![]() |
Neden Kaygılanıyoruz ? |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Neden Kaygılanıyoruz ?Kaygı, genel olarak başa çıkılması güç bir durum karşısında bireyin kendisini yetersiz ve eksik hissetmesidir ![]() ![]() ![]() • Kaygı, kökenini çocukluk yaşantısında verilen eğitimden anne baba, öğretmenler, arkadaşlar ve yakın çevredeki kişilerle ilişkilerden alır ![]() ![]() • Kusurlu ana-baba tutumları kaygının oluşumundaki önemli nedenlerden biridir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() • Annenin heyecanları ve özellikle kaygıları, bebeklikte otomatik bir tepki yaratır ![]() ![]() ![]() • Hangi ortamın hangi tür kaygı yaratacağı bir kültürden diğerine farklı olabilir ![]() ![]() ![]() (1) Desteğin çekilmesi: Fatih'in annesi, babası, kardeşi, evdeki odası, çalışma masası, komşuları, arkadaşları, evdeki köpek, kedi onun yaşamının bir parçasıyken, birden bire kendisini yabancı bir şehirde, yabancı bir evde, aile, arkadaş, akraba ve tanıdıklarının hepsinden uzakta bulur ![]() ![]() ![]() (2) Olumsuz bir sonucu beklemek: Pek hazırlanmadan sınava girme, trafik cezasının belirleneceği trafik mahkemesinde duruşmayı bekleme gibi olumsuz sonuçların ortaya çıkacağı durumlarda kaygı duyarız ![]() (3) İç çelişki: İnandığımız ve önem verdiğimiz bir fikirle, yaptığımız davranış arasında bir çelişki ortaya çıktığı zaman kaygı türünden bir gerginlik duyarız ![]() ![]() ![]() (4) Belirsizlik: Gelecekte ne olacağını bilememek insanlar için en belli başlı kaygı nedenlerinde biridir ![]() ![]() Kaygının Etkileri Bedensel değişimler Tehlike : Kalp vurum sayısının artması, kan basıncının yükselmesi, kas geriliminin artması, sindirim sisteminin çalışmasının yavaşlaması, gözbebeklerinin büyümesi ![]() ![]() Tehlike evresinde kaygı düzeyinin yükselmesine bağlı olarak endişe, karamsarlık, öfke, korku sinirlilik, tedirginlik artar ![]() ![]() ![]() ![]() Direnç : Ağızda, boğazda kuruluk, bitkinlik, iştahsızlık, çok yemek yeme, baş ağrısı, baş dönmesi, boyunda, belde, ensede gerginlik ve kasılma, ellerde titreme, terleme, dururken, otururken, yürürken dengesizlik, sallanma, uykusuzluk, aşırı uyku, mide ve bağırsak bozuklukları, konuşma güçlüğü ![]() ![]() ![]() Bu belirtilerin uzun sürmesi durgunluk, ilgisizlik, isteksizlik gibi duygulanım değişiklikleri yaratabilir ![]() ![]() Çöküntü : Direnç evresinden sonra gelen çöküntü evresinde, bir önceki evrede ortaya çıkan hastalıklara bağlı, geri dönüşü olmayan organik bozukluklar başlar ![]() ![]() Psikolojik değişimler • Sürekli tedirginlik duygusu, • Sürekli ekonomik endişeler, • Aile bireylerine ve arkadaşlara duyulan öfke, bastırılmış öfke duyguları, • Hayattan sıkılma, • Hiçbir işe dikkatini verememek veya birini bitirmeden yeni bir işe başlamak, • Bayram ve hafta sonu tatillerinden korkmak, tatil isteksizliği, • Yalnız kalmaktan korkma, • Sorunlarını hiç kimseyle paylaşamamak, tartışamamak ![]() Kaygı ve Korku Arasındaki Fark Kaygı, korkuyla ilgili olan bir endişelenme durumudur ![]() ![]() ![]() Kaygı ve korku değişik araştırmacılar tarafından farklı olarak tanımlanmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Bazı psikologlar korku ile kaygı arasında üç önemli fark bulunduğunu söylerler: (1) Kaynak: "Ben arıdan korkarım!" örneğinde olduğu gibi, korkunun kaynağını biliriz, ancak kaygının kaynağı belirsizdir; (2) Şiddet: Korku kaygıdan daha şiddetlidir; (3) Süre: Korku daha kısa sürelidir, kaygı ise uzun süre devam eder ![]() Korku ve kaygı arasındaki benzerliklere dayanarak psikologlar, korku sırasında ortaya çıkan fizyolojik oluşumların, kaygı anında da gözlenebileceğini ortaya sürmüşlerdir ![]() ![]() ![]() Kaygı ayrışmamış bir tepki olup korkuyla arasındaki en önemli fark korkunun spesifik bir tehlikeye karşı ortaya çıkan bir tepki oluşudur ![]() ![]() ![]() Uzm ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|