Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
baskıya, gönenliden, karşı, vefat, yıldönümünde

20. Vefat Yıldönümünde Gönenli'den Baskıya Karşı

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

20. Vefat Yıldönümünde Gönenli'den Baskıya Karşı







20 vefat yıldönümünde Gönenli'den baskıya karşı tarihî bir hatıra


1950-60 yılları arasında İstanbul'daki cami odalarında öğrencisi olduğum Gönenli Hocamızın 3 Ocak 1991'de 88 yaşında vefatından bugüne tam 20 yıl geçmiştir


Yapılan baskılara rağmen Kur'an öğrencisi yetiştirmekten asla geri durmayan hocamızın bir baskı ve kucaklaşma hatırasını tatlı bir örnek olarak sunmak istiyorum bugün sizlere


İstanbul'un ileri gelen hayırseverlerinden merhum Ali Rıza Cansu, hayatı boyunca unutamadığı bu tarihi olayı şöyle anlatır:


- Eyyup Sabri Hayırlıoğlu, 1951'de Diyanet İşleri Başkanlığı'na getirilişinden bir süre sonra bir gün telefonla arayarak bir teftiş için geleceği İstanbul'da bizde misafir kalmak istediğini ifade etti Memnuniyetimi bildirip telefonu kapattıktan sonra başkanla birlikte olabileceğini düşündüğüm birçok muhterem zevatı da o akşam için eve davet ettim


Davetlilerimiz arasında Kur'an öğrencilerine hizmetiyle ülke çapında büyük takdir toplayan Gönenli Mehmed Efendi de vardı O gün akşam başkan Ankara'dan geldi Diğer davetliler de İstanbul'dan teşrif ederek sofrada yerlerini aldılar Fakat Gönenli'yi karşısında gören başkanda bir huzursuzluk hissettim Nitekim kısa bir merhabalaşmanın ardından Gönenli'ye yönelen başkan beklemedik şekilde otoriter bir eda ile:


- Hoca siz başınıza buyruk musunuz, rast gele insanlardan paralar toplayarak başınıza topladığınız öğrencilerle ne yapmak istiyorsunuz?" diye çıkışmaz mı?


Lokmalara uzanılmak üzere iken bomba gibi patlayan bu sözler üzerine Gönenli Hocaefendi elindeki lokmayı sofraya bırakıp ayağa fırladı:


-Öyle ise şu andan itibaren her şeyin sorumluluğunu sana bırakıyorum, hesabını Allah senden sorsun! dedi ve çıkış kapısına doğru hızla yürüdü Israrlarımıza rağmen Hoca'yı geri döndürmek mümkün olmadı Sofra başı bir anda ölüm sessizliğine büründü


Biraz sonra da, gelen misafirler birer ikişer bir şey yemeden kalkıp evi terk ettiler


Sofrada ben ve başkan kalakaldık Yatsı namazımızı zar zor kıldıktan sonra başkan odasına çekildi Ben de perişan şekilde gidip yatağıma uzandım Bir müddet sonra birisi oda kapımı telaşla yumruklamaya başladı Yerimden fırlayıp kapıyı açtığımda başkanı karşımda buldum Telaşlı bir ifade ile:


-Ali Rıza hemen giyin de gel, beni Hocaefendi'nin camisine ulaştır dedi Gece ne düşündü, ne gördü bilemedim


Hayli zorlanarak Kadıköy'den Fatih'teki Hacı Hasan Camii'ne sabahın erken saatinde ulaşabildik Arabayı bir kenara çekip beklemeye başladık


Az sonra Hocaefendi sokağın başında görünüverdi Onu gören başkan arabadan süratle inip Hocaefendi'ye doğru koşmaya başladı Hocaefendi de aynı süratle başkana doğru koştu Yolun ortasında öyle bir kucaklaştılar ki, anlatılamaz Akşamki tartışma ve küslük şimdi kucaklaşmaya dönüşmüş, ikisi de hıçkırarak ağlıyorlardı Ne diyeceğimi bilemez oldum Bir müddet ağlaştıktan sonra kol kola camiye doğru yürümeye başladılar Namazı başkana teklif etti ise de başkan "Senin cemaatin olarak kılmalıyım" diyerek Gönenli'nin arkasında sabah namazını kıldıktan sonra Hocaefendi'nin evine kahvaltıya gittik Fevkalade nazik ve saygılı bir sohbet oldu


Sonra başkan kalkıp helalleşerek ayrıldı Böylece iki büyük din aliminin akşam küsüp sabaha karşı ağlaşarak kucaklaşmalarının sırrını öğrenememişsem de, başkanın akşamki çıkışının sebebini sonradan öğrendim


Meğerse İstanbul'dan bazı kimseler, "Gönenli hoca karanlık işler çeviriyor, Kur'an hizmeti adı altında paralar toplayıp gerici akımları besliyor, derhal çalışmaları takip ettirilip önlenmelidir" şeklinde şikayetlerde bulunmuşlar Bunun üzerine Başbakanlık'tan bu işi takip için başkan görevlendirilmiş İstanbul'a durumu teftiş için gelmişmiş Akşamki çıkışın sebebi buymuş Bereket versin bu çıkışın küslüğü ancak yarım gece sürmüş, sabaha karşı buluşup kucak kucağa ağlaşarak kırgınlıktan en küçük bir eser bırakmamış, birisi yaptığı baskının, öteki de gösterdiği tepkinin ortasını bulmuşlar, böylece bizlere de:


" Büyüklerin davranışları, davranışların büyükleri" örneğini vermişlerdir


20 vefat yıldönümünde her iki büyüğümüzü de Fatiha'larla, Yasin'lerle yad ediyoruz


04 Ocak 2011, Salı

Ahmed Şahin


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.