Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
barok, sanatı

Barok Sanatı...

Eski 07-17-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Barok Sanatı...




Barok sanat
Hayatınsürekli olduğunu biliyoruz Sanatta da başlayan ve biten şeylerden çok,geçişlerden, kırılmalardan ve sıçramalardan söz edilebilir

Barok sanat dendiğinde, belli bir zaman sürecinde, geniş bir coğrafyada yaşanan sanatsal olguyu anlıyoruz

Bu dönem yaklaşık 17yya rastlar Çevredeki etkileri 18yy da devam eder
Barokyayılımın zamanlaması ve çeşitlenmesi, doğum coğrafyasındaki tarihselgelişmeyle yakından ilgilidir Zamanın tini bölümünde bu genelgörünümü betimleyen metinlere yer verdik

17yy Genel Görünüm
Buradayine de vurgulayalım 16yydaki Reform hareketi Katolik dünyasından“Karşı Reform” denen savunma tepkisiyle karşılaştı Söz konusu olaniktidardı ve sanat başlıca araçlardan biri oldu Günümüzde olduğu gibi,görkem kitleleri hep etkilemişti özellikle Katolik taraf bunu kullandı

Diğerbir olgu Katolik kilisesinin dünyevileşen iktidarına rakip mutlakiyetçikrallıkların yükselişiydi (En örneksel temsilci Fransa’da güneş kralXIVLouis) Bu dönemde krallar da Tanrı’nın kudretini yeryüzünde temsiletmek anlamında kiliseye rakip oldular Büyük krallar, orta ve küçükboy prensler ( 30 yıl savaşları bittiğinde Almanya’da fazlasıylavardılar) güç gösterisinde sanatın etkisini keşfedince, heykellerle,resimlerle süslenmiş, devasa bahçeleri olan saray ve saraycıklar dönemibaşladı Rönesans döneminde yükselmeye başlayan burjuvazi vearistokrasinin oluşturduğu orta sınıfın talepleri de, sanat piyasasınıhareketlendirdi

Bilimdeki gelişmeler,keşifler, dünyanın evrenin merkezi olmaktan çıkışı , dindışı ve dinselgüçlerin yeni ve iyimser bir buluşması sonucunu doğurdu Bu da sanatsalyapıtların içeriğini etkiledi

Bu kısa girişten sonra, güvenilir kaynaklardan yaptığımız derleme ve alıntılarla döneme biraz daha yakından bakabiliriz

XIXve XX yy’ın sanat ve kültür tarihçileri, Rönesans’ın canlılığı,veçeşitliliğiyle Kasikçiliğin denge ve evrensellik kaygısı arasında,Protestanlığın ve Katolik Karşı Reform’un dini kavgalarının, büyükmonarşilerin çatışmalarından kaynaklanan siyasi altüst oluşların veinsanın evren içindeki yeri ve rolü görüşünde oluşan düşünsel birdevrimin damgasını taşıyan barok bir çağın varlığını kabul etmişlerdir:sanatı yapmacığa indirgeyen ve dünyayı büyük bir durumuna sokan kaygılıve güzelci (estet) yaşam anlayışı buradan kaynaklanır

Sanattarihlerinde Avrupadaki Rönesans ve Maniyerist dönemi izleyen ve1580-1750 yılları arasında oluşan bir “barok sanat” anlayışından sözedilir Barok sözcüğü Portekizce “barocco” ya da İspanyolca“barucca”dan gelmiştir Esas anlamı “düzgün olmayan inci”dir Busözcük, önceleri Rönesans ve Maniyerist dönemden sonra beliren baroküsluptaki eserleri aşağılama amacı ile kullanılmıştır Ancak XIXyy’da, barok sözcüğü 1580-1750 arası ortaya çıkan barok eserleriaşağılama anlamına kullanılmamağa başlandı Barok’un bu anlamı, sınırlıbir zamanı kapsar ve biz buna XVII ve XVIII yy “Avrupa Baroku”diyoruz

Diğer taraftan barok, Avrupa’nın bellibir döneminin sanatı olmaktan uzak bir anlamı da bünyesinde taşır Bu,barok üslubudur Örneğin İÖ III yy ile İÖ 1 yy arasındakiHellenistik-Antik sanat, Geç-Gotik sanatı, Hindistan’daki V yy’danXV yy’lara değin devam eden ve bütün pagodları delik deşik edensanat Ayrıca Osmanlı İmparatorluğunda XVIII ve XIX yy’lardaki sanatanlayışı ile Rusya ve Çin’de gördüğümüz çok şişkin kubbeler ve süslüsaçaklı mimarlık sanatlar, hep barok üslubunu yansıtırlar

ATurani

Diderot’un«Ansiklopedi»si (Enayclopédie ou Dictionnaire Raisonné des Sciences,des Arts et des Métiers, 1751-1772) «barok» kelimesinin kökenini,mantıkçıların anlamsız olanı söz konusu eden bir düşünce biçiminibelirtmek için kullandıkları baroco’ya bağlar ve terimi karışık veuyumsuz bir müziği adlandırmak için kullanır Günümüzde, kelimeninkökeninde mücevhercilerin pürüzlü bir inci için kullandıkları sıfatın,Portekizce’deki barocco’dan türemiş olduğunu kabul etme eğilimi dahagüçlüdür

XVIII yy’ın sonunda barok, klasik kurallara ters düşen, ipesapa gelmez, hatta zevksiz sayılan bir sanat üslubu olaraknitelenmiştir Jacob Burckhardt’ın, (1860) sanatsal ve düşünselifadenin «vahşi bir lehçe»si diye nitelediği «barok»un bu aşağılayıcıanlamından kurtulması ve mimarlığa, resme, edebiyata ve müziğe yaptığıolumlu ve özgün katkının onaylanması için, sanatta olduğu gibiedebiyatta da klasikçiliğin etkisinin sona ermesini beklemekgerekecektir

Bununla birlikte, tarihçiler sanatevriminin tarihi iyi belirlenmiş bir anı olarak algılanan bir barokanlayışıyla, onu değişmez tarihi bir doğa olarak kavranan bir barokanlayışı bakımından bir birinden ayrılıyorlar Birinci görüş, resimselve açık barok sanatı, çizgisel ve kapalı klasik sanatla karşı karşıyagetiren Heinrich Wölfflin’in yaklaşımıdır [ “Rönesansve Barok”(Renaissance und Barock), 1888; Sanat Tarihinin Temel Kavramları(Kunstgeschichtliche Grundbegriffe), 1915] İkinci görüş, özellikleriHelenistik Yunanistan’da olduğu kadar «yüzyıl sonu» Avrupa sanatında dagörülen bir barok’tur Bu da Eugenio d’Ors’un yaklaşımıdır, («BarokÜzerine», 1935)

Tuhafve zevksiz anlamına gelen ilk kullanımından sonra, « barok » kelimesigünümüzde biraz zorlanarak çeşitli üslupları ve dönemleri ifade ederhale gelmiştir Biz burada barok kelimesini, XVII yy’da Roma’dakendini gösteren ve oradan bütün Avrupa’ya yayılan biçimlerin evriminigöstermek için kullanacağız

Barok sanat ve mimarlık
Barok dönem
Baroksanat, en çok özellikle Katolik ülkelerde Karşı Reform’un son yıllarıolan 1600 dolaylarında gelişmiştir: Roma Kilisesi, Protestanlığınilerlemesine karşı koymak için Trento Konsili’nden sonra (1563’de sonaermişti) geleneksel öğretilerini kesin olarak yeniden ortaya koydu veyoğun bir misyoner etkinliğine girişti Reformcu din papazlarınınsavunduğu resim yasağı karşısına, görkemli ve dokunaklı kutsaltasvirleri çıkaracaktı Barok sanatçıların tanrı ve havaritasvirlerinin gerçek ve gerçeğe yakınlığı, tıpkı mimarların bunların,içine yerleştirdikleri görkemli çerçeveler gibi, bu estetikçipedagojiye yardımcı oldu

Barok, XVII yy’da ve XIIIyy’ın ilkyarısında Avrupa sanatına ve mimarlığa egemen olmuş ve Latin Amerika’daetkisi XIX yy’ın başlangıcına kadar sürmüştür Bu, hem son derecebiçimlenmiş (simetriyle bol bol oynar) hem de son derece dinamik(biçimlerini, güçlü bir helezoni kıvrımlar ve sarmallar devinimininiçine yerleştirir) bir üsluptur

Barok üslup
Bütündinamizmine rağmen barok üslup, Rönesans’a ve son evresi olanmaniyerizme çok şey borçludur Michelangelo’nun 1536-1541 arasındaSistina Kilisesi için yaptığı «Son Yargı» freskindeki Tanrı’nın sevgilikullarının ve lanetlilerin hareketleri, baroğun ayırt edicibiçimlerinden birini temsil eder

Baroküslup (tıpkı klasikçilik gibi), Antikçağ Yunan ve Roma sanatından daetkilenmiştir ve klasik mimari düzenlerden ve idealleştirilmiş insantasvirinden bilinçli olarak yararlanır Öte yandan baroğun bazı tipikformülleri, özellikle de dışarıdan içeriye doğru eğik cepheler, ovaldüzlemler ve göz aldanmasından yararlanılması, orda burda sık sıkkullanılmıştır: buna göre, baroğun özgünlüğünü oluşturan, önceden varolan bazı üslup öğelerinin, sınırlı sayıda yeni katkıyla birliktesistemli bir biçimde kullanılmasıdır

Barokanlayış, bir üslup aşaması olarak, her klasik dönemi izleyenzamanlarda, sanatların bir biçimi olarak görülür Bu üslup, klasiğinsağlam, açık ve kesin hatlı formlarının gevşemesi ve biçimlerin birkompozisyon içinde erimesi ve birbirleriyle kaynaşmasıdır Klasiğinsakin ve duruk figürü, bat-okta hareketlenmekte ve sükun, gürültüyedönüşmektedir Formların doğması, büyümesi ve dağılmaya başlaması,aslında bir doğa kanunu olarak bütün hayatı kapsar Kesin hatlı formunçözülmesi yanında tipik ve ortak ideal-klasik özellik, kişiselgüzelliğe dönüşür

Klasik eser, bazıprensiplere ve kaidelere bağlıdır Barok ise, bu kaide ve prensiplerireddeder O, kişisel ve acaip biçimlere, bir defalık olana, insanışaşırtan şeylere ve etkilere önem verir
Baroksanatçı, orijinal buluşu, yeni ve moderni, kaprisli, acayip ve sonderece cüretli olanı konu olarak ele alır Avrupa-Barok’u dönemindeünlü bir İtalyan şairi olan Marino: “Şaşırtıcı eser veremeyen birsanatçı, ancak ahır uşağı olabilir” diyordu Bu sübjektivizm ve buacayip ilhamlardan hoşlanma, sanatçıyı Rönesans’tan, Antikite’den veözellikle Romalı Vitruv’un titiz kaidelerinden tamamenuzaklaştırıyordu Bu nedenle barok, örnekleri ve kaideleri bırakıyor,bunların yerine sanatçının keyif ve mizacını esas alıyordu

Sübjektife(öznelliğe), kişinin kapris ve keyfine dönüş, heyecanın önemkazanmasını sağlamıştır Klasik sanat, sakin figürü amaç edinmiştiBarok ise herşeye hükmeden bir heyecandan hareket ediyordu

Vecd içindekendinden geçen bir hareket, figürün takınacağı rol oluyordu Böylecesanatçı ortak sabit biçim yerine, keyfi hareketi gösteren bir heyecanıformlaştırıyordu Bu keyfi heyecan, hiç kuşkusuz zamanla gelişiyor vesanatçı politik, toplumsal ve dinsel gereklere uyan kişisel bir tepkigösteriyordu

Gotik hareketin, Kuzey, Orta veBatı-Avrupa halkları tarafından yaratıldığını, İtalyanların iseRönesans’la, Avrupa sanat ve kültür dünyasında önder durumageldiklerini biliyoruz Barok hareketin nereden, çıktığı hususu, şuülke mizaçları ile ilişkili görülüyor : Biz, Güney-Avrupa halklarınındaha hareketli, daha jestli konuştuklarını, duygularını daha kolayaçığa vurduklarını ve Güneyli ressamların İsa’nın çarmıha gerilişisahnesinde ağlayan insanları daha haykırışlı ağlamalar içinde ifadeettiklerini biliyoruz Ayrıca opera gibi hayatı hiç olmayacak şekildeifade eden bir sanat tarzının İtalya’da doğduğunu ve bu sanatınjestlerle müziği birleştirmek istediği de biliniyor İşte Güneyin butiyatroya düşkün tutumu, güzelliğe sahip figürleri resme sokmaGüneylilerin bu mizacına karşılık, Kuzey halkları duygularını Güneyenazaran daha çok içlerine atıyorlardı

Barok biranlatım, daha Rönesans’ta Michelangelo’nun hem resimlerinde, hemheykellerinde görülmüş ve buna değinilmişti Barok duygunun Güneyedoğru kuvvetlendiğini belirten kimi kanıtlar da yok değildir ÖrneğinProto-Rönesans’ın Floransa’da, klasiğin Roma’da ve barokun da dahagüneyde, Napoli’de doğduğunu da saptayabiliyoruz

AyrıcaBernini’nin Napoli’li olduğunu da görüyoruz Buna karşılıkİngiltere’nin Hollanda’nın ve Kuzey-Avrupa ülkelerinin barokureddettiklerini ve Palladio’ nun kendilerine getirdiği sakin ve düzyüzeyli mimariyi tercih ettiklerini saptıyoruz Böylece Kuzeyin,klassisist bir görüşle yetindiğini ve Güneyden ayrıldığını anlıyoruzHatta XIV Louis’nin, Louvre’a yapılacak yeni ilave için çağırdığıBernini’nin yaptığı planı, Parisli mimarların eleştirilerine uyarakuygulatmadığını ve Bernini’nin planı için tiyatrovari diyen bireleştiriye önem verdiğini anlıyoruz Aslında bu eleştiri gayet gerçekçiidi ve İtalyan Barokun en esaslı özelliği idi Güneyin tiyatrovarianlatıma verdiği önemi de açıklıyordu Gerçekte olmayan bir hayale, birdüşünceye bağlanma, gerçekçi bir duyguya dayanmaz

İşteKuzey ile Güney bu noktalarda birbirlerinden ayrılıyorlardı İtalya’dagerçekten çok, bir hayalin önem kazanması ve barokun abartmalarına önemveriş, bundan ileri geliyordu İtalya’da bu dönemde, birçok mimarınayni zamanda sahne dekorcusu oluşu, (Guarini, Juvara, Pozzo vb gibi)ve bizzat Bernini’nin mimarlık yanında ünlü bir heykelci, bayramlardakent süsleyicisi, sahne ressamı ve dram yazarı olduğu ilgi çekiyorBarok mimarın, sonsuzluğa giden mekan tasavvurunu, ressam, tavan veduvarlara yaptığı göz aldatıcı resimlerle genişletiyordu

Böylecegerçek olmayan mekanlar, gerçekte olana ilave ediliyor ve hayal ilegerçek birbirine karışıyordu 1650’lere doğru, bu zâhiri mekankavramının, kiliselere de girdiğini görüyoruz Böylece kilise, sarayve, tiyatro, zâhiri görüntülerin toplandığı birer yer oluyordu Tanrıdünyası, dindarın gözüne bir tiyatro sahnesi gibi sunulmak olanağınakavuşuyordu Barok kilise de saraylardaki gibi, dev sütunlar, ağırsaçaklar, kornişler, cilalı mermerler, altın yaldızlı gırlandlar,uçuşan puttolar, evliyalar ve melekler, boya ve yaldız karışıklığıiçinde dindarın önüne çıkarılıyordu Figürlerin, tiyatrovarihareketlerle göğe yükselmelerinin tasvir edildiği kubbelerin, artıkmekân sınırlılığından uzaklaştıkları görülür Böylece kilise, barokunaydınlık saray atmosferini de benimseyince, kilise içlerinin, dünyevifakat hayal edilen cennete açılan birer pencere olarak görüldüklerisaptanır

Protestan dünyasında ise, ahlakideğerleri izleyerek, metafizik bir dünya görüşüne de önem verildiğianlaşılıyor Rembrandt, herkesin kendine yakın bulduğu, sonsuz insansevgisiyle dolu bir İsa’yı sefil ve perişan, fakat iç zenginliğiylegörülür hale getiriyordu Maniyerist dönemin Greco’su ise, esrarengizgücü olan bir İsa’yı, majik bir varlık olarak gösteriyordu

BöyleceKuzeyin genel mizacı, hayata uygun bir tipi, tanrısal güç olarak kabulediyordu Hollandalı bir düşünür olan Spinoza (1632 panteist birdüşünce ile doğayı kutsallaştırıyordu Esasen panteist dindarlık,Hollanda açık hava ressamlarının XVII yy’da buldukları yeni bir doğaanlayışı idi Hollandalı, dünyevi olan şeylerin sonsuzluğunu, panteistbir görüşle keşfediyordu Böylece doğa artistik yönden, Rembrandt,Ruisdael ve van Goyen gibi Kuzeyli ressamlarca; dünyevi değerlerinsonsuzluğu da bilim adamlarınca keşfediliyordu Örneğin matematik,differantial ve integral hesabı buluyordu Astronomide ise, eskidüşünceler iflas ediyor ve daha XVI yy’da Leonardo “Dünya kâinatınmerkezi değil, bir yıldızıdır” diyordu l543’de Kopernik (1473-1543)güneş sistemini bilimsel olarak ispatlıyordu Giodano Bruno (1578evrenin sayısız dünyalardan meydana geldiğini açıkladığından Roma’dayakılıyordu Kilise artık kendi evren kavramının yıkılmakla tehditedildiğini görüyor ve bunu engizisyonla cezalandırmak yoluna giderekönleyeceğini umuyordu

ATurani, Dünya Sanat Tarihi, İş Bankası Yayınları
Mimarlıkta,mekanların ovalleştirilmesi ve S biçimli kıvrımların kullanılması(kenarlarda içbükey, ortada dışbükey) dışında, baroğa özgü öğeler,burma sütunlar ve görkemli alınlıklardır Barok alınlıklar her türçeşitlemeyi sergiler: bu alınlıklar merkezin de kırılmış, helezoni birbiçimde kıvrımlandırılmış kenarlarla bezenmiş veya dikey düzlemindedışarıdan içeriye doğru eğimlendirilmiştir

Barok heykel sanatı,dalgalı giysi kıvrımları, gerçekçi biçim kabartıları, bronzun ve renklimermerlerin kullanımı ve çoğu zaman birçok malzemenin birliktekullanılmasıyla ayırt edilir

İtalyan barokuXVII yy’ın başlarında Avrupa’nın en iyi sanatçıları İtalya’da,özellikle de Roma’da toplanır Papalığın merkezi, Karşı Reform’lauyumlu bir üslubun ayrıcalıklı doğum yeridir Çok sayıda tarikat,birçok kilise veya manastır inşa ettirir veya var olanlarıgüzelleştirir, Yüksek rütbeli papazlar da lüks evler yaptırırlar1568’den itibaren Vignola tarafından inşa edilen Cizvitlerin en önemlikilisesi Gesù, halihardaki yalınlıkla bezemedeki görkemi birleştirir

Buyapı, üçgen kâh helezoni kıvrımlarla kâh sütunlarla bezeyerek, çoğuörnekte koruyan mimarlar için çok serbest bir model işlevi görmüştürCepheleri dışarıdan içeriye doğru eğimlendiren ilk mimar, Pietro daCortona olmuştur

Aynı zamanda ressam olansanatçı, Barberini Sarayı’ndaki «Barberini Ailesi’nin Zaferi» veya«Tanrısal İnayetin İhtişamı»nda (1636-1639) olduğu gibi göz aldatıcıtavanların ustasıdır

1600-1680 arasında mimarlar, heykelciler ve ressamlar, dini ve dindışı çok sayıda siparişi yerine getirmişlerdir


Bunlarınen yenilikçilerinden biri olan Bolognalı Annibale Carracci’nin enönemli eseri, Farnese Sarayı’nın Büyük Galerisi’nin tavan resimleridir

Şusırada «doğal bir resim» arayışı içinde olan Caravaggio, kendi ışıkgölge karşıtlıklarının, İtalya sınırlarının ötesine yayılan bir akımla(Caravaggioculuk) yeniden ele alındığına tanık olmuştur
Baroku iki sanatçı temsil eder ve özetler: Bernini ve Borromini

Mimar,ressam ve heykelci Gian Lorenzo Bernini, 1624’ten 578’e’kadar Roma’dakiSan Pietro Bazilikası’nı bezemeye çalışır Yapının sıra sütunları, PapaVII Urbanus ve VII Alexander’ın mezarları, Aziz Longinus’un anıtsalheykeli, ve Aziz Petrus’un mezarı üzerindeki baldaken, Bernini’nineseridir Eserlerdeki bu dikkat çekici yoğunlaşma, Katolik Kilise’nin,Karşı Reform’un son dönemindeki genel eğiliminin parlak birdışavurumudur Bernini, Santa Maria della Vittoria’nın Comaro Kapellasıiçin, beyaz mermere son derece abartılı bir heykel olan «AzizeTeresa’nın Vecdi 545-1652) yapar Aynı zamanda kusursuz bir portresanatçısı olan Bernini’nin çok sayıda büstü de vardır; bunlarınarasında, kendisini Louvre Sarayı’nın ana cephesini gerçekleştirmeküzere (bu proje bakanların ve sanatçıların entrikaları nedeniylebaşarısılığa uğrayacaktır) 1665’te Paris’e çağıran XIV Louis’nin büstüyer almaktadır

Borromini adıyla anılan FrancescoCastelli, esas olarak dini ıda, daha az önem taşıyan, ama tasarımı dahaince eserler gerçekleştirmiştir Sanatçı, tavan tekneli eliptik birkubbe, sonra da dalgalı bir cepheyle (1665) donattığı San Carlo alleQuattro Gontane (1634) gibi kiliseleriyle baroğu her tür klasik ayakbağından kurtarmıştır İtalyan baroğu Roma dışında, özellikle GuarinoGuarini (Carignano Sarayı, San Lorenzo Kilisesi) ve Filippo Juvarra’nın(Madama Sarayı’nın cephesi ve merdiveni) eserleriyle, Torino ‘da veLonghena’nın eserleriyle (Santa Maria della Salute Kilisesi, RezzonicoSarayı) Venedik’te gelişmiştir

Barokun yayılması
Barokİtalya dışında özellikle XVII yy’ın sonunda ve XVIII ı gelişmiştirBununla birlikte, her ülkeye özgü kronolojik ve sal göstermektedir

İspanya ve imparatorluğu
İspanya’dabarok, Rönesans’ın taşkın plateresk üslubunun ardından gelir ve buüslupla bütünleşir Bu barok, Jose Benito Churriguera’nın San EstébanKilisesi’nde yaptığı burma sütunlar, sütun başlıkları ve kornişleryığını mihrap arkalığında (1693) olduğu gibi, zaman zaman son dereceaşırı yüklüdür Churriguera üslubu, Santiago de CompostelaKatedrali’nin (1738) cephesi bunun güzel bir örneğidir XVIII başınakadar mimarlığa damgasını vuracaktır

Resimde,büyük çeşitlilik gösteren eserler türdeş bir üslubun belirlenmesineolanak vermemektedir Zurbarán' ın ve Ribera’nın karanlıkçılığı, birçokkez Italya’ya giden ve Rubens ve Murilo’yla dostluk kuran Velazquez’ietkilemiştir: Murillo’nun “Günahslar” ı barokun ünlü örneklerindendir
İspanyolegemenciğindeki Katolik Güney Flandre’da, mimarlık cephelerindemaniyerizmin üslupsal öğelerini üst üst yığmıştır Resim sanatı,Avrupa’yı dolaştıktan sonra, 1615’te An erleşen Rubens’inegemenliğindedir

Amerika’daki İspanyolsömürgelerinde yerlilerin bezeme gelenekleri, başta Cizvitler olmaküzere misyoner tarikatların kıtaya taşıdıkları mimari üsluplarlaharmanlanmıştır Böylece, altın için de yüzen mihrap arkalıkları,XVIII yy’ın sonuna kadar, İspanyol- Amerikan mimarlığına egemen olacakolan Churriguera üslubunun Amerika’da aldığı biçim olan zengin birbitki örtüyle kaplanmıştır Mimari yapıların üslubu, neredeyse sert biryalınlıktan, çok büyük bir görkeme kadar (özellikle Meksika’da) uzanırMeksiko Katedrali, yontularak yapılıp yaldızlanmış bitki ve ağ kaplıyatay silmelerle bölünmüş kare kesitli görkemli sütunlarıyla(estipite’leriyle) dikkat çekmektedir

Portekiz’de barok sanatıPortekiz, İspanyol egemenliği sırasında (1580-1640) barok sanata büyükşaheserler kazandırmaz Portekiz sanatı, ülke bağımsızlığınıkazandıktan sonra, duvarları kaplayan yaldızlı yaprak sarmallarıtalha’yla iç bezeme alanında somutlanan bir uyanış yaşamıştırİspanya’dakinden daha süssüz olan kiliseler, kubbeli alçak kuleler,kapı ve pencere gibi (açıklıkları) belirgin düzenli çevre süsleriylebelirlenir Kiliseleri, saraylar ve daha gösterişsiz evler, azukjodenilen mavi ve beyaz renkli çinilerle kaplanır Portekiz, baroküslubunu, Macao’daki Sao Paulo Cizvit Kilisesi’nin çarpıcı cephesininde kanıtladığı gibi, Asya’ya kadar bütün sömürgelerine yaymıştır
Avrupa’daki Alman toprakları Barok,Almanya ve Avusturya’ya geç bir tarihte girmiş olmasına karşın, JohannBalthasar Neumann’ın Bavyera’da; Bamberg yakınlarında inşa ettiği OnDört Aziz Kilisesi (1743-1772) gibi kiliselerde en parıltılı ifadesinibulmuştur Viyana’da Johann Bernhard Fischer von Erlach anıtsal SanktKarl-Borromâus Kilisesi’ni ve İmparatorluk Kütüphanesi’ni (bugün UlusalKütüphane) (1716-1722) inşa ederken, Johann Lucas von Hildebrandtcephesi heykellerle kaplı, daireleri ise freskler ve yalancımermerlerle bezeli büyük Belvedere Sarayı’nı (172 1- 1724) yapmıştırAvusturya’daki Melk’te Jakob Prandtauer, kütüphanesinin tavanlarındaPaul Troger’in gerçekleştirmiş olduğu göz aldatımları olan ünlümanastırın (1702-1736) yapımına girişir
Hildebrandt,Neumar Fransız Robert de Cotte ve Boffrand’ın yanı sıra, merdiveni veimparator salonunu bezemek için Venedik’ten gelen Tiepolo ilegerçekleştirilen işbirliğinin ürünü olan, Bavyera’daki WürzburgSarayı’nın da kanıtladığı gibi, Alman baroku son derece eklektiktir
Heykelsanatını, Dresden ve Viyana’da rokoko eğilimlerin habercisi eserlerveren Balthasar Permoser, Viyana çeşmelerinde uzmanlaşmış Georg RaphaelDonner ve Bernini’nin üslubunu sürdüren Matthias Rauchmiller temsiletmektedir Aralarında Anton Feuchtmayer’in de bulunduğu çok sayıdaheykelci, rokoko üslubunun belirmesiyle giderek daha fazla kullanılacakolan yalancı mermerden (sönmüş kireç, alçı, tutkal ve mermer tozukarışımı) bezemeler gerçekleştirmiştir

FransaXVII yy Fransa’sı klasik ölçülülüğün çekiciliğine daha erken kapılmışolmasına karşın, baroğa tümden kapalı değildir Peder MartellangeCizvit üslubunun yayılmasına katkıda bulunmuştur Bezeme öğelerinin üstüste yığılmasıyla belirlenen XIII Louis üslubu, İtalyan ve Flamanzevklerini harmanlar IV Henri’nin dul eşi Marie Medici, Rubens’ealegorik tablolar ve portreler ısmarlarken, XIII Louis başressamlıkgörevini, uzun süre Roma’da kaldıktan sonra Caravaggioculuk’tan derinbir biçimde etkilenen, Le Brun ve Le Sueur’ün sık sık gelip gittikleribir atölye kurmuş olan Simon Vouet’ye verir

Le Brun ve Le Sueur, XIVLouis’nin hükümdarlığı sırasında Versailles Sarayı’nı bezemeçalışmalarına (1669-1703) katılırlar; sarayın, kraliyet iktidarının görkemini ve parlaklığını yansıtma kaygısı taşıyan görkemli klasikçiliği,barok etkilerden arınmış değildir İtalyan Pietre da Cortona’nınöğrencisi olan Pierre Puget, Versailles Parkı için dokunaklı birgerilimin hareketlendirdiği “Kroton ki Mijon” ve “Perseus ve Andromeda”gibi heykel grupları gerçekleştirmiştir

Taşrada bölgeselsanatçılar, kiliseleri sütunlar ve aziz heykelleriyle bol bol, kimi kezsafça bezenmiş mihrap arkalıklarıyla süslemişlerdir

İngiltere Buprotestan ve Püriten ülke, baroğun istilasına belki de en fazla direnenülke olmasına rağmen, gene de bu üsluptan birkaç esere kapılarınıaçmıştır: mimarisi klasik bir sanatçı olan Inigo Jones’a bırakılanWhitehall Sarayı’nın Şölen Evi’nin tavanları, Rubens’e ısmarlanmıştır1666 Londra yangınından sonra Sir Christoper Wren son derece yenilikçiplanları ve Borromini’nin üslubunu çağrıştıran çan kuleli 51 kiliseyiyeniden inşa etmiş ve 1675-1710 arasında, genel hatları ve iç mekanıdaha ölçülü bir biçimde Roma kiliselerini anımsatan yeni Saint-PaulKatedrali’ni gerçekleştirmiştir

Kuzey ve Doğu Avrupa’da barokBarok, Protestan Hollanda’da resimden çok heykel sanatını ilgilendirirBununla birlikte Rembrandt’ın sanatında barok etkiler saptanabilir(«Gece Devriyesi», 1672)

Barok, Doğu Avrupa’dada yayılmıştır: Macaristan’da Budapeşte zengin sahları olan kiliselerledonatılmış, Esterh ise Fertöd’de kendilerine bir saray yaptırmışlardırBohemya’da Kilian Ignaz Dientzenhofer 1732-1735 arasında Prag’daCizvitlerin St Nicolaus Kilisesi’ni inşa etmiştir Polonya’da,özellikle Krakow’da alınlıklı ve sütunlu birçok kilise yapılmıştırOrtodoks Rusya’da bazı kiliselerin «Narişkin» baroğu, tam anlamıylabarok bezeme öğelerini Rus öğelerle bütünleştirirken, İtalyanBartolomeo Francesco Rastrelli’nin gerçekleştirdiği Tsarskoye Selo(bugün Puşkin) Yazlık Saray’ı ve Sen-Petersburg’daki Kışlık Sarayı’daha da Batı esinli yapılardır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.