![]() |
Kemalizm; Resmî Din Mi? |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kemalizm; Resmî Din Mi?Kemalizm; Resmî Din mi? Atatürk'e Tanrı veya Peygamber Diyenler Cumhuriyetin ilk yıllarında, devletin dine bakış tarzını öğrenebilmek için, önce, okullarda çocuklarımıza okutulan tarih kitaplarına, sosyoloji kitaplarına bakmak lâzım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ( ![]() ![]() ![]() Ger dilersiz bulasız oddan necât Mustafâ-yı bâ Kemâl'e essalât ![]() Ol Zübeyde, Mustafâ'nın ânesi Ol sedeften doğdu ol dürdânesi! Gün gelip oldu Rızâ'dan hâmile Vakt erişti hafta ve eyyâm ile ![]() Geçti böyle, nice ay nice sene Vakt erişti bin sekiz yüz seksene ![]() Merhaba ey baş halâskâr merhaba Merhaba ey ulu serdâr merhaba! Edip Ayel, Atatürk'e: "Sen bizim yeni peygamberimizsin!" diye seslenmekte geciktiği için dövünmeye başladı ![]() ![]() ![]() Cennetse bu yurt, sen onu buldundu harâbe Bir gün olacaktır anıtın Türklüğe Kâbe ![]() Zindan kesilen ruhlara bir nur gibi doldun Türk ırkının, en son, ulu peygamberi oldun ![]() Tutsak seni lâyık, yüce Tanrı'yla müsâvi Toprak olamaz kalp doğabilmişse semâvî Ölmez bize cennetlerin ufkundan inen ses İnsanlar ölür, Türklüğe Allah olan ölmez! Edip Ayel'in bu kükremesinden sonra bir tereddüt belirdi: Atatürk, yeni Kemalizm dininin Allah'ı mı olmalıydı; peygamberi mi? Cumhuriyet devri şairlerinin bir büyük bölümü, Atatürk'e kıyamadılar ![]() ![]() ![]() Kaç yıldır Türkçe'ydi Tanrı'nın dili İnsana ne ilâh, ne de sevgili Ne de ana-baba aratıyordu Her an yaratıyor, yaratıyordu ![]() Artık işaret verilmiş, yarış başlamıştı ![]() ![]() Tanrı gibi görünüyor her yerde Topraklarda, denizlerde, göklerde Gönül tapar, kendisinden geçer de Hangi yana göz bakarsa: Atatürk ![]() Kemalettin Kamu, kendisine milletvekilliği getiren şiirini kalabalıklara okumaya başladı: Çankaya; Burada erdi Mûsâ Burada uçtu İsa Bülbül burada varsa Hürriyet için öter ![]() Ne örümcek, ne yosun Ne mûcize, ne füsun ![]() ![]() ![]() Kâbe Arab'ın olsun Çankaya bize yeter ![]() Sonra Faruk Nafiz Çamlıbel, sazını eline aldı: On milyon bel, iki kat olmuşken eğilmeden O'nda on beş milyonun boyu birden uzaldı ![]() Tanrı, peygamber diye nedir, kimdir bilmeden Taptığımız ne varsa, hepsi ondan şekil aldı ![]() 1938 yılında, Faruk Nafiz, tanrısız kalmamak için, Atatürk'ü yüreğine bir put gibi oturttu: Yürüyor, kalbimizin durduğu bir yolda değil Kanlı bir göz yaşı nehrinde muazzam tabutun Ey ilâhın yüce dâvetlisi, göklerden eğil Göreceksin duruyor kalbimizin üstünde putun! Türk edebiyatında, tarihin hiçbir devresinde görülmeyen dalkavukluk ve putperestlik örnekleri, patlayan bir lağımın dehşet saçan kokusu ve manzarasıyla etrafa yayılmaya başlamıştı: Akbaba'cı Yusuf Ziya Ortaç da sesini yükseltti: Topladı avucunda yıldırımı, şimşeği Yoktan var ediyordu tanrı gibi her şeyi ![]() Nurettin Artam, dinin bütün nurlarından koparak kula kul oldu: Koca bir güneşin akşam olmadan Dağların ardında sönüşü gibi Millete can veren, vatan yaratan Tanrının göklere dönüşü gibi ![]() Her zaman ırkıma büyük Baş Atam Tanrılaş gönlümde, tanrılaş Atam! Ömer Bedrettin Uşaklı da, Atatürk tapıcılığından kurtulamadı: Bir güneş gibi yalnız Sensin ülkü tanrımız Ey Türlüğün bütünü ![]() Vasfi Mahir Kocatürk de, kocaman yakıştırmalarla Kemalizm dininin müridleri arasında zikre başladı: Peygamber, tanrısına duymadı bu hasreti Vermedi bu kudreti tanrı, peygamberine ![]() İlhami Bekir, alnımızın akına, katran karası elleriyle küfrün yobazlığını bulaştırmaya çalıştı: İlk adam, mavi gözlerle baktı toprağa Toprağın haritasını çizdi bayrağa Allah değil, o yazdı alın yazımızı ![]() Bu ruhsuz, bu köksüz, bu tatsız örnekleri uzatmak istemiyorum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Kahramanlık örneği olan ve vatanın istikbâlini yoktan var eden Mustafa Kemal'e, onun cengâver ordusuna, yüce kanunlarına, mücâhit analarına ve Türkiye için âhiret günü olmayacağına iman ederim ![]() Halk, "halkçı" Kemalistlerin bu dehşetli dalkavukluklarından nefret ediyordu ![]() ![]() ![]() ![]() [url=http://www ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Kemalizm; Resmî Din Mi? |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kemalizm; Resmî Din Mi?Din ve dünya işlerini birbirinden ayırmaya çalışan Atatürk ise, kendisine takılan bu dinî sıfatlar karşısında şaşırıp kalıyordu ![]() ![]() ![]() Mevlam yanlış düşüncelerden muhafaza eylesin hepimizi,bu yazarlar ne düşünerek böyle şiirler yazmış aklımız almıyor,Atatürkü bu kadar seviyorlardı neden onun düşüncelerini daha iyi anlamamışlar,böyle akla mantığa aykırı şiirler yazmışlar,Atatürk bunları okusa inanıyorum davacı olurdu onlardan ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Kemalizm; Resmî Din Mi? |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kemalizm; Resmî Din Mi?belki yanlis anlasilacak ama gerektigini düsünüyorum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() peki, ortaya söyle bir soru sorayim: bunlara karsi olan ve islami savunan bir insan ezanin türkce okunmasina nasil izin verir? |
![]() |
![]() |
![]() |
Kemalizm; Resmî Din Mi? |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kemalizm; Resmî Din Mi?Ezanın türkçeleştirilmeside ayrı esef verici bir olay,hala anlayabilmiş değiliz nasıl böyle bir karar verilmiş o dönemde ![]() ![]() ![]() ![]() Aslında bir devlet başkanı hatırlıyorum tekrar ezanı türkçeye çevirmek istedi bir dönem, lakin o vakitlerde ya hac yada umre ziyareti yapması gerekti ve mübarek beldelere gidince çok pişman olmuştu verdiği karardan, dönüşte uygulayacaktı bu kararını ama o beldelerde gördüğü manzara pişman olmasına yetti söylediği şuydu: Ezan okunuca her milletten müslümanın koşa koşa camiye geldiğini gördüm,eğer benim ülkemde ezanı türkçe okutursam ülkeme gelen yabancı dildeki müslümanlar nereden anlayacak ezan okunduğunu demişti ve kararından vaz geçmişti ![]() ![]() ![]() Ya hacca veya umreye gitmesi nasip olmasaydı o dönem verdiği bu kararın vebalini nasıl öderdi ahirette, düşünecek bir konu?!!!!!! ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türkçe ezan ilk olarak 1932 yılında İstanbul Fatih Camii'nde okundu ![]() 18 sene boyunca ezan Türkçe okunmuş, daha sonra Demokrat Parti'nin iktidara gelmesi ile 16 Haziran1950'de ezanın Arapça da okunabilmesine izin verilmiştir ![]() ![]() ![]() vikipedi kaynak ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|