Prof. Dr. Sinsi
|
Peygamberlerin, İnsanların Seçkinleri Oluşu
Peygamberlerin, İnsanların Seçkinleri Oluşu
Şanı Yüce Allah; mükemmelliğe örnek olabilecek, üstünlüğe ad olabilecek, Nur ile îşık meşalesini yüklenebilecek ve geçip gitmekte olan zamana ve asırlara damgasını vurabilecek ve insanlık medeniyeti içerisinde yer alanları yönetebilecek olanları insanlık alemi içerisinde bulunan yarattıkları arasından bir topluluğu Peygamber olarak seçmiştir Yüce Allah, hikmeti gereği onları, insanlığa bir hidayet yani rehber ve düzelticiler yani ıslahatçılar olmaları itibariyle peygamberliğe seçmiş, zatıyla onları kötülüklerden korumuş, en güzel bir şekilde arıtarak yetiştirmiş, vasıfların en güzeliyle onları şereflendirmiş ve onları, din ile dünya önderleri yapmıştır Nitekim Yüce Allah bu konuyla ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:
"Onları (Peygamberleri), buyruğumuz altında insanlara doğru yolu gösteren önderler kıldık ve onlara; iyi şeyler yapmalarını, namaz kılmalarım, zekat vermelerini vahyettik Onlar, Biz e kulluk eden kimselerdir [35]
İşte bu nebiler ve resuller, Allah'ın kullan arasından seçilmiş seçkin kimselerdir Allah, onları; Peygamberlikle şereflendirmiş, onlara hikmeti vermiş, doğru olanı bulabilmeleri için de onlara akü gücü vermiştir Ayrıca yüce Allah, onları; kendisi ile yarattıkları arasında arabulucular olmaları, Allah'ın emirlerini ve yasaklanın insanlara tebliğ; etmeleri, Allah'ın gazabından ve azabından insanları sakındırmaları ve dünya ile Ahirette bulunan mutluluğa erişebilmelerini sağlayabilmek suretiyle insanları irşat etmeleri için seçmiştir 
Dolayısıyla Peygamberler, yaratıkların en hayırlıları ve insanlığın en seçkinleridir  İşte onlar için olan bu ikram, Peygamberliktir Ancak bu ikram, özel ilahi bir üstünlük ile Rabbani bir hikmet sebebiyle olup insanlardan hiçbirisinin nefsi arzularını terk edip ibadete dalarak ruhunu yüceltme veya itaat ile ibadette gayret etmekle Peygamberlik mertebesine nail olması mümkün değildir Çünkü Peygamberlik çalışmakla elde edilemez ve daha önce de belirttiğimiz gibi, hayr ile itaat işlemek suretiyle gayret etmek ve ısrarlı olmakla da meydana gelmez Peygamberlik ancak Allah'tan, kuluna verilmiş bir hediye ve Allah'ın seçmesi ve tercih etmesiyle olur Yüce Allah, bu konuda şöyle buyurmaktadır:
"Allah, risalet (elçilik) görevini nereye vereceğini çok iyi bilendir"[36]
Peygamberler Arasında Üstünlük:
Peygamberler; üstünlük, yer ve makam yönünden aynı derece olmayıp aksine bazıları, bazılarından daha üstündür Çünkü Yüce Allah onlara çeşitli dereceler vermiştir Bu konu da Yüce Allah, Kur'ânı Kerîm'inde şöyle buyurmaktadır:
"Biz, bu Peygamberlerden bazısını, bazısına üstün kıldik "[37]
Yine Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:
"Doğrusu Biz, Peygamberlerden bazısını bazısına üstün kıldık Davud'a da Zebur'u verdik "[38]
Ayeti kerimelerde üstünlüklerinden bahsedilenler, Kur'ânı Kerîm'in "Ulu'1azm" diye isimlendirdiği Resullerdir Ulu'lazm olan bu Peygamberler, Peygamberlerin ileri gelenlerinden ve büyükler indendir Yüce Allah, Kur'ânı Kerîm'in çeşitli yerlerinde onları, güzel övgülerle zikretmiş ve Resulü Hz Muhammed (s a v) 'e de; Müşriklerle olan mücadelesinde onların mücadelesi gibi mücadele etme ve sabır konusunda da onlara uyma konusunda şöyle buyurmaktadır:
"(Ey Muhammedi) Peygamberlerden Ulu'lazm (azim sahibi) olanların sabrettiği gibi, sen de sabret Onlar için acele, etme "'[39]
Ayette kendilerinden bahsedilen Peygamberler, "Ulu'lazm"Peygamberler" diye isimlendirilmişlerdir Çünkü onların büyükleri, güçlü, kuvvetli olmaları yönünden olup maruz kaldıkları musibetler ise, şiddetli ve kavimleriyle olan mücadeleleri de zor ve acılarla doluydu Bundan dolayı Ulu'lazm Peygamberler, uzun zamanlar sıkıntılara, zorluklara ve yalanlamalara karşı sabretmiş ve bu Peygamberlerin hayatları boyunca peşi sıra sayısız nesiller ve milletler gelip geçmiştir Çünkü bu Peygamberler, uzun bir ömür sürmüşlerdir Fakat hayatlarının tamamı,mihnetlerle ve zorluklarla geçmiştir Örneğin; Hz Nûh (a s) gibi  O da, kavmi içerisinde bin seneye yakın bir zaman kalmış, fakat onunla birlikte iman edenlerin sayısı çok az olmuştur Bu konuda Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"Doğrusu Biz, Nûh 'u kavmine gönderdik (Bunun üzerine O) kavminin içerisinde elli yılı müstesna olmak üzere bin yıl kaldı Sonunda onlar zulme devam edip dururken kendilerini tufan yakalayıverdi [40]
Yine Yüce Allah, Hz Nûh ile birlikte iman eden kimseler hakkında ise şöyle buyurmaktadır:
"Onunla birlikte iman eden kimseler çok azdı "[41]
Bu Ulu'lazm Peygamberlerinden bazısına da, üzüntüler ve zorluklar gelmiş; kavminden, kendisinin ateşte yakılmasına dair hüküm vermeleri gibi korkunç musibetler ve belalar ile karşılaşan da olmuştur Örneğin; Hz İbrâhîm Halilurrahman (a s) gibi  Onun, Allah'ın davasını tebliğ etme yolunda karşılaşmış olduğu musibeti ise, ateşte yakılmak olmuştur Fakat Şanı Yüce Allah, ateşe; Hz İbrâhîm için serin ve zararsız olmasını emrederek ateşin alevinden onu kurtarmıştır Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:
"Bizde: 'Ey Ateş! İbrahim 'e karşı serin ve zararsız ol ' dedik Onlar O'na hile kurmak istemişlerdi, ama Biz onları en büyük hüsrana uğrattık "[42]
Hz Mûsâ, Hz İsâ ve Hz Muhammed Allah'ın salât ve selâmı onların üzerine olsun gibi geriye kalan Ulu'lazm Peygamberlerinin hayatları da, öncekilerden az veya çok aynı şekilde hepside her türlü eziyete uğramışlar, yurtlarından ve evlerinden kovulmuşlar İşkencelere ve zulümlere maruz kalmışlar, bununla beraber her türlü eziyetlere ve sıkıntılara katlanmışlar, belalara ve zorluklara karşı Allah'ın zaferinin yakınlığına olan imanlarından dolayı sabretmişlerdir Şanı Yüce olan Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:
"(Peygamberler) Allah yolunda başlarına gelen (belalardan) dolayı ne gevşeklik; ne zayıflık ve ne de düşmana boyun eğdiler Allah sabredenleri sever "[43]
Ulu'lazm Peygamberleri, Peygamberlerin ileri gelenlerinden ve büyüklerinden olmaları itibariyle, insanlığı kurtuluşa ve şirk ile sapıklığın pençesinden kurtarıp tevhid ve iman nuruna ulaştırma yolundaki "Tevhid sancağını" yüklenmelerine müstahak olmalarının sebebi işte budur [44]
[35] Enbiyâ: 21/73
[36] Enam: 6/124 35
Muhammed Ali Sâbûnî, Peygamberler Tarihî, Ahsen Yayınları: 2829
[37] Bakara: 2/253 37
[38] İsrâ : 17/55
[39] Ahkâf: 46/35
[40] Ankehut: 29/144
[41] Hûcl: H/40
[42] enbiyâ: 21/6970
[43] Ali İmrân: 3/146
[44] Muhammed Ali Sâbûnî, Peygamberler Tarihî, Ahsen Yayınları: 2931
|