Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bipolar, depresyonduygu, durum, düzenleyiciler, mani

Bipolar (Mani Depresyon)Duygu Durum Düzenleyiciler...

Eski 07-17-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bipolar (Mani Depresyon)Duygu Durum Düzenleyiciler...



Psikiyatrinin tüm alanlarında olduğu gibi BAB'ta da etkin tedavi arayışları sürmektedir Bu grup ilaçların etkinliğinden sözederken yalnızca kesitsel iyileşme ve atakların önlenmesi değil, -bazı belirtilerin subsendromal düzeyde olsa remisyon döneminde de sürme riskine karşın- sosyal yaşamı ne kadar etkilediği de düşünülmektedir

A-Lityum (LithurilR 300mg)
Lityum, 1840'da tıpta kullanılmaya başlanmış, doğada bulunan alkali bir metaldir 1873'de mani, daha sonra da depresyonda tedavi edici olduğunu bildiren olgu sunumlarından sonra, lityum içeren kayak sularının birçok hastalığa iyi geldiği şeklinde yanlış bir inanış doğmuştur 1940'da hipertansif hastalarda sodyum yerine lityum kullanılmaya başlanması ile birlikte lityum toksistesi gelişmiş ve ölümler olmuştur Bunun üzerine lityum piyasadan kaldırılmıştır 1949'da hayvanlarda lityum enjeksiyonun letarjiye neden olduğunun bildirilmesi üzerine bu konudaki çalışmalar artmış ve manik epizodda etkili olduğu, 1950-1960'da ise BAB'da profiliktik etkisi olduğu tespit edilmiştir Duygudurum Dengeleyici (DD) adıyla psikiyatrideki yerini alması ise 1980'li yıllarda olmuştur

Klinik Kullanım
Lityum, mani atağının tedavisi dışında Bipolar bozuklukta koruyucu olarak (DSÖ'ne göre 2 manik atakda başlanır), yineleyici depresyonlarda ve siklotimide DD olarak, Şizoaffektif Bozuklukta antipsikotiklerle beraber, tedaviye dirençli depresyonlarda antidepresanlarla birlikte, antipsikotiklere dirençli şizofreniklerde antipsikotiklerle birlikte, yineleyen ağır saldırgan davranışlar gösteren kişilerde, duygudurum oynamaları gösteren kişilik bozukluklarında, alkolizmde kullanılabilir

Akut manide ve BAB-depresyonda %80, BAB profilaksisinde %50-80 etkinliği vardır Manide akut tedavi genelde hastanede yapılır Ancak işbirliği iyi olan hipomanik hastalar ayaktan izlenebilir Lityumun DD etkisi tedavinin 5-14 gününde ortaya çıktığı için, manik belirtilerin hızlı kontrolünün gerektiği durumlarda (tedavinin ilk günlerinde, 1-3 hafta için) ek antipsikotikler ya da benzodiazepinler kullanılır Elektrokonvülsif terapi de akut manik semptomlarda dramatik düzelme sağlar Bununla birlikte maninin gerçek tedavisi lityum ile yapılır Akut mani semptomlarını kontrol altına almasının yanı sıra relaps riskini de azaltır

Tedaviye başlamadan önce BUN ve serum kreatini, açlık kan şekeri elektrolitler, TFT, EKG, tam kan sayımı, gebelik testi yapılmalıdır En çok lityum karbonat kullanılır Yaşlılar ve böbrek hastalığı olanlar dışında genelde 300mg tid şeklinde başlanır Terapötik indekslerinin düşük olması nedeniyle doz ayarlaması, son ilaç dozundan 10-12 saat sonra bakılan kan düzeylerine göre yapılır Akut mani tedavisinde lityum kan düzeyi 08-12/16 mEq/lt, koruyucu tedavide 06-12 mEq/lt olarak ayarlanmalıdır 2 mEq/lt üzerinde toksik belirtiler başlar Tedavinin ilk ayında her hafta, 2 (ya da 3) ayda 15 günde bir, kan düzeyi stabilizasyonundan sonra da her 3-6 ayda bir ölçüm yapılmalıdır Bölünmüş dozlarda verilmesi önerilmektedir Çünkü tek doz verildiğinde doruk lityum kan seviyesi, minimum kan seviyesinden 4 kat fazla olabilir ve bu da toksisiteye yol açabilir Hatta bölünmüş dozlarda bile verildiğinde doruk kan düzeyi, minimum düzeyin 2 katı olabilir Bu da yaşlılarda daha risklidir Lityum renal yetmezlik, hipotriodizm ve nadiren hipertriodizm yapabilir, bu açıdan tiroid ve böbrek işlevlerinin takibi gereklidir

Etki Düzeneği
· Tuberoinfundibular yolda dopamin düzeyini ve dönüşümünü artırır

· Dopamin reseptör aşırı duyarlılığını azaltır (maninin katekolamin sistemindeki aşırı duyarlılık ile ilgil olduğu görüşü ile uyumludur):

· Hipokampus gibi bazı beyin bölgelerinde serotonin salınımını artırır (Triptofan geri emilimi ve postsinaptik reseptör etkinliğini artırarak) Bu anlamda serotonin agonisti gibi işlev görür Yine uzun süreli kullanımda presinaptik reseptör duyarlılığını azaltır ve negatif geribildirim azalmış olur Hipokampusta serotonin reseptör sayısı ve serotonin salınımı artar (SSRI'larında antimanik etkisi olabilir mi?)

· Pre ve postsinaptik a ve b-adrenerjik reseptörleri karmaşık biçimde etkiler a2 reseptör duyarlılığı azalır be da noradrenalin salınımını artırır

· Eritrositlerde asetil kolin düzeyini artırır Bu da kolinerjik-adrenerjikl dengesizliğin DDB'da etkili olduğu görüşüne uyar (Kolinerjik etkinliğin noradrenerjik etkinliğe oranla düşük olması mani, tersi ise depresyona yol açar)

· GABA katekolamim etkiniğini azaltır Lityum, karbamazepin ve valproat GABA etkisini artırır

· Nörotransmitterlerin hücre içi bilgi taşıma sisteminin işlevinden etkilendiği bilinmektedir Lityum da ikincil ulakların işlevini etkiler (sinyal transdüksiyon sistemi) İnositolün yıkım ve sentezinden sorumlu olan inositol fosfatazları nonkompetetif olarak inhibe ederek hücrelerin bu sistemi kullanan nörotransmitterlere yanıtını azaltır

· Aynı sistem içinde Protein kinaz C etkinliğin azaltır 1-2 haftad açıkan bu etkiye bağlı oarak hücre içi kalsiyum mobilizasyonu değişir ve hücre içi kalsiyum azalır Kalsiyum kanal blokörlerinin de net etkisi hücre içi kalsiyumun azalmasıdır

· Yine ikincil ulak olan ve noradrenalin ile çalışan cAMP birikimini azaltır

· Mg ile yarışarak vazopresin inhibisyonu ve tirotiropine duyarlı adenilat siklaz inhibisyonuna neden olur Lityuma bağlı nefrojenik diabet insipitus ve hipotiroidizmin nedenidir

Yan Etkiler
En sık görülen yan etkiler, bulantı, iştahsızlık, kusma, ishal gibi GIS belirtileri (bölünmüş dozlar ve yemekle birlikte alım), kilo alımı, tremor (ince tremor olup tedavinin ilk haftalarında ya da doz artımında daha fazla olur, bölünmüş dozlarda verilmesi ve dideral 30-160mg kullanılabilir, aşırı olduğunda toksisiteden şüphelenmek gerekir), yorgunluk ve bilişsel bozukluklardır

Bilişsel Bozukluklar
Bilişsel bozukluklar zihinsel yavaşlama, dikkat ve konsantrasyon güçlüğü, başağrısı, daha nadir olarak da ekstrapiramidal belirtiler, ataksi, vertigo, disartri, nistagmus, kaslarda fasikülasyonlar ve konfüzyona kadar giden nörotoksisiteye yol açabilir Bu nörotoksisite ateş, cerrahi girişimler, böbrek yetmezliği ve tuz alımında azalma ve yaşlılık ile bazı ilaç kombinasyonlarında artar Bu belirtiler daha çok 3mEg/lt düzeylerinde görülür

· Renal Etkiler:
Sıklıkla poliüri ve sekonder polidipsiye neden olur Poliüri (3Lt) lityumun ADH'nın etkisini antagonize etmesinden sonuçta distal tüplerde sıvı rezorpsiyonunun azalmasından kaynaklanır (ADH eksikliği yoktur by nedenle dışardan ADH verilmesi etkisizdir) Sıvı replasmanı, günlük ilaç dozunun tek seferde alınması ya da tiazid ve K tutan diüretikler verilebilir (bu durumda lityum dozu yarıya indirilmelidir) Genelde tedavinin başında ortaya çıkan poliüri kısa sürede düzelir Ancak bazı olgularda ilerleyerek, Dİnsipitusa yol açar Bu olgular poliüri ve sıvı kısıtlamasına karşın idrarı konsantre edememe ile kendini gösterir Lityum kesilmeli ya da tiazid, amilorid gibi diüretikler başlanmalıdır

Lityumun nadir görülen ancak en ciddi renal etkisi yapısal böbrek hasarıdır Fokal glomeruler atrofi, tübüler atrofi ve interstisiyal fibroz görülür Bu nedenle lityum kullananlarda her 6 ayda bir böbrek fonkisyon testleri yinelenmelidir

Lityum metabolize edilmeden böbreklerden atılır Glomeruler filtrata geçen lityumun %70-80'i proksimal tüplerden ve Henle kulpundan geri emilir Bu geri emilim sırasında lityum iyonları sodyumla kompetisyona girer Bu nedenle hiponatremiye yol açan aşırı terleme, kusma ishal durumlarında ve sodyum diürezinde lityum kan seviyesi artar ve toksisite gelişebilir Yine atılım hemen hemen tümüyle böbreklerde olduğu için böbrek yetmezliğinde de toksisite beklenebilir

· Tiroid Bezi Üzerindeki Etkileri:
Lityum tiroid hormonu sentezini bloke eder Ayrıca T3 ve T4 salınımı, bunların periferik yıkımını, TSH etkisini ve tirozinin iyonizasyonunu etkiler Normal doz aralığında kullanan kişilerin 1/3'ünde benign, diffüz ve toksik olmayan guatr oluşur Genelde ötiroid nadiren hipotiroid olurlar (%5), TSH'da hafif artış olur Bu hastalarda ilaç kesmek yerine tiroid hormonları eklemek gerekebilir Bu nednele lityum kullanankişilerde 6 ayda bir TFT yapılmalıdır

· Kardiyak Etkiler:
Hücre içinde K ile lityumun yer değştirmesine bağlı olarak EKG'de T dalgasında düzleşme gibi hipopotasemide görülen kalp değişikliklerine benzer bulgulara yol açabilir Bu benign bir tablo olup ilaç kesilmesi ile düzelir Yine sinüs nodülünün pacepaker aktivitesini baskıladığı için sinüzal disritmiler ve senkoplara yol açabilir ve hasta sinüs sendromunda kontraendikedir Nadiren ventriküler aritmiler ve yetmezlik yapabilir

· Dermatolojik Yan Etkiler:
Foliküler, makülopapüler erüpsiyonlar (doz ayarlaması ve topikal preparatlar yeterlidir), pretibial ülserasyonlar ve psörüaziste kötüleşme ile alopesi (ilaç kesilmesi ile geri döner) yapabilir

· Teratojenik etkisi:
İlk trimesterde lityum kullanan annelerin bebeklerinde %10 konjenital malformasyonlar bildirilmiştir Sıklıkla kardiyak (Ebstein anomalisi) anomaliler olur Yine süte geçerek bebekte latarji, siyanoz, anormal refleksler ve hepatomegali yapabilir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.