Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ebedîleşmenin, unutulmamanın, yolu

Unutulmamanın Ve Ebedîleşmenin Yolu

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Unutulmamanın Ve Ebedîleşmenin Yolu




Unutulmamanın ve Ebedîleşmenin Yolu





Cenâbı Hak, insanı yaratırken, dünyasını ma’mûr ve ukbâsını mes’ûd etsin diye, onu maddî ve mânevî pek çok duygulara sahip olarak yaratmıştır İşte bu duygulardan birisi de insanın ruhuna konulan ‘fanî ve geçici olmaya kesinlikle râzı olmama, diğer bir ifade ile ebediyete âşık olma ve ebediyeti arzulama’ duygusudur Bu duygu az veya çok herkesin ruhunda vardır

Niyâz-i Mısrî’nin bu hususla ilgili olarak çok güzel bir sözü vardır:

Dil bekâsı, hak fenâsı istedi mülk-ü tenim,

Bir devâsız derde düştüm âh ki Lokman bîhaber

Yani, gönlümüz bu dünyada sürekli olarak kalmak istiyor; ama Cenâbı Hak bizim bu fâni âlemden başka ve ebedî bir âleme gidici olduğumuzu hükme bağlamış ve şu kâinattaki sâbit hakîkatler de bizim burada geçici olduğu- muzu ve her hâlükârda bu dünyadan başka bir âleme gidece- ğimizi haykırıyor Bu ise öyle devâsız ve tedâvisi mümkün olmayan bir derttir ki, pek çok dertlere Allah’ın izniyle derman bulan ve onları tedavi eden Hz Lokman bile ölüm derdine çare bulmaktan habersizdir ve bu derde bir türlü çare bulamamıştır Çare bulsa idi başta kendisinin de müptelâ olduğu fâni olma derdine bir çare bulurdu Böylece başta kendisi ölmekten kurtulur ve bu dünyada sürekli olarak yaşayacağı sonsuz bir hayata kavuşurdu

Peki bu dünyadan er veya geç gidici olduğumuz kesin olan ve bu îtibarla da çaresiz ve acıklı bir durumda bulunan bizler, burada ebedî olarak kalmayı ve sürekli olarak hatırlanmayı isteyen gönlümüzü tatmin ve teskin etmek için ne yapmalı ve hangi çarelere baş vurmalıyız? Hem bu takdirde ebediyetten başkasıyla asla doyma bilmeyen yani ebediyete âşık olan içimizdeki bu duygunun dünya itibariyle veriliş hikmeti ne olsa gerektir?

Bunun elbette ki bir kısım hikmetleri vardır Çünkü Allah abes iş yapmaz İşte o hikmetlerden birisi şudur:

Bu duygu bize, şu dünyada kıyâmete kadar maddi varlığımızla yaşamamız mümkün olmasa bile, manevi olarak yaşamaya, yani geriye kalıcı eserler bırakmak suretiyle bunu sağlamaya ve arkadan gelenlerin zihinlerinde ve onların hayırlı dualarında yaşamaya çalışmamız için, ayrıca âhiret âleminde çok sıkıştığımız ve ihtiyaç duyduğumuz bir zamanda rahmet ve şefâatle hatırlanmanın ve ebediyen unutulmamanın ve o dehşetli günde elimizden tutulmasının bazı çarelerine baş vurmamız için ve böylece çok dikkatli ve verimli bir hayat yaşamamız için verilmiştir

İşte sürekli olarak hatırlanmanın ve asla unutulmama- nın yollarından üç tanesi şunlardır:

Birinci Yol: Yüce Allah’ı unutmamak ve O’nu her şeye tercih etmek

“Bakî olan Yüce Allah’ı unutmamak ve O’nu her şeye tercih etmek” demek, O’nunla olan irtibatı sürekli olarak canlı tutmak ve canlı bir şekilde devam ettirmek, doğrudan doğruya sadece O’nu dost edinmek, O’nun Yüce Rab’liğin- den ve hikmetli takdirlerinden râzı olmak ve nihâyet O’nun iltifat ve rızâsıyla yetinmek demektir


Bunun çarpıcı örneklerinden birisi hiç şüphesiz ki, Hz Râbia (ks)’dır

Nitekim Hz Râbia vâlidemiz, îman ve ihlâs, akıl ve fikir, aşk ve iştiyak dolu münâcâtında bakın ne diyor:

Allahım! Benim Seninle olan aram bozulmasın da, isterse bütün âlemle aram bozuk olsun Benim seninle olan irtibatım ve alâkam yerinde ve sağlam olduktan sonra, başka şeylere hiç mi hiç değer vermem

Allahım! Bana dünyada nasip ettiğin bütün nimetleri dünyayı çok seven kâfir kullarına ver Bana Cennet’te takdir edip ihsan edeceğin nimet ve lezzetleri de âsî olan mü’min kullarına ver Bana gelince, ben Sen’den sadece Senin Likâ ve Cemâl-i Kemâlinlemüşerrref olmayı (rü’yetini) talep ediyorum Bana da Cemâlinle müşerref olma nîmet ve lezzetini ihsan eyle

İşte îmân, işte gerçek âkıbeti gören akıl ve işte Yüce Mevlâ’ya karşı duyulan ve duyulması gereken aşk ve iştiyak

Bunun bir başka ve son derece düşündürücü ve ibret verici bir örneği de,Üstâd Bedîüzzaman Hazretleri’dir

Bakın, yıllar geçtikçe artan bir tempo ve coşan bir iştiyakla bugün bu Üstâd-ı A’zam’ın arkasından milyonlar koşuyor Milyonlarca insan onun eserlerini okumak suretiyle Allah’ın izniyle hidâyete eriyor, îmânını kuvvetlendiriyor ve istikâmetini koruyor Hattâ bunlar kendi hidâyet ve salâhatlarıyla yetinmeyip başkalarının da hidâyet ve salâhları için gayret gösteriyorlar Bu vesile ile de o yüce şahsiyet, her gün milyonların zihinlerinde yaşamış ve onların rahmet ve mağfiret dualarına nâil olmuş oluyor

Bu derece bir hatırlanmanın ve unutulmamanın elbette ki bir kısım hikmetleri ve nedenleri vardır İşte o hikmetlerin ve nedenlerin temelinde Üstad Hazretlerinin, Yüce Allah’a karşı sâhip olduğu kâmil îmânı, sağlam ma’rifeti, samimî muhabbeti, sarsılmaz sadâkati ve kuvvetli irtibatı vardır

Nitekim Üstad Hazretleri, tazarru ve niyazında Yüce Allah’a karşı sahip olduğu îmânını, marifetini, muhabbetini, sadakatini ve irtibatını şöyle dile getiriyor:

“Yâ ilâhî! Değil mi ki Sen benim Rabbim, Yaratıcım ve İlâhımsın; ben de senin kulun, mahlûkun ve masnû’unum İşin gerçek yüzü bu olduktan ve ben de bu düşüncede bulunduktan sonra, her iki hayatı da kaybetsem ve bütün kâinât düşman vaziyetini alıp bana hücuma kalkışsalar, buna zerre kadar ehemmiyet vermem ve onların düşmanlıklarını ve hücumlarını asla önemsemem(Menevî-i Nûriye,121)

İşte bu gibi şahsiyetler Allah’ı hiç unutmadıklarından ve O’nunla irtibatlarını kuvvetli ve sürekli tuttuklarından dolayıdır ki, Allah da onları unutturmuyor Ve arkalarından birlerce insanın kalbi ve duâsı onlarla birlikte oluyor

Evet Yüce Allah’ın gerçek dostları olup O’nu gereği gibi tanıyanlar, her iki cihanda da asla unutulmazlar; dolayısıyla da onlar hiçbir zaman strese girmez ve asla mutsuz olmazlar

* * *

İkinci Yol: İlklerden olmak ve ilk saflarda yerini almak

İlklerden olmak demek, şartların çok zor olduğu ve imkanların son derece kıt olduğu ilk dönemlerde İslâm dinine gönülden sahip çıkmak ve her türlü tehlikeye göğsünü siper etmek demektir İşte böyle olan kimseler de hiçbir zaman unutulmamışlar ve unutulmayacaklardır

İşte, çarpıcı ve çarpıcı olduğu kadar da düşündürücü olan bazı örnekler:

Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem, ilk vahyin gelişinden sonra heyecan içinde hemen evine döndü Hz Hatice vâlidemiz Onu sevinçle karşıladı Fakat Onun, o zamana kadar hiç görmediği derecede nurlanmış olan yüzünü görünce gözlerini bir müddet Onun mübarek yüzünden ayıramadı Bu esnâda sevgili Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem’den etrafa gayet güzel ve son derece hoş bir koku yayılıyordu Bunun üzerine Hz Hatice vâlidemiz, Peygamber Efendimiz’in mübârek alnından öptü ve ona gayet tatlı bir şekilde şöyle dedi:

“Anam babam sana fedâ olsun Ben Senin yüzünde şimdiye kadar görmediğim bir nur görüyor ve şimdiye kadar hissetmediğim ve duymadığım bir koku alıyorum”

Peygamber Efendimiz başından geçenleri, gördüklerini ve duyduklarını anlattı ve bundan çok heyecanlandığını ve korktuğunu söyledi Bunun üzerine yüce bir rûha, derin bir basîrete ve yüksek bir anlayışa sahip olan Hz Hatice vâlidemiz Onu şöyle teselli etti:

“Ey amca oğlu! Böyle konuşma Senin korku ve endişe duymana hiçbir sebep yok Hem Sen sakın üzülme Ben Allah’a yemin ederim ki, O senin gibi bir kulunu hiçbir zaman utandırmaz Çünkü Sen sözün doğrusunu söylersin Emânete riâyet edersin Akrabalarına yakın alâka gösterirsin Komşularına nazik ve şefkatli davranırsın Fakirlere yardım elini uzatırsın Evinin kapılarını gariplere açar, onları misafir edersin Uğradıkları felâket ve musibetlerde halka sürekli olarak yardım edersin Ey amcamın oğlu! Sebât et Vallahi ben Senin, bu ümmetin Peygamberi olacağını ümit ederim(Müslim, îmân, 252)

Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem sallallahü aleyhi ve sellem, ciddi bir şekilde sükûnete erdi ve rahatladı

Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem, kendisine gelen melekten bahsedip de ilk defa kendisinin Allah’ın Elçisi olduğunu bildirdiğinde en yakın arkadaşı ve biricik teselli kaynağı olan Hz Hatice vâlidemiz, hiç tereddüt etmeden Onun peygamberliğini tasdik edip kabul etti ve Onu en ağır şartlarda bile yalnız bırakmayıp maddî manevî her şeyi ile Ona sahip çıktı

İşte bundan dolayıdır ki Hz Hatice vâlidemiz, Allah ve Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem katında unutulmadığı gibi, insanlar ve melekler nazarında unutulmadı O derece ki, henüz hayatta iken Cennetle müjdelenmişti Vefatından sonra da Rasûl-i Ekrem sallallahü aleyhi ve sellem onu sık sık anıyor ve onun hatırına onun arkadaşlarına ikramda bulunuyordu (Buhârî, Menâkıbü’l-Ensâr, 20)

Öyle ki, bir gün yanına gelen bir kadına üstündeki mübarek cübbesini çıkarıp minder olarak onun altına atıyor ve sırf Hz Hatice Vâlidemizin arkadaşı olduğu için ona iltifatta bulunuyordu

Bir gün Hz Âişe Vâlidemiz, bir vesile ile Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem’e, Hz Hatice’yi bu derece unutmamasının sebebini ve hikmetini sorduğunda, ona şöyle mukâbelede bulundu:

“Hayır, Allah ondan daha hayırlısını bana vermedi Çünkü herkesin küfür içersinde olduğu bir zamanda, o bana îmân etti Herkesin beni yalanladığı bir zamanda, o beni tasdik etti Herkesin her şeyi benden esirgediği bir zamanda, o beni malına ortak etti Ve Allah ondan bana çocuklar ihsan etti(Müslim, fezâilü‘s-Sahâbe, 73)

Rasûl-i Ekrem sallallahü aleyhi ve sellem, kadınlar arasında Hz Hatice’nin mevkiini bildirme sadedinde bir defasında şöyle buyurmuşlardı:

“Cennet kadınlarının en hayırlısı, Hatice, Fâtıma, Meryem ve Âsiye’dir(Müslim, fezâilü’s-Sahâbe: 70)

Hâsılı, ilk saflarda ve kritik anlarda sahip çıkanlar, unutulmuyorlar ve böyle olanlar asla unutulmazlar

* * *

Üçüncü yol: Kritik anlarda ve zor şartlar altında İslâm dâvâsına sahip çıkmak

Kritik anlarda ve zor şartlar altında İslâm dâvâsına sahip çıkmak demek, hiç kimsenin sahip çıkmadığı, tam aksine herkesin bir kenara çekilip kendi işiyle meşgul olduğu ve kendi başının çaresine baktığı bir zamanda, ‘her şeye rağmen’ deyip İslâm’a sahip çıkması ve en az kendisinin ve en yakınlarının haysiyet ve şerefini düşündüğü kadar İslâm’ın şeref ve haysiyetini düşünmesi demektir

Meselâ: Ebû Tâlib unutulmuyor ve sürekli olarak hatırlanıyordu Şöyle ki:

Hz Ali’nin babası olan Ebû Tâlib, Hz Muhammed sallallahü aleyhi ve sellem’e daha küçük yaşlarından itibaren gereği gibi sahip çıkmış, Onu kendi çocuklarından bile daha fazla sevmiş, hattâ bir defasında Hz Ali’ye öğüt verirken, “Bak evlâdım! Muhammed sana ne derse desin, ona mutlaka itâat etmelisinuyarısında bulunmuş, Hz Ali’nin kendisin-den habersiz olarak Müslüman olduğunu öğrenince ona kızmak yerine bunu onayladığını ve buna çok sevindiğini söylemiş ve nihâyet Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem’in gerek şahsının gerekse Ona inanan ilk Müslümanların korunması hususunda çok emeği geçmiş olan birisidir

İşte Ebû Tâlib’in Rasûl-i Ekrem sallallahü aleyhi ve sellem’e küçük yaşlarından itibaren sahip çıkmasına ve Müslümanlara kol ve kanat germesine karşılık olarak, Rasûl-i Ekrem sallallahü aleyhi ve sellem de Hz Ali’yi küçüklüğün- den itibaren himâyesine alıyor ve ona göz kulak oluyordu Hatta bir zaman geliyor ki, gözünün nûru ve kalbinin meyvesi olan kerîmeleri Hz Fâtıma vâlidemizi onunla evlendiriyor ve böylece yeryüzünün en şerefli, en temiz ve en asil neslinin onun vâsıtasıyla devamına zemin hazırlamış oluyordu

İşte tarihten asla silinemez bir sayfa, işte vefâ ve işte unutulmamanın sırrı
Hâsılı, Yüce Allah’a ve O’nun Şerefli Elçisi olan Hz Muhammed sallallahü aleyhi ve sellem’e özellikle de ağır şartlarda, zor anlarda ve kritik zamanlarda sahip çıkanlar, hiçbir zaman unutulmamışlardır ve asla unutulmayacaklardır

Vehbi Yıldız



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.