Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > Serbest Forum

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dışında, küre, kürede, yaşam, yer

Yer Kürede Ve Yer Küre Dışında Yaşam

Eski 07-17-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yer Kürede Ve Yer Küre Dışında Yaşam



Güneş sisteminde, Dünya'dan başka bir gezegende teknolojik bir uygarlık

bulunabilmesi olasılığı hemen hemen sıfırdır Ancak Güneş sistemi, tüm evren

demek değildir O zaman daha ötelere bakmak gerekir

Açık uzayda, yoğuşmuş enerji alanları ya da canlı toz ve gaz bulutları şeklinde bir yaşam var olabileceğini düşünebiliriz Böyle bir kanıt olmamakla birlikte yaşamın yalnızca yıldızlardan daha düşük sıcaklıklardaki katı gezegenler de bulunabileceğini kabul etmek zorundayız


Deneyler sonucu; gökcisimlerinin boyutları küçüldükçe sayılarının arttığı

görülmüştür Buradan yola çıkarak tutuşamayacak kadar büyük kütleye sahip olan yıldızlardan çok fazla olduğunu savlayabilir miyiz? Bunlar doğal olarak parlamadıklarından saptanamadan kalmıştır Ama eğer var ise, Jüpiter'den küçücük astroidlere dek boy boy altyıldız bulunduğunu düşünmek mantıklıdır Büyük yıldızların çevresinde, Jüpiter'in ve Güneş sistemimizdeki diğer dev gezegenlerin olduğu gibi, küçük yıldızlar bulunduğunu da düşünebiliriz


Altyıldızlarda yaşam oluşmuş olabilir mi?


Yaşam için vazgeçilmez koşulların birincisi serbest sıvı (tercihan su), ikincisi de organik bileşiklerdir Üçüncü bir gereksinme enerjidir Çünkü enerji, başlangıçta var olan su, amonyak ve metan gibi küçük moleküllerden organik bileşikleri oluşturmak için gereklidir


Bu altyıldızlarda enerji nereden gelebilir?


Bir gök cisminin oluşurken yoğuşması sırasında içsel hareketler yerçekimsel alanda elde edilen kinetik enerjiyi temsil eder Çarpışma ve birleşmelerle hareket durunca, kinetik enerji ısıya dönüşür Bu nedenle tüm büyük gök

cisimlerinin merkezleri sıcaktır (Dünya'nın ~50000C)


Kütle büyüdükçe, yerçekimsel alanı şiddetlendikçe, kinetik enerji de, ısı da, iç sıcaklık da artar (Jüpiter:540000C)


Yerimsi bir gök cismi, uzayda ister bağımsız, isterse bir yıldızın çevresinde

dönüyor olsun, Ganymede ya da Callisto gibi bir dünya olmak eğiliminde

olacaktır İç ısıya sahip olacak ama dış tabakaların koruyucu etkisiyle fazla ısı kaybına neden olmayacak Sonuç olarak Yer soğumaktadır ve bugünkü iç ısısını 4,6 milyar yıldır korumaktadır


Dünya'dan daha küçük altyıldızlar daha az iç ısıya iye ve büyük olasılıkla daha çok buzlu olacaklardır Birbirinden ayrı enerji kaynakları daha az bulunacak ve iç okyanusları daha küçük olacaktır



Yıldızdan çok uzakta bulunan soğuk olmasına karşın pek az ya da hiç uçucu

madde tutamayacak kadar küçük olan bir gökcismi ise kayadan, metalden ya

da her ikisinin karışımından oluşan asteroid benzeri bir yapıya iye olacaklardır


Dünya'dan daha büyük olan ve dolayısıyla daha büyük ve şiddetli iç ısı kaynaklarına iye olan altyıldızlar Jüpiter benzeri bir bir gökcismi olacaktır Böyle bir yıldız kesinlikle büyük oranda uçucu maddelerden (H ve He) ibaret olacak ve yüksek iç ısı gezegeni tümüyle sıvı duruma getirecektir ki, bırakın teknolojik uygarlığı, zeki bir yaşam en çok yunusların türünden bir yaşam olacaktır


Teknolojik bir uygarlık için hem okyanusları, hem de karaları olan katı bir

gezegene gereksinim vardır Böyle bir gezegenin yakınında yaşam için gerekli

enerjiyi temin edecek bir yıldızın bulunması gerekmektedir


İnce kenarlı mercek biçimindeki galaksimizin yarıçapı 50000 IY(*) Güneş ise merkezden 27000 IY uzaktaydı (Robert Julius, 1886-1956) 1998 Mart ayında gerçekleştirilen ince hesaplar sonucunda bu uzaklığın 23000 IY olduğu saptandı


Galaksinin kütlesi kesinlikle Güneş'in 100 milyar katından fazladır ve bazı

tahminlere göre 200 milyardır Orta bir sayı elde etmek için Galaksi kütlesinin

Güneş'in kütlesinin 160 milyar katı olduğunu söyleyebiliriz


Galaksinin kütlesi;


1yıldızlar,

2aydınlık olmayan gezegensel gökcisimleri,

3toz ve gaz bulutlarından oluşur


2 ve 3 nolu gökcisimlerinin kütleleri çok düşüktür Galaksideki yıldızların

kütlesi, toplam kütlenin %94'ünü oluşturduklarını söyleyebiliriz (Örneğin:

Güneş'in kütlesi, Güneş sisteminin %99,86'sıdır) Galaksideki yıldızların

kütlesini, Güneş kütlesinin 150 milyar katına eşit olduğunu varsayabiliriz Güneş ortalama bir yıldızdır (BkzYıldızların Sınıflandırılması) Ancak gökcisimleri küçüldükçe olası sayıları da artacağından ortalama yıldız kütlesi, Güneş'in kütlesinin yarısı kadarsa, Galaksimizde 300 milyar yıldız bulunmaktadır Her gördüğümüz yıldıza karşılık gözle göremediğimiz 50 milyon yıldız vardır


Lokal Grup adı verilen "galaktik küme"de (Samanyolu, Andromeda, Macellan Bulutları) ~1,5 trilyon yıldız bulunabilir (3 milyon IY'da) 1milyar IY ötelere kadar bu sayı 1 milyarı bulur Son incelemelere göre evrenin yaklaşık 15 milyar yıllık olduğu belirlenmiştir Bundan dolayı, gözlemlenebilir evrende 200 milyar galaksi bulunabilir


Orta boyutta bir galaksi olan Samanyolu'ndan 100 kat daha fazla kütleye iye

galaksiler bulunduğu gibi, yüzbinde biri kadar olan galaksiler de vardır Ortalama bir galakside 1010 yıldız olduğunu varsayabilriz Demek ki gözlemlenebilir evren içinde 2x1021 yıldız var demektir Buna göre milyarda bir teknolojik uygarlığın var olma olasılığı böyle bir evrende 2 trilyon farklı uygarlığın var olacağı anlamına gelmektedir


Daha önce sözünü ettiğimiz sayıyla başlarsak:


I - Galaksimizdeki yıldızların sayısı:

320000000000


Tek başına yıldız, yaşamın varlığını garanti edemez Bunun için yıldız yakınında bir gezegen bulunmalıdır Yıldız tarafından enerji verilen ve ısıtılan bu gezegende yaşam var olabilir


Onun için gezegen sistemini dikkate almalıyız Güneş sistemimizin nasıl

oluştuğunu saptayabilirsek, diğer gezegen sistemlerinin nasıl oluştukları

konusunda bir takım sonuçlar çıkarabiliriz Nebula hipotezine göre, her yıldızın bir gezegen sistemi olacaktır


Açısal momentum, ayrık bir gökcisminin ya da bir sistemin dönme eğiliminin bir ölçüsüdür Açısal momentum iki şeye bağlıdır: Maddesel noktanın bir eksen ya da bir cisim çerçevesinde dönüş hızına ve dönüş merkezine olan uzaklığına Bu sabite, açısal momentumun sakınımı yasası denir Bu yasaya göre, uzaklık küçüldükçe, dönme hızı artar ya da uzaklık büyüdükçe, hız küçülür


Güneş, sistemin açısal momentumunun %2'sine iyedir Geri kalanı sistemdeki

diğer cisimlerde bulunmaktadır %60'ı Jüpiter, %25' Satürn'e aittirEğer

sistemdeki tüm gökcisimlerinin açısal momentumları Güneş'e eklenirse açısal

momentumun sakınımı yasasına göre- Güneş, ekseni çevresindeki dönüşünü

yarım günde tamamlayacaktı!


Salınım yapan her yıldızın gezegenleri olduğunu ileri sürmek ne derece

doğrudur? Sirius'un salınımı, Güneş'e benzer bir yıldızdan kaynaklanır 61 Cygni, Barnard, Ross 614 ve Lalande 21185 'te salınımlar gözlendi Gezegen sistemlerini tüm yıldızların %93'ünü ağır dönen yıldızlarla sınırlayacak olursak:


II - Galaksimizdeki gezegen sistemlerinin sayısı: 297000000000


Büyük bir yıldızda ekosfer (yaşam koşullarını sağlayacak uzaklıktaki kabuk) çok daha uzak olacaktır Gezegenimiz dev yıldızın çevresinde, -Isaac ASIMOV'un örneğine göre- 366 milyar Km uzakta olduğunu düşünürsek (Pluton'un Güneş'ten uzaklığının 62 katı) yıldız çevresindeki dolanımı 14500 yıl olacaktır Dairesel görünmeyecek kadar olan bu uzaklıktan bile Güneş'in dünyamıza verdiği kadar ısı ve ışık verecektir Güneş'ten sönük görünmesine rağmen morötesi ve x-ışınlarının akışı yaşam için öldürücü olacaktır Ayrıca, gezegenin konumu atmosferinin kalınlığını ayarlayarak çözümlenemeyecek bir sorun


Bir yıldız, tüm varlığı süresince yaşam için elverişli değildir Önce, nükleer

ateşlemelerin merkezinde başlayacağı noktaya dek yoğuşmalıdır, ancak ondan sonra yayınlamaya başlar Sonuç olarak, yoğuşma dengeli bir safhaya ulaşır ve radyasyon, belli bir en üst sınıra vardıktan sonra orada kalır Buna yıldızın normal hali denir Gördüğümüz yıldızların %98'i bu haldedirBir yıldız da ancak normal haldeyken yaşama hizmet edebilir Güneş, normal hal süresinin henüz yarısını bile tamamlamamıştır


Güneş'ten 70 kat büyük olan dev bir yıldız korkunç yerçekimine dayanabilmek için aşırı oranda hidrojen tüketecektir ve normal halde kalabilme süresi en çok 500000 yıl sürecektir Bu süre, insan ömrü için çok uzun olmakla birlikte yaşamın uygarlık düzeyine çıkabilmesi için bir gezegenin 5 milyar yıllık bir zamana gereksinimi vardır Dolayısıyla Güneş'in 1,4 katından daha büyük kütleli bir yıldızın yaşamın gelişmesine hizmet edemeyeceği sonucuna varılabiilir


Öte yandan Güneş'in 1/16'sı kadar olan cüce bir yıldız, (Jüpiter kütlesinin 65 katı ya da 150000 Km çapında olacaktır) Dünyamızın, bu yıldızın merkezinden 300000 Km uzakta onun çevresinde döndüğünü varsayarsak, gezegenimizin bir yılı 1,1 saat kadar olacaktır Alınan enerji biraz faklı olacak ancak bu yıldız, Dünya'dan Güneş'in 3000 katı büyüklükte görünecektir! Hiç morötesi ışık veremeyecek olan bu cüce yıldız, pek az görünür ışık verecek ve enerjisinin çoğu kızılötesi ışık durumunda olacaktır Güneş'in Dünya üzerindeki etkisinin, Ay'ın Dünya üzerindeki gelgit etkisinin %46'sı kadardır Ancak bu cüce yıldızın kütlesinin, Güneş'in kütlesinin 1/16'sı kadar olmasına karşın, bunun yer üzerindeki gelgit etkisinin 150000 katı olacaktır Bu etkiyle cüce yıldızın ekosferindeki gezegenimiz sonunda dönüşünü durduracak ve bir yüzü tamamen yıldıza bakacaktır Böylece gezegenin her iki yanında sıvı su kalmayacaktır


Alacakaranlık kuşağında bile, yıldıza bakan yüzeyindeki sıcaklık dolayısıyla

atmosfer kaybolacak, yaşanmaz duruma gelecektir Sonuç olarak M2 tayf

sınıfından küçük yıldızları (cüce yıldız) devre dışı bırakabiliriz


O halde F2 (Güneş'in 1,4 katı) ve M2 (Güneş'in 0,33 katı) tayf sınıfları arasındaki yıldızların yaşam süresi zekanın oluşmasına fırsat verecek denli yeterlidir Bu aralık içindeki yıldızlar "Güneşimsi Yıldızlar"dır ve galaksimizdeki oranı %25 kadardır


III - Galaksimizdeki Güneşimsi yıldızların çevresinde dönen gezegen

sistemlerinin sayısı: 75000000000*


Güneşimsi ikiz yıldızın birbirine yakın bir şekilde bulunması, herhangi birinin

çevresinde yerimsi bir gezegenin dolaşması şansını azaltır Bugün ise beş hatta

altı yıldızlı sistemler bilinmektedir Çoklu sistemlerin, yaşamın gelişmesine bir

katkısı olmayacaktır


Eğer sistemimizin oluşumu sırasında Jüpiter'in kütlesi 65 kez daha çok olsaydı

bu kütle kaybı Güneş için pek önemli olmayacak, bugünkü görünümünü

koruyacaktı Jüpiter de soluk kırmızı, cüce bir yıldız olacaktı ve böylece Güneş

de ikili bir sistemin parçasını oluşturacaktıGalaksimizdeki yukarıda sözünü

ettiğimiz 75 milyar yıldızı gruplandırırsak;


30 milyarı (%40) tek yıldızdır


25 milyarı (%33) cüce bir yıldızla ikiz oluşturur


18 milyarı (%24) benzeriyle ikiz oluşturur


2 milyarı (%3) dev bir yıldızla ikiz oluşturur



Zekanın gelişmesi için gerekli yaşa ulaşmadan önce dev yıldız üstnova

durumunda patlayacağından bu 2 milyar yıldızı hesaptan çıkarmamız gerekir

Eğer bir bulutsu iki yıldız durumunda yoğuşursa, iki yıldızın k maddeler

toplamakta tek yıldızdan daha etkin olabileceğini ileri sürebiliriz Birinden

kaçacak olan gezegen maddesi, diğeri tarafından tutulacaktır Dolayısıyla

sonunda iki yıldız oluşacak ancak hiç gezegen olmayacaktır Robert S

Harrington'un hesaplarına göre; eğer güneşimsi bir yıldız ikiz bir yıldızın bir

parçasıysa ve eğer aralarındaki uzaklık güneşimsi yıldızın ekosferinin en az 3,5

katıysa, o zaman yararlı bir ekosferdir Yani bir gezegen, iki yıldızın ağırlık

merkezinden, bu iki yıldız arasındaki açıklığın 3,5 katı kadar uzakta bulunursa,

dengeli bir yörüngeye sahip olacaktır Tek başına bütün güneşimsi yıldızların

yararlı ekosfere iye olduğunu varsayabiliriz (Yaklaşık 30 milyar yıldız)

Benzeriyle ikiz oluşturan güneşimsi yıldızların üçte biri (6 milyar), bir cüce

yıldızla ikiz oluşturan ikizlerin (cüce bir yıldızın gerek yerçekimi, gerekse

radyasyon açısından bir gezegen sistemini etkilemesi olasılığı çok düşük

olacağından) bu tür güneşimsi yıldızların üçte ikisi (16 milyar) yararlı ekosfere

sahiptir diyebiliriz Buna göre;


IV - Galaksimizdeki yararlı ekosfere iye güneşimsi yıldızların sayısı: 52000


Güneşimsi bir yıldız, yararlı bir ekosfere iye olabilir ama yine de yerimsi bir

gezegenin bu ekosfere dönmesi olanaklı olmayabilir 15 mlyar yıl önceki

başlangıçta hidrojen ve az miktarda helyum vardı Gazın hemen hemen tamamı,

ilk oluşan küçük ve orta boyutlu yıldızların çevresinde toplandığından, galaktik

merkezdeki yıldızlararası bölgelerde hemen hiç gaz yoktur Galaksinin merkezi

bölgelerinin karakteristiği olan bu yıldızlar, II yıldız topluluğu olarak

adlandırılırlar Bu yıldızlar büyük miktarda hidrojenle az oranda helyumdan

oluşmuşlardır Bu topluluk çevresinde oluşan gezegenler Jüpiter ve Satürn'e

benzeyecekler ama su, amonyak, ve metan ve diğer maddelerden yoksun

olacaklardır Bu nedenle II Yıldız topluluklarında yaşam için uygun gezegenlerin bulunması söz konusu değildir


Dev yıldızlar bakımından varsıl ve merkezi bölgeye göre yıldızların daha geniş bir hacme gelişigüzel dağıldığı galaksi eteklerine I Yıldız topluluğu (Galaksi'nin

bizim bölgemizdeki yıldızlar bu tiptedir) adı verilir Bu bölgeler, gaz ve toz

bulutları bakımından varsıldır Burada oluşan dev yıldızlar, normal durumlarında

uzun süre kalmamışlardır Gerçek devasalar birkaç yüz bin yıl, titanlar birkaç

milyon yıl, küçük devlerse bir milyar yıl ayakta kalmıştır Oluşumundan beri

Galaksimizin eteklerinde 500 milyon üstnova patlaması oluşmuş olabilir Bu

patlamalar, uzayı karmaşık elementler bakımından oldukça varsıllaştırmış,

yoğunluğu arttırmıştır Ortaya çıkan kuvvetler, birtakım girdap ve sıkışmalar

yaratarak yeni bir yıldız ve yıldız grupları oluşumunu başlatmış olabilir Eski bir

yıldızın ölümünden sonra ortaya çıkan bu yeni yıldızlar ikinci kuşak yıldızlar

olarak adlandırılır 5 milyar yaşında olan Güneşimiz de ikinci kuşak

yıldızlarındandır Yaşam oluşturabilecek güneşimsi yıldızlara bakarken, I yıldız

topluluğunun ikinci kuşaktan olanlarını dikkate alacağız Galaksi merkezinin

küçük bir kısmı dışındaki geniş dış bölgeler I yıldız topluluğuna aittir

Galaksideki yıldızların %80'i merkezde sıkışmıştır, geri kalan %20'sinin ancak

yarısı (toplamın %10'u) ikinci kuşak yıldızlardır Ancak bunların çevresinde

dönen yerimsi gezegenler vardır:


V - Galakside yararlı ekosferi olan II kuşaktan I topluluk güneşimsi yıldızların

sayısı: 5200000000


Gerekli olan, yalnızca yaşam oluşturacak bir yıldızın değil, aynı zamanda

üzerinde yaşam oluşacak bir gezegenin de bulunmasıdır 5,2 milyar güneşimsi

yıldızın gezegenleri nerededir? Yıldızın sıvı suyun olabileceği ekosferinde hiçbir

gezegen bulunmayabilir Küçük gezegenler yıldıza yakın, büyükleri ise daha

uzakta bulunurlar NASA'dan Michael Hart'a göre, Güneş'in ekosferi 10 milyon Km kalınlıkta olabilir ve Dünya'nın bu bölgede bulunması tam bir rastlantıdır Bir gezegenin bu ekosfer içinde bulunma olasılığı kabaca 1,0'dir


VI - Galakside yararlı ekosfere iye olan ve bu ekosfer içinde bir gezegeni

bulunan II kuşaktan I topluluk güneşimsi yıldızların sayısı: 2600000000


Bir gezegenin, yıldızın ekosferi içinde olması yaşamın var olabileceği anlamına gelmemelidir I topluluk yıldızlarında bile hidrojen ve helyum dışındaki maddeler miktarca az olup büyük bir dünyanın oluşumunda kullanılamazlar Bir gezegen, yaşamı sürdürebilmek için, bir atmosfer tutmaya yetecek ve bir yerçekimi alan üretecek kadar bir kütleye iye olmalıdır Ekosfer dahilinde Yer'in 0,4 katı kadar bir kütle yeterli olabilecektir Uygun yıldızları çevreleyen uygun ekosferlerdeki dünyaların yarısının -sistemimizin tüm evren için geçerli olduğunu düşünürsek- kütlece yaşanabilir olduğu sonucuna varılabilir Böyle gezegenlerin gaz, sıvı ve katı durumunda yüzey sularına iye olma olasılıkları yüksektir, karakter olarak "yerimsi" olacaklardır


VII - Galaksimizde yararlı bir ekosfere ve bu ekosfer içinde dönen "yerimsi" bir gezegene iye II kuşaktan I topluluk Güneşimsi yıldızların sayısı: 1300000000


Bu koşullarda bile dış merkezli bir gezegen yaşam için uygun olmayacaktır

Yine eğer gezegenin dönme ekseni, yıldız çevresinde dönüş düzlemine göre

aşırı yatıksa, aşırı koşullar yaşamın var olma şansını azaltacaktır Atmosferin

kalınlığı ve geçirgenliği, gezegenin yıldız çevresinde dönüş hızı da önemli bir

etkendir Sezgisel olarak her iki yerimsi gezegenden ancak birinin bütün önemli karakteristikleriyle yerimsi olduğunu varsayabiliriz Gündüzler ve geceler makul uzunluktadır, mevsimler aşırılıklara kaymaz, okyanuslar ne çok geniş ne de çok dardır, yerkabuğu jeolojik olarak ne çok dengesiz ne de çok atıldır



VIII - Galaksimizdeki yaşanabilir gezegenlerin sayısı: 650000000



Bu demektir ki Galaksimiz'

deki her 492 yıldızdan ancak

biri yaşanabilir bir gezegene

iyedir Carl Sagan, Galakside

bir milyar kadar yaşanılabilir

gezegen bulunduğunu ileri

sürmüştür


Yaşanılabilir gezegenler üzerindeki yaşam hakkında genelde akıllıca bir şeyler

söyleyebilmemiz için, yeryüzünde yaşamın nasıl oluştuğuna ilişkin akla yakın

bir şeyler söylemiz gerekir


Kendiliğinden üreme diye bir şeyin var olmadığı ve insanların gözlediği kadarıyla bütün yaşamın daha önce var olan başka yaşamlardan kaynaklandığı anlaşılınca, yaşamın yeryüzü üzerinde ya da başka gezegenlerde nasıl kaynaklandığına karar vermek güçleşti Moleküllerin rastlantısal çarpışmaları ve rastlantısal enerji absorbsiyonu sonucu

laboratuvarlarda oluşan değişimlerin, her zaman bildiğimiz yaşam doğrultusunda olması etkileyicidir Bu deneyler (Stanley Lloyd Miller tarafından yaşayan dokuların şaşılacak kadar çeşitli temel molekülleri "kendiliğinden" üretildi)


Yaşamın, bir takım kimyasal reaksiyonların sonucu olduğunu gösteriyordu ve yaşamın yeryüzünün ilk zamanlarında oluşmuş olması kaçınılmazdı Aynı

şekilde göktaşı incelemeleri, genelde, laboratuvar çalışmalarını desteklemiş, her şeye karşın yaşamın doğal, normal, hatta kaçınılmaz bir olgu olduğunu

göstermiştir Atomlar, en az şansa iye oldukları zaman bile, bizim yaşamımız

doğrultusunda bileşikler üretmek üzere bir araya gelme eğilimindedir Yıldızlar

arası uzayda otuz kadar çeşitli türden moleküller saptanmıştır Dış uzayda bile, oluşumun yönü, yaşam doğrultusunda görünmektedir Yaşam, yeryüünün ilk zamanlarında kendiliğinden başladı ve kanıtlara göre, bu iş kolayca gerçekleşti


Bu doğrultudaki reaksiyonlar kaçınılmazdı Öyleyse yaşam, er ya da geç,

üzerinde yaşanılabilir bir başka gezegende de başlayacaktır


En eski Kambriyum fosilleri 600 milyon yaşındadır ve bu rakam insanı yaşamın yaklaşık olarak bu zamanlarda başladığı varsayımına yöneltmektedir Gezegenimizin 4,6 milyar yaşında olduğunu bildiğimize göre, demek ki Dünya 4 milyar yıl boyunca yaşamsız var olmuştur Amerikalı botanikçi Elso Sterreberg Barghoorn 1960'larda çok eski kayalar üzerinde çalışırken belli belirsiz karbon izleriyle karşılaştı ve araştırma sonucu bunların mikroskopik canlıların kları olduğunu gördü Bu yaşamın bulanık kanıtları 3,7 milyar yıl öncesine dayanmaktadır Yaklaşık olarak dünyamız 1 milyar yaşındayken yaşamın başlamış olabileceği sonucuna varabiliriz


Güneş'in normal durumunda kalış süresi 12 milyar yıldır ve bu sayıyı güneşimsi yıldızlar için ortalama bir değer olarak alabiliriz Eğer yaşam Dünya' da bir milyar yıl sonra göründüyse, demek ki tüm yaşam süresinin (12 milyar yıl) ancak %8'i geçtikten sonra başlamıştır O nedenle üzerinde oturulabilir gezegenlerin, yaşam sürelerinin %8'i geçtikten sonra yaşam sahibi olabileceklerini söyleyebiliriz


O ve B tayf türü dev yıldızlar yaklaşık bir milyar yıl kadar sonra oluşmuşlardır Aksi durumda şimdi, normal durumlarında kalamazlardı Eğer yıldızlar son bir milyar yıl içinde oluşmuşlarsa, bu süre içinde oluşum durumundaydılar ve oluşmaktalar 1940'larda Hollanda asıllı Amerikalı gökbilimci Bart Jan Bok galaksi eteklerinde az çok küresel biçimde bazı donuk, yoğun ve tek başına duran toz bulutlarına dikkatleri çekti Bu bulutların yıldızlar ve gezegen sistemleri şeklinde yoğuşmakta olduğunu ileri sürdü Sagan galaksimizde her yıl ortalama on yıldız doğduğunu kestirmişti Öyleyse belli bir oranda yıldız oluştuğunu varsayarak; üzerinde yaşanabilir gezegenlerin yüzde x'i henüz yaşamlarının %x'ini harcamamışlardır Buna göre, üzerinde yaşanabilir gezegenlerin %8'i ömürlerinin, üzerinde yaşam oluşması için gerekli olan %8'lik kısmını harcamıştır Daha doğrusu bir milyar yıldan daha gençtir Buna karşılık üzerinde yaşanabilir gezegenlerin yüzde 92'si, üzerlerinde yaşam gelişmiş olabilecek kadar yaşlıdır


IX - Galaksimizde üzerinde yaşam bulunan gezegenlerin sayısı: 600000000


Yaşamın yeryüzünde varolduğu ilk 2 milyar yıl süresince, egemen

türler bakteriler ve mavi-yeşil deniz yosunları olmuştur Bu canlıların

kimyasını ve üremesini denetleyen DNA molekülleri içeren açık seçik

çekirdekleri bile yoktur Evrim yavaş da ilerlese 1,5 milyar yıl kadar

önce, yeryüzünde 2 milyar yıldır yaşam varken ilk çekirdekli hücreler

ortaya çıktı Bunlar büyük hücrelerdi, daha yeterli bir kimyaları vardı

ve öncekilere göre daha büyük oranda fotosentez yapabilme

yeteneğine iyeydi 700 milyon yıl önce, yaşamın yeryüzünde 3 milyar

yıldan beri var olduğu sıralarda, atmosferde %5 oksijen bulunuyordu


Organik bir bileşiğin oksijenle birleşmesinden açığa çıkan enerji, aynı miktardaki

maddenin oksijen kullanmadan parçalanmasıyla açığa çıkan enerjinin yirmi

katıdır Hücreler gruplaşarak organizmalar oluştu Böylece çok hücreli

organizmalar gelişti ve bunları desteklemek için sert dokular oluştu Bunlar

kolayca fosilleşebiliyordu Zamanımızdan 600 milyon yıl önce karmaşık ve ileri düzeyde çokhücreli yaşam serpilmişti 4 milyar yıl, yani Yeryüzü'nün tüm ömrünün 1/3'i geçmeden bu tür karmaşık canlılar ortaya çıkmadı Eğer bu, yerimsi gezegenlerin bir özelliği ise, gezegenlerin üçte biri, tek hücreli yaşamadan daha çoğuna iye olamayacak kadar gençtir Kalan 2/3'si karmaşık ve çeşitli çokhücreli yaşama iyedir


X - Galaksimizde çokhücreli yaşama iye gezegenlerin sayısı: 433000000


Bizler zeki yaşam aradığımıza göre bu sayı yeterli değildir Yaklaşık 370 milyon

yıl önce ilk bitkiler karaları istila etti 4,25 milyar yıl boyunca ıssız ve ölü kalmış

olan kara, kıyılarından yeşermeye başladı Onlarca milyon yıl daha sonra

bitkileri hayvanlar izledi Böcekler ve örümceklerden sonra sümüklüböcek ve

kurtlar ortaya çıktı İlkel sürüngenler (ilk omurgalılar) tümüyle kara hayvanları

olarak 275 milyon yıl önce oluştu Bir başka deyişle Yeryüzü, ömrünün %36'sını yaşamış olduğu zaman varsıl bir yaşam ortaya çıktı Öyleyse diyebiliriz ki, üzerinde yaşanabilir gezegenlerin %64'ü varsıl bir kara yaşamına iyedir


XI - Galaksimizde varsıl bir kara yaşamına iye olan gezegenlerin sayısı:

416000000


~180 milyon yıl önce ortaya çıkan ilk memeliler, sürüngenlere göre daha

zekiydi 75 milyon yıl öncesinde gözleri ve beyinleri gelişen primatlar, 35 milyon yıl öncesinde iki gruba ayrılarak küçük maymunlar ve lemurlar ile gelişmiş beyinli iri maymunlar oluştu Yine yaklaşık 600000 yıl önce Homo Sapien gelişti ve 5000 yıl kadar önce insanoğlu yazıyı buldu Böylece yazılı tarih başlayarak Dünya'nın bazı bölgelerinde uygarlık çiçeklendi


Uygarlık ortaya çıktığında Dünya, 4,6 milyar yaşındaydı ve ömrünün yaklaşık

%40'ını tamamlamıştı Üzerinde yaşanabilir gezegenlerin %40'ının uygarlık

geliştirebilecek kadar yaşlı olmadığı, %60'ının ise yeterince yaşlı olduğu

anlamına gelir


XII - Galaksimizde teknolojik uygarlığın gelişmiş olduğu gezegenlerin sayısı:

390000000


Uygarlığımız 5000 yıl sürmüştür İyimser bir şekilde Dünya durdukça bir 7,4

milyar yıllık süre içinde teknoloji düzeyimiz daha da gelişecektir Uzay uçuşları

gelişmeden önce uygarlığın ancak 1/1500000'i geçmekte ve geri kalan süre

teknolojik düzeyin daha da gelişmesi içindir Bir başka deyişle; Galaksimizdeki

390 milyon uygarlıktan ancak 260'ı bizim kadar ilkel geri kalanları daha ileri

düzeydedir Eğer bu 390 milyon uygarlık galaksinin I topluluk yıldızlarına

düzgün bir şekilde dağılmışsa, iki komşu uygarlık arasındaki uzaklık ortalama

40 IY olacaktır


Uygarlık doğar, teknolojk ilerleme nükleer bomba düzeyine gelinceye kadar

hızlanır ve bir patlamayla ya da bir ıstırapla sona erer Kendi durumumuzu kıstas alarak diyelim ki üzerinde yaşanabilecek 12x109 yıl ömürlü her gezegende zeki türler 4,6 milyar yıl sonra ortaya çıkar, 600000 yıl boyunca yavaş yavaş bir uygarlık oluşturur ve bu uygarlık birdenbire sona erer Gezegen, üzerinde artık uygarlık oluşamayacak şekilde tahrip olmuştur 600000, 12 milyarın 1/20000'i olduğundan Galaksimizde 650 milyon yaşanılabilir gezegeni 20000'e bölersek, bunlardan ancak 32500'ünün 600000 yıl periyodunda ve Homo sapiens 'e eşdeğer zekada bir türü gelişmekte olduğunu buluruz


İlk uygarlığın doğuşundan sonra uygarlığın Yeryüzü gibi bir gezegende kalma

süresi, gezegenin yaşama evsahipliği etme süresinin 1/740'i kadarıdır Bu

demektir ki her 570 bin yıldızdan ancak bugün biri var olan uygarlığın üzerinde

parlamaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.