Prof. Dr. Sinsi
|
Esmaü'l Hüsnâ Yazıları Ya Basit

Yâ Bâsıt:Kimine çok rızk, kimine uzun ömür veren; kiminin de kalbini açarak hayra rağbetli kılan anlamını taşıyan Yüce Allah’ın ism-i şerifidir
“Giydirdiğin güzel huyla
Gökten indirdiğin suyla
Hemi bahar yağmuruyla
Ruhu yuyarsın “Yâ Bâsıt”
(Musa Tektaş)
Ey Sevgili
En sevgili,
Allah’ım, Yâ Bâsıt,
Seni tanıyan özüm, seni söyleyen sözüm üstüne nüzul eden rahmetinin yağmurları, ıslatıyor can evimi Sevincimden ağlıyorum Gözlerimin şebneminden bir kubbe dikiyorum gecenin karasına Senin mucizelerinin şavkında yürüyorum sana gelen yollarda Yollar umut demek, yollar sonsuzluk  Her biri sana getirir bizi, sana kavuşur bütün yollarımız Bir kemend gibi yakalamış beni sevgin İçimde ne firuze şehirler boy veriyor Rabbim Gökyüzüne ne dualar fısıldıyor müminin can evi Ol dualar hakkı için Rabbim, bizi de al dergahına Hüzünden ırgalanan yüreğime ferah ver Ne poyrazlar yemiş yaralı gönlüm, ne kederler gizlenmiş dil mahzenime
El açtım yalvarıyorum,
Gönlüme inşirah ver
Huzur denen peri, limanlara sığınır  
Ben sana sığınırım Allahım 
Ben sana 
Rahmetin geniş âleme
Sonsuz yayarsın “Yâ Bâsıt”
Güzelliğin eş âleme
Makbul sayarsın “Yâ Bâsıt”
Rabbim,
Ulu Sultanım, büyük Allahım,
İnatçı yosunlar gibi kayaların arasına tutunmuş minicik canlıların rızkını, kuzeyden güneye esen rüzgarın uğultusunu, Kureyş üzümlerinin salkım salkım bereketini, bir bedevi çadırında uğurladığımız günbatımını, nazarlarımıza sunan efsununun önünde şaşkınım, hayretlerdeyim, hayranlığım ruhumu aşıyor  Ruhumu, senin sevginin dizleri dibinde unutmak, kalbimin süveydasını, senin nurunla nakışlamak umudundayım Nasip eyle ne olur  Bir sofi bakışıyla senin aşkının güneşi, ığıl ığıl aksın içime Sultan Süleymandan kalma bir kederli mevsimin kollarında, içimden geçeni döküyorum ummanına Levni nakışlar içinde sarmaladığım dualarımın rükusunda açtım ellerimi Allahım
Beni ruhumun çürümüş kafesinden kurtar,
Sofyan bir şarkının dizesi gibi, hep seni anayım, hep seni çağırayım  
Kurşun benizli bulutlarının yağmuru olayım, damla damla rıhtımına düşen  
Rahmet yüklü yağmurlar toprağa sığınır  
Ben sana sığınırım Allahım  
Ben sana  
İmanı aşk hayasıyla
Rıza niyaz mayasıyla
İç-dış İslam boyasıyla
Bütün boyarsın “Yâ Bâsıt”
Ey büyük Allah’ım,
Ulu Sultanım,
Yâ Bâsıt,
Yunus düşünceli bir firuze şarda, ruhumun renkleri, bir vaktin sadağında, kehribar bir tesbihin tanesi olmak diler, her dem seni zikreden Gönlümüzün zembereği boşalmış Bir çöl yangını yüreğimiz Çöller ki aşkın zirvesi Çöller ki Mecnunlar yurdu Çöller bir derviş yürüyüşlü bilge Çöllerin bildiğini, bilmeyen gönlüm meyus, utangaç çöl serabında Kararmış kalbimize senin nurunun ziyalarını sal Rabbim, aydınlansın can evimiz Rahmetini bir kadim çeşmeden gürül gürül akıt ki ferahlasın yangınımız  Testilerimize senin aşkın dolsun Sular arınsın, aşkımız yunsun rahmetinin efsunlu ellerinde  Esrâr-ı dil-i zârımı, hüznün harabesinde bıraktım Ruhumun karasına kandil kandil feyiz ver Allah’ım
Sana gelen yollara nurundan bir iz ver, Rabbim  
Yıldızlar küme küme kehkeşanlara sığınır  
Ben sana sığınırım Allahım  
Ben sana  
Kuşatıp kemâl halini
Aşlayıp cemâl hâlini
Terbiye edip kulunu
Nefsi soyarsın “Yâ Bâsıt”
Ey sevgili,
En sevgili,
Yâ Bâsıt,
Karanlık giyinirken pusatlarını, rüzgar uğuldarken, pamuk yığını bulutlar ırgalarken gökyüzünü, güneş yanarken, ay sönerken derinden derine ürperir, ruhumun titrek kanatları Kuruyup kökünden ayrılmış gevenler gibi, ayrı düşmüşüm can evimden Gizli bir tebessümün hayalindeyim Dualarım dilekçe, sunuyorum dergahına Derviş yürüyüşlü, bedir gülüşlü ırmaklarına sürükle beni şefkatinin sellerinde Aşkının tılsımı her dem yakalıyor beni Çağlayanlarına düşüyorum Rabbim Senin nurunla doluyor ruhumum karanlıkları Seretan burcuna dokunuyor kanatlarım Uçuyorum sana doğru kırık kanatlarımla Beni onar Allahım, beni güneşlerinin ışığıyla aydınlat Bu azgın kalabalıkta yalnızım Ordular arasında kalmış bir biçareyim Beni sevdiklerine kat  
Aşkının terkisinde gül, gülzara sığınır  
Ben sana sığınırım Allahım  
Ben sana 
Zikrinle kalpler genişler
Gider gönülden teşvişler
Buyruğunla nice başlar
Hakka eğersin “Yâ Bâsıt”
Ey büyük Allahım,
Sultanım,
Tutuklu yüreğimizin anahtarı sendedir Bir fetret devrinde, çağ mahkemelerinde tutukludur yüreğimiz  Ruhumun zindanlarına, bir ikindi güneşinde sızan ışıklarının huzmesi, gizli bir dili konuşuyor gibi  Dil bilmez göçmen kuşları andırıyor ahvalimiz  Nerede kaybettik bülbülümüzü, biz unuttuk Allahım, sen görüyor, sen biliyorsun Hangi çağda unuttuk türkümüzü, hangi gülzarda bıraktık gülümüzü, biz unuttuk  Tutuklu yüreğimizin anahtarı sendedir  Bizi azat eyle Talan olmuş bu bağı, yeni baştan gülzar eyle Haritasını kaybettik sana gelen yolların  Yollar sarpa sarıyor sensiz Yollarımızı tan eyle  Künyemizi yeni baştan yaz Allahım, yeni baştan bir yürek ver el değmemiş  Senin her şeye gücün yeter Rabbim
İçimize döndür bizi, aşka çevir yüzümüzü Allahım 
Karanlıklar bastı mı hüzzamlar şarkılara sığınır  
Ben sana sığınırım Allahım,
Ben sana  
Ben, sana sığınırım  
alıntı
|