Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
askerlerinin, firavun, helâk, ile, olması

Firavun İle Askerlerinin Helak Olması:

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Firavun İle Askerlerinin Helak Olması:




Firavun ile Askerlerinin Helak Olması:


Firavun; küfrünü, inadını, Allah'ın peygamberi ve Allah'ın kendisiyle konuştuğu Hz Mûsâ (as)'a karşı muhalefetini sonuna kadar sürdürdü Hz Mûsâ (as)'m, çeşitli azap ve mucizelerle Firavunu korkutması ve uyarması da ona bir fayda sağlamadı Üstelik Firavun, Hz Mûsâ (as)'a, İsrail oğullarının kendisi ile birlikte gitmesine izin vereceğine dair vermiş olduğu sözde de durmadı


Bundan dolayı Yüce Allah, Hz Mûsâ (as)'a; İsrailoğulları ile birlikte gece yarısı Mısır ülkesinden çıkıp Filistin ülkesine gitmesini emretti Bunun üzerine Hz Mûsâ (as) ve onunla birlikte bulunan İsrailoğulları hazırlandılar


Rivayete göre; İsrail oğullarının, çocukları dışındaki sayısı 600000'den fazlaydı Hz Mûsâ (as), İsrailoğulları ile birlikte geceleyin Mısır'dan çıkıp Kızıldeniz yönünde bulunan Süveyş kanalına doğru yürüyüşe geçti Firavun ve onun askerlerine de yakalanmamak için yürüyüşlerini çabuklaştırarak hızlı hızlı yürümeye başladılar


Firavun ertesi gün olduğunda, Hz Mûsâ (as)'ı ve İsrail oğullarını şehirde göremeyince, onların, ülkeden çekip gitmiş olduklarını anladı Firavun neye uğradığını şaşırmış bir vaziyette hemen bütün ordusunu hazırladı


Bir rivayete göre; Firavunun süvarileri 100000 kişiydi Askerlerinin toplam sayısı ise 1600000'den fazlaydı[76]


Firavun, onların Mısır'dan ayrılışlarının ikinci gününün sabahında askerleri ile birlikte onlara ulaştı Bu sırada iki topluluk birbirini gördü İsrail oğulları sayı bakımından zayıf oldukları için tehlikeyi hissedip helak olacaklarım zannettiler Çünkü önlerinde deniz, arkalarında ise düşmanları durmaktaydı Kendileri ile Ölüm arasında sadece birkaç saat veya bir an kalmıştı Bu durumda Allah'a tevekkül etmeleri gerekirken bağırma ve sızlanma şeklinde kargaşa çıkartarak:


- "Ey Mûsâ! Doğrusu biz, (düşmanlar tarafından erişilip) yakalanacağız" dediler


Bunun üzerine Hz Mûsâ (as), onların belirginleşmiş korkularım sakinleştirdi Onlardan korkuyu gidermek içinde asasını kaldırıp denize vurdu Deniz, Allah'ın kudreti sayesinde yarıldı İsrail oğullarının boylan sayısınca 12 kuru yol meydana geldi Mucize olarak bu 12 yol arasında deniz suları yüksek bir dağ gibi hareketsiz kaldı Hz Mûsâ (as) ve onunla birlikte bulunan İsrail oğulları, görenlerin akıllarını hayrete düşürecek şekilde bu büyük mucizeyi gördükten sonra Firavun ve askerlerinden kurtulacaklarına dair müjdelenmiş olarak koşar adımlarla -yürüdükleri yer, Allah tarafından kurutulduğundan ötürü- denizin zemininden yürüyüp gittiler


Nihayet İsrailoğulları, denizi sapasağlam geçip en sonda gelenlerle birlikte tamamen denizden çıktıklarında, Firavun, ordusunun başında Öncü komutanı olarak Hz Mûsâ (as) ve Israiloğullarını denizde yetişip yakalamak için onların arkasından denizin kıyısına geldi Tam bu sırada Hz Mûsâ (as), denizi, Firavun ve askerlerinin giremeyeceği yani kendileri ile onlar arasında denizin bir engel teşkil edeceği bir şekle döndürmek için asasıyla denize tekrar vurmayı istedi Fakat Allah, Hz Mûsâ (as)'a denizi terk ettiği hal üzere bırakmasını emretti Çünkü Allah, onların denizde boğulmasını istiyordu Şöyle ki: "(Ey Mûsâ!) Denizi (yarıp kavmini geçirdikten sonra onu terk ettiğin hal üzere) açık olarak bırak Çünkü onlar, boğulacak bir ordudur" (Duhân: 44/24) ayette geçen "denizi açık olarak" ifadesinden maksat, denizi kendi halinde sakin olarak "bırak" demektir


Firavun, denizin kıyısına geldiğinde denizde yollar açıldığını, o dehşetli ve hayret verici bu manzarayı kendi gözleriyle gördü Bunun, Yüce Allah'ın bir eseri olduğunu iyice anladı Bundan dolayı da ürperdi ve denizin içine doğru ilerleyip girmekten korktu İsrail oğullarını takibe çıktığına bin pişman oldu Ama pişmanlığı, kendisine bir fayda sağlamadı Askerlerine karşı sağlam ve cesur görünmek zorunda kaldı Saldırgan ve güçlü rollere girdi Ahlaksız ve inkarcı karakteri, küçümseyip itaati altına aldığı batıl davasının peşinden koşturduğu askerlerine:


- "Görmüyor musunuz, deniz, benden ve benim heybetimden korktuğundan dolayı benim için nasıl da açılıp yol oldu Bana itaat etmekten ve tapmaktan vazgeçip kaçan kölelerime mutlaka yetişeceğim Onları yakalayıp ülkeme (kahredilmiş ve kovulmuş olarak) geri götüreceğim" dedi


Firavun böyle söylerken de içinden, denizden kurtulmanın bir yolunu bulmayı istiyordu Bundan dolayı da kendisi arkada kalıp askerlerine, önünde durmakta olan denizi küçümseyerek cesaretlendirip onları denize doğru yürütmeyi düşünüyordu Ama ne gezer! Artık vakit geçmişti ve ecel saati gelip çatmıştı


Firavun, bir ileri bir geri gidiyor ve askerlerini denize girmek için teşvik ediyordu Kendisi ise denize girmekten kaçmıyordu


Tam bu sırada Cebrail dişi kısrak at üzerinde oraya gelip Firavunun erkek atının önüne geçerek atını ileri doğru sürmeye başlayınca Firavunun atı da» Cebrail'in dişi kısrak atının peşine düştü Cebrail hemen kısrağını süratlendirerek açık durumda olan deniz yollarından biline girdi Firavunun atı da koşarak denizdeki yola girdi Firavun artık bir şey yapacak durumda değildi Zira askerleri de onun denize girdiğini görünce onun peşi sıra hızla açık durumda olan deniz yollarına girdiler Artık hepsi denize girmişlerdi İlk başta açılan deniz yollarına girenler, karşı kıyıya çıkmak üzereyken Yüce Allah, Hz Mûsâ (as)'a denizin eski haline dönmesi için asasıyla denize vurmasını emretti Hz Mûsâ (as)'da asasıyla denize vurduğunda denizin büyük dağlar gibi havaya kalkmış bulunan dalgaları eski haline geri döndü İsrail oğulları dışında Firavun ve askerlerinden hiçbir kimse kurtulamadı Zira deniz, Firavun ve askerlerini içine çekip boğmuştu


Nitekim Yüce Allah, Şuarâ Sûresinde bu olayı şöyle anlatmaktadır:


"Derken (Firavun ve askerleri onların Mısır'dan ayrılışlarının ikinci günü) güneşin doğduğu vakitte (onların denize girdikleri sırada) onların ardına düşüp yetiştiler İki topluluk birbirini görünce, Musa'nın arkadaşları, (Musa'ya): Eyvah! (Düşmanlarımız tarafından) yakalanacağız' dediler Mûsâ ise (Allah'ın kendisine vermiş olduğu vaadin güveni ile: 'Düşmanlarınız) asla (size yetişemeyeceklerdir!) Muhakkak ki Rabbim (onların bize yetişip zarar vermelerine fırsat vermeyecek şekilde) benimdir ve bana dosdoğru yolu gösterecektir' dedi Bunun üzerine Mûsâ 'ya: 'Asanı (önünde bulunan) denize vur' diye vahyettik O denizde hemen (İsrail oğullarının boyları sayısınca 12 yola) yarıldı ve (denizden ayrılan) her bir parça büyük bir dağ gibi (lıavaya kalkmış dalgalar) oldu Sonrada diğerlerini (Firavun ve askerlerini açık olan) deniz (yollarına doğru) yaklaştırdık Mûsâ 'yi ve beraberindekileri topluca (denizden çıkartmak suretiyle denizde boğulmaktan) kurlardık


Daha sonra ise diğerle/ini (Firavun ve askerlerini, açık olan denizyollarına girdiklerinde hepsini) suda boğduk (Ve onlardan hiçbir kimse kurtulamadı)"[77]


Deniz, Firavun ve askerlerinin üzerine kapanınca onlardan hiçbir kimse kurtulamayıp hepsi boğuldu Firavuna gelince ise o, denizin dalgaları arasında boğulma ve ölümün yaklaştığı bir sırada Allah'a iman ettiğini ve O'na teslim olduğunu söyledi


Nitekim Yüce Allah, Firavunun bu durumunu şöyle anlatmaktadır:


"Nihayet Firavun, boğulacağı anda: 'israil oğullarının iman ettiği ilahtan başka ilah olmadığına inandım Artık bende Müslümanlardanım' dedi (Başın sıkıştığından dolayı, daha önce değil de) şimdi mi inandın? Halbuki daha önce (Allah 'a) başkaldırmıştım Üstelik (hem kendini ve hem de başkalarım dosdoğru yoldan saptırdığın, İsrail oğullarına zulmettiğinden dolayı) bozgunculuk edenlerdendin"[78]


Fakat Firavunun, dalgalar arasındayken yapmış olduğu imam ve günahlarından tövbe etmesi kendisine hiçbir fayda sağlamadı Üstelik denizin dalgalan içinde askerleriyle birlikte helak oldu [79]







[76] Bu rivayeti; îbn Kesîr, "el-Bİdâye ve:n-Nİhâye, 1/253'te kaydetmiştir


[77] Şuara: 26/60-66


[78] Yûnus: 10/90-91 (Benzeri ayetler için bkz: A'râf:7/136, İsrâ:17/103; Tâhâ: 20/78, Şuarâ: 26/66; Kasas: 28/40; Duhân: 44/24) (ç)


[79] Muhammed Ali Sâbûnî, Peygamberler Tarihî, Ahsen Yayınları: 428-432

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.