|  | Divan Edebiyatı Nazım Şekilleri |  | 
|  07-28-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Divan Edebiyatı Nazım ŞekilleriDivan Edebiyatı Ve Nazım Şekilleri Hakkında Bilgiler DİVAN EDEBİYATI NAZIM ŞEKİLLERİ Türklerin, İslamiyetin kabulünden sonra Arap ve Fars edebiyatlarından alarak kullanmaya başladıkları nazım şekilleridir  Bunlara daha sonra sadece Türklerin kullandığı nazım şekilleri de eklenmiştir  Divan edebiyatı nazım şekilleri, dize sayılarına göre üç grupta toplanır  Bunları şema halinde gösterelim  Şimdi bunları ayrıntılarıyla görelim   GAZEL Aşk, ayrılık, hasret, özlem gibi lirik konularda yazılan şiirlerdir  Bazı dini gazellerde Allah aşkı, peygamber sevgisi de işlenebilir  Türk edebiyatına İran edebiyatından girmiştir  Gazel 5 - 15 beyit arasında yazılabilir  Gazelin ilk beyitine matla denir  Bu beyitte dizeler kendi arasında kafiyelidir  Bundan sonraki beyitlerin ilk dizeleri serbest, ikinci dizeleri matla (ilk) beyitiyle kafiyelidir  Yani aa, ba, ca    Gazelin son beyitine makta denir  Gazelde şairin mahlası genellikle son beyitte bulunur  Bazen son beyitten bir önceki beyitte de geçebilir  Genellikle gazelin beyitleri arasında anlam bütünlüğü bulunmaz  Ancak bazı gazeller bir konu bütünlüğü içinde yazılır  Bunlara yek-ahenk gazel denir  Eğer şair anlam bütünlüğünün yanında bir de aynı güçte beyitler yazabilmişse bunlara da yek - avaz gazel denir  Kimi zaman ise gazeli oluşturan beyitlerin dize ortalarında iç kafiye oluşturulduğu görülür  Bunlara musammat gazel denir  Gazeller aruzun her kalıbıyla yazılabilir  Bu sahada Fuzuli, Baki, Nedim, Ahmet Paşa başarılı eserler vermişlerdir  KASİDE Genellikle din ve devlet büyüklerini övmek için söylenen şiirlerdir  Ancak başka konularda yazılan kasideler de vardır  Kafiye dizilişi yönünden gazelle aynıdır  Yani aa, ba, ca    Kaside en az 20 en fazla 99 beyit olur  Kasidenin ilk beyitine matla son beyitine makta denir  Şairin mahlasının geçtiği beyite taç beyit, kasidenin en güzel beyitine beytül kasid denir  Kaside belli bölümler halinde yazılır  Bunları altı grupta toplayabiliriz  1  bölüm, nesib ya da teşbib bölümüdür  Bu bölümde bahar mevsimi, kış manzaraları betimlenir ya da bayram günleri anlatılır   Bunlardan başka köşklerin, kervansarayların, camilerin betimlendiği nesib bölümleri de görülür  2  bölüm, girizgah bölümüdür  Nesib bölümünden asıl konuya geçiş ifade eden bir veya birkaç beyittir  Girizgah bölümü gelişigüzel söylenmez  Nükteli, ince sözlerle konuya geçilir  3  bölüm, medhiye bölümüdür  Bu bölümde asıl anlatılmak, övülmek istenen kişi için ne denecekse açıklanır  Bu, kasidenin asıl bölümüdür  4  bölüm, fahriye bölümüdür  Bu bölümde şair kendinin yeteneğini, anlatımını göklere çıkarır  Çoğu zaman kendini diğer şairlerle karşılaştırır ve üstünlüğünü ortaya koyar  5  bölüm tegazzül bölümüdür  Bu bölümde kasideyle aynı ölçüde ve uyakta gazel yazılır  Şair uygun bir sözle gazel söyleyeceğini ifade eder  6  bölüm dua bölümüdür  Kasidenin son bölümüdür  Bu bölümde şair övdüğü kişinin başarılarının devamlı olması, ömrünün uzun olması için dualar eder, iyi dileklerde bulunur  Kasideler konularına göre de değişik adlar alır   Tevhid : Allah’ın birliğini anlatan kasidelerdir  Münacaat : Allah’a yalvarmak, dua etmek amacıyla yazılan kasidelerdir  Naat : Peygamberimizi övmek için yazılan kasidelerdir  Medhiye : Devrin ileri gelenlerini övmek için yazılan kasidelerdir  Hicviye : Devrin yöneticilerini eleştirmek için yazılan kasidelerdir  – Mersiye – Cülûsiyye MESNEVİ Edebiyata İranlıların kazandırdığı bir nazım şeklidir  Mesnevilerde her beyit kendi arasında kafiyelidir: aa, bb, cc    Bu nedenle en uzun şiirler mesnevi türüyle yazılmıştır  Mesnevilerde konu birliği vardır  Olay kaynaklı eserler yani Leyla vü Mecnun, Hüsn ü Aşk gibi hikayeler mesnevi ile yazılmıştır  Firdevsi’nin 60  000 beyit tutarındaki Şehname adlı destanı da mesnevi türündedir  Bir şair beş mesnevisini bir araya getirerek hamse oluşturur  Hamse sahibi olmak şair için bir övünç kaynağıdır  Mesneviler ayrı bir kitap halinde yayınlanır, şairin diğer şiirleri ise Divan’da toplanır  Edebiyatımızda Ali Şir Nevai, Şeyhi, Fuzulî, Nabî, Şeyh Galip mesnevileriyle tanınır  Baki, Nef’i, Nedim gibi şairler ise mesneviyi hiç kullanmamışlardır  KIT’A Genellikle iki beyit olarak yazılan bazen daha fazla olabilen gazele benzer nazım şeklidir  Gazelin matla beyiti kıt’ada bulunmaz  Yani beyitler xa, xa    olarak kafiyelenir  Kıt’ada şairin mahlası çoğu zaman yoktur  Daha çok felsefi ve toplumsal düşünceler anlatılır  Beyitler arasında anlam bağlantısı görülür  MÜSTEZAT Bir uzun bir kısa dizelerden oluşan nazım şeklidir  Kısa dizeler kaldırıldığında ortaya gazel çıkar  Kısa dizelere “ziyade” denir  Müstezat, aruzun tek kalıbıyla yazılır  Ziyadeler de bu kalıba uyar  RÜBAİ Tek dörtlükten oluşan nazım şeklidir  Kendine özgü ayrı bir ölçüsü vardır  aaxa şeklinde kafiyelenir  Çoğu zaman şair dünya görüşünü, felsefesini, tasavvufi düşüncesini rübaiyle ortaya koyar  TUYUG Divan edebiyatına Türklerin kazandırdığı bir türdür  Şekil olarak rübaiye benzer  Tek dörtlüktür, aaxa kafiye düzeni vardır  Halk edebiyatındaki mani ve İran edebiyatındaki rübainin etkisiyle oluşmuş denebilir  Aruzun sadece fâilâtün fâilâtün fâilün kalıbıyla yazılır  Ayrıca 11'li hece ölçüsüne de çoğu zaman uyduğundan şairlerimizce hoş bulunmuş olabilir  Rübaiden sadece ölçüsü yönüyle ayrılır  Bazı tuyuglarda dört dize de kafiyeli olabilir  MURABBA Dörder dizelik bölümlerle kurulan nazım biçimidir  En az üç, en fazla 7 dörtlük olur  Kafiye örgüsü aaaa, bbba, ccca şeklindedir  Bazen dörtlüklerin son dizeleri nakarat şeklinde olabilir  Konu olarak gazele benzer  ŞARKI Türklerin Divan edebiyatına kazandırdığı bir nazım şeklidir  Bestelenmek amacıyla yazılır  Bu nedenle musikiye yatkındır  Kafiye örgüsü murabbaya benzerse de ilk dörtlüğün aaab şeklinde olduğu şarkılar da vardır   Edebiyatımızda şarkı denince akla Nedim gelir  Gayet sade bir dille yazdığı şarkılar kendinden sonrakilere örnek olmuştur  Özellikle Yahya Kemal, Nedim tipi şarkılar yazmıştır  Bu şarkılarda nakarat kullanılmıştır  MUHAMMES Beş dizelik bölümler halinde söylenen nazım şeklidir  Bir muhammesin ilk beşliğindeki son dizenin, aynı beşlikteki diğer dört dize ile kafiyeli olması şart değildir  Beşlik sayısı bir kayda bağlı değildir  MÜSEDDES Altı dizelik bölümler halinde oluşturulan nazım şeklidir  Müseddeslerde, her bölümün yalnız son dizesi değil, sondan iki dizesi birden, ilk bölümün son iki dizesine uygun söylenir, ya da bu iki dize her bölüm sonunda tekrarlanır  TAŞTİR Bir beyitin birinci ve ikinci dizeleri arasına iki veya daha fazla yeni dize ilave edilerek oluşturulan nazım şeklidir  Yeni eklenen dizelerin kafiyesi beyitin kafiyesiyle aynı olmalıdır  TERKİB-İ BEND 10 ila 20 dizelik bentlerden oluşan nazım şeklidir  Bent sayısı 5 ile 10 arasında değişir  Bentleri oluşturan dizeler genelde gazeldeki gibi kafiyelenir  Bendin son beyitine vasıta beyti denir  Bu beyit her bendin sonunda değişir ve mutlaka bentten ayrı olarak kendi arasında kafiyelenir  Terkib-i bendin uyak düzeni aaxaxaxaxabb şeklindedir  Bentler beyitlere ayrılarak sıralanır  Bu nazım şeklinde talihten, hayattan şikayetler, dini, tasavvufi, felsefi düşünceler anlatılır  Edebiyatımızda Bağdatlı Ruhi ve Ziya Paşa bu nazım şeklindeki şiirleriyle tanınır  TERCİ-İ BEND Biçim ve uyak yönünden terkib-i bende benzer  Ancak her bendin sonundaki vasıta beyitleri aynıdır yani nakarat şeklindedir   • • • Divan edebiyatı, önceden de söylediğimiz gibi 19  yüzyılın başlarında artık yavaş yavaş yerini Batı’dan gelen yeni edebiyata bırakmaya başlamıştı  Hem çok güçlü Divan şairlerinin bulunmaması, hem de tekrar ede ede kalıplaşan bir söyleyişin artık bıkkınlık vermesi yeni edebiyatın yerleşmesini hızlandırmıştır  Elbette bu, aniden olmamış, şekil ve dil olarak 20  yüzyılın başına kadar etkisini sürdürmüştür   | 
|   | 
|  | 
|  | Divan Edebiyatı Nazım Şekilleri |  | 
|  07-28-2012 | #2 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Divan Edebiyatı Nazım ŞekilleriDİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ 1  GAZEL: Özellikle aşk, güzellik ve içki konusunda yazılmış belirli biçimdeki şiirlere denir  Beyit sayısı genellikle 5-9 arasında değişir  Gazelin ilk beyti mutlaka kendi arasında uyaklı olur  Bu ilk beyte “matla”, son beyte ise “makta” adı verilir  Bir gazelin en güzel beytine “beyt-ül gazel”, şairin mahlasının bulunduğu beyte de “mahlas beyti” denir  Beyitleri arasında anlam birliği bulunan gazele “yek-âhenk”, aynı güç ve güzellikte beyitlerden oluşan gazele de “yek-âvâz” gazel adı verilir  2  KASİDE: Din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla belirli kurallar içinde yazılan uzun şiirlerdir  En az 33, en çok 99 beyitten oluşur  Kasidenin en güzel beytine “beyt-ül kaside”, şairin mahlasının bulunduğu beyte de “taç-beyt” adı verilir  3  MESNEVİ: Her beyti kendi içinde uyaklı uzun nazım biçimidir  Bir anlamda Divan edebiyatında manzum hikayelerin yazıldığı bir biçim olarak da tanımlayabiliriz  Mevlânâ’nın ünlü tasavvufi mesnevisi 25  700 beyitten oluşmuştur  Mesneviler aşk, dini ve tasavvufi, ahlaki-öğretici, savaş ve kahramanlık, bir şehri ve şehrin güzelliklerini anlatma, mizah gibi türlü konularda yazılmıştır  Divan edebiyatında roman ve hikaye gibi türler olmadığı için mesneviler bir bakıma bu türlerin yerini tutmuşlardır  On bölümden oluşur  Aynı şair tarafından yazılmış beş mesneviye “Hamse” adı verilir  Hamse sahibi olarak tanınmış önemli divan şairleri: Ali Şir Nevâi, Taşlıcalı Yahya, Nev’i-zâde Atâi’dir  4  KITA: Yalnız ikinci ve dördüncü dizeleri birbiriyle uyaklı iki beyitlik nazım biçimidir  Beyitler arasında anlam birliği bulunur  Pek çok konuda yazılabilir  5  MÜSTEZAT: Gazelin özel bir biçimine denir  Uzun dizelere kısa bir dize eklenerek yazılır  Uzun ve kısa dizeler gazel gibi kendi aralarında uyaklanırlar  Kısa dizelere “ziyade” adı verilir  BENTLERDE KURULAN NAZIM BİÇİMLERİ 1) RUBÂİ: Dört dizelik ve kendine özgü ayrı ölçüsü olan bir nazım biçimidir  Konusu daha çok dünya görüşüne ve şairin felsefi düşüncelerine yöneliktir  Edebiyatımızda bu türün en başarılı son temsilcisi olarak Yahya Kemal gösterilmektedir  2) TUYUĞ (TUYUK): Rubâi gibi dört dizelik bir nazım biçimidir  Edebiyatımızda en çok tuyuğ yazmış şair Kadı Burhanettin’dir  Bu biçim yalnızca Türk edebiyatına özgüdür  (Rubai, İran edebiyatından geçmedir)  BİRDEN ÇOK DÖRTLÜKLER 1) MURABBA: Dört dizelik kıtalardan oluşur  Bent sayısı 3-7 arasında değişir  Her konuda yazılır  2) ŞARKI: Genellikle aşk, içki, eğlence konularında yazılan dört dizelik nazım biçimidir  Biçim bakımından “murabba”ya benzer  Çoğunlukla bestelenmek için yazılır  Bu biçim de tuyuğ gibi yalnızca Türk edebiyatına özgüdür  “Şarkı” biçiminin yaratıcısı ve en güçlü şairi Nedim’dir  NOT: Divan edebiyatında üçlü ya da daha çok mısralı bentlerden meydana gelmiş nazım şekillerinin genel adı MUSAMMAT’tır  Yani dört dizeden oluşan murabba, şarkı gibi biçimlerin; beş dizeden oluşan tahmis, taştir, tardiyye gibi biçimlerin ya da altı veya daha çok dizeden oluşan biçimlerin tümünün üst başlığı MUSAMMAT’tır  TERKİB-İ BENT: Bentlerle kurulan bir nazım biçimidir  Her bent, sayısı 5-10 arasında değişen beyitlerden oluşur  Bendin son beytine “vasıta beyti” denir  Terkib-i bentte vasıta beyti her beytin sonunda değişir ve vasıta beyti mutlaka kendi içinde uyaklı olur  Terkib-i bentlerde genellikle talihten ve hayattan şikayetler, dini, tasavvufi, felsefi düşünceler anlatılmış, toplumsal yergi niteliğinde eleştirilere yer verilmiştir  TERCİ-İ BENT: Biçim bakımından terkib-i bente benzer ; ancak vasıta beyti her bendin sonunda değişmez ve aynen tekrarlanır  Konularında daha çok Tanrının gücü, evrenin sonsuzluğu, doğanın ve yaşamın karşıtlıkları vardır  DİVAN EDEBİYATI NAZIM TÜRLERİ TEVHİT VE MÜNACÂT: Tanrının birliğini ve yüceliğini anlatan şiirlere tevhit, Tanrıya yapılan yalvarış ve yakarışları anlatan şiirlere de münacât denir  Daha çok kaside biçimiyle yazılmıştır  NAAT: Hz  Muhammed’i övmek için yazılan şiirlere denir  Bunlar da daha çok kaside biçimiyle yazılmıştır  MERSİYE: Bir kimsenin ölümü üzerine duyulan üzüntü ve acıyı anlatmak için yazılan şiirlerdir  Genellikle terkib-i bent biçimiyle yazılmıştır  (Bu türün, Eski Türk Edebiyatı’ndaki adı sagu, Halk Edebiyatı’ndaki adı ise ağıttır)  METHİYE: Bir kimseyi övmek için yazılan şiirlerdir  Bunlar da genellikle kaside biçiminde yazılmıştır   HİCVİYE: Bir kimseyi yermek için yazılan şiirlerdir   FAHRİYE: Şairlerin kendilerini övmek amacıyla yazdıkları şiirlerdir  NOT: Divan edebiyatında bir şairin şiirine, başka bir şair tarafından aynı ölçü, uyak ve redifle yazılan benzerine “Nazire” denir  Bu, nazire yazan şairin diğer şaire karşı duyduğu saygı ve beğeniden ileri gelmektedir  Edebiyatımızda bu türde de pek çok ürün verilmiştir  DİVAN EDEBİYATININ GENEL ÖZELLİKLERİ Nazım birimi genellikle beyittir ve cümle beyitte tamamlanır  Beyit, cümleye egemendir  Nazım ölçüsü “aruz”dur  Dili Arapça, Farsça, Türkçe karışımı olan Osmanlıca’dır  Şiirlerde tam ve zengin uyak kullanılmıştır  Şiirlerin konuyu içeren başlıkları olmadığı için nazım biçimlerine göre adlandırılmışlardır  Klişe bir edebiyattır  Duygu ve düşünceler değişmez sözlerle (Mazmun) anlatılır  Anlatılan şey değil, anlatış biçimi ön plandadır  Soyut bir edebiyattır  İnsan ve doğa gerçekte olduğundan farklı ele alınmıştır  Aydın zümrenin edebiyatıdır  Medrese kültürü hakimdir  Genellikle saraya ve çevresine seslenir  Sanatlara bolca yer verilmiş, sanat yapmak amaç durumuna gelmiştir  Ulusal bir edebiyat olmayıp dinin etkisiyle şekillenmiştir  Arap ve İran edebiyatının etkisi çok fazladır  Şiirde daha çok aşk, sevgili, içki, din ve kadercilik gibi konular işlenmiştir  Nazım ön planda tutulmuş, nesre pek az yer verilmiştir  Nesir alanında tezkireler (edebiyat tarihi görevini gören biyografik eser), münşeatlar (mektuplar), tarihler, dini metinler ve nasihatnamelere de rastlanmaktadır  Bunlarda da sanat yapma amacı ön plandadır  13  yüzyılda gelişmeye başlamış 16  ve 17  yüzyıllarda en olgun dönemini yaşamış, 19  yüzyılın sonlarına kadar sürmüştür   | 
|   | 
|  | 
|  |