Prof. Dr. Sinsi
|
Mi'raç Ne Şekilde Vuku Bulmuştur?
Mİ'RAÇ NE ŞEKİLDE VUKU BULMUŞTUR?
Miraç hakkında Cenab-ı Hak Kur'an-ı Kerimde şöyle buyurmaktadır:
"Bir gece, kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammet) kulunu Mescid-i Haramdan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; erçekten işitendir, görendir " (Isra suresi:1)
Miraç hadisesi Ebu Hureyre, Ebu Zer, Ebu Said-i Hudri, Enes b Sa'saa tarafından bizzat Rasülüllah (s a en rivayet edilmiştir Bu rivayetler, Buhari, Müslim ve Nesaai gibi Kütüb-ü Sitte'nin meşhur kitaplarında mevcuttur Biz, bu değişik rivayetleri birleştirerek nakledeceğiz
Peygamberimiz (s a v ), şöyle buyurmuşlardır:
"Bir gece, halam ümmü Haninin evinde (bir riva göre Kâbede) iken Cebrail (a s ) geldi "Ey muhterem Nebi! yarlıgayıcı olan Rabbin huzuruna varmak için kalk, melekler seni bekliyor " dedi Göğsümü göbeğime kadar yardı Kalbimi çıkarıp, iman dolu bir altın tasta yıkadı Tekrar yerine koydu Bundan sonra katırdan küçük ve merkepten büyük, beyaz renkte Burak adında bir hayvana bindirildim Bu hayvan, her adımını, gözün görebildiği son noktaya atıyordu Bir anda Mescid-i Aksaya geldik, Cebrail Burakı, bütün Peygamberlerin, hayvanlarını başladıkları bir halkaya başladı Mescitte diğer Peygamberlerin ruhları temessül etti Bize selâm verdiler Ben de selâmlarına karşılık verdim Cebrail bana, "Öne geç ve nebilere iki rekât namaz kıldır " dedi Ben de imam olup namazı kıldırdım Cebrail bana biri süt, biri şarap dolu iki kap getirdi Ben sütü içince "yaratılışına uygun olanı seçtin " dedi "
Ebu Said-i Hudrinin rivayetine göre, Peygamber Efendimiz şöyle devam ettiler:
"Bundan sonra bir Mi'rac (merdiven) getirildi ki, ben ondan güzel bir şey görmedim O mi'rac, ölülerinizin, ölürken gözlerini diktikleri şeydir Ölülerin ruhları da bu merdivenden yukarı çıkar Cebrail beni bu merdivenden HAFAZA kapısına kadar çıkardı yeni dünya semasına kadar bir anda geldik Burada Cebrail, semanın açılmasını istedi ve orada şöyle bir konuşma geçti İçerden soruldu:
- Sen kimsin?
- Ben Cebrail’im
- Yanındaki kim?
- Muhammet (s a v )
- Yaa! O, resul olarak gönderildi mi?
- Evet
Hemen kapıyı açtılar ve beni selâmladılar Bir de ne göreyim semayı muhafaza eden İsmail isminde müvekkel büyük bir melek yanında yetmiş bin melek ve o meleklerden her birinin yanında da yüz bin melek var
"Bunlardan ayrılınca; bünyesi yaratılışından beri hiç değişmemiş bir adamın yanına geldim Kendisine zürriyetinin ruhları arz edilince; mümin ruhu ise, "ne güzel, ne hoştur! Bunun kitabını İlliyyin'de kılın!" diyor; kâfir ruhu ise, "ne kötü ruh, ne fena rayiha! Bunun kitabını Siccil'de kılın" diyor "
"  'Ya Cebrail, bu kimdir' diye sorduğunda "Baban Âdemdir " diye cevap verdi O, bana selâm verdi ve 'hoş geldin ey salih nebi, ey salih evlât" diye karşıladı "
"Burada bana Cehennem gösterildi Orada, çeşitli şekillerde azab gören kavimler gördüm Dudakları deve dudağı gibi bir kavim gördüm ki, başlarına birtakım memurlar konmuş, dudaklarını kesiyorlar Bunların kim olduklarını sorunca Cebrail, yetim malı yiyenler olduklarını söyledi Yine orada cife (pislik) yiyen zinakârlar, kendi etlerini yiyen gıybetçiler, yerlerde ve Firavun hanedanının ayakları altında çiğnenen faizciler, baş aşağı ayaklarından asılmış, zina eden ve çocuklarını öldüren kadınlar gördüm "
"Sonra ikinci semaya çıktık Orada Yusuf (a s) ile buluştuk Yanında ümmetinden kendisine tabi olanlar da vardı Yüzü ayın on dördü gibiydi Onunla da selâmlaştık "
Peygamber Efendimiz, üçüncü semada iki teyze zade Yahya ve İsa (a s ) ile; dördüncü semada idris (a s) ile, beşinci semada Harun (a s) ile ve altıncı semada Hz Musa (a s ) ile görüştü Onların da hepsi "Hoş geldin ey salih kardeş, salih nebi" dediler
Resul-i Ekrem, anlatmaya devam ediyor:
"Daha sonra yedinci semaya geçtik Orada İbrahim (a s) ile buluştum Sırtını Beytü'l Mamura dayamış; beni selâmladı "Hoş geldin ey salih nebi! Hoş geldin ey salih evlât" dedi Burada bana denildi ki, "işte senin ve ümmetinin mekânı " Sonra Beytü'l Mamura girdim, içinde namaz kıldım Bu beyti her gün yetmiş bin melek tavaf eder ve bir daha kıyamete kadar tavaf için bunlara sıra gelmez "
Peygamber Efendimiz, burayı anlatırken şu âyet-i kerimeyi okudular:
"Rabbinin askerlerinin (adedini) ancak Rabbin bilir " (el - Müddesir/31)
|