Sözleşmeye Bağlı Anlatım Örnek Metinler |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Sözleşmeye Bağlı Anlatım Örnek MetinlerSöyleşmeye Bağlı Anlatım ile ilgili örnekler Söyleşmeye Bağlı Anlatım yazı örnekleri GELDİĞİ GİBİ Şu kış günleri yok mu sevemiyorum bir türlü ![]() ![]() Her yıl boyunca: İnsanların çalışırken en çok düşündükleri, en çok eğlendikleri mevsim kıştır Uzun gecelerde ocak başına büzülüp ne yapacağını şaşıran kişioğlu aklını işletmiş; hakikatleri, sırları araştırmış; masallar uydurmuş; insanlar, yasalar koymuş Medeniyeti kışın getirdiği ihtiyaçlar yaratmış değil mi?" derim ama olmuyor işte, boşuna Ta gençliğimde Remy de Gourmont (Römi dö Gurmon)'un bilmem hangi kitabında okuduklarımdan kalma bu yankı kandıramıyor beni Doğru sözler, doğru ya, beni avutmaya, güz sonu içimi sarmaya başlayan o korkuyu andırır perişanlığı gidermeye yetmiyor![]() Soğuktan yakınacak değilim Ne yalan söyleyeyim, öyle çok üşümedim ömrümde, serinlikler basınca sırtımı pekiştirmenin, oturduğum yeri ısıtmanın bir çaresini bulurum Üşümenin, şöyle biraz üşümenin de bir tadı vardır doğrusu Kar altında beş-on dakika, yarım saat yürüdükten sonra sıcak bir odaya girip parmaklarını hohlamanın zevkine doyulur mu? Gözlerinizin içi parlar "Vuuuu! Üşüdüm!" diyerek mangala sobaya yaklaşırken gülümsememek, gülmemek elinizde midir? Keyifle hatırlarsınız üşüdüğünüzü![]() ![]() ![]() Kışı, gündüzleri kısacık olduğu için sevmem Sabahleyin bir türlü doğmak bilmeyen güneş çekip gider Hele şimdi! Saat dördü biraz geçti mi, ortalık kararıveriyor Ne anladım ben ondan? Penceremden bakıyorum, tertemiz bir hava, berrak![]() ![]() Bir çekicilik vardır Ankara'nınki İstanbul'unki gibi öyle baygın değildir; yarı sevdalı, yarı hüzünlü hülyalar kurmaya sürüklemez, insanı çıkıp gezmeye çağırır Ama nereye gideceksin? Sen daha biraz yürümeden sular kararacak, çevreni seçemez olacaksın Lambaların ışığı ne kadar parlak olursa olsun, gezmelere elverişli değildir![]() "Yaşlandın sen artık, kocadın, yarım saat dolaşsan yoruluveriyorsun, dizlerin tutmuyor, bir de gezme sözü mü edeceksin?" diyeceksiniz Haklısınız Evet, yürüyemiyorum artık, çabucak bir kesiklik geliyor Ama yaşlandım diye benim gezme, uzun uzun gezme hülyaları kurmamı da yasak edecek değilsiniz ya! Bırakın, unutuvereyım yaşlandığımı, unutayım da yaz gelince, o uzun günlerde dilediğimce gezebileceğimi umayım![]() ![]() Hem ben ışığı, ışıklı günleri yalnız gezmek, yürümek için sevmem ki! Bir yerde oturup çevrenize, ta uzaklara bakmanın da tadı yok mu? Gözlerinizin görebildiği bütün yerler sizindir, şu tepelerdeki ağaçlar, bir sıraya dizilmiş şu renk renk evler, şu uzaklaşan insan, şu yaklaştıkça yüzü beliren gölge, hepsi hepsi sizindir; sizindir de değil, sizsiniz onlar![]() ![]() Onlara baktıkça, onları gördükçe benliğimizin genişlediğini, zenginleştiğini duyarsanız Yalnız değilsiniz, çevrenizde, gözünüzün görebildiği kadar uzaklarda hayat var, hepsini sevebilir, hepsini düşünebilirsiniz Kışın ise öyle mi? Daralıverir, küçülüverir çevreniz O kısacık günler, bu yeryüzünün varlıklarıyla beslenmenize yetmez, uzun gecelerde ise kendi kendinizle baş başa kalır, gündüz toplayabildiğiniz azıcık şeyi de çabucak tüketirsiniz Ah, kış geceleri, bitmek bilmeyen, insanı kendi kendine, hep kendi kendini düşündürmeye sürükleyen kış geceleri! Size hep kendi kendinizi düşündürdüğü için de benliğinizi gözünüzde büyütür, büyütür İçinizde tükenmez hazineler bulunduğunu sandırır![]() ![]() Evet, medeniyeti belki kışın getirdiği ihtiyaçlar yaratmıştır, kış geceleri belki hakikatleri araştırmaya, sırları çözümlemeye, masallar uydurmaya, araştırmaya, yasalar kurmaya elverişlidir ama bizi kendi kendimizle uğraşmaya, benliğimizi beğenmeye sürükleyen de odur![]() Neye yazdım bu satırları? Hiç ![]() ![]() Işığa hasretimi, ışıklı yaz günlerine hasretimi söylemek istedim, işte o kadar Böyle geldi, böyle yazdım![]() Nurullah ATAÇ YILDIZLARA BAKMAK GÖZLEM EVİ MÜDÜRÜ - (Güler ) Vaktiniz varsa hay hay!YOLCU - (Ağlamaklı) Yok, ne yazık ki, vaktin yok Çok geç kaldım![]() GÖZLEM EVİ MÜDÜRÜ - Çok geç kaldınız! ARABACI - Bey, hemen gidelim! Ben yıldız da gösteririm size! YOLCU - (Azarlar ) Görmüyorum dedim yahu, göz doktoru musun sen?GÖZLEM EVİ MÜDÜRÜ - Bu iş doktor işi değil, yaşamak işi Arabacı! Nasıl senin beygir! Yemini yedi suyunu içti mi? ARABACI - Yedi, içti, beyim! GÖZLEM EVİ MÜDÜRÜ - Ne yapıyor şimdi? ARABACI - (Gülerek) Yıldızları seyrediyor, müdür bey! GÖZLEM EVİ MÜDÜRÜ - (Güler ) Bravo beygire! Yaşamasını biliyor desene!YOLCU - (Kızmış ) Aptal yerine koydunuz beni; düpedüz aptal! Alacağınız olsun, gösteririm ben size!GÖZLEM EVİ MÜDÜRÜ - (Güler ) Görmüyorsunuz ki gösteresiniz, dostum!YOLCU - Yürü gidelim, arabacı! Deliler evine gelmişiz; durulmaz burada! (Hızla uzaklaşan ayak sesleri ![]() ![]() Müdürün kahkahası![]() ![]() Kapanan bir kapı![]() ![]() Sessizlik Az sonra dörtnala giden atın nal sesleri, tekerlek sesleri![]() ![]() Sesler birden kesilir Uzaktan uğultu hâlinde, son hecesi uzatılarak, "Çiçeklere baktın mı?" seslenişi duyulur, ses erk dağılır At kişner Yolcu da, arabacı da gürültüden btraz bağırır gibi konuşurlar )YOLCU - Arabacı, çabuk beni o söylediğin bahçeye götür, çiçekleri göster bana; önce çiçekleri! ARABACI - Geç oldu bey, çiçekler uykuya yattı, hiçbiri görülmez şimdi ![]() YOLCU - Hay Allah! Yahu, bunun da mı zamanı var? ARABACI - Var ya tabi var! Çiçekler sabahın erken saatlerinde, bir de gün batarken görülür bey1 Acele etmeyin, yarın sabah ben size bütün çiçekleri gösteririm, bütün çiçekleri!YOLCU - (İçini çeker ) Ah, ben yarın belki buralarda olmam! Arabacı! Şimdi göster, şimdi Hiç değilse bir yıldız göster bana![]() ARABACI - Bunlar birbirlerine bağlı şeyler bey! Çiçekleri gördünüz mü, gökyüzüne bakmadan yıldızları da görürsünüz ![]() YOLCU - Geç kaldım, çok geç kaldım! ARABACI - Geç kaldınız, bey! (Bir süre nal, tekerlek seslen ![]() ![]() At kişner )Behçet Necatigil |
|
|
|