08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Sarıkamış&Quot;Kardelenler&Quot;
arıkamış"Kardelenler"[/url]
Rus Kafkas ordusu Kurmay Başkanvekili Dük Aleksandroviç Pietroviç, elindeki dürbünü gözlerinden çekemedi, bıraktı ve adeta bağırdı:
?Delirmiş bu Türkler, delirmiş  Böylesi açık hedef olunur mu? Türkler gibi asker yoktur, doğru ama bu ne acemilik, bu ne akılsızlık  Mevzilenmeye ihtiyaç duymadan, açık hedef olmuşlar 
Yıllardan 1914'tür, günlerden 23 Aralık Cuma? Bizim cepheden ateş açılmaz? Ruslar yürürler?
Binbaşı Mustafa Nihat, Enver ve Hafız Hakkı Paşa?lardan aldığı emrin akıl işi olmadığını bilir de, ağzını açmaz  Türk'ün askerlik namusu, itiraz kelimesini silmiş lügatinden? Sarıkamış'ı iki gece evvel işgal etmişiz Kolordumuz erimiş  Ve karşı saldırı sonucu çekilmişiz Mustafa Nihat Bey ve emrindeki 79 kahraman dört yüz metrelik mesafeyi sekiz saatte alırlar Hedefe vardıkları zaman artık 18 kişidirler Mevzilenmek isterler, nasip olmaz Olmamıştır herhalde ki gece yerini sabah ışıklarına terk ettiği zaman Rus Kurmay Başkanı Pietroviç şaşkınlık içinde önce ateş emri verir Sonra eline almıştır dürbününü Dünya tarihinin görmediği sahneye işte o zaman şahit olur
İlk sırada diz çökmüş beş kahraman Omuz çukurlarında yuvalanmış mavzerleri ile nişan almışlar Tetiğe asılmak üzereler Asılamamışlar Kaputa yakaları Allah'ın rahmetini o civan delikanlıların vücuduna akıtmak istercesine, semaya dikilmiş, kaskatı  Hele bıyıkları, hele bıyık ve sakalları  Her biri birer fütuhat oku misilli dimdik  Ve gözleri Dinmiş olmasına rağmen, kahredici tipinin bile örtüp gizleyip kapatamadığı gözleri? Hepsi açık Tabiata, başkumandana, karşıdaki düşmana ve kadere isyan eden, ama Allah'ına teslimiyetle bakan gözleri açık Vallahi açık, açık?
İkinci sırada bir manzara ki, hiçbir heykeltıraş benzerini çizmeye muvaffak olamamış Başları korkutucu katılıkta semaya dönük, bilekleri üzerinde kümelenen kar'a rağmen, güçlerini dile getiren, sağrılarındaki fişek sandıklarını debelenip yere atmağa tenezzül etmemiş iki katırın başındaki altı esatir güzeli Mehmet  Sandıkları bir avuçlamışlar ki, kâinatı biz o hırsla avuçlayıvermişizdir Öylesine kaskatı kesilmişler  
Ve sağ başta Binbaşı Mustafa Nihat  Ayakta Yarabbi bu bir ayakta duruştur ki, düşmanı da, kindarı da, melunu da Allah'a sığındıkları günkü çaresizlik içinde yere çökertiş velvelesi halinde  Belindeki fişekliklerinin o kurban olunası çıkıntılarını örtüp yok etmeğe, gece düşen tipi bile razı olmamış Boynundaki dürbünü sol eli ile kavramış, Havada kalmış kale sancağı gibi  Diğer eli, belli ki semaya kalkıp rahmet dilerken öylesine donmuş  Hayrettir, başı açık, Gür kara saçları beyaza bulanmış 
Halen Moskova'da Krasnaya Bulvarı'ndaki askeri Müzede bulunan Kurmay Başkanı Pietroviç'in karargâhına gönderdiği rapor, hıçkırıklı bir ağıt gibidir:
"Allahü Ekber dağlarındaki son Türk müfrezesini teslim alamadım Bizden çok evvel Allah?larına teslim olmuşlardı 24 Aralık 1914"
Ve şimdi sizler, bütün münasebetsizliklerimize rağmen, ancak onların varlıkları ile ayakta durabilen bu günkü dostlar? Ayağa kalkınız ayağa Vallahi kalkınız Tek beka şemsiyemiz olan bu ilahi bahçedeki kar çiçekleri önünde fatihalarla af dileyiniz
Kalkınız ayağa !
Alıntıdır
|
|
|