Amerikanın İrakta Yaptığı İşkenceler

İşkence ve ABD'nin Gerçek Yüzü nedir - Amerikanın ırakta Yaptığı işkence resimleri

Geçtiğimiz ay içinde dünya gündemini en çok meşgul eden konu Irak'ta işgalci askerlerin tutuklulara yaptığı işkencelerin görüntülerinin medyaya yansıtılmasıydı Aslında bu olay daha önce sözlü ve yazılı olarak gündeme getirilmişti Biz de gerek bazı yazılarımızda ve gerekse Özel FM'de yayınlanan haftalık "Dünya Döndükçe" programımızda bu konu üzerinde durmuş ve bazı işkence olaylarından söz etmiştik Ancak sözlü ve yazılı olarak anlatılması hiçbir zaman görüntülü olarak aktarılması kadar tesir etmiyor Çünkü görüntülü malzemeler her şeyi bütün açıklığıyla gözler önüne seriyor İnsanlar olan bitenleri şüpheye mahal kalmayacak bir şekilde müşahede ediyorlar


Bu görüntülerin niçin kamuoyuna yansıtıldığı konusundaki değerlendirmeleri ve bizim kanaatlerimizi biraz sonra aktaracağız Ama burada şunu vurgulamak istiyoruz ki bu görüntüler her hâl ü kârda Amerikan emperyalizminin ve haçlı zihniyetinin dünden bugüne hiç değişmediğini, demokrasi, insan hakları, özgürlük vs gibi kavramların çağdaş haçlı zihniyeti açısından içi boş yaldızlı kelimelerden ibaret olduğunu ve sadece insanlığın yanıltılması amacıyla kullanıldığını bir kez daha gözler önüne sermiştir Okuyucularımızın söz konusu görüntüleri gerek yazılı basından, gerek televizyonlardan ve gerekse internet sitelerinden yeterince incelediklerini tahmin ediyoruz Dolayısıyla o görüntülerin ayrıntılarıyla ilgili herhangi bir bilgi vermeye ihtiyaç duymuyoruz Sadece bu görüntüler yoluyla Amerikan vahşetini artık yeterince tanımamız gerektiğini vurgulamak istiyoruz


ABD yönetimi bu görüntülerin medyaya yansımasından sonra, bunların askerlerin veya onların başlarındaki kumandanların münferit tutumlarından, kendi kişisel muamelelerinden kaynaklanan uygulamalar olduğu intibaı vermeye çalıştı Ancak aklı başında hiç kimse bu yöndeki iddialara inanmadı ve bu uygulamaların ABD'nin en üst düzeydeki yönetimine kadar bütün ilgililerin bilgisi dâhilinde ve onaylarıyla yapıldığını düşündü Zaten medyada yer alan muhtelif açıklamalarda söz konusu işkencelerin Savunma (savaş) bakanı Rumsfeld'in istek ve emirleriyle yapıldığı vurgulandı


Amerika'nın burada gerçek yüzünü gizlemeye çalışması tamamen belli politik hesaplara yöneliktir Yoksa işkence, şiddet ve terör ABD'nin kurulduğu günden beri izlediği yoldur Zamanın ve insanlığın yaklaşımlarının değişmesi ABD'nin bu konudaki tutumunu değiştirmemiş, sadece ara sıra söylemlerinin, dışa yansıtılan maskesinin değiştirilmesine sebep olabilmiştir Ama ABD şiddet ve tehdit politikasını aynı zamanda psikolojik savaşın en önemli unsuru olarak gördüğünden resmi ağızlara yansıyan söylemlerinde değişiklik yapsa da yine hizmetindeki medya organları vasıtasıyla, el altından sopasını göstermekten de geri kalmamıştır


Şimdi biraz da söz konusu görüntülerin niçin medyaya yansıtıldığı konusu üzerinde duralım Bu iş ilk ortaya çıktığında hâkim kanaat bazı askerlerin vicdanlarının sızlaması sebebiyle söz konusu görüntüleri el altından medyaya sızdırdıklarıydı Ama zaman içinde bu konuda bazı tereddütler ve soru işaretleri oluşmaya başladı Dolayısıyla fotoğrafların sanıldığı gibi bazı askerlerin vicdanlarının sızlaması sebebiyle değil de ABD yönetiminin bilgisi dâhilinde ve birtakım stratejik amaçlar için medyaya yansıtıldığı kanaati hâkim olmaya başladı Peki, bu görüntüler sebebiyle bütün dünyada tepkileri üzerine çeken ABD'nin bu işten dolayı ne gibi stratejik hesapları olabilirdi? Bizim kanaatimize göre Amerikan emperyalizminin bu işte öncelikli hesapları şunlar olabilir:


aIrak'a gönüllü akınını durdurmak için söz konusu görüntüleri bir caydırıcı etken olarak kullanmak Çünkü gönüllüler ABD'nin gözünü ciddi şekilde korkutmaktadırlar ve Amerikan emperyalizminin onlarla savaşı uzun süreden beri devam etmektedir Bosna - Hersek'teki direnişin kararlılıkla sürdürülmesinde, Çeçenistan'da Rus işgaline karşı bugün hâlâ başarıyla mücadele ediliyor olmasında gönüllülerin önemli bir paylarının olduğu bilinmektedir İşte bu yüzden Amerikan emperyalizmi Irak'taki işgal konusunda da gönüllülerin katkısından çekinmektedir ve onları yıldırmaya çalışmaktadır


bİkinci önemli sebep ise psikolojik savaştır ABD, bu savaşta tehdit ve şantajın bütün malzemelerini kullanmaktan çekinmemektedir Bu malzemeleri resmi olarak sahiplenmese de, aba altından gösterilen sopa şeklinde değerlendirmekten de çekinmemektedir Irak'taki direniş karşısında ciddi şekilde yıpranması Amerika'nın psikolojik savaşının tesirini bayağı azaltmıştır Çünkü şimdiye kadar genellikle psikolojik savaşta askeri teknolojisini ve tehdit gücünü öne çıkarıyordu Ama Irak direnişi bu balonun sönmesine sebep oldu Bu yüzden ABD yeni tehdit araçlarına ihtiyaç duymuş ve işgal ettiği bölgelerin insanlarına yaptığı çirkin muamelelerin ve iğrenç işkencelerin görüntülerinden bu amaçla yararlanmıştır Bu yolla ileriye dönük saldırı ve işgal planlarında hedef seçmeyi düşündüğü ülkelerin halklarına mesajlar göndermekte, "Amerikan askerlerinin karşısına çıkmanız durumunda sizin de başınıza gelecek budur" demek istemektedir


cBurada aynı zamanda Müslümanın şeref ve haysiyetinin rencide edilmesi hedeflenmektedir ABD'nin Irak ve Afganistan'a yönelik savaşı sadece stratejik değil aynı zamanda dini ve ideolojik amaçlıdır Zaten ABD başkanı Bush da Afganistan'a saldırı planlanırken bunun yeni bir haçlı seferi olduğunu ilan etmişti Gerçekte ise bu savaş bir haçlı - Siyonist ittifak seferidir ve İslâm'a, Müslüman halklara, İslâmî değerlere karşı da savaş verilmektedir Bundan dolayı Müslümanın onur ve haysiyetinin rencide edilmesi, Irak'taki Müslümanların şahsında tüm Müslümanların şereflerinin ayaklar altına alınması, onurlarının zedelenmesi hedeflenmektedir İşkence fotoğraflarında da özellikle işkenceye maruz kalan insanların kişiliklerini rencide edici, onları aşağılayıcı pozlar verilmiş olması işin içinde böyle bir amacın olduğunu açıkça gözler önüne sermektedir


dİşgalcilerin söz konusu görüntüleri piyasaya sürmelerinin önemli amaçlarından biri de direniş karşısındaki yenilgilerinin ve kayıplarının üstünü örtmekti ABD işgal güçleri Irak direnişi karşısında peş peşe sarsıntılar yaşadı Direniş karşısında verdiği gündelik kayıpların birer ikişer değil onlarca asker olduğunu belgeleyen görüntülerin medyaya yansıması bu sarsıntılardan birine sebep oldu Bir diğer sarsıntının sebebi de Felluce çatışmalarında çok büyük kayıplar verdikten sonra askerlerini oradan çekmek zorunda kalması oldu Yine daha önce Şiileri çatışma ortamına çekmek istememesine rağmen Mukteda es-Sadr'ın kuvvetlerinin çatışma ortamına girmesiyle işgal güçlerinin önemli kayıplar vermesi de ciddi sarsıntı yaşamalarına yol açtı Bir diğer önemli sarsıntının sebebi de İspanya'nın ve sömürgesi Honduras'ın askerlerini çekme kararı alması oldu Bu çekilme işgalci koalisyon güçlerinin çözülmeye başlamasının habercisiydi Bütün bu sarsıntıların arka arkaya gelmesi, direnişçileri moral yönünden güçlendirirken işgalci askerlerde bu yönden yıpranmaya ve savaş gücünün zayıflamasına sebep oldu ABD, söz konusu fotoğrafları piyasaya sürerek Irak'taki direnişi moral yönden yıpratmaya çalıştığı gibi dünyada kopardığı yaygarayla da bu ülkede peş peşe yaşadığı sarsıntıları gölgede bırakmaya çalıştı


eGelişmelerden anlaşıldığına göre en önemli amaçlardan biri de İsrail işgal devletinin özellikle Rafah'ta Filistinlilere yönelik yeni bir saldırı ve yıkım faaliyeti başlatması için sisli, dumanlı bir hava oluşturmaktı İşgal devletinin Rafah'ı hedef alan saldırılarından, yıkımlarından ve katliamlarından aşağıda söz edeceğiz Bu saldırıların tam işkence görüntülerinin piyasaya sürülmesinin ardından başlatılması işin içinde burayla ilgili hesapların da olduğu kanaati oluşturmaktadır ki siyonist İsrail ile Amerikan emperyalizminin bu konularda işbirliği içinde bulundukları bilinmektedir İşkence görüntüleri aynı zamanda İsrail'in Filistinlilere yönelik iğrenç, insanlık dışı uygulamalarının kısmen gölgede kalmasına sebep olmak suretiyle de Siyonistlerin işine yaramıştır


fDikkat çeken önemli bir gelişme de işgal güçlerinin işkence fotoğraflarını gündeme getirmelerinin hemen ardından sivil hedeflere yönelik saldırıları yoğunlaştırmaları ve büyük katliamlar gerçekleştirmeleri oldu Yani bir yandan Irak halkını, söz konusu fotoğraflar vasıtasıyla moral yönden yıpratmaya çalışırken, bir yandan dünya kamuoyunun gündemini bu fotoğraflarla meşgul ederken, bir yandan da Irak direnişini ve halkını yıldırmak amacıyla oldukça yoğun saldırılar başlatmış, büyük katliamlar gerçekleştirmişlerdir Bu saldırılar aynı zamanda Siyonistlerin Rafah'taki yıkımlarına ve katliamlarına paralel olarak gerçekleştirilmiştir


Bütün bu tespitler, söz konusu görüntülerin sistemli bir şekilde ve ABD yönetiminin bilgisi dâhilinde medyaya sızdırılmış olması ihtimalinin daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır Ayrıca görüntülerin objektiflere özel pozlar verilmesi suretiyle alınmış olması, ileride değerlendirilmek üzere alınmış olduğunu göstermektedir Bu açıdan, medyada "fotoğrafları çeken kişi tespit edildi!" gibi haberler yayınlanması tamamen sansasyon ve saptırmacadır


Bütün bunlara rağmen görüntülerin ABD'nin prestijine büyük zarar vereceğinin ve kamuoyu tepkisine yol açacağının dikkate alınmış olması gerekir, denilebilir Elbette öyledir Ancak ABD yönetimi makyavelist felsefeye sahip bir yönetimdir Devlet çıkarları açısından kâr - zarar hesabı yapar ve çıkar ciheti ağır basan tarafı tercih eder Yukarıda saydığımız hususların ve bunların dışındaki birtakım çıkar hesaplarının, kamuoyundan gelecek tepkilerin göze alınmasını haklı kılacak önemli hususlar olduğu kanaati ağır bastıysa bunun göze alınmış olması mümkün ve muhtemeldir Kaldı ki ABD her ne kadar bazı cilalı kavramları bayraklaştıran bir ülke olarak görünse de kendi geçmişi temiz olmayan, birçok vahşette imzası olan bir ülkedir Bu geçmiş, onun dünya kamuoyunun tepkilerini çok da fazla nazar-ı itibara almadığını göstermektedir


"Görüntülerin medyaya sızdırılmasında ABD'nin çıkarları ve birtakım stratejik hesapları olduğuna göre bunlar gizli kalsaydı, hiç kamuoyunun gündemine taşınmasaydı daha mı iyi olurdu?" diye bir soru sorulabilir Biz diyoruz ki aksine bu görüntülerin açığa çıkması ve Amerikan vahşetinin gözlerle görünmesi daha iyi olmuştur Çünkü ne yazık ki bu vahşi işkenceler yapılmış ve o insanlar bu işkencelerden dolayı mağdur edilmişlerdir Bu vahşetin açığa çıkmasıyla insanlık o vahşi yüzü bütün çıplaklığıyla tanımıştır Bu işte ABD'nin birtakım stratejik hesapları olsa da o vahşetin açığa çıkması gerekirdi Gizli tutulsaydı da ABD bunu bazı stratejik hesaplar için değerlendirecekti Açığa çıkmasıyla hiç olmazsa, Irak'taki mağdur ve mazlum insanı soyan canavarın iğrenç yüzündeki maske kaldırılmış, o çirkin yüz çıplak olarak herkese gösterilmiş oldu

Asker Kesme Senaryosu


Dediğimiz gibi Amerikan emperyalizmi bir yandan yukarıda saydığımız sebeplere ve daha başka çıkar hesaplarına binaen, dünya kamuoyundan gelecek tepkileri göze alarak işkence görüntülerini açığa çıkardı Bu işte birtakım stratejik hesaplar olsa da hadisenin önemli bir "zarar" ciheti de bulunmaktadır Bu cihet ise büyük ölçüde enformasyonla ilgilidir Enformasyon ise kamuoyunun yönlendirilmesinde en önemli etkendir Aslında ABD'nin geçmişinde de pek çok çirkinlikler, vahşi uygulamalar olmasına rağmen medya üzerindeki gücünü kullanarak, yalan ve yönlendirici enformasyon faaliyetleriyle insanların fikriyatlarını, bakış açılarını, yaklaşımlarını değiştirmeyi başarabilmiştir Son işkence olayında da kamuoyunun bakış açısını değiştirmek amacıyla bir "boğaz kesme" senaryosunu gündeme getirdi Bu senaryoda kimlikleri belirsiz bazı maskeli kişilerin Nick Berg adlı bir Amerikan askerinin boğazını kesmelerinin görüntüleri alınıp medya organlarına yansıtıldı Ancak bu senaryonun sahneye konulmasında ciddi acemilikler yapıldığı dikkat çekiyordu Her şeyden önce boğazı kesilen kişinin üzerindeki elbiseler işgal yönetiminin tutuklulara giydirdiği elbiselerdi Oysa Berg adlı askerin daha önce tutuklandığı ve cezaevinden kaçtığı iddia ediliyordu Bu durumda askerin o zamana kadar sürekli cezaevi kıyafetiyle dolaşmış olması gerekirdi ki, böyle bir şey oldukça mantıksızdır Boğaz kesme işlemini gerçekleştiren militanların Arapça telaffuzları yeterince düzgün değildi Dikkatlice dinlendiğinde seslerin tabii değil montaj olduğu ve çığlıkların kadın sesine daha yakın olduğu anlaşılıyordu Bunun dışında da birçok emare söz konusu boğaz kesme işleminin tamamen sistemli bir şekilde sahneye konmuş ve senaryosu önceden hazırlanmış oyun olduğunu gözler önüne sermektedir Sonuçta işgalciler işkence görüntülerinden kaynaklanan kamuoyu tepkisini yumuşatmak, zihinleri başka bir yöne çekmek ve bir karşı enformasyon atağı başlatmak amacıyla bu senaryoyu sahneye koymuşlardır Irak'taki masum kadınları iğfal eden işgalci saldırganlar söz konusu senaryoyla da insanların düşünce ve muhakeme kabiliyetlerini iğfal etmeye kalkışmışlardır



Amerikan işgal güçlerinin Irak'taki savunmasız insanlara yaptıkları insanlık dışı uygulamaların, vahşi işkencelerin görüntülerinin medyaya sızdırılmasının hemen ardından Siyonist işgalciler de Gazze'nin Rafah bölgesinde geniş çaplı bir katliam ve yıkım başlattılar Bunun bir tesadüf olduğunu sanmıyoruz Sistemli ve danışmalı bir şekilde gerçekleştirildiği kesindir


İşgalcilerin Gazze bölgesine yönelik saldırılarının temel sebebi hakkında bundan önceki yazılarımızda bazı bilgiler vermiştik Burada özetle tekrar hatırlatalım ki bu saldırıların temel sebebi işgal güçlerinin Gazze'den taslarını ve taraklarını toplamaya, askerlerini ve stratejik amaçlı olarak yerleştirilmiş yerleşimcilerini çekmeye zorlanmalarıdır Çünkü bu çekilme sonrasında Gazze'deki direnişin güçleneceğinden ve kendilerine karşı ciddi bir tehdit oluşturacağından endişe etmekte, bu yüzden söz konusu direnişin tamamen dağıtılmasını istemektedirler


Bu amaçla daha önce çeşitli cinayet saldırıları gerçekleştirdiler Son olarak da, dediğimiz gibi dünya kamuoyunun işkence görüntüleriyle meşgul edildiği günlerde Gazze'nin güneyinde Mısır sınırında yer alan Rafah mıntıkasında toplu ev yıkımı faaliyeti başlattılar Bu yıkımın amacı ise sınırda geniş bir alanı boşaltmak ve burada hem asker yerleştirmek hem de Batı Yaka'daki utanç duvarının benzeri bir utanç kanalı kazmak için alan oluşturmaktı Filistinliler bu yıkıma tepki gösterince de tanklarıyla ve helikopterleriyle geniş çaplı saldırı düzenleyerek büyük bir katliam gerçekleştirdiler Sonra ev yıkımına yine devam ettiler Bu kez Filistinliler yıkım ve cinayetleri protesto amacıyla Rafah'ın Tellu's-Sultan mahallesinde bir gösteri düzenlediler Siyonistler ise bu gösteriyi kana susamışlıklarını tatmin amacıyla mükemmel bir fırsat olarak gördü ve üzerlerine havadan helikopterlerle füze yağdırdılar Kalabalığın üzerine atılan altı füze 15 kişinin ölümüne, 17'si ağır olmak üzere 50 kişinin de yaralanmasına sebep oldu Yıkım faaliyetinin başlatıldığı tarihten çekilme işlemine kadar geçen süre içinde ise Rafah'ta toplam 56 kişi öldürülürken 144 kişi yaralandı Öldürülenlerin 21'i de 15 yaşın altında çocuktu


Siyonistlerin böylesine vahşileşme cesareti gösterebilmelerinin en önemli sebebi ise dünyanın, özellikle İslâm âleminin ve Arap dünyasının sessizliğidir