|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
hikmeti, kelimesindeki, rahmaniyye, süleyman |
![]() |
Süleyman Kelimesindeki Hikmet-İ Rahmaniyye |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Süleyman Kelimesindeki Hikmet-İ RahmaniyyeSÜLEYMAN KELİMESİNDEKİ HİKMET-İ RAHMANİYYE “Bu –yani mektup– Süleyman’dandır ve o, Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyladır” [Neml Suresi, 27/30] ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Süleyman (mektubunun başında) “bağışsal rahmet” [rahmet-i imtinan] ve “zorunlu rahmet” [rahmet-i vücub] olmak üzere iki tür rahmeti andı ve bunlar “Rahman” ve “Rahîm”dir ![]() ![]() ![]() ![]() Böylesi (yani, zorunlu rahmeti hak eden) kullar, kendileri yoluyla eyleyici olanın kim olduğunu bilirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ve Süleyman bu marifetten uzak değildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Süleyman Kelimesindeki Hikmet-İ Rahmaniyye |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Süleyman Kelimesindeki Hikmet-İ RahmaniyyeSüleyman’ın “bir mülk”ten sözetmesi, mülke ilişkin olarak genellik içermez — böylece biz bildik ki Süleyman belli bir mülk istemiştir ![]() ![]() ![]() Ve eğer Resulallah (sav), İfrit’e ilişkin hadisinde, “Allahu Teala, ona karşı bana güç verdi” dememiş olsaydı; biz, “onu tutmaya yeltendiğinde, Allah, kendisine İfrit’i tutma gücünü vermediğini bilsin diye, Resul’e Süleyman’ın duasını hatırlattı ve bu şekilde, İfrit’i zelil bir halde gönderen Allahu Teala’nın Kendisi oldu” derdik ![]() ![]() ![]() Ve bizim bu meseleyi ele alış nedenimiz, Süleyman’ın andığı iki tür rahmeti açıklığa kavuşturmaktır ki, bunların Arapça’daki karşılıkları “Rahman” ve “Rahîm” sözcükleridir ![]() Allahu Teala zorunlu rahmeti (salih amel işleyen takva ehline özgü kılarak)(zatî) nisbetlerin hakikatleriyle bile kayıtlanmamış kıldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ne var ki, halk’ın ilim yönünden birbirinden üstünlüğü sözkonusu olduğundan, ayn’ın ahadiyet üzere olmaklığının [ahadiyyet-i ayn] yanısıra, ayrımlayıcı bakış açısının [lisan-ı tafsil] hükmü gereği, bir şeyin bir başka şeyden daha alim olduğu söylenir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Süleyman Kelimesindeki Hikmet-İ Rahmaniyye |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Süleyman Kelimesindeki Hikmet-İ RahmaniyyeÖyleyse ey dostum, Hakk’ı bir zuhur mahallinde bilir olup da bir başka zuhur mahallinde bilmez olma; O’nu bir zuhur mahallinde değillerken [nefy], bir başka zuhur mahallinde olumlama [isbat]! O’nu ancak, Kendisinin değillediği gibi değilleyip, Kendisinin olumladığı gibi olumla — ve O, “O’nun benzeri hiçbir şey yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O halde, Süleyman nasıl olur da –bazılarının sandığı gibi– kendi adını “Allah” adından önceye koyar? Ki o, ilahi rahmetin yarattığı bütünün bir parçasından başka bir şey değildir ![]() Belkıs’ın, kendisine gönderilen mektubun kimin yoluyla gönderildiğini söylememesi, sahip olduğu hikmetten ve ilminin yüceliğindendir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsan türünden olan kimsenin (yani, Süleyman’ın veziri Asaf bin Berhiya’nın)(Belkıs’ın tahtını getirmek için harcamaları gereken) zaman miktarından bilinir (ki İfrit, Belkıs’ın tahtını, oturan kimsenin yerinden kalkmasından daha çabuk getireceğini söylemişken; Berhiya, bunu gözün açılıp kapanmasından önce gerçekleştireceğini söylemiştir) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bize göre aktarım zamanın birlenmesiyle [ittihad] (göz açıp kapayıncaya kadar geçen kısa bir zaman içerisinde) olmayıp, ancak (Seba şehrinde)(Süleyman’ın huzurunda) varedilişle [icad], bunu bilenden başkasının kavrayamayacağı bir şekilde oldu — ki, Allahu Teala şöyle buyurmaktadır: “Onlar, yeni yaratılış konusunda şüphededirler” [Kaf Suresi, 50/15] ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ve sen, “yokolur, sonra varolur” sözündeki “sonra” [sümme] sözcüğünün zamanın geçmesine işaret ettiğini düşünme; bu doğru değildir ![]() Belkıs’ın tahtının (Süleyman’ın huzurunda) ortaya çıkması meselesi, yukarıda sözünü ettiğimiz yeni yaratılışı bilmeyen kimseler için içinden çıkılması en zor meselelerdendir ![]() ![]() ![]() ![]() Ve bunun nedeni, Allahu Teala’nın, “Biz, Davud’a Süleyman’ı bağışladık” [Sâd Suresi, 38/30] sözünden açık olarak anlaşıldığı üzere, Süleyman’ın Davud’a Allah’ın hediyesi olmasıdır — ve hediye, veren kişinin, herhangi bir şeyin karşılığı olmaksızın veya hakedilmiş olmaksızın verdiği bağıştır ![]() ![]() Ve Süleyman’ın ilmine gelince, buna Hak Teala’nın, “Biz Süleyman’a öğrettik” [Enbiya Suresi, 21/79] sözünde işaret edilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu şekilde Süleyman, bir meselede Allah’ın hükmünde isabet eden, yani verdiği hüküm Allah’ın hükmüyle aynı olan bir müctehid gibidir ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Süleyman Kelimesindeki Hikmet-İ Rahmaniyye |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Süleyman Kelimesindeki Hikmet-İ RahmaniyyeBelkıs tahtını gördüğünde, aradaki uzaklığı bildiğinden ve bu kadar kısa bir sürede tahtın (Seba şehrinden Süleyman’ın meclisine) gelmesinin kendisince olanaksız olmasından dolayı, “Sanki o” [Neml Suresi, 27/42] dedi ![]() ![]() ![]() ![]() Sonra, köşke ilişkin olarak ettiği tenbih, Süleyman’ın ilmindeki kemale işaret eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Belkıs bunun üzerine şöyle dedi: “Yarabbi, kuşkusuz ben kendi nefsime zulmettim ve Süleyman ile ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Belkıs’ın İslam’ına gelince; onun İslam’ı, “Süleyman ile ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ve Allahu Teala’nın kendisinden sonra hiç kimseye layık olmayan bir mülk olarak kendisine özgü kıldığı ve Süleyman’ın, bu özgü kılınma sebebiyle başkalarından üstün olduğu teshîr’e gelince: Bu, Süleyman’ın “emr”iyle olan bir teshîrdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bil ki –Allah kendi tarafından ruh ve başarıyla seni de bizi de teyit etsin– bir kula verilecek böylesi bir bağış, bu kimsenin ahiret mülkünü eksiltmez ve bu mülkün hesabı kendisinden sorulmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ve Allahu Teala’dan istenen her şey için bu böyledir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Resulallah (sav), “İnsanlar uykudadırlar, öldükleri zaman uyanırlar” buyurmuş olmakla, insanların dünya hayatında gördükleri her şeyin, uyuyan kimsenin rüyasında gördüğü hayallerden farksız olduğunu belirtmiştir ![]() ![]() Bütün varoluş bir hayaldir ama hakikatte Hak’tır ![]() Bunu gerçekten anlayan Yol’un sırlarına erişmiştir ![]() Böylece, Resulallah’a ne zaman süt ikram edilse –bu sütü ilmin sureti olarak görüyor olmasından ve bu ilmin artmasını istemekle emrolunmasından dolayı– “Allahım, onu bizim için bereketli kıl ve onu bizim için çoğalt!” derdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ve eğer biz Süleyman’ın makamı üzerine söylenebilecek her şeyi ortaya koymuş olsaydık, öğrendiğin şeyden dehşete düşerdin ![]() ![]() ![]() Ahmet Baydar |
![]() |
![]() |
|