Prof. Dr. Sinsi
|
Aydınlanmış Öz Sevgisi Ve Kendini Beğenmişliği Nasıl Ayırt Etmeli?
Ayrım incedir ama çok nettir, zor değildir; ince ama zor değil Eğer kendini beğenmişliğin varsa bu, senin için giderek daha çok ve daha çok ıstırap yaratacaktır Istırap senin hasta olduğunu gösterecektir
Kendini beğenmişlik bir hastalıktır, ruhun kanseridir
Kendini beğenmişlik seni daha çok ve daha çok gerginleştirecektir, daha çok ve daha çok rahatsız edecektir, rahatlamana izin vermeyecektir O seni deliliğe doğru sürükleyecektir
Öz sevgisi ise kendini beğenmişliğin tam tersidir Öz sevgisinde öz yoktur, sadece sevgi vardır Kendini beğenmişlikte sevgi yoktur, sadece kendi vardır
Öz sevgisinde sen giderek daha çok ve daha çok gevşeyeceksin Kendisini seven kimse bütünüyle rahatlayacaktır Başka birisini sevmek biraz gerginlik yaratabilir çünkü diğeri her zaman seninle uyumlu olmayabilir Diğerinin kendi fikirleri olabilir Diğeri başka bir dünyadır; çarpışma, uyuşmazlık için büyük bir olasılık vardır Her türlü fırtına ve kasırga olasılığı vardır çünkü diğeri başka bir dünyadır Her zaman için ince bir mücadele sürmektedir
Ancak, kendini sevdiğinde başka kimse yoktur Çatışma yoktur; saf sessizliktir, muazzam keyiflidir Sen tek başınasın; kimse seni rahatsız etmez Diğerine ihtiyaç bile yoktur
Ve bana göre kendisine karşı böylesi derin sevgi duyabilen bir kimse başkalarını da sevmeye muktedirdir Eğer kendini sevemiyorsan başkalarını nasıl seveceksin? Başkalarına doğru yayılması için ilk önce yakın bölgelerde gerçekleşmek zorundadır; ilk önce o, senin içinde gerçekleşmek zorundadır
İnsanlar, kendilerini dahi sevmemiş olduklarının farkına bile varmadan başkalarını sevmeye çalışırlar Başkalarını nasıl sevebilirsin? Sahip olmadığın bir şeyi paylaşamazsın Başkalarına ancak içinde zaten sahip olduğun şeyi verebilirsin
Bu nedenle sevgiye doğru atılacak ilk ve en önemli adım, kişinin kendisini sevmesidir, fakat onun içinde öz yoktur Bunu sana açıklayayım
‘Ben’ sadece ‘sen’in zıddı olarak ortaya çıkar ‘Ben’ ve ‘sen’ bir arada var olur ‘Ben’ iki boyutta var olabilir Birinci boyut ‘ben-o’: sen-senin evin, sen-senin araban, sen-senin paran; ‘ben-o’ bu ‘ben’ olduğunda, bu ‘ben-o’nun ‘ben’i, senin ‘ben’in neredeyse bir nesne gibidir O bilinçli değildir; o derin uykudadır, horluyor Senin bilincin orada değildir Sen neredeyse bir nesne gibisindir, nesnelerin arasındaki bir şey: evinin bir parçası, eşyalarının bir parçası, paranın bir parçası
Hiç fark ettin mi? Para konusunda çok hırslı olan bir insan yavaş yavaş paranın niteliklerine sahip olmaya başlar, o sadece bir paraya dönüşür O, maneviyatı yitirir O, artık ruhsallığını yitirir; o, artık bir ruh değildir O bir nesneye indirgenmiştir Eğer parayı seversen, para gibi olacaksın Eğer evini seversen yavaş yavaş materyal hale geleceksin Neyi seversen o olursun Sevgi simyasaldır
Asla yanlış bir şeyi sevme çünkü o, seni dönüştürecektir Hiçbir şey sevgi kadar dönüştürücü değildir Seni yükseltecek, yüksek seviyelere çıkaracak şeyi sev Kendinin ötesindeki bir şeyi sev Dinin tüm gayreti budur: Sana Tanrı gibi bir sevgi objesi verir, böylece düşmene olanak kalmaz Kişi yükselmelidir Bir tür ‘ben,’ ‘ben-o’ olarak var olur Diğer tür ‘ben,’ ‘ben-sen’ olarak var olur Bir kişiyi sevdiğinde diğer tür bir ‘ben’ sende ortaya çıkar: ‘ben-sen ’ Birisini seversin, o kişi olursun
İyi ama ya öz sevgi? ‘O’ yoktur ve ‘sen’ yoktur ‘Ben’ kaybolur Çünkü ‘ben’ sadece iki bağlamda var olabilir: ‘o’ ve ‘sen ’ ‘Ben’ figürdür, ‘o’ ve ‘sen’ alan olarak iş görür Alan kaybolduğunda ‘ben’ kaybolur ‘Sen’ tek başına kaldığında, sen varsın ama bir ‘ben’in yoktur, herhangi bir ‘ben’ hissetmezsin Sen basitçe derin bir oluşsun
Normalde biz “ben varım” deriz Bu haldeyken, kendini derinlemesine seviyorken ‘ben’ kaybolur Sadece ‘varım’ kalır Saf varoluş, saf varlık kalır O seni muazzam bir saadetle dolduracaktır O seni bir kutlamaya, bir sevince dönüştürecektir Onlar arasında ayrım yapmak sorun olmayacaktır
Eğer sen giderek daha çok mutsuz oluyorsan, o zaman sen bir kendini beğenmişlik yoluna kapılmışsındır
Eğer sen giderek daha çok sakin, sessiz, mutlu, bir arada olursan, o zaman sen başka bir yolculuğa çıkmışsındır: öz sevgi yolculuğuna Eğer sen ego yolculuğundaysan başkalarına karşı tahripkâr hale geleceksin çünkü ego ‘sen’i yok etmeye çalışır Eğer öz sevgiye doğru yol alırsan ego kaybolacaktır
Ve ego kaybolduğunda diğerine kendisi olması için izin verirsin; bütünüyle özgürlük tanırsın
Eğer herhangi bir egon yoksa, sevdiğin diğer kişiye bir hapishane yaratamazsın, bir kafes yaratamazsın Diğerine yüksek cennetlerde bir kartal olması için izin verirsin Diğerine kendisi olması için izin veriyorsun; bütünüyle özgürlük tanırsın
Sevgi tam özgürlük verir, sevgi özgürlüktür Senin için özgürlük, sevginin nesnesi için özgürlük
Ego esarettir Senin için esaret ve kurbanın için esaret
Ancak, ego sana çok derin hileler yapabilir O çok kurnazdır ve onun yolları çok incedir: O, öz sevgisi gibi rol yapabilir Sana bir fıkra anlatayım  
Nasrettin Hoca’nın yüzü, metronun merdivenlerinden aşağıya doğru önünde yürüyen adamı tanıdığında ışıldadı Adamın sırtına öylesine içten bir şekilde vurdu ki neredeyse adam yıkılacaktı Ve “Goldberg, seni zor tanıyabildim! Niçin son gördüğümden beri on beş kilo aldın? Ve niçin burnunu düzelttirdin ve yemin ederim, on beş santim daha uzunsun ”
Adam ona sinirli bir şekilde baktı “Özür dilerim ama ben Goldberg değilim!” dedi, buz gibi bir ses tonuyla
Nasrettin Hoca, “Aha! Demek ismini bile değiştirdin ”
Ego son derece kurnazdır ve kendi kendini doğrular, kendi kendisini rasyonel hale getirir Eğer son derece uyanık olmazsan, o kendisini öz sevginin arkasına gizlemeye başlayabilir ‘Öz’ sözcüğünün kendisi onun için bir korunmaya dönüşebilir “Ben senin özünüm,” diyebilir Ağırlığını değiştirebilir, boyunu değiştirebilir, ismini değiştirebilir Ve o sadece bir fikirden ibaret olduğu için onunla ilgili bir sorun yoktur O büyüyebilir, o küçülebilir, o sadece senin fantezindir
Çok dikkatli ol Eğer gerçekten sevginin içinde büyümek istersen çok dikkatli olmaya ihtiyaç duyacaksın Her adım çok derin bir dikkatle atılmak zorundadır, böylelikle ego arkasında gizleneceği herhangi bir boşluk bulamasın
Senin gerçek özün ne ‘ben’dir ne de ‘sen’dir O ne ‘sen’dir ne ‘diğeri’dir Gerçek özün toptan aşkındır
Senin ‘ben’ dediğin şey gerçek özün değildir ‘Ben’ gerçekliğin üzerine dayatılır Birisini ‘sen’ olarak adlandırdığında, diğer kişinin gerçek özünü nitelemiyorsundur Yine sen onun üzerine bir etiket yapıştırıyorsun Tüm etiketler kaldırıldığında, gerçek öz kalır Ve gerçek öz, senin olduğu kadar diğerlerinindir de Gerçek öz tektir
Bu yüzden biz sürekli olarak birbirimizin varlığına katılıyoruz deriz, biz birbirimizin üyesiyiz Bizim esas gerçekliğimiz Tanrı’dır Belki de biz okyanusta yüzen buzdağları gibiyiz — onlar ayrıymış gibi gözükür — fakat eridiğimizde hiçbir şey kalmaz
Tanım kaybolacaktır, sınırlar kaybolacaktır ve buzdağı orada olmayacaktır O, okyanusun bir parçası olacaktır
Ego bir buzdağıdır
Onu erit Onu derin sevginin içinde erit, böylelikle o kaybolur ve sen okyanusun bir parçası haline gelirsin Bir fıkra duymuştum  
Yargıç çok ciddi görünüyordu “Hoca,” dedi, “karın kafasına bir beyzbol sopası ile vurduğunu ve onu merdivenlerden aşağıya fırlattığını söylüyor Kendin için ne söylemek istersin?”
Nasrettin Hoca, eliyle burnunu ovuşturdu ve düşündü En sonunda “Sayın yargıç, zannediyorum bu vakada üç taraf var: karımın hikâyesi, benim hikâyem ve hakikat!” dedi
Evet, o son derece haklı “Hakikatin iki tarafını duymuş olmalısınız ama üç taraf var,” dedi Ve o tamamen haklı
Senin hikâyen var, benim hikâyem ve hakikat var: ben ve sen ve hakikat
Hakikat, ne benim ne de sen Ben ve sen, hakikatin enginliğinin üzerindeki bir yüküz
‘Ben’ sahtedir, ‘sen’ sahtedir; dünyada kullanışlıdır, faydalıdır ‘Ben’ ve ‘sen’ olmadan dünyayı idare etmek zor olacaktır İyi, kullan onları fakat onlar sadece dünya için araçlardır Gerçeklikte ne ‘sen’ ne de ‘ben’ vardır Bir şey, birisi, sınırsız bir enerji vardır; sınırları yoktur Biz ondan geliyoruz ve biz yine onun içinde kaybolacağız
osho
|