![]() |
Gençlik Ve Şiddet |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Gençlik Ve ŞiddetGENÇLİK VE ŞİDDET-1 GENÇLİK BAŞIMDA DUMAN İnsanlık tarihi boyunca şiddet, insanlığın gündeminden hiç eksik olmamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() 1970-1980 yılları arasında yaşanan ve kendini daha çok siyasi biçimlerde ifade eden şiddet, toplumun tüm kesimlerinde belirgin bir etki yapmış ama özellikle bir gençlik problemi olarak ortaya çıkmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1994-1995 öğrenim yılının özellikle ikinci yarısında, başta İstanbul metropol kentimizin liselerinde olmak üzere, orta öğrenim gençliğimizin şiddetle ilgili yeni tipte bir problemle karşı karşıya olduğuna dair, kamuoyumuzda haklı bir telaş ve kaygı ortaya çıkmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Biz ise, çözümünde belki bir ışık olur umuduyla, bu çok önemli toplumsal soruna bilimsel olarak yaklaşmayı deneyeceğiz ![]() ![]() Genel olarak şiddet ve saldırganlık Tüm soyut kavramlar gibi saldırganlık ve şiddet kavramlarının da tanımlanması, hem zor hem de çok kolaydır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şiddet, sadece birey ölçeğinde ele alındığında, bireyin artmış saldırganlık dürtüleri ile içsel kontrol düzenekleri arasındaki denge bozulduğunda gündeme gelir ![]() ![]() ![]() Birçok araştırmacı, şiddet eylemlerini biçimleyen güçleri anlamaya ve bu yolla kimin şiddet gösterebileceğini öngörmeye çalışmışlardır ![]() 1) Yüksek düzeyde zarar verme niyeti, 2) Kurbanın varlığı, 3) Sık ve açık tehditlerde bulunma, 4) Somut plan yapma, 5) Şiddet araçlarına kolaylıkla ulaşabilme imkanı, 6) Kontrolü yitirmeye dair önceki yaşamından sağlanan bilgi, 7) Devamlı öfke, düşmanlık veya küskünlük duyguları, 8) Şiddeti seyretmekten hoşlanma, 9) Merhametsizlik, 10) Kendisini kurban olarak görme, 11) Otoriteye küsme, 12) Çocuklukta kötü muamele ve yoksunluk, 13) Evde sıcaklık şefkat ve ilgi azlığı, 14) Erken anababa kaybı, 15) Çocuklukta yangın çıkarma, yatak ıslatma ve hayvanlara zalim davranma, 16) Daha önceden şiddet eylemlerinde bulunmuş olma, 17) Dikkatsiz ve tedbirsiz araba kullanma ![]() ![]() ![]() Şiddet davranışının sıklığı ve özellikleri Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan istatistiklere göre 1992 yılında 1,932,274 adet şiddete yönelik suç işlenmiştir ![]() ![]() ![]() Cinayetler en fazla birbirini tanıyan insanlar tarafından gerçekleştirilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zeka gerilikleri, ağır ruhsal bozukluklar (şizofreni, manik atak, paranoid bozukluklar), antisosyal ve sınır (borderline) kişilik bozukluğu gibi kimi ruhsal rahatsızlıklarda ve kişilik bozukluklarında şiddet ve saldırganlık eğilimi bir hastalık belirtisi olarak karşımıza çıkabilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Saldırganlığın nedenleri "İnsan neden saldırganlık gösterir?" sorusunun cevabı oldukça zordur ve aslında tüm insan davranışlarının doğasına yönelik bir tartışmayı gerektirir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Saldırgan davranışı belirleyen biyolojik etkenler 1) Artmış fizyolojik uyarılma: Bazı çalışmalar yarışma etkinlikleri, aşırı alıştırma, provakatif filmler seyretme gibi çeşitli kaynaklardan köken alan artmış uyarılmışlık halinin açık saldırganlığı arttırdığını göstermişlerdir ![]() 2) Cinsiyet ve hormonlar: İnsanda ve hemen tüm hayvan türlerinde türün erkek üyeleri kadınlara göre daha saldırgandır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diğer yandan kadınlık hormonları örneğin östrojenler, birçok türde kavgacılık davranışını baskılamaktadırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu hormonlarla da kadınsı davranışlar ve azalmış saldırganlık izlendiğini söyleyen yayınlar mevcuttur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3) Cinsel uyarılma: Genellikle cinsellik ve cinsel dürtülerle saldırganlık ayrı ayrı konularmış gibi düşünülse de hayvanlarda ve insanlarda yapılan çalışmalar iki dürtünün birbiriyle ilgili olduğunu ortaya çıkarmıştır ![]() ![]() Hormonal etkiler dışında hangi nedenli olursa olsun cinsel uyarılmayla da saldırganlık arasında bağlantı olabileceğinden söz edilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() 4) Ağrı: Fiziksel ağrı, başka insanlara zarar vermeye ve incitmeye güdüleme yoluyla saldırgan dürtüler doğurabilir ![]() ![]() ![]() 5) İlaçlar ve diğer maddeler: İlaç, alkol, uyuşturucu ve uyarıcı kullanımıyla saldırganlık arasındaki ilişki ile ilgili şu genel bilgileri verebiliriz: Küçük doz alkol, saldırganlığı azaltırken doz arttıkça saldırganlıkta artar; aerosol ve diğer kimyasal çözücü ve uçucular alkolün etkilerini taklit ederler; kaygıgidericiler (anksiyolitikler) genel olarak saldırganlığı ketlerler, yalnız bazen paradoksik olarak saldırganlık gözlenebilir; opioid bağımlılığına aynen kokain, uyarıcılar ve halüsinojenlere olduğu gibi artmış saldırganlık eşlik eder; esrar değişen dozlarda bazen saldırganlığa yolaçabilir ![]() 6) Nörotransmitterler (sinirler arası iletim maddeleri): Beyindeki sinirsel iletimi sağlayan maddeler olan nörotransmitterlerin saldırganlığında aralarında olduğu birçok davranışa olan etkileri, son yıllarda üzerinde en çok çalışılan konulardandır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Son zamanlarda serotonin saldırganlığa aracılık eden etken olarak epeyce önem kazanmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() 7) Beyin anatomisi, nörotransmitterler ve hormonların ilişkisi: Hayvan çalışmalarında saldırganlıkla ilgili psikobiyolojik süreçlerin düzenlenmesinin beyinde yeralan bir bölge olan limbik sistemin rol oynadığı bulunmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Saldırgan davranışı belirleyen psikolojik etkenler 1) Engellenme: İnsanları şiddete teşvik eden en güçlü şey engellenmedir ![]() ![]() ![]() Bununla birlikte engellenmiş insan, her zaman saldırganlığa başvurmaz; küskünlükten, ruhsal çökkünlüğe engellenmeye yol açan durumu ortadan kaldırmaya yönelik davranışlara dek, bir dizi tepki gösterebilir ![]() ![]() ![]() ![]() Engellenme yaratan etken, sadece yoğun olduğu zaman saldırganlığa yol açmaktadır ![]() ![]() ![]() 2) Doğrudan provake edilme: Araştırmalarda elde edilen bulgulara göre, fiziksel kötüye-kullanım ve alay, insanlarda saldırgan davranışları arttırmaktadır ![]() ![]() ![]() 3) Saldırganlık gösteren örneklere maruz kalma: Filmlerde ve televizyon programlarında, radyo, gazete, fotoğraf gibi kitle iletişim araçlarında yeralan şiddet ögelerinin etkileri, toplumun saldırganlık konusunda en fazla duyarlı olduğu alanlardan birisidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Küçük çocuklar şiddet uyguladıklarında kurbanın acı çekmesine aldırmadan yaptıkları şeyi sürdürebilirler diğer yandan büyük çocuklar ve yetişkinler kurbanın çektiği acıdan etkilenerek durabilirler ![]() ![]() ![]() Filmlerdeki ve televizyondaki şiddetin çocukları etkileme şekli ve süreci ile ilgili üç tür mekanizma ve etkiden söz edilmektedir: a) Gözlemsel öğrenme: Bireyler medyada gördükleri şiddet olayları ile daha önce davranış dağarcıklarında olmayan insanlara zarar vermenin ve şiddetin yeni yeni usullerini öğrenerek davranış dağarcıklarına katmaktadırlar ![]() b) Kontrolün kaybolması: Saldırgan davranış ve eylemleri izleyenlerin saldırganlık ve siddete karşı olan engelleyici kontrol mekanizmaları gevşemektedir ![]() c) Duyarsızlaşma: İzleyicilerin saldırgan davranışlar ve onun kurbanlarda yarattığı sonuçlarına karşı olan duygusal tepkileri azalmaktadır ![]() ![]() ![]() Saldırgan davranışın toplumsal belirleyicileri Şiddetin ve saldırganlığın, tekil bireysel özelliklerin ötesinde, toplumsal ve siyasi birtakım belirleyicileri olduğu da ileri sürülmketedir ![]() ![]() Değişik toplumlarda ve toplumların değişik katmanlarında saldırgan davranışların ve şiddet olaylarının değişen sıklıkta olması toplumsal etkenlerin saldırganlığı etkilediğini düşündürmektedir ![]() ![]() ![]() Araştırmacılar, ilk başta insanlara uygulanan baskı ile toplumun ona verdiği tepkinin belirli oranlarda arttığını, ancak baskı belirli bir yüksek düzeye eriştikten itibaren şiddet tepkisinin azalmaya, ama baskı dayanılmaz bir hale geldiğinde ise, bu kez tam tersine şiddet tepkisinin de baskıyla birlikte artmaya başladığını saptamışlardır ![]() ![]() Landau tarafında ortaya atılan bir varsayıma göre, saldırganlık, toplumsal destek sistemlerinin yetersiz olduğu veya tamamıyla çöktüğü toplumlarda artar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir grup sosyolog, sanılanın aksine, kimi zaman saldırganlık da içeren çatışmaların, önceden iletişimi olmayan grupların, bir biçimde birbirleriyle iletişim kurmalarına ve sosyalleşmelerine imkan sağlaması üzerinde durmuşlar; çatışmaların grubun bütünleşmesi, yeni değerlerin oluşması, gerilimlerin azaltılması, yeni dengelerin kurulması, toplum içinde sağlam emniyet subaplarının meydana getirilmesi açılarından da ele alınmasını önermişlerdir ![]() ![]() Daha çok sistem üzerinde duran bazı sosyologlar ise, bir sosyal sistem içinde kişilerin gelir, eğitim, etki, iktidar ve mesleki itibar gibi değişik konumlarda tutarsız ve uyumsuz olmaları halinde, daha fazla şiddete başvuracaklarını, sosyal yaşamın sınırlı ve konum farklılıklarının az olduğu toplumların bu yüzden daha istikrarlı kaldıklarını söylemektedirler ![]() Bugüne dek yapılan çalışmaların çoğunda şiddet ve saldırganlıkla ilgili eylemleri ve suçları daha çok 15-30 yaş arasında, erkek, fakir, şehirli nüfustan, ülkede etnik veya toplumsal olarak düşük bir gruba mensup bireylerin gerçekleştirdiği bulunmuştur ![]() ![]() ![]() Saldırganlıkla ilgili bir diğer önemli toplumsal bulgu, göreceli olarak şiddetten uzak gençlerin kalabalık içinde veya gençlik çetelerinde saldırgan davranışlar sergileyebilmeleridir ![]() ![]() ![]() İnsanın kendisinden farklı insanlardan hoşlanmaması ve onlara şüpheyle bakması eğilimi grup şiddetini arttıran önemli bir nedendir ![]() ![]() ![]() ![]() Saldırganlık davranışında çevresel belirleyiciler 1) Hava kirliliği: Kimyasal ve endüstriyel ürünler tarafından üretilen kötü kokulara maruz kalma, bireylerin uyarılabilirliliklerini arttırarak saldırganlığın ortaya çıkmasına yol açabilir ![]() ![]() ![]() 2) Gürültü: Birkaç çalışmada yüksek ve rahatsız edici derecede gürültüye ve sese maruz kalmış insanların böyle bir durum yaşamayan insanlara göre daha fazla saldırganlık gösterdikleri bulunmuştur ![]() 3) Kalabalık: Bazı çalışmalar, aşırı kalabalığın saldırganlık düzeyini yükseltebileceğini göstermiştir ![]() ![]() Sonuç Şiddet ve saldırganlık konusunda buraya kadar anlatılanları toparlayacak olursak, özetle şunları söyleyebiliriz: Şiddet ve saldırganlığın her tarihi dönemde, herkes tarafından kabul edilen bir tanımını yapmak mümkün değildir ![]() ![]() ![]() ![]() Bu tanım belirsizliğinin yanısıra, dikkat edilmesi gereken bir nokta da, şiddetin nedenleri ve belirleyicilerinin çok sayıda olmasının yaratmış olduğu sorunlardır ![]() ![]() Saldırganlık teorileri İçgüdüsel bir davranış olarak saldırganlık Freud, teorisinin erken dönemlerinde tüm insan davranışlarının kökeninde Eros veya libidonun yani yaşam enerjisinin olduğunu öne sürmüştü ![]() ![]() ![]() ![]() Thanatos -ölüm içgüdüsü- yaşamın tahrib edilmesine ve sona erdirilmesine yönelik olarak insanın içinde bulunan bir enerjidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Saldırganlığın içgüdüsel olarak doğuştan insanda bulunduğunu savunan ünlü etholog Konrad Lorenz'e göre ise saldırganlık, tüm diğer organizmalarda da bulunan kavga etme içgüdüsünden kaynaklanır ![]() ![]() ![]() ![]() Erken dönemde kazanılmış bir davranış olarak saldırganlık İnsanoğlu dünyaya geldiğinde belli bir verili kapasiteye sahiptir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Özetle erken dönemde karşılaşılan saldırgan davranışların ve kötü muamelenin şu mekanizmalarla bireyi etkileyerek ilerde saldırganlığa eğilimli hale getirdiği düşünülmektedir: 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() 4 ![]() ![]() 5 ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Gençlik Ve Şiddet |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Gençlik Ve ŞiddetGENÇLİK VE ŞİDDET-2 Öğrenilmiş bir toplumsal davranış olarak saldırganlık Saldırganlığın öğrenilebilir bir davranış olduğu öteden beri kabul edilen bir konudur ![]() ![]() ![]() ![]() 1) Geçmiş deneyimleri sonucunda saldırgan davranışlar kazanmaları, 2) bu türden tepkileri nedeniyle takdir görmeleri veya ödüllendirilmeleri, 3) özel toplumsal ve çevresel şartlar tarafından doğrudan teşvik edilmeleridir ![]() ![]() Bu konudaki ilginç bir bulgu, saldırganlığın ebeveyn tarafından çok şiddetli bir şekilde cezalandırıldığı durumlarda çocuklarda bu davranışı sürdürmeye eğilim oluşmasıdır ![]() ![]() Nöroanatomik bir hasar olarak saldırganlık Sayıları giderek artan şekilde birçok araştırmacı, devamlı şekilde saldırgan davranışlar sergileyen bir grup insanda bunun nedeninin bireyin sinir sistemindeki hasar olduğunu savunmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çalışmanın sonucunda bu grubun hükümlü topluluğu içinde en sık sinirsel harabiyet taşıyan grup olduğu sonucuna ulaşmışlardır ![]() ![]() Şiddet konusunda bugünkü bilimsel bilgileri bu şekilde özetledikten sonra, gençlerde görülen şiddet konusuna eğilebilmemiz için artık gençlik döneminin bellibaşlı özelliklerine bir göz atabiliriz ![]() Genel Olarak Gençlik Dönemi Gençlik, insan yaşamının çocukluk ve yetişkinlik arasında kalan kısmıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Gençlik döneminin en önemli özelliğinin hızlı bir değişim ve büyüme olduğu konusunda bir fikir birliği bulunmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Gençlik dönemindeki değişikliklerin sonucunda genç insan, toplumun ondan beklediği kimi özellikleri kazanır ![]() ![]() ![]() ![]() Gençlik döneminin başlıca özelliklerini şöylece sıralayabiliriz: 1) Fiziksel büyüme: Gençlik dönemi fiziksel gelişmenin ve değişmenin dorukta olduğu bir dönemdir ![]() ![]() 2) Cinsel olgunlaşma ve ikincil cinsel özelliklerin kazanılması: Hormonal değişiklikler her iki cinsde farklı kas ve iskelet gelişimine, yağ dokusu dağılımına ve ikincil cinsel değişikliklere yol açar ![]() ![]() ![]() ![]() 3) Dürtülerde Artış: Gençlik döneminin başlamasıyla birlikte cinsel ve saldırgan dürtülerde ani bir artış olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4) Eyleme Dönüklük: Gençlik döneminde artan saldırganlık ve cinsellik dürtülerinin olası bir kötü sonucu, bu dürtülerin yarattığı gerilimin davranışlar-eylemler yoluyla giderilmesidir ![]() ![]() ![]() ![]() 5) Gelişimsel Görevler: Anababadan ayrılmak; otonom, bağımsız ve ayrı bir kimlik edinmek; diğer insanlarla olgun ve yakın ilişkiler kurabilmek bu dönemde gerçekleştirilmesi gereken durumlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 6) Bilişsel Gelişim: Gençlik dönemde somut işlemsel düşünmeden soyut işlemsel düşünme dönemine geçilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bilişsel gelişimin iki farklı yanı olan kimlik oluşumunu ve ahlaki gelişimi önemlerinden ötürü ayrıca ele almak daha uygun olacaktır ![]() ![]() Gençlik dönemi ve kimlik oluşumu Gençlik döneminin en önemli psikososyal yanı, kimliğin kazanılmasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kimlik duygusu sağlam bir bireyin "ben neyim?", "kimim?" soruları karşısında duraksamadan vereceği cevapları vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kimlik oluşumunda aile ile olan ilişkiler de büyük önem taşır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunun sonucunda toplumsal yalıtılma ve geriye çekilme, aşırılıklar, isyankarlık veya her şeyi reddetme gibi tutumlar ortaya çıkarlar ![]() Güçlü bir kimlik duygusuna sahip olan insanlar, daha otonom, yaratıcı, çevrenin uyum için yapacağı baskılara direnebilen, yakınlık kurabilme kapasitesine sahip kimselerdir ![]() Kimliğin önemli bir bileşeni de cinsel kimliktir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahlaki Gelişim İnsan yaşamının hiçbir döneminde ahlaki değerler, gençlik döneminde olduğu kadar önem taşımazlar ![]() ![]() ![]() ![]() Gencin bilişsel açıdan olgunlaşması, toplumsal beklentiler ve talepler, ahlaki gelişimi hızlandırır ![]() ![]() ![]() ![]() Genç için ahlak ve değerler alanının önem taşıdığını hemen herkes kabul etmesine karşın ahlaki değerlerin gelişimiyle ilgili tam bir fikir birliği yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Lawrence Kohlberg, Piaget'nin kavramlaştırmasını genişleterek ahlaki gelişmenin üç temel devreden oluştuğunu belirlemiştir: Gelenek-öncesi, geleneksel ve gelenek-sonrası ![]() ![]() ![]() ![]() Gençlik döneminde önce geleneksel ahlaki düşünce baskındır: Buna göre doğru davranış, kişinin yapması gereken şeyleri yapması, otoriteye saygı göstermesi, ve varolan sosyal düzeni sürdürmesidir ![]() ![]() ![]() ![]() Bilişsel olarak ahlaki ilkelerin kazanılması, onlara uyulacağı anlamına gelmez ![]() ![]() Ahlaki değerlerin genç tarafında içselleştirilmesinin güce ve disipline ya da sevgiden yoksun bırakmaya dayanan bir eğitimle değil; ilgi ve sıcaklığın eşlik ettiği açıklama ve anlatmaya dayanan bir eğitimle sağlanabileceği çeşitli çalışmalarla gösterilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Gençlerde dini ve siyasi fikirlerin gelişimi Gençlerde siyasi ve dini düşüncelerin gelişimi de ahlaki değerlerde olduğu gibi bilişsel gelişimle bağlantılıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gençlik Dönemi Sorunları İnsanlığın bir anlamda geleceğini teşkil eden gençlerle ilgili olarak yetişkinler her zaman kaygılanmışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buna rağmen bir grup bilimci ise, bugünün gençliğinin eskiye göre daha bilgili, açık, dürüst ve hoşgörülü olduğunu savunmaktan geri kalmamaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Gençlik döneminde meydana gelen hızlı fiziksel ve ruhsal değişiklikler önemli bir gerilim kaynağı olabilmesine karşın pekçok genç bu dönemdeki sorunlarla başarıyla başedebilir ![]() ![]() ![]() ![]() Kaygı tepkileri gençlik döneminde çocukluğa göre daha sık görülürler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kaygı, birey için istenmeyen gerilim yaratan bir duygu olduğundan kaygıyı yaşayan kimse, bunu ortadan kaldırmaya çalışır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gençlerde ruhsal çöküntü veya depresyon hafif hüzünden gerçekle bağlantının koptuğu psikotik durumlara uzanan bir çizgi içinde ortaya çıkabilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yeme bozuklukları ve şizofreni, genellikle gençlik döneminde başlayan fakat yetişkin döneme de taşan önemli ruhsal rahatsızlıklardır ![]() ![]() ![]() ![]() Özellikle Batılı toplumlarda gençler arasında görülen en önemli sorunlardan bir diğeri, ilaç, madde ve alkol kullanımıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sigara kullanma Batılı toplumlarda gençler arasında 1976-1977 yıllarında en üst noktaya uaşmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gençlerin ilaç ve madde kullanımları, çok farklı nedenlere bağlıdır ve boyut itibarıyla çok değişkenlik gösterir ![]() ![]() ![]() ![]() Gençlik döneminde saldırganlık Tüm bu özelliklerinden dolayı gençlik, insanoğlunun şiddete ve saldırganlığa en yatkın dönemlerinden biridir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yakın zamanlarda yapılan araştırmalar, genel olarak suça yönelik davranışların başlamasında ve sürdürülmesinde akranların ve arkadaş grubunun önemini ortaya koymuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Erken okul yıllarından itibaren bu tür gençlerin zor uyum sağlayan, az arkadaşlık kuran, hesapsız, dürtüsel davranışlar gösteren ve otoriteye karşı çıkan çocuklar oldukları araştırmalarla gösterilmiştir ![]() Gençlerde suça ve şiddete eğilimin en iyi öngörücüsü anababa ile olan ilişkinin şeklidir ![]() ![]() ![]() ![]() Gençlik döneminde politik eylemler ve şiddet İnsan, gençlik döneminde düşünce yapısı olarak büyük dönüşümler yaşar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Soyut ve kurgusal bazen de pratikle pek doğrudan ilişkisi olmayan bu düşünme tarzıyla genç insan, ahlaki, dini ve politik alanlarda varolan sistemi yetersiz bulabilir ve bu nedenle köktenci karşı çıkışlara yönelebilir ![]() ![]() ![]() Gençlik döneminde ailenin dışındaki dünya ve arkadaş grupları daha birincil bir konuma geçer ![]() ![]() ![]() ![]() Gençlik döneminin bir diğer özelliği de gençlerin kolaylıkla tehlikeli ve riskli davranışlar sergileyebilmesidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gençlik döneminin bu özelliklerini alt alta sıraladığımızda tablo daha netleşiyor; gençlerin kurulu düzene olan sorgulayıcı tavırları, köktenci ve ödün vermez düşünce biçimleri, arkadaşlığa verdikleri önemleri, enerji dolu olmaları ve kolay tehlikeye atılabilmeleri neden siyasi mücadelelerde ön saflarda yer aldıklarını açıklıyor ![]() ![]() ![]() 80 sonrası gençlerin siyasi katılımları, en azından görünürde de olsa azaldı ![]() ![]() ![]() ![]() Bu gençleri de etkiledi ister istemez ![]() ![]() ![]() ![]() Şüphesiz gençlik dönemininde hız kazanan siyasi ilgi ve etkinlikler, gençlerin sağlıklı bir gelişim gösterebilmesi için olduğu kadar dünyamızın yenilenmesi ve değişimi için de gereklidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tam tersine bir yandan depolitizasyon süreci işlerken diğer yandan toplumun bıçak sırtında duran dengeleri alt-üst olmuş, toplumun ve dolayısıyla gençlerin çok büyük kesimi için yoksullaşma, göç, ani kültürel değişim, teknomedyatik dünyadan gelen uyaran bombardımanı gündeme gelmiştir ![]() ![]() ![]() 1996'dan sonra yeniden gençliğin siyasallaşması gündemdedir ![]() ![]() Biz, hepimiz, gençlerimizin neden şiddete başvurdukları olgusu üzerinde yeterince kafa yormazsak ve uygun tedbirler almazsak toplumumuzun yeni genç boğazlaşmalarına sahne olmasını istemesek bile en azından seyirci konumunu benimsediğimizi itiraf etmek, bu suçun sorumluluklarına hazır olmak durumundayız ![]() Doç ![]() ![]() Uz ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|