Prof. Dr. Sinsi
|
Majör Depresyon...
TIBBİ BİR HASTALIK
Majör depresyon ( ‘’klinik depresyon’’ ) tıpkı diğer hastalıklar gibi, örneğin kalp ya da mide ülseri gibi tıbbi bir hastalıktır ve özgül bir fizyolojik mekanizması vardır Depresyonun umut verici yanı tedavi edilebilir olmasıdır Fakat talihsiz yönü ise, depresyonda olan kişilerin çoğunun tıbbi yardım almayı düşünememeleri ve bunun sonucunda da büyük bir acı çekmeleridir
YAYGIN BİR HASTALIK
Klinik depresyonu olan çoğu kişi kendini yalnız hisseder Kendilerinin bu hastalıktan dolayı acı çeken tek kişi olduklarını sanırlar Aslında klinik depresyon oldukça yaygın bir hastalıktır
Yapılan araştırmalar her 5 kadından 1’inin ve her 10 erkekten 1’inin yaşamı boyunca bir kez depresyon geçirdiğini göstermiştir
Klinik depresyon her yaş, ırk, milliyet ve meslekten kişiyi etkiler Her öğrenim ve gelir düzeyindeki kişi de depresyondan etkilenebilir Pek çok sağlıklı görünen ve üretken kişi de buna dahildir
KADINLARDA DEPRESYON
Kadınlarda depresyon görülme sıklığı erkeklerdekinin iki katıdır Kadınlarda depresyonun daha sık görülmesinde, hormonal faktörler örneğin menstrüel siklus değişiklikleri, hamilelik, düşük yapma, doğum sonrası dönem, menopoz öncesi ve menopoz rol oynayabilir Pek çok kadın ayrıca hem evde hem de işteki sorumluluklar, tek ebeveyn olma, çocukların ve yaşlanan ebeveynlerinin bakımı gibi ek stres faktörleriyle karşı karşıyadır
Kadınlar özellikle bir bebek dünyaya getirdikten sonraki dönemde depresyona duyarlıdır Hormonal ve fiziksel değişiklikler, yeni bir canlının sorumluluklarıyla birleşince bazı kadınlarda doğum-sonrası depresyona yol açabilir Geçici ‘’hüzün’’ yeni annelerde yaygın olmakla birlikte, klinik depresyon olağan bir durum değildir ve aktif müdahale gerektirir Anne bir hekim tarafından izlenirken, ailenin de duygusal açıdan kendisine destek olması, kadının toparlanması ve kendine ve çocuğuna ilgi gösterebilmesi için çok önemlidir
ERKEKLERDE DEPRESYON
Erkekler kadınlara göre daha az sıklıkta ‘depresyon’ nedeniyle tedavi için başvururlar Depresyon erkeklerde tipik olarak umutsuzluk, çaresizlik olarak değil de, aşırı sinirlilik, öfke, kendine güvensizlik şeklinde kendini gösterir Bu nedenle de teşhis edilmesi güç olabilir Bir erkek depresyonda olduğunu fark etse bile, bir kadına göre yardım alma konusunda daha isteksiz davranır Erkeklerin depresyonu çoğunlukla alkol ya da uyuşturucu madde kullanımı ile ya da sosyal açıdan daha kabul edilebilir olan aşırı yoğun çalışma temposu ile maskelenir Oysa depresyona bağlı olarak kadınlarda intihar girişimi sıklığı daha yüksek olmakla birlikte, erkeklerde ölümle sonuçlanan intihar girişimi oranı kadınlardakinin dört katıdır Depresyon ayrıca erkeklerde fiziksel sağlığı kadınlardan daha farklı biçimde etkiler Yeni yapılan bir araştırma depresyonun kadın ve erkeklerin her ikisinde de kalp damar hastalığı riskini artırdığını, ancak yalnızca erkeklerde ölüm oranlarını artırdığını ortaya koymuştur
Erkeklerin depresyona girmeleri durumunda, tedavi için başvurma noktasında aile üyelerinin cesaretlendirmesi ve desteği çok önem kazanmaktadır
KLİNİK DEPRESYON BASİTÇE ‘’HÜZÜN’’ DEĞİLDİR
Çoğu kişi depresyonu ‘’üzüntülü’’ ya da ‘’hüzünlü’’ olmakla eşdeğer görür Depresyondaki çoğu kişi yoğun üzüntü duymakla beraber hastalık yalnızca üzüntü değildir Gerçekte, çoğu kimsenin inandığının aksine üzüntü bir belirti olarak olabilir ya da olmayabilir Depresyondaki çoğu kişi gerginlik, sinirlilik, çabuk öfkelenme, sabırsızlık öfke patlamaları yaşar
DEPRESYON CİDDİ BİR HASTALIKTIR
Depresyon gündelik yaşamınızı bozar ve çok yoğun, gereksiz acı ve ızdıraba yol açar Klinik depresyon duygularınızı, aile ve arkadaşlarınızla ilişkinizi, işinizi ve yaşama bakışınızı dramatik bir biçimde değiştirir İhmal edilirse evliliği, arkadaşlıkları, mesleki kariyeri bozabilir Tedavi edilmediği takdirde umutsuzluk ve hayatın yaşamaya değmediği duygusu uyandırabilir Bazı hastalarda intihara dahi yol açabilir
DEPRESYON KİMYASAL BİR DENGESİZLİKLE İLİŞKİLİDİR
Klinik depresyon tıbbi bir hastalıktır Tıpkı diğer tıbbi hastalıklar gibi, örneğin yüksek tansiyon, mide ülseri gibi klinik depresyonun ortaya çıkışında da çeşitli faktörler rol oynayabilir Bunlar genetik faktörler, yaşam olayları ve vücuttaki kimyasal değişikliklerdir Klinik depresyon pek çok durumda beyindeki kimyasal bir düzensizlikle ilişkili görünmektedir Beyinden diğer organ sistemlerine giden mesajlar (ör kalp, akciğerler, mide) sinir hücreleri ile taşınır Sinir yollarında bir sinir hücresinin diğer sinir hücresine ulaştığı yerde ince mikroskobik bir aralık vardır Mesajlar yani sinir iletileri beyinde ve sinir yolları boyunca bu aralıktan kimyasal ileticiler tarafından taşınırlar Diğer sinir hücresine ulaştıklarında yollarına devam ederler Klinik depresyon adındaki tıbbi hastalıkta, bu aralığı geçen kimyasal ileticilerin etkinliği bozulmuştur Örneğin bu aralığı daha az sayıda iletici geçebilmektedir ve bunlar kimyasal iletiyi diğer hücreye taşımada daha az etkindir İşte bu bozulmanın klinik depresyonun çeşitli belirtilerinin ortaya çıkmasında rol oynadığı düşünülmektedir
Anımsanması gereken önemli nokta, klinik depresyonun özgül bir kimyasal bozulmayla ilişkili olan tıbbi bir hastalık olduğu ve tedavi edilebilir olduğudur
TANI ÖZGÜL BELİRTİ VE BULGULARA GÖRE KONUR
Doktorunuz depresyon tanısını size belirli sorular sorarak ve davranışlarınızı gözlemleyerek koyar Doktorunuz bu sorgulamayı hastalıkla ilgili olduğu bilinen birtakım belirti ve bulguları gösterip göstermediğinizi anlamak için yapar
Klinik depresyonu olan kişiler ya süreğen bir mutsuzluk, ya gündelik aktivitelerde ilgi kaybı ya da her ikisini birden yaşarlar
Belirtiler fiziksel örneğin uyku düzeninde değişme gibi olabilir Depresif kişiler gece iyi uyuyamazlar ya da sabah çok erken saatte uyanabilirler ve yeniden uykuya dalamazlar Bazı kişiler de aksine çok uyuyabilirler
Diğer bir fiziksel belirti de kilo kaybı ya da alımına yol açan iştah değişikliğidir Hastalar yeterince dinlenmelerine karşın her zaman bitkin hissedebilirler Fiziksel aktiviteleri de artmış ya da azalmış olabilir
Belirtiler zihinsel fonksiyonlarla da ilgili olabilir, örneğin konsantrasyon güçlüğü ya da karar vermekte güçlük gibi Duygularda da sorunlar olabilir, örneğin kendini değersiz ya da suçlu hissetme, intihara yol açabilecek umutsuzluk gibi
Klinik depresyonla ilişkili olabilen başka belirtiler de vardır Bazı depresif kişiler çoğu zaman gergin hissederler ya da gerginliklerini fiziksel belirtiler şeklinde yansıtabilirler, örneğin çarpıntı, terleme, titreme gibi Bazıları da örneğin baş ağrısı, mide ağrısı, sırt ağrısı gibi süreğen ağrı hisseder
|