay görmüştür ![]() ![]() Daha sonra Ramazan ayının on beşindeki törende, yolda iki adamın tabanca ile padişaha saldırması planı incelenmiş ve Joris, Yıldız'dan Dolmabahçe'ye kadar olan yol üstünde bir ev tutulmasını teklif etmiştir ![]() ![]() Nihayet, yabancı konukların bulundukları yerlerde bomba atmak ve aynı zamanda araba ile büyük bir bomba patlatmak planı ileri sürülmüştür ![]() ![]() İncelemelerine devam eden Krisdapor, her hafta Yıldız'a giderek, padişahın camie girip çıkmasını, arabanın durduğu yerden camie kadar olan uzaklığı adım ölçüsüyle, saatle tespit etmiştir ![]() ![]() Arabacının sürücüsünün oturacağı yere 120 kilo patlayıcı madde alacak demir bir sandık yaptırılmış ve patlayıcı maddeyi ateşlemek için bir dakika 42 saniyelik devreli bir saat kadranı hazırlanmıştır ![]() ![]() Patlayıcı madde, 18 Temmuz sabahı, arabacı yeri altındaki demir sandığa doldurulmuş, içerisine teneke kutu içinde 500 tane kapsül konmuştur ![]() ![]() ![]() Olayla ilgili olarak başlatılan soruşturma sonunda Avusturya tebaasına mensup Edouard Joris isimli şahıs idama mahkum edilmiştir ![]() ![]() KAYNAK (1) Gürün, Kamuran-; Ermeni Dosyası, TTK Basımevi, Ankara 1983, s ![]() (2) Uras, Esat-; Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, İstanbul 1987, s ![]() ADANA OLAYI Günlerce süren Ermeni tahrikinin ardından Ermeniler iki Müslüman gencini öldürüp, katili de teslim etmemekte ısrar edince hadiseler çığ gibi büyümüş ve yayılmış, Müslümanlarla Ermeniler 3 gün boyunca fiilen sokak sokak çarpışmışlardır ![]() Hükümet derhal Dedeağaç'tan Adana'ya asker sevk etmiş, bunların gelmesi üzerine olaylar yeniden alevlenmiş, ama bu defa çabuk bastırılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Patrikhane kendi yaptırdığı araştırma ile 21 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Adana'da olaydan sonra sıkıyönetim ilan edilmiş, Müslüman ve Ermeni suçlular Divan-ı Harp'e sevk edilmişlerdir ![]() KAYNAK: Gürün, Kamuran-; Ermeni Dosyası, TTK Basımevi, Ankara 1983, s ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Ermeni Sorunu, İddialar, Gerçekler |
![]() |
![]() |
#8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ermeni Sorunu, İddialar, GerçeklerBİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI YILLARI İSYANLARI BİTLİS İSYANLARI Ermeni isyanları, Birinci Dünya Savaşı döneminde de sürmüş ve 1915 yer değiştirme (tehcir) uygulamasını mecbur kılacak kadar devlet güvenliğini tehdit eder hale gelmiştir ![]() ![]() Ermeni komiteleri en çok önemi, Van'dan sonra Muş ve Bitlis yörelerine veriyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() Bu bakımdan Patrikhane tarafından en seçkin kimseler ve din adamları bu bölgede görevlendirilmiştir ![]() ![]() ![]() Bitlis yöresindeki Ermeniler, sudan sebeplerle olay çıkarmaya çalışıyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() Seferberlik ilanına uyan Türk gençleri vatan savunmasına giderken, Osmanlı vatandaşı olan Ermenilerin pek çoğu bu çağrıya uymamış, uyanlar da silahlarıyla birlikte kıtalarından kaçmaya başlamışlardı ![]() ![]() Aynı durum, Korsu, Akhis, Beygeri, Arşin, Tasu gibi büyükçe köylerde de tekrarlandı ![]() ![]() ![]() ![]() Muş Ovası'nda da olaylar görülmeye başlandı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tanınmış Üzümlü Lato da emrindeki Van Ermenilerinden oluşan çetesiyle Mükes ve Hizan civarında eşkıyalık yapıyordu ![]() Ermenilerin bu isyanlarındaki amaçları, harekat, ulaşım ve askeri haberleşmeyi aksatmak, askeri kuvvetleri meşgul etmekti ![]() Bitlis'teki Rus konsolosu, İstanbul'daki Rus elçisine gönderdiği 24 Aralık 1912 gün ve 63 sayılı raporunda şöyle diyordu: "Ermeni kamuoyunun yukarıda belirtilen duruma gelmesinde Taşnak Komitesi'nin büyük bir payı vardır ![]() ![]() KAYNAK: SAKARYA, İhsan-, Belgelerle Ermeni Sorunu, 2 ![]() ![]() ERZURUM İSYANLARI Ermeniler tarafından Erzurum'un Garin bölgesi, komitacılar tarafından çok önemli görülüyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Seferberliğin ilanından sonra yıllarca Ermeni isyanlarına, kıyım ve kırımlara sahne olan Erzurum bölgesinde savaş başladığı zaman, il merkezi ve sancaklarda Ermenilerden silah altında bulunanlar, kendi silahlarıyla birlikte Ruslara sığınmışlardır ![]() ![]() ![]() Ermeniler, bir yandan Türk ordusunun lojistik yollarını tıkamaya çalışırken, bir yandan da halkın moralini bozmak için Osmanlı'nın ve müttefiklerinin başarısız olduğunu propaganda ettiler ve düşmanların zaferi için kiliselerde dua ettiler ![]() ![]() ![]() Kasım 1914'de Kemah'ın Karni Köyü civarındaki Çanlıvank Manastırı'nda toplanan komitacılar isyan planlarını hazırladılarsa da uygulama alanına konmadan meydana çıkarıldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı güvenlik kuvvetleri tarafından tutuklanan Erzincanlı Dikran Papazyan adındaki bir şahıs "üç beş gün daha gecikme olsaydı, komitelerin aldıkları tertibat ile Erzincan'ı tüm ateşler içinde bırakacaklarını, yakıp yıkacaklarını; bütün Türkleri, askerleri öldüreceklerini, ancak hükümet uyanık bulunduğu için bu girişimin başarılı olamadığını" açıkça söylemiştir ![]() KAYNAK: SAKARYA, İhsan-, Belgelerle Ermeni Sorunu, 2 ![]() ![]() ELAZIĞ İSYANLARI Seferberlikten sonra Elazığ'da da Ermeni askerlerin kaçmaları ve müslüman halka saldırıları yaygın bir halde aldı ![]() Elazığ İngiliz Konsolosluğu tercümanlığını yapan Osmanlı uyruklu bir Ermeni, 11 ![]() ![]() ![]() Yine il içindeki Ermenilerin Paskalya yortularını Rus bayrağı altında geçirmeyi istediklerine dair birçok mektup yakalandı ![]() Doğu aşiretlerini kışkırtmak ve Ermenilerle birleşmelerini sağlamak için yapılan çalışmalar meydana çıkarıldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ocak ve Şubat 1915 aylarında Türk askerlerinden yaralı ve sakat olarak evlerine dönenlerin birçoğunun yollarda ve Ermeni köylerinde pek barbarca öldürüldükleri anlaşılmıştır ![]() Ruslarla savaşa başlamadan ve başladıktan sonra, Rus ordusuna yardım ve Osmanlı Hükümeti aleyhinde hareket etmeyi bir görev sayan Ermeniler, gönüllü taburları kurarak Van bölgesine, İran sınırına gitmişlerdir; bunların büyük bir çoğunluğu ilden kaçan veya yabancı ülkelerden gönüllü olarak gelen Elazığ Ermenileriydi ![]() KAYNAK: SAKARYA, İhsan-, Belgelerle Ermeni Sorunu, 2 ![]() ![]() DİYARBAKIR İSYANLARI Ermeniler, bu bölgede müslüman halka oranla azınlıkta kalmalarına karşın komite örgütünün ihtilal düzenini hazırlamışlardır ![]() ![]() ![]() Askere gitmeyen veya askerden kaçan Ermenilerin oluşturduğu "Dam Taburu" için halktan zorla ihtiyaç maddeleri toplanmıştır ![]() ![]() ![]() 27 Nisan 1915'te yapılan baskında da pek çok silah, cephane, bomba ve asker kaçağı ve komitenin şu bildirisi ele geçirilmiştir: "Van tarafında Ruslar başarılı olarak ilerlerse bütün Ermeniler, yapılmış olan plan ve özel emirler gereğince başkaldıracaklar, müslümanları öldürecekler, şehri yakacaklar, resmi binaları yıkacaklar, hükümeti zorlayarak Ermeni önerilerini kabule zorlayacaklar ve Rusların işgalini kolaylaştıracaklar ![]() Asker kaçakları, kovuşturmadan korkan gönüllüler Muş, Kiğı, Bitlis, Van, Talori gibi yerlerden gelenlerle birleşerek her tarafa saldırmaya başlamışlar, rastladıkları perakende askerleri, müslümanları öldürmüşler, askeri ikmal maddeleri ulaştırmasını hedef olarak seçmişlerdir ![]() Diyarbakır Valiliği'nin İçişleri Bakanlığı'Na 27 nisan 1915 tarihli mesajı şöyledir: "Diyarbakır'da asker kaçağı, silah ve mermi araması yapılmıştır; sonucunda pek çok silah, cephane, askeri elbise, patlayıcı madde bulunmuştur ![]() ![]() ![]() KAYNAK: SAKARYA, İhsan-, Belgelerle Ermeni Sorunu, 2 ![]() ![]() SIVAS İSYANLARI Sivas, öteden beri Ermeni isyanlarına sahne olmuş bir ildir ![]() ![]() Sivas, Ermeniler için, Erzurum kadar önemliydi ![]() ![]() ![]() Komitacılar buralarda köy köy dolaşarak "Türklerin meşrutiyetten, hürriyetten amaçları Ermenileri yok etmektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1913 yılı Ağustos ayı tatilinde Şebinkarahisar ve Suşehri'ne giden Amerikalı öğretmen Mr ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yine 1913 yılı Ekim ayında Suşehri'nin Ezbidir bucağı Ermeni Papazı Kerih'in bazı hareketleri hükümeti kuşkulandırmış ve bir hırsızlık olayından dolayı evi arandığında çalınan eşyadan başka birçok yasak silahlar da bulunmuştur ![]() ![]() ![]() Şebinkarahisar İsyanı'nda Kerih'in oynadığı rol, sonradan daha iyi anlaşılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Papaz Siponil'in arkasından Panganlı Piza Mıgırdıç, deri ticareti bahanesiyle köyleri dolaşmaya ve yapılan propagandaları pekiştirmeye başladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yalnız Suşehri ilçesi Ermeni köylerinden 160 silah bulundu ![]() ![]() ![]() ![]() Seferberlikten önce, Zara ilçesinde Ermeni komite reislerinden Gemisli Tanil ve arkadaşları, Zara ve Hafik ilçeleri arasındaki Sakar Dağı'nda harman süren 12 Türkü, Karahisar Savcısı Cemal ile 2 jandarmayı ve bölgede daha birçok kimseyi öldürüp soydular ![]() ![]() 10 ![]() ![]() "a ![]() ![]() b ![]() ![]() c ![]() ![]() ![]() Sivas Valiliği'nin İçişleri Bakanlığı'na gönderdiği 22/23 Nisan 1915 tarihli mesajda ise şöyle denilmektedir: "Vilayet içinde Ermenilerin toplu olarak bulunduğu yerler, Şebinkarahisar, Suşehri, Hafik, Divriği, Gürün, Gemerek, Amasya, Tokat ve Merzifon'dur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kaçak Ermeni Murat'ın aranması için Horasan'a gönderilen müfrezenin aramasında Murat bulunamamış ise de bir sandık gra tüfeği, bir sandık bomba ve dinamit ele geçirilmiştir ![]() Hafiğin Tuzla köyündeki aramada da 16 sandık silah, 20 adet bomba bulunmuş; Murat'ın arkadaşları ile jandarmalar arasında çarpışmalar olmuştur ![]() KAYNAK: SAKARYA, İhsan-, Belgelerle Ermeni Sorunu, 2 ![]() ![]() TRABZON OLAYLARI Samsun ve Trabzon, önemli ithalat ve ihracat limanları olduğundan Ermeniler, Anadolu'ya sokmak istedikleri silah ve cephane için buralardan yararlanıyorlardı ![]() ![]() ![]() Giresun İskelesi de önemliydi ![]() ![]() ![]() Buralarda ekonomik yönden üstün olan Ermeniler, seferberlik davetine uymadıkları gibi müslümanları da uymamaya zorladılar ![]() Giresun'un bir Rus torpidosu tarafından bombardımanında büyük sevinç gösterileri yaptılar ![]() ![]() KAYNAK: SAKARYA, İhsan-, Belgelerle Ermeni Sorunu, 2 ![]() ![]() YOZGAT OLAYLARI Birinci Dünya Savaşı döneminde Yozgat'ta da birçok Ermeni olayları çıkmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buradaki komitacılar, diğer bölgelerden haber alıyorlar ve onlarla şifreli olarak konuşuyorlardı ![]() ![]() KAYNAK: SAKARYA, İhsan-, Belgelerle Ermeni Sorunu, 2 ![]() ![]() İKİNCİ VAN İSYANI Ermenilerin Birinci Dünya Savaşı sırasında çeşitli bölgelerde çıkardıkları isyanlar içinde sonuçları bakımından en önemlisi İkinci Van isyanı olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bütün kışkırtmalara rağmen Van vali vekili Cevdet Bey, 1 Aralık 1914'te Ermeni ileri gelenlerini toplayıp kendileriyle bir görüşme yaparak müslümanlarla Ermenilerin arasında çıkacak olayların devlete vereceği zararları anlatmışsa da hiçbir sonuç elde edememiştir (5) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı devleti o günlerde Çanakkale'de ve Irak'ta ölüm-kalım savaşı vermekte, Van bölgesinde bulunan asker ise, Rusların Kafkaslardan yaptıkları saldırılara karşı savaşmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Van valisi Cevdet Bey Rus-Ermeni baskısı karşısında tutunamayarak 16/17 Mayıs gecesi çekilmiş; böylece Van, Rus ve Ermenilerin eline geçmiştir ![]() ![]() "Van vilayetindeki Ermeniler ayaklanmışlar, müslüman köylere ve kaleye saldırıya geçmişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rus Çarı, 18 Mayıs'ta Van'ın Rus ve Ermenilerin eline geçmesinden dolayı "Van halkına fedakarlıkları dolayısıyla teşekkür ettiğini" bildiren bir teblig yayınlamış, bunu, Rus Hariciye Nazırı Sazanof'un Ermenilerin yardımlarına teşekkür eden beyannamesi izlemiştir ![]() ![]() Paris'te çıkan Le Temps gazetesi 13 Ağustos 1915 tarihli nüshasında Ruslar tarafından Van valiliğine atanan Aram Manukyan hakkında ilginç bilgiler vermektedir ![]() ![]() ![]() "Aram bu savaşın başında bir kere daha silaha sarıldı ve Van'da ayaklanmış olanların başına geçti ![]() ![]() Ermenilerin bu ihanetleri yüzünden Osmanlı ordusunun ikmal yolları kesilmiş; askere yiyecek ve cephane taşıyan kollar ise Ermeniler tarafından vurulmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Katledilenler müslümanlar olmasına rağmen, Ermeni Patriği, Ermenilerin tecavüze uğradığı iddiasında bulunmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() KAYNAK: Halaçoğlu, Yusuf-; Ermeni Tehciri ve Gerçekler (1914-1918), Türk Tarih Kurumu Yayını, Ankara 2001 ![]() Dipnotlar 1) DH ![]() ![]() ![]() ![]() 2) Askeri Tarih Belgeleri Dergisi (ATBD ![]() ![]() 3) Rusya Dış Politika Arşivi, Siyasi Kısım, nr ![]() ![]() ![]() 4) Österreichischer Haus-Hof-und Staatsarchiv, Politisches Archiv, XII, 463'den naklen N ![]() ![]() ![]() 5) ATBD ![]() ![]() 6) ATBD ![]() ![]() 7) Aynı yer, belge 2052 ![]() 8) ATBD, Ekim 1985, sayı 85, belge 2003, 2005 ![]() 9) Wangehheim, Deutschisches und Armenien, 1914-1918, yay ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 10) N ![]() ![]() ![]() 11) Bayur, Aynı eser, III/3, 20-21 ![]() 12) ŞFR, nr ![]() ![]() 13) ATBD, Aynı yer, belge 2004 ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Ermeni Sorunu, İddialar, Gerçekler |
![]() |
![]() |
#9 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ermeni Sorunu, İddialar, GerçeklerŞEBİNKARAHİSAR OLAYI Anadolu'da Ermeni isyanlarının yanı sıra pek çok ayaklanma meydana geldi ![]() ![]() Sivaslı Murat (Hamparsum Boyacıyan) adında bir Ermeni çete reisi, 500 kadar adamıyla Şebinkarahisar'ı basmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu durum karşısında başka bölgelerden kuvvet tasarruf edilerek Şebinkarahisar'a getirilmiş ve Ermeni isyancılar kuşatılmıştır ![]() Sivas'taki 10 ![]() "Şuradan buradan toplanan 500 kadar Ermeni eşkıyasının Şebinkarahisar'da eski kaleye sığınarak isyan ettikleri öğrenilmiştir ![]() ![]() Sivas Valiliğinin 3 ![]() ![]() "Şebinkarahisar isyanının bastırıldığı, Ermeniler 800 kadar kadın, erkek ve çoğunun kaleye sığındığı, isyancılardan 200 kadarının silahlı olduğu bildirilmiştir ![]() KAYNAK: Sakarya, Em ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() BURSA OLAYI Ermeni isyan ve olaylarının artması üzerine Adapazarı ve İzmit'teki aramalar sonunda pek çok silah elde edildiğini duyan ve Çengiler, Soloz, Orhangazi, Gemlik, Bilecik bölgelerinde öteden beri hazırlanmış bulunan Ermeni çeteleri, Türk halkına saldırmaya başlamışlardır ![]() ![]() Ellerinde en modern silah ve hatta sıhhi malzemeler bulunan Ermeni çeteleri, İzmit ve Adapazarı'ndan kaçan çetecilerle de birleşerek, 60-70 kişilik gruplar halinde, öteye beriye saldırmaya başlamışlardır ![]() ![]() KAYNAK: Sakarya, Em ![]() ![]() ![]() ![]() ADANA OLAYLARI Adana'da hiç eksik olmayan Ermeni saldırıları, Birinci Dünya Savaşı için yapılan seferberlik çağrısından sonra, daha büyük çapta ve ayrıntılı bir şekilde hazırlanmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 Şubat tarihinde Dörtyol Ermenilerinden Abraham Salcıyan, Artin ve Bedros adlarındaki üç Ermeni de limandaki düşman gemilerine sığınarak Türk ordusunun kuvveti, askeri düzeni hakkındaki bilgileri düşmana ulaştırdılar ![]() 24 Şubat 1915 tarihinde Köşger Torosoğlu ve Öğretmen Agop adındaki şahıslar, düşman tarafından Kıbrıs'tan getirilerek İskenderun'a çıkarıldılar ![]() ![]() ![]() Böylece Ermeni komitacılarının memleketin en can alacak noktalarına nasıl sızdıkları görüldü ![]() ![]() Saimbeyli (Haçin) kasabasında yalçın kayalıkları üzerinde bulunan Ermeni Manastırı'nda din adamları ve Ermeni komitacıları tarafından, bölgedeki mağaralarda depolanmış 200 kilo kadar barut bulundu ![]() KAYNAK: Sakarya, Em ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() URFA OLAYLARI Meşrutiyetin ilanından sonra Ermeni komiteleri, Urfa'da da gönüllülerden oluşan bir örgüt kurmuşlar, Doğu Anadolu harekat alanından göç ettirilip bu bölgeye yerleştirilen Ermenileri de kandırmışlardır ![]() ![]() ![]() Urfa'daki Ermenilerin hazırlığına Ruslar da büyük önem vermişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İsyan hazırlıklarında en çok göze batan hususlardan birisi de, Zeytun, Sason, Bitlis, Antep bölgeleri için bir komutan emrinde kullanılmak üzere Maraş'tan Diyarbakır'dan gelen, komitacılara yerli fedailer ve asker firarilerden oluşan bir silahlı kuvvet ile su taşımak, un öğütmek, ekmek pişirmek hasta ve yaralıları bakmak, tüfek temizlemek, emir götürmek, mermi yapmak, konuşmalar yapmak için ekipler kurma başarıları olmuştur ![]() İsyana başlamak için uygun bir zaman beklenirken silah toplanması ve 1894 doğumluların askere alınması sırasında Zeytun, Sason, Haçin, Diyarbakır bölgelerinden kaçan Ermeni askerler de komitacılara katılınca, Urfa'ya 7 ![]() ![]() ![]() Urfa olayının ertesi günü Tellülebyaz-Urfa-Siverek yolunda çalışan hizmet taburunun Ermeni erleri evvelce kararlaştırdıkları gibi subayları ve Türk işçileri öldürmeye teşebbüs etmişlerse de başarılı olamamışlardır ![]() ![]() 28 Ağustos 1915'teki bu olaydan sonra 29 Eylül 1915 tarihine kadar sükunet hakimdir ![]() ![]() ![]() Urfa'daki isyan, Ermeni komiteleri tarafından çok iyi planlanmış ve yönetilmiştir ![]() ![]() İsyandan sonra Ermeni çetelerinin ele başları, yine bir kolayını bularak başka bölgelere kaçmışlardır ![]() ![]() ![]() KAYNAK: Sakarya, Em ![]() ![]() ![]() ![]() FINDIKÇIK OLAYI Osmanlı hükümetine karşı zaman zaman başkaldıran Zeytun bölgesindeki Ermenilerin başka bölgelere göç ettirilmeleri sırasında Nur Dağları kuzeyindeki araziye dağılan Ermeni çeteleri, Türk köylerine, askeri birliklere ve jandarma müfrezelerine saldırarak yakmış, yıkmış ve öldürmüşlerdir ![]() Bir süre sonra Zeytun, Saimbeyli ve Maraş Ermenilerinden oluşan 600 çeteci, 1915 yılı baharında Maraş ile Bahçe kasabası arasında ve Ayvalık Bucağına 30 km ![]() ![]() ![]() Bu arada isyan bölgesine bir jandarma müfrezesi göndermişse de olumlu bir sonuç alınamamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KAYNAK: Sakarya, Em ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() MUSA DAĞI OLAYI Musa Dağı, Nur Dağlarının eteklerindedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Birinci Dünya Harbi sırasında İtilaf devletlerinin İskenderun Bölgesi kıyılarına bir çıkarma yapacağı sözleri etrafa yaylınca Samandağ Bucağına bağlı yedi Ermeni köyü halkı, hükümete olan vergi borçlarını ödememişler, TSK'nin ihtiyacı için gereken yardımı yapmamışlar ve isyan etmişler ve Musa Dağı'na çıkmışlardır ![]() Bunun üzerine hükümet emirlerine uymaları için asilere memurlar gönderilmişse de Ermeniler, bunları dinlememiş ve silahla karşı koymuşlardır ![]() ![]() ![]() ![]() Yapılan araştırmada İskenderun kıyılarını gözetleyen bir Fransız harp gemisinin, Musa Dağı'ndan verilen işaret üzerine kıyıya bir sandal göndererek buradaki Ermeni çete başlarını ve diğer isyancıları gemiye taşıdıkları anlaşılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() İşte Musa Dağı olayı budur, böyle olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() KAYNAK: Sakarya, Em ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İZMİT VE ADAPAZARI OLAYLARI http://www ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gerek Adapazarı ve gerek İzmit'te yakalanan ihtilalcilerin ifadelerine göre; Ruslar, Sakarya Nehri ağzı bölgesini bir çıkarma yaptıkları zaman bu silahlar patlayıcı maddeler Türk askeri ve halkına karşı kullanılacaktır ![]() ![]() ![]() ![]() Buna karşın Ermeniler her yerde Ermenilerin öldürüldüğü, Ermenilere işkence yapıldığı haber ve dedikodularını geniş ölçüde yaymaya başlamışlardır ![]() ![]() KAYNAK: Sakarya, Em ![]() ![]() ![]() ![]() İSYANLARIN GENEL TABLOSU 1890'da Erzurum olayı ile başlayıp 1896 Van isyanı ile biten dönem, Batı dünyasında büyük bir soykırım dönemi olarak gösterilir ![]() Nalbadian, "bu devrede 50 ![]() ![]() ![]() Davih Marshall Lang, 1894-96 arasında 200 ![]() ![]() Pastırmacıyan'a göre 100 ![]() ![]() ![]() Misasskian ise, "En az 300 ![]() ![]() Hepsius'un rakamı 88 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bliss'in, 1895 rakamı 35 ![]() ![]() Komitacı Ermenilerin kurşunları ile ölen Ermenileri de Türkler öldürdü sayılsa bile, 1890'lı senelerde isyanlar ve ayaklanmalar sırasında hayatlarını kaybeden Ermenilerin sayısı 20 ![]() ![]() Bu arada aynı dönemde ölen Müslümanların hesabını yapmak da gereklidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KAYNAK: Gürün, Kamuran-; Ermeni Dosyası, TTK Basımevi, Ankara 1983, s ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Ermeni Sorunu, İddialar, Gerçekler |
![]() |
![]() |
#10 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ermeni Sorunu, İddialar, GerçeklerERMENİ SORUNUN ÇIKMASINDA KİLİSELERİN ROLU 29 Mart 1863 tarihinde Ermeni cemaatının Osmanlı İmparatorluğu'ndaki durumunu daha da güçlendiren, onlara bazı ilâve imtiyazlâr tanıyan ve kendilerini yönetmeleri konusunda muhtariyet getiren "Nizâmnâme-i Millet-i Ermeniyân" adı ile hazırlanan bir nizâmnâmenin yürürlüğe girmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ERMENİ KİLİSESİNİN BAĞIMSIZLIK ÇALIŞMALARI "Ermeni Milleti Nizâmnâmesi"nin 1863 yılında ilânında sonra Patrikler, daha çok millî ve siyasî cephelerde çalışmaya başlamışlardır ![]() ![]() ![]() Osmanlı İmparatorluğu içinde muhtar bir Ermenistan kurulması düşüncesinin lideri Patrik Mıgırdiç Hırimyan (1869-1873)'dır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [*]"Ermeni Milleti Nizâmnâmesi"ni tekrar tetkik ve vilâyetlerin arzusuna ve ihtiyaçlarına göre tâdil ettirmek, [*]İstanbul Ermeniliği'nin, meclisin ve hükümetin gözlerini Ermenistan'a çevirmek(6) ![]() ![]() ![]() Yerine geçen Patrik Nerses Varjabedyan (1874-1884)'ın da Hırimyan'ın izinden yürümüştür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hırimyan zamanında başlayan Patrikhâne'nin şikâyet raporları ve müracaatları, Rumeli Hristiyanları meselesinden sonra çok şiddetli bir safhaya girecektir ![]() ![]() ![]() 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'ndan önce Ermeniler için iki yol görünmektedir: [*]Osmanlı Devleti'ne ve Türkler'e sadık kalmak, [*]İmparatorluk içindeki diğer Hristiyan toplumların hareketlerini takip ederek çalışmak ve Avrupa devletlerinin müdahalesini sağlamak ![]() "Ermeniler ile Türklerin bir arada yaşamaları artık imkânsızdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Patrik Nerses, 17 Mart 1878 günü de, İstanbul'daki İngiliz Büyükelçisi Layard'ı ziyaret ederek, "Bir yıl önce Osmanlı idaresinden şikâyetimiz yoktu, ancak Rus zaferi şimdi durumu değiştirdi, Doğu'da bağımsız bir Ermenistan istiyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı, Osmanlılar'ın barış istemeleri üzerine 31 Ocak 1878 tarihinde Edirne'de yapılan mütareke ile sona ermiş(11), barış şartları ise Ayastefanos (Yeşilköy)'ta tespit edilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ayastefanos Antlaşması'nın Berlin'de tâdil edileceği haberini alan Patrik Varjabedyan, harekete geçerek, toplanacak olan kongreye katılacak bütün devletler nezdinde yoğun bir faaliyette bulunmaya başlamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Patrik Nerses Varjabedyan da, bir taraftan Manchester Ermeni Komitesi Başkanı Karekin Papazyan'a gönderdiği bir mektupta(13), siyasetlerinin Rusya'ya minnettar kalarak, İngiltere'den ümit ve onun sayesinde hedefleri olan maddî ve manevî refaha ulaşmak olduğunu belirtmiş, diğer taraftan da 30 Haziran'da İstanbul'da İngiliz Büyükelçisi Layard'ı ziyaret ederek projelerini Kongre'ye vermiş olduklarını ifade ederek, İngiltere'nin bu projeyi de desteklemesini istemiştir(14) ![]() Patrik Nerses ayrıca, Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşayan Ermeniler'in nüfusları hakkında da büyük devletlere tahrif edilmiş rakamlara ulaşan kilise istatistikleri göndermiştir ![]() Neticede sun'î mesele, Ayastefanos Antlaşması'nın 16 ![]() ![]() ![]() ![]() Berlin Kongresi'ne eski Patrik Hırimyan ile birlikte çevirmen-sekreter olarak katılmış olan Nuryaz Çeraz, 1879 yılında yayınladığı bir broşürde, Berlin Kongresi'nde elde edilenler ile Ermenilerin umutsuzluğa düşmelerine gerek olmadığını vurgulamış ve onlara şöyle hitap etmiştir(15): "Berlin Kongresi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Görüldüğü gibi broşürde, Ermeniler'e silâhlı eylem tavsiye edilerek, arkalarında Avrupa devletlerinin bulunduğu belirtilmiştir ![]() Patrik Nerses Varjabedyan, meselenin ihtilâl ve isyan ile halledilmesi gerektiğine inanmış ve bunu hazırlamak için de Patrikhâne'de "Islâhât Komisyonu" adı ile bir komisyon kurmuştur ![]() ![]() ![]() Bu sıralarda, İstanbul'da Ermeni Patrik vekili olan Başpiskopos Mateos İzmirliyan da boş durmamış, piskoposluklara mektuplar yağdırmakla meşgul olmuştur ![]() ![]() Patrikhâne'nin devlet aleyhindeki çalışmalarının Dahiliye Nazırlığı'na rapor edildiği 1881 ve 1882 yıllarına ait şifreli yazılarında, Sivas valisi Hakkı Paşa aşağıdaki hususlara dikkati çekmektedir(18): [*]Patrikhâne piskoposlara, ihtilâl ve isyan hazırlıklarını gösteren genelgeler göndermeye başlamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üç yıl Patriklikte kalan Harutyun Vehabedyan'ın döneminde, Ermeni isyan komiteleri teşkilâtlarını genişletmişler, Avrupa ve Amerika'da şubeler açmışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Harutyun Vehabedyan'dan sonra yerine geçen İzmit Manastırı Başrahibi Horen Aşıkyan(1888-1894) döneminde de, vilâyetlerde çıkan âdi olaylar, oradaki piskoposlar tarafından büyütülmüş, bunlara istenilen şekil verilerek Avrupa'ya "Türk zulüm ve işkencesi"(!) şeklinde aksettirilerek, müdahale edilmesi istenmiştir ![]() Ancak Ermeni komiteciler, istedikleri faaliyeti göstermiyor kanaati ile Patrik Horen Aşıkyan'a sûikast düzenlemişlerdir ![]() ![]() Horen Aşıkyan'ın yerine, Mısır'ın eski Ermeni Patriği Mateos İzmirliyan (1894-1896) İstanbul Ermeni Patrikliği'ne seçilmiş, bu durum Hınçaklar'ı sevindirmiştir ![]() ![]() ![]() Mateos İzmirliyan'ın döneminde Ermeni bağımsızlığı için yapılan isyanlar, hemen her vilâyette süratle yayılmaya başlamıştır(23) ![]() ![]() ![]() ![]() KAYNAKLAR (3) Bkz ![]() ![]() ![]() (4) Ermeni Kilisesi'ndeki ruhanî dereceler şunlardır: Katogigos, Patrik, Yepiskopos (Piskopos), Vartabed, Papaz ![]() (5) Uras, Esat-; a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (6) Buradaki Ermenistan tâbirinden kasıt, Doğu Anadolu'dur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (7) Uras, Esat-; a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (8) Kilikya, Toros Dağları, Amanos Dağları ve Akdeniz arasında kalan bölgedir ![]() ![]() ![]() (9) F ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (10) Gürün, Kamuran-; a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (11) Nihat Erim, Devletlerarası Hukuk ve Siyâsî Tarih Metinleri: Osmanlı İmparatorluğu Andlaşmaları, C ![]() ![]() ![]() (12) Projenin tamamı için bkz, Esat Uras, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (13) Mektubun metni için bkz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (14) Gürün, Kamuran-; a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (15) Turkey Nu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (16) Hocacıoğlu, Mehmed -; Tarihte Ermeni Mezâlimi ve Ermeniler, İstanbul 1976, s ![]() ![]() (17) Mektubun mahiyeti için bkz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (18) Hocaoğlu, Mehmet -; a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (19) Nalbandian, Louise -; a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (20) Nalbandian, Louise -; a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (21) Uras, Esat-; a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (22) Hüseyin Nazım Paşa, Ermeni Olayları Tarihi, I, Ankara 1994, s ![]() ![]() (23) İsyanların kronolojik sıralaması için bkz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (24) Uras, Esat -; a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Meşrutiyet'in İlanı, Kilise-Taşnak-Hınçak İşbirliği 23-24 Temmuz 1908 tarihinde II ![]() ![]() ![]() Bitlis Rus Konsolosu tarafından İstanbul'daki Rus Büyükelçisi'ne gönderilen 3 Aralık 1910 tarihli ve 602 Numaralı rapor(25), kilise ile Taşnak mensupları arasındaki ilişkiyi bütün açıklığı ile gösterir mahiyettedir ![]() 1909 yılında İstanbul'daki "31 Mart Olayı"nın akabinde, devletin geçici olarak hükümetsiz kalması Ermenilere aradıkları fırsatı vermiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Aynı tarihlerde, 29 Mayıs 1909'da, İstanbul Ermeni Patriği Mateos İzmirliyan, 1907 Ekim'inde ölen Eçmiyazin Katogigosu Mıgırdiç Hırimyan'ın yerine Katogigosluk Makamı'na geçmek için İstanbul'dan hareket etmiş, yerine Patrik olarak Yegiçe Turyan (1909-1911) getirilmiştir(27) ![]() ![]() KAYNAKLAR (25) Aspirations et Agissement Revolutionnaires des Comites Armeniens ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (26) 1909 Adana Ermeni olayları hkn ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (27) Jacques de Morgan, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ermeni Katogigosluk Ve Patrikliği Nizamnamesi Ermeni Patrikhânesi'nin ülkeyi parçalama yolundaki faaliyetleri, Patrikhâne'ye 1863 yılında devletçe, "Ermeni Milleti Nizâmnâmesi" ile verilen hakların tadil edilmesini gerektirmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı İmparatorluğu, Birinci Dünya Savaşı'ndan yenik çıkmış ve İtilâf Devletleri ile 30 Ekim 1918 tarihinde yaptığı Mondros Mütârekesi hükümlerine göre toprakları işgal edilmiştir ![]() ![]() KAYNAKLAR (29) BOA, DUİT, Nu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Patrik Zaven Efendi'nin Çalışmaları Mondros Mütarekesi, Ermenistan'ın kurulması ortamı için önemli bir adım olmuştur ![]() ![]() Türkiye Ermenileri'nin temsilcisi olduğu sıfatı ile Bogos Nubar Paşa, 30 Kasım 1918 tarihinde İtilâf Devletleri'ne başvurarak, bağımsız bir Ermenistan'ın kurulmasını ve bu bağımsızlığın İtilâf Devletleri ile Cemiyet-i Akvam'ın himayesi altına konulmasını istemiştir(33) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan ve Lozan'dan sonra Ermeni Sorunu diye bir konu kalmamasından sonra Türkiye'deki Ermeni Kilisesi problem çıkarmak şöyle dursun, Ermeni diasporasının Türkiye'yi sıkıntıya sokan girişimlerine karşı çıkmıştır ![]() ![]() Nitekim, son 6 ay zarfında yeniden başlatılan propagandalar hakkında 7 Ekim 2000 tarihinde yayınlanan Ceviz Kabuğu adlı TV programa katılan Kandilli Ermeni Kilisesi Başkanı Dikran Kevorkan, soykırım ve tehcir konusunda şunları söylemektedir: "Soykırım ve Tehcir (bir yerden alıp başka bir yere götürmek) farklı anlamlara gelir ![]() ![]() ![]() Kevorkan'ın "asimilasyon" iddiaları hakkındaki görüşleri ise şöyledir: "Bugün dünya üzerindeki Ermenilerin en rahatlıkla, en güçlü şekilde kendi kimliklerini muhafaza eden ülke Türkiye'dir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KAYNAKLAR (30) 1898-1906 yılları arasında Erzurum'da, 1910'da Van'da, 1919-1913 yılları arasında Diyarbakır'da piskopos olarak çalışan Zaven Efendi, Eylül 1913'de İstanbul Ermeni Patriği seçilmiş, ancak zararlı faaliyetleri sebebi ile 1916'da Bağdad'a gönderilmiş, 1918'de Mondros Mütârekesi'ni müteakip İstanbul'a dönmüştür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (31) Atatürk, M ![]() ![]() ![]() ![]() (32) Ergünöz Akçora, "Millî Mücadele Yıllarında Kurulmuş Faydalı ve Zararlı Cemiyetler," TDTD, Sayı: 4 (Nisan 1987), s ![]() ![]() (33) Bogos Nubar Paşa'nın müracaat metni için bkz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (34) Uras, Esat-; a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (35) Uras, Esat-; a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (36) Uras, Esat-; a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Ermeni Sorunu, İddialar, Gerçekler |
![]() |
![]() |
#11 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ermeni Sorunu, İddialar, GerçeklerMİSYONER FAALİYETLERİ Türkiye'ye gelen ilk misyonerlerin Proteston olduğu ve "British and Foreign Bible Society"ye mensup oldukları ve bu teşkilatın 1804'te kurulmasından sonra İzmir'den Anadolu içlerine misyonerler yollamaya başladığı anlaşılmaktadır ![]() ![]() 1896 yılında Amerika'dan 7, İngiltere'den 4 ayrı Kiliseye bağlı misyonerler Osmanlı topraklarına dağılmışlardır ![]() ![]() ![]() Misyoner faaliyetleri, Ermeni isyanlarını desteklemese bile, isyanın zemininin hazırlanmasında önemli rol oynamıştır ![]() ![]() PROPOGANDA Türklerin en zayıf oldukları sahalardan birisinin propaganda olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türkiye ve Türkler aleyhindeki propagandanın özellikle Amerika'da en kesif olduğu tarih şüphesiz 1923 yıllarıydı ![]() "Türkler aleyhine derin kök salmış olan düşmanlığı şu sebeplere bağlayabiliriz ![]() ![]() Powell kitabının 32 ![]() "Sizin gazeteleriniz ve dergileriniz, eğer yollasak bir Türkün yazdığı yazıyı basmazlar, eğer basılsa halkınız bunu okumaz, eğer okurlarsa inanmazlar ![]() Padişahın söyledikleri belki doğrudur, nitekim gene aynı kitabın 10 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Din faktörünün ve siyasi değerlendirmelerin Türkiye aleyhindeki havanın gelişip yerleşmesine nasıl yardımcı olduğu ortadadır ![]() ![]() "Vahşet olayları çok büyük ölçüde mübalağa edilmiştir ![]() ![]() ![]() Bu ifade fazla soyut görülebilir ![]() "Osmanlı Bankası baskını ve takiben Ermenilere vaki saldırılar haberi Avrupa'da yazıldıktan kısa bir süre sonra, resimli gazetelerden bazı sanatkarlar vahşet olaylarının resimlerini yapmak üzere İstanbul'a gönderilmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ölmüş Ermeniler gömülmüş, kadın ve çocuklara ise hiç dokunulmamış, hiç bir Ermeni Kilisesine de saldırılmamış olduğuna göre, bunları nasıl temin edeceği meselesi ortaya çıkıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() "Yüksek mevkilerdeki Türk görevlileri tarafından Ermenilere karşı yürütüldüğü söylenen vahşi tedip tedbirleri münasebetiyle ismi baş sıralarda geçenlerden biri, Anadolu'da ıslahatla görevlendirilen Müşir Şakir Paşa'dır ![]() ![]() ![]() ![]() Seyahatimizin gayesini göz önünde tutarak sırasıyla İngiltere Konsolosu Mr ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Rus Konsolosu M ![]() ![]() ![]() ![]() "Mr ![]() ![]() ![]() ![]() Ne var ki, bu bilgiler hiçbir zaman batı basınında akis bulmamıştır ![]() "Ekim sonunda (1922) Amerika'da (Near East Relief's) teşkilatı temsilcileri müteveffa Miss Annie T ![]() ![]() ![]() ![]() Bristol Raporu'nu, Llyod George gerçekten yayınlamamıştır ![]() "Raporu neşrettirmek istemeyişleri anlaşılmaz bir şey değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yunanistan aleyhine netice verecek bilgileri ortaya koyanlar Yunan işgalindeki bölgelerde yaşıyordu ve Yunan misillememesine maruz bırakılamazlardı ![]() ![]() ![]() Toynbee'nin bahsettiği Byrce Raporu, kendisinin editörlüğünü yaptığı İngilizlerin Mavi Kitap'ıdır ![]() Ancak, nadiren de olsa, tam aksi durumlar da olabilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() "Ermenilerin kredisini düşürmek, Türk ale yhtarlığı davasını zayıflatmak demektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Propagandanın önemini anlamak için İngilizlerin bu maksatla nasıl bir teşkilat kurmuş olduklarına bakmakta yarar vardır: "Bir propaganda dairesi konusunda ilk duyduğum husus, 1914 Ağustosunda Walton Heath Golf Kulübü'nde bir Pazar günü öğle yemeğinden sonra Mr ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mr ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Wellington House'ın çalışma sahası ise şöyle anlatılmaktadır: "Müttefiklerin davasını, İngilizlerin gayretlerini, Bahriyenin, Ordunun, ticaret filosunun yaptıklarını, İmparatorluğun ekonomik ve askeri imkanlarını, harbin sebep ve gayelerini, Almanya''ın ve müttefiklerinin suçlarını ve vahşetlerini, Belçika'nın davasını, denizaltı savaşının gayri insaniliğini belirleyen olayları yaymak ![]() ![]() Büronun sadece İngiltere'de 17 milyon nüsha neşriyat yaptığı ve buna 15 günlük resmi mecmuanın dahil olmadığı belirtilmektedir ![]() Masterman Bürosu'nun faaliyetleri hakkındaki 118 sayfalık 3 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Masterman Bürosu'nca basılan ve 1975 yılında Amerika'daki bir Ermeni yayınevi tarafından tekrar basılan Mavi Kitap'taki bütün referanslar, Tiflis'te çıkan "Hoziron", Marsilya'da çıkan "Armenia", Londra'da çıkan "Ararat", New York'ta çıkan "Gotchnag" isimli Ermeni gazeteleri ile, misyonerlerden aldıkları bilgileri nakleden Amerika'daki, Ermeni Mezalimi Komitesi'dir ![]() ![]() ![]() Mavi Kitap'ın nasıl yazıldığına dair bu açıklamadan sonra, propaganda malzemesinin genellikle nasıl toplandığı hakkında, bu konuları etüd etmiş iki yazardan alıntı yapmak faydalı olacaktır ![]() ![]() ![]() ![]() "Harbiye Nezareti bir sirküler yaparak, Subayları, düşmanla ilgili savaş olayları hakkında rapor vermeye davet etmiş, olayların mutlak doğruluğunun zaruri olmadığı, normal bir ihtimalin mevcudiyetinin kafi olduğu ilave edilmişti ![]() "Vahşet yalanları en makbul olanlarıdır: Özellikle bu ülkede (İngiltere) ve Amerika'da onlarsız harp yapılmaz ![]() ![]() "Bir netice tevlit etmeyecek alelade olaylarda bile insanların şahitliği mutlak itimat yaratmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Alışılmamış kimseler için bir fotoğraf makinesi ile çekilmiş bir resimde büyük ölçüde itimat edilecek bir ağırlık vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "1905'teki katliamlar sırasında Rusya'da pek çok resim çekilmişti, etrafında kalabalık bir insan topluluğu bulunan bir sıra cesede ait bu resimlerden biri 14 Haziran 1915 tarihli "Le Miroir"da, (Alman sürülerinin Polonya'daki cinayetleri) başlığı ile basılmıştı ![]() ![]() İkinci yazar Allen Lane ve kitabının adı "Evdeki Ateşi Yanık Tutun"dur ![]() ![]() ![]() Kitaptan bazı pasajlar şöyledir: "Propagandanın gayesi, işi basitleştirmektir ![]() ![]() ![]() ![]() "Harp zamanında bu, her şeyden evvel, davranışları hakkındaki ön yargılara göre, düşmanın, beklenebilecek bir görünüş ve davranışını yaratmaktadır ![]() ![]() "Vahşet hikayeleri bütün harplerde ortaya çıkar ![]() ![]() "Harp, hiç kimsenin uyuşmazlık edemeyeceği ve herkesçe bilinen evrensel ve basit ideallerle haklı gösterilir; hürriyet, adalet, demokrasi, Hıristiyanlık gibi milli hasletlerin timsali olan idealler ![]() "Karakteristik vahşet hikayeleri, hareket sahasından bir hayli uzaktaki muhabirlerden gelmiştir ![]() ![]() ![]() Propaganda bahsi C ![]() ![]() "Bu topyekün katliam hikayelerinin çıkarılmasının, nihai hesaplaşmada, Türkiye'nin zararına olarak, İngiliz Hükümeti tarafından yönlendirildiğini tekrar etmekte tereddüt etmiyoruz ![]() KAYNAK: Gürün, Kamuran, Ermeni Dosyası, TTK Basımevi, Ankara 1983, s ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Ermeni Sorunu, İddialar, Gerçekler |
![]() |
![]() |
#12 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ermeni Sorunu, İddialar, GerçeklerYER DEĞİŞTİRME (TEHCİR) Ermenilerin binlerce Türk'ün canına mâl olan isyan ve katliamları karşısında bile, Osmanlı Hükümeti'nin ortaya koyduğu sakin ve sağduyulu tavır, belgeleriyle sabittir ![]() ![]() ![]() Her şeyden önce, yer değiştirme kararı bütün Ermenilere uygulanmamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() 27 Mayıs 1915 tarihli yer değiştirme kanunu ve bu kanuna dayalı olarak çıkarılan emirler çerçevesinde; Erzurum, Van ve Bitlis vilâyetlerinden çıkarılan Ermeniler, Musul'un güney kısmı, Zor ve Urfa sancağına; Adana, Halep, Maraş civarından çıkarılan Ermeniler ise Suriye'nin doğu kısmı ile Halep'in doğu ve güneydoğusuna nakledilmişlerdir ![]() Bu arada, Ermenilerin sıkça dile getirdiği gibi yer değiştirme sırasında 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ermenilerin yer değiştirme uygulaması büyük bir disiplin içinde yapılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ayrıca, Anadolu ve Rumeli'nin çeşitli bölgelerinden yer değiştirmeye tabi tutulan Ermenilerin sayıları ile, yeni yerleşim merkezlerine ulaşanların sayılarının birbirini tutması, yer değiştirme sırasında herhangi bir katliâm olayının olmadığını da ispat etmektedir ![]() Öte yandan, Osmanlı Devleti yer değiştirme uygulamasına tabi tuttuğu Ermenilerin nakli sırasında, ağır savaş şartlarına rağmen olağanüstü gayret göstermiş, bu gayret, yabancı diplomatlarca da tesbit edilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Ermenilerin yer değiştirilmeleri, onları imha etmek değil, devlet güvenliğini sağlamak, onları korumak amacını gütmüştür ve dünyanın en başarılı yer değiştirme uygulamasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Görüldüğü gibi, yer değiştirme uygulaması son derece başarılı bir sevk ve iskan hareketidir ![]() ![]() YER DEĞİŞTİRMENİN İLK UYGULAMALARI VE NEDENLER Yer değiştirme kararı, bağımsız Ermenistan kurma düşüncesiyle, savaş içindeki kendi devletlerini arkadan vuran Ermenilerin verdikleri zararı önlemek gayesiyle zorunlu olarak alınmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ermenilerin yaptıkları mezalimi anlatan belgeleri bir kitapta toplamaya karar veren Osmanlı Hükümeti, bütün illere yazılar yazarak; Ermeni katliamlarını anlatan belge ve fotoğrafların gönderilmesi istemiştir(4) ![]() ![]() Ermeni mezalimi Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra da devam etmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Bu gelişmeler üzerine, Başkomutan Vekili Enver Paşa duruma bir çare bulmak amacıyla, 2 Mayıs 1915'te İçişleri Bakanı Talat Paşa'ya şu yazıyı göndermiştir: "Van gölü etrafında ve Van valiliğince bilinen belirli yerlerdeki Ermeniler, isyanlarını sürdürmek için daima toplu ve hazır bir haldedirler ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() Bu iki şekilden uygun olanın seçilmesini ve uygulanmasını rica ederim ![]() ![]() Yer değiştirme uygulamasının ilk işareti sayabileceğimiz bu yazı ile Enver Paşa, Ermenilerin isyan çıkaramayacak şekilde dağıtılmalarını istemektedir ![]() ![]() ![]() Durumun önemi ve aciliyeti nedeniyle zaman kaybetmek istemeyen Talat Paşa, Meclis'ten henüz bir karar çıkmadan yer değiştirme uygulamasını başlatmış ve bu çok ağır sorumluluğu tek başına üzerine almaktan kaçınmamıştır(9) ![]() Öncelikle Van, Bitlis ve Erzurum bölgelerinde bulunan Ermenilerin savaş bölgesi dışına çıkarılması konusunu ele alan Talat Paşa, 9 Mayıs 1915'te gönderdiği şifre emirlerle Erzurum Valisi Tahsin Bey, Van Valisi Cevdet Bey ve Bitlis Valisi Mustafa Abdülhalık Bey'i konu hakkında bilgilendirmiştir ![]() ![]() Başkomutanlık'tan 3 ![]() ![]() ![]() Ayrıca 23 Mayıs 1915'te 4 ![]() ![]() ![]() ![]() Yeni yerleşim bölgelerine ulaşan Ermenilerin, bölgenin durumuna göre ya mevcut köy ve kasabalarda inşa edecekleri evlere ya da hükümet tarafından belirlenecek yerlerde yeniden kuracakları köylere yerleştirilmeleri ve Ermeni köylerinin Bağdad demiryolundan en az 25 km ![]() ![]() Yer değiştirmeye tabi tutulan Ermenilerin can ve mallarının korunması, yeme, içme ve dinlenmelerinin sağlanması sevk güzergahında bulunan bölgesel yöneticilere bırakılmıştır ![]() ![]() Başkomutanlık, yerleri değiştirilen Ermenilerin yeniden fesat yuvaları oluşturmamaları için 26 Mayıs 1915'te İçişleri Bakanlığı'na bir yazı göndererek şu konuların dikkate alınmasını istemiştir: [*]Ermenilerin gönderildikleri yerlerdeki nüfusu oradaki aşiret ve müslüman sayısının %10 oranını geçmemelidir ![]() ![]() ![]() ![]() Konunun bu şekilde uluslar arası bir boyut kazanması üzerine Talat Paşa, yer değiştirme uygulamasının yasal bir zemine oturtulması amacıyla hazırladığı bir yazıyı 26 Mayıs 1915'te Başbakanlığa gönderdi(14) ![]() Talat Paşa yazısında, "Osmanlı topraklarına göz diken istilâcıların emellerini gerçekleştirmek için Osmanlı vatandaşı olan Ermeniler arasına ayrımcılık soktuklarını ve yardım ettiklerini; isyan eden Ermenilerin düşmana karşı savaşan Türk ordusunun harekâtını güçleştirmek için her çeşit engellemeleri yaptıklarını; askere gıda maddesi, silah ve mermi ulaştırılmasını engellediklerini; düşmanla işbirliği yaptıklarını; bir kısmının düşman saflarına katıldıklarını, askerî birliklere ve masum halka silâhlı saldırıda bulunduklarını; şehir ve kasabalarda katliam ve yağmacılık yaptıklarını; düşmanın deniz kuvvetlerine gıda maddesi temin ettiklerini ve önemli askeri bölgeleri düşmana gösterdiklerini" açıkladıktan sonra, devletin selâmeti için köklü önleme gereksinim duyulduğunu ve bunun için, savaş bölgesinde olaylar çıkaran Ermenilerin başka bölgelere göç ettirilmesine karar verildiğini ifade etmiştir ![]() İçişleri Bakanlığı'nın bu yazısı, Başbakanlık tarafından kaleme alınan bir başka yazı ile derhal Meclis'e ulaştırılmıştır ![]() ![]() ![]() Meclis'in bu konu ile ilgili kararnamesinde, devletin varlığının ve güvenliğinin sağlanması uğrunda yapılan mücadeleye, kötü etkisi olan bu gibi zararlı faaliyetlerin önüne etkili yöntemlerle geçilmesinin kesinlikle gerekli olduğu ve İçişleri Bakanlığınca bu konuda alınan önlemlerin son derece doğru ve yerinde olduğu belirtilmiştir ![]() ![]() Başbakanlık'tan 30 Mayıs 1915 tarihinde İçişleri, Harbiye ve Maliye Bakanlıklarına yazılan yazıda yer değiştirme uygulamasının nasıl yapılacağı şöyle anlatılmıştır(17): [*]Ermeniler kendilerine ayrılan bölgelere can ve mal güvenlikleri sağlanarak rahat bir şekilde nakledileceklerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Halaçoğlu, Prof ![]() ![]() ![]() DİPNOTLAR [I]1) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() 2) DH ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 5) İstanbul 1916 ![]() ![]() ![]() 6) 1 Şubat 1920'de İçişleri Bakanlığı'ndan Başbakanlığa gönderilen yazı (BA, BEO, nr ![]() ![]() 7) Emniyet, Dosya 2 F/3; Emniyet, Dosya 2 F/5 bk ![]() ![]() 8) ATBD, Aralık 1982, sayı 81, belge 1830 ![]() 9) Bayur, Aynı eser, III/3, 38 ![]() 10) G ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 11) G ![]() ![]() ![]() ![]() 12) Genelkurmay, nr ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 13) Bayur, Aynı eser, III/3, s ![]() ![]() 14) BA, BEO, nr ![]() ![]() 15) Millet Meclisi Kararnamesi, Defter nr ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 16) Bayur, Aynı eser, III/3, s ![]() ![]() 17) BA, BEO, nr ![]() YER DEĞİŞTİRME (TEHCİR) KANUNU "Tehcir Kanunu" olarak bilinen; ve fakat Türk ordusu savaş alanında olduğu için cephe gerisinde oluşan isyan ve ayaklanmaları önleme gayesi güden "Savaş zamanında hükümet uygulamalarına karşı gelenler için asker tarafından uygulanacak önlemler hakkına geçici kanun" 27 Mayıs 1915 tarihinde kabul edilmiştir(1) ![]() ![]() Söz konusu geçici kanunun birinci maddesi; ordu, kolordu ve fırka komutanlarına, savaş sırasında Hükümetin emirlerine, ülkenin savunulmasına ve huzurun korunmasına karşı çıkanlara, silâhlı saldırı veya direnişte bulunanlara karşı derhal askeri önlem alma, tecavüz ve direniş sırasında isyancıları yok etme yetkisi vermektedir ![]() ![]() 10 Haziran 1915 tarihinde yayımlanan bir emir yazısı (3) ile de, göçe tabi tutulan Ermenilerin malları koruma altına alınmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 27 Mayıs 1915 tarihli kanun ve 10 Haziran 1915 tarihli emir yazılarından da anlaşılacağı gibi, Talat Paşa'nın başlattığı ve Meclis'in de uygun gördüğü yer değiştirme uygulaması, "doğrudan doğruya cephelerin güvenini sarsacak bölgeleri" kapsamaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Bununla birlikte; "savaş halinde devlet yönetimine karşı gelenler için askeri birliklerce alınacak önlemleri" içeren kanun, tamamen devleti ve kanun düzenini korumaya yönelik bir yetki kanunudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [i]KAYNAK: Halaçoğlu, Prof ![]() ![]() ![]() DİPNOTLAR 1) Bayur, Aynı eser, III/3, s ![]() ![]() 2) Takvîm-i Vekãyi', 18 Receb 1333 / 19 Mayıs 1331, 7 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3) ATBD, Aralık 1982, sayı 81, belge 1832 ![]() 4) Yıldırım, Dr ![]() ![]() YER DEĞİŞTİRME UYGULAMASININ BAŞLANGICI 27 Mayıs 1915 tarihli Sevk ve İskan Kanunu ve kanunun uygulanma şekillerine belirleyen bildirilere uygun olarak; Ermeni kafileleri, yeni yerleşim alanlarına dağıtılmak üzere yol kavşakları üzerinde bulunan Konya, Diyarbekir, Cizre, Birecik ve Halep gibi belirli merkezlerde toplanmışlardır ![]() Kafilelerin göç ettirildikleri güzergâhlar, göçmenlerin zorluklarla karşılaşmamaları için mümkün olduğu kadar kendilerine yakın yollardan seçilmiştir ![]() ![]() ![]() Bununla birlikte, yolların çok kalabalık olması, sancaklarda düzenin bozulması ihtimalinin belirmesi durumlarında, bu güzergahlar dışına da çıkılmıştır(2) ![]() ![]() Batı Anadolu'dan gönderilen kafileler ise Kütahya-Karahisar-Konya-Karaman-Tarsus üzerinden Kars-ı Maraş-Pazarcık yoluyla Zor'a gönderilmişlerdir(4) ![]() ![]() ![]() Nitekim Batı Anadolu'dan yeni yerleşim bölgelerine gönderilenlerin hemen hepsi trenlerle nakledilmişlerdir(5) ![]() ![]() ![]() Devlet savaş şartlarına rağmen, yer değiştirme uygulamasının tam bir düzen içinde yürümesi ve kafilelerin herhangi bir zarara uğramaması için elindeki bütün imkânları zorlamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nitekim, Amerika'nın Mersin Konsolosu Edward Natan, 30 Ağustos 1915'te Büyükelçi Morganthau'ya gönderdiği raporda, Tarsus'tan Adana'ya kadar bütün hat güzergâhının Ermenilerle dolu olduğunu ve Adana'dan itibaren bilet alarak trenle seyahat ettiklerini, kalabalık yüzünden birtakım sıkıntıların olmasına rağmen Hükümetin bu işi son derece düzenli bir şekilde yönettiğini, şiddete ve düzensizliğe yer vermediğini, göçmenlere yeteri kadar bilet sağladığını, ihtiyacı olanlara yardımda bulunduğunu belirtmiştir(9) ![]() KAYNAK: Halaçoğlu, Prof ![]() ![]() ![]() DİPNOTLAR 1) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() 4) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() 5) DH ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 6) DH ![]() ![]() ![]() ![]() 7) Meselâ Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() 8) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() ![]() 9) EUM, Dosya 2D/13 (bk ![]() ![]() YERLEŞTİRİLDİKLERİ BÖLGELER Ermenilerin hangi bölgelerden çıkarılıp hangi bölgelere yerleştirilecekleri Talat Paşa'nın 23 Mayıs 1915 tarihinde 4 ![]() ![]() ![]() Ancak, Ermeni isyan ve katliamlarının devam etmesi üzerine; 5 Temmuz 1915 tarihinde Adana, Erzurum, Bitlis, Haleb, Diyarbekir, Suriye, Sivas, Trabzon, Mamuretülaziz (Elazığ), Musul vilâyetleriyle "Adana Terkedilmiş Mallar Komisyonu" başkanlığına, Zor, Maraş, Canik, Kayseri ve İzmit mutasarrıflıklarına emir gönderilerek, Ermenilerin yerleştirilmesi için ayrılan bölgelerin, görülen lüzum üzerine genişletildiği bildirilmiştir ![]() Buna göre, Ermenilerin gönderilip yerleştirilecekleri bölgeler, yöredeki müslüman nüfusun yüzde 10'u oranını geçmeyecek şekilde şöyle belirlenmiştir: l ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() KAYNAK: Halaçoğlu, Prof ![]() ![]() ![]() [I]DİPNOT (*) G ![]() ![]() ![]() ![]() ERMENİLERİN VERDİĞİ KAYIPLAR Yer değiştirme uygulaması sırasında yeni yerleşim bölgelerine sevk edilen nüfus toplam 438 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Göç ettirilenlerle, yeni yerleşim bölgelerine varanlar arasındaki bu 56 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu bilgiler ışığında toplam 9-10 bin kişinin yer değiştirme uygulaması sırasında katledildiği tespit edilmektedir ![]() ![]() ![]() Kalan 10-16 bin kişinin bir kısmı, yola çıkarılmış olmakla birlikte, henüz iskan bölgesine varmadan yer değiştirmenin durdurulması sebebiyle, bulundukları vilayetlerde alıkonulmuştur ![]() ![]() ![]() Nitekim belgelerde, Osmanlı ordusunda silah altında bulunan Ermenilerden 50 ![]() ![]() ![]() ![]() Mektupta, bir kısım Ermeni'nin Rusya'ya ve Amerika'ya kaçırıldıkları ve Amerika'da eğitilen 50 ![]() ![]() ![]() ![]() Bu bilgiler, Anadolu ve Rumeli'nin çeşitli bölgelerinden yer değiştirmeye tabi tutulan Ermenilerin sayıları ile, yeni iskan merkezlerine ulaşanların sayılarının birbirini tuttuğunu göstermekte ve dolayısıyla sevk ve iskan sırasında herhangi bir katliam olayının olmadığını ortaya koymaktadır ![]() KAYNAK: Halaçoğlu, Prof ![]() ![]() ![]() DİPNOTLAR 1) Yer değiştirmeye tabi tutulan edilen ve yeni yerleşim bölgesine varan nüfus ile ilgili olarak belgelerde kesin rakamlar verilmekle beraber, bazı yerlerden net sayılar verilmemesi sebebiyle her ikisi için de artı-eksi % 10 oynama söz konusu olabilir ![]() 2) Mesela Trabzon, Erzurum, Sivas, Diyarbakır, Elazığ, Bitlis illeriyle Maraş ve Canik mutasarrıflarına 26 Temmuz 1915 tarihli şifre telgrafta, savaş başlanıcından beri hastalık ve isyan sebebiyle ne kadar Ermeni'nin öldüğünün bildirilmesi istenmiştir (ŞFR ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3) ŞFR ![]() ![]() ![]() 4) Bkz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 5) ŞFR ![]() ![]() ![]() 6) DH ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 7) Bkz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Ermeni Sorunu, İddialar, Gerçekler |
![]() |
![]() |
#13 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ermeni Sorunu, İddialar, GerçeklerERMENİ KAFİLELERİNE YAPILAN SALDIRILAR VE BUNA KARŞI DEVLETİN ALDIĞI TEDBİRLER Ermenilerin yeni yerleşim bölgelerine nakledilmeleri sırasında bazı kafilelere, özellikle Halep-Zor arasında Arap aşiretleri tarafından yapılan saldırılarda bazı Ermeniler ölmüştür ![]() ![]() ![]() Diyarbakır bölgesinde Ermeni-gayrımüslim ayırt edilmeksizin, çeteler ve eşkıya tarafından 2 ![]() ![]() Erzurum-Erzincan arasında 500 kişilik başka bir kafilenin de Kürtlerin saldırısı sonucu öldüğü haberi alınmış, bunun üzerine Diyarbakır, Elazığ (Mamuretülaziz) ve Bitlis vilâyetlerine gönderilen 14 Haziran 1915 tarihli bir şifre telgrafla, göç sırasında yol üzerinde bulunan aşiretler ve köylülerin saldırılarına karşı her türlü yöntemin kullanılması, katle ve gasba yeltenenlerin şiddetle cezalandırılması emredilmiştir(4) ![]() Osmanlı hükümeti, bir yandan düşmanla savaşırken bir yandan da kafilelerin gıda ihtiyaçları ve güvenliklerini sağlamak için olağanüstü gayret göstermiştir ![]() ![]() ![]() Bu konuda alınan önlemleri takip eden Hükümet, 5 Eylül 1915 tarihinde Erzurum, Adana, Ankara, Halep, (Bursa) Hüdâvendigâr, Diyarbakır, Sivas, Trabzon, Konya, Elazığ vilâyetleriyle, Urfa, İzmit, Zor, Karesi, Kayseri, Kütahya, Maraş, Karahisar mutasarrıflıklarına çektiği şifre telgrafta, Ermeni kafilelerine zarar verenlerden kaç kişinin cezalandırıldığını sormuştur(5) ![]() Öte yandan, Ermeni kafilelerinin göç ettirilmesi sırasında ihmali veya yolsuzluğu görülen görevlileri belirlemek üzere İnceleme Komisyonları kurulmuştur ![]() ![]() Bitlis eski Valisi Mazhar Bey başkanlığında İstanbul Başsavcısı Nihad ile Jandarma binbaşılarından Ali Naki Beylerden oluşan üçüncü bir komisyon ise, Sivas, Trabzon, Erzurum, Elazığ, Diyarbakır, Bitlis ve Canik bölgelerinde görevlendirilmişlerdir ![]() ![]() Komisyonlara verilen emirlere göre; jandarma, polis, memur ve âmirleri, haklarında yapılacak inceleme sonucuna göre Divan-ı Harp'e sevk edileceklerdir ![]() ![]() ![]() ![]() İnceleme Komisyonlarının verdikleri raporlar ışığında, görevini kötüye kullanan (kafilelerden para ve eşya çalmak, gerekli şekilde koruma görevi yapmadığı için kafilelerin tecavüze uğramalarına yol açmak, sevk emrine aykırı hareket etmek gibi) pek çok görevli, işten el çektirildiler ![]() ![]() KAYNAK: Halaçoğlu, Prof ![]() ![]() ![]() DİPNOTLAR 1) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() 2) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() 3) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() ![]() 5) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() 6) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() 7) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() ![]() 8) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() 9) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() YER DEĞİŞTİRMEYE TABİ TUTULMAYAN ERMENİLER Yer değiştirme kararı bütün Ermenilere uygulanmamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 Ağustos 1915 ve 15 Ağustos 1915 tarihinde ilgili illere gönderilen telgraflarla Katolik ve Protestan mezhebinde bulunan Ermenilerin göç ettirilmemesi ve bulundukları şehirlere yerleştirilerek nüfus sayılarının bildirilmesi emredilmiştir(4) ![]() ![]() ![]() ![]() 15 Ağustos 1915'de illere gönderilen şifre telgrafla, Osmanlı ordusunda subay ve sağlık sınıflarında hizmet gören Ermeniler ve aileleri bulundukları yerlerde bırakılarak göç ettirilmemişlerdir(8) ![]() ![]() Ayrıca, yetim çocuklar ve dul kadınlar da göç ettirilmeyerek, yetimhanelerde ve köylerde koruma altına alınmışlar ve kendilerine maddi yardımda bulunulmuştur(10) ![]() ![]() ![]() Bununla, erkekleri göç ettirilen veya askerde bulunan kimsesiz ve velisiz aileler, Ermeni ve yabancı bulunmayan köy ve kasabalara yerleştirilmiş, gıda ihtiyaçları Göçmen Ödeneği'nden verilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() KAYNAK: Halaçoğlu, Prof ![]() ![]() ![]() DİPNOTLAR 1) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() ![]() 3) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() ![]() 4) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() ![]() 5) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() 6) Bu hususta 13 Eylül 1331/26 Eylül 1915'de Sivas (Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 7) Ağustos 1331/2 Eylül 1915 tarihinde Adana vilayetine bu yolda bir telgraf gönderilmiştir (Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() 8) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() 9) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 10) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 11) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() 12) Bu emir Adana, Erzurum, Edirne, Halep, Hüdavendigâr, Sivas, Diyarbekir, Mamuretülaziz, Konya, Kastamonu, Trabzon vilayetleriyle, İzmit, Canik, Eskişehir, Karahisar-ı sahib, Maraş, Urfa, Kayseri, Niğde mutasarrıflıklarına (Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() YERLERİ DEĞİŞTİRİLEN ERMENİLERİN İHTİYAÇLARININ KARŞILANMASI VE YAPILAN HARCAMALAR Hükümet, Ermeni tehcirine başlamadan önce bütün vilâyetlere yazılar yazarak, bölgelerinden geçecek kafilelerin bütün ihtiyaçlarının karşılanması için önlem alınmasını ve yiyecek stoklanmasını istemiştir(1) ![]() Gıda sağlanması için Göçmen ve Aşiret Yerleştirme Müdürlüğü'ne çeşitli emirler verilmiştir(2) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yer değiştirmeye tabi tutulan Ermenilerin sevk, yerleştirme ve geçimlerinin sağlanması için 1915 yılında 25 milyon, 1916 yılı sonuna kadar ise toplam 230 milyon kuruş harcandığı belgelerden anlaşılmaktadır(7) ![]() Ayrıca vilâyetler kendi imkânlarına göre yardımlarda bulundukları gibi, zaman zaman ihtiyaç durumuna göre merkezden yeni para tahsisleri de yapılmıştır(8) ![]() ![]() ![]() Osmanlı Hükümeti, yer değiştirme için bu kadar büyük paralar harcarken, bir yandan da göçe tabi tutulan Ermenilerin devlete ve şahıslara olan borçlarını ya ertelemiş ya da tamamen defterden silmiştir ![]() ![]() Diğer taraftan göç halindeki kafilelere hastalık durumlarında tedavi edilmeleri için sağlık görevlileri atanmıştır(13) ![]() ![]() KAYNAK: Halaçoğlu, Prof ![]() ![]() ![]() DİPNOTLAR 1) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() 4) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() 5) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() 6) İskân-ı Aşâir ve Muhâcirîn Müdiriyeti'nin 1331 yılı bütçesi 78 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 7) Yıldırım, dr ![]() ![]() 8) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() ![]() 9) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() 10) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() 11) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() 12) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() 13) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() 14) Kânun-u evvel 1331/14 Aral_k 1915 tarihinde Adliye ve Mezâhib Nezareti'nden Sadaret'e yazılan bir tezkire ile sevkedilenlerin mahkemelerinin gönderildikleri yerlerde, sevkedilmeyenlerin ise bulundukları yerlerde görülmesi kararı alındığı bildirilmektedir (BA, BEO, nr ![]() ![]() YER DEĞİŞTİRMEYE TABİ TUTULAN ERMENİLERİN MALLARI 10 Haziran 1915 tarihinde yayınlanan bir emir yazısı ile yer değiştirmeye tabi tutulan Ermenilerin malları koruma altına alınmıştır ![]() ![]() Osmanlı hükümetinin bu emrin uygulanması sırasında büyük titizlik gösterdiği anlaşılmaktadır ![]() ![]() ![]() Bu satışlar sırasında bir takım dedikoduların çıkması üzerine hükümet, 3 Ağustos 1915'te mutasarrıflıklara, illere ve Terkedilmiş Mallar Komisyonlarına şifre telgraf göndererek, adı geçen malların devlet memurlarınca satın alınmasını, çeşitli suistimallere meydan vereceği gerekçesiyle yasaklamıştır(2) ![]() ![]() Hükümet her türlü yolsuzluğu önleyecek önlemleri almaktan geri durmamıştır ![]() ![]() ![]() Bu emre göre; "Boşaltılan bölgelere hiçbir şüpheli şahıs sokulmayacağı; eğer bazı şahıslar ucuza mal satın almışlarsa, satışların geçersiz sayılacağı ve gerçek değeri belirlenerek, yasal olmayan bir çıkar sağlanmasına meydan verilmeyeceği; yerleri değiştirilen Ermenilerin istedikleri eşyayı yanlarında götürmelerine izin verileceği; götüremeyecekleri eşyadan, durmakla bozulacak olanların zorunlu olarak satılacağı, fakat bozulmayacak durumdaki eşyaların sahipleri adına korunacağı; taşınmaz malların kiralanma, başkasına devredilme ve rehin gibi işlemlerinin sahipleriyle olan ilgilerinin bozulmamasına dikkat edileceği ve göçün başladığı tarihten itibaren bu hükümlere aykırı olarak yapılan uygulamalar varsa geçersiz sayılacağı; bu mallar hakkında anlaşmazlık durumlarına meydan verilmeyeceği; göçe tâbi tutulan Ermenilerin, mallarını yabancılar dışında istediği kimseye satmalarına izin verileceği" kayıt altına alınmıştır(6) ![]() Emir yazılarındaki bu hükümler büyük bir titizlikle uygulandığı gibi, yerleri değiştirilen Ermenilerden kalan sanat ve ticaret müesseselerinin de iskân şirketleri kurularak, değerleri üzerinden bu şirketlere devredilmesi sağlanmıştır(7) ![]() ![]() KAYNAK: Halaçoğlu, Prof ![]() ![]() ![]() DİPNOTLAR 1) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() 2) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() 3) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() 4) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() 5) Yerleri değiştirilen Ermenilerin malları hakkında çıkarılan kanun metinleri için bk ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 6) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() 7) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 8) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() YERLERİ DEĞİŞTİRİLEN ERMENİLERİN GERİ GETİRİLMESİ Yer değiştirme sırasında gerek iklim şartları, gerekse meydana gelen yığılmalar yüzünden zaman zaman göçün durdurulduğu olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı Hükümeti görülen idarî ve askerî gereksinim üzerine 15 Mart 1916 tarihinden itibaren vilâyetlere ve sancaklara gönderdiği genel bir emirle, Ermeni göçünün durdurulduğunu ve bundan böyle hiçbir gerekçeyle yer değiştirme yapılmayacağını bildirilmiştir(3) ![]() Yer değiştirmenin tamamlanmasından sonra, Ermenilerin çoğunlukla Suriye vilâyeti dahilinde yerleştirilmeleri sebebiyle, İstanbul'daki Ermeni Patrikhanesi 10 Ağustos 1916'da kapatılarak Kudüs'e nakledilmiştir ![]() ![]() ![]() I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KAYNAK: Halaçoğlu, Prof ![]() ![]() ![]() DİPNOTLAR 1) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() 3) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() 4) Ermeni Patrikhanesi için 1916'da yapılan yeni nizamnâme hakkında bk ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 5) Şifre Kalemi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 6) BA, BEO, nr ![]() ![]() ![]() YER DEĞİŞTİRME UYGULAMASININ YURTDIŞINDAKİ YANKILARI Yer değiştirmenin yapıldığı bölgelerde bulunan yabancı gözlemciler, savaş içinde olmasına rağmen Osmanlı Hükümeti'nin bu işi büyük bir titizlikle ve iyi bir şekilde yürüttüğünü yazdıkları halde, Batı basını olayları saptırarak vermeyi tercih etmiştir ![]() ![]() Gazetelerde çıkan iddialara göre Morgantau, Osmanlı Hükümeti'ne rüşvetler vererek bazı Ermenileri satın alarak Amerika'ya göndermiş; ayrıca İstanbul'daki İngiliz, Rus ve Fransız vatandaşlarını da kurtarmıştır ![]() ![]() Bununla beraber Ermenilerin katledildikleri iddiasının Avrupa'da yayılmasında Morgenthau'ın yanı sıra(3) büyük çapta bilgileri yine Morgenthau'dan alan Lord James Bryce(4) ve Alman Protestan papazı Johannes Lepsius'tur(5) ![]() ![]() ![]() Bu şahısların eserleri, bundan sonraki Ermeni soykırım iddialarıyla kaleme alınan eserlere de kaynak teşkil etmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İran'da bulunan İngiliz konsoloslarının raporları çerçevesinde 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu kötü niyetli yayınlara karşılık, sayıları az da olsa bazı tarafsız Batılı basın-yayın organları da olayların kasten saptırıldığını yazmışlardır ![]() ![]() Osmanlı Hükümeti, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı imzasıyla 4 Ocak 1917 tarihinde İngiliz iddialarını tekzîb etmiştir(12) ![]() ![]() ![]() KAYNAK: Halaçoğlu, Prof ![]() ![]() ![]() DİPNOTLAR 1) Bk ![]() ![]() 2) Bk ![]() ![]() 3) Bkz ![]() ![]() ![]() 4) Great Britain, The Treatment of Armenians in the Ottoman Empire: Documents Presented to Viscount Grey of Fallodon, Secretary of State for Foreign Affairs, London 1916 ![]() 5) Le rapport Secret du Dr ![]() ![]() 6) Armenian Atrocities: Murder of Nation, London 1915 ve The Murderous Tyranny of the Turk, London 1917 ![]() 7) Justin McCarthy, "I ![]() ![]() 8) Bkz ![]() ![]() ![]() 9) Aynı eser, s ![]() 10) DH ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 11) DH ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 12) DH ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Ermeni Sorunu, İddialar, Gerçekler |
![]() |
![]() |
#14 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ermeni Sorunu, İddialar, GerçeklerERMENİ İDDİALARI HAKKINDA YABANCILARIN YAPTIĞI İNCELEMELER VE ULAŞILAN SONUÇLAR Birinci Dünya Savaşının hemen sonrasında, itilaf devletleri ordularının İstanbul ve diğer bölgeleri işgal etmelerinin ardından, yüzlerce siyasi ve askeri lider ile Osmanlı aydını "savaş suçlusu" oldukları iddiası ile İngilizler tarafından Malta Adası'na gönderilerek hapsedilmiştir ![]() ![]() Araştırmalar sonucunda, ne zamanın İstanbul Hükümeti, ne de Malta'daki tutuklular hakkındaki suçlamaları ispat edebilecek nitelikte hiçbir kanıt mahkemeye sunulmamıştır ![]() ![]() Nitekim, ABD arşiv raporları arasında bulunan ve Washington'daki İngiliz Büyükelçisi R ![]() "Malta'da tutuklu bulunan Türkler aleyhine delil olarak kullanılabilecek hiçbir şey olmadığını bildirmekten üzüntü duyuyorum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 29 Temmuz 1921'de Kralın Londra'daki Hukuk Danışmanları; İngiliz Dışişleri listesindeki kişilere karşı yöneltilen suçlamaların yarı siyasi bir mahiyet taşıdığına ve bu nedenle haklarında savaş suçlusu olarak tutuklanan Türklerden ayrı işlem yapılması gerektiğine karar vermişlerdir ![]() Ayrıca, "Şimdiye kadar hiçbir şahitten, tutuklular hakkında yapılan suçlamaların doğru olduğunu kanıtlayan bir ifade alınmış değildir ![]() ![]() Sonuç olarak; Malta'daki tutuklular, kendilerine hiçbir suçlama dahi yöneltilmeden ve duruşma yapılmaksızın 1922'de serbest bırakılmışlardır ![]() Bu zaman süresince İngiliz basınında Osmanlı Hükümetini sözde soykırım ile suçlayan ve bu konuyu ispatlamaya yeltenen bazı belgeler yayınlanmıştır ![]() ![]() ![]() KAYNAKLAR: 1) Yıldırım, Dr ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() TALAT PAŞA'YA ATFEDİLEN TELGRAFI Yer değiştirme uygulaması hakkındaki Ermeni iddialarının en önemlilerinden biri de Talat Paşa'ya atfedilen ve Ermenilerin katledilmesini emrettiği iddia edilen telgraflardır ![]() ![]() Nitekim 29 Ağustos 1915 tarihinde Hüdavendigâr, Ankara, Konya, İzmit, Adana, Maraş, Urfa, Halep, Zor, Sivas, Kütahya, Karesi, Niğde, Mamuretülaziz, Diyarbekir, Karahisar-ı Sahib, Erzurum ve Kayseri vali ve mutasarrıflarına (Mutasarrıf: Osmanlı yönetim yapısında bir sancağın en büyük idare amiri) gönderilen bir şifre telgrafta yer değiştirme uygulamasının gayesi şu şekilde açıklanmaktadır(1): "Ermenilerin bulundukları yerlerden çıkarılarak belirlenen bölgelere sevklerinden hükümetçe takip edilen gaye, bu unsurun hükümet aleyhine faaliyetlerde bulunmalarını ve bir Ermenistan Hükümeti kurmaları hakkındaki millî emellerini takip edemeyecek bir hale getirilmelerini sağlamak içindir ![]() ![]() Yerlerinden çıkarılıp, sevkedilmekte olanlardan başka, yerlerinde kalan Ermeniler bundan sonra yerlerinden çıkarılmamalıdır ![]() ![]() Ermeni kafilelerine saldırıda bulunanlara veya bu gibi saldırılara önayak olan jandarma ve memurlar hakkında şiddetli kanunî önlem alınmalı ve bu gibiler derhal görevlerinden el çektirilerek Divan-ı Harp'lere teslim edilmelidir ![]() ![]() 27 Mayıs 1915'te Ankara'ya gönderilen gizli şifrede; "Ermeniler hakkında hükümetçe alınan önlemler, sırf memleketin huzur ve düzenini sağlamak ve korumak mecburiyetine dayanmaktadır ![]() ![]() ![]() Öte yandan Ermenilerden zararlı kimselerle komite başkanlarının sürülmeleri konusunda Hükümetin yayınladığı bildirinin, bazı yerlerde yanlış anlaşıldığı görülmektedir ![]() ![]() ![]() Ayrıca, Mamuretülaziz vilâyetine gönderilen 13 Haziran 1915 tarihli şifrede de, Divân-ı Harp'e verilmiş Ermenilerden başka, göçe tabi tutulması gereken Ermenilerin bu konudaki özel bildiriye uygun olarak vilâyetin uygun yerlerinde bulundurulması ve bunların Musul'a gönderilmelerine şimdilik gerek olmadığı bildirilmiştir(4) ![]() 14 Haziran 1915'de Erzurum, Diyarbekir, Mamuretülaziz ve Bitlis vilâyetlerine gönderilen şifrede ise, yerleri değiştirilen Ermenilerin yollarda hayatlarının korunması gerektiği belirtildikten sonra; göç sırasında firara yeltenenler ve korunmalarından sorumlu olanlara karşı saldırıda bulunanların yola getirilmesinin doğal olduğu; ancak, buna hiçbir şekilde halkın karıştırılmaması ve Ermenilerle müslümanlar arasında öldürmeye yol açacak ve aynı zamanda dışarıya karşı da pek çirkin görünecek olayların çıkmasına kesinlikle fırsat verilmemesi istenmiştir ![]() Sözde Ermeni soykırımı iddiacılarının sözünü ettikleri telgrafa gelince(5): Aram Andonian adlı bir Ermeni, 1920 yılında Londra'da yayınladığı "Naim Bey'in anıları / Ermenilerin Tehcir ve Katliamına İlişkin Resmi Türk Belgeleri" isimli kitabında konuya temas etmiştir ![]() ![]() Kitapta yer alan ve Talat Paşa'ya atfedilen telgraflar; bir soykırım suçlusu yaratmak amacıyla üretilmiş sahte belgelerdir ![]() "belgelerin alındığı söylenen Naim Bey isimli şahsın Halep İskan Dairesi'nde hiçbir zaman çalışmadığı, belgelerin otantik ve kullanılan kağıtların Osmanlı Devletinin yazışmalarda kullandığı kağıt türünde olmadıkları, orijinal nüshalarının Başbakanlık Arşivindeki İçişleri Bakanlığı belgeleri arasında bulunmadığı, sahte belgelerde yer alan kayıt numaralarında çıkış adresi olarak gösterilen daire kayıtlarında bu evraklara rastlanmadığı, Hicri ve Miladi tarihlerde hata yapıldığı, imzaların gerçekleriyle uyuşmadığı, Osmanlıca yazım kurallarında rastlanılmayacak hatalara yer verildiği" gibi çok sayıda somut delillere rastlanılmıştır ![]() Ayrıca, "kitapta kullanılan belgelerin orijinallerinin Manchester'deki Ermeni Bürosunda olduğu" söylenmesine rağmen, bugüne kadar dünya kamuoyunun bilgisinden ve incelemesinden ısrarla kaçırılması ve "doğruluğunun Osmanlı dönemindeki Halep Ermeni Birliği'nin raporuna dayandırılması" gibi durumlar Ermenilerin sözde soykırım maksatlı iddialarının ne ölçüde gerçek dışı olduğunu göstermesi açısından önemlidir ![]() KAYNAK: Halaçoğlu, Prof ![]() ![]() ![]() DİPNOTLAR 1) DH ![]() ![]() ![]() ![]() 2) DH ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3) DH ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4) Yer değiştirme uygulamasına tabi tutulan nüfus içerisinde yer alan Halep'deki 26 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 5) OREL, Şinasi, Yuca SÜREYYA, Ermenilerce Talat Paşa'ya Atfedilen Telgrafların Gerçek Yüzü, Türk Tarihi Kurumu Yayını, Ankara 1983 SOYKIRIM İDDİALARINA KARŞI BİLİM ADAMLARININ TAVRI Tarihi, tarih biliminin ölçüleri ve ilkeleri doğrultusunda algılayan bilim adamları, 1925 yılından bugüne kadar konuyla ilgili bilgi ve belgelerin orijinallerine ulaşmış, canlı şahitleri dinlemiş, olay yerlerinde bizzat gözlemde bulunmuş kişilerdir ![]() ![]() ![]() ![]() "ABD Temsilciler Meclisi Üyelerinin Dikkatine Türk, Osmanlı araştırmaları ve Ortadoğu üzerine uzmanlaşmış, aşağıda imzaları bulunan Amerikalı akademisyenler, ABD Temsilciler Meclisi'nin 192 sayılı kararında kullanılan dilin birçok açıdan yanıltıcı ve/veya yanlış olduğu görüşündedirler ![]() 'İnsanlıkdışı Davranışları Anma Milli Günü' kavramına tam olarak destek vermemize karşın, söz konusu metinde dikkat çekilen aşağıdaki kısmı kabul edilemez buluyoruz: ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çekincelerimiz 'Türkiye' ve 'soykırım' sözcüklerinin kullanılması konusunda odaklanmakta olup aşağıdaki şekilde özetlenebilir: 14 ![]() ![]() ![]() Günümüz Türkiye Cumhuriyetinin 1923 yılında kurulmasıyla sonuçlanan Türk Devrimiyle 1922'de tarih sahnesinden silinmiş olan Osmanlı İmparatorluğu, şu anda Güneydoğu Avrupa, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da bulunan ve sadece bir tanesinin Türkiye Cumhuriyeti olduğu 25'ten fazla devletin topraklarını ve halklarını bünyesinde barındıran bir devletti ![]() ![]() ![]() 'Soykırım' suçlamasına gelince, bu açıklamayı imzalayanların hiçbiri Ermenilerin çektikleri acıların boyutlarını küçümseme amacını taşımamaktadır ![]() ![]() ![]() Gerçekten de söz konusu yıllar boyunca, bölgede, geçen on yılda Lübnan'da yaşanan trajediden çok farklı olmayan bir sürekli savaş durumu yaşanmıştır Hem Müslüman hem de Hıristiyan nüfus arasındaki kayıplar büyük rakamlardadır ![]() ![]() Tarihi devlet adamları ve politikacılar yapar, bilim adamları ise yazar ![]() ![]() ![]() Biz ABD Kongresinin bu ve bununla ilgili konularda tarih arşivlerinin tam olarak açılmasını teşvik etmesi ve tarihsel olaylar hakkında, tam aydınlığa kavuşturulmadan ithamlarda bulunmaması gerektiğine inanıyoruz ![]() ![]() Yukarıdaki yorumların da gösterdiği gibi, Osmanlı-Ermenileri'nin tarihi tarihçiler arasında sıkça tartışılan bir konundur ve tarihçilerin bir çoğu da 192 sayılı karardaki ifadelere katılmamaktadır ![]() ![]() Prof ![]() ![]() Tarih, California State Üniversitesi Doç ![]() Türk Dili ve Edebiyatı, Wisconsin Ünivertesi Doç ![]() Tarih, Siena Yüksekokulu (New York) İlhan BAŞGÖZ Ural-Altay Çalışmaları Bölümü Türk Araştırmaları Programı Direktörü, İndiana Üniversitesi Prof ![]() ![]() Antropoloji, New York Şehir Üniversitesi Prof ![]() Sanat tarihi, New York Şehir Üniversitesi Prof ![]() Ural-Altay Çalışmaları, Indiana Üniversitesi Prof ![]() ![]() ![]() Türk ve İran Dilleri, California Üniversitesi Doç ![]() Türk Araştırmaları, Columbia Üniversitesi Prof ![]() Tarih, Michigan Üniversitesi Prof ![]() Eğitmen, Johns Hopkins Üniversitesi Prof ![]() Siyaset Bilimi, Connecticut Üniversitesi Prof ![]() Tarih, Gorge Washington Üniversitesi Ord ![]() ![]() Sanat Tarihi & Yakın Doğu Araştırmaları, Massachussets Üniversitesi Dr ![]() Antropolog, Araştırmacı, New York Doç ![]() Türkçe Araştırmalar, New York Üniversitesi Prof ![]() İslam & Ortadoğu Tarihi, Minnesota Üniversitesi Prof ![]() Tarih, Ohio State Üniversitesi Prof ![]() Tarih, Charleston Yüksekokulu Doç ![]() Türkçe, California Berkeley Üniversitesi E ![]() ![]() Tarih, Utah Üniversitesi Prof ![]() Tarih, Glenville State Yüksekokulu Dr ![]() ![]() Türk Araş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Prof ![]() Osmanlı Tarihi, Amerikan Sanat & Bilim Akademisi Üyesi, Chicago Üniversitesi Doç ![]() Türkçe, California Üniversitesi Doç ![]() Tarih & Asya Araştırmaları, Illinois Üniversitesi Doç ![]() Tarih, Washington Üniversitesi Prof ![]() Tarih, Rutgers Üniversitesi Prof ![]() Tarih, Indiana Üniversitesi Dr ![]() Osmanlı Tarihi, Arizona, Flagstaff Prof ![]() Tarih, Colorado State Üniversitesi Prof ![]() Türk Araştırmaları, Culombia Profesör Ord ![]() ![]() ![]() ![]() Orta-Doğu Enstitüsü eski Direktörü, Colombia Üniversitesi Prof ![]() Tarih, Brandens Üniversitesi Prof ![]() Yakın Doğu Tarihi, Princeton Universitesi Doç ![]() Tarih, Louisville Üniversitesi Prof ![]() Ortadoğu Tarihi, Portlant State Üniversitesi Prof ![]() Antropoloji, California Üniversitesi Doç ![]() Türkçe, Utah Üniversitesi Yardımcı Prof ![]() Southeastem Üniversitesi Prof ![]() Osmanlı Tarihi, New York Doç ![]() Tarih, Virginia Polytechnic Enstitüsü Doç ![]() Tarih, Kentucky Üniversitesi Doç ![]() Yahudi ve Yakın Doğu Dilleri & Edebiyatları, Ohio State Üniversitesi Doç ![]() Tarih, Hauston Üniversitesi Prof ![]() Tarih, Connecticut Üniversitesi Prof ![]() Siyaset Bilimi, New York Şehir Üniversitesi Doç ![]() Tarih, California Üniversitesi Prof ![]() Tarih, California Berkely Universitesi Dr ![]() Türkolog, New York Dr ![]() Ortadoğu Ens ![]() ![]() ![]() Prof ![]() Siyaset Bilimi, Chicago, Illinois Üniversitesi Robert Staab Ortadoğu Merkezi Direktör Yardımcısı, Utah Üniversitesi Prof ![]() Ortadoğu Dilleri, Kültürleri ve Tarihi, Columbia Üniversitesi Doç ![]() Antropoloji, Suny Stony Brook Prof ![]() Türk Araştırmaları, Michigan Üniversitesi Prof ![]() Tarih, Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü Direktörü, Pennsylvania Üniversitesi Doç ![]() Ortadoğu Tarihi, Chicago Üniversitesi Prof ![]() Tarih, New York Şehir Üniversitesi Doç ![]() Tarih, Maryland Üniversitesi Prof ![]() Uluslararası Hukuk, Texas Tech ![]() Prof ![]() Tarih, California Üniversitesi ![]() Dr ![]() Türk Tarihi, Emekli Dışişleri Görevlisi Doç ![]() Tarih, Rhode Island Yüksekokulu Doç ![]() ![]() Tarih, California Berkely Üniversitesi Doç ![]() ![]() Tarih, Dickinson Yüksekokulu (Pennsylvania) E ![]() ![]() Türk Tarihi Prof ![]() Siyaset Bilimi, Rutgers Üniversitesi Prof ![]() ![]() İngilizce, Türkçe Sözlü Hikayeler Arşivi Direktörü, Texas Tech ![]() Batı Avrupa devletleriyle, Rusya destekli Ermeni iddiaları ve Ermenilerin ileri sürdükleri belgelerin doğuluk durumunu tartışmak üzere Türkiye tarafından değişik zamanlarda çağrılar yapılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() XI ![]() ![]() 5-9 Eylül 1990 tarihleri arasında Ankara'da düzenlenen XI ![]() 1948 TARİHLİ BM SOYKIRIM SÖZLEŞMESİ AÇISINDAN ERMENİ İDDİALARI "Soykırım" kavramı, 1948 tarihli "BM Soykırım Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme" ile tanımlanmıştır ![]() ![]() "Soykırım; ulusal, etnik, ırksal ya da dinsel bir grubu toptan ya da onun bir bölümünü yok etmek niyetiyle: Grup üyelerinin öldürülmesi, Grup üyelerinin fizik ya da akıl bütünlüğünün ağır biçimde zedelenmesi, grubun fiziksel varlığının tümü ya da bir bölümü ile yok edilmesi sonucunu verecek yaşam koşulları içinde tutulması, grup içinde doğumları engelleyecek önlemler alınması, bir grup çocukların başka bir gruba zorla geçirilmesi eylemlerinden herhangi birine başvurulmasını kapsamı içine alır ![]() ![]() Konu soykırım sözleşmesi açısından değerlendirildiğinde, tarihteki bazı olaylara değinmeden geçilemeyecektir ![]() ![]() ![]() ![]() Yayıldığı coğrafyaya baktığımızda Osmanlı; Balkanlarla birlikte Viyana önlerine kadar Avrupa'nın bir kısmını; Akdeniz'e sahil tüm Kuzey Afrika'yı; Ortadoğu'nun tamamını ve Arap yarımadasını uzun yıllar yönetimi altında tutmuştur ![]() ![]() Anadolu'da şer'i hükümlerin hakim olduğu dönemde, en eski Hıristiyanlık mezhebi Süryanilik, tavus kuşuna ve ateşe tapan Yezidilik gibi inançlar yaşatılırken, 1800'lü yıllarda şer'i hükümlere aykırı olmasına rağmen Anadolu'da kiliseler açılmıştır ![]() ![]() ![]() II ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunlara ek olarak, Birleşmiş Milletlerin önleyici yönde sözleşmesi olmasına rağmen, modern çağda da sayısız soykırım olayı görülmüştür ![]() Örneğin, bizzat olayın kahramanı 2 emekli Fransız generalin Le Monde'da yayınlanan itiraflarına göre Fransızlar 1954-1962 yılları arasında Cezayir'de en az 1 milyon Cezayirli'yi katletmiş, 1965-1966 yıllarında Endonezya ordusu bir milyon komünisti ve ailelerini öldürmüş, 1975-1979 yılları arasında Kamboçya'da Kızıl Kmerler 1 ![]() ![]() ![]() Soykırım suçu, gerçek anlamda bu olaylarda işlenmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı yönetimini soykırımla suçlayanlara sormak gerekir: 1469 yılında İspanya ve Portekiz'den Musevi ve Müslümanlar, 1680 yılında Tökeli İmre ve adamları Macaristan'dan, 1711 yılında Rakoczi Ferençh ve adamları, 1849 yılında Layoş Kosuth ve 2000 kişilik Macar grubu, İsveç Kralı Şarl ve 1500-2000 kişilik adamları; 1841 ve 1856 yıllarında Polonya'lı Prens Chartorski, 135 bin kişilik ordusuyla Ekim 1917'de Rus komutan Vrangel ve hatta Troçki, ölümden soykırımından kurtulmak için nereye sığındılar? Tarih, bütün bu soruların cevabını "Osmanlı" olarak vermektedir ![]() ![]() Ayrıca; bugünkü insan hakları normlarını kapsayan 1478 tarihli Fermanı'yla hükümran olduğu topraklarda yaşayan tüm insanlara sahip oldukları değerleri yaşama, yaşatma ve yeni nesillere aktarma imkanı veren Osmanlı Padişahı Fatih'ten yaklaşık 550 yıl sonra Balkanlardaki soykırım ve asimilasyonlar hatırlanmalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Bugün Türkiye'yi soykırım ile suçlayanlar, aylarca süren katliamları görmezlikten gelmiş, ırzına geçilen her yaştaki kadının feryadına kulaklarını tıkamışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() SONUÇ Gerçekleştirildiği tarihten günümüze kadar gelen devrede yer değiştirme konusunda çok şey yazılıp çizilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Öte yandan kendi arşivlerinde, o zaman Anadolu'ya gelip yer değiştirme uygulamalarını izleyen ve görüntüleyen gazetecilerin çektikleri fotoğraflar olmalıdır ![]() ![]() Soykırım denince akla, Nazilerin II ![]() ![]() Soykırım denince akla, Fransızların 1954-1962 yılları arasında Cezayir'de en az 1 milyon Cezayirliyi katletmeleri gelir ![]() ![]() Soykırım denince akla, 1975-1979 yılları arasında Kamboçya'da Kızıl Kmerler'in 2 milyona yakın Kamboçyalı'yı katletmeleri gelir ![]() Soykırım denince akla, 1994'de Ruanda'da 500 ![]() ![]() Ve nihayet soykırım denince akla, 1991'den sonra Bosna-Hersek ve Kosova'da binlerce Müslümanın Sırplar tarafından vahşice katledilmesi gelir ![]() ![]() Şayet, Osmanlı devletinin Ermenileri "soykırım"a tabi tutmak gibi bir amacı olsaydı; bulundukları yerlerde bu düşüncesini gerçekleştiremez miydi? Yer değiştirme sırasında yapılan bunca harcamaya, bunca idari ve askeri önleme ne gerek vardı? Devlet güvenliğinin sağlanması için zorunlu olarak uygulanan ve dünyanın en başarılı sevk ve iskan hareketi olan yer değiştirme uygulaması, hiçbir zaman Ermenileri imha etmek amacıyla yapılmamıştır ![]() KAYNAK: Halaçoğlu, Prof ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Ermeni Sorunu, İddialar, Gerçekler |
![]() |
![]() |
#15 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ermeni Sorunu, İddialar, GerçeklerERMENİ TERÖRÜ Türkiye üzerine sömürgeci emeller besleyen İngiltere ve Rusya'nın kurdurduğu Taşnak ve Hınçak komitelerinin ülke içerisindeki kışkırtmaları sonucunda meydana gelen isyan ve katliamların yanı sıra Ermeniler, 1905'teki Yıldız Suikasti'yle silahlı terör metodolojisinin ilk örneğini vermişlerdir ![]() ![]() ![]() Taşnak ve Hınçak örgütleri bu yeni terör döneminde; terörü özendirmiş, geliştirmiş, hazırlamış, daha geniş alanlara yayılmasını ve hedeflerinin çeşitlenmesini sağlamış, terör tim ve grupları oluşturmuş ve yeni örgütlenme çabalarına psikolojik destek vermişlerdir ![]() ![]() ![]() Bağımsız görünümü altında ASALA, terörün en acımasız ve insanlık dışı uygulamalarıyla kendini göstermiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Ermeni terör örgütleri, dış dünyanın tepkileri üzerine 1980'li yıllarda taktik değiştirerek, PKK terör örgütü ile işbirliğine girmişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Toplantı akabinde, 9 Kasım 1980 tarihinde Strazburg Türk Başkonsolosluğu'na, 19 Kasım 1980 tarihinde ise Roma Türk Hava Yolları bürosuna yönelik olarak düzenlenen saldırılar, PKK ve ASALA terör örgütleri tarafından ortaklaşa üstlenilmiştir ![]() ![]() ![]() 4 Haziran 1993 tarihinde; Ermeni Hınçak Partisi, ASALA ve PKK terör örgütü mensuplarının katılımıyla Batı Beyrut'ta bulunan PKK terör örgütü merkezinde bir toplantı yapılmıştır ![]() ![]() ![]() Özetle; Ermeni terör örgütlerinin müşterek amacı; her fırsattan yararlanarak Türkiye'yi istikrarsızlığa sürüklemek ve sözde işgal altındaki Ermeni topraklarını kurtararak "Bağımsız Büyük Ermenistan"ı kurmaktır ![]() ![]() ![]() ERMENİSTAN VE TERÖR 9-10 asır boyunca Türklerle birlikte rahat ve sükun içinde yaşayan ve Osmanlı Devleti'nde oldukça zengin bir tabakayı meydana getiren Ermenilerin tutumları; 1877 - 1878 Osmanlı Rus savaşlarında Osmanlıların yenilmesiyle, 3 Mart 1878 tarihinde Ayastefanos Antlaşması ve 13 Temmuz 1878 tarihinde Berlin Antlaşması imzalanınca değişmiştir ![]() ![]() Rusya, Kafkasya'da çağlardan beri devam eden milli politikası gereği, Türkiye ile Kafkasya'daki Azerbaycan'ın arasına uydu görevini yürütecek bir Ermeni Devleti yerleştirerek, irtibatlarını koparmak istemiştir ![]() ![]() 27 Nisan 1920'de Bolşevik hakimiyetinin tesirinden sonra Güney Kafkasya ve Azerbaycan'da; Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri ile Nahcivan Özerk Eyaleti ve Karabağ özerk bölgesi kurulmuştur ![]() ![]() ![]() 1915 yılında; 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Son yıllarda terör faaliyetleriyle isteklerini gerçekleştiremeyeceklerini anlayan Ermeniler, 1986'dan sonra siyasi platformda Türkiye'ye baskı uygulamayı ve Kürdistan hayaliyle ülkemizi bölmeyi amaç edinen PKK terör örgütüne her türlü desteği vererek, ülkemizin parçalanmasına yardımcı olup bu yolla toprak talebini gerçekleştirmeyi hedeflemiştir ![]() Ermenistan'ın, özellikle ülkemiz sınırına yakın yerleşim yerlerinde PKK terör örgütüne lojistik ve militan desteği sağladığı, kendi sınırları içinde de kamp yerleri kurdurduğu, PKK terör örgütünün içerisinde üst seviyede Ermeni asıllı subayların bulunduğu tespit edilmiştir ![]() ERMENİ TERÖRİZMİ Gurgen (Karekin) Yanikan adlı bir yaşlı Ermeni'nin 27 Ocak 1973'de ABD'nin Santa Barbara kentinde, Los Angeles Başkonsolosumuz Mehmet Baydar ile Konsolos Bahadır Demir'i katletmesiyle başlayan "Bireysel Ermeni Terörü "nü 1975'den itibaren "Örgütlü Ermeni Terörü " izlemiş ve yurtdışındaki görevlilerimiz, elçiliklerimiz ve kuruluşlarımıza yönelik Ermeni saldırıları, kısa sürede hızlı bir tırmanma göstererek yoğunluk kazanmıştır ![]() 21 ülkenin 38 kentinde, değişik türde 110 saldırı olayı olmuştur ![]() ![]() ![]() Saldırıları yıllar itibariyle incelediğimizde; Ermeni teröründe 1979 yılından itibaren büyük bir artış görülmektedir ![]() Ermeni terör örgütleri aktif olarak devam ettikleri terör eylemlerine 1986 yılından sonra son verip Ermenilik konusunu uluslararası platformlara taşımışlardır ![]() ![]() PKK - ERMENİ İŞBİRLİĞİ Ermeni terör örgütleri, dış dünyanın tepkileri üzerine 1980'li yıllarda taktik değiştirerek, PKK terör örgütü ile işbirliğine gitmişlerdir ![]() ![]()
Ermenistan'da Reya Taze ve Bota Redaksiyon adlı gazetelerin PKK terör örgütü kontrolünde Kiril Alfabesiyle yazıldığı ve PKK terör örgütünün propagandasını yaptığı bilinmektedir ![]() ![]() PKK - ASALA İLİŞKİLERİ Uluslararası nitelikteki Ermeni terörizmi, 1973 yılında ortaya çıkarak 1974 Kıbrıs barış harekatını müteakip yurtdışında bulunan vatandaşlarımız ve temsilciliklerimize yönelik sabotaj, suikast ve saldırı türü terör hareketleri ile kendini göstermeye başlamıştır ![]() Başta Ermeni terör örgütü ASALA olmak üzere 1984 yılına kadar eylemler sürdürmüş ve l970'li yıllarda çeşitli legal siyasi oluşumlar içinde kendisini göstermeye başlayan Kürtçülük hareketini, terör örgütü PKK ile ivme kazanması üzerine, yerini Abdullah ÖCALAN liderliğinde Kürt-Türk ayırmadan öldürebilen, katliamlarla ismini duyurmaya çalışan PKK terör örgütüne bırakmıştır ![]() Fakat bu tarihten önce de PKK-ASALA terör örgütleri arasındaki işbirliğinin, ortaklaşa yapılan eylemler, yayınlanan deklarasyonlar, ASALA ve diğer Ermeni terör örgütü mensuplarının PKK terör örgütü kamplarındaki eğitimi, ASALA terör örgütünün üst düzey yetkililerinin eğitim yaptırdıkları, bunların dışında PKK terör örgütünün Ermeni Taşnaksutyun Partisi ile ilişki içerisinde olduğu bilinmektedir ![]() PKK-ASALA terör örgütü işbirliğinde ortak amaç olarak, Marksist-Leninist ideoloji doğrultusunda Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde devlet kurmaktır ![]() ![]() ![]() Ele geçirilen belgeler neticesinde Bekaa ve Zeli kamplarında Ermeni terör örgütü ASALA ile terör örgütü PKK militanları ile birlikte eğitim gördükleri ortaya çıkmıştır ![]() PKK İLE ERMENİLER ARASINDA 1987 YILINDA YAPILAN ANLAŞMA 1987 yılında bölücü terör örgütü PKK ile Ermeniler arasında bir anlaşma yapılmıştır ![]() [*]Ermeniler PKK terör örgütü içinde eğitim faaliyetlerinde bulunacaklar [*]PKK terör örgütüne her yıl için adam başına 5 ![]() [*]PKK ve ASALA terör örgütlerinin artık ortak yönetilecektir [*]Türkiye'de güvenlik kuvvetlerine yönelik eylemlerde istihbaratı Ermeniler yapacak [*]Muhtemel devrimden sonra elde edilen topraklar eşit olarak bölüşülecek [*]Kamp masraflarının % 75'ini Ermeniler karşılayacak [*]Türkiye'deki metropol şehirlerde eylemler yapılacak1992 Ekim ayından itibaren Kuzey Irak'ta üslenen terör örgütü PKK'ya karşı gerçekleştirilen sınır ötesi operasyonlarda örgütün büyük darbeler alması ve barınma imkanlarını kaybetmesi üzerine bir kısım örgüt mensuplarının İran ve Ermenistan'a geçmeleri ile PKK terör örgütünün Ermenistan'daki aktif faaliyetleri başlamıştır ![]() PKK terör örgütünün Avrupa temsilcilerinden bir grubun Ermenistan'a giderek, PKK terör örgütü mensuplarının Kars bölgesinden Ermenistan'a rahatça girip çıkmaları için anlaşma yaptığı, Sovyet Rusya'nın dağılması ile Ermenistan'ın bağımsızlığına kavuşması sonucu PKK terör örgütünün Ermenistan'da Kürt yerleşim birimlerinde barınma imkanı bularak burada örgüte maddi-manevi destek sağlayıp, faaliyetlerini sürdürdüğü ayrıca, 19-20 Mayıs 1992 tarihlerinde bir grup PKK terör örgütü mensubunun Ermenilerle beraber Azeri Türklerine karşı savaşmak için 3 araçla Urumiye'den Ermenistan'a hareket ettiği bilinmektedir ![]() ERMENİ KOMİTELERİ VE TERÖR ÖRGÜTLERİNİN ORTAK ÖZELLİKLERİ 1890'larda, "Çeteler teşkil etmek, hedef kitleler olan Osmanlı toplumunun maneviyatını bozmak, Türkleri eldeki bütün imkânları kullanarak öldürmek, yok etmek, egemenlik haklarından mahrum kılmak, Ermeni azınlık topluluklarını silahlandırmak, ihtilâl, isyan ve terör için hazırlamak, ihtilâl komiteleri, katliam grupları, katliam birlikleri kurmak, hükümet kuruluşlarını tahrip edip, yağmalamak" gibi doğrudan teröre ve terörün yaygınlaşmasına çalışan Taşnaklar, Bolşevik ihtilâlinden sonra 1918-1920 yıllan arasında bugünkü "Sovyet Ermenistan Cumhuriyeti" bölgesinde iktidarı ele geçirerek "Ermeni Cumhuriyetini" kurmuşlar ve siyasi girişimlere başlamışlardır ![]() ![]() Bunun gibi Marksist Hınçak Örgütü de 1973 -1985 yeni Ermeni terör döneminin başlıca terör uygulayıcısı olan ve varlığı ancak teröre dayanan ASALA'nın kuruluşunun fikri ve manevi kaynağı olmakla kalmamış, bu grubu veya örgütü özendirmiş, desteklemiştir ![]() Ermeni sorunu - Ermeni konusu veya Ermeni davası hangi anlamda ele alınırsa alınsın, hangi görüşlerle açıklanmaya çalışılırsa çalışılsın, Ermeni örgütlerinde bu kavramlar terörle eşdeğerli olmuş, amaç ve beklentiler sürekli şekilde Türk ve Türkiye düşmanlığı, kan ve kin üzerine bina edilmiştir ![]() Ermeni terör örgütlerinin kuruluşları dar bir kadro ile gerçekleştirilmekte, merkezi yönetim gene1likle bu kadronun denetiminde bulunmaktadır ![]() ![]() ![]() Bu örgütlerde, merkezi yönetimler ve bunlara bağlı çeşitli organların belirli bir fiziki alanda veya aynı coğrafyada olması gerekmemektedir ![]() ![]() ![]() Örgütlerin gerek açıklanan yapıları, gerekse lider kadroları arasındaki rekabetler ve çatışmalar sık ve çeşitli bölünmeleri ortak bir özellik haline getirmiştir ![]() ![]() Örgütlerde genelde bütün terör örgütlerinde ve faaliyetlerinde esas olan gizlilik başka bir ortak özelliği teşkil etmektedir ![]() ![]() ![]() Bütün Ermeni terör örgütlerinde, terör psikolojik harekâtın bir parçası, hatta bir aşamasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Bu örgütler, halkla ilişkiler, haberleşme ve bunları gerçekleştiren araçlar hakkında geniş bilgi ve deneyimlere sahiptirler: Ayrıca; bu faaliyetleri yerine getiren kişi, kurum: ve kuruluşlarla yakın temas ve ilişkiler içerisinde bulunmaktadırlar ![]() ![]() Ermeni terör örgütleri daima bir veya birden fazla devle-tin açık veya kapalı desteğine sahiptirler ![]() ![]() Bütün Ermeni örgütleri için Türk ve Türkiye düşmanlığı, kuruluşlarının ve devamlarının manevi unsuru halindedir ![]() ![]() ![]() ![]() Tarihi süreci içerisinde Ermeni terörü üç aşama gösterir: Birincisi, terörle Ermenileri, Ermeni topluluklarını kazanmak veya kendilerine çekmek bu suretle Ermeniliği sağlamaktır ![]() İkincisi, Ermeni olmayan kamuoylarına ![]() ![]() Üçüncüsü ise, siyasi gelişmelere ve uluslararası çıkar çatışmalarına Türkiye ve Türklük hakkında kullanılabilecek "düşmanlık kaynakları" hazırlamaktır ![]() 19 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() YENİ TERÖR DÖNEMİ (1973 -1985) Yeni Ermeni terör döneminde, terörü özendiren, geliştiren, ha-zırlayan, daha geniş alanlara yayılmasını, hedeflerinin çeşitlenmesini sağlayan; terör tim ve grupları oluşturan, yeni örgütlenme çabalarına insan gücü manevi ve psikolojik destekler, temaslar ve ilişkiler ortamı hazırlayıp veren; geleneksel Taşnak ve Hınçak terör örgütleridir ![]() ![]() Geleneksel terör örgütleri içlerinden çıkardıkları terör tim ve gruplarıyla, ASALA ise, bağımsız görünümü altında, terörün en acımasız ve insanlık dışı uygulamalarıyla yeni dönemin terör yaratıcıları olmuşlardır ![]() ![]() ![]() Yeni Ermeni terörizminin ana nedenlerinden birini "Armenian National Liberation" başlıklı etüdünde, Michael M ![]() ![]() ![]() ![]() Amerika'nın Massachusetts Eyaletindeki Cambirigge kentinde bulunan "Zoryan Çağdaş Ermeni Araştırmaları Enstitüsü" yöneticisi ve "Armenian Review" gazetesinin yazı işleri müdürü Gerard J ![]() ![]() ASALA lideri Agop Agopyan ise "geleneksel Ermeni partilerinin sürdürdüğü politikanın başarısızlıklarının anlaşılmasından sonra" Ermeni şiddet olaylarının ortaya çıktığını iddia iddia etmektedir ![]() ![]() ASALA (ERMENİSTAN'IN KURTULUŞU İÇİN ERMENİ GİZLİ ORDUSU) 1973-1985 döneminde kendisinden en çok söz ettiren Ermeni terör örgütü ASALA'dır ![]() ![]() ![]() ![]() ASALA'nın kuruluşunu, Lübnan olaylarına bağlayan, Lübnan'daki Filistin Kurtuluşu örgütlerinin faaliyetleri içerisinde gören, onlardan esinlenerek ortaya çıktığını savunan görüşler olduğu gibi birkaç Ermeni'nin bir araya gelerek kurdukları yeni bir terör örgütü kurduklarını ve bu örgütün kısa zamanda dönemin en çarpıcı, en etkin terör olaylarını meydana getirdiğini yazan yayınlar da vardır ![]() ![]() ![]() Her şeyden önce Ermeni terörünün yeni döneminde ilk hareketlerin Taşnak Ermeni terör örgütünün politikaları ve hedefleri gereği olduğu bilinmelidir ![]() ![]() ![]() Bu ortamda boş bulunan bir alan vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yeni Ermeni terörünün hazırlayıcı etkenleri dikkate alındığında ve özellikle Hınçakların terör örgütü olarak, amaçları, politikaları, hedefleri incelendiğinde ASALA'nın Hınçakların bir terör grubu olduğu kanısına varılabilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KURULUŞU VE ÖRGÜT YAPISI ASALA, 1975 yılında kurulmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Örgütün yapısı, geleneksel Ermeni terör örgütleri modeline uygundur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() AMAÇ VE HEDEFLERİ ASALA, 1981 yılı sonunda açıkladığı "siyasi programıyla" amaçlarını ve hedeflerini dünya kamuoyuna yayınlamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Siyasi programda düşmanlar, iki grupta toplanmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ASALA, "Ermeni topraklarının"(!) kurtarılması için temel yolun, devrimci şiddet eylemlerinden geçtiğinin kabul ve ilan etmektedir ![]() ![]() ![]() ASALA'da amaçların gerçekleştirilmesi için terör eylemlerinin özellikle Türklere veya Türk dostlarına uygulanması, resmi veya özel şahısların seçilmesi önemli değildir; "terör bir olaydır ve önemli olan olayın boyutu"dur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() STRATEJİLERİ, TUTUM VE DAVRANIŞLARI ASALA'nın temel stratejisi, dünyadaki ilerici Ermeni hareketlerini bir noktada (Lübnan'da) toplamak ve bir merkezden yönlendirmektir ![]() ![]() ![]() ASALA stratejisinin bu bölümünü 1981 yazında, dünyadaki tüm ilerici Ermenileri Lübnan'da toplantıya çağırmakla uygulamaya çalışmıştır ![]() ![]() Stratejinin ikinci bir aşaması da, bu güç birliğinin sosyalist hükümetlerinde yardımıyla terörü yayarak, savaş dönemini başlatmasıdır ![]() ![]() ![]() POLİTİK GELİŞMELER 1975 yılında kurulduğu kabul edilen ASALA'nın politik gelişmeleri iki safhada değerlendirilmelidir ![]() ![]() ![]() ASALA'nın ilk eylemi, kurucularından Agop Tarakçıyan'ın 16 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1981 yılında birçok terör olayı gerçekleştiren ASALA, bir taraftan İsviçre'yi, diğer taraftan Fransa'yı tehdit etmeye, başlamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() İsrail'in Lübnan'ı işgaliyle ASALA yöneticileri, Filistinlilerle birlikte Lübnan'ı terk etmek zorunda kalmışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() Örgütün Batı Avrupa'daki grubu ise, "ASALA devrimci hareketi" ismini almıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Melkonyan ise Ermeni mücadelesinin siyasi zeminini oluşturmayı amaçladığını açıklamıştır ![]() ![]() ![]() Bu arada Agopyan da faaliyetlerini devam ettirmiştir ![]() DESTEK VE İLİŞKİLERİ ASALA, amaçları ve izlediği politikalar gereği üç yönlü destek bulmuştur ![]() [*]Sovyetler - Doğu Bloku ve Sosyalist ülkeler, [*]Türkiye'yi dış ve iç tehdit ve terörle yıpratmayı jeopolitik beklentileri bakımından politikalarının esası sayan Yunanistan, Suriye gibi ülkeler, [*]Komünist partiler, dolaylı olarak Hınçak Ermeni terör örgütü ve sempatizanları, karşı görüşlere sahip bulunsalar da Ermeni kiliseleri ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1983 yılından sonra başlayan evrede ise ASALA ilişkileri Monte Melkoyan'ın stratejine uygun şekilde gelişmiş, Türkiye içinde terörün uygulanmasına ağırlık verilerek, bu stratejiyi doğrudan veya dolaylı şekilde eylemleştirecek imkân ve kabiliyette bulunan her örgütle ilişkiler kurulması esas alınmıştır ![]() ![]() YAYINLARI VE HABERLEŞME ARAÇLARI ASALA'nın en önemli ve resmi yayın organı "HAYASTAN"dır ![]() ![]() ASALA ilk radyo yayınlarını 1981 de Beyrut'ta başlatmış, "Lübnanlı Ermenilerin Sesi" adı altında günde bir saatlik yayınlar yapmıştır ![]() ![]() YOĞUN FAALİYET ALANLARI ASALA Ermeni Terör Örgütü, şimdiye kadar Türk Temsilciliklerine yönelik silahlı eylemlerini en çok Fransa'da gerçekleştirmişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ÖRGÜTÜN SON DURUMU VE KOPMALAR ASALA'nın, İsrail işgali nedeniyle Lübnan'daki 3 eğitim kampını kaybettiği, İtalyan makamları arasındaki görüşmeleri aracılık eden bazı Filistinli yöneticilerin ASALA'yı arkadan vurmaya çalıştıkları, gerici Ermenileri kiralayarak ASALA'ya karşı kullanmak istedikleri, ASALA liderlerinden Agop AGOPYAN tarafından Beyrut'un Batı kesiminde yaptığı röportajın radyoda yayınlanan metninde ifade edilmiştir ![]() ASALA'nın merkezlerinin; Lefkoşe'nin Rum Kesimi, Atina ve Şam olarak üç ayrı mihraka bölündüğü haberinin alındığı, ayrıca, Tahran'da Ermeni cemaati içinde teşkilatlanmış oldukları, İsviçre Dışişleri Bakanlığı'nca bildirilmiştir ![]() Filistin Saika Örgütü Siyasi Daire Başkanı, ASALA militanlarının Cezayir, Tunus, Sudan ve Kuzey Yemen'e gittiklerine dair bazı haberleri duyduğunu ifade etmiştir ![]() ![]() Bunlar; mahkumlara maddi ve manevi yardım, cemaat içinde propaganda, cemaat dışında propaganda, Ulusal Kurtuluş Harekatı'na yardım şeklindedir ![]() ASALA Örgütü Lideri Agop Agopyan tarafından Türkiye'de eylem yapmakla görevlendirilen Monte Melkonian l983 tarihinde İstanbul Kapalı Çarşı olayını gerçekleştirerek, kız arkadaşı Suzy Mashararjıan ile birlikte kaçmayı başarmıştır ![]() l5 Temmuz l983 tarihinde Orly Havaalanı THY Bürosu Eşya Kontrol Bölümü'ne bir bavul içerisine yerleştirilen bombanın patlaması sonucu Türk vatandaşı Halit Yılmaz ile birlikte 8 yabancı ölmesi ve 20'si ağır olmak üzere 56 kişinin de yaralanması olayını telkin eden Monte Melkonian, ASALA'nın bu hareketini kör terörizm olarak değerlendirerek, Ağustos l983 tarihinde ASALA'dan ayrıldığını ve ASALA/DEVRİMCİ HAREKETİ adlı örgütü kurduğunu açıklamıştır ![]() ![]() ASALA Lideri Agop (Hagop) Agopyan'ın 28 Aralık l988 tarihinde Atina'da öldürülmesinden sonra örgüt ASALA-MR (DEVRİMCİ HAREKET), ASALA-PMLA (HALK HAREKETİ) ve SASSOON diye üç gruba bölünmüş, l9 Aralık l99l tarihinde Türkiye'nin Budapeşte Büyükelçisine karşı girişilen saldırıyı SASSOON adlı grup üstlenmiştir ![]() ASALA-PMLA'nın, Yunanistan'ın Egina adasında bir gizli askeri üssü bulunduğu, burada PKK örgütü mensuplarına da askeri eğitim verildiği ve eğitimi Yunanlı General Matafias'ın bizzat verdiği öğrenilmiştir ![]() Lübnan'da ise ANJAR Kasabasında "Ermeni İzciler Derneği" olarak tanıtılan askeri bir karargahları olduğu; yine, BAR ELLIAS'da (Bekaa Alanı) ASALA ve JRA militanlarının silahlı eğitim yaptıkları, Kıbrıs Rum Kesimi'nde ASALA mensubu yaklaşık 60 kişinin bulunduğu, bunların Rum Ordusu denetimi altında EYANAPA bölgesinde bir kamplarının bulunduğu ve sorumlu Harout Ağbachyan'ın PKK ve DEV-SOL ile iyi ilişkiler içerisinde olduğu bilinmektedir ![]() ASALA-MR ASALA'dan koparak 1983 Eylül ayında Fransa'ya geçen Monta Melkonian (Meykonyan) ASALA-Halk Hareketinin Askeri Aparatı ASALA-İhtilalci Hareketi (ASALA-MR) örgütünü kurduğunu açıklamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() JCAG ASALA ve Hınçak Partisi'ne rakip olarak Taşnak Partisi ve bunun ABD uzantısı Ermeni Devrimci Federasyonu tarafından 1975 yılında Beyrut'ta kurulmuştur ![]() ![]() ![]() <A name=11>ARA Fransa'da kurulmuş olup ilk defa 14 Temmuz tarihinde Brüksel Büyükelçiliğimiz İdari Ataşesi Dursun Aksoy'un öldürülmesi olayını ASALA ve JCAG ile birlikte üstlenerek adını duyurmuştur ![]() ![]() BÜYÜK ERMENİSTAN HAYALİ "Büyük Ermenistan" Ermenistan Cumhurbaşkanı Levon Ter-Petrosyan tarafından ortaya atılmıştır ![]() ![]() Ter-Petrosyan, Dağlık Karabağ meselesini alevlendiren ve 1987 yılından itibaren Ermenistan'da yoğunluk kazanan nümayişlerin baş organizatörüdür ![]() ![]() Partileşme sürecinde, Mayıs 1990 seçimlerinde en fazla oyu toplayan ve 4 Ağustos 1990 tarihinde Ermenistan Yüksek Sovyet Başkanı seçilen Ter-Petrosyan, Cumhurbaşkanlığı seçimini kazandıktan sonra, 1991 yazında Ermenistan'ın bağımsızlığını ilân etmiştir ![]() ![]() Aynı dönemde, Ermenistan Cumhuriyeti, milletlerarası antlaşmaları, kendi yükümlülüklerini, Helsinki ve AGİT ilkelerini çiğneyerek, Azerbaycan Cumhuriyeti'ne bağlı bir özerk bölge olan Dağlık Karabağ'ı fiilen işgal etmiştir ![]() ![]() Ter-Petrosyan, 1990 seçimlerindeki ilk demecinde, milletlerarası kuruluşlara, sözde 1915 Soykırımı'nı tanımaları çağrısında bulunmuştur(3) ![]() Ter-Petrosyan, 8 Ağustos 1994 tarihinde, ABD Başkanı Bill Clinton'ı Beyaz Saray'da ziyaret etmiştir ![]() ![]() ![]() Ter-Petrosyan'ın Clinton ziyareti, dikkat çekici olmuştur ![]() ![]() ![]() DİPNOTLAR 1) Ermenistan Komünist Partisi, 1993 yılında adını Ermeni Demokratik Partisi olarak değiştirmiştir ![]() ![]() 2) Katliam (Albüm), İstanbul 1993; The Tragedy of Nagorno Karabakh, Ankara 1993, s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3) Yankı, 3 ![]() ![]() ![]() 4) The Armenian Reporter, 13 ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|