Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
istanbul, limanları

İstanbul Limanları

Eski 07-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbul Limanları



Istanbul'da Bulunan Limanlar - Tarihte Istanbul Limanları
Theodosius Limanı - Portus TheodosiacusMarmara denizi kıyısındaki genişçe bir körfezde yer alan bu liman Kondoskalion limanının batısındadır I Theodosius (379-395) tarafından ticari liman olarak yaptırılmıştır Mısır’dan tahıl getiren gemiler yüklerini burada boşaltıyorlardı bu limanın adına 420 lerde yazılmış olan Notitia’da rastlıyoruz Burada yazdığına göre limanı koruyan iki mendirek vardı Bunlardan birincisi bugünkü Davutpaşa’ya doğru uzanıyor,diğeri ise Yenikapı’nın güneyine doğru uzanıp batıya dönüyordu Her iki mendirek de deniz ve kara surlarının birleştiği noktaya yakın gözetleme kuleleri tarafından korunmaktaydı Mısır’ın 641 de Arapların eline geçmesiyle zahire sevkiyatı durmuş liman da bu yüzden önemini kaybetmiştir

Kondoskalion LimanıKumkapı ile Langa arasındaki kıyı şeridinde bulunduğunu bildiğimiz bu limanın inşa tarihine ait kesin bir bilgiye sahip değiliz Limanın ağzında ve onu koruyan surların burçları üzerindeki bir kitâbede İmparator VI Leon (775-780) ve Alexandros (886-912)’un isimleri okunduğuna göre,burasının en geç X yy da kullanılmış olduğu açıktır Diğer taraftan Kondoskalion isminin Kumkapı kapısını yaptıran Agallianus’a verilen isimden kaynaklanmış olması da kuvvetle muhtemeldir Liman daha sonraki yıllarda, Palaiologoslar zamanında tamir edilerek genişletilmiştir Antik tarihçi Pahimeres’e göre VIII Mihail (1261-1288),İstanbul’u ele geçirdiği zaman bu limanın içerisini temizletip derinleştirerek adeta yeni baştan inşa ettirmiştir İmparator II Andronikos (1295-1320) da bu limana çok önem vermiş ve tekrar elden geçirmiştir Günümüze gelemeyen,yalnızca kaynaklardan varlığını bildiğimiz monoğramlı bir tamir kitabesini de Marmara sahil surlarının üzerine koydurmuştur Bu liman,Marmara sahil surlarının iç tarafında toprak kazılmak suretiyle meydana getirilmiş, önüne bir dalgakıran yapılarak etrafı da yüksek duvarlarla korunma altına almak için çevrilmiştir Bu liman Haliç’in güney kıyısındaki diğer limanların aksine Bizans’ın son günlerine kadar kullanılmıştır Buandelmonte'’in İstanbul'’ ziyareti sırasında gördüğü ve aynı zamanda içinde bir de tersanenin bulunduğunu ve 300 kadar geminin barındığını belirttiği bu liman,daha sonraları diğerleri gibi terk edilmiş,yeri dolmuş, üzerine ise mahalle yapılmıştır

Kaesurius veya Heptaskalon LİmanıI Leon (457-474) zamanında yaptırılmış olan bu liman günümüzdeki Kumkapı balıkçı barınağının yaklaşık 500 m batısında idi Kara parçasının içeriye doğru oyulmasıyla meydana gelmiş olan bu liman 673’de İstanbulu kuşatan Araplara karşı üs olarak kullanılmıştır İmparator VI Ioannes Kantakuzenos devrinde önemini yitirmiş ve terk edilmiştir X uncu yy da Bizans’ın önemli semtlerinden biri olan Heptaskalon’dan XIV üncü yy kaynaklarında buradaki bir limanın gemi tamir yeri olarak kullanıldığı yazılıdır Hakkındaki bilgiler yetersiz olduğu için bu iki isimde iki ayrı liman mı var yoksa ikisi de aynı liman olup olmadığı konusu oldukça tartışmalıdır

Hormisdas LimanıHormisdas limanı Bukkoleon limanının batısında ve ona yaklaşık olarak 60 m uzaklıkta idi Sadece ticari amaçla kullanılmış olan bu limana Hormisdas adının verilmesi Bizans’a sığınan İran İmparatoru Hormisdas’ın oğlundan ötürüdür Genç Hormisdas babasının bir suikast sonucu öldürülmesi üzerine Bizans’a kaçmış ve İmparator Konstantinus tarafından çok iyi karşılanmıştır Küçük Ayasofya civarında bir saray kendisine oturması için verilmiştir Daha sonraki yıllarda prens Hıristiyan olur ve İran’a karşı yapılan bir sefere de katılır Çatladıkapı yakınlarında olduğunu tahmin ettiğimiz bu liman,arazinin çıkıntısı arasına yapılmıştır Önüne bir de mendirek yapılan liman IX uncu yy da Bukkoleon Limanı ile birleştirilmiştir

Bukhaleon LimanıBüyük Saray’ın ön cephesinin batı yakası ile Çatladıkapı arasında olduğunu eski harita ve kayıtlardan öğrenmekteyiz Boundelmonte’nin İstanbul Haritasında bu limanın ismi geçmekte,denize doğru uzanmış iki rıhtımın bir havuz meydana getirdiği görülmektedir Bourdelmonte haritasında dalgakıranlar ve köşe çıkıntıları ile bu limanın oluşturulduğu görülmektedir Bu mendireğe ait bazı kalıntılar 1960 senesinde sahil yolu ylapılırken görülüyordu Limana Bukhaleon adının verilmesi,rıhtım üzerindeki yekpare mermerden birbiriyle mücadele eden biri aslan diğeri boğa olan iki heykelden oluştuğunu eski kaynaklar yazmaktadır Grekçede “bukolos” kelimesi çoban , “bus kai Leon” da boğa ve aslan anlamındadır “Bucca leone” ise aslanın ağzı demektir İşte buradaki bu aslan ve boğa figüründen ötürü bu limana da Bukhaleon adının verildiğini eski tarihçiler ileri sürerler Yine bu ifadelere göre aslan sol pençesi ile boğayı boynuzlarından yakalamış ve dişlerini boğazına geçirmiş olup onu yere çökertmeye çalışmakta imiş Bukkoleon limanı Marmara sahilindeki diğer limanlardan daha süslü ve gösterişli imiş Tamamen mermer kaplı olan rıhtımına VII Konstantinos (780-797) çeşitli heykeller yerleştirtmiştir Balıkçıların yakaladıkları balıkların taze kalması için buraya bir de havuz yaptırttığı yazılıdır Bizans tarihinde Bukkoleon ismine hem limandan hem de yakınındaki saraydan dolayı sık rastlanmaktadır İmparator Markianos (450-457) limanda, Theodosius Sarayının batısına rastlayan yere muhteşem bir imparator iskelesi yaptırtmış ve böylece doğrudan doğruya sahilden saraya geçebilme olanağını sağlamıştır İmparatorlar sefere veya dolaşmaya çıkarken ,son derece gösterişli mermer basamakların denize indiği bu limandan gemilerine binerlerdi Devrin birçok yabancı elçisi ve misafirlerini taşıyan gemiler de bu limana gelir ve oradan saraya çıkarak İmparatorun huzurunu girerlerdi Bizansdaki Latin İstilası sırasında ,Latinlerin son kralı olan II Baudoin ( 1240 1261) VIII inci Mihail’in (1259-1261) ordusu ile şehre girmesi üzerine bu limandan kaçmıştır Liman ,İmparator Theophilos (829-842) zamanında genişletilmiş ve yakınındaki Hormisdas limanı ile birleştirilmiştir Bu yüzden her iki liman arasındaki rıhtım kaldırılmış,dalgakıranlar biraz daha öne alınmıştır VIII inci Mikhail Palaiologos’dan (1259-1282) itibaren burası kendi haline bırakılmış,fetihten sonra ise terk edilerek kaybolmuştur

Ahırkapı LimanıSarayburnu’nu başlangıç olarak aldığımızda Marmara sahilindeki ilk Bizans limanı Ahırkapıdadır Bu liman Manganlar Sarayının iskelesi olarak da kullanılmıştır Daha sonraları Bukhaleon Sarayı ve limanının yapılması ile burası terk edilmiştir Bu limanın ilk defa kimin tarafından inşa edildiği hakkında kesin bir bilgimiz olmamasına rağmen III Mikhail (842-867) zamanındaki Bizans kaynakları buradan söz ettiğinden IX uncu yy burasının kullanıldığı açıktır

Neorion LimanıYeni Cami Külliyesi ile Sirkeci arasındaki Bahçekapı’da bulunuyordu Sirkeci-Eminönü bölgesinde yapılan jeolojik toprak araştırmaları günümüzdeki kıyı çizgisinin en azından 250 m kadar ileriye kaymış olduğunu göstermektedir Dolayısıyla burada limana elverişli derin bir koyun bulunduğu anlaşılmaktadır 3üncü yy tarihçilerinden Cassius Dio burada liman tesislerinden ve mendirek’den bahsetmektedir Ayrıca 1870 de çizilen ve burada yapılacak demiryolu inşaatı için önerilen alanları gösteren haritada bu kısımdaki deniz surunun saray duvarına bağlandığı yerde içeriye doğru kıvrık bir biçimde göstermektedir Grekçe’de “neorion” sözcüğü tersane anlamına gelmektedir Bu liman da buradaki tersaneden ötürü bu ismi almıştır Ayrıca yakınında savaş gemilerinin yapıldığı bir tersanenin varlığından da eski kaynaklar söz etmektedir Grekçe “koparia” denilen gemi kürekleri de burada yapılıyordu 425 de yazılmış olan “Notitia Urbis Constantinopolitanae” kitapta bu limandan ve tersaneden söz edilmektedir II Justinos’un inşa ettirdiği Sofia limanına kadar burası kentin en önemli ticaret limanı idi Yarım daire şeklinde olan bu liman bir revak ile kıyıya bağlanıyordu Bronzdan yapılmış bir boğa heykeli de bu limanın girişisini süslemekteydi Devrinin mit’ine göre bu boğa yılda bir kez bögürür ise o sene şehrin başına bir felaket geleceğini bildirirmiş Bu mit’den dolayı boğa’nın uğursuzluğuna inanan İmparator Mavrikios (582-602) bu heykeli yerinden indirtip denize atmış 461 de çıkan bir yangınla bu liman tahrip olmuş ise de onarılmış Zaman içinde liman,dipte toplanan birikintiler yüzünden kullanılamaz hale gelmiş Limanın en son temizlendiği ve dibinin bir tür kepçeyle kazılarak derinleştirildiği 698 senesinde, şehirde çıkan veba salgınının buradaki mikroplu çamurlardan dolayı olduğuna kent halkı inanmış Bu liman çevresine yerleşmiş olan Venedikli tacirler yük boşaltma ve depolama için burasını kullanıyorlardı Liman çevresindeki denizci meyhanelerinin de bulunması,depoların ahşap olması sık-sık burada yangın çıkmasına neden oluyordu 1203 senesinde de bu bölgede çıkan yangından sonra da bu liman bir daha temizlenip kullanılmamıştır

Bizans Devrinde İstanbul LimanlarıBizans devrindeki limanlardan günümüze bazı duvar kalıntılarından başka bir şey kalmamıştır Eski kaynaklardan yerlerini ve isimlerini öğrendiğimiz bu limanlar kentin askeri ve ticari yönden gelişmesine paralel olarak Marmara kıyısında ve Haliç’de sıralanmışlardır En sert havalarda bile gemiler için korunaklı olan Haliç’in ağzındaki kıyı şeridindeki girinti ve çıkıntılar küçük limanların yapımı için son derece elverişli idi Arkalarındaki sur ve önlerindeki mendirekler sayesinde korunaklı limanlardı Ayrıca bu irili ufaklı limanların Marmara kıyısında sıralanması da sebepsiz değildir İstanbul’da kendini oldukça şiddetli hissettiren lodos,devrin küçük deniz vasıtalarını çok güç durumda bırakıyordu Bu yüzden Marmara sahillerinde,surların içerisine toprak kazmak suretiyle birçok liman yapılmıştır Fırtınalardan bu küçük limanlara sığınan gemiler bu sayede kıyılara kadar yaklaşma cesaretini bulan korsan gemilerinden de korunmuş oluyorlardı Ticari ulaşımda da kullanılan bu limanların yanlarına Bizans’ın kuvvetli çağında İmparatorların kullanımına mahsus iskeleler yapılmış hatta tersaneler bile kurulmuştur C Mango Haliç girişindeki limanların rıhtımlarının 700 m yi bulduğunu yazar İleriki yıllarda Haliç limanları ihtiyaca yetmeyince Marmara kıyısında yeni limanlar yapılmıştır Bizans döneminde askeri ve ticari amacın dışında sarayların da özel limanları bulunuyordu Büyükada’daki Prinkipo limanından da Bizans kaynakları söz etmektedir Osmanlı döneminde bu limanların büyük bir kısmı terk edilmiş ve unutulmuş olup Galata yöresindekiler önemini korumuştur Sofia Limanı “Kadırga Limanı” adını almış ve uzun yıllar hizmet vermiştir



alıntı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.