Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
durumlar, gençlerde, görülen, psikiyatrik

Gençlerde Görülen Bazı Psikiyatrik Durumlar...

Eski 07-17-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Gençlerde Görülen Bazı Psikiyatrik Durumlar...



1-DEPRESYONUN GÖRÜNÜMÜ :
Depresyon toplumda çok sık görülmekle beraber, tanımı Hipokrat dönemine dayanır Depresyonun çeşitli tipleri mevcuttur Depresif insanda genelde hayattan zevk alamama ve kederli duygular görülür Son on beş gün içerisinde sürekli gün boyu veya günün büyük çoğunluğunda bu durum var ise klinik
anlamda depresyondan söz edebiliriz aksi takdirde günlük veya gelip geçici duygusal çökkünlükler , klinik anlamda depresyon sayılmamaktadır

Depresyonda kişinin işlevselliği sosyal durumu bozulur Depresyon her
bakımdan ciddi bir biçimde psikososyal ve işlevsellik açısından anlamlı
sıkıntılara neden olabilir

Depresyondaki bir kişide bazı belirtiler mevcuttur hatta kişi bunun bir depresyon olduğunun farkına varamayabilir Bu durumu yolda araba ile giderken sis bulutunun içine girmeye benzetebiliriz Görüş açısı daralır bazı şeyler yanlış görülür ve değerlendirilebilir , aynı zamanda kaza riski artar Depresyondaki insanda bulunan belirtiler arasında şunları sayılabilir :Önceden zevk aldığı şeylerden zevk alamama , gün içerisinde sürekli veya günün büyük çoğunluğunda kederli olma , gençlerde ve çocuklarda daha çok çok sinirli olma şeklinde duygudurum değişikliği , uyku azalması , sık sık uyanma , erken uyanma veya çok fazla uyuma , iştahsızlık veya çok aşırı yeme, dikkat dağınıklığı ve konsantre olamama ve bununla beraber ders başarısızlığı , cinsel istekte azalma , çabuk yorulma , akla gelen ölüm düşünceleri , kendini değersizçaresiz- işe yaramaz - beceriksiz - suçlu görme , olayları olumsuzdeğerlendirme , geleceğe yönelik karamsar düşünceler ve buna benzer belirtiler görülür Bu belirtilerin tamamı olabileceği gibi , önemli bir kısmıda bulunabilir

Depresyondaki birey çaresizlik ve sıkıntı duyguları içerisinde zaman geçirir , gençlerde riskli davranışlar ve madde bağımlılığı bu dönem içerisinde fazla miktarda görülürGencin arkadaş ilişkileri , ders başarısı , sosyal gelişimi ve aile ilişkileri bu dönemde bozulur Kişiler arası ilişkilerde ve kendini değerlendirmede hep olumsuz ayrıntılar göze çarpmaya başlar Bu nedenlerden dolayı depresyon tedavisi önem kazanır Melankolik tipte özellikle sabahları çok yoğun çökkünlük hissi ile beraber
hemen her şeye karşı zevk kaybı , aşırı yorgunluk ve halsizlik görülür Atipik şeklinde ise genellikle uyku ve iştah azalması olan tipik şekilde olanın tersi olarak , uyku ve iştah artışı ön plandadır

Depresyona genetik yatkınlığın çok fazla olduğu bu gün daha iyi bilinmektedir Son zamanlarda yapılan çalışmalarda anne babadan herhangi birinde depresyon öyküsü olduğunda , depresyon riskinin fazla olduğu açıkça gösterilmiştir

Depresyondaki kişi somatik şikayetler diyebileceğimiz ; baş ağrısı , kas ağrıları ,sindirim sistemi rahatsızlıkları , kalp şikayetleri ve buna benzer bedensel yakınmalar ile de çoğunlukla doktora başvururabilir Depresyon , başka psikiyatrik rahatsızlıklar ile birlikte olabilir

Bunlar arasında şunları sayabiliriz :

Panik bozukluğu , obsesif kompulsif bozukluk , yaygın anksiyete bozukluğu , madde bağımlılığı , dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu , şizofreni , dissosiyatif bozukluklar , davranım bozukluğu , mental retardasyon ,özel öğrenme güçlükleri vb psikiyatrik bozukluklarda eşlik edebilir

Depresyon tedavisinde genellikle ve çoğunlukla kullanılan tedavi yaklaşımı antidepresan tedavidir Aynı zamanda bilişsel olumsuzlukları ve öğrenilmiş çaresizlik düşüncelerini gidermek ve tadaviyi hızlandırmak için psikoterapiye de ihtiyaç vardır Nedene yönelik olarak psikososyal stres faktörlerinin de ortadan kaldırılması süreç içerisinde iyileşmeyi
hızlandıracaktır

2-MANİ VE BİPOLAR HASTALIKLAR
Mani ve bipolar hastalığın gençlerdeki görünümü erişkine benzer Gençlerde
ki mani diğer bazı psikiyatrik rahatsızlıklar ile fazla miktarda karışabilir Bu yüzden tanıaşamasında dikkatli olunmalıdır Mani genellikle çok gürültülü bir tablo ile kendini gösterir Ancak maniye girmiş bir genç kendi hastalığının farkında olmaz ,genelde hastalıklarına karşı içgörü denen kendi durumunun farkında olma durumu pek yoktur Bulundukları durumu kendileri fark etmesede , ailelerin veya sosyal çevrenin mani veya hipomaniye girmiş genci fark etmeleri genellikle zor olmaz Mani belirtilerinin klinik anlamda tanı konulması için bir hafta kadar bulunması gerekir veya hastaneye yatıracak kadar şiddetli olması gerekir

Manide ki belirtileri hemen belirtmek istiyorum :
Genellikle aşırı sinirli ve kavgacı ruh hali ile beraber, kendini büyük görme , aşırı coşkulu olma diyebileceğimiz bir ruh hali vardır Buna ek olarak azalmış uyku ihtiyacı (günde 1-2 saatle bile idare edebilirler ) , etrafı küçümseme , konuşmada aşırı artış , fikir uçuşması diyebileceğimiz konudan konuya geçen düşünceler , amaca yönelik değişik aktivitelerin artması ( hiç yeri ve zamanı değilken daha önce olmayan veya biraz olan ilgi ve etkinliklerin artması , bu konuda abartılı faaliyetler ), hiç yeri yokken sonradan oluşmuş abartılı merak ve yapılmak istenen işler ,bol para harcama , zevk veren etkinliklerde artma , aşırı derecede gezme dolaşma isteği vb

Bu belirtileri olan gençler zaman geçirmeden hekime getirilmelidir Çünkü
etrafa ve kendine zarar verecek riskli davranışlar olabilir Yukarıdaki
belirtilerin çoğu var ise genelde hastanede yatarak tedavi edilmeleri uygun
olmaktadır

Mani tedavisi genelde ilaç tedavisi ile birliktedir İlaç tedavisi ile
birlikte genelde bu durum kısa süre sonra yerini normal duyguduruma bırakır

Bipolar dediğimiz olgularda ise mani veya depresyon dönemleri vardır
Genelde bu dönemler birbirini izler Kişi hayatın bazı dönemlerinde
depresyon içerisinde bunu takip eden dönemde belli bir dönem mani halinde
olabilir Bu dalgalanmalar şeklinde devam eden duygudurumu stabil olarak
tutabilecek ilaçlar kullanılarak , kişinin bu iniş çıkış şeklinde seyreden duygudurumu sabit tutulmaya çalışılır

Manide psikotik boyut diyebileceğimiz hezeyanlarda olabilir bunlar genelde kişinin ruh hali ile uyumlu büyüklük hezeyanlarıdır Bu durumda kişinin gerçeği değerlendirme yetisi hastalık ile beraber bozulmuştur Tedavi ile başarılı bir şekilde genelde iyi sonuç alınır

3-YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞUNUN GÖRÜNÜMÜ
Yaygın anksiyete bozukluğunda günlük yaşamda , iş , okul ve aile hayatında
her an kötü bir şeyler olacakmış gibi endişeli , huzursuz ve tedirgin bir
ruh hali vardır Aynı zamanda kişi kaygılarını kontrol edemez Bu durum en
az altı aydır ve hemen hemen gün boyu sürüyorsa klinik anlamda yaygın
anksiyete bozukluğundan söz edebiliyoruz Yaygın anksiyete bozukluğunda şu
belirtilerin bir kısmı bulunur : Devam eden ve süreğen kaygı hali ,
Huzursuzluk hissi ile beraber tedirginlik, uykusuzluk ve uyku bozukluğu ,
yorgunluk , halsizlik , dikkat ve konsantrasyonu toplayamama , çabuk tepki
verme , sinirlilik , kas gerginliği ,aşırı uyarılmışlık , endişeli bekleyiş
, ek olarak bedensel şikayetler vb

Yaygın anksiyete bozukluğunda depresyon , panik bozukluğu , obsesif
kompulsif bozukluk gibi hastalıklar eşlik edebilir Kişinin kaygıları ve
endişeleri günlük işlevselliğini ve rahatını bozar Kapı çalması , telefon
çalması veya o gün için herhangi bir sıradan olay , gibi günlük olağan
hadiseler o insan için kötü bir haber beklentisi şeklinde tedirginlik ile
karşılanır

Yaygın anksiyete bozukluğu tedavisi genelde ilaç tedavisi ile mümkün olur
Aynı zamanda psikoterapi desteği de gerekmektedir Gencin bu hali onun
sosyal , okul , arkadaş ilişkilerini bozar ve işlev kaybı olur Anksiyete
bozukluğu olan gençlerde madde kullanımı da gözden geçirilmelidir

4-PANİK BOZUKLUĞU VE PANİK ATAKLAR
Panik bozukluğu , panik ataklarının tekrarlaması ve buna bağlı endişeli
beklenti ile oluşur Panik atakları gerçekten tahammül edilmesi zor bir
durumdur O anda kişi gerek bedensel gerek düşünce olarak çok şiddetli
kaygı belirtileri gösterir Panik atağı bir kaç belirtinin bir arada olduğu
sınırlı semptom atakları ile de görülebilir Panik bozukluğu denmesi için en
az 2 tane beklenmedik bir zamanda panik atağı ve buna bağlı olarak en az bir
ay süre ile tekrar bu kaygı atağı olacak korkusu olmalıdır

Panik atağını tarif etmek gerekirse , çarpıntı , terleme , titreme , nefes
darlığı , soluğun kesilmesi , göğüs sıkışması , delirme korkusu , bayılma
hissi , kendisini olağan dışı hissetme , o an için ölme korkusu , kontrolünü
kaybetme korkusu , ürperme , üşüme , kollarda veya uzuvlarda güçsüzlük hissi
vb gibi bir çok belirtinin eşlik ettiği bir durumdur Bu belirtilerin
hepsinin olması gerekmez , en az dördünün olması klinik olarak panik atağı
denmesi için yeterlidir Bu durum yoğun bir şekilde belli bir süre
yaşandıktan sonra geçer

Panik atakları bazı hastalıklara eşlik edebilir Panik atağı yaygın
anksiyete bozukluğu , agorafobi , depresyon,madde bağımlılığı , ayrılma
kaygısı bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk , özgül fobi gibi durumlar ile
birlikte görülebilir

Panik atağının tedavisinde genellikle ilaçlar kullanılır Panik ataklarının
düşünce boyutuna psikoterapi ile müdahale edilebilir Davranışçı tedavi
yaklaşımlarıda nedene yönelik denenebilir
Panik atağı aynı zamanda bir çok bedensel hastalık ile karıştırılabilr
Genelde acile başvuran hastalar öncelikle Kalp krizi , astım krizi veya
başka bir hastalık düşüncesi ile öncelikle dahiliye acil kısmına
başvururlar Ancak yapılan tetkikler ve fiziksel muayene sonucu bunu
oluşturabilecek herhangi bir nedene rastlanmaz Bu nedenle bu durumun iyi
bilinmesi ve diğer hastalıklar ile ayırıcı tanısının yapılması çok
önemlidir

5-AKUT VE POSTTRAVMATİK STRES BOZUKLUĞUNUN TANIMI
Akut Stres Bozukluğu: Akut stres bozukluğunda kişi çok travmatik bir olay
ile karşılaşmıştır Bu belirtiler bu olay ile karşılaştıktan sonra bir ay
içinde belirmeye başlar Olaydan sonra günler içinde veya saatler içinde de
kendini gösterebilir Akut stres bozukluğunda durum çok gürültülü
olmaktadır Genelde kişi kendisini tehdit eden gerçek bir ölüm veya ölüm
tehdidi , fizik bütünlüğe bir zarar gibi önemli bir olay yaşamış veya böyle
bir olaya şahit olmuştur Kişi bu olay esnasında aşırı derecede korku ,
çaresizlik ve endişeli duygular yaşar

Bu olay yaşandıktan sonra afallama , uyuşukluk , dalgınlık , tepkisizlik ,
kendisini ve çevreyi olağandışı hissetme , olayın belli bir bölümünü
hatırlayamama gibi yaşanan travmaya yönelik unutkanlık görülür Aynı zamanda
kişi bu korkunç olayı rüyalarında , düşüncelerde , göz önüne gelen
görüntüler ile tekrar tekrar yaşamaya başlar Özellikle olayı çağrıştıran
ve anımsatan yerler , zamanlar , kişilerden kaçınmalar şeklinde fobik
yakınmalar görülür Kişinin bu olayı yaşadıktan sonra kişiye has huzursuzluk
hissi , endişe hali , kaygı belirtileride oluşmaya başlar Bu belirtiler ile
kişinin işlevselliği belirgin bir şekilde bozulur

Akut stres bozukluğu bir an önce tedavi edilmelidir Özellikle akut dönemde
kişinin ilaç tedavisi ile rahatlatılması gerekir Doğal afetlerden sonrada
bu türlü rahatsızlıklar çok fazla miktarda görülür Adapazarında depremin
15 gününde gördüğüm hastaların %90 gibi büyük bir kısmında bu türlü bir
sıkıntı mevcut idi Bu zaman içinde psikososyal destek sağlanmasıda
önemlidir Akut stres bozukluğu sırasında kişide kendine ve çevresine zarar
verme davranışları görülebileceğinden dikkatli olunmalıdır Bu dönemde genç
için okul -hekim-aile işbirliği çok önemlidir

Travma Sonrası Stres Bozukluğu: Travma sonrası stres bozukluğuda akut stres
bozukluğuna benzer Burada çıkış zamanı olarak olay meydana geldikten sonra
bir ay gibi bir süre geçmesi gerekmektedir Belirtiler yine aynıdır ancak
afallama , olaya bağlı unutkanlıklar , kendini olağandışı hissetme durumu
görülmeyebilir Kişi yine kendini tehdit eden bir olay ile karşılaşmıştır
yada başkasının bu durumuna şahit olmuştur Travma sonrası stres bozukluğu
durumuna bu türlü bir durum ile karşılaşan her bireyde oluşmaz Bazı
kişilerde bu türlü bir durum gerçekleşebilir

Kişide uyku bozukluğu , iştah bozukluğu , sese ve olaylara karşı aşırı
uyarılmışlık , çabuk sinirlenme , aşırı irkilme tepkisi , geleceğe ait
beklentinin kalmaması , yaşadığı olay ile ilgili yer zaman ve kişilerden
kaçınma , duygulanımda kısıtlılık, yaşadığı olayı rüyalarda veya gözünün
önüne istemsiz gelme şeklinde tekrar tekrar yaşama şeklinde belirtiler de
görülür

Posttravmatik stres bozukluğu da kişinin işlevselliğini önemli ölçüde bozar
Bununla beraber depresyon gibi durumlar da sıklıkla eşlik eder Zaman
geçirilmeden tedavi edilmelidir Genelde tedavi ilaç tedavisi şeklindedir
Aynı zamanda psikoterapi desteği gerekir
Travma sonrası stres bozukluğu kişi için gerçekten zor bir durumdur Eşlik
eden belirtiler ile birlikte bir an önce tedavi edilmesi gerekir Aksi
durumda kişide psikososyal problemlerin oluşması ve yerleşmesi durumu
olabilir Kişinin okul , aile ve mesleki başarısı ve işlevsellik durumu
önemli ölçüde bozulabilir

6-OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUĞUN TANIMI
Obsesif kompulsif bozuklukta önlenemeyen obsesyonlar(saplantı ve takıntılar ) ve bunlara bağlı kompulsyonlar ( kendini yapmaktan alamadığı
,obsesyonlarının verdiği kaygıyı gidermek için yaptığı davranışlar ,
ritüeller ) olur Bu durum kişi için önemli derecede zaman ve işlev kaybına
neden olur Klinik olarak tanı koymak için bu obsesyon ve kompulsyonlara
günde en az bir saat harcamalıdır Aynı zamanda kişi bütün bu yapmak zorunda
olduğu şeyleri saçma olarak kabul etmelidir Kişi için bütün bunlar
genellikle rahatsızlık verici niteliktedir

Obsesyonlar ve kompulsyonlar çok çeşitli olabilir bunlara bir kaç örnek
verecek olursa: temizlik ,kapı pencere kontrolü , sayı sayma , aşırı düzen ,
simetrik olma , tekil olma , dokunma , akla gelen istenmeyen düşünceler ,
gözünün önüne gelen görüntüler vb gibi bir çok saplantı ve bunlar ile
ilgili zorlantı olabilir Kişi bunları tekrar tekrar yapıp karşı koyamayınca
bütün bunları kabullenebilir

Obsesif kompulsif bozukluk genelde hayatı yavaşlatır ve belirgin işlev ve
zaman kaybına neden olur Aynı zamanda kişi belirgin sıkıntı ve kaygı
içindedir Obsesif kompulsif bozukluğa sıklıkla depresyon , anksiyete
bozukluğu , uyku bozukluğu gibi durumlar eşlik eder

Obsesif kompulsif bozukluğu obsesif kişilik yapısından ayırmak gerekir Bu
kişiler biraz titiz olmak ile beraber obsesif kompulsif bozukluk tanısı
almazlar ve genelde hayatta başarılı olan kişilerdir Özellikle anne
babaları obsesif olan çocuklar ve gençler için sıkıntı çok fazla olmakta bu
durumda o aile içerisindeki bireylerde bazı psikiyatrik sorunlar
oluşabilmekte , onlar içinde hayat çok zor hale gelebilmektedir
Obsesif kompulsif bozuklukta da ilaç kullanılır İlaç tedavisi ile belirgin
bir şekilde bu durumunun tedavisi kolaylaşır Aynı zamanda davranışçı
tedavilerinde etkinliği kanıtlanmıştır Kişide bulunan saplantılar ve
bunlara karşı gelişen zorlantılar için içgörü kazandırmaya yönelik
psikoterapi yaklaşımları da önemlidir

7-SOSYAL FOBİ VE GENÇLER
Sosyal fobi kişinin sosyal ortamlarda belirgin sıkıntı duyması , buna bağlı
o ortamlara girmek istememesi ve işlev kaybına uğraması ile karakterizedir
Sınıfta öğrenci söz almak istemez , tahtaya kalkınca veya söz alınca rezil
olacağından yanlış yapacağından ve küçük düşeceğinden endişe eder Aynı
zamanda tahtaya kalkınca yüzü kızarır , kalbi hızla çarpmaya başlar ,
terleme olabilir Hatta panik atağı benzeri bir durumda oluşabilir Kişi bu
kaygısını sınırlayamaz ve belirgin endişe duyar Buna bağlı olarak özellikle
toplu ortamlardaz uzak kalmaya çalışır

Arkadaş ve sosyal ilişkileri
bozulabilir Bu durumun saçma olduğunun kabul edilmesi ve gençler için en az
altı aydır bu durumun bulunması şartı, klinik tanı koymak için gereklidir
Sosyal fobiye genelde çekingen kişilik yapısı eşlik eder Genelde sosyal
fobi bulunan kişiler içe dönük yapıdadırlar Kişide sosyal fobi olduğunda
buna bağlı kaçınma davranışlarıda , tanımadık insanların olduğu yerler ve
sosyal ortamlar için vardır

Sosyal fobi tedavisi genelde ilaç tedavisi ile beraber davranış tedavisi ve
psikoterapiyi içerir Başka psikiyatrik rahatsızlıkların eşlik edip etmediği
de araştırılmalıdır

8-ÖZGÜL FOBİ VE GENÇLER
Özgül fobide gencin belli bir şeye karşı örn: kapalı yerler , yükseklik ,
çeşitli hayvanlar , yükseklik , gök gürültüsü, kan , sağlık müdahaleleri
,fırtına ve tabiat olayları vb fobisi gelişebilir Bu durumda kişi korku
duyduğu şey ile karşı karşıya gelmemek için belirgin bir çaba sarfeder Bu
durum gencin işlevselliğini belirgin bir biçimde bozar Kişi o duruma maruz
kalmamak için belirgin bir biçimde kaçınma davranışları gösterir

Hatta gençler bu durum ile karşılaştığı durumda panik atağı dahi oluşabilir
Kişi bu korkularının anlamsız olduğunu kabul etmesine rağmen bu tür korkular
devam eder Bu durumun süresi en az altı ay kadar olmalıdır Gelip geçici
kaçınma davranışlarından ayırt etmek önemlidir

Özgül fobide ki bu durum bazı psikiyatrik rahatsızlıklarda görülen
durumlardan ayırt edilmelidir O tür durumlarda da özgül fobi benzeri
kaçınma davranışları olabilir (posttravmatik stres bozukluğu , obsesif
kompulsif bozukluk gibi )

Gencin bu durumda tedavisi davranışçı tedaviler ile mümkün olabilir Israr
eden durumlarda ise ilaç tedavisi uygulanabilir Tedavi beliren semptomların
şiddetine göre belirlenir

9-SOMATOFORM BOZUKLUĞUNUN GÖRÜNÜMÜ
Herhangi bir tıbbi durum ile veya zeka problemleri ile veya madde kullanımı
ile açıklanamayan bedensel şikayetlerin süregitmesidir Somatoform
bozuklukların başlangıcı 30 yaşından öncedir Somatoform bozukluğun en büyük
bölümünü somatizasyon bozukluğu oluşturur Kişinin bu durumu belirgin bir
şekilde işlev kaybına neden olur

Somatizasyon bozukluğu : Somatizasyon bozukluğunda başlangıç otuz yaşın
altındadır Bir kaç yıl önce başlayan ve yapılan tetkikler ile belirgin bir
neden bulunamayan bir çok fiziksel yakınma vardır Bu yakınmalar ağrı
yakınması (baş , kol , bacak, sırt, idrar yapma esnasında, cinsel ilişki
esnasında vb) , sindirim sistemi şikayeti (bulantı , kusma , ishal ,
hazımsızlık , vb) , cinsel organlar ile ilgili belirti ( cinsel işlev
bozukluğu, menstrasyon problemleri , vb), nörolojik bir durum (uzuvlarda güç
azalması , bayılma , çift görme , duyu yitimi , koordinasyon problemleri
vb) Bu belirtiler ile beraber işlev kaybıda belirgin bir şekilde
olmaktadır

Tedavi noktasında değişik yaklaşımlar olmasına rağmen genelde ilaç ile
birlikte psikoterapi tedavisi uygulanır

10-PSİKOTİK BOZUKLUKLAR VE ŞİZOFRENİ
Psikotik bozukluklar erkeklerde genelde onlu yaşların sonunda , bayanlarda
ise yirmili yaşların sonunda başlar Bunun dışında 4-5 yaşlarında başlayan
olgular bildirildiği gibi , geç yaşlarda da ortaya çıkabilir Psikotik
bozuklukların genelde ilk yerleşmesi sinsi bir şekilde olsada daha sonra
gürültülü bir şekilde bu tablo gelişir Genelde psikotik bozukluklar
başlamadan önce içe kapanma , ilgi ve istekte azlık, duygulanımda kısıtlılık
şeklinde belirtiler başlar Bu belirtilerden belli bir süre sonra işitsel
ve görsel varsanılar (halusinasyonlar) ,çeşitli şekilleri olabilen sanrılar
(hezeyanlar), amaçsız dağınık davranışlar veya garip beden postürü gibi
başlıcalarını saydığımız bir çok belirti veya bunların bir kaçı ile de
gerçekleşebilen bir akut tablo gelişir

Bu bozukluğun devamına göre tanıda ayrı ayrı sınıflama yapılır Ama hepsinde
ortak özellik kişinin gerçeği değerlendirme yetisinin bozulmasıdır Psikotik
diyebileceğimiz gerçek dışı düşünceler , yaşantılar, algılama şeklinde
psikotik özellikler gösterebilirler

Psikotik bozukluk genelde kronik bir durumdur , bu durum şizofreni
başlangıcı da olabilir İlerleyen süreç içerisinde bu durumun ayrıcı tanısı
yapılabilir Özellikle gençlerde görülen bu türlü durumlar bir çok
psikiyatrik hastalık ile karışabileceği için erken dönemde kesin bir tanıya
varmak çok zordur

Psikotik bozukluklarda işlev kaybı belirgindir Kişi hastalığın gerek
doğasından kaynaklanan nedenlerden , gerek ikincil yerleşen problemlerden
dolayı belli bir fonksiyon kaybına uğrar Prodromal dönem dediğimiz dönemde
genç insanda , arkadaşlarından uzaklaşma , sosyal ilişkilerde
yeteresizlikler , sosyal aktivitelere katılmak istememe , yalnızlığa eğilim
, günlük iş ve aktivitelerde istek kaybı , daha önceki fonksiyonellik ve
işlevsellikte azalma , ders başarısında düşmeler , duygulanım olarak
sınırlılık , duygusal etkileşim ve iletişimde azalmalar görülebilir Bu
dönemden sonra kişide psikotik bir atak geçirebilir Bu dönem ile birlikte
şizofrenik tablo yerleşir Kronik ilerleyici bir kişisel ve entellektüel
kapasitede yıkım sözkonusu olur

Bu bozuklukta spektrum içerisinde değişik tanısal sınıflamalar yapılmıştır
Bu durumu şizoid kişilik yapısı ile karıştırmamak gerekir Hastalığın genel
hatları ile bilinmesi yeterli olacaktır Psikotik bozuklukların tedavisinde
ilaç tedavisi geçerlidir Bunun yanı sıra destekleyici psikoterapi
yaklaşımları ve sosyal müdahaleler gidişatı daha iyi hale getirmektedir
Özellikle genç hastalarda ailelerin durumu ilerleyen süreci belirleme
açısından önemlidir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.