|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
garantide, geleceğini, görmesin, kimse, ümidini |
![]() |
Kimse Geleceğini Garantide Görmesin, Ama Ümidini D |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kimse Geleceğini Garantide Görmesin, Ama Ümidini DYazımıza başlık olarak aldığımız cümle ile temel ölçümüzü takdim etmiş olduk ![]() ![]() Tıpkı vahiy katibi Abdullah bin Saad'ın yaşadığı müthiş iniş çıkışlarından sonra koyduğu son nokta da olduğu gibi ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Saad, Mekke'de müşriklerden biri iken yaptığı vicdan muhasebesi sonunda İslam'a girmiş, hatta bu uğurda hicreti bile göze alarak Medine'ye de göçüp vahiy katipleri arasına girme saadetine bile erişmişti ![]() ![]() ![]() ![]() Diyeceksiniz ki, 'Vahiy katibi olmuş, bu işin önü sonu olur mu?' Elbette olur ![]() ![]() ![]() ![]() 'Hayırlı işlerin çok muzır manileri olur ![]() ![]() ![]() ![]() - Vahiy katipliğini bir yana bırakır, geldiği Mekke'ye gerisin geriye döner ![]() ![]() ![]() Keşke sadece şirke dönmekle iktifa etse de başkaca iddialarda bulunmasaydı ![]() - Ben gelen vahyi yazarken kendimden de sözler yazardım ![]() ![]() ![]() Vahye şüphe düşürecek böylesine ağır sözlerinden dolayıdır ki, Efendimiz (sas), Mekke'nin fethinde, Kâbe'nin örtüsü altına sığınsa bile Abdullah bin Saad'ın cezalandırılmasını emretti ![]() Bu emirden sonra aklı başına gelen Abdullah, yaptığının ne büyük bir yanlış olduğunun farkına varıp düşünmeye başladı ![]() ![]() Abdullah vahiy katipliği yaptığı sıralarda yakından tanıdığı Rasûlullah'ın, (sas) merhamet ve şefkatini biliyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Önce müşrik iken mü'min olan, vahiy katipliğine kadar da yükselen, ondan sonra da tekrar irtidad edip bir sürü yalanlar uydurarak vahye şüphe düşürmeye yönelen, şimdi de yeniden tövbe edip bağışlanmasını dileyen Abdullah'ı dinleyen Efendimiz (sas) Hazretleri, onu reddetmeyip affetti ![]() ![]() ![]() Baştan dedik ya, 'kimse hatasının büyüklüğüne bakıp da ümidini kesmesin, artık benden adam olmaz demesin ![]() ![]() ![]() ![]() Bundan sonra İslâm için yapılan bütün savaşlarda hem de en önlerde yer alan Abdullah, benim günahım büyük, öyle ise İslam'a hizmetim de büyük olmalıdır, diye sızlanıyor, dilinden düşürmediği duasında ise hep şöyle dilekte bulunuyordu: - Rabb'im, beni namaz dışında iken huzuruna çağırma, hem de vakitlerin en eşrefi olan sabah namazında iken gönder meleğini, en makbul ibadetin içinde iken alsın beden emanetini? Böylesine büyük hatadan sonra kabul oldu mu dersiniz duası? Dedik ya, 'Kimse günahının büyüklüğüne bakmasın, dönüşündeki samimiyetine nazar etsin' diye ![]() ![]() ![]() ![]() Müslümanlar arasında çıkan fitnelerden hiçbir tarafa karışmadan Mısır'ın Askalan şehrinde inzivaya çekilerek kendini ibadete veren Abdullah, bir sabah namazının sonunda tahiyyata oturdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Demek ki insan ne kadar büyük hata da yapsa dönüş yolu hep açıktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() AHMED ŞAHİN |
![]() |
![]() |
|