08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Doğal Afetler Ve 17 Ağustos Depremi
وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ بِشَيْءٍ مِنَ الْخَوْفِ وَالْجُوعِ وَنَقْصٍ مِنَ الْأَمْوَالِ وَالْأَنْفُسِ وَالثَّمَرَاتِ وَبَشِّرِ الصَّابِرِينَ
DOĞAL AFETLER VE 17 AĞUSTOS DEPREMİ
Muhterem Müslümanlar!
Kainat hassas bir denge, mükemmel bir ahenk ve şaşmaz bir nizam içinde yaratılmıştır Kainatta meydana gelen her şey, Yüce Allah'ın koyduğu kanun ve kurallar çerçevesinde cereyan etmektedir
Cenabı Hak, biz kullarını çeşitli şekillerde imtihana tabi tutmaktadır Kur'an-ı Kerim'de "Andolsun ki; sizi korku, açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme gibi şeylerle imtihan ederiz (Ey Muhammed) Sabredenleri müjdele!"[ 1] buyrulmaktadır
17 Ağustos 1999 gecesi saat 03:02’de Türkiye’nin kuzey batısında, marmara bölgesinde 7 4 şiddetinde bir deprem oldu Deprem Türkiye’nin yarısında hissedildi Depremin merkez üssü Kocaeli ilinin Gölcük ilçesi idi
Depremde takriben 18 000 ’e yakın insan öldü ve bir o kadar insan da yaralandı On binlerce ev yerle bir oldu Birçok önemli sanayi tesisleri ve fabrikalar hasar gördü Yollar tahrip oldu Bu deprem vuku bulduğu yer itibarı ile bütün Türkiye’yi her açıdan etkiledi Çünkü Türkiye ekonomisinin can damarı bu bölge idi Dolayısıyla depremin olumsuz etkisi o bölgede değil tüm ülkede hissedildi Milyarlarca liralık maddi hasar meydana geldi
Değerli Mü'minler!
Ülkemiz; sel, deprem, çığ ve orman yangınları gibi felaketlerin sıkça yaşandığı bir bölge konumundadır Son zamanlarda, dünyada meydana gelen deprem, tayfun, kasırga ve su baskınları; halkımızın nasıl bir tehlike altında olduğunu göstermektedir
Nerede ve ne zaman olacağını tam olarak bilemediğimiz afetlere karşı, daima hazırlıklı ve uyanık olmalıyız
Her bölgenin durumuna göre; bilimsel ve teknolojik verilerden faydalanmak suretiyle, gerekli tedbirleri almak durumundayız Bu hususta yapılan uyarıların dikkate alınması, denetim ve kontrol görevinin titizlikle yerine getirilmesi gerekir Aksi takdirde felaket ve musibetlere maruz kalmamız kaçınılmaz olur
Yüce Allah, Kur'an-ı Kerim'de mealen şöyle buyurmaktadır: "İnsanların bizzat kendi işledikleri yüzünden, karada ve denizde fesat çıktı Allah da, (tuttukları kötü yoldan) dönmeleri için yaptıklarının bir kısmını kendilerine böylece tattırır " [2] "Başınıza gelen herhangi bir musibet, ellerinizle işlediklerinizden ötürüdür O, yine de çoğunu affeder "[ 3]
Bir gün Hz Ömer, tehlike arz eden bir yere gitmekten vazgeçmişti Kendisine Allah'ın kaderinden mi kaçıyorsunuz? diye sorulduğunda; "Evet, Allah'ın kaderinden yine Allah'ın kaderine kaçıyoruz"[4] demişlerdi
Muhterem Mü'minler!
Yaptığımız yanlışlıklarla kendimizi tehlikeye atmamalıyız En akıllı davranış tedbirli olmaktır Her hususta gerekli tedbirleri alıp, bütün imkanları en iyi şekilde değerlendirmeliyiz
Yüce Rabbimizden dileğimiz, vatanımıza ve milletimize böyle acıları bir daha yaşatmasın
HAZIRLAYANIN ADI: Yılmaz ARI
ÜNVANI : Vaiz
GÖREV YERİ : Samsat İlçe Müftülüğü
Adıyaman İl Müftülüğünün 13 08 2010 tarihli hutbesidir
(1) Bakara/155
(2) Rum/41
(3) Şura/30
(4) Buhari Tıb 30,Müslüm Selam 98
|
|
|