Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ailesi, atatürkün

Atatürk'ün Ailesi

Eski 07-26-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürk'ün Ailesi



Atatürk'ün Ailesi Hakkinda - Atatürkün Hayati

Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım, Hacı Sofu ailesinden Feyzullah Ağa’nın kızıdır Zeki, sağduyulu, dine ve geleneklere bağlı bir kadındı Oğlunun mahalle mektebine gelenekten olan ilâhilerle başlamasını istemişti Ancak oğlunun zamanın gerektirdiği biçimde yetişmesini engellememiş, hele kocası öldükten sonra onun iyi öğretim görmesine elinden geldiği kadar çalışmıştır…

Onun sağduyusu ve taşıdığı yüksek onur duygularının bir örneği aşağıdaki olayda görülür

O, daha Selanik’te bulundukları sırada oğlunun, kendi evinde, II inci Abdülhamit yönetimine karşı çalışan bir takım arkadaşları ile yaptığı toplantıda nelerle uğraşıldığını öğrenince, padişaha karşı çalışmanın sonuçlarından ürkmüş, ancak Mustafa Kemal’in işi kendisine anlatması üzerine sorunu kavrayıp ” gizli şeyleriniz varsa ben saklayayım, muvaffak olmak zordur, mahvolmak daha tabiidir ” dedikten sonra şöyle konuşmuştur :

” … evlâdım bir gün bu işler olduktan sonra seni namus ve haysiyet sahibi olanlarla görmezsem işte o zaman meyus olurum Ben senin kadar okumadım, senin kadar bilmem, seni gördüğün, anladığın şeyleri yapmaktan menetmeye kalkışmam, yalnız dikkat et, esas muvaffak olmaktır, muvaffak olmaya çalış “

Selanik, Yunanlıların eline düştükten sonra kızı Bayan Makbule (Ata’dan) ile İstanbul’a gelen Zübeyde Hanım millî mücadele sırasında binbir merak ve heyecan, ancak büyük kıvanç duyguları içinde İstanbul’da kalmış ve Ankara’ya gitmiştir

Kalbinden hasta bulunduğu için Ankara’da kalması uygun görülmemiş ve zaferden sonra İzmir’e gönderilmiştir Orada 1923 yılında vefat etmiştir

Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi, Selânik yerlilerindendi Uzak dedeleri Vidin’den ayrılarak Serez’de yerleşmişler, oradan da Selânik’e gelmişlerdi Ali Rıza Efendi, önce Selanik’te evkaf kâtipliği yapmıştır Atatürk, onu az hatırladığını söylemekle birlikte zekâ ve azmini anar, modern düşünceli bir kimse olduğunu söylerdi

1876 da Sırbistan’la savaş başladıktan sonra Selanik’te gönüllülerden bir “Asakiri Milliye” taburu kurulmuş ve Ali Efendi orada mülâzımı evvel (Üsteğmen) olmuştur

II Abdülhamid’in vehmi üzerine bu ve buna benzer birlikler dağıtıldıktan az sonra Ali Efendi’nin evkaftan çekilip rüsumat memuru olduğu anlaşılıyor Daha sonra özel hayata atılıp kereste tüccarlığı yapmıştır

Atatürk’ün Selanik’te doğduğu evden ailenin orta halli, hatta bundan az üstün durumda olduğu anlaşılmaktadır

XIX uncu yüzyılda hele taşralarda kayıtlar pek eksik olduğundan onun doğum günü bilinmemektedir O, Rumi 1286 yılında doğmuş olarak kayıtlı olduğuna göre 1880 veya 1881 de doğmuş demektir Adı Mustafa idi

19 Mayıs 1932 de Bay Reşit Saffet Atabinen’in kendisine ” Doğum gününüzü kutlarım ” yollu bir telgraf çekmesi, Atatürk’ün hoşuna gitmişti Bundan az sonra Temmuz 1932 de Türk Tarih Kurumu’nun ilk kongresi sırasında Aydın Halkevi’nin tarih, dil, edebiyat komitesinin bir ” Gazi Günü ” kabul etmek istediğini söyleyip ona doğum gününü soran öğretmene Atatürk : ” Bana onu sormayınız, ben doğduğum günü bilmiyorum ” der ve “Gazi Günü” olarak da : ” Samsun’a çıktığım günü ” yapınız sözünü eklemiştir


Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım, Hacı Sofu ailesinden Feyzullah Ağa’nın kızıdır Zeki, sağduyulu, dine ve geleneklere bağlı bir kadındı Oğlunun mahalle mektebine gelenekten olan ilâhilerle başlamasını istemişti Ancak oğlunun zamanın gerektirdiği biçimde yetişmesini engellememiş, hele kocası öldükten sonra onun iyi öğretim görmesine elinden geldiği kadar çalışmıştır…

Onun sağduyusu ve taşıdığı yüksek onur duygularının bir örneği aşağıdaki olayda görülürO, daha Selanik’te bulundukları sırada oğlunun, kendi evinde, II inci Abdülhamit yönetimine karşı çalışan bir takım arkadaşları ile yaptığı toplantıda nelerle uğraşıldığını öğrenince, padişaha karşı çalışmanın sonuçlarından ürkmüş, ancak Mustafa Kemal’in işi kendisine anlatması üzerine sorunu kavrayıp ” gizli şeyleriniz varsa ben saklayayım, muvaffak olmak zordur, mahvolmak daha tabiidir ” dedikten sonra şöyle konuşmuştur :

” … evlâdım bir gün bu işler olduktan sonra seni namus ve haysiyet sahibi olanlarla görmezsem işte o zaman meyus olurum Ben senin kadar okumadım, senin kadar bilmem, seni gördüğün, anladığın şeyleri yapmaktan menetmeye kalkışmam, yalnız dikkat et, esas muvaffak olmaktır, muvaffak olmaya çalış ”

Selanik, Yunanlıların eline düştükten sonra kızı Bayan Makbule (Ata’dan) ile İstanbul’a gelen Zübeyde Hanım millî mücadele sırasında binbir merak ve heyecan, ancak büyük kıvanç duyguları içinde İstanbul’da kalmış ve Ankara’ya gitmiştir

Kalbinden hasta bulunduğu için Ankara’da kalması uygun görülmemiş ve zaferden sonra İzmir’e gönderilmiştir Orada 1923 yılında vefat etmiştir


Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi, Selânik yerlilerindendi Uzak dedeleri Vidin’den ayrılarak Serez’de yerleşmişler, oradan da Selânik’e gelmişlerdi Ali Rıza Efendi, önce Selanik’te evkaf kâtipliği yapmıştır Atatürk, onu az hatırladığını söylemekle birlikte zekâ ve azmini anar, modern düşünceli bir kimse olduğunu söylerdi

1876 da Sırbistan’la savaş başladıktan sonra Selanik’te gönüllülerden bir “Asakiri Milliye” taburu kurulmuş ve Ali Efendi orada mülâzımı evvel (Üsteğmen) olmuşturII Abdülhamid’in vehmi üzerine bu ve buna benzer birlikler dağıtıldıktan az sonra Ali Efendi’nin evkaftan çekilip rüsumat memuru olduğu anlaşılıyor Daha sonra özel hayata atılıp kereste tüccarlığı yapmıştır


Atatürk’ün Selanik’te doğduğu evden ailenin orta halli, hatta bundan az üstün durumda olduğu anlaşılmaktadır


XIX uncu yüzyılda hele taşralarda kayıtlar pek eksik olduğundan onun doğum günü bilinmemektedir O, Rumi 1286 yılında doğmuş olarak kayıtlı olduğuna göre 1880 veya 1881 de doğmuş demektir Adı Mustafa idi


19 Mayıs 1932 de Bay Reşit Saffet Atabinen’in kendisine ” Doğum gününüzü kutlarım ” yollu bir telgraf çekmesi, Atatürk’ün hoşuna gitmişti Bundan az sonra Temmuz 1932 de Türk Tarih Kurumu’nun ilk kongresi sırasında Aydın Halkevi’nin tarih, dil, edebiyat komitesinin bir ” Gazi Günü ” kabul etmek istediğini söyleyip ona doğum gününü soran öğretmene Atatürk : ” Bana onu sormayınız, ben doğduğum günü bilmiyorum ” der ve “Gazi Günü” olarak da : ” Samsun’a çıktığım günü ” yapınız sözünü eklemiştir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.