Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
basatın, destan, tepegözü, öldürdüğü

Basatın Tepegözü Öldürdüğü Destan

Eski 07-26-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Basatın Tepegözü Öldürdüğü Destan



Basat'ın Tepegöz'ü Öldürdüğü Destan



Meğer hanım bir gün Oğuz otururken üstüne düşman geldi Gece içinde ürktü göçtü Kaçıp giderken Aruz Koca'nın oğlancığı düşmüş Bir aslan bulup götürmüş, beslemiş


Oğuz yine zamanla gelip yurduna kondu Oğuz Han?ın at çobanı gelip haber getirdi, der: Hanım sazdan bir aslan çıkıyor, at vuruyor, sallana sallana yürüyüşü adam gibi, at basarak kan sömürüyor Aruz der: Hanım, ürktüğümüz zaman düşen benim oğlancığımdır belki dedi


Beyler bindiler, aslan yatağı üzerine geldiler Aslanı kaldırıp oğlanı tuttular Aruz oğlanı alıp evine getirdi Şenlik yaptılar, yeme içme oldu


Amma oğlanı ne kadar getirdilerse durmadı, geri aslan yatağına vardı Tekrar tutup getirdiler Dedem Korkut geldi, der: Oğlanım sen insansın, hayvanla arkadaş olma, gel güzel ata bin, güzel yiğitlerle at sür, at koştur dedi Büyük kardeşinin adı Kıyan Selçuk'tur, senin adın Başat olsun, adını ben verdim, yaşını Allah versin dedi


Oğuz bir gün yaylaya göçtü Aruz'un bir çobanı var idi Adına Konur Koca Sarı Çoban derlerdî Oğuz'un önünce bundan evvel kimse göçmezdi Uzun Pınar denmekle meşhur bir pınar var idi O pınara periler konmuştu Ansızın koyun ürktü Çoban erkeçe kızdı, ileri vardı Gördü ki peri kızları kanat kanada bağlamışlar, uçuyorlar Çoban, keçesini üzerine attı, peri kızının birini tuttu Tamah edip derhal temasta bulundu Koyun ürkmeğe başladı Çoban koyunun önüne koştu Peri kızı kanat vurup uçtu, der: Çoban yıl tamam olunca, bende emanetin var, gel al dedi Amma Oğuz'un başına felaket getirdin dedi Çobanın içine korku düştü Amma, kızın derdinden, benzi sarardı


Zamanla Oğuz yine yaylaya göçtü Çoban gene bu pınara geldi Gene koyun ürktü Çoban ileri vardı Gördü ki bir kütle yatıyor, parıl parıl parlıyor Peri kızı geldi, der: Çoban emanetini gel al, amma Oğuz'un başına felaket getirdin dedi Çoban bu kütleyi görünce dehşete düştü Geri döndü, sapan taşına tuttu Vurdukça büyüdü Çoban kütleyi bıraktı kaçtı Koyun ardına düştü


Meğer o sırada Bayındır Han beylerle gezinti için ata binmişlerdi Bu pınarın üzerine geldiler Gördüler ki bir alamet şey yatıyor, başı kıçı belirsiz Etrafına toplandılar İndi bir yiğit bunu tepti Teptikçe büyüdü Bir kaç yiğit daha indiler teptiler Teptiklerince büyüdü Aruz Koca da inip tekmeledi Mahmuzu dokundu, bu kütle yarıldı İçinden bir oğlan çıktı, gövdesi adam, tepesinde bir gözü var Aruz aldı bu oğlanı eteğine sardı Der: Hanım bunu bana verin, oğlum Başat ile besleyeyim dedi Bayındır Han senin olsun dedi


Aruz Tepegözü aldı evine getirdi Buyurdu, bir dadı geldi Memesini ağzına verdi Bîr emdi, olanca sütünü aldı İki emdi kanını aldı, üç emdi canını aldı Bir kaç dadı getirdiler, helak etti Gördüler olmuyor, sütle besleyelim dediler Günde bir kazan süt yetmiyordu


Beslediler büyüdü, gezer oldu, oğlancıklar ile oynar oldu Oğlancıkların kiminin burnunu, kiminin kulağını yemeğe başladı Hasılı, halkın bunun yüzünden çok canı yandı, aciz kaldılar Aruza şikayet edip ağlaştılar Aruz Tepegözü dövdü, sövdü, men etti, o dinlemedi Nihayet evinden kovdu


Tepegözsün peri anası gelip oğlunun parmağına bir yüzük geçirdi, oğul sana ok batmasın, tenini kılıç kesmesin dedi Tepegöz Oğuz?dan çıktı, bir yüce dağ vardı Yol kesti, adam aldı, büyük harami oldu Üzerine bir kaç adam gönderdiler, ok attılar batmadı, kılıç vurdular kesmedi, mızrak sapladılar işlemedi Çoban çoluk kalmadı hep yedi Oğuz'dan dahi adam yemeğe başladı


Oğuz toplanıp üzerine vardı Tepegöz görüp kızdı, bir ağacı yerinden kopardı, atıp elli altmış adam helak eyledi Alplar başı Kazan'a darbe vurdu dünya basma dar oldu Kazan'ın kardeşi Karo Göne Tepegöz'ün elinde perişan oldu Düzen oğlu Alp Rüstem şehit oldu Uşun Koca oğlu gibi pehlivan elinde şehit oldu Zayıf canından iki kardeşi Tepegöz'ün elinde helak oldu Demir giyimli Mamak elinde helak oldu Bıyığı kanlı Bügdüz Emen, elinde perişan oldu Ak sakallı Aruz Koca'ya kan kusturdu Oğlu Kıyan Selçuk'un ödü patladı Oğuz Tepegöz'e kar etmedi, ürktü kaçtı Tepegöz çevirip önünü kesti Oğuz'u bırakmadı, geri yerine kondurdu Velhasıl Oğuz yedi kerre ürktü, Tepegöz önünü kesip yedi kerre yerine getirdi Oğuz Tepegöz'ün elinde tam perişan oldu


Vardılar Dede Korkut'u çağırdılar, onunla konuştular, gelin kesim keselim dediler


Dedem Korkut'u Tepegöz'e gönderdiler Geldi selam verdi, der: Oğul Tepegöz, Oğuz elinde perişan oldu, bunaldı, ayağının toprağına beni attılar, sana haraç verelim, derler dedi Tepegöz der: Günde altmış adam verin yemeğe dedi Dede Korkut der: Bu şekilde sen adam bırakmaz tüketirsin dedi, amma günde iki adam île beş yüz koyun verelim dedi Dede Korkut böyle söyleyince Tepegöz der: Pekala öyle olsun, evet hem bana iki adam verin yemeğimi benim pişirsin, ben yiyeyim dedi


Dede Korkut döndü, Oğuz'a geldi Der: Yünlü Koca ile Yapağılı Koca'yı Tepegöz'e verin yemeğini pişirsin dedi ve hem günde iki adam ile beş yüz koyun istedi dedi Bunlar da razı oldu


Dört oğlu olan birini verdi, üçü kaldı Üç olan birini verip ikisi kaldı Kapak Kan derler bir adam var idi İki oğlu var idi Bir oğlunu verip biri kalmıştı Tekrar sıra dönüp dolaşıp ona gelmişti Anası feryat edip ağladı, figan etti Meğer hanım, Aruz oğlu Basat gazaya gitmişti, o sırada geldi Yaşlı kadıncağız der: Basat şimdi akından geldi, varayım, belki bana bir esir verir, oğlancığımı kurtarırım dedi


Basat altınlı gölgeliğini dikip otururken gördüler ki bir hatun kişi geliyor Geldi içeri Basat'a girdi selam verdi, ağladı, der:


Avucuna sığmayan karaçalı oğlu

İri teke boynuzundan katı yaylı

İç Oğuzda Dış Oğuzda adı belli

Aruz oğlu hanım Başat bana medet


dedi Basat der: Ne istiyorsun? Yaşlı kadıncağız der: Yalancı dünya yüzünde bir er ortaya çıktı, otlağında Oğuz elini kondurmadı, kara çelik öz kılıçlar kesilecek kılını kesmedi, kargı mızrak oynatanlar saplayamadı, kayın oku atanlar kar etmedi, alplar başı Kazan'a bir darbe vurdu, kardeşi Kara Cöne elinde perişan oldu, bıyığı kanlı Bügdüz Emen elinde perişan oldu, ak sakallı baban Aruz'a kan kusturdu, meydan üzerinde kardeşin Kıyan Selçuk ödü patladı can verdi, kudretli Oğuz beylerinin de kimisini perişan edip kimisini şehit eyledi, yedi defa Oğuz'u yerinden sürdü, haraç dedi kesti, günde iki adam beş yüz koyun istedi Yünlü Koca ile Yapağılı Koca'yı ona hizmetkar verdiler, dört oğlu olan birini verdi, üçü olan birini verdi, ikisi olan birini verdi, iki oğlancığım var idi, birini verdim biri kaldı, döndü sıra tekrar bana geldi, onu da istiyorlar, hanım bana medet dedi Basanın karanlıklı gözleri yaşla doldu Kardeşi için söylemiş, görelim hanım ne söylemiş :


Der:


Kenar yerde dikilmiş otağlarını

O zalim yıktırdı demek kardeş

Koşucu olan atlarını tavlasından

O zalim seçtirdi demek kardeş

Cins cins develerini katarından

O zalim ayırdı demek kardeş

Şöleninde kestiğin koyununu

O zalim kesti demek kardeş

Güvencimle getirdiğim gelinciğini

O zalim senden ayırdı demek kardeş

Ak sakallı babamı oğul diye ağlattın demek kardeş

Akçe yüzlü anamı sızlattın demek kardeş

Karşı yatan kara dağımın yükseği kardeş

Akıntılı güzel suyumun taşkını kardeş

Güçlü belimin kuvveti kardeş

Karanlıklı gözlerimin aydını kardeş

Kardeşimden ayrıldım


diye çok ağladı, feryat figan kıldı


O hatun kişiye bir esir verdi, var oğlunu kurtar dedi Hatun aldı, oğlunun yerine verdi Hem oğlun geldi diye Aruz'a müjdeledi Aruz sevindi, kudretli Oğuz beyleri ile Basata karşı geldi Basat babasının elini öptü, ağlaştılar bağrıştılar Anasının evine geldi Anası karşı geldi, oğlancığını bağrına bastı Basat anasının elini öptü, görüştüler ağlaştılar Oğuz beyleri toplandı Yemeler içmeler oldu


Basat der: Beyler kardeş uğruna Tepegöz île buluşacağım, ne buyurursunuz dedi Kazan Bey burada söylemiş, görelim hanım nasıl söylemiş:


Kara ejderha oldu Tepegöz

Gök yüzünde çevirdim yenemedim Basat

Kara kaplan oldu Tepegöz

Kara kara dağlarda çevirdim yenemedim Basat

Kükremiş aslan oldu Tepegöz

Kalın sazlarda çevirdim yenemedim Basat

Er olsan bey olsan da bre

Ben Kazan gibi olmayasın Basat


dedi


Ak sakallı babam ağlatma

Ak bürçekli ananı sızlatma


Basat der: Elbette varırım Kazan der: Sen bilirsin Babası ağladı, der: Oğul ocağımı sahipsiz koyma, kerem eyle, varma dedi

Baaat der: Yok ak sakallı aziz baba varırım dedi, dinlemedi Okluğundan bir tutam ok çıkardı beline soktu, kılıcını omzundan

çaprazlama kuşandı, yayını koluna taktı, eteklerini kıvırdı, babasının anasının elini öptü, helalleşti, hoşça kalın dedi


Tepegözün bulunduğu Salahana Koyasına geldi Gördü Tepegöz güneşe karşı yatıyor Çekti belinden bir oç çıkardı Tepegöz'ün sırtına bir ok vurdu Ok geçmedi, parçalandı Bir daha attı O da parça parça oldu Tepegöz ihtiyarlara dedi: Bu yerin sineği bizi usandırdı dedi Basat bir daha attı O da parçalandı Bir parçası Tepegöz'ün önüne düştü Tepegöz sıçradı baktı Basat'ı gördü, elini eline çırptı, kah kah güldü; Koca'lara dedi ki: "Oğuz'dan yine bize bir turfanda kuzu geldi!" dedi Basat'ı önüne kattı, tuttu Boğazından salındırdı, yatağına getirdi; çizmesinin konçusuna soktu, dedi ki; "Bre Koca'lar, ikindi vakti bunu bana çevirin de yiyeyim," dedi Yine uyudu


Basat'ın hançeri vardı, onun çizmesini yardı, içinden çıktı; dedi ki: "Bre Koca'lar bunun ölümü nedendir?"


Dediler ki: "Bilmeyiz, ama gözünden başka yerde et yoktur," dediler


Basat, Tepegöz'ün baş ucuna geldi, göz kapağını kaldırdı, baktı, gördü ki gözü ettir; dedi ki: "Bre Koca'lar, şişi ocağa koyun, kızsın," dedi


Şişi ocağa bıraktılar kızdı Basat şişi eline aldı, adı güzel Muhammed'in adını andı, şişi Tepegöz'ün gözüne öyle bastı ki, Tepegöz'ün gözü söndü, kör oldu Öyle bir çığlık attı, haykırdı ki dağ ve taş yankılandı Basat sıçradı, koyunların içine, mağaraya düştü Tepegöz bildi ki Basat mağaradadır; mağaranın kapısına geçip, bir ayağını bir yanına, ötekini de bir yanına koydu; dedi ki: "Bre koyun başları, bir bir gelip geçin" Koyunlar bir bir gelip geçti Her birinin başlarını sıvazladı; "Toklucuklar sakar koç, gel, geç" dedi Bir koç yerinden kalktı, gerinip tos attı Basat hemen koçu boğazladı, derisini yüzdü, kuyruğuyla başını deriden ayırmadı; içine girdi


Basat, Tepegöz'ün önüne geldi Tepegöz de bildi ki Basat deri içindedir; dedi ki: "Ay sakar koç, benim neremden yaralanacağımı bildin Şöyle çalayım seni mağara duvarına ki, kuyruğun mağarayı yağlasın," dedi Basat koçun başını Tepegöz'ün eline verdi Tepegöz boynuzdan sıkıca tuttu; kaldırınca, boynuz deriyle elinde kaldı Basat, Tepegöz'ün kalçaları arasından sıçrayıp çıktı


Tepegöz boynuzu götürüp yere çaldı; dedi ki: "Oğlan, kurtuldun mu?" Basat dedi ki: "Tanrım kurtardı!" Tepegöz dedi ki: "Bre oğlan, al şu parmağımdaki yüzüğü parmağına tak, sana ok ve kılıç işlemesin" Basat aldı yüzüğü, parmağına geçirdi Tepegöz dedi ki: "Oğlan, yüzüğü alıp takındın mı?" Basat dedi ki: "Takındım"


Tepegöz Basat'ın üzerine bıraktı, hançerle çaldı, kesti; sıçradı geniş yerde durdu Gördü ki, yüzük yine Tepegöz'ün ayağı altında yatıyor; Tepegöz, dedi ki: "Kurtuldun mu?" Basat dedi ki: "Tanrım kurtardı" Tepegöz dedi ki: "Oğlan, şu künbedi gördün mü?" Basat dedi ki: "Gördüm" Tepegöz dedi ki: "Benim hazinem var, o Koca'lar almasınlar, var mühürle"


Basat künbedin içine girdi; gördü ki altın paralar yığılmış Paralara bakarken, kendisini unuttu Tepegöz, künbedin kapısını tuttu, dedi ki: "Künbede girdin mi?" Basat dedi ki: "Girdim" Tepegöz dedi ki: "Şöyle vurayım ki sen de yapıyla birlikte darmadağın olasın!" Basat'ın diline bu geldi ki "Lâ ilahe illallâh, Muhammeden resûlullah" hemen yapının duvarları yarıldı, yedi yerden kapı açıldı Birinden dışarı çıktı Tepegöz künbede elini soktu, öyle kaçtı ki künbet altüst oldu Tepegöz der: Oğlan kurtuldun mu? Basat der: Tanrım kurtardı dedi Tepegöz der: Sana ölüm yokmuş, şu mağarayı gördün mü? Basat der: Gördüm Der: Orda iki kılıç var, biri kınlı biri kınsız, o kınsız keser benim başımı, var getir, benim başımı kes dedi


Basat mağara kapısına vardı Gördü bir kınsız kılıç durmaz iner çıkar Basat der: Ben buna hemen tedbirsizce yapışmayayım

deyip kendi kılıcını çıkardı tuttu, iki parçaya böldü Vardı bir ağaç getirdi kılıca tuttu, onu da iki parça eyledi Sonra yayını eline aldı, ok ile o kılıcın asıldığı zinciri vurdu Kılıç yere düştü gömüldü Kendi kılıcını kınına soktu Sapından o kılıcı sımsıkı tuttu Geldi,

der: Bre Tepegöz nicesin dedi Tepegöz der: Bre oğlan daha ölmedin mi? Basat der: Tanrım kurtardı Tepegöz der: Sana ölüm yokmuş dedi Çağırıp Tepegöz söylemiş, görelim hanım ne söylemiş:


Gözüm gözüm yalnız gözüm

Sen yalnız göz ile

Ben Oğuzu kırıp geçirmiştim

Ela gözden ayırdın yiğit beni

Tatlı candan ayırsın Kadir seni

Öyle ki ben çekerim göz acısını

Hiç bir yiğide vermesin kadir Tanrı göz acısını


dedi Tepegöz gene der:


Memleketten doğum yerinden yiğit yerin neresidir

Karanlık gece içinde yolu kaybetsen ümidin nedir

Büyük sancak tutan hanınız kim

Savaş günü önden at tepen alpınız kim

Ak sakallı babanın adı nedir

Alp erenin erden adını saklaması ayıp olur

Adın nedir yiğit söyle bana


dedi Basat Tepegözce söylemiş, görelim hanım ne söylemiş :


Memleketten doğum yerinden yerim güney

Karanlık gece içinde yolu kaybetsem ümidim Allah

Büyük sancak tutan hanımız Bayındır Han

Savaş günü önden at tepen alpımız Ulaş oğlu Salur Kazan

Babamın adını sorar olsan koca ağaç

Anamın adını dersen kükremiş aslan

Benim adımı sorarsan Aruz oğlu Basattır


dedi Tepegöz der: Şimdi kardeşiz, kıyma bana dedi


Basat der:


Bre kavat ak sakallı babamı ağlatmışsın

İhtiyarcık ak bürçekli anamı sızlatmışsın

Kardeşim Kıyanı öldürmüşsün

Akça yüzlü yengemi dul eylemişsin

Ela gözlü bebeklerini öksüz koymuşsun

Bırakır mıyım seni

Kara çelik öz kılıcımı çekmeyince

Tepeli börklü başını kesmeyince

Alca kanını yer yüzüne dökmeyince

Kardeşim Kayanın kanını almayınca

Bırakmam


dedi Tepegöz de burada söylemiş, der:


Kalkıp yerimden doğrulayım derdim

Kudretli Oğuz beyleriyle ahdimi bozayım derdim

Yeniden doğanını öldüreyim derdim

Bir defa adam etine doyayım derdim

Kudretli Oğuz beyleri üzerime toplanıp gelsin derdim

Kaçıp Salahana Kayasına gireyim derdim

Ağır mancınığı taşla atayım derdim

İnip taş başıma düşerek öleyim derdim

Ela gözden ayırdın yiğit beni

Tatlı candan ayırsın Kadir seni


dedi Tepegöz bir daha söylemiş der:


Ak sakallı yaşlıları çok ağlatmışım

Ak sakalının bedduası tutmuş olacak gözüm seni

Ak bürçekli ihtiyarcıkları çok ağlatmışım

Gözünün yaşı tutmuş olacak gözüm seni

Bıyıcığı kararmış yiğitcikleri çok yemişim

Yiğitlikleri tutmuş olacak gözüm seni

Elceğizi kınalı kızcağızları çok yemişim

Bedduaları tutmuş olacak gözüm seni

Öyle ki çekerim ben göz acısını

Hiç bir yiğide vermesin kadir Tanrı göz acısını

Gözüm gözüm ey gözüm yalnız gözüm


dedi Basat kızıp yerinden kalkıverdi Erkek deve gibi Tepegöz'ü dizi üzerine çökertti Tepegöz'ün kendi kılıcı ile boynunu vurdu

Deldi, yay kirişini taktı Sürüye sürüye mağara kapısına geldi Yünlü Koca ile Yapağılı Koca'yı Oğuz'a müjdeci gönderdi


Ak boz atlara binerek koşturdular Kudretli Oğuz ellerine haber geldi At ağızlı Aruz Koca evine dört nala geldi, anasına Basat'ın sevinç haberini verdi,müjde, oğlun Tepegöz'ü tepeledi dedi


Kudretli Oğuz beyleri yetiştiler Salahana Kayasına geldiler Tepegöz'ün başını ortaya getirdiler Dedem Korkut gelip neşeli havalar çaldı, gazi erenlerin başına ne geldiğini söyleyi verdi Hem Basat'a dua verdi:


Kara dağa seslendiğinde cevap versin Kanlı kanlı sulardan geçit versin dedi Erlikle kardeşinin kanını aldın, kudretli Oğuz beylerini yükten kurtardın, kadir Allah yüzünü ak etsin Basat dedi


Ölüm vakti geldiğinde arı imandan ayırmasın Günahınızı adı güzel Muhammed Mustafa'ya bağışlasın hanım hey!

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.