Prof. Dr. Sinsi
|
Köklü Geleneğin Şehri:Edirne
Ülkemizde düzenlenen en köklü sosyal ve sportif etkinliklerden biri olan Edirne Kırkpınar Güreşleri, ilk günkü heyecanıyla devam ederken yaşattığı otantik kültürel mirasıyla ilgi toplamaya devam ediyor
Spor, insanlık için en sağlıklı hobidir Spor, yeryüzünün, insan kitlelerini peşinden en fazla sürükleyen dört ana fenomeninden (din-politika-sanat-spor) biridir Bir spor branşı olarak günümüzde halen sürdürülen tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri tarihsel kayıtlar incelenerek değerlendirildiğinde, sıra dışı görüntü ve uygulamalarla karşılaşılan, çok köklü bir alan olarak karşımıza çıkar Yağlı güreş ve Kırkpınar’ın temeli olan güreş sporu, aslında insanlığın yaklaşık 7 bin yıllık geçmişinde (Mısır-Yunan-Türk-Asur-Pers) var olagelmiş ve öncelikle insan gücünün en üst seviyeye erişmesi ile doğa ve diğer canlılarla yaptığı mücadele de üstün olmasına hizmet etmiştir Bu askeri amaçlarla Asur ve Pers ordularında kullanılmıştır

Asya’dan Anadolu’ya Taşınan Gelenek
Ancak Türk boylarının Asya içlerinden Anadolu’ ya ulaşmasıyla birlikte, bu coğrafyadaki derin kültürel miras dönüşüme uğramış, adeta yeni bir soluk kazanmıştır Anadolu 13 yüzyıldan itibaren Mevlana-Yunus Emre gibi düşünürlerle, Horasan erenleri ve Yesevi geleneği; Hacı Bektaş-ı Veli gibi bilgelerin insanı öne çıkaran ve nefse hâkim olma ile erişilebilecek güzellikleri anlatan felsefeleriyle yoğruldu Anadolu Selçuklu Devleti’ni oluşturan beylikler, kendi dönemlerinin bilimsel bilgi kaynaklarına erişmeyi başardığı gibi, bununla harmanladıkları kendi inançlarını da bir senteze eriştirmeyi başardılar
Anadolu Türklerİ’nde Güreş Anadolu Türk beylikleri döneminde güreş sporuyla uğraşan topluluklar olduğu biliniyor Güreşçi Alp-Erenler, Sarı Saltuk ve askerlerinin, Anadolu coğrafyasından Avrupa kıtasına 1264’ te geçtiği ve buralarda kendine yeni yerleşimler tesis etmeyi başardıkları Joseph von Hammer-Purgstall gibi bazı ciddi kaynaklarda yer alır Hemen tüm kaynaklarda enteresan bir ortak nokta dikkat çekmektedir Bu geçişlerde yer alan akıncılar aralarında güreşmektedirler

Kırkpınar
Kırkpınar Güreşleri’ne dair metinlere temel oluşturan yazılı metin ve öyküler bunu doğrular niteliktedir Asıl ilginçlik, bu güreşin günümüzde de yaşayan uygulamalarında korunmuş görünen detaylarında yer almaktadır Bunlardan ilki güreşe ‘yenişene’ kadar devam edilmesidir Bu bazı kimselere normal gibi görünse de antrenman bilimiyle ilgilenen spor bilimcilerin tamamının çok iyi bileceği gibi, bu branşın diğer spor branşlarından çok daha tüketici ve dayanıklılık sınırlarını zorlayan bir durum olduğudur Gerçekten güreş, insan devamlılık sınırlarını zorlayan bir branştır Yağlı güreşi özel kılan ‘yağlanarak’ rakibin tutma, atma ve yıkma gibi temel eylem fonksiyonlarını daha da güçleştiren bir spordur Günümüzde de gerek FILA gerekse Türkiye Güreş Federasyonu bunları dikkate alarak, yarışma süresini minderde (2x3dk) yağlı güreşte ise 40dk + puan güreşi+Altın puan: toplam 52 dk ile sınırlandırmıştır Bazı uzmanlar bu sınırlamanın aslında yağlı güreşin temel yapısını sarstığı görüşündedirler

KÜLTÜR AKIŞI
Kırkpınar güreşlerini özel kılan bir diğer faktör de vücudun insanın özellikle beden sağlığına katkı sağladığı kesinleşen zeytinyağıyla yağlanmasıdır Bu konuda çok sayıda var olan yaşayan unsurlardan bir diğeri ise müsabakalarda müziğin yarışmanın doğal bir parçası niteliğinde oluşudur Ayrıca motivasyon sağlayıcı rolü ile yarışma öncesi müsabakaya davet eden ‘cazgır’ adı verilen kimselerin söylediği şiirsel motifler de Kırkpınar’a hastır
Fair Play Şampİyonları
Yaşayanların hemen hemen tümünü örnekleyecek 1996 yılından günümüze kadar rutin olarak devam ettirdiğimiz çeşitli bilimsel araştırma ve çalışmalarımızdan çıkan sonuçlardan biri de buradaki sportif performans bileşenlerinin sıra dışı olduğunu betimlemekte Ancak bu farklılık ve sıra dışılık burada sonlanmıyor Birbirine rakip olan sporcuların müsabaka başlangıcında, finalinde ve sonlanışında ‘birbirlerini yüceltme gösterisi’ başka spor dallarında rastlayamadığınız şekilde ve boyutlarda ifade bulmaktadır Bu otantik kültürel mirasa dair sıra dışı ama spordaki rakibine derin saygı duyan figürler, müzikle yapılan teknik uygulamalar, sözlerle ifade etmenin güç olduğu, ancak gören ve yaşayanların anlayabileceği muhteşem keyifli ritüellerdir Herkesi Kırkpınar’ı yaşamaya çağırıyoruz

Edirne’deyken  
Trakya’nın en güzel kentlerinden biri Edirne Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik yapmış, sultanların her fırsatta ziyaret ettiği bir saltanat şehri Edirne Bu nedenle Osmanlı mimarisi kentin ana kimliğini oluşturuyor Meriç nehri ve kolları üzerindeki Mimar Sinan köprülerini de düşündüğümüz de Edirne için bir müze kent diyebiliriz

Görmelisiniz
Selimiye Camii başta olmak üzere Eski Cami, Üç Şerefeli Cami, Ali Paşa Kapalı Çarşısı ve II Bayezit Külliyesi’ni mutlaka ziyaret edin Edirne Arkeoloji Müzesi ile Türk İslam Eserleri Müzesi’de Edirne’nin tarihsel derinliğini merak edenler için en doğru adresler
Tatmalısınız
İnce ince dilimlenmiş Edirne tava ciğeri muhteşem bir tat İster az pişmiş, isterseniz çıtır kıvamda servis ediliyor Öte yandan Edirne köftesinin de hakkını yememek lazım Harcı ve lezzeti ile Edirne’ye özel bu köfteyi tatmanızda fayda var Ayrıca Selimiye Camii avlusunda geleneksel Osmanlı macunu alıp ziyaretinizi tatlandırabilir, Edirne badem ezmesi, deva-i misk şekeri ve beyaz peynir alabilirsiniz
Spor, insanlık için en sağlıklı hobidir Spor, yeryüzünün, insan kitlelerini peşinden en fazla sürükleyen dört ana fenomeninden (din-politika-sanat-spor) biridir Bir spor branşı olarak günümüzde halen sürdürülen tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri tarihsel kayıtlar incelenerek değerlendirildiğinde, sıra dışı görüntü ve uygulamalarla karşılaşılan, çok köklü bir alan olarak karşımıza çıkar
Yağlı güreş ve Kırkpınar’ın temeli olan güreş sporu, aslında insanlığın yaklaşık 7 bin yıllık geçmişinde (Mısır-Yunan-Türk-Asur-Pers) var olagelmiş ve öncelikle insan gücünün en üst seviyeye erişmesi ile doğa ve diğer canlılarla yaptığı mücadele de üstün olmasına hizmet etmiştir Bu askeri amaçlarla Asur ve Pers ordularında kullanılmıştır

Asya’dan Anadolu’ya Taşınan Gelenek
Ancak Türk boylarının Asya içlerinden Anadolu’ ya ulaşmasıyla birlikte, bu coğrafyadaki derin kültürel miras dönüşüme uğramış, adeta yeni bir soluk kazanmıştır Anadolu 13 yüzyıldan itibaren Mevlana-Yunus Emre gibi düşünürlerle, Horasan erenleri ve Yesevi geleneği; Hacı Bektaş-ı Veli gibi bilgelerin insanı öne çıkaran ve nefse hâkim olma ile erişilebilecek güzellikleri anlatan felsefeleriyle yoğruldu Anadolu Selçuklu Devleti’ni oluşturan beylikler, kendi dönemlerinin bilimsel bilgi kaynaklarına erişmeyi başardığı gibi, bununla harmanladıkları kendi inançlarını da bir senteze eriştirmeyi başardılar

Anadolu Türkleri’nde Güreş
Anadolu Türk beylikleri döneminde güreş sporuyla uğraşan topluluklar olduğu biliniyor Güreşçi Alp-Erenler, Sarı Saltuk ve askerlerinin, Anadolu coğrafyasından Avrupa kıtasına 1264’ te geçtiği ve buralarda kendine yeni yerleşimler tesis etmeyi başardıkları Joseph von Hammer-Purgstall gibi bazı ciddi kaynaklarda yer alır Hemen tüm kaynaklarda enteresan bir ortak nokta dikkat çekmektedir Bu geçişlerde yer alan akıncılar aralarında güreşmektedirler

NASIL GİDİLİR?
Edirne’ye THY ile İstanbul ya da Çanakkale’ye uçup, ardından karayolu ile kolayca ulaşabilirsiniz NEREDE KALINIR? Saroz Körfezi kıyılarındaki irili ufaklı pansiyonlar ve butik oteller yaz konaklaması için oldukça uygun Yılın diğer sezonlarında ise en ideal konaklama noktaları kent merkezindeki oteller
NE ALINIR?
Mis kokulu meyveli sabunlar, tarihi han ve çarşılarda bulunan kente özgü işlemeler, dokumalar, aynalı süpürge, Edirne peynir şekeri alınabilecek hediyelikler arasında
skylife dergisinden
|