07-26-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Son Haçlı Seferi
Son Haçlı Seferi Tarihteki İlginç Olaylar
Prester John ve Son Haçlı Seferi
13 Yüzyıl Avrupası
Her şey Bizans İmparatorluğu'nun başkenti Konstantinopol'ün patriği Nestorius'un söyledikleriyle başladı İS 5 yüzyılda gelişen olaylarda Nestorius, İsa'nın kutsal ruh fikriyle dolu sıradan bir insan olduğunu ve bu nedenle Meryem'in de tanrıyla bir ilişkisi olmadığını söylüyordu Patrik, Doğu Roma İmparatorluğu'nun dini lideri olduğundan fikirlerini çabucak yayması kolaydı Bu fikir kilisenin öteki patrikleri ve Doğu Roma hükümdarı tarafından pek de hoş karşılanmadı Birkaç hafta içinde Nestorius görevden alındı
Bundan yılmayan Nestorius "sapkın" fikirlerini yaymaya devam etti Bir mürit grubu oluşmaya başlamıştı İnatçılığı yüzünden bu eski patrik ve müritleri sürüldü O zamanlar sürgüne gönderilmek, Bizans'ın söz sahibi olduğu toprakların çok daha doğusuna gitmek anlamına geliyordu Nestorius ve takipçileri Hindistan'a kadar gitti İsa hakkındaki fikirlerini burada da ifade ediyorlardı ancak oraya ilk gelen Hıristiyanlar oldukları için bunları anlattıkları Hıristiyan olmayanlardı Bir süre Nestorius'un müritleri dikkat çekti ancak Bizans İmparatorluğu küçüldükçe bağlantı kaybedildi Tüm bilinen oralarda, uzaklarda doğuda bir yerlerde Nestorius'un takipçilerinin olduğuydu
12 yüzyılın sonunda Avrupa tuhaf bir yer haline gelmişti Dev imparatorluklar parçalanmıştı ve Kiev'den Londra'ya kadar bütün devletler küçülmüştü Bu küçük devletler zenginleşmişti ve Kudüs ile kutsal toprakları kurtarmak dışında sınırlarının ötesinde olup bitenle ilgilenmiyordu Bunun nedeni de Avrupa'nın ötesindeki ticaretin önünün İslam'ın yükselişi nedeniyle kesilmesiydi
Bu, aynı zamanda Avrupalıların cehaletle geçirdiği "Karanlık Çağlar"ın sonuydu Bin yıl önce Roma'da Çin'den gelen ipek sayesinde bol bol ipek bulunurken ipek artık bir zenginlik ve asalet işareti olmuştu Basit bir ipek ceket bile bir tarla işçisinin beş yıllık gelirine eşitti Avrasya'nın üçte ikisi Marco Polo'nun keşfetmesini bekleyen bir bilinmeyendi
13 yüzyılda Avrupa'nın yüzü 5 yüzyıldakinden oldukça farklıydı, Doğu dünyası ise tanınmayacak hale gelmişti İslam güçlenmiş, dört kez yapılan Haçlı Seferleri geçici bir süreyle de olsa kutsal toprakları özgürlüğüne kavuşturmuştu Savaşçı Müslümanlardan daha önemlisi ise Çin'i çoktan fethetmiş olan Moğol İmparatorluğuydu
Moğollar yüzlerini Batı'ya dönmüştü Avrupa ise küçük krallıkların, birkaç asilin yönetimindeki disiplinsiz ordularıyla Haçlı Seferlerine çıkıyordu Dört sefer Yakındoğu'yu ticarete açtı ama bu, Hıristiyan dünyasının yararına olmadı Katolik Kilisesi hala yönetimi elinde tutuyordu ve Papa Avrupa politikasının en önemli adamıydı Gücünün çoğu da "Kutsal Topraklar"ı kafir Müslümanlardan kurtarmak için düzenlediği Haçlı Seferlerinden geliyordu
Ama Nestorius ve takipçilerinin başına gelenler Prester John efsanesinin oluşmasına yol açtı 1122'de Roma'ya Hindistanlı bir rahip ulaştı Hindistan ve Çin'de yaşayan Nesturilerin (Neşter yanlısı Hıristiyan) bir elçisi olduğunu söylüyordu Aslında Hindistan'da birkaç bin Nesturi vardı, Çin'de ise tek kişi bile yoktu Ama Papa'nın duymak istedikleri buydu Moğol İmparatorluğu'nun büyümesiyle ilgili haberler ve hatta ayrıntılı raporlar Avrupa'ya ulaşıyordu Bunun için harekete geçmek isteyen Avrupalılar Prester John'a yardım bahanesiyle yeni bir Haçlı Seferi başlattılar Bu Beşinci Haçlı Seferiydi
Prester John güçlü bir askeri lider ve inançlı bir Hıristiyan gibi tanıtılıyordu John, İslam dünyasının yanı başında güçlü bir Hıristiyan krallığının başındaydı 1145'de Suriye Başrahibi Papa'ya gönderdiği mektupta doğudaki bir Hıristiyan krallığının kutsal toprakların geri alınmasında yardımcı olmak üzere bir ordu gönderdiği konusunda bilgi aldığını yazdı 1221'de haçlı seferi için çağrı yapılmıştı
Hıristiyan dünyası Prester John'un İspanya'dan İran'a kadar her yeri elinde tutan İslam ordularından Avrupalı Hıristiyanları kurtarmak için harekete geçtiğinden o kadar emindi ki, Moğol fetihleri bile görmezden geliniyor hatta bunlar Prester John'un yaptıkları olarak anlatılıyordu Batı Avrupa için Prester John gerçek, Moğollar ise bir efsaneydi
Böylece Papa haçlı seferini başlattı Filistin'e doğru yola çıkan binlerce şövalye öldü Sonunda Hıristiyanlar kutsal toprakları tamamen kaybetti Ancak o vakte kadar bu, Hıristiyanlar için önemli değildi, çünkü Prester John her an ordusuyla ortaya çıkabilir ve Hıristiyanları kurtarabilirdi Dahası John, doğudan gelecekti ve Müslüman kafirleri aralarında sıkıştırmış olacaklardı
Bu efsanenin gücü Avrupa'nın stratejisine yarım yüzyıl boyunca yön verdi Sonunda ise Prester John'un gerçekten bir efsane olduğu ortaya çıktı Ayrıca Moğolların da gerçekliğinin farkına varıldı Batı Avrupa Haçlı Seferleri nedeniyle ikiye bölündü Bazıları destek verirken, bazıları hata olduğunu düşünüyordu
En büyük iki Hıristiyan krallığı Polonya ve Macaristan'dı Ama büyük olmaları uygar oldukları anlamına gelmiyordu Bu iki krallık, ikiye bölünmüş Fransa gibi kendi halinde gelişmeye bırakılmış olsaydı "Karanlık Çağ" bir yüzyıl daha önce biterdi Ancak Moğollar sonunda Avrupa'ya saldırmaya hazırlandıklarında, Batı'nın askeri gücü dağılmış durumdaydı
Macaristan Kralı IV Bela tüm Hıristiyanlığa kendilerini ve tabii ki Macaristan'ı savunmaları için çağrı yaptığında Öyle büyük bir ordu oluşturulamadı Avrupa'nın her tarafındaki şövalyelerden yanıt geldi Ama beklendiği kadar büyük bir katılım yoktu Batı Avrupa'dan tek bir kral bile ordusunu toplayıp gelmedi
On beş-yirmi yıl önce Filistin'de savaşanlardan çoğu ölmüştü ve mali açıdan da orduların yeni bir savaşa gücü yoktu Moğollar, Polonya ve Macaristan'ı ezip geçti Moğol hükümdarı ölmeseydi ve Moğol orduları kendi kendilerine geri çekilmeselerdi, Dublin'e kadar ilerleyip tüm Avrupa'yı ele geçirmekten onları alıkoyacak hiçbir güç kalmamıştı
Prester John bir efsaneydi Olmayan bir Hıristiyan Krallığı ile güçleri birleştirip İslam ordularını yenme fikri Papa'ya ve asillere öyle çekici gelmişti ki kimse buna karşı çıkamadı Bu öyle bir efsaneydi ki, Moğol hükümdarı ölmeseydi, tüm Avrupa Moğol hakimiyetine girecekti
|
|
|