Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat > Şiir Cenneti

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çağlayansın, efendim

Sen Çağlayansın Efendim

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sen Çağlayansın Efendim




VAR edenin adıyla, insanlığa inen Nur


Bir gece, yansıyınca kente Sibir dağından


Toprağı kirlerinden arındırır bir “Yağmur”


Kutlu bir zaferdir bu, ebabil dudağından (NGenç)


Bu mübarek “Yağmur”la hep sırıl-sıklam olmak saadettir Kurursa gönüller, kurursa gözlerdeki yaşlar, ol dem dağlar, taşlar, çiçekler, kuşlar, kentler, ülkeler, devletler çölleşmeye başlar Ol dem, toprak şerha şerha yarılır Ol dem, insanlık inkar, şüphe, isyan, kavga, stres ve adı bilinmedik hastalıklarla kuşatılır, sarılır Dost dergahına, sevgilinin oymağına bu “Yağmur”la sırıl-sıklam varılır


Yağmur! Seni bekleyen bir taş da ben olsaydım


Çölde seni özleyen, bir kuş da ben olsaydım


Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım


Sana sırıl-sıklam bir bakış da ben olsaydım


Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım


“Bahira”dan süzülen bir yaş da ben olsaydım


Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım


Senin için görülen bir dün de ben olsaydım


Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım


Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım


Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım


Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım


Batılı yıkmak için, kuşandığın kılıcın


Kabzasında bir dirhem gümüş de ben oysaydım


O, yüce insan O, kutlu Resul O, sonsuzluk sınırındaki elçi insanlığın en güzeli idi O'nu bir kere gören göze, güzel beğendirmek imkansızlaşırdı O'nun nurunu seyreden gönüller “Cennet bahçesi”ne dönüşürdü


Bir güzel ki, en güzeli güzelin


Gönüller gelin!


Sonsuz gerçek; habercisi ezelin;


Kitaplar gelin!


Şarkı bizde, Şeytan!


Nağmeler gelin!


Ey karanlık! Gelmektedir ecelin;


Işıklar gelin! (Necip Fazıl)


İşte! Bu güzellikler ikliminin sultanı, benim efendim, erdiricim, kurtarıcım, müjdecim Resulullah'tır


Bu sevgi çağlayanı, cennetlerden akıp gelen bir sonsuzluk ırmağıdır Bütün aşıklar, bu ırmak gibi akarlar


Hak-i payine yetem der ömr'lerdir muttasıl,


Başını taştan taşa urup, gezer avare su


Dest-busi arzusiyle ger ölürsem dostlar,


Kuze eylen toprağım, sunun anınla yare su (Fuzuli)


Şair, Resulullah'ın sevgisi ve hasretiyle öylesine doludur ki, bir ömür, Resulullah'ın bastığı toprağa erişmek hasretiyle başını taştan taşa vurarak akan su gibi avaredir Yüce Resul'ün elini öpmek arzusu içinde iken ölürse, dostlarından rica ediyor ki, mezarının toprağından yapılmış bir toprak kase ile Efendimize su ikram etsinler O da mübarek elleriyle bu torak kaseyi tutsun ve içsin Böylece, Şairin toprağı, Efendimizin elini öpmüş olsun Hayal, hasret ve ifade müthiş Değil mi? İçimizde bu çapta “Aşk”ın oluşması dileğiyle Sevgiler, dostlar


MUSTAFA YAZGAN

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.