07-26-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Hazar-Arap İlişkileri
Hazar-Arap ilişkileri Tarihi Hakkında - 1 Dört Halife Dönemi - Emeviler Dönemi - Abbasiler Dönemi
Türkler

Bozkır İmparatorluklar
Göçebe
Hiung-nu
o Batı • Kuzey • Güney
* Cücenler
* Akhunlar
* Göktürk Kağanlığı
o Doğu • Batı • İkinci
* Uygur Kağanlığı
o Kansu Uygur Krallığı • Karahoca Uygur Krallığı • Karahanlılar
Yerleşik
* Beş Hu On Altı Krallık
o Han Çov • Hou Çov • Vey • Hya
* Kansu Uygur Krallığı
* Karahoca Uygur Krallığı
* Karahanlılar
o Doğu Karahanlılar • Batı Karahanlılar
* Beş Hanedan On Krallık
* Şatuolar
o Hou Tang • Hou Jin
Ural'ın Batısı
* Hun İmparatorluğu
* Avar Kağanlığı
* Hazar Kağanlığı
* Büyük Bulgarya Hanlığı
* Peçenekler
Memlûklar / Türkmenler
Hindistan
* Gazne Devleti
* Delhi Sultanlığı
Mısır
* Tolunoğulları
* Memlûk Sultanlığı
İran
* Karakoyunlu Devleti
* Akkoyunlular
* Afşar Hanedanı
* Kaçar Hanedanı
Moğolların Mirasçıları
Cuci'nin Ulusundan Doğan ÜlkelerToka Temür Sülalesi
* Kırım Hanlığı
* Kazan Hanlığı
* Kasım Hanlığı
* Astrahan Hanlığı
* Kazak Hanlığı
* Nogay Orda
Şiban Şülalesi
* Sibir Hanlığı
* Şeybani Hanlığı
* Buhara Hanlığı
* Hive Hanlığı
* Kokand Hanlığı
* Buhara Emirliği
Çağatay'ın Ulusundan Doğan Ülkeler
* Doğu Çağatay Hanlığı
* Yarkand Hanlığı
Anadolu - Rumeli
* Selçuklular
o Büyük Selçuklu Devleti
o Irak Selçuklu Devleti
o Kirman Selçuklu Devleti
o Anadolu Selçuklu Devleti
* I Dönem Anadolu Beylikleri
o Çaka Beyliği (1081 - 1098)
o Dilmaçoğulları Beyliği (1085 - 1192)
o Danişmendliler Beyliği (1092 - 1178)
o Saltuklu Beyliği (1092 - 1202)
o Ahlatşahlar Beyliği (1100 - 1207)
o Artuklu Beyliği (1102 - 1408)
o İnaloğulları Beyliği (1098 - 1183)
o Mengüçlü Beyliği (1072 - 1277)
o Erbil Beyliği (1146 - 1232)
o Çubukoğulları Beyliği (1085 - 1092)
* Atabeylikler
o Zengiler
o İldenizliler
o Böriler
o Salgurlular
* I Dönem Anadolu Beylikleri
*
o Osmanlı İmparatorluğu (1299 - 1922)
o Taşanoğulları Beyliği (1350 - 1398)
o Çobanoğulları Beyliği (1227 - 1309)
o Karamanoğulları Beyliği (1256 - 1483)
o İnançoğulları Beyliği (1261 - 1368)
o Sâhipataoğulları Beyliği (1275 - 1342)
o Pervaneoğulları Beyliği (1277 - 1322)
o Menteşe Beyliği (1280 - 1424)
o Candaroğulları Beyliği (1299 - 1462)
o Karesi Beyliği (1297 - 1360)
o Germiyanoğulları Beyliği (1300 - 1423)
o Hamitoğulları Beyliği (1301 - 1423)
o Saruhanoğulları Beyliği (1302 - 1410)
o Tacettinoğulları Beyliği (1303 - 1415)
o Aydınoğulları Beyliği (1308 - 1426)
o Tekeoğulları Beyliği (1321 - 1390)
o Dulkadiroğulları Beyliği (1339 - 1521)
o Ramazanoğulları Beyliği (1325 - 1608)
o Kadı Burhaneddin Devleti (1381 - 1398)
o Eşrefoğulları Beyliği (1300 - 1326)
Türki Cumhuriyetler
* Türki Cumhuriyetler
* Türkiye Cumhuriyeti
* Azerbaycan Cumhuriyeti
* Türkmenistan Cumhuriyeti
* Kazakistan Cumhuriyeti
* Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
* Özbekistan Cumhuriyeti
* Kırgızistan Cumhuriyeti
Tarihi Türk Devletlerin Listesi
* Tarihî ve çağdaş Türk devletleri
* Türk tarihi literatürü
Hazar-Arap ilişkileri, 7 yüzyılın ikinci çeyreğinden 9 yüzyılın ortalarına kadar devam eden ve genellikle savaşlarla geçen ilişkilerdir
Dört Halife Dönemi
7 yüzyılda en önemli güçler olan Hazarlar'la Araplar arasında sık sık savaşlar yaşanmıştır Hazar-Bizans işbirliği karşısında zayıflayan Sasani İmparatorluğu, 632-634'lerde İslam kuvvetleri tarafından çökertilip İran toprakları Arapların eline geçince “İslam İleri Harekâtı” bir yandan Ermenistan yolu ile Kafkaslar'a doğru bir yandan da Suriye üzerinden Anadolu içlerine kadar gelişmeye başlamıştır Araplarla Hazarların mücadeleleri şiddetli ve devamlı olmuştur İlk büyük taarruz, 651-652 yıllarında Halife Ömer zamanında Selman bin Rebia komutasında yapılmış ve İslam orduları Hazar topraklarına girip Derbent'i alarak Hazarların bu sıralardaki başkentleri olan Belencer'e kadar ilerlemiş ancak Hazarlar tarafından geri püskürtülmüşlerdi Arap kumandanıyla 40 000 kadar askeri idam edilmiştir Belencer'in Araplar tarafından istila edilmesinden sonra Hazarlar, başkentlerini Aşağı İdil civarına nakletmişlerdir Daha sonra güneye doğru ilerleyerek Ermenistan'a girmişlerdi
Halifeliğin 730'larda genişlemesi
Historical Atlas, William R Shepherd, 1923
Karadeniz'in kuzeyindeki Büyük Bulgarya Hanlığı'nın kuvvetli Hazar genişlemesi karşısında dayanamayarak parçalanması sonucunda Dinyeper'e kadar olan düzlükler Hazarların eline geçmiş ve Hakanlık, Kafkaslar'ın güneyinde de İslam İleri Harekâtı'na karşı yolları kapamıştı 669 yılında Sabirler ve Urgianlar, Obrianların yönetiminden ayrılarak Don Nehri ve Kafkaslar arasına yerleşmişler ve Hazarların hâkimiyeti altına girmişlerdir Hazarlar, 679 yılında Bulgarları idareleri altına alarak Don ve Dinyeper arasında batıya doğru yayıldılar 683 yılındaysa İberya, Albanya ve Ermenistan'a saldırıp ganimet elde edip geri döndüler Bu arada 685 yılında Ermeni prensi, ülkesini istila etmek isteyen Hazarlarla savaşarak ordularını geri püskürtmüştür 7 yüzyıl sona ermeden Hazarlar, Kırım'ı ele geçirip Azak Denizi çevresinde tam bir hâkimiyet sağlamışlardır ve böylece Hazar Denizi'nden Dinyester'e Kafkaslar'ın güney eteklerinden Oka Nehri'ne kadar bütün bölgeyi ve Kırım'ı ellerine geçirmişlerdir651-652'deki ilk karşılaşmadan sonra Halife Osman'ın 656'da şehit edilmesinden ve Halife Ali'nin halife seçilmesinden sonra meydana gelen karışıklıkların Kafkaslar yönündeki İslam saldırılarını azaltması üzerine harekete geçen Hazarlar, Arrân'a kadar indiler
Emeviler Dönemi
Bir Hazar askeri savaş esiriyle birlikte
Hazar-İslam savaşları yaklaşık yarım asırdan fazla süren sınır boyu çarpışmalarıyla devam etmiş ve daha sonra da İslam orduları, Emevi Halifesi Muaviye zamanında Kafkas taarruzlarına yeniden başlamıştır Bu seferlerin başında Emevilerin ünlü kumandanlarından Mesleme bin Abdül-melik bulunuyordu 708-709 yıllarında Mesleme komutasındaki İslam orduları Azerbaycan bölgesinden geçerek Derbent'e saldırmış Hazarlarla savaşa tutuşmuştur 711 yılında Mesleme, tekrar Hazarlara saldırmış ve Derbent havalisine kadar uzanarak 714'te de Derbent'i zapt etmiştir Ancak kendisinin 717'de İstanbul'a yürümek üzere Kafkaslar'dan ayrılmak zorunda kalmasıyla Hazar taarruzu karşısında Arap kuvvetleri geri çekilmiştir Bunun üzerine Hazar ordusu 717-718 yıllarında Şirvan'a girmiş ve Azerbaycan'ın büyük bir kısmını işgal etmiştir [7] Ancak Emevi halifesi Ömer bin Abdülaziz'in görevlendirdiği Hatim bin Numan Eş-Bahili, Hazarları durdurmayı başarmıştır Fakat 5 yıl sonra Kıpçaklar ve diğer Türk boylarının yardımını sağlayan Hazarların bozguna uğrattığı Müslüman ordusu ciddi kayıplar vermiştir Bu bozgundan kurtulabilenler Dimaşık'tan gelmişlerdir Bu durum karşısında halife II Yezid, Cerrah bin Abdullah El Hakemi'yi Ermenistan valiliğine getirerek Hazarlar ile mücadelede görevlendirmiştir
721-723 yılları arasında Ermenistan valisi Cerrah, Hazar ülkesinde büyük başarılar kazanmış ve Derbent'i ele geçirmiştir İki tarafın orduları Derbent'in 6 fersah kuzeyindeki Narvan mevkisinde karşılaştılar Bu savaşta Hazarlar ağır bir yenilgiye uğradılar [8] Cerrah'ın kuvvetleri Tarki'yi daha sonra da Belencer'i ele geçirdiler Bundan sonra Hazar hakanı, İdil Nehri üzerinde bulunan İtil şehrine taşınarak burayı başkent yapmıştır [9] Halife Hişam bin Abdülmelik zamanında 726 yılında Mesleme, tekrar Hazar ülkesine saldırarak Azerbaycan ve Dağıstan üzerine yürüdü ve bazı kaleleri ele geçirdi Mesleme, 726 yılında yeniden Hazar topraklarına saldırarak pek çok esir ve ganimetle geri döndü 730 yılında Cerrah Hazarlara saldırdı ve Beyda şehrini ele geçirdi Hazarlar 731'de büyük bir güç toplayarak karşı saldırıya geçip Arapları ağır bir mağlubiyete uğratarak Cerrah'ı öldürdüler [8] Hazar ordusu bu savaşta Musul önlerine kadar gelmiştir Araplar böylece tekrar Azerbaycan'a gerilemek zorunda kaldılar Buna karşı Sait El-Hareşi komutasında yeniden toparlanan Araplar, Hazarları geri püskürttüler Bu olaydan bir yıl sonra Mesleme komutasındaki İslam orduları yeniden Hazarlara saldırdılar ve Belencer Dağı'na geçerek hakanın oğlunu öldürdüler Ancak Hazarlar buna karşı saldırıyla cevap verince Mesleme Derbent'e sığınmak zorunda kaldı
732-733 yıllarında daha sonraları halife olacak olan Mervan bin Muhammed, Ermenistan'a ve Azerbaycan'a vali tayin edildi Araplar en önemli başarılarını onun zamanında elde ettiler [8] Mervan, 40 000 kişilik ordunun başında Derbent geçidini aşıp Belencer'e giderek şehri yağmaladı ve sonra 150 000 kişilik bir orduyla iki koldan Hazarlar'ın merkezi ve yeni başkentleri olan İdil şehrine kadar gitmeye karar verdi Terek şehri üzerinde Semender şehri Arapların eline geçti Böylece Hazar şehirlerini ele geçiren Mervan, Dağıstanlıları da vergiye bağladı 737-738 yılında Mervan, bu 150 000 kişilik orduyla İdil şehrine kadar ilerledi Daha sonra Kura Nehri üzerindeki Gazah şehrinden Hazarların Dağıstan'daki ikinci büyük şehri olan Semender'e saldırdı Kaynaklarının ifadesine göre Arap ordularının bir kısmı Derbent yolundan fakat büyük bir kısmı şahsen Mervan'ın idaresinde Dalyal geçidi üzerinden hareket ederek ansızın Hazarlara saldırdı Hazarlar buna karşı koyamadılar ve Mervan bütün kuvvetleriyle İdil şehri üzerine yürüyerek İdil şehrinin batı kısmı olan El-Beyza'yı ele geçirdi Bunun üzerine Hazar hakanı bu şehirden kaçarak İdil Nehri'nin kuzeyine çekilerek oarada bir yere sığındı ve Araplara karşı 40 000 kişilik bir ordu gönderdi Ancak Mervan hakanı orada yakalayarak şehri savunan Tarhan'ı öldürmeyi başardı Bu savaşta Hazarlar 10 000 ölü ve 7 000 kadar esir verdiler Hazar hakanı Arap hâkimiyetini ve İslamiyet'i kabul etmek şartıyla barışa razı oldu Bunun üzerine Mervan, hakanın İdil'e dönmesine izin verdi Yapılan antlaşmaya göre başkent İdil'de iki fakih kalacak ve Hazarlara İslamiyet'i öğretecekti Ancak Hazar hakanının Müslümanlığı çok uzun sürmemiş ve hakan, Arapların gitmesini müteakip eski dinine dönmüştür Böylece de İslamiyet, gerek Hazarlar arasında gerekse de bu topraklardaki diğer kavimler arasında güçlü bir şekilde yayılma fırsatı bulamamıştır Mervan bu sefer esnasında aldığı esirleri Derbent'in güneyine geçilerek Samur Köprüsü'yle Şaberan arasına yerleştirmiştir Mervan'ın bu seferinden sonra İslam-Hazar ilişkileri genelikle dostane seyretmiştir
Abbasiler Dönemi
950'li yıllarda Hazarlar
İslam halifeliğinde Abbasiler'in iktidara geldiği, 763'ten sonra, Arap-Hazar mücadeleleri eski hızını kaybetmiştir Hakan, Hazarları As-Tarhan komutasındaki bir ordu ile göndererek Araplara 764-765 yıllarında yeniden saldırtmıştır Hazarların Araplar ile savaşmaları, Bizans'ın Kafkaslar üzerindeki hâkimiyetlerinin korunmasına da yardım etmiştir 775 yılında Hazarlar, diğer Türk boylarının da yardımıyla saldırarak Tiflis'i tekrar ele geçirmişler ve birçok müslümanı öldürmüşlerdir ] Hazarların Müslüman ülkelerine son akınları Halife Harun Reşid zamanında olmuştur 799'da Vezir Fadıl bin Yahya el-Bermeke Hazar hakanının kızı Sitit ile evlenmiş ve Sitit, hamileyken zehirlenerek Berde'de ölmüştür Sitit'in ölümü üzerine yanında bulunan Hazar askerleri ülkelerine dönerek hakana kızının eceliyle değil de kasten öldürüldüğünü söylemiştir Bu durum karşısında hakan, İslam topraklarına saldırmış ve 100 000'e yakın müslümanı esir almıştır Bunun üzerine Halife Harun Reşit, kumandanı Yezid'i Hazarların üzerine göndermiş ve o da Hazarları Ermenistan'dan çıkarmayı başarmıştır [ Bundan sonra Arap kaynaklarında Hazarların hücumlarından bahsedilmemektedir Böylece Güney Kafkaslar'da hâkimiyet için yapılan Arap-Hazar mücadelesi sona ermiştir Ayrıca İslam hilafet imparatorluğunun en kuvvetli devirlerinde Arap ordularına karşı gösterilen bu çetin mukavemet, Hazar Devleti'nin gücünü bir kere daha göstermektedir Daha sonra Halife Vasık Billah tarafından Yecüc ve Mecüc Seddi hakkında bilgi edinmek için görevlendirilen Muhammed bin Musa el-Harizimi ile Selam et-Tercüman, Hazar hakanının izni ve yardımlarıyla yaptıkları araştırmalarda Hazar ülkesinde böyle bir seddin bulunmadığını tespit etmişlerdir
|
|
|