Prof. Dr. Sinsi
|
(Teğmen) Mustafa Ertuğrul Aker
(Teğmen) Mustafa Ertuğrul Aker

(Doğum: 1892 Girit, Ölüm: 1961 İstanbul)
Dünya askeri tarihinde ilk defa olarak bir uçak gemisi batıran Türk subayıdır
Karadan dağ topu ile gemi batıran gelmiş geçmiş tek subay olarak adını tarihe altın harflerle kazımıştır
1892 yılında Girit'in Hanya kentinde doğmuş ve 1912 yılında Harp Okulu'nu topçu subayı olarak bitirmiştir Çanakkale Savaşı'nda 27'nci Alay'da savaşan Mustafa Ertuğrul Osmanlı ve Alman Demir Haç madalyalarıyla ödüllendirilmişti Oradan Galiçya cephesine tayin edilen Mustafa Ertuğrul, 1916 yılında, emrine 4 dağ topu verilerek, Kaş'a tayin edildi I Dünya Savaşı'nın en sıcak günleri olan o dönemde resmen İtalya'ya bağlı olan Meis Adası İngiliz ve Fransız kuvvetlerinin denetimindeydi Doğu Akdeniz geneli açısından stratejik önemi olan Meis Adası'nın işgal ve tahkimine Çanakkale'de 5'inci orduyu komuta eden Alman General Liman Von Sanders'in 'çok gizli' emriyle karar verildi Bu emir çerçevesinde Mustafa Ertuğrul 4 adet 7,7'lik Alman yapımı Erhard dağ topu olan küçük bir batarya ile Aydın'dan Kaş'a intikal ettirildi Başlangıçtaki plan adanın alınması olmakla birlikte, cephede bunun imkânsızlığına kanaat getirilerek, operasyon Meis Limanı'nda demirli yolcu gemisinden uçak gemisine dönüştürülmüş Ben-My-Chree komutasındaki filo ve adayı transit limanı olarak kullanan erzak ve mühimmat gemilerinin imha ve tacizini hedefler şekle dönüştürüldü 1930 yılında kaleme alması Mustafa Kemal Atatürk tarafından bizzat tavsiye edilen hatıralarını yazdı ve bıraktığı kaynaktaki bilgiler kaynak yakın geçmişte güncelleştirilip desteklenerek yayınlandı Mustafa Ertuğrul Kurtuluş Savaşı'nda da önemli yararlıklar gösterdi ve savaştan sonra yerleştiği Antalya'da 1961'de vefat etti
2007 yılında Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından Antalya'nın Şarampol mevkiinde anısına bir heykel dikilmiştir
27 Aralık 1916 Saat: 13 00

“Türk askeri cenge hazırlanıyordu Biraz sonra kopacak kıyametin heyecanı ile benim de yüreğim çarparken; gözüm batarya dürbününün adesesinde, düşmanı seyrediyordum Meis, güzel bir pazar gününün neşeli havası içinde tatilin zevkini sürüyordu… Bizim taraftaki harekât ve gürültü gittikçe sükûn buldu Herkesin kulağı, bir ağızdan çıkacak keskin bir kumandayı bekliyor Ateeeş… Nihayet saat 13 25’te aylardan beri karşısındaki yabancı çığlıklara dişini sıkıp susan dört ağız birden alev kusmaya başladı…”
Dünya savaş tarihinde bir ilk olan, 7 7 inçlik dağ bataryasının bir uçak gemisini 36 dakikada sulara gömen komutu verişini böyle anlatıyor Topçu Mülazım Mustafa Ertuğrul
Batırdığı uçak gemisi ise, 120 metre boyunda, saatte 24,5 mil hız yapan ve altı uçak taşıyan İngiliz bandıralı Ben My Chree’dir!
Birinci Dünya Savaşı’nı anlatan tarih kitaplarında, Ben My Chree, tek cümle ile yer alır: “Batırılan ilk uçak gemisi”
Ben My Chree’nin batış anı

Ben My Chree, Meis Limanı’nda isabet almış, yanıyor!
Mustafa Ertuğrul ve komutasındaki topçu bataryası, o gün Meis Limanı’na demirli uçak gemisi Ben My Chree’nin dışında, 200’e yakın yelkenli gemi ve sandalı batırır İngilizlerin hayaline bile gelmeyecek bir iş yapar Mustafa Ertuğrul Meis Adası limanının tam karşısındaki buruna dört sahra topundan oluşan bataryasını, tam iki ay boyunca dağları aşırarak, gülleleri sırtlarında taşıyarak getirirler! Burunda, Ben My Chree’nin limana girmesini sessizce bekleyen 30 kadar Türk askeri, dünya savaş tarihine bir savaş gemisini batıran ilk birlik olarak geçerler Hem de 7,7 inçlik, dört cılız “sahra topu”yla!
İngiliz ve Fransız donanması raporları, Türk kıyılarındaki “çılgın bir Türk bataryası”ndan bahsetmektedir artık…

13 Aralık 1917 Ağva Koyu
Müttefik deniz kuvvetleri, Akdeniz’deki en önemli silahlarından birinden olduğu için öfkelidir Türk kıyıları sürekli denetim altında tutulur; motorlar, kayıklar batırılır, yerleşim birimleri zaman zaman bombardıman edilir Sabrı taşan Topçu Mülazım Mustafa Ertuğrul, yaptığı yeni bir planı 135 Alay komutanı Alman yarbayına kabul ettirmeye çalışır;
“Müsaade ederseniz, bataryamla, bir gece ansızın Antalya’yı terk ederek meçhul bir istikamete gidiyormuş gibi yapıp, Ağva Koyu’na gideyim Limana hâkim buruna bataryamı yerleştireyim Emrime verilecek bir yelkenli ile bu gemiyi limana sokup avlamaya çalışayım ”
Plan basittir Bölgenin zorlu coğrafyası ve yol yokluğundan ötürü, Türklerin askerlere kumanyalarını yelkenli teknelerle dağıtmak zorunda olduğunu Fransızlar bilmektedirler Fransız savaş gemileri,
bu yelkenlileri sık sık yakalamakta ve kumanyaya el koyup Türk askerlerinin aç kalmalarına neden olmaktadır
Fransızlara kovalamaktan zevk duyacakları bir yelkenli gönderir Mustafa Ertuğrul Faaliyet raporuna yeni bir “başarı” olarak geçecek bu basit avı, Fransız kruvazörü Paris II, Ağva Koyu’nun içine dek izler
Girmesiyle de, bir hafta önce koya egemen bir noktaya yerleşmiş olan Mustafa Ertuğrul’un bataryası “ateş” komutuyla saldırıya geçer!
Paris II, sadece 18 dakikada denize gömülür Düşman donanması içinde artık efsaneleşmeye başlayan Mustafa Ertuğrul bataryası, 145 atımdan 110’unu gemiye isabet ettirecek kadar ustadır
Kamikaze botu ile batırılan Alexandra!
Paris II’yi kaybeden Fransızlar, Türk kıyılarında intikam fırtınası estirirler Kıyıdaki yerleşim birimleri durmadan bombardıman edilir Uçak gemisi Ben My Chree’nin ardından koskoca Paris II kruvazörünün de bir “dağ bataryası” ile batırılması, Müttefiklerin artık açıktan seyretmeye başlamasına neden olmuştur
Topçu Mülazım Mustafa Ertuğrul, Paris II’yi batırdığı bombardıman sırasında elinden kaçırdığı Alexandra adlı savaş gemisi için dahiyane bir tuzak kurar:
“Herhangi bir yelkenlinin kaburgasını kaplayan iç tahtaları sökülerek, mümkün mertebe fazla miktarda dinamit kaburga aralarına döşenecek, tam merkezine de bir top fünyesi yerleştirilecek Fünye halkası bir telle portakal sandıklarından birisinin altına bağlanıp, kaburgalar tekrar çakılarak düzen hazırlanacaktı Birbirine bağlı sandıklar mutlaka bir vinç yardımıyla kaldırılacaktı ki, fünye dinamiti ateşleyip geminin batırılmasını sağlayacaktık ”
Bir “kamikaze botu” haline getirilen yelkenli, kıyıdan açılır Açık denizde Fransız savaş gemisini gören “önceden tembihli” askerler, suya atlayıp kıyıya doğru yüzmeye başlarlar Fransızlar portakal sandıkları ile dolu bir tekneyi ele geçirdikleri için mutludurlar, ama ya bu da o “Çılgın Türk”ün bir tuzağıysa?
Sandalın üzerine önce bir Fransız bahriye eri çıkartılır Görünürde bir tuzak yoktur Ama ya Türkler portakalları zehirlemişse?
Sandalın uzağında duran savaş gemisi Alexandra’nın güvertesindeki gemi doktoruna birkaç portakal götürülür Portakallar zehirsizdir! Derin bir oh çekilir… Sandal savaş gemisine yanaştırılır ve birbirine bağlı portakal sandıklarını gemi güvertesine çıkartmak için vinç çalıştırılır  Kurulan tuzağa düşen Alexandra, gövdesinde açılan birkaç metrelik delik yüzünden göz açıp kapayıncaya kadar denizin dibini boylar Savaş tarihine, belki de “Akdeniz’de Türklerle Müttefikler arasındaki deniz savaşları” adıyla geçmesi gereken, ama aslında sadece 23 yaşındaki bir Türk subayının akıl almaz başarısının özeti böyle…
Kamaları sökülmeyen tek batarya
Dünya Savaşı bittiğinde, Mondros Mütarekesi gereğince, işgal edilen Anadolu topraklarında, tüm silah ve cephaneye el konuldu Topların kamaları söküldü O tarihlerde Aydın bölgesindeki birlikleri denetlemekle görevlendirilen Ben My Chree’nin eski komutanı Charles R Samson;
“Gösterdiği kahramanlıktan dolayı bu batarya toplarının kamalarını sökmek askeri şerefe aykırıdır”
diyerek, Mustafa Ertuğrul’un bataryasına dokunmaz!
Mustafa Ertuğrul Aker'in Aldığı Madalyalar

1 - 2 Osmanlı Liyakat Madalyaları;
Sultan Reşat ve Abdülhamid döneminde savaşta başarı gösteren askerlere verilmiştir Bu nişanlardan biri Mustafa Ertuğrul'a diğeri babasına aittir
3 Donanma İane Madalyası;
Osmanlı Donanması'na yapılan hizmet yardımlar karşılığında veridi
4 İstiklal Madalyası
5 Prusya Liayakat Madalyası
6 Cedid Girit Madalyası;
2 Abdülhamid döneminde Girit'te savaşan askerlere verilen bu nişan Mustafa Ertuğrul'un babasına ait Oğullar da bu nişanı takabiliyorlardı
7 Çanakkale'de düşürdüğü İngiliz Keşif uçağı pilotunun şapkasındaki rozet
Mustafa Ertuğrul'a hatıra olarak verilmiş
8 Avusturya 305 no 'lu Havan Topu Birliği hatıra rozeti
9 Alman Demir Haç Madalyası
10 Galiçya Savaşı metal rozeti
11 Harp Madalyası;
Çanakkale, Galiçya, Kafkasya, Irak ve Mısır'da savaşanlara verilmiştir
|