Prof. Dr. Sinsi
|
Hz. İbrâhîm Halil(A.S)'İn Nemrut İle Olan Tartışm
Hz İbrâhîm Halil(a s)'ın Nemrut İle Olan Tartışması:
Hz İbrâhîm (a s) çetin ve zor bir dönemde yaşamıştı Hz İbrâhîm (a s)'ın yaşadığı dönemdeki insanlar, şirk ve sapıklık içerisindeydiler Hz İbrâhîm (a s) zamanında kendisinin Rabb olduğunu iddia eden ve şanı yüce olan Allah'ın büyüklüğü ile hakimiyeti konusunda tartışan zorbacı, zalim ve tağut (azgın) bir melik ortaya çıkmıştı
Bu melik, kendisinin Allah'tan başka bir ilah olduğunu iddia etmişti İşte bu zorbacı melik, "Nemrut b Ken'an" adında birisiydi Nemrut, dört dünya meliğinden birisiydi -Anlatıldığı üzere- dünyada melikler dört taneydi Bunların ikisi mümin, ikisi de kafirdir Mümin olanlar: -Kur'an'in Kehf Sûresinde (83-98 arası) anlattığı üzere- Zulkarneyn(a s) ile Hz Süleyman 6 Davûd(a s), kafir olanlar ise, Nemrut ile Buhtu'n-NasrI[50]dır Bunların dışında kalanlara gelince ise onlar, dünya meliki olmayıp sadece bir şehrin meliki veya dünyada birçok şehrin meliki idiler Örneğin: Firavun gibi Firavun sadece Mısır ülkesinin melikiydi [51]
Tarihçilerin naklettiğine göre; Nemrut'un melikliği 400 sene sürmüştür Nemrut bu süre zarfında haddi aşmış, böbürlenmiş, zalimce davranmış ve Rabb olduğunu iddia etmişti İşte bundan dolayı Hz İbrâhîm (a s) onunla tartışmış, akimin kıtlığını ortaya koymuş delillerini boşa çıkarmış ve kuvvetli kanıtlarla onu susturmuştu
Hz İbrâhîm (a s)'m Nemrut ile olan ilk tartışması, Hz İbrâhîm (a s)'m Nemrut'un huzuruna girdiğinde Nemrut ona:
- Ey İbrâhîm! Rabbin kimdir? Senin, benden başka Rabbin var mıdır? Şeklinde sorduğu soru ile gerçekleşmiştir Hz İbrâhîm (a s) ise ona akli ve imani bir sözle cevap verdi:
- "Rabbim dirilten ve öldürendir" (Bakara: 2/258) yani doğrusu o Allah, insanı yokluktan var eden, sonra da onu öldüren ve sonra da onu tekrar dirilten büyük bir ilahtır Bundan dolayı o Allah, her şeye kadirdir Öldürme ve diriltme, Allah'ın kudretindeki görüntülerden yalnız bize görünen bir görüntüdür
Hz İbrâhîm (a s)'m bu sözlerine karşılık akılsız ve ahmak Nemrut alaycı bir şekilde Hz İbrâhîm (a s)'a gülerek:
- "Bende diriltir ve öldürürüm" (Bakara: 2/258) yani bende senin ilahının yaptığım yapmaya güç yetiririm, diye karşılık verdi Hz İbrâhîm (a s) ise ona:
- Nasıl diye sordu Nemrut'ta:
- Bekle de gör, dedi ve hemen kapıdaki nöbetçiyi çağırıp ona:
- Git! Ve bana zindandan iki adam getir, dedi Bunun üzerine nöbetçi zindana giderek öldürülmelerine dair idam kararı verilmiş iki adamı alıp hemen Nemrut'un yanma getirdi:
Nemrut cellada; birisinin boynunu vurmasını emretti O da öldürülmesi emredilenin boynunu vurdu ve adam öldü Bunun üzerine Nemrut Hz İbrâhîm (a s):a:
- İşte bunu Öldürdüm, dedi Nemrut sağ kalan diğerinin ise serbest bırakılmasını emretti Bunun üzerine ikinci adam serbest bırakıldı Nemrut Hz İbrâhîm (a s)'a:
- İşte bunu da dirilttim, dedi
İşte bu tartışma Nemrut'un zayıflığı ve ahmaklığı ile böyle neticelendi Çünkü Nemrut, diriltme ve öldürme suretiyle gücünü ve kudretini açığa vurmak istedi Halbuki bu iki özellik, Allah'ın kudretinin Özelliklerinden ve onun ezeli sıfatlarındandır
Nemrut'un zindandan getirttiği adamlardan birisini idam edip öldürmesi ve diğerini ise affedip diriltmesi, onun bu yolla zayıflığını ve küçüklüğünü ortaya koymaktadır İşte bu cahilliğin ve geri kafalılığın zirvesidir
Hz İbrâhîm (a s), Nemrut'un küçüklüğünü, aklmm kıtlığını ve düşüncesindeki geri kafalılığı görünce onunla, inatçılığın ve tartışmanın mümkün olamayacağı başka bir delile geçti Çünkü bu delil, müstekbirlerin sırtını yere vuran ve her inatçının ağzına gem vuran kesin bir delildir Bundan dolayı Hz İbrâhîm (a s) Nemrut'a şöyle diyor:
- "Şüphesiz Allah, güneşi doğudan getiriyor Haydi (bakalım) sende onu batıdan getirsene!" (Bakara: 2/258)
İşte buradaki Hz İbrâhîm (a s)'m delili, mücadeleye ve büyüklenmeye fayda sağlamayan keskin bir delildir Çünkü bu delil, apaçık bir delil olup Hz İbrâhîm (a s), bununla Nemrut'a şöyle demekteydi: Eğer sen iddia ettiğin gibi dirilten ve öldüren bir kimse, dilediği her şeyi yapan ve hiçbir engelle karşılaşmayan ve hiçbir güç tarafından da mağlup edilemeyen aksine her şeyi emri ve hakimiyeti altına alan bir ilah isen, haydi bu işi yap bakalım! Yapamazsın Demek ki iddia ettiğin gibi biri değilsin Sen ve herkes pekala biliyorsunuz ki, sen bu işin üstesinden gelemezsin Bırak bu ilahlık işini Çünkü sen bir sivrisineği bile yaratmaktan veya ona galip gelmekten acizsin!  
Hz İbrâhîm (a s) burada tartışmayı sona erdirdi ve küfredeni, şaşırıp dona bıraktı Çünkü Hz İbrâhîm (a s) onun sapıklığını, cahilliğini, yalan iddiada bulunduğunu, tuttuğu yolun yanlışlığını bu iddialarıyla cahil kavmi yanında üstünlük tasladığını ortaya çıkardı
Nitekim Yüce Allah, Hz İbrâhîm (a s) ile Nemrut arasında geçen bu tartışmayı şöyle anlatmaktadır:
"(Ey Muhammed) Allah kendisine hükümranlık verdi diye İbrâhîm ile Rabbi hakkında tartışanı görmedin mi? Hani İbrâhîm ona: "Rabbim dirilten ve öldürendir" demişti O da "Ben de diriltir ve öldürürüm" demişti Bunun üzerine İbrâhîm, ona "Şüphesiz Allah güneşi doğudan getirir! Haydi bakalım sen de onu batıdan getirsem!" demişti Küfreden (İbrahim'in bu davranışı karşısında) şaşırıp kaldı Allah zalimler topluluğunu doğru yola (yani hidayete) eriştirmez,"[52]
İşte hakkın sesi, güçlü bir şekilde böyle ortaya çıktı Batılın sesi ise hak karşısında gizlenip böyle kala kaldı Yani hak böyle ortaya çıkmış, batıl ise sözü ağzında geveleyip durmuş
Süddî'nin anlattığına göre, bu tartışma ateşten çıktığı gün Hz İbrâhîm (a s) ile Nemnit-arasmda geçmiştir Çünkü o güne kadar ikisi bir araya gelmiş değildi O gün ikisi biraraya gelerek tartışmışlardı [53]
[50] Batılı tarihçiler Buhtunnasr'ın, tarihteki, "Nabokodonasscr" olduğunu ileri sirmüşîerdir (ç)
[51] İbn Cerir et-Taberî, Tarihu'r-Rusül ve'1-Müiük, 1/240; îbn Kesîr, el-Bidâye ve'n-Nihâye, 1/140
[52] Bakara: 2/258
[53] Muhammed Ali Sâbûnî, Peygamberler Tarihî, Ahsen Yayınları: 361-364
|