|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
الْحُسْنَى, açiklamasi, esmai, hüsna |
![]() |
Esmâ-İ Hüsnâ Ve Açiklamasi / اَلْأَسْمَاءُ الْحُسْنَى |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Esmâ-İ Hüsnâ Ve Açiklamasi / اَلْأَسْمَاءُ الْحُسْنَىESMÂ-İ HÜSN VE AÇIKLAMASI / اَلْأَسْمَاءُ الْحُسْنَى “En güzel isimler” demek olan 'esmâ-i hüsnâ', naslarda (Kur’an ve Sünnette) Allah Teâlâ hakkında kullanılan isim ve sıfatlardan oluşur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kur'an ve hadislerde (Tirmizî rivayetinde yer alıp yaygınlık kazanan) Allah'a verilen isimleri alfabetik olarak şu şe¬kilde sıralayabiliriz: 1- ALLÂH (اَللَّهُ): Varlığı zorunlu olan ve bütün övgülere lâyık bulunan, her türlü eksiklik ve noksanlıklardan uzak, bütün kemal sıfatları kendinde toplayan, eşi ve benzeri bu¬lunmayan zâtın özel ve en kapsamlı adıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2- EL-ADL (اَلْعَدْلُ): Adaletli, mutlak adalet sahibi, her şeyi yerli yerine koyan, aşırılığa meyletmeyen, kâinatı bütün varlıklarıyla birlikte ölçü altına alıp dengeleyen; canlı cansız her şeye en güzel ve en uygun vaziyeti ve¬ren; her varlığa lâyık olduğu ölçüde varlığını devam ettirme hakkı vermekle sonsuz adaletini gösteren; emrine itaat edenleri mükâfatlandırırken, haddini aşanları dizginleyen ve hak ettikleri cezayı veren; haşrin büyük mahkemesinde ise mutlak adaletini en geniş ve en mükemmel tarzda gösteren, tam adâletli ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3- EL-AFÜV (اَلْعَفُوُّ): Affeden, affedici, bağışlayan, hiçbir sorumluluk kalmayacak şekilde günahları affeden, günahları silen, çok affeden ve affetmeyi seven, affı çok ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4- EL-ÂHİR (اَلْآخِرُ): En son, ebedi, varlığının sonu olmayan, her şeyden sonra varlığı devam eden; bütün var¬lıkların neticesi kendisine bakan ve Ona dönecek olan; her şeyin son noktası ![]() ![]() ![]() ![]() 5- EL-ALÎ (اَلْعَلِي): Pek yüce, yüce, yüceltici, izzet, şeref ve hükümranlık bakımından en yüce, aşkın, zât, sıfat ve isimleriyle her türlü kusur ve noksandan uzak, mümkün ve düşünülebilecek ve tasavvur edilebilecek her türlü derece ve merte¬belerin üstünde olan, her hususta, herşeyden yüce olan ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 6- EL-ALÎM (اَلْعَلِيمُ): Her şeyi bütün incelikleriyle bilen, hakkıyla bilen, ezelden ebede her şeyi bütün yönleriyle, hiçbir şey hiçbir şekil¬de hiçbir zaman ilminden gizlenemeyen, her şeyi çok iyi bilen ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 7- EL-AZÎM (اَلْعَظِيمُ): Büyük, azametli, zâtının ve sıfatlarının mahiyeti anlaşılmayacak kadar ulu, bütün varlıkları her hallerinde kudret ve hâkimiyetiyle çekip çeviren, en küçükten en büyüğe her şeyi sınırsız isim ve sıfatlarının tecellileriyle kuşatan, bütün büyüklüklerin sâhibi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 8- EL-AZÎZ (اَلْعَزِيزُ): Yenilmeyen, yegâne galip olan, ulu, galip, izzet, kudret ve bütün kudsî sıfatlarıyla acizlik ve kusurlardan uzak olan, bütün varlıkları acizlik, zayıflık ve tezellül içerisinde kendisine boyun eğdiren, mutlak galip, karşı konulamayan güç sahibi, mağlûp edilmesi mümkün olmayan galib ![]() ![]() ![]() ![]() 9- EL-BÂİS (اَلْبَاعِثُ): Ölüleri dirilten, öldükten sonra dirilten ve şuur sahibi yaratıklarına peygamberler göndererek emir ve yasaklarını bildiren; sayısız insan, hayvan ve bitkileri hayat sahnesine çıkaran; haşirde bü¬tün ölüleri tek bir emirle diriltip kabirlerinden çıkaran ve onları yüce huzurunda toplayan, ölüleri diriltip kabirlerinden kaldıran; gönüllerde saklı olanları meydana çıkaran ![]() 10- EL-BÂKİ (اَلْبَاقِي): Kalıcı olan, hep kalan, varlığını sonu olmayan, varlığı sürekli olan, zât, sıfat ve isimleriyle dâimi olan; her türlü yokluk ve fânilikten münezzeh bulunan; kendisine ölüm arız olmayan ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 11- EL-BÂRİ’ (اَلْبَارِئُ): Örneği, modeli olmaksızın bütün varlıkları yaratan, eksiksiz yaratan, eşyayı ve her şeyin organlarını birbirine uygun bir halde yaratan ![]() ![]() 12- EL-BÂSİT (اَلْبَاسِطُ): Bollaştıran, rızık dağıtan, rızkı genişleten, ömürleri uzatan, ruhları bedenlerine yayan, bütün zaman, mekân ve varlıklarda, ilim, yaratma, cisim ve nzık gibi her işteki genişlik, ferahlık ve bolluk yalnız Onun rahmet ve iradesiyle meydana gelen, maddî ve manevî rızıkları çoğaltan, açan, genişleten ![]() ![]() 13- EL-BASÎR (اَلْبَصِيرُ): Gören, gizli ve açık her şeyi her haliyle çok iyi gören, sonsuz kudret ve hikmetiyle her canlıya lâyık gözü ve görme kabiliyetini ihsan eden, iyi gören ![]() ![]() ![]() ![]() 14- EL-BÂTIN (اَلْبَاطِنُ): Gizli, zât ve mahiyeti gizli olan, zâtının görülmesi ve mahiyetinin bilinmesi açısından duyuların ve aklın idrakinden gizli olan, duyu organları ile idrâk edilemeyen, her şeyin gerçek yüzüne vâkıf olan; her şeyin iç yüzüne şahitlik eden; zuhurunun şiddetinden [Mûsâ tayin ettiğimiz vakitte gelip de Rabbi ona hitab edince: “Ya Rabbî! Göster bana Zatını, bakayım Sana!” dedi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 15- EL-BEDÎ' (اَلْبَدِيعُ): Örneksiz ve maddesiz yaratan, kâinatı yoktan, taklitsiz, modelsiz ve benzersiz bir suret¬te yaratan, onu bin bir isminin sonsuz güzellikleriyle süsleyen, örneksiz, misalsiz, acîb ve hayret verici âlemler îcad eden, çok güzel yaratan, eşi ve örneği olmayan, sanatkârane yaratan, zâtında, sıfatında, fiillerinde, emsâli görülmemiş olan ![]() ![]() ![]() ![]() 16- EL-BER (اَلْبَرُّ): İyiliği ve ihsanı bol olan, iyilik eden, vaadini yerine getiren, dilediği kullarına kesintisiz iyilik ve ihsanda bulunan; nimet ve¬ren, kulları hakkında kolaylık isteyen ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 17- EL-CÂMİ’ (اَلْجَامِعُ): Bir araya getiren, toplayan, birbirine benzeyen, benzemeyen ve zıd olan zıt şeyleri bir araya getirebilen, toplayıp düzenleyen, kıyamet günü hesaba çekmek için mahlûkatı toplayan, zât, sıfat, isim ve fiillerinde her türlü kemâli toplayan; en büyük mahlukâtındaki hikmet ve sanat numunelerini en küçüğüne de yerleştiren, eser ve fiillerinde zıtları bir arada kullanarak büyüklüğünü gösteren; haşirde bütün mahlukâtı yüce divanında toplayan, istediğini, istediği zaman, istediği yerde toplayan ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 18- EL-CEBBÂR (اَلْجَبَّارُ): Dilediğini zorla yaptırma gücüne sahip olan, iradesini her durumda yürüten, yaratılmışların halini iyileştiren, sonsuz ve sınırsız büyüklük ve kudret sahibi olan; bütün varlıklar bütün yönleriyle doğrudan doğruya kudretine bakan ve emrine boyun eğen; hiçbir şey hiçbir cihetle mutlak kudretine karşı koyamayan, kırılanları onaran, eksikleri tamamlayan; dilediğini zorla yaptırmaya muktedir olan ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 19- EL-CELÎL (اَلْجَلِيلُ): Şanı yüce, erişilmez, yüce kudreti ile her şeyi yoluna koyan, yücelik sıfatları bulunan, azamet sahibi, bütün celâl sıfatlarıyla sıfatlanmış olan; varlıkların türleri üzerinde icraat ve tecelliyatlarıyla rubûbiyetinin ihtişamını gösteren; birliğini ve yüce zâtına lâyık muhteşem sıfatlarını bildiren, celâdet, ululuk ve heybet sâhibi, celâl sıfatları ile muttasıf ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 20- ED-DÂR (اَلضَّارُّ): Dilediğini zarara sokan, zarar veren, her türlü zarar elinde bulunan ve Onun izniyle var olan; bir hik¬mete binâen zarar vermek istediği bir kimseden o zararı geri çevirecek kendi¬sinden başka hiç kimse bulunmayan, elem ve zarar verici şeyleri yaratan ![]() 21- EL-EVVEL (اَلْأَوَّلُ): İlk, ezeli, varlığının başlangıcı olmayan, başlangıcı olmadığı gibi, bütün varlıkların başlangıcı da Onun ilim ve kudretine bağlı olan; her şeyin ilk hali ve aslı Onun ezelî ilminin düsturlarıyla tanzim edilen, her varlıktan mukaddem olan ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Esmâ-İ Hüsnâ Ve Açiklamasi / اَلْأَسْمَاءُ الْحُسْنَى |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Esmâ-İ Hüsnâ Ve Açiklamasi / اَلْأَسْمَاءُ الْحُسْنَى22- EL-FETTÂH (اَلْفَتَّاحُ): Açan, iyilik/hayır kapılarını açan, zorlukları kolaylaştıran, her şeye hâkim olan, hakemlik yapan, basit basit maddelerden yarattığı sayısız ve mükemmel var¬lıkların ve türlü türlü canlıların suretlerini ayrı ayrı, muntazam bir tarzda veren, her birisine lâyık ve farklı birer şekil giydiren ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 23- EL-GAFFÂR (اَلْغَفَّارُ): Çok bağışlayan, kusurları/günahları örten, mağfireti pek bol olan, daima affeden, tekrarlanan günahları bağışlayan, sonsuz rahmet, fazl ve keremiyle kullarının günahlarını çokça bağışlayıp silen ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 24- EL-GAFÛR (اَلْغَفُورُ): Çok bağışlayan, çok affedici, bütün günahları bağışlayan, sonsuz rahmetiyle dilediğinde küçük-büyük bütün günahları bağışlayan, mağfireti çok ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 25- EL-GANÎ (اَلْغَنِي): Hiçbir kimseye ve hiçbir şeye muhtaç olmayan, kendi dışındaki her şey O'na muhtaç, sonsuz zengin olan; hiçbir cihetle kâinata ve mevcudata ihtiya¬cı bulunmayan, çok zengin ve her şeyden müstağnî ![]() ![]() 26- EL-HABÎR (اَلْخَبِيرُ): Her şeyin iç yüzünü, gizli tarafını bilen, her şeyden haberdar, göklerde ve yerde, görünen ve görünmeyen âlemlerde en gizli sırtardan, en saklı şeylerden haberdar olan, ilminin dışında hiçbir şey bulunma¬yan; her şeyin gizli-açık, küçük-büyük her halini bilen ![]() ![]() ![]() 27- EL-HÂDİ (اَلْهَادِيُّ): Yol gösteren, lâyık gördüğü kullarını hidâyete erdiren, hidayeti yaratan, istediği kulunu hayırlı ve kârlı yollara muvaffak kılan, muradına erdiren, her yarattığına neye ihtiyacı varsa, ne yapması gerekiyorsa onu öğreten, murada erdiren, her bir varlığı tam bir hikmetle yaratılış gayesine doğru ileten; dünyevî ve uhrevî her konuda bütün zarar ve menfaatleri gösterip doğru yola sevk eden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 28- EL-HÂFID (اَلْخَافِضُ): Alçaltan, düşüren, zillete düşüren, inançsızları ve emrine muhalefet edenleri alçaltan, zelil kılan, yukarıdan aşağıya indiren ![]() ![]() ![]() 29- EL-HAFÎZ (اَلْحَفِيظُ): Koruyan, muhafaza eden, koruyup gözeten ve dengede tutan, bütün varlıkların her türlü davranış, hal ve hareketlerini kayde¬den, insanların bütün yaptıklarını sorgulama için inceden inceye dikkatle kaydeden; milyonları aşan canlı türlerinin nesillerini, tohum ve nutfelerinde (çekirdeklerinde, özlerinde, spermlerinde) muhafaza edip devam ettiren; bütün varlıkları devamlı gözetimi altında tutan; onları heı türlü zarar ve kötülüklerden koruyan, her şeyi belli vaktine kadar âfât ve belâlardan saklıyan ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 30- EL-HAK (اَلْحَقُّ): Fiilen var olan, varlığı ve ulûhiyyeti gerçek olan ve hiç değişmeyen, ibâdete lâyık ve her hakkın sahibi olan ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 31- EL-HAKEM (اَلْحَكَمُ): Anlaşmazlıklarda son hükmü veren, hükmedici, iyiyi kötüden, ayırt edici, varlıklar dünyasında ve haklı ile haksız arasında hiçbir ada¬letsizliğe, yanlışlığa ve itiraza yer bırakmayacak şekilde hükmeden, hakkı yerine getiren ![]() ![]() 32- EL-HAKÎM (اَلْحَكِيمُ): Her şeyi yerli yerinde yapan, hükmü hikmetli olan, hikmet sahibi, bütün işleri hikmetli, bütün emirleri ve işleri yerli yerinde olan, her şeyi en kısa yoldan, en faydalı, en kolay ve en güzel bir şekilde yaratan ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 33- EL-HÂLİK (اَلْخَالِقُ): Yaratan, bütün yaratıkları takdirine uygun olarak gerekli şartlarla birlikte yaratan, her şeyin varlığını ve varlığı boyunca görüp geçireceği halleri, hâdiseleri tayin ve tesbit eden ve ona göre yaratan, yoktan var eden ![]() ![]() 34- EL-HALÎM (اَلْحَلِيمُ): Kızgınlıkla ve acele ile muamele etmeyen, yumuşaklık sahibi, günah ve isyanlarına rağmen kullarını hemen cezalandırmayıp onlar için tevbe ve ümit kapılarını açık bırakan; onları sonsuz rahmet ve keremiyle nzıklandırmaya devam eden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 35- EL-HAMÎD (اَلْحَمِيدُ): Övülen, Övgüye ve takdire lâyık, zâtındaki sonsuz kemalâtıyla her hamd ve övgüye nihayetsiz derecede lâyık olan; ezelden ebede kâinattaki bütün nimet ve ihsanlar karşılı¬ğında, hal ve dil ile her kimden her kim için yapılırsa yapılsın sayısız hamd, şü¬kür ve övgüler yalnızca kendisine ait olan, ancak kendisine hamd ü senâ olunan, bütün varlığın diliyle biricik övülen, medhedilen ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 36- EL-HASÎB (اَلْحَسِيبُ): Hesab gören, hesaba çeken, herkesin hayatı boyunca yapıp ettiklerinin, bütün tafsilât ve teferruatiyle hesabını iyi bilen; kullarına yeten; sonsuz acizlik ve hadsiz düşmanlara karşı mahlukâtın imdadına kudret ve rahmetiyle yetişen, her şeye ve herkese her ihtiyacı için kâfi gelen ![]() ![]() 37- EL-HAY (اَلْحَيُّ): Diri, daimî, ezelî ve ebedî olup ölme ve yok olma gibi arızalardan uzak bulunan; kâinattaki bütün hayat izleri ve canlı fertler üzerinde taklit edilmez mühürleri bulunan ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 38- EL-KÂBID (اَلْقَابِضُ): Daraltan, canlıların ruhunu alan, rızkı tutan, başta ruh, kalb ve nefisler olmak üzere bütün varlıkları bütün halleriyle kudret elinde tutan; maddî, manevî bütün darlık ve sıkıntılar sadece iradesiyle gerçekleşen, dilediğinin maddî ve manevî rızkını daraltan ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 39- EL-KÂDİR (اَلْقَادِرُ): Kudretli, her şeye gücü yeten, kendisine hiçbir şey ağır gelmeyen; zâ¬tından ayrılmaz ve ezelî olan kudretine acizlik asla bulaşmayan, istediğini ![]() ![]() 40- EL-KAHHÂR (اَلْقَهَّارُ): Yenilmeyen, yegâne galip, isyankârları kahreden, bütün varlıkları emir ve iradesi altında bulunduran, hiç kimse hükmün¬den kaçıp kurtulamayan ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 41- EL-KAVÎ (اَلْقَوِي): Kuvvetli, güçlü, her şeye gücü yeten, kudretli, kuvveti bütün kâinata hâkim ve bütün eşyayı zapteden ve bütün varlıkları hükmü altına alan, çok kuvvetli ![]() 42- EL-KAYYÛM (اَلْقَيُّومُ): Kendi kendine var, varlığı için hiçbir sebebe ihtiyacı olmayan, bizatihi varlıkta kalabilen fakat bütün eşya onun iradesi ve yaratmasıyla varlıklarını sürdüren ve bütün varlıkları hassas bir denge ve ölçü ile ayakta tutan ve önemli vazifelerde çalıştıran, gökleri, yeri, her şeyi ayakta tutan; her şeyin varlığı kendisine bağlı olup kâinatı idare eden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 43- EL-KEBÎR (اَلْكَبِيرُ): Büyük, ulu, zâtının ve sıfatlarının mahiyeti anlaşılamayacak kadar ulu, sınırsız isim ve sıfatlarıyla ilmimizi aşan sonsuz büyüklük sa¬hibi olan, büyüklükte kendisinden daha büyüğü düşünülemeyen ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 44- EL-KERÎM (اَلْكَرِيمُ): Şerefli, cömert, çok cömert, fazilet türlerinin hepsine sahip, bütün hayatları binlerce duygu, âlet ve organlarla donatıp süsleyen; sonsuz rahmet hazinelerinin süslü ve tatlı nimetlerini karşılık beklemeden önlerine seren, sonsuz keremi, yarattığı bütün sanatlı mahlukât üzerindeki tezyinat ve bunların terbiyelerindeki dikkat ve titizlikle açıkça görünen, keremi, lütuf ve ihsânı bol ![]() 45- EL-KUDDÛS (اَلْقُدُّوسُ): Tertemiz, yüce, her türlü hatâdan, gafletten, aczden ve eksiklikten çok uzak ve pek temiz, her eksiklikten münezzeh; dalâlet ehlinin kendisi hakkındaki her türlü asılsız düşüncelerinden uzak; kâinatı bütün varlıklarıyla temizleyen ve güzelleştiren ![]() ![]() 46- EL-LATÎF (اَللَّطِيفُ): Müşfik, lütüfkar, varlıkların en ince noktalarını bilen, yaratılmışların ihtiyacını en ince noktasına kadar bilip sezilmez yollarla karşılayan, varlıkları en nâzik incelikler ve güzellikler içinde yara¬tan, her bir canlıya lütufkarlıkla ihsan ve ikramlarda bulunan; ince ve sezilmez yollardan kullarına çeşitli faydalar ulaştıran ![]() 47- EL-MÂCİD (اَلْمَاجِدُ): Şanlı, şerefli, şanı yüce ve keremi çok, zât ve sıfatı her şeyden yüce, lütuf ve keremiyle her şeyden üstün, her türlü yüceltmeye nihayet derecede lâyık olan, zâtı, sıfatlan ve isimleri, izzet ve azametin şan ve şerefin son mertebesinde bulunan, kadr ü şânı büyük, kerem ve müsamahası bol ![]() ![]() ![]() ![]() 48- MÂLİKÜ'l-MÜLK (مَالِكُ الْمُلْكِ): Mülkün gerçek sahibi, kâinatın, ezelden ebede tek gerçek sahibi ve mutlak hâkimi, Allah Teâlâ mülkün hem sâhibi, hem hükümdârıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Esmâ-İ Hüsnâ Ve Açiklamasi / اَلْأَسْمَاءُ الْحُسْنَى |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Esmâ-İ Hüsnâ Ve Açiklamasi / اَلْأَسْمَاءُ الْحُسْنَى49- EL-MÂNİ' (اَلْمَانِعُ): Engel olan, istediği şeylere engel olan, dilemediği şeyin gerçekleşmesine müsaade etmeyen, kötü şeylere engel olan, varlıkları hadlerini aşmaktan ve saltanatına ortaklıktan men eden; zararlı ve tehlikeli sebepleri izni dışında yaratıklarına zarar vermekten alı¬koyan; dilediğinden dilediği şeyi esirgeyen, bir şeyin meydana gelmesine müsâade etmeyen ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 50- EL-MECÎD (اَلْمَجِيدُ): Şanlı, şerefli, şerefi yüksek, zâtı şerefli, fiilleri güzel olan, her türlü övgüye lâyık bulunan ![]() ![]() ![]() 51- EL-MELİK (اَلْمَلِكُ): Hükümran olan, buyrukları tutulan, görünen ve görünmeyen âlemlerin sahibi ve idarecisi olan, mülk ve saltanat en yüksek mertebesiyle sadece kendisine âit olan, bütün mahlûkatın hakikî sâhibi ve mutlak hükümdârı ![]() 52- EL-METÎN (اَلْمَتِينُ): Kuvvetli, güçlü, kudretli, her şeye gücü yeten, her şeye tam bir teslimiyetle boyun eğdiren; hiçbir fiilinde hiçbir güçlükle karşılaşmayan; hiçbir varlık, vasıta ve cisim fiillerine hiçbir cihetle en¬gel olmayan, çok sağlam ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 53- EL-MUAHHİR (اَلْمُؤَخِّرُ): Erteleyen, geri bırakan, istediğini geri koyan, istediğini zaman ve mekân yönünden, maddî-manevî yön¬den, şeref ve rütbe bakımından sona bırakan; her şeyi eceli gelinceye kadar er¬teleyen; imtihan gereği genellikle kullarının cezasını hemen vermeyip âhiret gü¬nüne bırakan ![]() ![]() ![]() ![]() 54- EL-MUBDİ' (اَلْمُبْدِئُ): İlkin yaratan, her şeyi yokluktan çıkaran, kudret ve iradesiyle varlıklara ilk yaratılışlarında yoktan, hiç¬ten vücut veren, onlara gerekli olan şeyleri de hiçten icat edip ellerine veren, mahlûkatı maddesiz ve örneksiz olarak ilk baştan yaratan ![]() ![]() ![]() ![]() 55- EL-MUCÎB (اَلْمُجِيبُ): Duaları kabul eden, dileklere karşılık veren, bütün varlıkların hal ve dille yardım istemelerine ve duaları¬na tam bir hikmet, rahmet ve inayetle dâima cevap veren, darda ve sıkıntıda olanların imdadına koşan, kendine dua edip yalvaranların isteklerini işitip cevab veren ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 56- EL-MUĞNÎ (اَلْمُغْنِي): Zengin kılan, kullarından dilediğini lütfü ile zengin kılan, dilediğini muhtaç olmaktan kurtaran, zenginlik verip tatmin eden, bütün mevcudatın bütün ihtiyaçlarını tükenmez servet ve ha¬zinelerinden karşılayan ve varlık sahibi her bir yaratığa servet ve zenginliği ih¬san eden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 57- EL-MUHEYMİN (اَلْمُهَيْمِنُ): Gözeten, gözetici ve koruyucu, hükmü altına alan, kâinatın bütün işlerini gözetip yöneten, bütün yaratıkları her türlü hal, hareket ve davranışlarında görüp gözeten; herşey denetim ve koruyuculuğu altında bulunan ![]() ![]() ![]() 58- EL-MUHSÎ (اَلْمُحْصِيُّ): Her şeyi kaydedip sayan, bilen, her şeyi tek tek ve bütün ayrıntılarıyla bilen [“Bilinmeyen nice hazineler ve görünmeyen gayb aleminin anahtarları O’nun yanındadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 59- EL-MUHYÎ (اَلْمُحْيِِي): Dirilten, hayat veren, can veren, cansız maddelerden canlı maddeler yaratan, hayatı veren ve onu rızıkla devam ettiren; hayat için gerekli olan şartları hazırlayan; bütün canlı¬ları vasıtasız olarak kudretiyle ihya eden ve ölüleri dirilten; manen ölü kalpleri imanla hayatlandıran; kışta ölen sayısız canlıları baharda yeniden diril¬ten, sağlık veren ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 60- EL-MUÎD (اَلْمُعِيدُ): Tekrar yaratan, öldürüp yeniden dirilten, ölmüş ve dağılmış, yok olmuş sayısız canlıları her baharda ilk yaratılışla¬rında olduğu gibi yeniden diriltip inşâ eden (yaratan); gönderdiği rızıklarla varlıkların mevcudiyetini her an tazeleyen; mahşerde ise bu ismin azamî derecede tecellîsiyle bütün varlıkları oraya uygun bir tarzda yeniden yaratan ![]() ![]() ![]() 61- EL-MUİZ (اَلْمُعِزُّ): Aziz kılan, izzet ve şeref veren, yücelten, bütün izzet doğrudan doğruya irâdesine bağlı olan; dilediğini dilediği şekilde aziz kılan, ağırlayan ![]() ![]() ![]() ![]() 62- EL-MUKADDİM (اَلْمُقَدِّمُ): Öne alan, istediğini öne alan, ileri geçiren, istediğine, zaman ve mekân yönünden; maddî manevî yönden, şeref ve rütbe bakımından öncelik veren ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 63- EL-MUKÎT (اَلْمُقِيتُ): Rızıklandıran, besleyen, idare eden, bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratıp veren, bilip gücü yeten ve koruyan, her şeyi lâyıkıyla gözeten, iyiyi iyiliğinden, kötüyü de kötülüğünden derecesine göre hissedar eden; maddî ve manevî her türlü rızkı veren, her yaratılmışın azığını ve gıdasını tayin eden ![]() ![]() ![]() ![]() 64- EL-MUKSİT (اَلْمُقْسِطُ): Adaletle hükmeden, adaletli, her fiil ve icraatında hak ve adaleti gözeten, adaletten ayrıl¬mayan, bütün işlerini denk, birbirine uygun ve yerli yerinde yapan, mazluma acıyıp zalimin elinden kurtaran ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 65- EL-MUKTEDİR (اَلْمُقْتَدِرُ): Herşeye gücü yeten, kudretli, sonsuz ve sınırsız kudretine bütün varlıkları itirazsız itaat ettiren, kuvvet ve kudret sâhipleri üzerinde istediği gibi tasarruf eden ![]() ![]() ![]() 66- EL-MU'MİN (اَلْمُؤْمِنُ): Güven veren, inananları güvenlikte kılan, vaadine güvenilen, muhafaza ve himayesiyle her korkuyu gideren, her tehlike ve felâketten kurtuluş ve güven veren, gönüllerde iman ışığı yakan; kendine sığınanlara aman verip onları koruyan, rahatlandıran ![]() ![]() ![]() 67- EL-MUMÎT (اَلْمُمِيتُ): Öldüren, ölümü veren, kullarını fani dünyadan baki âleme götüren, canlı bir mahlûkun ölümünü yaratan ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 68- EL-MUNTAKİM (اَلْمُنْتَقِمُ): Günahkarları/suçluları adaleti ile müstehak oldukları cezaya çarptıran, asilerden intikam alan, emir ve yasaklarına karşı gelenleri, helâl dairenin dışına taşanları cezalandıran; din düşmanlarına, hakkı alçaltmak için çalışanları er ve¬ya geç, hatır ve hayale gelmez felâketlerle perişan eden ![]() ![]() ![]() 69- EL-MUSAVVİR (اَلْمُصَوِّرُ): Şekil veren, her şeye şekil ve özellik veren, her bir yaratığa titizlik ve maharetle sanatlı bir şekilde farklı suretler giydirerek sanatının güzellik ve mükemmellikleri gösteren ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 70- EL-MUTEÂLÎ (اَلْمُتَعَالِي): Pek yüce, noksanlıklardan yüce, izzet, şeref ve hükümranlık bakımından en yüce, aşkın, yüceliğinin sonu olmayan, her türlü noksanlıklardan uzak bu¬lunan, yaratılmışlar hakkında aklın mümkün gördüğü her şeyden, her hal ve tavırdan pek yüce ve pek münezzeh ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Esmâ-İ Hüsnâ Ve Açiklamasi / اَلْأَسْمَاءُ الْحُسْنَى |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Esmâ-İ Hüsnâ Ve Açiklamasi / اَلْأَسْمَاءُ الْحُسْنَى71- EL-MUTEKEBBİR (اَلْمُتَكَبِّرُ): Ululuk sahibi, yegâne büyük, azamet ve yüceliğini izhar eden, yaratıkların bütün sıfatlarından sonsuz derecede yük¬sek olan; varlıklar dünyasında büyüklüğünü gösteren; kendini zâtına lâyık sı¬fatlarla tanıtan, her şeyde ve her hâdisede büyüklüğünü gösteren ![]() ![]() 72- EL-MUZİL (اَلْمُذِلُّ): İtibardan düşüren, değersiz kılan, alçaltan, zillet veren, dilediğini müstahak olduğu şekilde zillete düşüren, hor ve hakîr eden ![]() ![]() ![]() ![]() 73- EN-NÂFİ' (اَلنَّافِعُ): Fayda veren, dilediğine fayda veren, bütün hayır ve menfaat elinde bulunan; hayır murat ettiği kimseden o hayrı geri çevirecek kendisinden başka kimse bulunmayan, hayır ve menfaat verici şeyleri yaratan ![]() ![]() ![]() ![]() 74- EN-NÛR (اَلنُّورُ): Nurlandıran, aydınlatan, nurun/aydınlığın kaynağı, bütün kâinatı maddeten aydınlattığı gibi, kullarının hayat yolla¬rını akıl nimetiyle, gönderdiği kitap ve peygamberlerle aydınlatan; müminlerin kalplerini iman ile nurlandıran, âlemleri nurlandıran; istediği sîmalara, zihinlere ve gönüllere nûr yağdıran ![]() ![]() ![]() ![]() 75- ER-RÂFİ' (اَلرَّافِعُ): Yücelten, yükselten, derece derece yukarı kaldıran, müminleri yükselten, izzet ve şeref veren, inananları ve emrine itaat edenleri yükselten; maddî manevî her türlü rütbe iradesinin elinde olan ve istediğini bu rütbelere yükselten ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 76- ER-RAHÎM (اَلرَّحِيمُ): Bağışlayan, esirgeyen, rahmeti herşeyi kuşatan, kâinattaki bütün nimet ve ihsanlar af ve rahmet, şefkat ve merhamet kendi eseri olan ve âhirette müminlere sonsuz nimetler ihsan edecek olan, pek ziyade merhamet edici; verdiği nimetleri iyi kullananları daha büyük ve ebedî nimetler vermek suretiyle mükâfatlandırıcı ![]() 77- ER-RAHMÂN (اَلرَّحْمَنُ): Esirgeyen, bağışlayan, şefkat ve merhametinin eserleriyle bütün kâinatı dolduran, mümin-kâfir, sevdiği-sevmediği ayırdetmiyerek ayırt etmeksizin bu dünyada bütün mahlûkatına sayısız nimetler veren, ezelde bütün yaradılmışlar hakkında hayır ve rahmet irade buyuran, hayatları için lüzumlu olan bütün rızıkları veren ![]() 78- ER-RAKÎB (اَلرَّقِيبُ): Gözetleyen, gözeten, gözetleyip kontrol eden, mahlukâtın hareket, davranış, hal ve işlerini devamlı kontrol ve gözetimi altında tutan, bunları kaydeden, bütün varlıklar üzerinde gözcü, bütün işler murakabesi altında bulunan ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 79- ER-RAÛF (اَلرَّؤُفُ): Şefkati olan, şefkati çok, rahmet ve şefkatiyle her bir canlının üzerinde titreyen; en gizli ve en küçük ihtiyaçlarına cevap veren; son derece merhamet ve şefkat sahibi ![]() 80- ER-REŞÎD (اَلرَّشِيدُ): Yol gösteren, bütün işleri isabetli ve hedefine ulaştıran, irşad edici, hiç kimseye danışma ihtiyacı duymadan, bizzat, iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan en güzel şekilde ayırıp kullarına da bunu gösteren; kâinatı bütün varlıklarıyla istikâmet üzere hikmetle, en kısa ve en kolay yola sevk eden, bütün işleri ezelî takdîrine göre yürütüp, bir nizam ve hikmet üzere âkıbetine ulaştıran; her şeyi yerli yerine koyan, en doğru şekilde nizama sokan ![]() ![]() ![]() ![]() 81- ER-REZZÂK (اَلرَّزَّاقُ): Bol bol rızık veren, rızıklandıran, azıkları yaratıcı, bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratıp veren, her bir yaratığın rızıklarını ayrı ayrı, tam bir ölçü, intizam, rahmet ve hikmetle aksatmaksızın vakti vaktinde veren, yaratılmışlara, faydalanacakları şeyleri ihsân eden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 82- ES-SABÛR (اَلصَّبُورُ): Çok sabırlı, bütün âsilere lâyık oldukları cezayı vermeye her an gücü yet¬tiği halde onları cezalandırmada acele etmeyen; sabırsızlıkla henüz zamanı gelmeyen bir işi yapmaya tevessül etmeyen ve bütün sabırlıların sabrı onun yardım ve rahmetiyle var olan ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 83- ES-SAMED (اَلصَّمَدُ): Her şey kendisine muhtaç olduğu halde kendisi hiçbir şeye muhtaç olmayan, muhtaç olmayan, hâcetlerin bitirilmesi, ızdırapların giderilmesi için tek merci, ihtiyaç ve dileklerde kendisine müracaat edilen, arzu ve bütün istekler kendisine sunulan ![]() ![]() ![]() ![]() 84- ES-SELÂM (اَلسَّلَامُ): Esenlik veren, sulh ve barış temin eden, yaratıklarını selâmette kılan, her türlü kusur, acizlik, noksanlık ve başkalarının kendisine kusur, noksan ve zarar vermesinden sonsuz derecede uzak ve emin bulunan, yaratıklarına huzur ve emniyet bahşeden, her çeşit ârıza ve hâdiselerden sâlim kalan; her türlü tehlikelerden kullarını selâmete çıkaran; Cennet'teki bahtiyar kullarına selâm eden ![]() ![]() ![]() ![]() 85- ES-SEMÎ' (اَلسَّمِيعُ): İşiten, ezelden ebede varlıkların bütün seslerini biri diğerine engel olmaksızın işiten; iyi işiten ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 86- EŞ-ŞEHÎD (اَلشَّهِيدُ): Her şeyi görüp şahit olan, her şeyi gözlemiş olarak bilen, bütün varlıkları her an müşâhadesi altında bulunduran; varlık ve birliğine, elçilerinin ve kitaplarının hak olduğuna, konuşması, fiilleri ve eserle¬riyle bizzat şahitlik eden, her zamanda hâdiselerin dış yüzünü bilen ve her yerde hâzır ve nâzır olan ![]() ![]() ![]() ![]() 87- EŞ-ŞEKÛR (اَلشَّكُورُ): Mükafatlandıran, az amele/iyiliğe çok sevap veren, kullarının bütün şükür ve sâlih amellerinden haberdar olan, şükredenlerin nimetlerini arttıran; en küçüğünü dahi zayi etmeksizin bütün iyiliklere bol bol sevaplar ihsan eden, kendi rızâsı için yapılan iyi işleri, daha ziyadesiyle karşılayan ![]() ![]() ![]() ![]() 88- ET-TEVVÂB (اَلتَّوَّابُ): Tövbeleri kabul edip, günahları bağışlayan, kullarını tövbeye sevkeden ve tövbelerini kabul eden, isyanından dönen kullarının tövbelerini her zaman kabul eden; sevdiği kulunun günahla bağlantısını kesen ve tövbeye muvaffak kılan ![]() ![]() ![]() ![]() 89- EL-VÂCİD (اَلْوَاجِدُ): Bulan, istediğini istediği anda bulan, istediği her şeyi bulabilen, elinden hiçbir şey kaçmayan, son¬suz derecede varlıklı olan, hiç bir şeye ihtiyacı olmayan ![]() ![]() 90- EL-VÂHİD (اَلْوَاحِدُ): Bir, zâtında, sıfatlarında, işlerinde, isimlerinde ve hükümlerinde asla ortağı veya benzeri ve dengi bulunmayan, bölünüp parçalara ayrılmaması ve benzerinin bulunmaması anlamında tek, eşi bulunmayan; birliğinin tecellisiyle kâinatı bir fabrika gibi çalıştırıp varlıkları o fabrikanın çarkları ve bir vücudun azaları gibi birlik, dayanışma ve bütünlük içerisinde birbirinin yardımına koşturan ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Esmâ-İ Hüsnâ Ve Açiklamasi / اَلْأَسْمَاءُ الْحُسْنَى |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Esmâ-İ Hüsnâ Ve Açiklamasi / اَلْأَسْمَاءُ الْحُسْنَى91- EL-VÂLÎ (اَلْوَالِي): Yöneten, sahip, kâinata hâkim olup onu yöneten, her şeyin dizginini elinde tutan; var¬lıkları idare, hâkimiyet ve tasarrufu altında bulunduran, mahlûkatın işlerini yoluna koyan, bu muazzam kâinatı ve her an olan biten hâdisatı tek başına tedbir ve idare eden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 92- EL-VÂRİS (اَلْوَارِثُ): Servetin, mülkün gerçek sahibi, her şeye varis olan, varlığının sonu olmayan, mülkün ezelî ve ebedî olan; kendinden başka her şey ölüm ve yokluğa mahkûm olan, yaratıklar öldükten sonra da varlığı devam eden ve her şey kendisine dönecek olan, servetlerin geçici sâhipleri elleri boş olarak yokluğa döndükleri zaman servetlerin hakikî sâhibi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 93- EL-VÂSİ' (اَلْوَاسِعُ): Bol veren, evreni kucaklayan, ilmi ve merhameti geniş olup her şeyi kuşatan, kudret, rahmet, bağışlama, iş ve fiilleri, tecellî ve tasarrufları, sıfat ve isimlen, bütün varlıkları içine alacak kadar geniş olan ![]() ![]() ![]() ![]() 94- EL-VEDÛD (اَلْوَدُودُ): Çok seven ve sevilen, müminleri seven, iyi kullarını seven, onları rahmet ve rızasına erdiren, cemâlini, isimlerini ve bunların tecellîleri olan mahlukâtının güzelliklerini çok seven; rahmetinin güzel meyveleriyle söz ve fiilleriyle kendini yaratıklarına sevdiren, sevilmeye ve dostluğu kazanılmaya biricik lâyık olan ![]() ![]() ![]() ![]() 95- EL-VEHHÂB (اَلْوَهَّابُ): Hibe eden, karşılıksız veren, karşılık beklemeden bol bol veren, sayı ve hesaba sığmaz çeşit çeşit nimetleri, türlü türlü rah¬met hediyelerini her varlığa lâyık olduğu şekilde, her an ve karşılıksız olarak ih¬san eden, çeşit çeşit nimetleri devamlı bağışlayıp duran ![]() ![]() ![]() ![]() 96- EL-VEKÎL (اَلْوَكِيلُ): Her şeyi uhdesine alan, güvenilip dayanılan, kulların işlerini yerine getiren, bütün varlıkları bütün halleriyle idare eden, bütün ihtiyaçlarını karşılayan, bütün hal ve davranışlarını bilen ve gözeten; kendisine tevekkül edenlerin her şeyine kâfi gelen, usûlüne uygun şekilde, kendisine tevdi edilen işleri en güzel şekilde neticelendiren ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 97- EL-VELÎ (اَلْوَلِي): Dost, yardımcı, müminlere dost ve yardımcı, kullarının işlerini üzerine alan, sevdiklerine dost olan ve yardım eden, varlıkların bütün işlerini ve ihtiyaçlarını üzerine alan, bütün yardımlar ve muvaffakiyetler kendisinden gelen, kendisine iman ile bağlananla¬rı her zaman yardım, himaye ve yakın dostluğuyla koruyup gözeten ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 98- EZ-ZÂHİR (اَلظَّاهِرُ): Açık, aşikar, varlığı açık olan, varlığını ve birliğini belgeleyen birçok delilin bulunması açısından aşikâr, varlık ve birliğinin delilleri her şeyde apaçık görünen; bütün varlıklar dış görünüşleriyle ve sanatlı yapılışlarıyla O’nun kudret ve sanatına şa¬hitlik eden, kat'î delillerle bilinen ![]() ![]() ![]() 99- ZÜ'L-CELÂLİ VE'L-İKRÂM (ذُو الْجَلَالِ والْإِكْرَامِ): Şan ve şeref sahibi, ululuk ve ikram sahibi, azamet ve kerem sahibi, sonsuz büyüklük, azamet ve yüceliğiyle beraber, canlı mahlukâtına ihsan ve ikramlarıyla iltifat eden, hem büyüklük sâhibi, hem fazl-ı kerem sahibi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu isimler, içerik itibariyle incelendiği zaman kiminin Allah'ın zâtıyla, kiminin kemal sıfatlarıyla, kiminin fiilleriyle, kiminin tevhid ve tenzih¬le ve kiminin de kâinatın idaresiyle ilgili isimler olduğu görülür ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|